ilahimasal´isimli üyeden Alıntı
Sana göre saçma
Peki ne ?
Bilincin bir yaratıçısımı var ?
" zamansızlığın bilgisi " dedin ya ! Artık ne demekse ? " o" mu ?
Dikkatimi çekti boş laf kalabalığı yapmaktan ileri gidip bir fikir ortaya koyamıyorsun. Diyalektiği her yazına uluyorsun ancak diyalektiğin ne olduğunu dahi bilmediğini , belkide kavrayamadığını düşünüyorum.
Sorular acıķ , cevaplayabileceğin seviyede
Evet bir tanrı olduğunu falanmı HİSSEDİYORSUN?
|
Hissetme ile olsaydı haksızlık olurdu, daha çok isteğe bağlı düşünmeyle alakalı.
Modern bilim, eskilerin uzun zaman önce bildiklerini doğruluyor: her şey titreşimdir. Bilen kişi insan varlığını bir titreşim ağı olarak deneyimler. Bugün bilimde, bir insanın farklı zihin durumlarındaki "titreşim sayısını" belirleyebiliyor ve buradan çevremiz ve nihayetinde tüm dünya üzerindeki etkilerini de okuyabiliyoruz. Materyalizmin monist rastgele saçmalığı ve doğaya saygısızlığı ile dünyamızı ne hale getirdiğini görüyoruz.
Dünyamızda her şeyin kendi zıddına dönüşmesi yasası hüküm sürmektedir. Dolayısıyla bilimin artık sadece madde olduğu varsayımını sürdüremeyeceği zaman gelmiştir. Çünkü maddenin aslında enerji olduğu ve her şeyin yüksek ya da düşük frekanslı bir titreşim olduğu gösterilmiştir.
Ve titreşim bilgiden başka bir şey değildir. Maddenin kendisinin içimizde, dışımızda ve etrafımızda titreştiği gerçeği bize ne anlatır? Enerjinin maddeye nasıl dönüştüğü, ister dalga ister parçacık olarak görünsün, gözlemci tarafından belirlenir. Ancak, dediğim gibi, birçok bilim insanı kendi alanları için bunu kabul etmek istemiyor. Ancak temelde her şey potansiyel ve olasılıksa ve şans işlevsel ortaya çıkış için yeterli değilse, cevap şansa diyalektik olanla verilebilir.
Bu, cevapta zamansız ve dolayısıyla
şekilsiz (yani) ebedi (
her) olanın, form şeklindeki (şey)lere ve (şey)lerin
bilincine dahi bilgi aktaran bir titreşim olarak düşünülebilir. Bu eşsiz tekliği nasıl adlandırdığımız ya da ne ölçüde güçlü gördüğümüz onun var olduğu gerçeğini değiştirmez.