Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #2231  
Alt 19-02-2014, 02:18
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

öncelikle "kalp" ve "fuad" olarak iki kelime geçiyor kuranda...

ancak kuranda beyin kelimesinin geçmemesi "düşünme-akletme" işinin kalbe verildiği anlamına gelmiyor...

Kuran ne beynin fizyolojik fonksiyonlarından bahsediyor ne de kalbin...

yani rahatlıkla kuran vücuda kan pompalayan kalpten de bahsetmemiş diyebilirsiniz.

çok özet geçeceğim sonra tartışırız;

Kuran doğrudan insan nedir? sorusunu hedeflemiş...

insan sadece beden midir yoksa ruh denilen veya adına başka bir şey denilen; maddesel varlığından öte bir yapısı da var mıdır?

asıl tartışma bu bence....

akletmez misiniz derken atıf yine ruha;

düşünmez misiniz derken yine ruha...

kalpleri mühürlü derken yine ruha;


yani bence bugün bilim beynin fonksiyonları konusunda çok ilerleme kaydettiyse de "ruh " konusunun bir muamma olduğu bir gerçek...

bu konudaki tartışmalar malumunuzdur yazıp uzatmayayım...

O yüzden ben bu ayetleri çevirirken hiç yorumlamadan olduğu gibi çevirmekten yanayım....

Evet ; tekrar ediyorum lafı dolandırdığım kaçamak cevap verdiğim sanılmasın diye:

kuranda beyin kelimesi geçmez...

Akıl eden,düşünen kalp....
göz verdik kulak verdik fuad verdik

temel iki kullanım budur...

ikisinde de insanın maddesel olmayan yapısına atıf vardır.

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2232  
Alt 19-02-2014, 02:30
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

knowledgetowisdom´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
aslında herkesin inanma ve inanmama nedenleri farklı farklıdır desem?
Elbetteki farklıdır. İnsanlığı güzel yapan şey farklılıklardır. Tek tip insan modeli sentezleyen dinler değil. O yüzden kullanım kitapçıkları tanrıların değil, insanları monotip yapmak isteyen şahısların işidir.

knowledgetowisdom´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
geçenlerde bir video seyrettim youtube'da...

ingiliz bir doktor galiba...

atesitmiş...

sonra bir gün çocuğu ölümcül bir hastalığa yakalanmış. çaresiz kalmış. "eğer tanrı varsan çocuğumu iyileştir söz seni araştırıp istediğin dine gireceğim" gibi bir dua etmiş...

olay hastanede geçiyor...

duayı etmiş, çıkmış gitmiş çocuğunun yattığı odaya, doktorlar çocuğun başında demişler "çocuğun iyleşecek"

sonuçlara falan bakmışlar doktorlar da şaşırmış noldu birden diye...

sonra adam tanrı'ya inanmış. sonrada müslüman olmuş ( napmış etmiş de müslüman olmuş mesela niye hristiyan olmamış o kısmı dinlemedim)

Bunu bir ispat falan diye yazmadım..

Adam uyduruyor da diyebiliriz ama adamın yalan söylemediğini farzedelim...


Şimdi bu adam daha önce ateistmiş... ve muhtemelen bu sitedeki insanlar gibi falan düşünüyormuş.. yani insan boşu boşuna ateist olmaz... vardır bir gerekçesi...

ama başına olağanüstü bir durum gelince, tanrıya inanır olmuş...

ben burada şunu merak ediyorum...

ne oldu olanca delilleri?
Bu hikayeyi dinlemiştim. O zaman bana adam fazlası ile tutarsız gelmişti.

Bazen analiz yeteneğinizi konuşturmanız gerekir. Gönülden değil gerçekten sözlerin altındaki nedenlere odaklanmanız gerekir. Düşünce bunu gerektirir.

Bakın, sizde adama ateist dediniz. Kendiside bir zamanlar ateist olduğunu iddia ediyor.

Önce ben müslüman olmadan önce hristiyan olduğumu sanıyorlar bunu düzeltmem gerek demekte, uzun yıllarca hristiyan olmak için çabalamış ama işe yaramamış.

Sonrasında kitap eksikliğinden bahsedip, adamın islam adı altında yazdığı kitaplar tanıtılıyor. (klasik din üzerinden popüler olma ve para kazanma hikayeleri ile birebir örtüşüyor.)

Sonrasında 19 yıl önce manevi bir arayışa girmesinden bahsediyor.

Hikayeye devam ederken daha çocuğun doğması ve hastalığını öğrenmesi ile anında daha büyük bir güç arayışını hissetmesini anlatıyor. (ateizmin doğasında hiç olmayan şeydir. İnsanlar belkide son çaresizlikte herşeyi yapabilirler ama mantıksal süreçlerde her türlü noktayı zorlarlar. Zaman ile ümitsizlik birleşir. Kaldı ki hastalar çoğu zaman ölüyorlar yani ölmeme şanslarının da olduğunu bilmekte. Buna karşın ilk saniyede düşüncelerini satan sevimli bir ateist profili çiziyor.

Protestan ama dinine bağlı olmayan bir ailenin ferdi olarak hiçbir dine girmediği ile söze devam ediyor. Daha ilk saniyede ama ibadet odasına gidip, dua ediyor.

Dua ve iddiası da enteresan; ateist dua ederse böyle edermiş. Garip, oysa ateistler dinlerin öğretilerini fazlası ile iyi bilerek ateizmi seçiyorlar. (Nasıl bir ateizm yaşamışsa eleman gerçekten ironik)

Şüpheci ateistin duasına dikkat edin; Ey tanrı eğer varsan ruhumu kurtar! (bu dindar tiplemeleri gerçekten nasıl bir uyuşturucu madde etkisindeler enteresan)

Kendisinin duası ise Ey tanrı eğer varsan, var olup olmadığını bilmiyorum ama eğer varsan yardıma ihtiyacım var.

Ve aynı gün tanrısına söz veriyor, eğer çocuğunun hayatını kurtarırsa, ona en çok razı olduğu dine yol gösterirse o yoldan gideceğine söz veriyor. (süper ateist, uyuşmuş narkozun altında beyin)

Dur yahu daha ilk duan önce tanrının varlığını keşfet sonra dini seçersin. Adam o saniyede din ticaretine de girişiyor ne güzel değil mi?

15 dakika içinde ama tanrı çocuğu kurtararak cevap veriyor bile, doktorlar şaşkınlar ama onlar değil bizim eleman müslüman olacak panik yok. Topluca müslüman olma secdeye gelme eylemine nail olamadı.

Doktorlar kendilerince mantıklı açıklama yapmışlar ama, eleman bunun yaratıcısından geldiğini, duasından dolayı olduğuna inanmak zorundaymış ve sözünde durarak din arayışına başlamış

Sonraki sözü de çok hoş, doğru yolu hristiyanlıkta bulacağını sanıyormuş ama ilk yahudiliği öğrenmiş ve bu onu hristiyanlığı öğrenmeye yönlendirmiş.


Sonrada yıllarca hristiyanlığa girmeyi denemiş ve tüm mezheplerine gitmiş.

Papazlara soru sormuş cevap alamamış güle güle diyerek diğer mezheplere gitmiş. Tüm sorularının cevabını ve maneviyatı islamda bulmuş

Tabi hemen sevimli sakallı spiker, ne hikmetse sünnetçi müslüman olan ateist doktorumuz da sakal bırakmış (onun da cevabını acaba kuranda bulmuşmudur sormak gerek ilahi komedi, detaylar soytarılıkta önemlidir. Ama bu adamlarda amatörlük baki, gerçi halk cehalet içinde sadece sözlere odaklanınca önemli değil elbette, kandırılmaya müsaitler.)

Neden mi sünnetçi dedik ve buradan darbeyi vurduk? Spiker soruyor, cevabını bulamadığınız sorular nelerdi diye? Hemen cevap geliyor bunlar kitabımın ana temaları zaten, yani alın okuyun paralar insin cebe.

Sonra tanıtım fragmanımız devreye giriyor; ama en basitinden teslis inancı. (Ne güzel değil mi? Oysa teslis inancı taşımayan hristiyanlarımız da var. Sanırım hristiyanlığı güzel araştıramamış arkadaşımız)

İyi de bu yeterli değil, Daha acı kısıma geliyoruz, hala sünnet ile ilişiğini anlayamadık.

Diyor ki; incilin hiçbir yerinde teslis inancını bulamazsınız. incil o kelimeyi hiç kullanmaz, bu hz. İsa'dan 300 yıl sonra türetildi. Eğer öyle olmasaydı isa bundan bahsederdi!! (kuran müslümanlarına gönderme yapalım burada, bak adam incili kendince algılamış ama papazların ve hristiyanların hatalı yaklaşımlarına kafayı takmış, oysa isa bundan bahsederdi derken kitaba inancını ortaya koyuyor. Çelişkiye geliniz efendim. Sanki kitap teslis inancı diyor yahu, sahi kuran sakal bırakın nur yüzlü adamlarım mı diyordu.)

Tabi sözü bitirirken süpanallah demeyi asla unutmaz bu tipler ve buna benzer birçok hikayeyi kitaplarında okumayı da unutmazsınız emi ey cemaati müslimin.

Peygambere soyu kesik dediler, çocukları olmadı. namaz kılıp(kulluk edip, dua edip) kurban kes diye emir indi ama olsun. Yapacak birşey yok. Sonlarda rivayetlere göre hediye edilen cariyesi mariyeden bir çocuğu oldu ama o da 1 yıl yaşadı. (tabi o apayrı bir hikaye neyse biz girmeyelim detaylara..)

Bu sevimli mucizevi hikayeleri isaya sığınanlarda çok fazla okursunuz. İsaya kalpten iman ederseniz o incilde de gösterdiği nice mucize ile ruhunuzda çiçek gibi açıyor.

Oysa mucizeyi en kritik dönemde, Muhammedden onca talep eden insana dahi göstermeyen öncekilere gösterdikte ne oldu diyen sevimli tanrı profilimiz kuranda onca bahane üretirken, bu gavur arkadaşımıza özel yaklaşımda bulunmayı tercih ediyor. 3 ayet ile yargılayıp cehenneme odun yapma sevdalısı tanrı onca istek talep arzda bulunan putperest arkadaşları pekte takmıyor hali ile.

Bu arada demek ki, sevgili tanrımızın küçük çocuklarımızı dahi iman adına oyuncak niyetine bizim için kullanma alışkanlığı var. (boşa ben ona psikopat tanrı profili demiyorum.)

Neyse bu aşamadan sonra en azından madem sünnete merak salmış sevimli doktorumuz, çocuğu bir daha hastalanırsa belki iyileşsin diye dua etmez, yaşasın tanrımız torpilli olarak çocuğumu doğrudan cennete alacak diyerek göbek atar. (öyle bir insan evladına rastlamadık aslında ama olsun, inanç kanserojen maddedir önce beyindeki hücreleri öldürür.)


knowledgetowisdom´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
hani dediniz ya



böyle şeyler düşündüm....

acaba inanmak veya inanmamak tamamen kişisel gerekçelere mi dayanıyor?

deliller ispatlar akıl yürütmeler aslında boşuna mı?
İnsanlar genelde tek yönlü düşünürler, bu ne yazık ki insanlığımızın büyük bir kısmında var.

Bir takım tutarsınız aynı pozisyon sizin takıma olduğunda A derken, rakibe olunca Z dersiniz.

Sevdiğiniz birinin yaptığı eylem ile sevmediğiniz birinin yaptığı aynı eylem çok farklı değerler taşır.

Bu nedenle, inançlar da fanatizm çevresinde işliyor. Kimliklerinize kazınıyor. Zihinleri özgür bırakanların bakış açısında ama yukarıda saydığım kriterler değil, objektif bakış açıları yatıyor. İnsanlık adına yüzdeleri küçük olsa da, elimden geldiğince her insanın düşüncesini özgürleştirmesini, ve düşünce evriminde çeşitliliğin güzelliğini dillendirmeyi tercih ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #2233  
Alt 19-02-2014, 11:11
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

mrdragon,

güzel yazı...

inanan birisi olarak itiraz edeceğim bir şey yok..

ben sadece düşünsel bir meseleyi tartışmak için örnek vermiştim.

adamı da bu kadar derinlemesine incelememiştim.

ama zaten ne yalan söyleyeyim, ben böyle ispatlanmayacak kişisel olağanüstü tecrübelerin (doğru veya yalan) üzerinden bir inanç sistemi kurulmasına, insanların ikna edilmesine karşıyım...

Bu anlayışın geldiği noktayı görüyoruz. tweetler katlanıyor.

Mesaj ortada...

Dileyen, okur ve inanır veya inanmaz..

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2234  
Alt 19-02-2014, 14:01
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Dostum konuya döndük madem, beynin ve kalbin fonksiyonlarından bahsetmezkuran, doğru ama eksik, çünkü beyinden hiç bahsetmezken kalpten bol bol beynin işlevlerine atıfla bahseder.

Kalp ile ayetlerdenörnekler koyalım önce

Araf 179: "Kalpleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar; gözleri vardır, onunla göremezler, kulakları vardır onunla işitemezler
Tevbe 87: Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.
Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.
Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Tevbe 64: Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Feth 4: Müminlerin kalplerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin kalbine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir kalple gelenler başka
Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Bakara 10: Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır
Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı


Bunların hepsindede kalp kelimesidir kullanılan.

Kalp yerine beyin kelimesi kullanalım,

Araf 179: "Beyinleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar; gözleri vardır, onunla göremezler, kulakları vardır onunla işitemezler
Tevbe 87: Onların beyinleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.
Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların beyinlerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.
Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların beyinleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, beyinlerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Tevbe 64: Münafıklar, beyinlerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Feth 4: Müminlerin beyinlerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin beynine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir beyinle gelenler başka
Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, beyni olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Bakara 10: beyinlerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır
Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve beyinlerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı


Cuk oturdu, ilginç.

Birde nedense sine(göğüs) kısmına atıflar buluruz bol bol.

Neml 74
Oysaki, Rabbin onların sineleri ne gizliyor ve ne açıklıyorlarsa hepsini mutlaka biliyor.

Ankebut 49

Fakat o (Kur'an) kendilerine ilim verilmiş kimselerin sinelerinde parıldayan parlak ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak zalimler inkar eder.

Lokman 23
Kim de inkar ederse, artık onun inkarı seni üzmesin! Onlar dönüp Bize gelecekler, o zaman Biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Muhakkak Allah bütün sinelerin neler sakladığını bilir.

Mülk 13
Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.

Nas 5
ki, insanların sinelerine vesvese verir durur.


Ruh kelimesinin kalp yerine kullanıldığı tek ayet yoktur ki oda tamamen bilim dışıda olsa iddia olarak o kısmı geçtik, tanrı kavramı kuranda ruh demeyide kalp demeyide gayet güzel biliyor.

15:29 - Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın." 16:2 -Kendi emrinden ruh ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.
32:9 -Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve fuad(kalp - gönül) var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!
38:72
- "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."
66:12
- Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.


Dostum ruh aynen arapça kökenli kelime ve tanrın bunu aynen cümlede kullanmayı biliyor.yukardaki verdiğim ruh ayetlerindede aynen geçer, kalple alakalı bir tane bile bulamazsınız.

4.fî-hi: onun içine 5.min rûhi-hÎ: ruhundan
Gelelim işi fuad(kalp) kelimesi üzerinden ruha bağlama bölümüne.
Ruhun ne olduğu konusu zaten inançsal bir sorunki kalp kelimesini hiç bağlamadığı gibi, bu işlevlerin ruhça yapıldığına dair tek bir atıf dahi yoktur.Ayrıca yine fuadında ruhun bir işlevi olmadığı belli.

Fuad birde necm 11 de geçerki ordada yine kalp, gönül anlamındadır.

Gözlerin gördüğüne kalp(fuad) yalan demedi.


Kısacası dostum bu kadar zorlamak kuranda yazanları değiştirmiyor. Gördüğünüz gibi hem kalp ayetlerinin ruh ile ilişkisiz oluşu, hem sine ayetlerinin vurgusu kalbin gayet güzel beyin sanılması hatasını ortaya koymakta.

Ruhuda tanrınız hiç kalbe bağlamak ihtiyacı hissetmemiş.Yani tanrınız ne dediğini bilmez , kalp yerine ruh koyalım öyle anlayın diyorsanız , kusura kalmayın o kadarda ileri gitmezsiniz diye düşünüyorum.

Ya o ne dediğinden habersiz, ya siz çaresiz.

Şimdilik saygımla gitttim...

Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...

Konu aliyarasfal tarafından (19-02-2014 Saat 14:08 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2235  
Alt 19-02-2014, 14:28
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

Dostum, zorlamadım hiç bir şeyi… Sadece bakış açısını değiştirdim. Şu suçlamayı lütfen yapmayın. Hiçbir tartışmadan kaçmam; hiçbir ayeti zorlamam.
Ancak doğru anlamak için Kuranın bütünselliğini gözden kaçırıyorsunuz. Ve hakim yanlış anlaşyışları islam sanarak bu bozuk anlayışların etkilerinden besleniyorsunuz.

Verdiğiniz ilk ayetin başını sonunu da yazsaydınız mesele çok net ortaya çıkacaktı…

Araf-179 : İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler. Onlar, çiftlik hayvanları gibidir, hatta daha da kötü... Ve onlar, olup bitenden habersizdirler.

Bu ayet benim iddamı destekliyor. Kuran boyunca kalp,göz,kulak,akletmek, düşünmek kullanılırken insanın maddesine, fizyolojisine atfen bir şey söylenmez.
“Dolayısı ile Allah düşünme işinin kalp ile yapıldığını sanıyormuş” önermenizi kitabın sunduğu algoritma çürütüyor.
Araf 179 da bize verilen bilgiyi diğer ayetleri incelerken görmezden gelemezsiniz.

Nedir o bilgi?

İnsanlar ve cinler diyor..Demek bu ayette fizyolojik kalpten,gözden,kulaktan,beyinden bahsetmiyor. …. Çünkü “cin” ler için böyle bir durumun söz konusu olamayacağı bilgisini yine Kurandan ediniyoruz. Ha siz “cin” yoktur derseniz tartışma burada biter.

Bakın daha ilk ayetin yorumunda algoritma kendisini belli etmeye başladı..

Demek ki Kuranda akletmek, görmek, işitmek , düşünmek derken fizyolojik bir atıf yok. İnsanın ve cinin fizyolojik fonksiyonlarından bahsedilmiyor.
Yani beyinleri vardır diye çevirmemiz ayette iddia ettiğiniz mantıksızlığı mantıklı hale getirmiyor.


Şimdi öteki ayetlere de tek tek bakalım mı? Yoksa bu ayeti yanlış anlamış olabileceğinizi kabul eder misiniz? Algoritmayı buradan başlatalım mı?
Not: Kuranda “yaratmak” konusundaki algoritma için de bu ayet kilit ayetlerden birisidir. Kuranda “yaratmak” için kullanılan 7-8 fiil vardır. Burada çok yaygın olmayan kullanımlardan birisi olan “zera’na” kullanılmış Sadece ayetin kalp-beyin-akıl konusundaki tartışmayı halledici bir fonksiyonu olduğu kadar “yaratma” konusunu da doğru anlamamız için bir fonksiyonu var.
Yani ayeti okurken odaklandığımız tek şey şu an için kalp-akıl-beyin konusu. Ayetin okuduğumuzda oluşan diğer soru işaretleri başka incelemelerin konusu.
Bir ayetten insanın yolu en az 5-6 kez geçmiyorsa Kuranı incelemiyor demektir. Algoritmadan uzaktır.
Örnek: Bizim müfessirlerin çoğu

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2236  
Alt 19-02-2014, 15:14
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Hiç demogojiyle işim olmaz, fizyolojiden bahsetmediği sadece sizin yorumsal ve alakasız önermeniz ki zaten biyolojiden ve fizyolojik varlıkların biyolojik eylemlerinden bahsediyoruz. Cinlerin fizyolojisi yoktur savınız bizi hiç ilgilendirmiyor, çünkü iddiayı atıp ilgili ayeti sunmak yerine (buyrun ayeti koyun) sanki kanıtlamış edalarla yorumsal ve zorlamalarınıza devam ediyorsunuz.

Yine ne yazıkki biyoloji ile fizyoloji, biyokimyasal süreçlerle ilgili bilgi yetersizliğiniz vede algoritma kelimesinin bir halta yaramadığını anlam yüklemede farketmiyor oluşunuz ilginç.

Suçlama derken kendinizin yaptığını gözardı etmeyin derim. Mesajınızı baştan okuyun.

Ayrıca kuranı nasıl inceleyeceğimiz üzerine vaazınız hiç ilgimizi çekmiyor.

Biz ayetlerin anlamını, kavramak, düşünmek ve algılamak fonksiyonlarının gayet somut beynin işlevlerini tanımlayan(biyokimyasal biyofiziksel) kelimeler olduğundan haberdarız.

Ancak siz öyle eksik bilgiyle dalıyorsunuzki sanıyorsunuzki düşünmek sadece soyut, yada duygular vesaire. Yanıldığınız nokta, bu işlevlerin her biri gayet somut biyolojik olaylar olduğu gerçeği.Örnekleyelim, düşünce eylemi nöronlarda oluşan biyokimyasal ve biyofiziksel elektrik tepkimeleri ile enerji olarak oluşur ve dalga boyları olarak ölçümlenebilir(enerji) somut olaylardır. Duygular içinde aynen hormonlar devreye girer, algılama, yargılama, kavrama her biri biyomekanik süreçlerdir ve enerji kullanım ve oluşumudur. beyin hücreleri sırf bu işe uygun sinir hücreleridir.


Gelelim düşünceyi maddeden soyut varlanır gibi bir yanılsama yaratmanıza, böyle bir şey yok dostum, düşünce enerjidir, onu maddeden bağımsız varlayabilecek hiç bir yapı bulunmaz. Bilim için absürd bir bakıştır. Çünkü enerjinin özellikleri ile varlanıp yine enerji olarak elde edilir düşünce. Maddeden bağımsız asla bilinç varlayamazsınız. tersini iddia ediyorsanız lütfedin tek bir örnek ve kanıt sunun tüm bilimsel veriler ve gerçeklik yerle bir olsun.Yoksa tüm iddianızın desteksiz bir yanlış yorumlama, bilgi yetersizliğinden ve hayali olduğunu fark edin.

Yani şimdi ayeti yalan yanlış ele aldığınızı kabul ediyorsanız elbetted iğerlerinede bakarız.

Şimdi bilimdışı ve anlamsızlık dolu cümlelerinizi yeniden düşünün, bu işlevleri soyut sanma hatanızla mistik bir hayale kaçma çabanız bir işe yaramıyor.

Başa sardırmayın lütfen, bu konuda bilmem kaçıncı defa bu ruh, düşünce, beynin fonksiyonlarını soyut olaylar sanma yanılgısı dillendi bilmiyorum.


Evet, kalbin beyin sanıldığı, ruhla hiç işi olmadığı, sineye yapılan atıfla ve beynin fonksiyonlarının kalbe maledilmesi ile kuranda aynen durmakta.

Şimdilik saygımla gittim...

Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
Alıntı ile Cevapla
  #2237  
Alt 19-02-2014, 15:27
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

soruma cevap olmamış...

madem bir metodoloji üzerine tartışıyorduk bu meseleye cevap verin yoksa konuyu burada kapatalım.

Araf 179: Andolsun ki, kalpleri olup düşünmeyen, gözleri olup görmeyen, kulakları olup dinlemeyen cinleri ve insanları cehennem için yarattık. Bunlar hayvan gibidirler; hatta daha da aşağıdırlar. İşte gâfil olanlar böyleleridir.

soru1: cinlerin fizyolojisi insanlarla aynı mıdır?

Ben kurana göre aynı değildir diyorum.

Soru2: Fizyolojileri aynı değil ise "kalpleri olup düşünmemek" "kulakları olup işitmemek" "gözleri olup görmemek" eylemlerinin ortak paydası da hem insan hem cin ise

burada bahsedilen düşünmek-işitmek-görmek eylemleri neden fizyolojik bir atıf olarak anlayalım?

sadece bu metnin içerisinde kalın. Başka başka şeylere gitmeyin. ben bir üstteki yazımda "ruh" tan bahsetmedim.

sadece ayetin içinde kalarak bir kural belirlemeliyiz.

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2238  
Alt 19-02-2014, 16:06
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Dostum sizde tek ayet değil kurana göre kalp beyin tartışması yaptığımızı önce farkedin. Yani konuyla ilgili herayet kullanılır.

Size gayet net belirttim, sizin kuranda cinleri varlık olarak tanımlamasından öte bilim dışı incelenemez savlarını destekleyecek tek dayanağınız yoktur. Ayeti koyun dedim hala demogoji yapmakla meşgulsünüz. Biz konu tartışırken sakın ha sınır çizmeye ve bunun içinde kalın saçmalığına girişmeyin. Çünkü konu içindeyim ve hiç sapmadım.

Metodolojide sıkıntı sizin konuyu tek ayete indirgeyip demogoji üretme sorununuz.Şimdi ya konuyu doğru dürüst tartışıp yorumlarınıza referans ayetleri koyun yada bu saçma sapan kural koyucu tavırlarla kaçmayı bırakın.

Heleki saçma sapan bir cümleniz varki ciddiye almak imkansız.Fizyolojileri aynı olmasından siz ne anlıyorsunuz yahu? Ayrı maddeden yapılırsa farklı eylem mi içerir , görmek ,duymak akletmek, gözü, kulağı, beyni olan canlılara ancak bu eylemler atfedilebilir.


Cinlerde bunlar yok diyorsanız oturur kanıtlarsınız.

Bu kadarda saçmalamayın. Sizin cinlerinizi ateşten yaratma masalınız görmenin gözle, duymanın kulakla, anlamanın beyinle yapıldığı gerçeğini mi değiştirir?Cinlerin gözü, kulağı, kalbi yok mu diyor şu tanrınız?

Kuranı insanlara göndermemiş miydi tanrınız?insani özellikleride gayet anlaşılır yalan yanlış bildiği kadar oturmuş yazmış tanrıdan diye muhammed.

Cinlere özel, bu eylemler farklı anlam taşır ayeti uydurunda tam olsun.

Hadi dostum bu kadar desteksiz ve saçma bir bakışla mı savunacaksınız siz bu yanlışı.


Hala sizin bir kez olsun kuranı baz alıp ayetleri koyarak savunma yaptığınızı göremedik.


Evet artık demogoji üretmeyi bırakıp buyrun ayetler eşliğinde yorumlarınızı kanıtlayın. Şimdiye kadarki yorumlarınız bir şeyler sunamadı. sadece iddia ve yine sonuç yok.


Biz hala kalbe beyin muamelesi çekildiğini görmekteyiz.

Şimdilik saygımla gittim..

Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
Alıntı ile Cevapla
  #2239  
Alt 19-02-2014, 16:35
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

İlk mesajımda çıkardığım genel sonuçları yazdım.

kuranda beyin kelimesinin geçmediğini söyledim.

mecaz, çeviri hatası gibi şeylerin arkasına sığınmayacağımı belirttim.

sizin ayet ayet yazdığınız mesajınızı incelemeye başladım..



demagoji bunun niresinde?



ilk ayet "ARAF 159" üzerinde anlaşmadan öteki ayetlere geçmem.

Bu benim metodolojim. Bir ayetten bir kural çıkarmadan öteki ayete geçerseniz tabi ki de mesaj'ı anlayamazsınız.

sonra o ayetti bu ayetti hopdu gümdü konu gümbürtüye gidiyor...

Bu benim metodolojim.

Hangi ayet olursa olsun ben böyle yapıyorum.

bu demogoji değil; bir metoddur.

bana isterseniz standart ve metod işini öğretmeye kalkmayın çalışma hayatında da işim bu benim

bir metod olmazsa; standart bir usül olmazsa çorba olur.

hatırlarsanız size bir başka başlıkta "metod " önerisinde bulunmuştum...

tartışmak için ilk önerimi yazmıştım...

cevap gelmedi...

sanırım metod konusunda anlaşmadan bu tartışmaya girmemeliydik...


bana hani algoritma hani algoritma deyip durdunuz başka konularda önceki mesajlarınızda...

metod;standart olmadan algoritma mı çıkar?

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #2240  
Alt 19-02-2014, 17:16
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

Peki bu senin "metodoloji"yi, kuranin allahi yalanliyor ve kitabi apacik yazdim, herkesin anlayacagi bir dilde diyor ise, sen de metodolojinle allahi yalanlamis olmuyor musun? Bu kitap ancak benim metodolojim\le anlasilabilir iddiasinda degil misin?

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kur-an'da sevgiye yer yoktur! YasasinBilim İslam 136 05-04-2015 00:56
ayetlerde neden kalpten bahsedilir? hak geldi İslam 47 27-07-2010 21:18

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:40 .