Geçenlerde Remzi Kitabevi'nden orjinal İngilizcesini Avrupa ile aynı fiyata(33TL) aldığım Dawkins'in tuğla gibi yeni kitabı The Greatest Show on Earth - Evidence for Evolution kitabını hararetle okurken, muhterem Adnan Hocamızla ilgili bir paragrafa denk geldim(sahife 154). Kitap kesinlikle muhteşem bir başvuru kaynağı. Yeni türleşmeden, yararlı mutasyona, Lenski deneyinden, gözlemlenebilir evrime kadar sayısız konuya açıklık getirmiş. Ida'ya lemur diyen, Lenski deneyini "varyasyon" diye geçiştiren muhterem hocamızın işi zor görünüyor. Ama kendisinde bu "yaratıcılık" varken, güzel cevaplar sallayacağına yürekten inanıyorum. Neyse efendim, paragrafın orjinali ve çevirisi aşağıdadır:
An equally ludicrous example is to be found in the Muslim apologist Harun Yahya's enormous, lavishly produced, glossily illustrated and fatuously ignorant book Atlas of Creation. This book obviously cost a fortune to produce, which makes it all the more astounding that it was distributed free to tens of thousands of science teachers, including me. Notwithstanding the prodigious sums of money spent on this book, the errors in it have become legendary. In the service of illustrating the falsehood that most ancient fossils are indistinguishable from their modern counterparts, Yahya shows a sea snake as an ‘eel' (two animals so different that they are placed in different classes of vertebrates), a starfish as a ‘brittlestar' (actually different classes of echinoderms), a sabellid (annelid) worm as a crinoid ‘sea lily' (an echinoderm: this pair come not just from different phyla but from different sub-kingdoms, so that they could hardly be more distant from each other if they tried, while still both being animals) and – best of all – a fishing lure as a ‘caddis fly' (see colour page 8).
But in addition to these gems of partisan risibility, the book has a section on missing links. One picture is seriously offered to illustrate the fact that there is no intermediate form between a fish and a starfish. I find it impossible to believe that the author seriously thinks evolutionists would expect to find a transition between two such differing animals as a starfish and a fish. I therefore cannot help suspecting that he knows his audience all too well, and is deliberately and cynically exploiting their ignorance.
Nacizane mealim:
Aynı derecede maskara bir örnek de Müslüman inanç savunucusu Harun Yahya'nın devasa, müsrifce yapılmış, parlak resimlendirilmiş ve ahmakça cahil kitabı Atlas of Creation(Yaratılış Atlası)'dır. Bu kitabın yapımının bir servete mal olduğu aşikar, ki bu, ben de dahil, binlerce fen bilgisi öğretmenine bedava dağıtılmasını daha da hayret verici yapıyor. Üzerine harcanan olağan üstü miktarda para değil ama içindeki yanlışlar efsane haline geldi. Sahtekarlığı resimleme uğraşıyla, çoğu tarih öncesi fosil modern karşılıklarından ayırdedilemez halde, Yahya bir deniz yılanını ‘yılan balığı" gibi göstermekte(iki hayvan o kadar farklı ki, omurgalıların iki farklı sınıfına konumlandırılmışlardır), bir deniz yıldızını ‘kırılgan yıldız'* (gerçekte ekinoderm'in farklı sınıflarıdır), bir sabelid(analid) kurdu, krinoid ‘deniz zambağı'(bir ekinoderm: bu ikili sadece ayrı familyalardan değil, ayrı alt-alemlerdendir, yani hayvan olarak kaldıkları halde, isteseler de daha farklı olamazlardı) ve – hepsinin en iyisi de – bir balık zokasını ‘kadis sineği' olarak göstermiştir(bkz. Renkli sayfa 8).
Fakat bu partizan gülünçlük incilerine ek olarak, kitabın kayıp halkalar üzerine bir bölümü var. Bir resim ciddi ciddi balıkla deniz yıldızı arasında araform olmadığını gösteren bir ilustrasyon takdim ediyor. Ben, yazarın ciddi ciddi evrimcilerin balık ve deniz yıldızı kadar farklı hayvanlar arasında araform bulmayı umduklarını düşündüğüne inanmayı imkansız buluyorum. Ben bu durumda, onun okuyucularını çok iyi tanıdığından ve, kasıtlı ve içten pazarlıklı şekilde onların cehaletini kullandığından şüphe etmeden duramıyorum.
*: "brittle star" mahlukatını "kırılgan yıldız" olarak çevirdim, elimde biyoloji terimleri ile ilgili bir sözlük olmadığından bu terimleri kafama göre çevirdim, isteyen yukarıdaki orjinal metinden yolunu bulsun.
Sevgili milomanara,
Eline saglik, yine yakalamissin bir balik
Richard Dawkins gibi birinin bu adamdan bahsetmesi bile yanlis bana kalirsa; bizleri mahkemeye veren, versin bakalim sahtekarligini dunyaya ilan eden Dawkins'i de gorelim boyunu .
Dawkins'in de fark ettigi gibi, bedava dagittigi kitaplari finanse eden kimler acaba?
Sevgili Milomanara, ellerine sağlık, harika bir iş çıkarmışsın. Gerçeği saptırma işini kendisine meslek edinmiş, misyoner birisinin finansörü de, din inancının zayıflamasından korkan, din afyonu sayesinde iktidarlarını egemenliklerini koruyan emperyalistlerdir.
Dawkins'in bu adamı muhatap alması bana da yanlış geliyor. Ama mücadele edilmesi gerektiğine de inanıyorum.
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir.
Epiktetos
Kitap evrim delillerinden oluştuğu için yaratılışçı safsatalarından bahsederken, safsata sahibi de doğal olarak anılıyor sevgili vartor, sevgili saroz. Yoksa, bence de muhterem hocamız yaratıcılığını film senaryolarında kullansaydı Wachowski kardeşleri geçmişti ama zaten Dawkins'in dediği de kurgu ile gerçeği ağırd edememe durumu, yanılgı(delusion)...
Notlar kısmında yaratılış atlası için de şöyle yazmış:
Atlas of Creation : Incredibly there are now no fewer than three volumes of this infamous waste of expensive, glossy paper.
Yaratılış Atlası: Bu pahalı, parlak(kuşe) kağıt israfı kepazeliğin, en az üç cildi olması şaka gibi.
Gerçeği saptırma işini kendisine meslek edinmiş, misyoner birisinin finansörü de, din inancının zayıflamasından korkan, din afyonu sayesinde iktidarlarını egemenliklerini koruyan emperyalistlerdir.
Ne de güzel söylemişsin. Bu insanların neden bu kadar yoğun bir çalışma içerisinde olduğunun cevabıdır bu.
Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette; bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterlidir.
Din, bunalmış mahlukun iç çekişi, merhametsiz bir dünyanın ruhu ve aynı zamanda akılsız bir çağın aklıdır. Din halkın afyonudur.
Takke düştü kel göründü diyeceğim ama malesef bu kel durumlara uygun peruk icad etmek birilerinin mesleği haline geldi, duruma uygun bir perukta hemen uydurulur icabında değilmi? nasılsa işleri uydurmak yeterki tezgahlarına zeval gelmesin onlar için...
Dawkins'in Harun Yahya hakkındaki yorumuna (''bu kadar cahil olamaz, kasten yapıyor olmalı'') katılmada tereddütlerim var. Gerçi somut örneklerde ''yaw bizimkiler anlamaz zaten, çok fazla araştırmaya gerek yok'' düşüncesiyle hareket ettikleri aşikar. Ama ben yine de genel tezlerine gerçekten de inandıklarını -zamanla kendilerini inandırdıklarını- sanıyorum (ki bu bence neredeyse daha da vahim).
Bu arada Dawkins şu YouTube videosunda bu yeni kitabını tanıtıyor. Geçenlerde sevgili gematria da asmıştı bir yerde ama, bir de ben asayım:
Bırak kitap çıkmasını evrim teorisi kanunlaşsa ne olur, hemen ertesi gün, şeytan icadı denilip fetvalar çıkartılmazsa, bağnazlığın dibine vurmuş örgütler daha kanlı eylemlere başlamazsa bende pinponu bırakırım.
Adamların istisnasız herşey için düşünülmüş bir fetvası, laf cambazlığı, kandırmacası, iftirası var. Gözlerinin önünde evrim makinası icad edip çalıştırsan ne yazar.
Bırak kitap çıkmasını evrim teorisi kanunlaşsa ne olur, hemen ertesi gün, şeytan icadı denilip fetvalar çıkartılmazsa, bağnazlığın dibine vurmuş örgütler daha kanlı eylemlere başlamazsa bende pinponu bırakırım.
Adamların istisnasız herşey için düşünülmüş bir fetvası, laf cambazlığı, kandırmacası, iftirası var. Gözlerinin önünde evrim makinası icad edip çalıştırsan ne yazar.
Sevgili XOR, Gerçeği çarpıtmayı meslek edinmiş bu tip misyonerlere evrimi makine bazında üretip çalıştırsan yine karşı çıkarlar tezin doğrudur.
Ancak, bu misyonerlerin etkilediği çok sayıda dürüst aydın insan var. Her alanda (yazılı,görsel,işitsel, yüz yüze) bu çarpıtmaları teşhir etmek, yerine doğru olanı koyarak gerçeği savunmak aydın olma sorumluluğumuzdur.
Elbette amacımız Harun Yahya gibi insanları ikna etmek değildir. Her tutundukları dalı çürüttüğümüzde başka dallara tutunacak ve mesleklerini yerine getireceklerdir.
Kuşe kağıda basarak, onbinlerce kopyayı ücretsiz dağıtıyorlar. İçerisinde ki bilim dışı hurafeleri bilim sosu ile sıvayıp inanılırlıklarını arttırmaya çalışıyorlar.
Maalesef başarılı da oluyorlar. Sitemize yeni gelen her dindar bu kitaplardan alıntı ile evrime ve bilimsel yönteme saldırıyor.
Aydın insanlara düşen, bilimsel gerçekleri sonuna kadar her alanda her zaman savunmak olmalıdır diye düşünüyorum.
Meydanı boş bırakmayacağız değilmi?
Saygılar.
Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir.
Epiktetos
saroz, dürüst, gerçeklerden uzak, bilmeye çalışarak yaşamak yerine inanarak yaşamayı hayat tarzı edinmiş müslüman insanlar elbette var. Bunlar bizim ailelerimiz, sevdiğimiz insanlar, komşumuz gibi bize yakın insanlarda olabilirler.
Fakat, düşüncelerimizin somut yansımalarını, olumlu sonuçlarını, hayata iyi yönde etkiyen taraflarını gösteremediğimiz takdirde yalnızca evrim teorisini anlatarak, yahut evrim teorisini onları gözü önünde deneyimlenebilir, izah edilebilir teorilere dayandırarak birşey elde edemeyiz. Zira daha aklı başında gibi görünen bir din canbazı gelir bu sefer kendi argümanlarımızı kullanarak bizi dürüst inançlı insanlar karşısında kirletmeye çalışır. Ki günümüzde sizlerin "aydınlama" olarak tanımladığınız bilincin yükselişi sürecinin baş düşmanı büyük olasılıkla bu tipler olacaktır. Aynen bir zamanlar dünyayı düz sayan yobazların şimdilerde renkli galaksi fotoğraflarına bakarak "al işte tanrı böyle karmaşık işler yapmıştır" demeleri gibi. Aynı adamlar, aynı zihniyet Galileyi öldürmemiş miydi? Şimdi belkide Galilenin açtığı yolla tanrıyı ispat edebildiklerini düşünüyorlar.
Yine evrim teorisi konulu bir seminerde inançlı birinin kalkıp "tanrı o fosilleri bizi sınamak için yerleştirmiş olabilir." demesi çok ilginçtir. Bu aslında büyük olasılıkla birazda şunu gösterir, sanki aslında herkes çok azda olsa "mutlak gerçeğe" açık o bakımdan bilginin eğip bükücülüğü karşısında en fazla yamulabiliyorlar ama değiştiremeyecekleri dogmalar sürekli olarak belleklerine yapışık. Bu dogmalar yüzünden mutlak gerçekleri gördüklerinde bile beyinlerinde yapabilecekleri devrim çok sınırlı.
Ki evrim halen bir teori ve tüm zeka seviyesinden insanlığın algılayıp "tamam doğrudur" bu diyebileceği bir yalınlıkta değil. O yüzden inanan, müslüman ya da budist herhangi birine gerçekten blimsel bir tavır ile bile onun dogmalarına ters olacak birşey anlatmaya çalışırsan onun gözünde ancak "dinsiz, sapkın" olursun. Fakat onun gerçek hayat tarzına etki edebilecek somut ve olumlu şeyler gösterebilirsen, o zaman birşeyler anlatmaya başladın demektir. Neden?
Çünkü kendilerini "maneviyatı güçlü inananlar" olarak tanımlayan bu insanlar, gerçekte yalnızca maddesel nesnelerden (ayı ikiye bölmek, denizi yarmak, tufan, deprem vs.) etkilenirler.