Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 19-09-2011, 15:06
cubbeli cubbeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jun 2011
Mesajlar: 196
Standart

K.C.´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İslamiyetten çıktıktan sonra yaşamayı daha da çok sevdim, daha çok şey ürettim, yaşadığım dünyaya izimi bırakma kararlılığım arttı.

Sadece şu cümlede bile yoğunlaşsan doğruları bulursun. Ölümü kabullenememe, ardında birşeyler bırakma dürtüsü...
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 19-09-2011, 15:41
TUBA TUBA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 11 May 2011
Mesajlar: 1.653
Standart

cubbeli´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sadece şu cümlede bile yoğunlaşsan doğruları bulursun. Ölümü kabullenememe, ardında birşeyler bırakma dürtüsü...
tam tersine sevgili cübbeli, ölümü kabul ettiği için ardında iyi ve güzel miras bırakmak istiyor. yani aşırı dinciler gibi bu dünya allahın bizlere nimeti diyip hoyratça kullanmıyor, gelecek nesilleri düşünüyoruz.
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 19-09-2011, 17:20
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart

cubbeli´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sadece şu cümlede bile yoğunlaşsan doğruları bulursun. Ölümü kabullenememe, ardında birşeyler bırakma dürtüsü...
Doğru dediğiniz nedir?
Hangi "doğruyu" bulmam gerekiyor?

Kime göre doğru, hangi zamana göre doğru, hangi coğrafyaya göre doğru, hangi kabileye / millete / milliyete göre doğru?

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 19-09-2011, 18:24
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

_melek_, seninle tartışmayı sürdüremeyeceğim. Sanırım genel geçer mevzular için dahi iletişim güçlüğü çekiyoruz.
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 19-09-2011, 20:09
apsimon apsimon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 13 Aug 2011
Mesajlar: 202
Standart

GALİLEO'NUN SUÇU
Sen, Galileo, Floransalı merhum Vincenzlo Galilei'nin yetmiş yaşmdakl oğlu, 1615'de Kutsal Makama, bir çoklarınca öğretilen yanlış bir öğretiyi yani güneşin hareketsiz olduğu ve evrenin ortasında yer aldığı ve dünyanın hareket ettiğini ve ayrıca kendi çevresinde döndüğünü doğru kabul ettiğin ve ayrıca aynı öğretiyi öğrettiğin öğrencilerin olduğu ve gene aynı konuda bazı Alman matematikçilerle yazıştığın;
ayrıca güneşin lekeleriyle ilgili bazı risaleler yayımladığın;
Kutsal Metinlerden çıkartılan itirazlara yanıt verdiğin; sözkonusu Metinleri kendi anlayışına göre tevil ettiğin; ve daha önce öğrencin olmuş birine yazdığın mesleki mektubun çıkartılan kopyasına göre Kopernik'in hipotezini savunarak buna Kutsal Metinlerin gerçek anlamı ve yetkesi aleyhinde bazı önermeler eklediğin için şikayet
edilmen üzerine (bu Kutsal Mahkeme düzensizlik ve fitneciliği önleme ve böylece Kutsal inancın zayıflatılmasmın devam ve artmasına karşı çıkma isteğinde olduğundan) Kutsal ve Yüce Efendilerinin, bu yüce ve evrensel Engizisyonun Kardinallerinin isteğiyle, güneşin durağanlığı, ve dünyanın hareket ettiğine ilişkin iki önerme İlahiyatçı Çözümleyiciler tarafından şöyle çözümlenmiştir:

1. Güneşin evrenin merkezi olduğu ve yerinden oynamadığı önermesi saçmadır çünkü felsefi olarak yanlış, biçimsel olarak sapkınlıktır; çünkü açıkça Kutsal Metinlere aykırıdır.
2. Dünyanın evrenin merkezi olmadığı, hareketsiz olmadığı,
hareket ettiği ve aynı zamanda kendi çevresine döndüğü önermesi de saçmadır, felsefi olarak yanlıştır ve ilahiyat açısından değerlendirildiğinde en azından inanç yönüyle hatalıdır. Dolayısıyla...

Efendimiz îsa Mesih ve Onun İzzetli Annesi Meryem'in kutsal adını anarak, son hükmümüz olarak karar veriyoruz ki...: Karar, yargı ve iddiamıza göre sen, sözü geçen Galileo... bu Kutsal Daire üstünde sapkınlığa düşmüş olduğuna dair şiddetli kuşku yarattın, yani, yanlış ve Kutsal Metinlere aykırı olan güneşin evrenin merkezi olduğu
ve doğudan batıya hareket etmediği ve dünyanın hareket ettiği ve evrenin merkezi olmadığı öğretisine inanarak ve bunu savunarak, ve gene Kutsal Metinlere karşı olduğu kararlaştırılıp sonunda benimsendikten sonra bu görüşün olurluğunu savunup destekleyerek ve sonuç olarak bu tanımın suçluluğuna ilişkin kutsal yasaların ve öteki genel ve özel tüzüklerin koyduğu ve resmen açıkladığı bütün sansür ve cezaların hedefi oldunuz. Söz konusu hata ve sapkınlıkları ve Katolik ve Papalık Roma Kilisesine aykırı bütün öteki hata ve sapkınlıkları Bizim önümüzde yürekten gelen
biçimde ve içten gelen bir inançla suçlayarak inkar ederek lanetlemeniz ve inkar ettiğinizi açıklamanızla duyduğumuz
Memnuniyetle...

Alıntı JOSEPH CAMPBELL YARATICI MİTOLOJİ TANRININ MASKELERİ s.579-580 oda alıntı olara k J.J.Fahie.GalÜeo.Hte Life and Work (Londra:John Murray, 1903),s.313-14. alıntılamış...

Alıntı aslında başka bir başlığın konusudur. Ancak düşleri gerçek sayan, düşüncenin önüne set koyan bu hokabazlık tanıdık. İlkin bir düşde görünür. Sonra sahte bir gerçekliğe bürünür. Düşünce belkide düşde gördür de, her düş gerçek değildir.

Alıntıyı asmamda ki asıl sebep kitaptaki bölümler içerisinde tanrının Ölümü bölümünün bu alıntı ile başlamış olmasıdır.Forumda bu bölümü açan üyenin amacı da bu soru ile tanrıyı ispat etme arayışına giriyor. Bilimin binlerce kez sorduğu ve mahkum ettiği bir düşünceyi bize satmaya çalışıyor.

Tanrı madem herşeyi biliyor da dünya hakkında ki gerçeği niye saklıyor. Bizmi salağız, yoksa salak yerine mi konuyoruz.


Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 19-09-2011, 20:39
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

_melek_´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili spartacus korkuluk bir amaç için yaratıldı değil mi hem fikiriz ona bir amaç yüklendi aynı şekilde insanda öyle.

Korkuluğun ortaya çıkması bir olasılık ve raslantısal değildir onun bir yaratıcısı vardır ve O yaratıcı ona amaç yüklemiştir.
Korkuluğu sen amacın için kullandın ama bu senin amacına O'nunda sahip olduğu anlamına gelmez! Burada yaratılan korkuluk(madden, saman ve odun) değil amaçtır, düşüncedir seni buna itende ihtiyaç. Bu ihtiyacı kavramadan amacıda kavrayamazsın! (anladın?).. Bir kezcik anlama sorunlarını bir kenara bıraksan?

_melek_´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İnsanın ortaya çıkması bir raslantı ve olasılıklar sonucu değildir Onun bir yaratıcısı vardır ve ona amaç yüklemiştir.
sevgili Melek
Akıllı o halde ne demeye korkuluğun amacını sorguluyorsun, korkuluğun amacı yok ki! O amaç kimin? Senin!
O halde şimdi madem amaç, amaç diyeceksin, şimdi kimi sorgulamalı? Ne yapacaksın insanı kim yarattıyı, varlığın amacını! Bu amaç onlara ait değilki! O zaman neyi sorgulayacaksın amacı olduğunu iddia ettiğin şeyi, o halde söyle o kimin amacı?

Anlamamak için fare ve kapan diye bir yapboz kuruyorsun, bir kezde anlamak için bak, korkma cehennemden, O'nuda Allah yarattı, o halde nasıl oluyorda korkuyorsun? neylerse güzel eyler, Cehennem olsa bile. din ile inanç arasındaki farkı bilmek gerekir, din politik bir ezber, bir cendere, sıkar da sıkar başka bir şey vermez, inancınızı alır, onu kullanacağı bir alete dönüştürür. Cehennemi dilemeyen Cennete gidemez, eğer inancın anlamını bilseydin tabi...

_melek_´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Siz korkuluğun raslantısal ve olasılıklar sonucu ortaya çıkabileceğini kabul etmezken insanın raslantılar sonucu ortaya çıkabileceğini nasıl kabul ediyorsunuz?

Raslantı ve olasılıklardan bahsettiğiniz için soruyorum önce bunu bi açıklarmısınız?
mesele varlığın yaratımı değil hem soruyu sorup hemde neden özellikle sorduğun soruya saygı duymuyorsun? Al eline boncuk at yere, onlar raslantısal mı dizildi? demek ki olabiliyormuş ve illa sana gerek yok, doğada her şey biribiri ile iletişim halinde, ilişki halinde, bu ilişkiden durmaksızın hareket doğar, hareketde durmaksızın yeni ilişkiler doğurur, tüm bu süreçde milyarlarca olasılık gerçekleşir, milyarlarca da yenisi doğar, tüm bu olasıklar zinciri raslantısaldır, ilal birinin elinde boncuk tutması gerekmiyor ya da birisi dikilip de trilyonlarca kez trilyon ve katı trilyonlarca trilyon her saniye olan hareketi bebeğin kumdan kale yapması ve oynaması gibi oyayamaz, dahi değil Allah ne masal kahramanı uydurursak uyduralım yapamaz, zaten ona gerek de yok, bunlar tamamen doğal ilişki, işleyiş.

Bak sana soru soracam ama kendim cevaplayacam, ya cevap veremeyeceğini ya da soruyu bulandıracağını bildiğim için...

Şimdi dünyada her şey Allah'ın yarattığı gibi midir? Sen evet diyeceksin, yani amaca uygun.
Peki Asya kıtası daha önce neredeydi diye soracağım? Sen Allah nereye koyduysa oradaydı diyeceksin. Peki koyduğu yer şimdi bulunduğu yermiydi diyeceğim evet diyeceksin. E o halde buyur bak eskiden neredeymiş diyeceğim ıyyyy bilim diyecek hemen kaçacaksın... Ya da Allah yerini değiştirdi diyeceksin bende neden eski yerini hatalı mı koymuş? diye soracağım.

Tamam kabul diyecem, o halde madem düzen var depremler neden oluyor? Sen ne diyeceksin? İlla bir amaç yüklemen lazım başka türlü düşünemezsin! Allah diyeceksin insanı cezalandırıyor! O'nun için deprem oluyor, desene düzen mükemmel değilmiş! Mükemmel düzende cezanın, yok cehennemin vs işi ne, yolunda gitmeyen bir şeyin işi ne... Mükemmel düzende depremin işi ne, madem düzen mükemmel? Japonyaya gücü mü yetmiyor Allahında garibanları depremle cezalandırıyor, helak ediyor, yoksa Japonlar müm'in mi?

Yok bu sefer yıldırımlar neden olur melek diyeceğim, hmmm bir amacı var diyeceksin. nedir diyeceğim, amaç yüklemeden düşünemezsin ya, Allah kötüleri onla çarpıyor diyeceksin... Ahh bu hurafenin diyeceğim ama para etmeyecek, o zaman paratoneri bulan Allah'la güreş mi tutuyor diyeceğim.... kaçacaksın.

Gördün mü, bu sorular, bu dil ne kadarda basit geldi sana değil mi? İşte bu saçmalığın nedeni, saplantı haline getirdiğin şartlanmışlığındır. Ve sorduğun sorularına riyakar davranıyor olman, akıl oyunu yapıyor olman. Bilmem anlatabildim mi, neden akıl oyunalrını bırakmıyorsun, gerçekten ufkunun çapını ölçmeden başkalarının ufkunu bilebileceğini mi sanıyorsun? Böyle akıl oyunlarıyla, ufkunun, ayağından ve burnunun ucundan öteye gidebileceğini mi sanıyorsun?

Hiç bir şeyin amacı olmak zorunda değil, bu sözün bile. İlla her şeyin amacı olacak diye bir şey olamaz, varlığın amacı olmaz, varlık indirgenmiş bir şey değildir, amaç da raslantıda indirgenebilir bir şeydir diyorum. Daha hala anlamamak da ısrar ediyorsun. Sen saman ile odunu birleştirip korkuluk yapabilirsin, ama yarttığın bir şey yok, bir amacın var ve uygulamak istiyorsun, ne samanın ne de odunun böyle bir amacı yok. Yaptın korkuluğunu, ne edersen et, o amaç korkuluğa ait değil, sana ait. Şimdi buradan yola çıkarak oluşturduğun korkuluk ne ise yarattığın tanrıda odur, o senin amacının bir aracı, bir nedeni, hatda kimilerinin elinde(amaçları için!) bir oyuncak, kabul etsen de etmesen de. peki ya irade dışı ve amaçsız doğal hareket, değişim, oluşum, dönüşüm, işte bak ilk paragraf da açıkladım, bunun için hiç bir şeyin bir amaca gereksinimi yok, zaten amacı yok.

Varlık kelimesini kullanırken, sorarken neyi sorduğunu bilde sor, indirgenmiş akıl oyunlarının bu kelimede işi yok...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (19-09-2011 Saat 20:55 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 18-01-2012, 17:01
mendis mendis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Jan 2012
Mesajlar: 1
Standart

spartacusün yazdıklarını, bildiklerinin perdelemesiyle değil sade bir kafayla okursan soruna yanıt verilmiş olacak melek. bir de ben başka yöntemle söyleyeyim:

Neden varız?:
Annemizle babamız sevişmişler, spermdi, embriyoydu derken oluşmuşuz. Bizi biz yapan, benliğin varoluşu, bilincin varoluşu aşamalarını tamamlayıp şu ana gelmişiz.(Benlik ve bilinç anne karnından itibaren çok faktörlere bağlı olarak oluşur. Aynada gözlerimizin de arkasında aradığımız kendi özümüz, beynin hacmiyle sınırlı bir bölgede bulunmaktadır)

Niçin (Ne için) varız?
Genlerimizin bize aktardığı görevi, canlılığımızın devamı ve üremek için varız.(bunun düzgün olması için ahlak-hukuk-bilim gibi hayata dair şeyleri araç ediniriz.)

Niye (Ne diye) varız?
Var olduğumuz için bu soruyu sorabiliriz. Bu sorunun cevabı gerekli olduğu için var olmuş değiliz. Evren, kendi bilinsin diye bizi oluşturmadı. Buna ihtiyacı yok. Biz oluştuk ve bilincimizle evreni düşünüyoruz.
Varlığımız sonuçtur.İnsan bilinci sonuçtur. Varlık ve bilincin nedeni evrimsel olgularla, fizik-kimyayla açıklanabilir.
Daha ulvi, daha saklı, fiziğin ötesinde bir niye aramak gereksiz bir fantezidir. illa ararsan, olmayan şeyleri aradığın şeyin yerine koymaya çalışırsın ki tanrıyı böyle yaratırsın.
spartacüsün dediği gibi tanrıyı "niye" sorunun cevabı olsun amacıyla yaratmışsındır.
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Alt 08-05-2012, 17:40
magneto magneto isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 08 May 2012
Mesajlar: 4
Standart

Ne kadar aptalmışım yahu. Bu yaşıma kadar neden varım diye soruyordum. Ama kendimi ben var etmedim ki, kendime soruyorum. Geçekten teşekkürler arkadaşlar cevabı bulmama yardımcı olduğunuz için. Oysa kendimi zeki sanıyordum.
Alıntı ile Cevapla
  #39  
Alt 08-05-2012, 22:52
Sesli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Sesli Sesli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
Standart Varoluş daima var olacaktır. Ancak şekiller değişecek.

Neden varolmayalım diye sorgulamak daha gerçekçi değil mi?

Biz bir bütünüz ayrı gibi görünüşümüz bir illüzyondan ibarettir. Her insan daima etrafından bir şeyler alır ve verir. Bu hava olduğu gibi, besinler ve içecekler ,su ve Güneşin ışıkları da olabilmektedir. Devamlı surette etrafımızdaki varlıklarla alış ve veriş içindeyken kendimiz diye nitelenebilecek bir öze sahip değiliz. Benlik veya kişilik denilen bir özümüz yoktur. Çünkü her varlık bütüne dahildir. Yani her varlık diğer varlıkların, elementlerin birleşiminden ibaret.

İşte AYDINLANMA denilen de bu gerçeği algılayabilmektir. Gerisi masal olur.

Farkındalık / Farkındalık / Farkındalık
Alıntı ile Cevapla
  #40  
Alt 08-05-2012, 23:14
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

Doğa soru sormaz. Soru sormadığından verilecek bir cevap da yoktur. İnsanın kendi var oluşu hakkında düşünmesi ona özgü bir monolog olup kendi düşüncelerini yansıtmasıdır. Bunun nedeni de insanın kendisinin bilincinde olan bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır ve asla kendi zekasının üzerinde yer alan ve onu tatmin edecek bir cevap da bulamayacaktır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Alkol Neden Yasak / Sigara Neden Yasak Degil ! n4n0_s3c0nD İslam 48 31-07-2010 09:04
Neden... cookietan Yeni Üyeler 9 07-02-2009 02:40
NEDEN DİNDARız ?.NEDEN DİNSİZiz..GERÇEK HANGİSİNDE..? aldostu İslam 36 26-06-2006 00:52
Neden??? Xander85 İslam 23 20-02-2006 01:15

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:36 .