Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı
Eğer esireniz evsiz yurtsuz, parasız pulsuz ve kimsesiz kalmış ta size sığınmışsa onu önce MENNEN yani tazminattan vaz geçip BAĞIŞLAMAK SURETİYLE özgür bırakacaksınız. Muhammed işte onu yapmak zorunda çünkü Allah'ın emri. Ardından o özgür kadını "yemîn nikahı"yla eş almış. Özgür o kadın, CARİYE değil.
|
Şimdi hocam, empati kurmaya çalışarak bu dediğinizi anlamaya çalışalım. Biri diyor ki bana vahiy geldi, ben peygamberim, sonra alıyor bu düşüncesini kabul ettirmek için savaşlar başlamasına neden oluyor. (Herkes güzel güzel evinde otururken, patlamadı değil mi savaşlar?) Neyse bu ayrı mevzu. Savaş başlıyor, kadının evi talan ediliyor, kocası savaşta öldürülüyor. Şimdi siz diyorsunuz ki... Başlarında peygamberin olduğu islam ordusu tarafından, ocağına incir ağacı dikilmiş olan bu kadın gelip peygambere
sığınıyor. Peygamber onu cariyesi yapmıyor - Burasına ciddi bir itirazınız var. Önce özgür bırakıyor ama kadın
deli. Kocası öldürülmüş, hayatı düzeni talan edilmiş olan bu kadın, yemin nikahı ile peygambere eş olmak istiyor. Yani siz demek istiyorsunuz ki, kadın özgür bırakılmıştı, istese çıkar giderdi. Ama kadın deli olduğundan, ya da peygamber ya da adamları onun kocasını öldürürken, çok cazibeli göründüğünden, kadında bir şehvet uyanıyor, çok etkileniyor ve çıkıp gideceğine peygambere varıyor. Tamamen kendi isteğiyle.
Ayrıca madem o kadınlar ganimet değil, madem özgür bırakılacaklar, ne diye esir ediliyorlar. Mesele para (tazminat) ise direk alsaydılar, kadını yerinden yurdundan niye ediyorlar, esir olarak tutuyorlar, bakalım geri evlerinin yolunu bulabilecekler mi, kocasını öldürdükleri yetmedi mi? Bu işin mantığında bir terslik yok mu sizce? Kendinizi o kadının yerine koymak (empati kurmak) şartı ile mantıken bir düşünün lütfen.
"Eğer esireniz evsiz yurtsuz, parasız pulsuz ve kimsesiz kalmışsa" -Burası hoşuma gitti. Sanki durduk yere evsiz yurtsuz, parasız kalmış, kocası sanki kendi eceliyle, böbrek yetmezliğinden ölmüş
İslam ordusu o hale getirmiş, kocasını kılıçtan geçirmiş. Demagojiye bakın
Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı
Arapça metin: ma meleket yemînuke mimma efâ allahu aleyk
Sokuşturmasız çeviri: Allah'ın sana savaşta verdiklerinden senin yemininin sahip oldukları.
|
Bir de yukarıdaki ayeti tam cümle haline getirebilir misiniz? "senin yemininin sahip oldukları" nasıl bir çeviridir? "helal kıldı" ' yı da içine katıp tam olarak yazar mısınız. Burada helal kılınan nedir anlamadım. Yemin nikahıyla aldığın kadınlar mı helal diyor size göre?
Bu arada ahzab suresini vakit ayırıp çevirmeye çalıştığınız için teşekkür ederim. Ben geniş bir vakitte tüm yazdıklarınızı dikkatle okuyup, linkini verdiğim adresteki sorularıma cevaplar var mı diye kontrol edeceğim. Emeğiniz için teşekkür ederim. Eleştiri üslubum umarım kimsenin canını sıkmıyordur.