Abd’nin en zengin 100 ismi içinde Yahudi sayısı 40-54 arasında.(2012)
Gerçek sayı çok daha fazla olsa da en az 40 ismin,yani % 40'ın Yahudi olduğunu biliyoruz,Wikipedia sayfasında etnisite belirtilenlerin tamamında bu bilgi verilmiş zaten.Tartışmalı isimlerle beraber sayı 54'ü buluyor.Biz o 14 ismin hiçbirinin Yahudi olmadığını varsayacağız;çünkü kiminde elde kesin veri yok,kiminde dıdısının dıdısı İbrani,kimindeyse bu kimlikle bilinmek istemeyenleri Yahudi saymak doğru olmayacak.
Bu oran en zengin 400 isimde de değişmiyor;yine en az %40-42 gibi bir rakam ortaya çıkıyor.
Konuyla ilgili en güvenilir ve genel-geçer kaynağı;Forbes listesini esas aldım.
Dünya genelinde de durum farklı değil;Yahudi burjuvazisinin varolmadığı Çin,Japonya,Hindistan,Kore ve diğer Asya ve Avrupa ülkelerinin ekonomileri eklendiğinde bile tüm dünya genelinde oran %30'a yaklaşıyor.
Yani dünya nüfusunun %0.0019'unu oluşturan küçük bir azınlık dünyanın en zengin isimlerinin 3'te 1'ini oluşturuyor.
Bunun herhangi bir özel çaba,motivasyon ve organizasyon gerektirmeden kendiliğinden oluşan bir durum olduğunu kimse iddia edemez.
Bu tabloya sizin ve yakın durduğunuz/takipçisi olduğunuz politik hareketin nasıl baktığını,durumu tam olarak nasıl tanımladığını burada paylaşabilirsiniz.
Rupert Murdoch
Jeff Bezos
Paul Allen
Phil Knight
Harold Simmons
Abigail Johnson
Dennis Washington
Richard DeVos
Edward Johnson
Rupert Johnson
Charles Johnson
Ray Lee Hunt
Ross Perot
Charles Schwab
George R. Roberts
Rothschild-Rockefeller AİLESİ ; SadecABD değil Dünyayıda. CFR vasıtasıyla yönetir.
Listede olmaması ilginç!
Bu bir durum tespitidir.
Bu yoldan Anti semitizm yapılması tehlikesinide göz ardı etmemek lazım.
Not:
CFR'nin açık okunuşu "Council of Foreign Relations" yani "Dış İlişkiler Komitesi"dir. Gizli Dünya Devleti'nin en önemli organlarından biridir ve Yuvarlak Masa teorisine göre şekillendirilmiş organizasyonların eskilerindendir. Yuvarlak Masa teorisi ise Illuminati şebekesinin dünyayı tek merkezden yönetmek amacıyla geliştirdiği bir teoridir.
CFR, 21 Temmuz 1921'de New York'ta kuruldu. Kuruluşunda yahudi kökenli Walter Lippmann'ın önemli rolü oldu. 2. Dünya Savaşı'nda çok önemli bir rol oynadı. Foreign Affairs adlı ünlü dergi bu örgütün yayın organıdır. Bu dergi vasıtasıyla dünya kamuoyu üzerinde bir politik yönlendirme yapmaya çalışmaktadır. Görünüşte CFR'nin çalışmalarının pek gizli olmadığı ileri sürülür. Gerçekte ise diğer Gizli Dünya Devleti organları gibi son derece gizli çalışmaktadır. Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile açıktan çalıştığı intibaı vermeye gayret etmektedir.
CFR'nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerika'daki istihbarat örgütleri üzerinde etkilidir.
Gizli Dünya Devleti'nde önemli etkinliği olan yahudi kökenli Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR'nin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir.
Soros Vakfı vasıtasıyla dünya ülkelerinin geleceği için Gizli Dünya Devleti'ne hizmet edecek yöneticiler yetiştirmeye çalışan yahudi kökenli George Soros ABD'nin CFR üyesi ünlülerinin başında gelir. CFR üyelerinin birçokları aynı zamanda Bilderberg ve/veya SBS üyesidirler. CFR'nin Türkiye'den de üyeleri mevcuttur.
Konu xcan tarafından (18-09-2012 Saat 10:32 ) değiştirilmiştir.
Sadece zenginlik mi, Nobel alanlarda inanılmaz bir yahudi oranı var.
Dünyadaki en büyük bilimsel gelişmelere yahudiler yön veriyor.
Bu kadar az nüfusun böyle işlere imza atması ilginç.Ya adamların genlerinde yetenek var ya da başarı konusunda çok iyi gelenekleri var.
Tevrat'ta zenginliği yeren ayetlerinde olduğunu az önce gördüm..Hem zenginliği öven,hem de yeren ayetler var..Ama başka önemli ayetlerde var...Mesela;
Lev.25: 44 "'Köleleriniz, cariyeleriniz çevrenizdeki uluslardan olmalı. Onlardan uşak ve cariye satın alabilirsiniz.
Yahudiler bu tür ayetlere önem vermiş olabilirler..Tıpkı bizim halkımızın Kuran'da birçok ayeti es geçip mesela ''Kurban kes'' ayetine önem verdikleri gibi
Böyle başlıklarda çok fazla kişiyi göremezsiniz.Çünkü İslamcıların ''vahiyle gelen anti-semitizmi'' bir yana,bu asimetrik durumu açıklama işini sosyalistler ya da liberaller yapamaz.Burjuvaziyle sözüm ona savaşan,ama daha burjuvazinin kimlerden oluştuğunun bile farkında olmayanların,burjuvazinin dili,dini,milleti olmaz'a inandırılmışların bu tabloyu tanımlandırmaları mümkün değildir.
Antisemitizm bir insanlık suçudur'un çığırtkanlığını yapıp semitizmin ve siyonizmin ne suçu olduğuna tam olarak karar verememiş grubu da göremezsiniz buralarda,ortaya net deliller koyuyoruz,gösteriyoruz.Bu öyle ortaya söylenmiş ''dünyayı Yahudiler yönetiyor'' gibi yuvarlak bir geveleme değil,somut bir gerçeklik;ABD ve dünya ekonomisi büyük ölçüde Yahudilerin elindedir.
Türkiye dahil Dünyanın diğer yerleri de pek farklı değil,son yüzyılda sermaye büyük bir hızla tek bir grubun eline geçmeye başladı.Bu etnik-dinsel temele dayanan ve sadece ortadoğu değil tüm dünya için tehlike yaratan bir oluşumdur.
Bu ekonomik gücün ülkelerin politikalarına nasıl yön verdiğinin,ortadoğuda milyonlarca Filistinli tüm dünyanın gözleri önünde katledilip topraklarından çıkarılırken İsrail'in nasıl her seferinde batının ve ABD'nin sınırsız desteğini nasıl alabildiğinin,her şeyden önce neden bu asimetrik dağılımın hemen hiçbir yerde tartışılmadığının doğru değerlendirilmesi lazım.
Not defterinde bu bilgi olmayan birinin ortadoğudaki gelişmelerle ilgili görüşleri de muhtemelen yanlış olacaktır.Bu gerçek hesaplanmadan yapılan tüm siyasi değerlendirmeler eksiktir.
Sayısız pogromlar, enkisasyon, ve holocaust geçirip hayatta kalmayı başaran yahudilerin zeki ve/veya zengin olmasını garipsememek lazım. Konsantrasyon kamplarında ölen yahudilerin iq ortalamasını 1938 gelmeden işin gidişatını anlayıp kapağı ingiltereye veya başka bir yere atan yahudilerin iq ortalamasına kıyaslarsak istastik hatası dışında bir fark gözleneliceğine eminim. Kaldı ki musevilik nispeten agnostik bir dindir, 'bir bok bilmiyoruz ama 6000 yıllık bir geleneğimiz var, atalarımız böyle yazmış,' düşüncesinde museviler çoktur.
Zenginlerin arasında çok çıkmalarının bir sebebi daha var, o da din ile alakalı. Reformasyona kadar, hristiyan aleminde faiz günah sayılırmış. Musevilikte de aslında günah sayılırmış ama tevratta, kardeşine faizle borç verme denildiği, musevilerin de burada kardeş olarak sadece diğer musevileri anladıkları için, goylara (musevi olmayanlara) faizle borç vermeye çekinmezlermiş. Katolik olmadakları için de kilisenin yasalarına tabi değilmişler. Tabi faiz almayınca kimse kimseye, hakikaten kardeşi falan değilse, borç falan vermez. Ancak borç için o dönem Avrupa'da ciddi bir talep var. Durum böyle olunca, Avrupa'da neredeyse bütün tefeciler museviymiş. E belli bir miktar kapital biriktirdikten sonra, faiz veya rant da kazanabiliyorsan, bunu kaybetmek için aşırı müsrif ve geri zekalı olmak gerekir, nesilden nesile arttırmak için de süper zeka olman gerekmez.
"Le doute n'est pas une condition agréable, mais la certitude est absurde." ~ Voltaire
Konu kaanuni tarafından (21-09-2012 Saat 23:14 ) değiştirilmiştir.