Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 03-03-2007, 19:09
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

Sevgili frodo,

Hz.Muhammed'in ne kadar insancıl, barış dolu bir din getirdiği ve alemlerin efendisi, kainatın en kusursuz kişisi olduğu iddiası benim ne kadar özel ilgi alanımsa Hitler'in 2.Dünya savaşında 6 milyon yahudiyi gaz odalarında öldürüp krematoryumlarda yaktığı, insan yağından sabunlar, derisinden abajur şapkaları yaptığı iddiası da o kadar özel ilgi alanım, yani ikisi arasında benim gözümde hiç fark yok. Birileri benim birşeyleri araştırmamı, soruşturmamı, sorgulamamı engellemeye çalışırlarsa ben o işten huylanırım ve olabildiğince araştırmaya, doğruya ulaşmaya çalışırım. Doğru olamayacak kadar büyük bir komplo'dan bahsediyorsun, ben de şöyle düşünüyorum:

Bu dünyada birkaç bin kişinin seveti birkaç milyar insanın toplam mal varlığından fazla ise büyük, çok büyük bir komplo olmadan bu mümkün olabilir mi? Komplo ile komplo teorisini birbirine karıştırmamak lazım. Bir örnek vereyim, biliyorsundur, David Icke diye bir adam var. Kendisi İngiliz kraliyet ailesinin "shape shifting reptilians" olduğunu iddia ediyor! Kendisine inanan belki yüzbinlerce insan var, adeta bir sanayi haline gelmiş. Buyur sana insanları peşinden sürükleyen bir komplo teorisi ama insanlar bunlarla uğraşırken asıl komployu gözden kaçırıyorlar, mesela Order of the Garter tarafından 1993'te baba Bush'a İngiltere'nin en büyük kraliyet nişanının verilmesini. Neden veriyorlar biliyor musun? 1. körfez savaşını yaparak İngiltere'nin çıkarlarını çok iyi koruyup kolladığı için. Nişanı da bizzat Kraliçe veriyor tabii ki.

Ben vakit buldukça bu konuyu işlemeye devam etmeyi düşünüyorum, bu arada katkıların için çok teşekkürler. Soykırım konusuna baştan biraz değindik, sonra konu dağıldı ama oraya da geleceğiz. Hem de Leuchter'le, Zündel'le değil de örneğin Wiesenthal ile, Anne Frank ile.

Sevgiler
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 03-03-2007, 20:01
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

bu konuda, bir  vurgu yapmak zorundayım.

  Hitler'in almanya'sında yahudiler'in  ekonomik gücünün yüksek oluşu ve sermayenin onların elinde tekelleşmesi ,hitler'i rahatsız ediyordu.bu halledilmeliydi!
  bizim ülkemizdeki,VARLIK vergisi de aynı mantıkla uygulanmış. bunun üstüne 6/7 eylül
olayları üstüne SOS olarak dökülmüştür.
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 05-03-2007, 09:02
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?



Yalnızlığın canlının zihnine tuhaf etkileri vardır. Bu, insan veya değil, herhangi sosyal bir varlık için geçerli bir önermedir. Doğumda annelerinin yanından alınan, yalnız başlarına paslanmaz çelik bölmelere yerleştirilen ve (araştırmacılara göre "insan ve insandan aşağı olan varlık" olarak nitelendirilen) diğer hayvanlarla temastan yoksun bırakılan maymunlar iyileştirilemez zihin rahatsızlıklarına yakalanırlar. Bu alandaki uzmanlardan biri olan Harry Harlow şöyle belirtiyor: "Yeterli derecede ciddi ve devamlı sosyal yalnızlık, bu hayvanları başlıca duyarlılığı korku olan bir sosyal-duygusal düzeye indirir."

Harlow ve bir başka bilim adamı Stepnen Suomi, bebek maymunları biyolojik annelerinden ayırarak ve onları birer canavar olabilecek kumaştan yapılma yedek annelerle birlikte kafeslere koyarak, primatlarda psikopatoloji sonucuna varılıp varılamayacağını merak ettiler. "Yüksek basınçlı sıkıştırılmış hava veren" ve "hayvanın derisini gerçekten bedeninden ayıran" kumaştan bir bedene sahip "bir canavar anne" yarattılar. Bir başkasını "bebeğin başını dişlerini takırdatacak kadar şiddetle sallayacak" biçimde yaptılar ve en sonunda emir verildiğinde "karnının her bir yerinden pirinçten yapılma keskin, büyük çiviler çıkaran" bir "oklukirpi anne" yarattılar. Önceki durumlarda bebek yalnızca daha sıkı tutunuyordu, çünkü bilim adamlarının bildirdiğine göre "korkmuş bir bebek her ne pahasına olursa olsun annesine daha sıkı yapışır" ve son durumda maymun çivilerin geri çekilmesini bekliyordu, sonra annesi olduğunu sandığı şeye yapışmak için geri dönüyordu. Â

Harlow ve Suomi sonuç olarak yalnızca kendi deneylerinin ürünü olarak tasarlayabilecekleri en iyi canavar anneleri keşfettiler: yalnızlık içinde yetiştirdikleri maymunlar. Morali bozuk, içinde geliştikleri sosyal çevreden zoraki olarak ayrılarak sürekli psikopatolojik bir durumu getirilmiş bu maymunlar, diğer maymunlarla normal olarak etkileşim içinde olma konusunda çok korkaktılar ve normal cinsel ilişkiler kurma konusunda yeteneksizdiler. Bilim adamları "tecavüz aleti" adını verdikleri şeyi kullanarak onları gebe bıraktılar. Bebekler doğduğunda annelerin onlarla ne yapacakları konusunda hiçbir düşünceleri yoktu.Annelerin birçoğu bebekleri umursamazken, Harlow ve Suomi'nin ifadelerine göre bazıları "merhametsiz veya öldürücüydü". En gözde oyuncularından bir tanesinin yaptığı, bebeğin kafatasını dişleri arasında ezmekti.Fakat gerçekten hasta eden asıl davranış modeli ise bebeğin yüzünü yere çarpmak, sonra onu ileri geri sürtmekti.


"Allah Korusun, eğer birisi hasta olursa, hastaneye gönderilirdi ve meşhur ‘deneylere’ Â tabii tutulurdu. Â
Platformlarda, ayırımları yapan  ve insanlık yemini etmiş o 123 kişi!!!!, bu tıbbi deneyleri yönetiyorlardı. Â
Yahudiler’i buz banyolarına yatırıp ölene kadar gözlemlemek gibi akıldışı şeyler yaparlardı.
Niçin? Çünkü belki bazı Alman pilotlar müttefiklerle savaşırken kendini denizin ortasında bulursa , hipotermiden nasıl kurtulacağını bu doktorların düşünüp bulmaları gerekiyordu.

Bazen de bu deneylerin savaşla hiçbir ilgisi olmazdı. ‘ölüm meleği’ olarak da bilinen Mengele, Ari ırkının genetik özelliklerini daha iyi ortaya çıkartmak için ,ikizler ve cüceler üstünde yaptığı garip deneylerle bilinirdi. Kurbanlara mikrop enjekte edilir, kalplerine klorofom iğnesi yapılarak öldürülür, kesilip karşılaştırmalar yapılırdı. Bazılarının gözlerine, reklerinin değişip değişmediğini kontrol etmek için kimyasal maddeler damlatılırdı. Çocuklar da, Siyam ikizleri yaratmak için ameliyatla birbirlerine birleştirilirlerdi.
http://www.sevivon.com/holokost/genelbakis/article25.htm"



Yaklaşık iki hafta önce elime Çocuğa Kötü Muamele ve İhmal Raporu (The Executive Summary of the Third National Incidence Study of Child Abuse  and Neglect) geçti. Bu geniş rapor, 1993 yılında yaklaşık olarak(614.000 Amerikalı çocuğun fiziksel olarak kötü muamele gördüğünü,300.000 çocuktan cinsel açıdan yararlanıldığını, 532.000 çocuğa duygusal olarak kötü davranışta bulunulduğunu, 507.000 çocuğun fiziksel olarak ve 585.000 çocuğun duygusal olarak ihmal edildiğini öngörüyordu. Bu çocukların 565.000'i öldürülmüş veya ciddi bir biçimde yaralanmıştı.

Bu sayılar ve kültürümüz nedeniyle doğal dünyadan, birbirimizden ve içinde geliştiğimiz sosyal çevreden izole edilmemiz arasındaki ilişki nedir ?

Çocukken bazen yatağımda yatar ve tavana bakardım. Bakışımı yumuşatarak bakmam yukarıdaki alçının biçim almasına neden olurdu. Teneke kutular, cinler, kitaplar, bıçaklar, çiçekler, yüzler görürdüm. Sırlar oluştururdum. Sonra yukarıdan bir araya getirdiğim ipuçlarıyla bunları çözmeyi denerdim. Hiçbir yerde var olmayan modelleri bulmak mümkündü.

Descartes,"Şu halde gördüğüm her şeyin yanlış olduğunu varsayarım." derken bir şeyden haberdardı. Her gün birçok bilgi parçasıyla topa tutuluruz-- yazarken ısıtıcının sesi, bilgisayar ekranındaki gri üzerine siyah renk, koruyucu kapağının plastiği, arkada duvarda asılı olan dünya resimleri ve onların altında bir çift gazete kupürü ("Muhalif eylemci, gerillaları savunuyor," ve "Anne ayı trenlere saldırıyor"), dışarıda tavukların gıdaklaması ve kazların gevezeliği, tavandaki küçük örümceğin çabucak yaptığı hareket, giysilerimin ağırlığı, tam o sırada içeri giren kedinin üstündeki tozun kokusu... tüm bunlar ve daha binlercesi yalnızca şu an yaşadığım bir dakikanın içerisindedir. Verilmiş herhangi bir yorumun birliğimiz ve gerçek arasındaki çizginin "gerçek" kaynağını bilmek asla mümkün değildir. Hemen sorulacak soru "Gerçek nedir?" olmalıdır. Bilinçli veya bilinçsiz olarak istediğimiz hemen her şeyi "görebilmek" daima olasıdır. Tavana bakabilirim ve Aziz Meryem'in bir görüntüsünü görebilirim ya da tavana bakabilirim ve alçı ustasının iyi bir iş çıkardığım görebilirim.

Algılama tabii ki önyargı ile yakından bağlantılıdır. Hepimizin olduğu gibi benim de az veya çok neyin odakta olacağını, neyin flu bir görüntü vereceğini, neyin başımı ağrıtacağını ve neyi göremeyeceğimi belirleyecek olan kültürel gözlüklerim vardır. Bir Hıristiyan olarak yetiştirildim --söylenceler kemiklerime kadar işlemiştir-- ve İsa'nın öyküsünü neredeyse kendimi bildiğim kadar iyi bilirim. Gençlik yıllarımın sonlarına kadar İsa adına yapılan kötü davranışların bazılarını görememiştim. Ne zaman, "Ben bir Hıristiyan değilim," dersem, hâlâ bir azap ve çok ileri gitmiş olabilir miyim diye belli belirsiz bir endişe hissederim. Bazen yukarı baktığımda, aldığım terbiyenin küçük bir parçası bana hâlâ Tanrı veya kutsal şeyler hakkında kullandığım kötü veya saygısız dilin gökyüzünden yıldırımların düşmesine neden olacağını söyler.

Tanrı veya kutsal şeyler hakkında kötü veya saygısız bir dil kullanma durumu, Tanrıya basitçe sövüp saymadan daha karmaşıktır. Buna, kültürel gözlüklerimizi çıkarmak için yapılan bir deneme veya en azından odak noktamızı genişletme ve daha net olması için merceği keskinleştirme işlemi diyebiliriz. Onlar olmadan kültürümüz kopuklaşacağı için bu gözlükleri çıkarmaya karşı derin eleştiriler yapılır. Hıristiyanlığı sorgularsan, Tanrı'nın belası bir dinsiz olursun. Kapitalizmi sorgularsan, solcu liberal olursun. Demokrasiyi sorgularsan, nankör bir sefil yaratık olursun. Bilimi sorgularsan, su götürmez bir salak olursun. Bu lakapların kafir, komünist, nankör, aptal-- yüksek sesle söylenmeleri gerekmez. Bu yakarmalar gerçekten kulun eksik bir biçimde uygarlaştırıldığını sezdirir. Uygun uygarlaştırma gözlükleri, keşfi olanaksız kılar. İnsanlar dünyayı olduğu gibi, kültürün görüntüyü çarpıtan mercekleri olmaksızın gördüklerine inanırlar: Tanrı (büyük harf T ile yazılır)gökte bulunan bir tahtta oturur, cennet Orion Kemerini oluşturan yıldızların ardında yer alır (ve bana da söylendiği gibi, cennetin fevkalade parlaklığını yalnızca yeteri kadar yakından bakınca görebilirsiniz);her biri bencilce davranan bir yığın insan barış, adalet ve her şeye bolluk getirecektir; Birleşik Devletler dünyanın en büyük demokrasisine sahiptir; insan yaradılışın zirvesindedir.

Birkaç yıl önce Venezuela'da maden arayan kişiler, topraklarının çalınmasına karşı çıkan yaklaşık yetmiş Yanomame Kızılderili'sini vurdular.Cinayetlerle ilgili her bir gazete makalesi, Yanomame’lerin ölü sayınını yalnızca yaklaşık olarak verebileceklerini, çünkü ikiden yukarı sayı saymayı bilmediklerini söylüyordu. İma edilen, yerlilerin sayı sayamadıklarından ötürü inanılmaz bir biçimde aptal olmaları gerektiğiydi --hatta belki de insanlık aşamasına ulaşamamışlardı. Bu imanın temelini oluşturan inanç, büyük bir olasılıkla, kitleleri katledenlerin er geç tutuklandıklarında yalnızca altı ay hapse mahkum edilmeleri gerçeğinin hesabını verir. Ancak gerçek --ki bu öyküyü kültürel zanların nasıl derine yerleştirilmiş ve tamamen apaçık olduklarını belirtmek için anlatıyorum-- bir artı birin ikiye eşit olduğu gibi basit bir şeyin bile güçlü ve gizli varsayımları beraberinde getirdiğidir. Sol elimin ilk parmağını ve sağ elimin ilk parmağını yukarı kaldırıyorum. Onları yan yana koyuyorum. iki parmağımı mı yukarıda tutuyorum? Hayır. Sol elimin ikinci ve üçüncü boğumları arasında bir parçası neredeyse görülmez küçük bir siğil olan ilk parmağımı yukarıda tutuyorum. Ve sağ elimin ele yakın yerinde küçük bir çili olan ilk parmağını yukarıda tutuyorum. Parmaklar birbirinden farklı. Aritmetik, sayılabilen adetlerin --sıfırdan dokuza kadar sayıların her birinin-- özdeş olduğunu varsayar.

Bunu kılı kırk yarmak olarak bir kenara bırakmadan önce Treblinka ve diğer Nazi ölüm kamplarının kotaları doldurmak zorunda olduğunu düşünün --her gün, her vardiyada şu kadar insan öldürülecek. Muhafızlar, mahkumlar arasında kazananların yaşamayı sürdürdüğü yarışmalar yapıyorlardı ve kaybedenler arasından önceden belirlenmiş sayıda insan yaşamını yitiriyordu. Ama onlar yalnız bir dolu sayı, değil mi? Eğer kaybetmezseniz. Bir sayıyı öldürmek bir bireyi öldürmekten daha kolaydır, söz edilen ister tonlarca balık, kereste veya üstü kapalı yük vagonlarındaki insanlıktan yoksun insanlar olsun, bir şey fark etmez.

Bunların hiçbiri sayı saymaya karşı herhangi bir itirazım olduğundan değil; sadece ve sadece hareketlerimizden en basitinin bile -bir, iki, üç- kültürel zanlarla dolu olduğunu belirtmek içindir. Ne de --ki bu Descartes'ın ve tüm kültürümüzün yanlış düşündüğü bir şeydir- fiziksel gerçekliğin olmadığını veya fiziksel gerçekliğin nasılsa önyargılarımızdan daha az önemli olduğunu söylemek içindir. Descartes'ın görüşlerinin sizinkiler gibi, benimkiler gibi-- yansıtma ve yanlış kanı tarafından gölgelendikleri gerçeği hiçbir şeyin var olmadığı anlamına gelmez; Descartes bunu şöyle ifade ediyor: "Hiçbir şey asla tümüyle yanıltıcı belleğimin bana gösterdiği gibi var olmadı." Bu yalnızca açıkça görmediğimiz anlamına gelir.

Gerçek, fiziksel olanın fiziksel olmayandan ayrılamayacağıdır. Her ne kadar ölüm kamplarında görevli memurlar tarafından taşınan kültürel gözlüklerin onlara Yahudileri, Çingeneleri, Slavları, Rusları, homoseksüelleri, komünistleri, entelektüelleri ve diğerlerini öldürülebilir gibi gösterdiği kesinlikle doğru olsa da, sosyal zorunluluklarımız ne kadar kuvvetli olursa olsun, fiziksel gerçeğin yadsınamayacağı da doğrudur. Algılama, önyargı ile bağlantılıdır. Düşünme, algılama ile bağlantılıdır. Bu, Nazilerin gezici öldürme birimi üyeleri arasında alkolizmin yaygın olmasının ve ölüm kamplarındaki görevli memurların çoğunun seçmelerden önce sarhoş olmalarının bir nedenidir. Nazilik mercekleri bile gerçeği tümüyle yok etmek için yeterince çarpıtılmamıştı.

Ölüm emirlerini verenler için anestezi gerekli değildi; onlar öldürmelerden uzak durmak için teknokratik bürokrasinin yanıltıcı dilini kullanırlardı. Böylece "kitlesel cinayet", "nihai çözüm"e dönüşür; "dünyaya hükmetme", "özgür dünyayı savunmaya” dönüşür; Savaş Bakanlığı, savunma Bakanlığı olur ve "çevreyi katletme", "doğal kaynaklan geliştirme" halini alır. Kimsenin bunların herhangi birini yapmak için sarhoş iması gerekmez. Tüm gereken iyi, güçlü bir ideoloji ve yüksek dozda mantıktır. Ancak, toplumun akışının dışına çıkmak, kendimiz için düşünmek, hareket etmek ve en önemlisi yaşamak ve kendi kararlarımızı vermek, basit bir isteksizlikten biraz daha fazlasını gerektirebilir.
http://www.turandursun.com/modules.p...r=asc&start=15

Iki Kova
Yahudiler, belli bir programa göre, her gün Auschwitz’e gönderiliyorlardı. Getoların sevkiyat yerinden programa uyularak ayrılıyorlardı. Kondüktör işareti verirdi: “Herkes binsin!”. Fenerlerle de son uyarılar tamamlanırdı . Alman ve Macar askerler, isteksiz yolcuları, son bir grup anneyi kompartmanların içine itiyorlardı. Makinist, treni çalıştırdı ve tren Auschwitz’e doğru yola çıktı. Tam programda yazılı zamanda..

Her bir kompartmanda 80 Yahudi  bulunuyordu. Eichmann, Almanların , daha çok çocuk olduğu zaman ,bu konuda daha başarılı olabileceklerini  söylemişti. O zaman bir kompartmana 120 kişi bile sığdırabilirlerdi! 80 sayısı , Almanlar’ın verimini hiç yansıtamıyordu.

80 Yahudi de, Aschhwitz’e kadar, ayakta ve elleri havada gitmek zorundaydılar, böylece en fazla sayıda yolcuya yer açılabiliyordu.

Her bir kompartmanda iki kova bulunurdu. Birinde su vardı. Diğeri ise, mümkünse, ayaklarla itile itile tuvalet olarak kullanılıdı.

Burada su ve tuvalet kovalarının işi neydi merak ederdim. Birbirlerine yapışmış , ölüme doğru yolculuk eden  80 umutsuz adam, kadın ve çocuk için neden bir su ve bir de tuvalet kovası bulunuyordu? Bir su kovası ve bir de tuvalet kovası bu insanların zavallılığına çare olamazdı. Bu kadar sıkışıkken , onları nasıl kullanabilirlerdi ki? Tuvaletlerini üstlerine yapmak zorundaydılar. Gaz odalarına ulaşana kadar, susuzluktan yanmaya devam etmeleri gerekiyordu. Fakat kovalar oradaydılar.

Bu iki kovayı da küçük anılar olarak görürüm. Neyin anıları ? Bu soruma sertçe yanıt veririm: İnsanlık, tamamen terkedilemez. İnsanlık, ısrarcıdır. O , kötü kokulu, Yahudi dolu  kompartmanların içine bile sızar. O iki kova, yaralı bir şeyin ardında bıraktığı ize benziyordu- Almanlar’ın insanlık anlayışı henüz tam anlamıyla ölü değildi.

http://www.sevivon.com/holokost/gene.../article21.htm
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 06-03-2007, 09:06
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

2.Dünya Savaşında Almanya’da gerçekten neler yaşandığını araştırdıkça insanı hayrete düşüren olaylarla karşılaşmamak mümkün değil. Örneğin, Nazi Almanya’sı bir yandan yahudilerin “soyunu kurutmaya” çalışırken bir yanda da onları Filistin’deki yeni hayatlarına hazırlayacak “eğitim kibbutz’ları” kurup eğitiyormuş, hem de savaş öncesinde falan değil, savaşın en hızlı döneminde, 1942’de! Neuendorf’daki eğitim kibbutzunun Mart 1942’den sonra dahi çalışmış olabileceği söyleniyor.

Yitzhak Arad, with Y. Gutman and A. Margaliot, eds., Documents on the Holocaust (Jerusalem: Yad Vashem, 1981) p. 155. (The training kibbutz was at Neuendorf, and may have functioned even after March 1942.)
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 06-03-2007, 10:48
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?


Sevgili yfln;
Evet inanılmaz ilginç olaylar var.Mesela

Nehemya.1: 8 "Kulun Musa'ya söylediklerini anımsa. Dedin ki, `Eğer bana ihanet ederseniz, sizi ulusların arasına dağıtacağım.
Hezeikel.4: 13 RAB, "Uluslar arasına dağıtacağım İsrail halkı böylelikle kirli sayılan yiyecekleri yiyecek" dedi.
Hez.5: 10 Böylece aranızda babalar çocuklarını, çocuklar da babalarını yiyecekler. Sizi cezalandıracağım, sağ kalanlarınızı her yana dağıtacağım.
Hez.5: 12 Kentte yaşayanlarınızın üçte biri salgın hastalık ya da kıtlık yüzünden yok olacak; üçte biriniz çevrede kılıçtan geçirilecek; üçte birinizi de her yana dağıtıp yalın kılıç peşinize düşeceğim.
Hez.5: 15 Öfke, kızgınlık ve acı paylamalarla sizi cezalandırdığımda çevrenizdeki uluslar arasında alay konusu olacak, aşağılanacaksınız; ders alınacak, şaşılacak bir duruma düşeceksiniz. Ben, RAB bunu söyledim.
Hez.6: 8 "'Birkaç kişiyi ölümden kurtaracağım. Ülkelere, uluslararasına dağılan bazılarınız kılıçtan kurtulacak.
Hez.6: 9 Kurtulanlar tutsak alındıkları uluslarda beni anımsayacaklar. Benden dönen sadakatsiz yüreklerinden, putları ardınca şehvete sürükleyen gözlerinden derin acı duydum.Yaptıkları kötülükler ve iğrenç uygulamalar yüzünden kendilerinden tiksinecekler.
Hez.7: 21 Hepsini yağma mal olarak yabancı uluslara, ganimet olarak dünyadaki kötülere vereceğim; onları kirletecekler.
Hez.11: 15 "Ey insanoğlu, Yeruşalim'de yaşayanlar senin kardeşlerin, akrabaların ve öbür İsrailliler için, 'Onlar RAB'den uzaklar, bu ülke mülk olarak bize verildi demişler."
Hez.11: 16 "Bu yüzden de ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Onları uzaktaki uluslar arasına gönderdim, ülkeler arasına dağıttım. Öyleyken gittikleri ülkelerde kısa süre için onlara barınak oldum.
Hez.11: 17 "De ki, 'Egemen RAB şöyle diyor: Sizi uluslar arasından toplayacak, dağılmış olduğunuz ülkelerden geri getirecek, İsrail ülkesini yeniden size vereceğim.
Hez.11: 18 "Ülkeye dönecek, tiksindirici, iğrenç putları oradan söküp atacaklar.
Hez.11: 19 Onlara tek bir yürek vereceğim, içlerine yeni bir ruh koyacağım. İçlerindeki taş yüreği çıkarıp onlara etten bir yürek vereceğim.


Bu büyük komployu gerçekleştirmek için acaba Hitler bunları mı okudu ?
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 10-03-2007, 08:04
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

Başlığa *Auschwitz *ile *ilgili *soru-cevaplar *ile *başlamıştım, *aynı *şekilde *devam *edelim:
*
Auschwitz *nedir *ve *nerededir? *
Auschwitz, *bugün *Polonya’nın *güneyinde *kalan, *2.dünya *savaşı *sırasında *Almanların *sistematik, *kitlesel *yahudi *katliamı *yaptıkları *iddia *edilen *en *büyük *toplama *kamplarıdır. *1940’da *inşa *edilmiştir, *özellikle *1942-44 *yılları *arasında *yahudilerin *kitleler *halinde *bu *kampa *gönderildiği *ve *gaz *odalarında *öldürülerek *krematoryumlarda *yakıldığı, *günümüzde *dahi *konuyu *Hollywood *filmlerinden *izleyenler *tarafından *tartışılmaz *bir *gerçek *olarak *kabul *edilir. *Auschwitz *I *ana *kamptır. *Auschwitz *II *ya *da *Birkenau *ana *ölüm *kampı, *Monowitz *ya *da *Auschwitz *III *ise *kömürden *yakıt *üretilen *büyük *bir *endüstriyel *komplekstir. *Ayrıca *bu *ana *komplekslere *bağlı *düzinelerce *küçük *kamp *mevcuttur.
*
Auschwitz’in *önemi *nereden *gelmektedir?
2.dünya *savaşı *sonrasında *Nuremberg *mahkemesi *Almanları *Auschwitz’de *4 *milyon *yahudiyi *öldürmekten *suçlu *bulmuştur *ve *bu *sayı *yıllarca *tartışılmaz *bir *gerçek *olarak *tüm *dünyada *kabul *görmüştür. *Bu *sayı, *açıkça *görüldüğü *gibi, *2.dünya *savaşında *soykırım *sonucu *öldürüldüğü *iddia *edilen *6 *milyon *yahudi’nin *2/3’ünü *oluşturmaktadır. *“Burada *4 *milyon *yahudi *öldürüldü” *yazan *ama *daha *sonra *kaldırılan *bir *plaka *ile *de *Auschwitz’i *ziyaret *edenlerin *beynine *yıllarca *kazınmıştır.
*
Auschwitz’de *gerçekte *kaç *kişi *ölmüştür?
İsrailli *soykırım *tarihçisi *Yehuda *Bauer, *1989 *yılında *“herkesin *kulağının *alıştığı *bu *4 *milyon *sayısının *aslında *kasıtlı *olarak *uydurulmuş *bir *efsane *olduğunu *kabul *etmenin *zamanı *geldiğini” *söylemiştir. *Temmuz *1990 *yılında *ise *Polonya’daki *Auschwitz *Devlet *Müzesi *ve *İsrail’deki *Yad *Vashem *Soykırım *merkezi, *Auschwitz’de *1 *milyon *civarında *yahudi *olan-olmayan *insanın *öldüğünü *açıklamışlardır. *
Y. *Bauer, *"Fighting *the *Distortions," *Jerusalem *Post *(Israel), *Sept. *22, *1989; *"Auschwitz *Deaths *Reduced *to *a *Million," *Daily *Telegraph *(London), *July *17, *1990; *" *Poland *Reduces *Auschwitz *Death *Toll *Estimate *to *1 *Million," *The *Washington *Times, *July *17, *1990, *p. *A11
*
Ünlü *bir *soykırım *uzmanı *Gerald *Reitlinger *Auschwitz’de *yaklaşık *700.000 *kişinin *hayatını *kaybettiğinin *hesaplandığını *açıklamıştır.
G. *Reitlinger, *The *Final *Solution *(London: *Sphere *[2nd *ed.], *1971), *pp. *500-501.
*
Bir *başka *uzman, *Fransız *soykırım *tarihçisi *Jean-Claude *Pressac, *1993 *yılında, *Auschwitz’de *630.000’i *yahudi *olmak *üzere *yaklaşık *800.000 *kişinin *öldüğünün *hesaplandığını *söylemiştir.
J.-C. *Pressac, *Le *Crématoires *d'Auschwitz: *La *Machinerie *du *meurtre *de *mass *(Paris: *CNRS, *1993), *p. *148.
*
Fritjof *Meyer *isimli *bir *başka *araştırmacı *ise *2002 *yılında, *bu *sayının *yahudi *olan-olmayan *birlikte *500-510.000 *olabileceğini *açıklamıştır.
F. *Meyer, *“Die *Zahl *der *Opfer *von *Auschwitz,” *Osteuropa, * May *2002, *pp. *631-641.
*
Görüldüğü *gibi, *yıllar *geçtikçe *sayı *da *düşmektedir *ama *bunun *bir *önemi *yoktur, *zira *İsrail *çoktan *kurulmuş *ve *yeteri *kadar *güçlenmiştir!
*
Auschwitz’de *gerçekten *gaz *odası *var *mıdır?
En *başta *da *kısaca *değindiğimiz *bu *konu *ile *ilgili *olarak *ünlü *Fransız *dergisi *L’Express, *1995 *yılında, *bunun *bir *savaş *sonrası *uydurması *olduğunu *belirtmektedir.
Eric *Conan, *"Auschwitz: *La *Memoire *du *Mal," *L'Express, *Jan. *19-25, *1995, *pp. *54-73
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 10-03-2007, 08:16
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

Rudolf *Höss’ün *itirafları
Auschwitz’in *ünlü *SS *komutanı *Rudolf *Höss’ün *itirafları *soykırım *iddialarına *önemli *bir *temel *oluşturur. *Nuremberg *mahkemesindeki *ifadesinde, *kendi *komutası *altındaki *Auschwitz’de *2.5 *milyon *yahudinin *bilinçli *olarak *öldürüldüğünü, *ek *olarak *500.000 *yahudinin *de *doğal *nedenlerle *öldüğünü *itiraf *etmiş, *ayrıca *Lublin *yakınlarında *“Wolzek” *isimli *bir *ölüm *kampı *da *bulunduğunu *belirtmiştir. *İşlediği *savaş *suçları *nedeni *ile *daha *sonra *Auschwitz’in *girişinde *idam *edilmiştir.
*
Yukarıda *verdiğim *revize *edilmiş *ölüm *sayılarına *bakıldığında, *Höss’ün *bu *itirafına *İsrail’deki *Yad *Vashem *Soykırım *Merkezi’nin *bile *itibar *etmediğini *görüyoruz, *ayrıca *“Wolzek” *isimli *bir *ölüm *kampı *da *tüm *aramalara *rağmen *bulunamamış! *Acaba *Belzek’le *mi *karıştırdı *demişler *ama *bakmışlar *ki *adam *3 *kamptan *bahsediyor, *Belzek, *Tublinka *ve *Wolzek.
*
Höss *neden *bu *itiraflarda *bulunmuştur? *Çünkü *işkence *edilmiş, *öldüresiye *dövülmüş *ve *ailesinin *Sibirya’ya *sürüleceği *tehdidi *ile *karşı *karşıya *kalmıştır.
Robert *Faurisson, *"How *the *British *Obtained *the *Confession *of *Rudolf *Höss," *The *Journal *of *Historical *Review, *Winter *1986-87, *pp. *389-403.
http://www.ihr.org/jhr/v07/v07p389_Faurisson.html
*
Ünlü *insan *hakları *uzmanı *ve *savunucusu, *uluslararası *af *örgütü *yöneticisi, *B’nai *B’rith *Kanada *tarafından *2006 *yılının *adamı *seçilen *David *Matas *yahudi *soykırımının *inkarının *neden *büyük *bir *suç *olduğunu *şöyle *açıklamaktadır:
*
Soykırım, *2 *milyonu *çocuk *olmak *üzere *6 *milyon *yahudinin *katledilmesidir. *Soykırım *inkarı, *bu *6 *milyonun *ikinci *kez *katledilmesi *anlamına *gelir. *Önce *hayatları *yok *edildi; *sonra *da *ölümleri. *Soykırımı *inkar *eden *kişi, *soykırım *suçunun *bir *parçası *haline *gelir.
*
Vikipedi’ye *baktığımızda, *yine *bu *efsanevi *6 *milyon *sayısı *ile *karşılaşıyoruz, *ama *Auschwitz’de *ölenlerin *sayısı *4 *değil, *1.1 *milyon *olarak *düzeltilmiş *hiç *olmazsa:
*
http://tr.wikipedia.org/wiki/Auschwitz-Birkenau
*
Bu *revizyondan *sonra *toplam *ölü *sayısı *otomatikman *3 *milyona *düşüyor *ama *kim *farkına *varacak *canım, *biz *6 *milyonda *devam *edelim.
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Alt 10-03-2007, 08:27
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

Aşağıdaki link, ünlü gaz odalarının aslında gaz odası değil giysi, çarşaf, battaniye v.s gibi şeyleri tifüs’e karşı dezenfekte etmek için kullanılan dezenfeksiyon odaları olduğunu, bazılarının ise sadece duş amacı ile kullanıldığını 46 soru ve cevapla gösteren, doğrudan doğruya toplama kamplarından elde edilmiş verilere dayanan çok kapsamlı bir çalışma. Link’i vermemin amacı konu ile ilgilenen, ingilizce bilen ve yazıyı baştan sona okuyabilecek vakti olan arkadaşlara kaynak sağlamak:

http://www.codoh.com/gcgv/gc46-origi.html

Asıl ilginci, bu araştırmayı yapan kişi, toplama kamplarında günler süren araştırmalar, saatler süren video çekimleri yapmış bir ABD’li soykırım revizyonisti yahudi, David Cole. Bu gibi araştırmalar yapıp raporlar hazırlayan bir yahudi’ye ne olmuştur diye merak edenlere sonrasını da kısaca anlatayım.

JDL (Jewish Defense League) web sitesinde şöyle bir yazı yayınlanır:

David Cole nedir? Bir hastalık mıdır? Mental bir bozukluk mudur? Tüm kalpleri ile iddialarının arkasında duran, ona büyük hayranlık besleyen Nazi destekçileri ve arkadaşlarına asılmış bir parazit midir? Medya destekli Cole-manya’dan sonra bu hasta, çürümüş bireyi tuvaletten aşağı, diğer atıkların da bulunduğu yere göndermenin zamanı geldiğini düşünmüyor musunuz? Dünyadan bir David Cole’un eksilmesi şüphesiz yahudilere duyulan nefreti sonlandırmaz ama çok tehlikeli bir parazit, hastalıklı bir bakteri, enfekte ettiği toplumdan uzaklaştırılmış olur.

Cole denen bu canavardan kurtulmamız gerektiği kadar, dünyayı da “revizyonizm” kelimesinden arındırmamız gerekir. Bu berbat kelime ve Cole birlikte yok edilmelidir. Bunun tartışılacak tarafı yoktur. Gerekli olan daha fazla tartışma değil, soykırım inkarcılarının yok edilmeleridir.

JDL, yukarıda remi bulunan soykırım inkarcısı David Cole’ın yerini öğrenmek istemektedir. Gerçek adresini bildireceklere para ödülü verilecektir. Şu anda nerede bulunduğu ile ilgili bilginiz varsa derhal e-mail yolu ile bizimle temasa geçin.


David Cole, JDL’ye noter tasdikli bir özürname gönderir, yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu, tüm yahudi toplumundan özür dilediğini belirtir ve yukarıdaki yazı kaldırılıp yerine bu özür yazısı konur. Böylece canını kurtarır ve bir daha ifade özgürlüğü falan gibi "netameli" işlere bulaşmaz.

JDL nedir diye merak edenlere bilgi:
B’nai B’rith isimli dünyanın en güçlü masonik siyonist örgütüne bağlı ADL (anti-defamation league –bizim siyasetçilerimize de bol bol ödül dağıtması ile ünlü kuruluş)’nin alt kuruluşudur, ADL’nin nush ile uslandıramadıklarına kötek ile destek veren, ABD’deki en önemli terörist gruplardan biri olarak tanımlanan örgüttür.
Alıntı ile Cevapla
  #39  
Alt 10-03-2007, 15:35
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

Paul Rassinier
Bilimsel soykırım revizyonizminin kurucusu olarak kabul edilen Fransız bilim adamı. 1906 yılında Fransa’da doğan, 2.Dünya Savaşı sırasında Alman işgalindeki Fransa’dan yahudileri İsviçre’ye kaçıran “Libe-nord” gizli direniş örgütünün kurucularından, 1943 yılında Gestapo tarafından yakalanıp savaş sonuna kadar Almanya’daki Buchenwald ve Dora toplama kamplarında kalan, gördüğü işkenceler nedeni ile ciddi şekilde sakatlanan ve iş göremez hale gelen, savaş sonrası Fransa’ya döndüğünde Fransız hükûmeti tarafından direnişe yaptığı katkılar nedeni ile ödüllendirilen, Fransız Ulusal Asamblesine sosyalist parti temsilcisi olarak seçilen ve 1967 yılında ölen ilginç bir kişilik. Yazdığı kitaplarla Almanların savaştaki yahudi politikalarının daha sonra nasıl çarpıtıldığını, savaşın gerçek nedenlerini, toplama kampı gerçeklerini dünyaya anlatmaya çalışarak ömrünü geçirmiş. Aşağıdaki linkte, 1962 yılında Amerikan “The Nation” dergisinde Alman toplama kampları, 2.dünya savaşı sorumluları ve Eichmann davasını ele aldığı kitabı ile ilgili çıkan bir eleştiri üzerine dergi editörüne gönderdiği cevabi mektup var. Ben o mektuptan meşhur 6 milyon sayısı ile ilgili bölümü aktarmak istiyorum:

6 milyon

Nazilerin 6 milyon yahudiyi öldürdükleri tartışılmaz bir gerçek olarak kabul edilir. İlk soru: 6 milyon yahudiyi nereden buldular, zira savaş öncesi yahudi istatistikleri (Arthur Ruppin), Hitler’in kontrolündeki sınırlar içinde hiçbir zaman 6 milyon yahudi’nin bulunmadığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlamaktadır.

Dahası, “the Institute for Jewish Affairs of the World Jewish Congress” tarafından Temmuz 1961’de yayınlanan kitapçığın 18. sayfasında bu 6 milyon’un 900.000’inin Auschwitz’de yok olduğu belirtilmektedir. İkinci soru: Geri kalan 5.1’i nerede yok oldu? Almanya’daki gaz odalarında olamaz, zira “Münih Güncel Tarih Resmi Enstitüsü” bunların hiçbir zaman var olmadıklarını açıkladı.

Belki tümü Polonya’da bulunan Chelmno, Belzek, Majdanek, Sobibor ya da Treblinka’da yok olmuşlardır. Bu kamplardaki gaz odalarından bahseden tek doküman Gerstein belgesidir. Bu doküman, aynı anda 750-800 kişinin bir arada öldürülebildiği 25 metre karelik gaz odalarının varlığından bahsetmektedir ama resmi versiyona göre Gerstein her nasılsa 4 Temmuz 1945’te Paris’teki hücresinde kendini asmıştır. Yazdığı iddia edilen bu belgenin sahteliği ise o kadar bellidir ki 30 Ocak 1946’da Nuremberg’de delil olarak kabul edilmemiş ve jüri önünde okunmasına izin verilmemiştir.

Savaş öncesi ve sonrası yahudi istatistikleri göstermektedir ki savaş boyunca kamplarda ya da başka yerlerde ölen yahudilerin sayısı 1 milyon civarındadır. Oldukça büyük olan bu sayıyı açıklamak için “kasıtlı soykırım” ya da “gaz odaları”na baş vurmaya gerek yoktur, toplama kampı deneyimi yaşamış herkes bilir ki oradaki şartlar büyük sayıda ölümleri açıklamaya yetecek kadar kötüydü. Pek çoğu da doğu cephesindeki gerilla savaşlarında ve yoğun bombardımanlarda öldürüldü.

http://www.ihr.org/jhr/v02/v02p305_Rassinier.html

Bu link de Alev Alatlı’nın İran’da Ahmedinejad tarafından toplanan yahudi soykırımı konferansı ile ilgili yorumunun 1. bölümü:

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=475306

Herhalde en ilginç bölüm, Ahmedinejad’a destek veren ikisi haham 6 hasidi yahudi katılımcı. Alatlı’nın kendi sitesinin linkini verecektim ama sitede sorun var, o nedenle Zaman gazetesinin linkini veriyorum. Alatlı’nın yorumunun ikinci bölümü ise zaman’da bile yer bulamamış, o nedenle verdiğim link islami bir siteden:

http://www.haksoz.net/index.php?name...ticle&sid=4536

Aslında bu konu ile ilgili yazılacak çok şey var ama kendim çalıp kendim oynar hale geldiğimi gördüğümden burada kesiyorum. Konuyu araştırmak isteyen arkadaşlar olursa Alatlı'nın yorumlarında da sık sık adı geçen IHR'nin web sitesinden başlamalarını öneririm. Linki yukarıda vermiştim, bir daha hatırlatayım:

http://www.ihr.org
Alıntı ile Cevapla
  #40  
Alt 11-03-2007, 01:19
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Hitler yahudi soykırımı yaptı mı?

sevgili yfln

* * nasıl oynanacagını bilmeyince en güzel şey çalanı dinlemektir. İran'ın iddialarını izlemiştim, gazete manşetlerine takıldıgı kadarıyla. Ama ilk defa işi bu yönüyle görebilmeyi yazılarınız sayesinde ögrendim.

* * *Kendiniz oynamak düşüncesinde ya da hissiyatında bile olsanız bunu devam ettirmenizi bekliyorum. En azından bazı konular hakkında sayenizde bilgi sahibi oluyorum. Herkesin bir araştırma önceligi vardır. Sizden daha fazla bilgi ve ayrıntı ögrenebilirsek faydalı olacagını düşünüyorum. Unutmayın paylaşılmayan bilgi hiç bir işe yaramaz.

* * *Yazılarınızın devamını ben kendi adıma bekliyorum. Umarım ki tartışma derinleşir ve resmi tezler de savunulur ve detaylanır.

* * *İlginç olan ilk Yahudi devletinin Osmanlı topraklarında Osmanlı ile birlikte kurulmaya çalışılmasının planlanması.


* * * saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:58 .