Kölelik ve İslam
İslam dinine yönelik en önemli eleştirlerden biri bu dinin kölelik sistemine karşı olmayışıdır. Gerçi Muhammed zaman zaman köle azad etmiş ve köleleri azad etmenin sevaplarından bahsetmiştir ancak bir bütün olarak kölelik sitemine hiç bir zaman karşı gelmemiştir. Köle sahip olmanın önüne hiç bir engel koymamıştır. Durum böyle olunca örneğin köleleri olan bir zengin yılda 1 kölesini sevap uğruna azad ederken 2 köle satın alıp, kölelerini arttırabilir.
Muhammedin köleliğe karşı olduğu iddia edilemez çünkü kendisinin çok sayıda erkek ve kadın kölesi (cariye) vardır. Muhammed öldüğünde sayısında tam bir mutabakat olmasa da 20 civarında kölesi olduğu tahmin edilmektedir. En gözde kölelerinden biri Marya adlı ve kendisinden yaklaşık 35 yaş küçük genç kızdır. Mısır mukavkısının Muhammede hediye ettiği 4 köleden biridir Marya.
Muhammed köleliğe neden tam anlamıyla karşı çıkmamış veya çıkamamıştır? Çünkü sırtını tanrısına değil, çeşitli kabile şeflerine, güç ve prestij sahibi insanlara dayamak zorunda idi. Bu insanlar ise ya köle sahibi idiler ya da Muhammed ile beraber girdiği savaşlarda mal ile birlikte köle sahibi olmak istemekte idiler. Muhammedin köleliğe tam karşı çıkması bu şeflerin hoşuna gitmeyecek idi. Muhammed bunu göze alamaz idi. Zaferlerini tanrı değil bu şeflerin katkısı sağlıyordu.
Kölelik sistemi aynı zamanda önemli bir gelir kaynağı idi müslümanlar için. Örneğin Beni Kureyza gazası sonrası ele geçirilen yüzlerce kadın ve çocuk, köle olarak çeşitli çevre ülkelerde, özellikle Şam tarafında Muhammedin emriyle satılmış ve böylece gelir elde edilmiştir.
Kölelik sistemi Muhammed döneminde dünyanın en önemli kötülüklerinden, en önemli geriliklerinden biri idi. İnsanlığa iyilik getirme iddiasında olan bir kitapda böylesine öncelikli olması gereken mesele üzerine hükümler bulunmazken, evlere kapıyı tıklatmadan girmemek, üvey oğlunun karısısıyla evlenebilmek gibi çok tali meselelerde net hükümler verilmiştir.
|