Her şeyin elektrik ve manyetik olduğu teorisidir. Buna göre madde yoktur, tüm fizik kurallarının elektrik ve manyetik bir açıklaması vardır.
Philedelphia deneyinde, 28 Ekim 1943 tarihinde Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehrinde donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk
USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km'den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir.
Bunun planlayıcısı, Nicola Tesla.
Deneyin temelinde Einstein'ın Birleşik Alan Teorisi vardı. Teori basitçe, nesneler arası çekim esası ve elektromanyetizma üzerine kurulmuştur. Einstein, 1920'lerden itibaren bu teorisi üzerine yoğunlaşmış, 1925-1927 yılları arasında Almanya'da bir fizik dergisinde yaptığı çalışmaları yayımlamış, ancak bu çalışmalarını hiçbir zaman tamamlayamamıştır.
İddiaya göre deneyin çalışmaları 1930 yılında Chicago Üniversitesinde başlamış, bir yıl sonra da Princeton Üniversitesinde devam ettirilmişti. Hatta Albert Einstein Dr. John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla'nın da zaman zaman proje dâhilinde çalıştıkları iddia edilmiştir.
Birleşik Alan Teorisi'nin deneye uygulanışı ise "çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturup gemi üzerine gelen ışığı (ve radar sinyallerini) kırarak ya da bükerek optik görünmezlik sağlamak" şeklinde düşünülmüştü. Bu doğrultuda 75 VA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi (her biri iki megavat CW gücündeydi ve onlar da güverteye monte edilmişti). 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel eşleme ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.
Amaç görünmezlikti fakat iddiaya göre donanma bu deneyde tesadüfen de olsa maddenin ışınlanmasını gerçekleştirdi.
1930 yılında Chicago Üniversitesinde başlamış, bir yıl sonra da Princeton Üniversitesinde devam ettirilmişti. Hatta Albert Einstein Dr. John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla'nın da zaman zaman proje dâhilinde çalıştıkları iddia edilmiştir.
Bu deneyle ilgili fotoğraflar da vardır.
Tabi bu konuda birden fazla film de yapıldığı için hangisi gerçektir hangisi filmdir anlamak neredeyse imkansızdır. Bir kısmı filmden alınmadır ama aralarda gerçek fotoğraflar da olabilir.
Burada tabi bilimsel açıklamayı genel ilkelere göre yapıyorlar. Ama ben meseleyi herkesin anlayabileceği şekilde anlatayım.
Dünyadaki her şey sayılardan ve harflerden oluşan bilgidir. Bu bilginin taşınma şekli de tıpkı bir bilgisayarda olduğu gibi elektrikseldir. Bu elektrik akımını keserseniz orada bulunan nesnelerin canlılığı kaybolur.
Burada uygulanan yöntem, manyetik taşıma dediğimiz yöndemdir. Eğer bir cismi çok güçlü bir manyetik alan içine alırsanız, bu durumda simülasyondan cisme düzenli gelmesi gereken sinyaller cisme ulaşmayacaktır. Ve bu güçlü manyetik alanı içinde cisim olduğu halde başka bir yere taşırsanız, içindeki cisim de taşınmış olacaktır.
İşte yapılan işlem basitçe budur. Bir cismi çok güçlü bir manyetik alanın içinde hapsederek manyetik alanı çok hızlı şekilde yer değiştirirseniz cisim de o esnada yer değiştirir.
Bu deneyde manyetik alanın küçük değişimleri iyi hesaplanamamış, -bunu yapmak imkansıza yakın- olduğundan dolayı bazı mürettebat parçalanmış, bazısı geminin güvertesine yapışmış, çok az bir kısmı kurtulmuş ve kurtulanlar da beyin hücreleri sağlıklı transfer olmadığından dolayı kafayı yemiştir.
Bu deney bize uzay zamanın aldatılabileceğini gösterir. Bu deney bize simülasyonun aldatılabileceğini gösterir. Zaten deneyin bir diğer adı "hjaking (aldatmaca)" deneyidir. Bununla mevcut sistemi aldatıyorsunuz. Aslında cisim hiç yer değiştirmemesi gerekirken gelen yanlış bilgi neticesinde yer değiştiriyor.
Cern'de yapılan deneyler manyetik alanı oluşturan nesneler arasındaki veri transferinin anlık olduğunu ortaya koymaktadır. Bir başka ifadeyle, dünyadan Mars'a kuracağınız bir istasyon arasında eğer bir şekilde manyetik alan oluşturabilirseniz (bu mümkündür), bu durumda anlık olarak veri transferi gerçekleşir. Eğer oluşturacağınız manyetik alan çok güçlü olursa, bu durumda manyetik alanın bir ucundaki nesne diğer ucuna anlık olarak iletilebilir.
Bunun için biraz daha teknoloji geliştirmemiz gerekiyor. Teknoloji üsleri kurmalıyız ve başına da benim gibi üstün yetenekli kişiler gelmeli, sırf fetöcü diye bıyığını zktiğimin ergenini oraya koyarsan bir şey üretemez tabiki. İşi ehline vereceksin kardeşim. Neyse, bu kısım konu dışı.