Mudiban Çivitgorz´isimli üyeden Alıntı
Sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim. Evrim teorisi bir kez daha çöktü hemde sağlam çöktü. İnsanlığın doğu Afrika'dan dünyaya yayıldığı fikri yeni bir araştırmaya göre artık geçerli değil. Profesör Jean Jacques Hublin "evrim teorisi tamamen çöktü. artık ilk insanların ortaya çıkış hikayesini baştan yazmamız gerekecek" dedi. Çünkü Almanya'da paleontologlar, insanlık tarihinin evrim teorisi izahıyla çelişen 9.7 milyon yıllık fosilleşmiş dişler buldu. Çöken evrim teorisine göre fosil dişler, birkaç milyon yıl sonra Afrika'da ortaya çıkacak bir türe ait. Ama celle celalühü'nün hikmetinden sual olunmaz; 9.7 milyon yıllık fosilleşmiş dişler, birkaç milyon yıl önceden Almanya'da varlarmış zaten.
|
Evrim teorisi, insanlığın nereden yayıldığı değildir, kullandığın cümlelere bak, çöken evrim teorisine göre
Vaktim yok ama ne olursunuz, mantık safsatalarından artık kurtulun.
Evrim teorisi esasında, doğadaki, hareket ve değişimlerle ve bu hareket, değişimlerin form-yapı ve organzizmalarda da meydana getirdiği değişimlerin kavranmasıyla ve açıklanmasıyla(teori) ilgilidir.
İlk insan nerede ortaya çıktı, evrim teroisinin sorunu değildir özünde, ama ilk insanın nerede çıktığına dair arkeolojik vb araştırmalarda, bulguların, fosillerin, yine evrim alanı gibi tarih alanında da kullanılması, bu alanda bütünsel bir birliktelik sağlıyor o kadar, yoksa evrim teorisi demek, ilk insan nerede ortaya çıktı gibi
tarihsel bir sorunu açıklamak için değildir.
İnsanın ilk nerede ortaya çıktığı özünde evrimin sorunu değildir(TARİHİN SORUNUDUR),
çünkü evrim insanın ilk nerede ortaya çıktığıyla değil, insanın süreç içerisinde ne kadar değiştiğiyle ilgilidir, lakin konu biyolojik tarihide gerektirdiği için, bilim insanları, insanlığın ilk nerede oluştuğuyla ilgilide çalışma yürütür, aslında bu çalışmanın evrim olgusuyla ilgisi, alaksı yoktur, işin bu tür spesifik detayları tarihseldir...
Bu kadar basit ama bu kadar basit kaba, koca ayrıntıları neden göremiyoruz, bilmiyorum demeyeceğim, biliyorum, çünkü mantıklaınız dumura uğramış, doğru
işlemiyor hepsi bu.
Basit bir biçimde dile getirdim, meseleler böyle alakasız safsatalara genellenince, üzerinde kafa yormak dahi vakit israfından, heleki birde safsatalı yargı oluşturma yanlışına düşmüşsek, kendi, kendimize hiç bir değeri, anlamı olmayan, muhatabı, karşılığı olmayan, yalan-yanlış boş yargılar, inançlar üretmekten öte anlam taşımıyor.