16-02-2009, 00:41
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
|
|
Cumartesi Anneleri
Cumartesi anneleri
Cumartesi oturmaları, Emine Ocak'ın oğlu Hasan Ocak'ın 21 Mart 1995'te gözaltına alınması ve 55 gün sonra işkenceyle öldürülmüş bedeninin kimsesizler mezarlığında bulunmasıyla başlamıştı.
1995'ten 1999'a kadar süren protestolarının son yedi ayında güvenlik güçlerinin engellemeleri ve saldırılarıyla karşılaşmış ve çoğunlukla Cumartesi gecelerini gözaltında geçirmek zorunda kalmışlardı.
Kimi kayıp yakınlarının başlattığı hukuki süreçte failler yargılanamamış, iç hukuk yolları tıkanıp da AİHM'e başvurulduğundaysa Türkiye hakkında mahkumiyet kararları verilmişti.
http://www.bianet.org/bianet/kategor...ensin?from=rss
Beyoğlu'nda, 1999 Yılında Eylemlerine Son Veren "Cumartesi Anneleri" 10 Yıl Aradan Sonra Tekrar Eylemlerine Başladı. Galatasaray Meydanı'nda Toplanan Grup, Gözaltındayken Kaybolan Yakınlarının Bulunmasını İstedi. Bazı Milletvekillerinin de Destek Verdiği Eylemde Göstericiler Gözaltında Kaybolduklarını Öne Sürdükleri Yakınlarının Resimlerini Taşıdı.
http://www.sondakika.com/haber-cumar...-sonra-tekrar/
|
16-02-2009, 01:01
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
Konu frodo tarafından (11-10-2009 Saat 14:57 ) değiştirilmiştir.
|
18-02-2009, 23:41
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
|
|
Namık Erdoğan Sağlık Bakanlığı'nda teftiş kurulu başkan yardımcısıydı. Bakanlık'ta çeteler cirit atıyordu. Ambulanstan, ameliyat önlüğüne ve röntgen cihazına kadar iştah kabartan bütün ihaleler için birkaç şirket, bakanlığı baskı altında tutuyor, "bu büyük rantı başkalarına yedirmemeye" çalışıyorlardı.
Namık Erdoğan ihaleleri ve dış alımları incelerken usulsüzlüklere rastladı. Bakanlığın birkaç çete artığınca dolandırıldığını fark etti. Mücadeleye girişti.
1994 yılı Mayıs ayının 9. günü bakanlığın arkasından arabayla kaçırıldı. Yaptığı denetlemelere ilişkin evrak çantası da elindeydi. Ailesi ayağa kalktı ancak o gün hiçbir haber alınamadı, ertesi gün de...
12 Mayıs'ta Namık Erdoğan'ı Kızılırmak Nehri'nin kenarında buldular. Çantası yanında yoktu, ama kafasında iki kurşun vardı.
Kamuoyu, bu "Kayıplar kentinin yakışıklısını nice sonra, yeğeni Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı bıçak tadında birkaç dize ile tanıdı:
"dokuzunda kayboldu mayıs'ın/cesedi bulundu/onikisinde...
kaçırıldığında da/kaybolduğunda da/ve cesetken de/yakışıklıydı...
amcamdı..."
* * *
1994, Türkiye'nin uğursuz yılıydı.
Hükümet, hepten azgınlaşan terörle "anlayacağı dilden" konuşmaya karar vermiş, yasayı, hukuku bir yana koyup kör bir savaşa girişmişti. Adapazarı-Hendek-Sapanca arasına kurulan şeytan üçgeni ölüm kusuyor, muhalif gazeteler bombalanıyor, yargı önünde mahkum edilemeyenler, "faili meçhul" cinayetlerle yok ediliyorlardı.
Çetelere gün doğmuştu. Hem kendi bildikleri yöntemleri konuşturuyorlar, hem de himaye görüyorlardı.
"Kayıplar" sorunu da böyle doğdu.
20 Mart 1995 günü Hasan Ocak annesini arayıp, "Akşama yemek yapma, ben balık alacağım" dedi. Kız kardeşinin yaşgünüydü. Ancak o gece balık da gelmedi, Hasan da... Gözaltına alınmıştı, ancak izi bulunamıyordu. Annesi Emine Ocak, günlerce 28 yaşındaki kuzusunu aradı. Bir mahkemede kalkıp hakime "Oğlumu kimden sorayım" deyince görevli komiser, "Gel ben seni oğluna götüreyim" dedi. "Sağ mı... inanayım mı..." derken içerde buldu kendini; "mahkemenin huzurunu bozmak"tan 60 yaşında, 19 gün hapis yattı.
55. günün sonunda gelen "meçhul" bir telefon, oğlunun gerçek adresini fısıldadı: Hasanın telle boğulmuş bedeni, kimsesizler mezarlığında yatıyordu.
Mezarı açtılar. Emine Ana, oğluyla kucaklaştı.
* * *
İşte kayıp yakınları bu olaydan beridir her cumartesi, yarım saat için Galatasaray Lisesi önünde toplanmaya başladılar. Orada yalnız olmadıklarını farkettiler; Hasanın ardından diğerleri gelmiş, sadece o yıl gözaltında kaybolduğu iddia edilen insan sayısı 300'ü bulmuştu.
Rakam büyüdükçe, Galatasaray'da toplananların sayısı da büyüdü: İsyanlarını içlerine gömüp, çevrelerini kuşatan polisten, ilgisiz gözlerle geçen kalabalıktan oğullarının, kızlarının hesabını sordular. Suskunluklarıyla konuşturdular bizi, oturarak ayaklandırdılar ve en küçük bir olay çıkarmadan dünya çapında bir eyleme imza attılar.
Lâkin "kamu vicdanı'nın harekete geçmesi beklenirken, harekete geçen yine "kamu otoritesi" oldu. Yakınlarını yitirdikleri yetmezmiş gibi bir de itilip kakıldılar, tartaklanıp, içeri atıldılar.
Türkiye'nin sivil direniş tarihine geçecek kadar barışçıl olan bu eylemi, "Şemdin Sakık'ın düzmece karalamaları" da gözden düşüremeyince, sonunda güvenlik güçleri seferber oldu. Son iki haftada 157 kişi gözaltına alındı.
Aralarında Emine ana da vardı.
* * *
Bugün, eylemin 173. haftasında yeniden orada olacaklar.
Siz, uzatmalı bir cumartesi sabahının keyfini yaşarken, onlar kaybettikleri fidanları için biraraya gelecekler yeniden... Bütün tahriklere rağmen ve dünyanın gözü önünde hırpalanma pahasına yine barışçıl yoldan ayrılmayacaklar.
Orada öyle sessizce oturup gözleriyle, çevredeki ilgisiz kalabalığa ve hepimize seslenecekler:
“Siz şanslıydınız, kaybolmadınız; ya vicdanınız...?”
Can Dündar/1998
|
18-02-2009, 23:47
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Galatasaray'dan 204. kez sesleniyoruz!
Bu topraklarda yüzlerce insan gözaltına alındı; bir gece vakti yatağından, güpegündüz sokak ortasından, köy baskınlarından, ifade için çağrıldıkları karakollardan…
İnsanların gözü önünde kaçırıldılar ve bir daha geri dönemediler.
Failleri belliydi.
Bizler cumartesi anneleri ve insan hakları savunucuları olarak toplumun vicdanına seslenmeyi sürdürüyoruz...
İnsanlarımızı kaybeden, katleden bu kirli yapıya sessiz kalmayalım, çok olalım, birlikte mücadele edelim.
Sizleri Cumartesi günü saat 12.00'de Galatasaray'a bekliyoruz. Gelin ki sessiz çığlığımız büyüsün..
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
Tarih : 21 Şubat 2009 ( Cumartesi )
Saat : 12.00
Yer : Galatasaray Meydanı ( İstiklal Cad. - Taksim
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
22-02-2009, 23:42
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
|
|
İstanbul
Kaybedilen yakınlarını aramak için yola çıkan Cumartesi Anneleri, 204. kez Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. Bu hafta Avukat Metin Can ve İHD Üyesi Doktor Hasan Kaya'nın akıbetini soran anneler, "JİTEM'i korumaktan vazgeçin" çağrısında bulundu.
İzmir
İzmir İHD Şubesi her hafta düzenlediği faili meçhuller bulunsun eylemlerini bu hafta Metin Can ve Hasan Kaya adına gerçekleştirdiler. “Faili meçhul cinayetle katledilen Metin Can ve Hasan Kaya onurlu mücadelemizde yaşıyor” yazılı pankartın açıldığı eylem, okunan basın açıklamasının ardından gerçekleştirilen oturma eyleminden sonra sonlandırıldı. Açıklamda JİTEM itirafçıları Ayhan Öztürk, Abdulkadir Aygan ve Murat Demir'in itiraflarına rağmen konu hakkında soruşturma yürüten savcıların bu itirafları görmezden gelmesine değinilirken Ergenekon soruşturmasının Fırat'ın ötesine geçmemesinden şikayetçi olundu. “Katiller bulunsun hesap sorulsun”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganlarının atıldığı eyleme katılım 50 kişiydi.
1993 yılı 21 Şubat günü Elazığ İHD başkanı Avukat Metin Can ve Elazığ İHD üyesi Doktor Hasan Kaya evlerinden kaçırılmış demokratik kurumların tüm çağrılarına rağmen sağ bulunamamış, 27 Şubat günü Can ve Kaya'nın Tunceli'de işkenceden geçmiş bedenleri bulunmuştu. O dönemde yapılan işkencelerin sesleri de telefonlarla Can ve Kaya'nın ailelerine dinletilmiş o telefonlar da bir türlü bulunamamıştı.
Ankara
İHD, kayıp ve faili meçhul cinayet olaylarının aydınlatılması, gözaltında kayıpların bulunup faillerin cezalandırılmaları için Cumartesi günleri oturma eylemine devam ediyor. İHD Ankara Şube bugün saat: 12.30’da eylem için yine İnsan Hakları Anıtı önündeydi. Bu gün ikincisi yapılan eylemde, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları yine meydanlardaydı.
Ankara’da İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan eylemde, İHD Şube Başkanı Gökçe Otlu bir konuşma yaptı. Bu haftanın oturma eyleminde İHD Ankara Şube Hasan Ocak tanıtıldı. Otlu, Gazi olayları ile beraber gelişen Ocak’ın kayboluş sürecini anlattı. Eylem insan hakları savunucularının her hafta kayıplar için buluşacağını duyurması ile sona erdi.
Eskişehir
Bugün Eskişehir’de saat 13:00’da Adalar Mevkii’nde kayıp yakınlarına destek amacıyla bir basın açıklaması ve 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Yapılan basın açıklamasında kayıpların belli olduğu ancak katillerin bilinmediği belirtilerek “Çetesiz, mafyasız, yaşanabilir bir ülke ve adalet talebiyle alanlarda saf tutmaya devam edeceğiz” denildi. Okunan basın açıklamasının ardından söz, eylem, örgütlenme özgürlüğü için 5 dakikalık oturma eylemi yapılarak 15 gün sonraki kayıp yakınlarına destek eylemine çağrı yapılmasıyla eylem sona erdi.
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=22271
|
07-03-2009, 21:48
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
|
|
Bizler Vicdanız, Ya Siz?
206 haftadır Galatasaray’dan yetkililere sesleniyoruz. Gözaltında kaybedilen eşlerimizin, çocuklarımızın, yakınlarımızın akıbetini açıklayın sorumlularını yargılayın diyoruz.
Jitem mensubu itirafçıların adres gösterdikleri mezarları, ölüm kuyularını açın diyoruz
1000 operasyon yaptık diyen Mehmet Ağar’ı, Tansu Çiller’i ve sorumluluğu bulunan bütün failleri yargılayın diyoruz.
Daha ne bekliyorsunuz?
Bu hafta, gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay dosyasının Ergenekon kapsamına alınmasını isteyeceğiz.
4 çocuk babası olan Hasan Gülünay, 1992 yılı Temmuz ayının 20’sinde evinden çıktı ve bir daha geri dönemedi. Hasan’dan önce gözaltına alınan arkadaşı Erdal Şam, Gayrettepe’deyken hücrelerin birinden “Ben Hasan Gülünay, beni kaybedecekler” diye bağırdığını Hasan’ın karısı Birsen’e anlattı. Dönemin hükümeti SHP-DYP genel başkanları ve milletvekilleriyle görüşen Birsen Gülünay’a hiçbir bilgi verilmedi.O dönem Asayiş şubede Başkomiser olan ve Susurluk kazasıyla gündeme gelen İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ’ın, dönemin Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay’a “yaraları iyileşiyor, sonra savcıya çıkaracağız” dediğini Mehmet Moğultay Hasan’ın karısı Birsen’e söyledi.
Mehmet Moğultay’a sesleniyoruz
Gelin tanıklık edin, Hasan Gülünay’a ne oldu?
Bütün bildiklerinizi kamuoyuyla paylaşın!
Yetkililere soruyoruz
Failler belli, gözaltında kayıplara ne oldu?
206 haftadır insan hakları savunucuları cumartesi anneleri, cumartesi insanları sizlerden cevap bekliyoruz.
Daha ne kadar susacaksınız?
206 haftadır insan hakları savunucuları, cumartesi anneleri, cumartesi insanları sizlerden cevap bekliyoruz.
Bizler İnsan hakları savunucularıyız, cumartesi anneleriyiz, cumartesi insanlarıyız!
Bizler Vicdanız!
Ya siz?
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
|
03-04-2009, 20:10
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Noviembre’den Cumartesi Anneleri’ne
Yaratıcı Direniş’ten Cumartesi Anneleri’ne destek için ilginç eylem…
Daha önce Hrant Dink için yaptıkları “O gün biz de vurulduk” isimli flashmob performansıyla dikkat çeken Başka Kültürevi’nin “Yaratıcı Direniş” atölyesi Cumartesi Annelerine destek için Noviembre (Kasım) filminden esinlenerek sokak tiyatrosu ve flashmob karışımı bir performansla yine sokaktaydı. 2 Nisan Perşembe günü saat 19:00’da Galatasaray civarında farklı mekan ve sokaklardan yüzleri pandomim gibi beyaz boyalı, yanaklarından gözyaşları süzülen, siyah giyinmiş gençler belirdi. Bir kişi Lisenin önünde gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını yere sererek kayıpları, kaybedilenleri sorarken, bir kişi de yine lisenin önünde üzerinde Botaş yazılı temsili bir kuyudan kayıp fotoğraflarını tek tek çıkartarak asit kuyularına atılan kayıpları aradı. Galatasaray civarına yayılmış diğer göstericiler ise ellerinde kayıp fotoğrafları ve bebek ile oğlunu, yırtılmış duvak ile kocasını, eski bir çerçeve ile babasını, kardeşini, kayıplarını sordular. İnsanlar eylemi şaşkınlıkla ve buruk bir ilgiyle seyrettiler. Maskeli grup üyeleriyle sohbet eden insanlar arasında kayıpları hiç duymadığını söyleyen ve acı bir yüz ifadesiyle anlatılanları dinleyenler olduğu gibi, kendi akrabalarından da kaybedilenler olduğunu söyleyenler de oldu. Göstericiler daha sonra lisenin önünde hep birlikte ellerinde “Bütün Kuyular açılıncaya kadar… ; Bütün Failler yargılanıncaya kadar…; Bütün Kayıplar bulununcaya kadar…; Her Cumartesi saat 12’de Annelere Destek Olun.” yazılı dövizleri ile bir süre daha sessizce beklediler. Toplanan kalabalığın alkışlarıyla meydandan ayrılan Yaratıcı Direniş grubu Galatasaray’dan Taksim meydanına kadar fotoğraflarla ve dövizlerle yürüyerek performansı sonlandırdılar.
saygılarımla
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
06-04-2009, 20:49
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Yaratici Direnis’in Cumartesi Anneleri’ne destek icin
gerceklestridigi performansin videosunu alttaki linkten izleyebilirsiniz:
http://www.facebook.com/video/video.php?v=67866668718&oid=40127508100
saygılarımla
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
27-05-2009, 18:33
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
BASINA VE KAMUOYUNA
KAYIPLARIMIZI İSTİYORUZ !
( 218. kez Galatasaray’dayız)
Bizden, Ergenekon soruşturmasının, demokratikleşme hareketi olduğuna inanmamızı istiyorlar…
Ama devlet adına işlenen suçları soruşturma kapsamına almıyorlar…
Ölüm mangalarının komutanlarını, yalnızca hükümete karşı darbe teşebbüsü ile yargılıyorlar…
Bize, kayıpları, ölüm kuyularını, toplu mezarları unutun diyorlar…
Kayıplarımızı isteyen, adalet isteyen, hukuk devleti isteyen sesimizi, soruşturma açarak boğmak istiyorlar…
Sesimize ses katın ;
Ses katın ki kayıpların dosyaları da Ergenekon kapsamına alınsın…
Ses katın ki devlet adına işlenen suçlar da yargılama kapsamına alınsın…
Ses katın ki yargı siyasetin değil, adaletin yanında yer alsın…
Ses katın ki kayıplarımızın akıbeti açıklansın, sorumluları yargılansın…
Sesimize ses katmak isteyen herkesi bir kırmızı karanfille Galatasaray’a bekliyoruz.
Tüm basın ve kamuoyunu duyarlı olmaya, Cumartesi eylemini desteklemeye çağırıyoruz.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
Tarih : 30 Mayıs 2009 ( Cumartesi )
Saat : 12.00
Yer : Galatasaray Meydanı
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
14-06-2009, 22:44
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 24 Aug 2006
Bulunduğu yer: Ben anadolunun her karış topragindan, suyundan, güneşinden ve havasından doğdum, ben anadoluyum...
Mesajlar: 1.692
|
|
Bu hükümet de gözaltına aldıkları ile Tabanına siyasi reklam yapıyor. Adam suçlu, suçsuz önemli değil. Gözaltında sağlığı bozulan kişi, onların şenliği oluyor, Dinci medyanın ağzından salyalar akıyor.
DÜNYA BİRGÜN TERSİNE DÖNECEK, ER YADA GEC... VE O ZAMAN GÖZALTINA ALINANLAR HALK MAHKEMESİNDE GÖZLER ÖNÜNDE YARGILANACAK, KİMSE FAİLİ MEÇHUL OLMAYACAK.
Bedenimin her zerresi Anadoludur. Ben anadolunun her karış topragindan, suyundan, güneşinden ve havasından doğdum, ben anadoluyum...
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:57 .
|