Çeşitli konularda link önerileriniz

[Kurdistannn]

Bu aralar, http://atheistforums.org/

[etking]

Spor sadece futbol değildir diyenler için 29 spor dalında canlı takip:

www.canliskor1.com

Sitenin Android uygulaması: bit.ly/androiduyg
Sitenin iOS uygulaması: bit.ly/cskorios

Tavsiye!

[Kurdistannn]

Dün akşam rasgeldim, tamamını incelemeye zamanım olmadı ama gördüğüm kadarı ile çok güzel bilgiler var, Genetik ile ilgili.

http://geneed.nlm.nih.gov/topic_subtopic.php?tid=52

[Aleph]

Mekanik saatler ve zaman üzerine harika bir blog. Beş yıldır ilgiyle takip ediyorum. Her bir yazı ayrı bir güzel:
http://mekaniksaat.com/

[Kurdistannn]

Valla Aleph, mekanikten anlamam ben hobi olarak elektroniğe meraklıyım ama bana bile sevdireceksin mekaniği

[Aleph]

Dostum, elektronik elbette zevklidir. Ben de bi ara kendi kulaklık amfimi yapmaya yeltenmiştim çok çetrefilli olduğu için vazgeçtim..

Yalnız mekanik bambaşkadır. Mekaniğin ruhu vardır, kalıcı bir tesir bırakır insan üzerinde. Benim gibi kullandığı eşyalarla duygusal bağ kuran adamların mekaniğe ilgi duyma dışında seçenekleri yoktur. Kullandığın bir mekanik saat üzüntülerine, sevinçlerine, anılarına şahitlik eder, seninle birlikte yaşlanır.. Ama büyük ihtimalle seni gömer, çocuğuna ya da torununa miras kalır..
Hatta dünyanın en prestijli saat markası olan Patek Philippe'in mottosu da şöyledir:


Sizinle mekaniksaat blogundan dokunaklı bir saat öyküsünü paylaşayım:

"1980 darbesinin üzerinden fazla geçmemiş, meşhur 1985 kar tatili olmamış. İlkokullarda siyah önlüklerin giyildiği zamanlar, galiba 1983 kışı. O zaman memlekette her şey yok ya da kolay kolay bulunmuyor. Kolumda yeni çıkmış fiyakalı dijital saatlerden var, sınıfta büyük sükse yapıyor. Fakat benim gözüm annemin bileğindeki siyah kayışlı narin saatte.

Annem, tekne kazıntısı dediklerinden dedemin biricik evladı. Gizli gizli çikolatalar yedirip bir fiske bile vurmadan büyüttüğü bir çocuk. Hatta dedemin evin en küçüğüne sevgisi o kadar belli ki abla ve ağabeyler babalarının kardeşlerini daha çok sevdiğini hiç kıskanmadan dillendirebiliyorlar. İşte bu kız çocuğu 60'lı yıllarda liseyi bitirip bir de hukuk fakültesini kazanınca dedem soluğu Sirkeci'deki Tevfik Aydın'da alıyor. Güzel kızına güzel bir saat.

Ben annemin bileğindeki saat için ölüp bitiyorum. Nasıl ikna ettiğimi bilemiyorum ama annem bana kıyamıyor ve saati veriyor. Saat kolumda, keyfime diyecek yok. Derken kar yağıyor ve öğretmen bizi kartopu oynamak için dışarıya çıkarıyor. Ben de "şimdi kolumda su filan gelir, bozulur saat" diye çıkarıp cebime koyuyorum. Ve sakınan göze çöp batar misali sınıfa döndüğümüzde saati düşürdüğümü fark ediyorum. Korkuyla karışık bir üzüntü duyuyorum. Hemen dışarı çıkıp arıyoruz, bakıyoruz; saat yok. Yok, yok, yok!

Zil çalınca evin yolunu tutuyorum. Yaptığı yaramazlıkları saklayan bir çocuk değilim. Bardak kırıldı mı cam parçalarını çöpe atıp delilleri ortadan kaldırmaktansa "anne, bardağı kırdım." diyenlerdenim. Annemin bana kızacağından çok korkuyorum ama söylüyorum. Çok ama çok üzülüyor. Dayak yemiyorum fakat annemin üzüntüsü gördükçe keşke beni dövse diyorum, dövse de kurtulsam…

Gel zaman git zaman karlar eriyor ve saat ortaya çıkıyor. Ne fayda, saat dayanır mı o kadar karın altında günlerce kalmaya. Bozulmuş. Hem de tam biri yirmi iki geçe. Götürüp anneme veriyorum ve bir daha da ellemiyorum saati.

Dedem, o kışın ardından vefat etti. O gün bugündür kardan, karda yürümekten ve kartopundan nefret ederim. Saati de geçenlerde annemden istedim, sakladığı yerden çıkardı, verdi. Şimdi ben saklıyorum. Tamir edilebilir mi? Onu hiç bilmiyorum."

Not 1: Saat tamir edilmiş. Netekim tamiri mümkün olmayan saat yoktur (Recep Gürgen usta)

Not 2: Bu öyküyü bir test gibi düşünebilirsiniz, eğer sizi etkilediyse mekanik saat hastalığına her an yakalanma riskiniz var. Yok, eğer çok tınlamadıysanız rahat olun, risk altında değilsiniz..

[Kurdistannn]

Aleph , etkiledi maalesef. Maalesef diyorum çünkü nasıl zaman bulacağım bilmiyorum ama öyle bir anlatıyorsun, olaya ruh katıyorsun. Yani, sanat resmen

Bundan 30 yıl önce 2 dayım, Libyaya çalışmaya gidiyorlar. Kaddafinin Kaddafi olduğu zamanlar. Oradan izinle geldiklerinde dedeme ve aileye 3 tane saat getirmişlerdi. İsviçre markası diyorlardı ama markasını hatırlamıyorum.

Köy yerinde o sessizlikte saatin tik tak sesleri o kadar hoşuma giderdi ki.

Saat adına tek tecrübem bu

[Şüpheci Dinsiz]

Sevgili Aleph, eski Facit marka mekanik hesap makineleri vardı, bilir misiniz?

Nümerik tuşları var, 4 işlem yapabiliyor.



Yıllarca kullandım, bütün ofiste çatır çatır kullanıldı, toza-pisliğe, hor kullanmaya rağmen tık demedi. Meraktan açtım, tam bir mekanik tasarım harikasıydı.



Mekanikle çok ilgilisiniz, bulursanız bir tane alın derim.

Sevgiler

[Aleph]

Bende mekanik saatlerle birlikte eski objelere karşı da bir ilgi var. Örneğin en sevdiğim dolma kalemlerimden biri 1950'li yıllarda üretilmiş meşhur Parker 51'dir:

Bu kalemin ilk sahibi kuvvetle muhtemel ekosisteme çoktan karışmıştır..

1960'lı yıllarda üretilen Zenith marka bir de cep saatim var, ona Osmanlı dönemi el işçiliği ile üretilmiş 100 yıllık gümüş bir köstek aldım, ara sıra yelek cebinde taşıyorum. Çevremdekiler ilk başlarda yadırgıyorlardı, şimdi alıştılar. İlk görenler uzaylı görmüş gibi bakıyor yine de..

Türkiye'de iyisini bulmak zor ama salona da şöyle ay fazlı gonglu bir grandfather clock almak istiyorum:


Bu arada mekanik saatlere ilgi duysun duymasın herkes John Harrison'un ve deniz kronometresinin hikayesini bilmeli bence. Okumayanlar Tübitak Yayınlarından Dava Sobel'in Boylam (Longitude) kitabını muhakkak okumalılar..

[Kurdistannn]

Aleph , sen aslıda zaman gezginisin bir nevi.Geçmişle şimdiyi barındırmaya seviyorsun.