Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #2181  
Alt 27-12-2013, 20:39
EcemRng - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
EcemRng EcemRng isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2013
Mesajlar: 163
Standart

Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sizin de "boş degildir, sen anlamıyorsan" demeniz, boş olmadığı, manalı bir şeyler yazdığınız, ama , benim anlamadığım manasına gelmez.

Şimdi, beni sizin bu "kelime kalabalığına " , "objektiv mantığınızla elde etdiyiniz neticelere" cevap vermek gibi bir derdim yok. Neticede siz çoğu zaman konuyu bırakıp öyle havadan sudan yazıyorsunuz. Allaha kin ve nifret kusuyorsunuz. beni de konudan sapma yoluna çekmeye çalışıyorsunuz )

Şimdi yine tekrar ediyorum : KONU NEDİ ? "KURANDA BEYİN YERİNE KALPTEN BAHS EDİLİR" demek ki ne olmuş ? " ARAPLAR DÜŞÜNMENİN BEYİNDE DEGİL, KALPTE GERÇEKLEŞDİYİNİ ZANN EDİYORDULAR" ... Yani, mesele bu . Ben diyorum bu mecazdir. Siz diyorsunuz ki, mecaz degildir. Yani, "MATIĞA TERS DÜŞEMEYEN" bir argüman sunmuyorsunuz zaten ...

ZATEN, her kes yazılanları görüyor

Kim ne netice elde edecek kendi görüşü ) Siz rahatsız olmayınız efendim )


Evet siyah kimi için beyaz degildir, her kes için siyahdır. Ama, Siyaha benmi beyaz diyorum sizmi ? ) Şimdi size göre ben siyaha beyaz diyorum, bana göre siz siyaha beyaz diyorsunuz ) Neticede yine her kesin görüşü kendine )


Şimdi size göre siz MANTIKSAL düşünüyorsunuz, ben düşünmüyorum Bu da kendi görüşünüzdür .

Size göre ben saçmalıyorum, bana göre siz yanılıyorsunuz )

Hem kızmayın kardeşim, neden kızıyorsunuz ki ? )

Kızacağınza kölelik mevzularından girin, "gördüyünüz yerde öldürün"den yol alarak e, "Kuranı araplar kendi kafalarından uydurdu" gibi boş laflarla devam edin..Kininizi nefretinizi kusun işte )

ha yok, eger konu hakkında bir şeyler söylemek isterseniz ... dinlerim ) SIRF KONU HAKKINDA! Yani, anlaşılmayacak ne var ki kardeşim ? )

KIZMA kardeşim. dinin olmaya bilir. AHLAKIN da olmaya bilir. Neticede kendi seçimin. Ama, hani işte o hep İNSAN HAKLARINA SAYGIZISILIK DİYORSUNUZ ya... İşte, kırıcı olduğunuz zaman İNSAN HAKLARINA SAYGISIZLIK ediyorsunuz )

Lutfen konuya gelelim... Yani, konuya göre konuşacaksınızsa artık söz yetiştirmeyi bırakın, konuya göre yazın lütfen ) Teşekkürler )
Mantığın bana göresi sana göresi olmaz Rafizi, 2+2 her yerde 4'tür. Senin bir mevzuda mantıksal birşey yazdığına şahit olmadım, kitabın birinde yazanları mutlak gerçek kabul etmişsin o kadar. Düşündüğün falan yok yani öyle birşey sanıyorsan. Sadece korku odaklı bir biat halindesin, etrafına da "sizin görüşünüz" demekten başka birşey yaptığın ya da yapacağın yok, yapamazsın çünkü, yaparsan kafana kaynar su dökülür.

Evet, AHLAKIM olmayabilir de, var ahlakım. Sadece ahlakımı 1400 yıllık cahil bir çöl toplumuna endekslemiyorum, 9 yaşında kız çocuklarını sekse müsait görmememin sebebi de bu, ahlaksız olmam değil.

agnostik-deist
Alıntı ile Cevapla
  #2182  
Alt 27-12-2013, 21:05
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

EcemRng´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mantığın bana göresi sana göresi olmaz Rafizi, 2+2 her yerde 4'tür. Senin bir mevzuda mantıksal birşey yazdığına şahit olmadım, kitabın birinde yazanları mutlak gerçek kabul etmişsin o kadar. Düşündüğün falan yok yani öyle birşey sanıyorsan. Sadece korku odaklı bir biat halindesin, etrafına da "sizin görüşünüz" demekten başka birşey yaptığın ya da yapacağın yok, yapamazsın çünkü, yaparsan kafana kaynar su dökülür.

Evet, AHLAKIM olmayabilir de, var ahlakım. Sadece ahlakımı 1400 yıllık cahil bir çöl toplumuna endekslemiyorum, 9 yaşında kız çocuklarını sekse müsait görmememin sebebi de bu, ahlaksız olmam değil.
hepsi kendi görüşlerin kardeşim. "2+2=4" bu her kes için aynıdır tabii ki, ama, siz 2+2 gelip de 4 alamıyorsunuz. Onun için de konudan sapıyorsunuz. Yok hayır "ben 2-nin üstün iki geldim, dörd" etdi diyorsanız bu sizin kendi görüşünüz. Sizin iddianızı inkar etmek başka, "2+2=4" .bunu inkar etmek başka. Şimdi siz "bunu inkar ediyorsunuz" dediyiniz zaman da kendi görüşünüz oluyor.

"mantıksal yazına şahit olmadım" demeniz de kendi görüşünüz.


"Düşündüyün falan yok" dediyinizde de kendi görüşünüzü söylüyorsunuz.

"öylesin, böylesin" diyorsunuz ya , bunlar da kendi görüşleriniz

Şimdi, konuyu bıraktınız yine aklınız sekse kaydı

Yahu, mantığınız size hiç bi yardım edemiyor ki, konuya ilişgin bi şeyler yazasınız ? )
Alıntı ile Cevapla
  #2183  
Alt 29-12-2013, 02:14
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Öncelikle beyin hakkında bilgisi olmayan tanrının durmadan farklı öbekler ile kalbi sözde mecaz olarak kullandığı ayetlere bakalım.

hac 46: Ak "Hiç yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki; onların kendisiyle akledecekleri kalpleri olsun

Secde 9: Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.

Araf 179: "Kalpleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar; gözleri vardır, onunla göremezler, kulakları vardır onunla işitemezler
Tevbe 87: Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.
Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.
Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Tevbe 64: Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Feth 4: Müminlerin kalplerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin kalbine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir kalple gelenler başka
Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Bakara 10: Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır
Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı
Demek ki doğru kelimeyi bir kere olsa dahi kullanmayı beceremeyen yeteneksiz bir hayali putumuz var. E malum kalplerde akıl arayan tanrıya iman edenden de sabahtan akşama kadar boş boş yazı yazmasından fazlası beklenemez. (Hey tanrı yoksun ama dur yahu uykusuz kalsamda işsiz, güçsüz dilin olacağım ben senin az sonra seni dilersem ters köşeye yatırırım, olmadı ameliyat masasına alırım yoksun ya rahatım o bakımdan... Hani gözümün içine ayette soksalar alay ile ilgili boşver, ne yaparsam yapayım hştt sakin ol rafizi diyemedin ben dil tanrısına iman ettim bir kere.)


Gelelim sizin şia hadislerine;

Bihar-ul Envar, c.70, s.51. İmam Muhammed Bakır
"Kalp üç kısma ayrılır. Birinci kısım hayırlı hiçbir şeyi idrak etmeyen ters kalptir; bu kalp kâfir kimsenin kalbidir. İkinci kısım kendisinde siyah bir nokta olan kalptir; böyle bir kalpte hayır ve şer sürekli savaş ve çekişme halindedir. Onlardan hangisi daha güçlü olursa kalbe o galip gelir. Üçüncü kısım açık kalptir; bu kalpte hiçbir zaman sönmeyecek bir ışık ve nur vardır. Bu ise mümin kimsenin kalbidir.

Bihar-ul Envar, c.70, s.54.İmam Sadık: Kalp için hiçbir şey günahtan daha kötü değildir. Kalp günahla karşılaşır ve onunla savaşır, nihayet günah kalbe üstün gelir ve onu terse çevirir.

Bihar-ul Envar, c.70, s.53. İmam Seccad (Zeyn-ul Abidin) "İnsanın dört gözü vardır. İki (zahirî) gözüyle din ve dünyasıyla ilgili şeyleri görür ve iki (batınî) gözüyle de ahiretle ilgili şeyleri görür. Allah Teala kulunun hayrını istediği zaman gayb âlemini ve ahiretle ilgili olan şeyleri görmesi için kalbinin iki gözünü açar ve eğer kulunun hayrını istemezse onun kalbini kendi haline bırakır."

Nehc-ul Belaga, Hutbei 108. :Hz. Ali (a.s) Resul-i Ekrem (s.a.a) hakkında şöyle buyuruyor: "Muhammed (s.a.a) nefisleri tedavi etmek için sürekli çaba harcayan seyyar bir tabipti. (Yaraları, çıbanları tedavi etmek ve hastalıkları gidermek için) merhemleri ve ameliyat gereçlerini hazırlayıp uygun yerlerde kullanıyordu. Kör kalplere, sağır kulaklara ve lal dillere şifa veriyordu. O; ilaçlarını, insanların gaflet edip şaşırdıkları yerlerde ve hikmet nurundan yararlanmamış, hakikat ve maarifi elde etmemiş olan, bu yüzden otlayan hayvanlar gibi yaşayan, sert taşlar gibi katılaşan kimseler hakkında kullanıyordu.
Bir de araplar beyin hakkında ne bilgiler vermişler bulalım dedik ama bulamadık üzgünüz.

Bırakın arapları daha sonraları ayetleri yorumlayan Fahruddin Er Razi için dahi;

Dördüncü soru: Ayet, aklın, ilim olduğuna, ilmin yerinin de kalb olduğuna delâlet eder mi?

Cevab: Evet. Çünkü Hak Teâlâ'nın, "düşünecek kalbler" ifadesi ile ilim kastedilmiş olup, "Böylece (bununla) düşünecek" ifadesi, kalbin âdeta bu düşünmenin aleti olduğuna delâlet eder gibidir. Binâenaleyh kalbin, düşünmenin yeri sayılması gerekir. Cahilliğe de "körlük" denir. Çünkü câhil kimse, şaşkın olduğu için,
Böyle bir açıklama gelmiş, aslında nur cemaatinin sevgili Said-i Kürsi'si de aynı yanılgıya düşmüş. Bunların nedeni kuranın ve hadislerin yaklaşımıdır.

Bu aşamada size görev haydi bakalım eski arapların beyin üzerine Muhammed dönemindeki çalışmalarını getirin. Gerçi hoş siz o döneme ait yazılı tek bir ayet dahi getiremiyorsunuz ki ne acı değil mi?

Sevimli hayali tanrınızın yokluğu hali ile dilinize vursa da o sizin görüşünüz bu bizim görüşümüz olsa da, burada görüşü olmayan ve aslada görüş bildiremeyecek olan varlık hayali tanrınız Allah'tır denemesi bedava haydi bakalım dua etmeye başlayında çıksın meydana saklandığı yerden...
Alıntı ile Cevapla
  #2184  
Alt 29-12-2013, 11:21
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Öncelikle beyin hakkında bilgisi olmayan tanrının durmadan farklı öbekler ile kalbi sözde mecaz olarak kullandığı ayetlere bakalım.
Bu sizin kendi iddianızdır, kendi görüşünüzdür. Mantıksal hatanızdır. Bunun böyle olduğunu da önceki yazılarımızda kanıtladık zaten

Gelelim ayetlere )

hac 46: Ak "Hiç yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki; onların kendisiyle akledecekleri kalpleri olsun
İman etmekden bahs eder.


Secde 9: Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.
Burda "kalp ile düşünmek"den söz edilmiyor.



Araf 179: "Kalpleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar; gözleri vardır, onunla göremezler, kulakları vardır onunla işitemezler
imandan söz ediyor.


Tevbe 87: Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.
imandan söz ediyor. Gerçi, siz burda "kalplerin mühürlenmesi " ifadesini de hani, devlet kapatdığı mekanlara mühür vuruyor ya, öyle bi şey kasd edilmişdir diye anlarsınız belki. Ama. neyse konumuz bu degil )

Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.
"kalple düşünmek"den söz edilmiyor.


Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Yine konuyla alakası yok.

Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Yine de konuyla alakası yok.

Tevbe 64: Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Yine de konuyla alakası yok


Feth 4: Müminlerin kalplerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Enteresan! Yine de konuyla alakası yok )


Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin kalbine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Bu ne yaaa ! ) yine de konuyla alakası yok )


Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir kalple gelenler başka
ACAYİP! ) Yine de konuyla alakası yok )


Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Yine de olmamış )

Bakara 10: Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır
Yine de alakası yok. Yok ki, yok! )


Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı
GARİP! Yine konuyla alakası yok

Yok "KONUYLA ALAKASI YOK" dediyim ayetlerde KONUYLA ALAKA GÖRÜYORSANIZ, lütfen gösteriniz bana o ayetlerin neresinde "KALP İLE DÜŞÜNMEKDEN" söz edildigini


Yahu kardeşim ! 14 ayet yazmışsınız. 14 ayetin içerisinden sadece 3-ü konuyla alakalı

Şimdi, İslama olan kızgınlığınıza veriyorum

Geleim, üç ayete


Bu üç ayetden ikisinde kalple beraber kulak ve gözden de söz ediliyor. Ama, siz ilk ayette , "kulak" ve "göz" kısmını çıkartmışsınız ayetten nedense )

Yani , daha önce de dediyimiz gibi :

1. Ayetlerdena maksat "KALBİN HANGİ EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRDİYİNİ" anlatmak degildir. İmanın kalpte gerçekleşdiyini göstermeye çalışmakdır. Araplarda "kalple düşünmek" hakiki manada degildir, bir mecazdır, belagatdır kardeşim. Türklerdeki "kalp gözü ile görmek" , "bütün kalb ile dinlemek" gibi yani )

2. Binlerce ayet içinde böyle ifade yalnız bir kaç ayetde geçer. O da "İMAN ETMEKLE" alakalı meselelerde. Hem dikkat ediyormusunuz ? "kalple düşünmek" ifadesinin geçdiyi ayetlerin hemen hemen hepsinde, kulakla işitmek, gözle görmekden de bahs ediyor ) İman etmek için vesile olan hisseler ) Allah iman etmekden bahs ediyor kardeşim, yoksa hangi uzvun neye yaradığından bahs etmez.

3. Kuranda ben bildigim "ağız" kelimesi de yok. Ama, "yemek yemek" var. E sizin mantığınızla Allahın "ağız"dan ve "yemeyin ağıza yendiyinden" de haberi yokdu. Araplar da bunu bilmiyordular.

4. Kuranda "burun" kelimesi ben bildiyim bir yerde geçer. Ama, "burunla teneffüs etmekden" bahs edilmez. Hem "ağızla teneffüs etmekden" de bahs edilmez. Allahın bunlardan , arapların bunlardan haberi yokmuydu diyorsunuz kardeşim ? )


Zaten bunları en başında da söylemişdim. Ama, anlatamamışdım )

Konu Rafizi tarafından (29-12-2013 Saat 11:35 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2185  
Alt 29-12-2013, 11:58
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

Gelelim bizim şia hadislerine )

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Gelelim sizin şia hadislerine;

Bihar-ul Envar, c.70, s.51. İmam Muhammed Bakır
"Kalp üç kısma ayrılır. Birinci kısım hayırlı hiçbir şeyi idrak etmeyen ters kalptir; bu kalp kâfir kimsenin kalbidir. İkinci kısım kendisinde siyah bir nokta olan kalptir; böyle bir kalpte hayır ve şer sürekli savaş ve çekişme halindedir. Onlardan hangisi daha güçlü olursa kalbe o galip gelir. Üçüncü kısım açık kalptir; bu kalpte hiçbir zaman sönmeyecek bir ışık ve nur vardır. Bu ise mümin kimsenin kalbidir.

Bihar-ul Envar, c.70, s.54.İmam Sadık: Kalp için hiçbir şey günahtan daha kötü değildir. Kalp günahla karşılaşır ve onunla savaşır, nihayet günah kalbe üstün gelir ve onu terse çevirir..

Bihar-ul Envar, c.70, s.53. İmam Seccad (Zeyn-ul Abidin) "İnsanın dört gözü vardır. İki (zahirî) gözüyle din ve dünyasıyla ilgili şeyleri görür ve iki (batınî) gözüyle de ahiretle ilgili şeyleri görür. Allah Teala kulunun hayrını istediği zaman gayb âlemini ve ahiretle ilgili olan şeyleri görmesi için kalbinin iki gözünü açar ve eğer kulunun hayrını istemezse onun kalbini kendi haline bırakır."

1. Lutfen bana söyleyiniz siz bu hadisleri nereden adınız ? Bi link verin lütfen. Bi de bu kitabların arapça linkini verin ) Siz bu hadisleri şii sitelerindenmi aldınız ? Yoksa, ATEİST sitelerdenmi aldınız? Yoksa, sünni sitelerdenmi aldınız ?

Bahse girelim siz kendiniz arapçayı bilmiyorsunuz , haberiniz bile yokdur ) Bu hadisleri de aslında original dilinden okumadınız )

Belki Kuranı da original dilinden okumadınız.

yani. arap dili, belağati hakkında önemli bir bilgiye sahip degilsiniz _

Sırf söylediyiniz için inanamayacağım için lütfen hadisleri hangi siteden aldığınıza ilişkin bir link verin )

2. Sizden mutlaka cevap ve link beklicem . Ama, digelim ki, hadisleri şi sitesinden aldınız ve hakikaten de bu hadisler Biharul-envarda geçiyor )

Ama, Biharul envar hakkında , şia hadis üsulu hakkında bir bilgiye sahib degilsiniz.

- "Biharul-Envar" hadis ensiklopedisi. Sahih zayıf demeden bütün hadisleri almış. hadis külliyatı yani.

-Hem hadis hkitabın yazarının - Meclisinin ( saygıdeger bir şii alimi ) nezninde SENET açısından sahih olsa bile HADİS ÜSULUNE GÖRE DAHA GÜÇLÜ SEBEPLERDEN DOLAYI KABUL EDİLMEZ. Şimdi, bunlar hadis üsuluyle alakalı konular. Oralara girmiyorum. İsterseniz Şia hadis üsulu ile alaakalı bir konu açarsınız, tartışırız.

3. Diyelim ki, bu hadisleri bütün şia üleması kabul ediyor.neden sizden arapça link istedim ? ( Kendim de bulurum ama zaman alır.) çünki, işlenen kelimeler ÇOK önemlidir. Mesela :

a. ) birinci hadisde "idrak etmek"den söz ediliyor, "düşünmek"den degil. Aslında bunlar farklı farklı şeylerdir.

b. ) İkinci , üçüncü , dördüncü hadislerin konuyla alakası yok. "KALPLE DÜŞÜNMEK"le alakası yok.



yani, alıntı yaptığınız dörd hadisden DOĞRU SÖYLEMİŞ OLDUĞUNUZU FARZ ETSEK, SAHİH OLDUĞUNU FARZ ETSEK, hiç birisinin konuyla alakası yok.

Bi tek hadisde "idrak etmek"den söz edilir. İsterseniz, onu da açıklaya biliriz.


.
Nehc-ul Belaga, Hutbei 108. :Hz. Ali (a.s) Resul-i Ekrem (s.a.a) hakkında şöyle buyuruyor: "Muhammed (s.a.a) nefisleri tedavi etmek için sürekli çaba harcayan seyyar bir tabipti. (Yaraları, çıbanları tedavi etmek ve hastalıkları gidermek için) merhemleri ve ameliyat gereçlerini hazırlayıp uygun yerlerde kullanıyordu. Kör kalplere, sağır kulaklara ve lal dillere şifa veriyordu. O; ilaçlarını, insanların gaflet edip şaşırdıkları yerlerde ve hikmet nurundan yararlanmamış, hakikat ve maarifi elde etmemiş olan, bu yüzden otlayan hayvanlar gibi yaşayan, sert taşlar gibi katılaşan kimseler hakkında kullanıyordu.

.

Birincisi : önceki yazılarımızda da anlatdığımı gibi şii inancında NEHCÜL BELAĞA DA DAHİL "bir kitabdan başdan sonra doğ doğrudur" diye bi şey yok. Kuran hariç.

Nehcül -belağdaki bazı hutbeleri eleştiren şia alimleri vardır.

İkincisi : ne yazık ki, bu hutbenin de konuyla alakası yok kardeşim
Alıntı ile Cevapla
  #2186  
Alt 29-12-2013, 12:02
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

.
"Demek ki doğru kelimeyi bir kere olsa dahi kullanmayı beceremeyen yeteneksiz bir hayali putumuz var. E malum kalplerde akıl arayan tanrıya iman edenden de sabahtan akşama "kadar boş boş yazı yazmasından fazlası beklenemez. (Hey tanrı yoksun ama dur yahu uykusuz kalsamda işsiz, güçsüz dilin olacağım ben senin az sonra seni dilersem ters köşeye yatırırım, olmadı ameliyat masasına alırım yoksun ya rahatım o bakımdan... Hani gözümün içine ayette soksalar alay ile ilgili boşver, ne yaparsam yapayım hştt sakin ol rafizi diyemedin ben dil tanrısına iman ettim bir kere.)

Bir de araplar beyin hakkında ne bilgiler vermişler bulalım dedik ama bulamadık üzgünüz.

Bırakın arapları daha sonraları ayetleri yorumlayan Fahruddin Er Razi için dahi;


Böyle bir açıklama gelmiş, aslında nur cemaatinin sevgili Said-i Kürsi'si de aynı yanılgıya düşmüş. Bunların nedeni kuranın ve hadislerin yaklaşımıdır.

Bu aşamada size görev haydi bakalım eski arapların beyin üzerine Muhammed dönemindeki çalışmalarını getirin. Gerçi hoş siz o döneme ait yazılı tek bir ayet dahi getiremiyorsunuz ki ne acı değil mi?

Sevimli hayali tanrınızın yokluğu hali ile dilinize vursa da o sizin görüşünüz bu bizim görüşümüz olsa da, burada görüşü olmayan ve aslada görüş bildiremeyecek olan varlık hayali tanrınız Allah'tır denemesi bedava haydi bakalım dua etmeye başlayında çıksın meydana saklandığı yerden...".
Birincisi Fahri razi ve diger bekri alimlerin ne söyledigi bizi bağlamaz )

İkincisi : geri kalan yazılarınız İslama olan kızgınlığınızdan dolayı, ruh durumunuzla, sağlık durumunuzla alakalı asabiyetle yazılmış yalan yalnış sözler, boş laflar

Önemsenecek bi tarafı yok
Alıntı ile Cevapla
  #2187  
Alt 29-12-2013, 12:42
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu sizin kendi iddianızdır, kendi görüşünüzdür. Mantıksal hatanızdır. Bunun böyle olduğunu da önceki yazılarımızda kanıtladık zaten

Kanıtladık mı? Size katılan olmadı ki, ne kanıtı? Komiksiniz harbiden.

Kendinize mi kanıtladınız? Yoksa hayali üfürükten tanrınız kafa mı salladı size?

Ey Rafizi; habibim, sende kalp ile düşünme sanatında maksimum seviyeye ulaştın. Cennette sana duble huri ordusu verip, bol bol meyve yedireceğim, gölgelikler içinde kalacaksın ki, kalbin güneşten sulanmasın.



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
hac 46: Ak "Hiç yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki; onların kendisiyle akledecekleri kalpleri olsun

İman etmekden bahs eder.
Akledecek kalp canım kardeşim. Akledecek baldırların çok gelişmiş senin demekte, bana göre iman etmektir. Baldır ile imandan daha iyisi var mı hızla hayali tanrıya koşarsın bu şekilde....

Ama ben yine tekrar edeyim, çağır hayali tanrını da söylesin bakalım neden kalbi kullanmış. Deneme 22: tanrı yine sessiz yokları oynuyor. Darısı 1.2555.5555 denemeye ben biliyorum ki o yine yok olacak.



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Araf 179: Kalpleri vardır, onunla kavrayıp anlayamazlar;

imandan söz ediyor.
Kalpleri ile kavranacağını söylemiş arabın biri. Onunla kavra ve anla diyor daha ne diyecek sevgili arabımız? Yok hayır diyorsanız hani deliliniz?

Söyleyeni çağırın gelsin soruverelim olur mu? Biraz para toplayın, hediye cep telefonu yollayın. Bilgisi yok gerçi. Bu ne agam diye bakmasın garip garip.


Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Secde 9: Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz.

Burda "kalp ile düşünmek"den söz edilmiyor.
Kalp ile ilgili nice ayet var. Sevgili tanrı için kalbin önemi vurgulanıyor. Hani mecazcı tanrı her yeri kalp sanatı ile donatmış ondandır. Kulak ile duy, göz ile gör, kalp ile? Hani öncesinde ruh üflemişti ya o bakımdan. Kısacası ayeti yazanın, kalbe gönderdiği misyon her alanda bellidir. İman da düşünme de kavrama da kalp iledir. Algılarnıza gözleriniz görerek, kulaklarınız duyarak, kalbiniz anlayıp, kavrayarak karşılık veriyor.



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tevbe 87: Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlayamazlar.

İmandan söz ediyor. Gerçi, siz burda "kalplerin mühürlenmesi " ifadesini de hani, devlet kapatdığı mekanlara mühür vuruyor ya, öyle bi şey kasd edilmişdir diye anlarsınız belki. Ama. neyse konumuz bu degil )
Mühürlü kalpten dolayı kavrayıp anlayamıyorsun diyor 4 yaş anlatım diline sahip hayali tanrı modeliniz. Hani cehil araplar boşa kalp aşağı kalp yukarı gitmemişler.

Bak ben mühürü şöyle vurayım; bazı müslümanların beyinleri mühürlenmiştir. Bu nedenle sabahtan akşama kadar boş konuşurlar ve hayali tanrılarının önünde köle misali, zihinsel evrimin tüm nimetlerini hiçe sayarak yaşarlar...

Mühürcü tanrıya sevgiler, dikkat etsin bir sonraki dinde serçe parmaklarını mühürleyip kavratmayı denemesin. İkaz ederseniz sevinirim.

Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mücadele 22: Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir.

"kalple düşünmek"den söz edilmiyor.
İman dediğiniz şeyin kalbe yazıldığını söylemekte. Doğrudan anlatım ve mecazlarda tüm düşünce tabanlı, beyinsel aktiviteler, inanç mekanizması dahi kalp ile eşleştirilmiş. İnsanların seçimleri, çekirgeye tapsalar dahi kalpleri ile değil beyinleri iledir. Beyinin fonksiyonları çok eski dönemlerde keşfedilmediğinden, hali ile sevgili arapların tanrısı da her bir haltı kalp ile eşleştirmiş.




Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Nahl 22: Ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcıdır ve kendileri de böbürlenen kimselerdir."
Yine konuyla alakası yok.
O sizin GÖRÜŞSÜZLÜĞÜNÜZ, akıl değil inkar eden de kalptir. Hani biz kalbinin sesini dinle diyerek sevgi, ve vicdanı da sırf bu arap öğretisi yüzünden dilimizde kalp ile eşleştiririz. Tabi günümüzde genelde aklını kullan daha popüler. Kısacası mecazcı tanrıya göndermedir bu, tüm mecazları kalp salatası üzerinden.

Ahirete inanmayanların, kalbi inkarcı değil, mühürlüdür, tanrı ne dediğini bilemiyor ki, aynı sizin gibi boş ve tutarsız laflar diziyor. Hali ile sizin iman etmenizi anlıyoruz, doğal. Ne kadar çok kalp ile düşünürseniz, o kadar imanlı olursunuz kolay gelsin. Bize beyin yetiyor azizim.




Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Nahl 108: "Onlar (kâfirler), Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.

Yine de konuyla alakası yok.
Aha bir görüşsüzlük örneği daha göstermişsiniz.

Kulakların mühürlüdür, söylenenlerin içeriğini anlayamazsın.
Gözlerin mühürlüdür, gördüklerini inkar edersin.
Kalbin mühürlüdür, aklın tüm bu yaşananlara karşı doğru yorumu getiremez.

Ayeti söyleyen her kimse, kalp için kullandığı tüm argümanların açılımı ayetlerde gizli. Yok hayır kalbiniz mühürlenince ne olacak sevgili kardeşim. Hadi kalbin mühürlendi imanın engellendi, öyleyse gözlerin mühürlenmesinin anlamı nedir agam. Siz kalp ile düşünmeye çalışmaya devam edin.

Sanırım tanrı şiir yazacağım diye, bol bol gereksiz kelimelere sarılıp iyice batırmış. Haklı bu cehalet içinde fazlası beklenemezdi ondan değil mi ama.


Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tevbe 64: Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin aleyhlerine inmesinden çekiniyorlar.
Yine de konuyla alakası yok
Kalbinde olan nedir? Ben kalbimde sevgimi saklarım mecazen münafıklar kalplerinde çekirge aşkını mı saklıyorlar yoksa? Kalbin mecazen her bir haltta kullanıldığını gösteren ayeti dahi göremeyecek kadar gözleriniz mühürlendi mi?

Göz olsa neyse, bence bazı müslümanların beyinleri mühürlü, ne anlatsak beyin ile kavrayıp anlayamazlar. (tanrıdan esinlendim)


Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Feth 4: Müminlerin kalplerine; imanlarına iman katıp arttırsınlar diye, güven duygusu ve huzur indiren O'dur.
Enteresan! Yine de konuyla alakası yok )
kim demiş? Bizim inançlarımız kalplerimize inmiyor. Sizi bilemem. Bilimsel olarak, güven, huzur, inanç merkezi kalp değil beyindir. Kalp sadece bu duygular karşısında hormonal etkileşim sonucu hızla çarpar durur. Ya da ritimsel olarak dengeye kavuşur ) Gerçi bilim size uzak.



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şuara 194: "Onu, Ruh'ul Emin senin kalbine indirdi ki, uyarıcılardan olasın.
Bu ne yaaa ! ) yine de konuyla alakası yok )
Nasıl yok anlıyoruz ki, kalbin kavraması demek, 24 yılda ancak 1 ciltlik kitap yazacak kadar ayet söyleyebilmek demektir. Yani biz ilkokulda nice bilimle örtüşen dersleri veriyoruz 23 yılda adam prof oluyor ama tanrı sözlerini akıl yerine kalbe indirince hali ile 23 yılda ancak bir kitaplık abuk her yeri biribirine girmiş, ayetleri düzensiz kaynak açığa çıkıyor.

Dur bir dakika Ebu Zeyd, kalbime bilgi akışı oluyor. Ahanda geldi, 3 ayet.

Söyle ya resulüm, bu ayet eksik gibi ya falanca durum olursa ne yapacağız?

Bekle Ebu Zeyd, bende bekleyenlerden olacağım kalp bir anda fazla bilgi alamıyor yapacak bir şey yok, 15 gün sonra görüşürüz.


Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şuara 89: O gün, ne mal fayda verir ne de evlat; ancak Allah'a selim (sağlıklı) bir kalple gelenler başka

ACAYİP! ) Yine de konuyla alakası yok )
Öyle tabi, bende öğrencilerime selim bir kalp ile gelirsen sana 100 vereceğim diyorum. Yine herşeyin merkezine kalbi yerleştiren bir tanrı profilimiz var. Sevgili tanrı haberin olsun biz kararlarımızı kalbimiz ile almıyoruz. Kafatasının içindeki organdan haberin olmayabilir. Adını bile bilmeyebilirsin. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.




Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kaf 38: Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.

Yine de olmamış )
Bilmem siz kalbiniz ile mi öğüt alıyorsunuz?. Anladık kulak verip dinliyorsunuz da, kalbiniz ile mi öğütleri alıyorsunuz şunu bilelim.


Bakın biz dinsizler olarak her veriyi algılamak için türlü sorgulardan geçirip, beynimizin tüm kıvrımlarını işe dahil ederek düşünüyoruz.

Sıksanızda bilimsel olarak kalp ile öğüt almamız imkansız.

Kuranın zırvaları bize komik, mantıksız, çağ dışı geliyorsa, buradan kalpsiz olduğumuz sonucu çıkıyor. İlahi komedi budur işte. Oysa imanlıyı görünce, bir de ayetleri, beyinsel aktivitelerin sürekli kalbe yönlendirilmesine delil buluyorum çoğu zaman..

Tabi size güzel bir haber verebilirim. Belli mi olur, bir gün yaş iyice ilerler de düşünsel gücümüzü kaybedersek, bir de tüm bilgilerimizi bir şekilde unutursak, işte o zaman kalp ile imana gelebiliriz



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bakara 10: Kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırmıştır

Ahzab 12: Hani; münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: Allah ve Resulü bize aldanıştan başka bir şey vaad etmedi, diyorlardı


GARİP! Yine konuyla alakası yok

Yine neyinden mecazen, kalbe düşünce atfedilmiş demeniz gerekirdi oysa, kısacası düşünceler hastalıklıdır. Mühürcü tanrınızın sözleri de hali ile, hastalıklı düşünceleri daha da şiddetlendirmiştir demeye getiren bir ayettir kendileri.

Peki burada mecaz nerede? Kalbin hastalanmasında peki Kalp fonksiyonel olarak yine ne ile eşleşiyor? O kadar ayeti boşa koyduk kalp 23 yılda resule bile tek ciltlik kitap yazdıracak bilgi sağlıyordu harbi de rafizi için sanırım bu süreç 130 yıl felan. Oysa 3-4 günde kitap kadar neredeyse laf üretti. Bir gariplik var bu işte oysa her ikiside boş konuşmakta...



Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yok "KONUYLA ALAKASI YOK" dediyim ayetlerde KONUYLA ALAKA GÖRÜYORSANIZ, lütfen gösteriniz bana o ayetlerin neresinde "KALP İLE DÜŞÜNMEKDEN" söz edildigini
Gösterdik elbette de, kalp ile düşündükçe görebilecek misin?

Bakın tanrıya bir yol verelim; Beynindeki mühürler durduğu sürece neyi görebileceksin? (bence beni gayet iyi anladın rafizi )

Kalp düşünce, kavrama, sevgi, vicdan, selamet kısacası herşeyin merkezidir kurana göre. Bilimsel olarak ise, bu olguların oluştuğu yer bellidir.

Peki günümüzde dahi neden mecazen kalp ile bazı kavramlar bir arada kullanılır? Eskilerden gelen hatalı tanrı öğretisi ile birlikte, durumlar karşısında oluşan nabız ile ilgili, lakin kalp nakli yapılınca mühürlü kalpler başkalarına transfer olmaya başladı hali ile bir anda tüm düşünce kalp tabanlı arapların yürekleri hopladı..

Sevgili arapların tanrısı, mecazi kalp takıntısı ile ortalığı bulandıracağına, organı değil doğrudan aklı, keskin zekayı, derin analizi dillendirse en azından rahat ederdiniz de, üretildiği devirdeki hatalı bilgilere kurban gitmiş, şansınıza küsünüz.


Sayın Rafizi; Evet isteme sırası bende;

O dönemdeki arapların beyin konusunda bilgisi olduğuna dair yazın var mı hani nerede?

Hayali tanrının, dili, aklı, düşünceleri var mı? Yoksa onun yerine sen düşünmeye devam edecek misin? Hayır var diyorsan haydi başa dualarına da gelsin iki kelam etsin. Edemeyeceğini bildiğin içindir ki, ömrünü sanırım bu sitede sürekli kuru gürültü yapmaya adadın.

Hiç putlar dile gelir mi? Dertlerini aktarırlar mı? Düşünceleri olur mu? Olmaz, çağırın tüm putları da bakalım iki kelam edebilecekler mi? Ancak onlara iman edenler masal okur dururlar ötesi de olmaz.
Alıntı ile Cevapla
  #2188  
Alt 29-12-2013, 12:57
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kanıtladık mı? Size katılan olmadı ki, ne kanıtı? Komiksiniz harbiden.
Ya ? Gerçekdenmi ? "KANITIN KANIT OLMA ŞARTI SİZ VE SİZ ZİHNİYYETDE BİRİLEİRNİN KATILMASI"MI efendim ? ))

Gerçekten komiksiniz )
Geri kalanına da gelip cevap yazıcam. Şİmdi, size ayıracak zamanım yok )
Alıntı ile Cevapla
  #2189  
Alt 29-12-2013, 13:19
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Rafizi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Gelelim bizim şia hadislerine )


1. Lutfen bana söyleyiniz siz bu hadisleri nereden adınız ? Bi link verin lütfen. Bi de bu kitabların arapça linkini verin ) Siz bu hadisleri şii sitelerindenmi aldınız ? Yoksa, ATEİST sitelerdenmi aldınız? Yoksa, sünni sitelerdenmi aldınız ?
Şia kaynakları genel itibari ile, ateist ve sünni sitelerde irdelenmez. Nedenlerini az çok bilmeniz gerekirdi.

Hadi tartışılsa da, Kalp ile ilgili olan hadisleri paylaşmazlar. Bu durumda dinsiz bir site içinde muhtemelen ilk paylaşan ben oluyorum.


Hadislerin hangi kaynakta yer aldığı yazıyor. Arapça biliyor ve size ait kaynaklar olduğunun farkındaysanız gidin okuyun. Şayet okumamışsanız ve bugüne kadar duymamışsanız kendi inancınız dahilinde olan kaynaklara kafa yorun. Geç kalmadınız hadi koşun bakalım.

Ama yok, ben sabah gelir gecenin bir yarısına kadar günlük hayatta hiç takanım yok, işim gücüm yok, bana aldıran yok diyerekten durmadan boş içerikli yazılar yazarsanız elbetteki kendi kaynaklarını dahi inceleyemezsiniz.

Hali ile, bu tarz yazıların nereden alınacağına dair düşünce üretecek aktiviteleriniz de körelir.


Bahse girelim siz kendiniz arapçayı bilmiyorsunuz , haberiniz bile yokdur ) Bu hadisleri de aslında original dilinden okumadınız )

Belki Kuranı da original dilinden okumadınız.

yani. arap dili, belağati hakkında önemli bir bilgiye sahip degilsiniz _

Bahse girerim ki, tanrınız türkçeyi dahi bilmiyor. Hatta nüfus patlaması yaşamış çinlilerden bile haberi yok.

Aksini iddia ediyorsanız hani DELİLİNİZ?

Hani orjinalinden okunması gereken onca dinsel olduğunu iddia eden kaynak var ki?

Siz ibranice tevrat mı okudunuz? Peki Veda'ları incelediniz mi? Kızılderililerin yazıtlarına hangi dilde baktınız? Aramice, Süryanice hakkında bilgileriniz nedir? Yunan tanrıları adına hangi dilde araştırmalar yaptınız?

Ben size yardım edeyim;

Tanrıya hiç türkçe öğretmeyi denediniz mi? Yoksa onu çok aradınız da hiçbir yerde bulamadınız mı?

Hiç araba başka dilden söz olur mu diyen tanrıya iman ederken? Arap olmayana arapça kaynak olur mu? diye sormayı dahi göremeyecek kadar beyniniz mühürlü müdür? (tüm göndermeler kuran üzerinden ironidir.)


Gelelim Şia tabanlı içsel meselelerinizi önce halledin sağlam bir hadis kaynağı çıkartın öyle gelin. Kendi içinizde daha yararlı bir iş yapmış olursunuz. Dikkat edinde birbirinizi yemeyin.

Yine yeniden, o sizin GÖRÜŞSÜZLÜĞÜNÜZ diyerek, bilginiz de diliniz de, yetmiyorsa ve kendim konuşur kendim eğlenirim demekten öteye geçemiyorsanız, mümkünse(ki bu sizin imkansızlığınız) İman ettiğiniz tanrıya yalvarın sizin yerinize konuşsun.

İddia ediyorum; klavyeye dokunmayı bıraktığınız anda iman ettiğiniz tanrı sessizliğe bürünecek. Hadi deneyelim benim kanıtım basit bırakın klavyeye dokunmayı bakalım klavyenin ne olduğunu dahi bilemeyen tanrınız ne yapacak.

Ve yine iddia ediyorum siz o klavyeye dokunmadan rahat edemezsiniz, çünkü tüm bilinçaltınız(siz varın kalpaltı diyin buna) tanrının yokluğu ile yanıp tutuşmakta ama kandırılmışlığınızın ortasında, tıpkı çekirgeye tapan bir çocuğun haykırışları doğrultusunda, tüm mantıksızlığına karşın, çekirgeye vermiş olduğu onca güce rağmen, çekirgenin hiçbir haltı yapamadığını bildiniziden dilinizde hayali puta sarılıp boş laflar etmeye devam edeceksiniz. (temelde çekirge de olsa, konserve kutusu da olsa, budha, yehowah, tengri, zeus, vishnu, rab ya da allah bu durum sizler için fark göstermez.)

Bu arada gelip neden bana yazıyorsunuz ki? Ben özellikle tanrınızı defalarca ti'ye aldım ve bununla ilgili net 2 ayeti gözünüzün önüne koyduğum halde onları inkar ettiniz. Bakın hala yazıyorsunuz. Bırakın işi iman ettiğiniz tanrıya ama onun pısırıklığı ve yokluğunu bildiğiniz için, aklen inkara kapılıp(kalben değil) kendi beyninizde yarattığınız(kalbinizde değil) tanrı adına laf salatası yapıyorsunuz. (bu tek başına imanlının içinde dahi tanrının yokluğuna bir delildir.)

Kanıtın kanıt olması içinde, tanrının lafa gelmesi gerekir ki, Muhammed'in dediği gibi hangi put bugüne kadar lafa gelipte bir şey yapabilmiş. Lat inançlıları onun adına, Menat inançlıları onun adına, Allah inançlıları da onun adına geveleyip durmuşlar. Sonuç itibari ile ortada hep dilsizleri, ve yokluğu tanrıları oynamış.

Bakın; siz gelirsiniz de yazarsınızda, siz gitseniz, hristiyanı gelir de hayali tanrısı adına yazar da, o gitse, sünni vatandaş gelir hayalindeki tanrıyı çizer de karalar da, hepsini postalasak vahdedi vücut diye direten biri çıkıp beynindeki tüm salataları döker durur da, sadece kim gelip yazamaz biliyor musunuz?

Hepinizin üfürdüğü hayali TANRILARINIZ.......

Konu mrdragon tarafından (29-12-2013 Saat 13:27 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2190  
Alt 29-12-2013, 18:55
Rafizi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rafizi Rafizi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2013
Mesajlar: 201
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kanıtladık mı? Size katılan olmadı ki, ne kanıtı? Komiksiniz harbiden.

Kendinize mi kanıtladınız? Yoksa hayali üfürükten tanrınız kafa mı salladı size?
Kardeşim,

Birincisi : KANIT- birilerinin katılmamasıyla kanıt olmakdan çıkmadığı gibi, birilerinin katılmasıyla kanıt olmaz.

Eger, hal böyleyse, müslümanların "ALlah var" deyip getirdikleri kanıtlara 1 milyon müslaman katılmakda. Demek ki, kanıt var ve siz bu kanıtları inkar ediyorsunuz.

İkincisi : Eger, ateist bir forumda müslüman birisinin getirdiyi kanıtlara katılan yoksa, bu , ateist birisinin müslüman bir forumda getirdiyi kanıtlara müslümanların katılmaması kadar doğaldır.



Ey Rafizi; habibim, sende kalp ile düşünme sanatında maksimum seviyeye ulaştın. Cennette sana duble huri ordusu verip, bol bol meyve yedireceğim, gölgelikler içinde kalacaksın ki, kalbin güneşten sulanmasın.
Bunlar kelime israfı .






Akledecek kalp canım kardeşim. Akledecek baldırların çok gelişmiş senin demekte, bana göre iman etmektir. Baldır ile imandan daha iyisi var mı hızla hayali tanrıya koşarsın bu şekilde....
Bunlar da boş konuşmalar.



Ama ben yine tekrar edeyim, çağır hayali tanrını da söylesin bakalım neden kalbi kullanmış. Deneme 22: tanrı yine sessiz yokları oynuyor. Darısı 1.2555.5555 denemeye ben biliyorum ki o yine yok olacak.

Bunlar da boş konuşmalar kardeşim.





Kalpleri ile kavranacağını söylemiş arabın biri. Onunla kavra ve anla diyor daha ne diyecek sevgili arabımız? Yok hayır diyorsanız hani deliliniz?

Söyleyeni çağırın gelsin soruverelim olur mu? Biraz para toplayın, hediye cep telefonu yollayın. Bilgisi yok gerçi. Bu ne agam diye bakmasın garip garip.
Bunlar da boş konuşmalar.






Kalp ile ilgili nice ayet var. Sevgili tanrı için kalbin önemi vurgulanıyor.
Evet var ve kalbin önemi vurgulanıyor.

Hani mecazcı tanrı her yeri kalp sanatı ile donatmış ondandır. Kulak ile duy, göz ile gör, kalp ile? Hani öncesinde ruh üflemişti ya o bakımdan. Kısacası ayeti yazanın, kalbe gönderdiği misyon her alanda bellidir. İman da düşünme de kavrama da kalp iledir. Algılarnıza gözleriniz görerek, kulaklarınız duyarak, kalbiniz anlayıp, kavrayarak karşılık veriyor.
BUnlar da boş konuşmalar.



Mühürlü kalpten dolayı kavrayıp anlayamıyorsun diyor 4 yaş anlatım diline sahip hayali tanrı modeliniz. Hani cehil araplar boşa kalp aşağı kalp yukarı gitmemişler.

Bak ben mühürü şöyle vurayım; bazı müslümanların beyinleri mühürlenmiştir. Bu nedenle sabahtan akşama kadar boş konuşurlar ve hayali tanrılarının önünde köle misali, zihinsel evrimin tüm nimetlerini hiçe sayarak yaşarlar...

Mühürcü tanrıya sevgiler, dikkat etsin bir sonraki dinde serçe parmaklarını mühürleyip kavratmayı denemesin. İkaz ederseniz sevinirim.



İman dediğiniz şeyin kalbe yazıldığını söylemekte. Doğrudan anlatım ve mecazlarda tüm düşünce tabanlı, beyinsel aktiviteler, inanç mekanizması dahi kalp ile eşleştirilmiş. İnsanların seçimleri, çekirgeye tapsalar dahi kalpleri ile değil beyinleri iledir. Beyinin fonksiyonları çok eski dönemlerde keşfedilmediğinden, hali ile sevgili arapların tanrısı da her bir haltı kalp ile eşleştirmiş.






O sizin GÖRÜŞSÜZLÜĞÜNÜZ, akıl değil inkar eden de kalptir. Hani biz kalbinin sesini dinle diyerek sevgi, ve vicdanı da sırf bu arap öğretisi yüzünden dilimizde kalp ile eşleştiririz. Tabi günümüzde genelde aklını kullan daha popüler. Kısacası mecazcı tanrıya göndermedir bu, tüm mecazları kalp salatası üzerinden.

Ahirete inanmayanların, kalbi inkarcı değil, mühürlüdür, tanrı ne dediğini bilemiyor ki, aynı sizin gibi boş ve tutarsız laflar diziyor. Hali ile sizin iman etmenizi anlıyoruz, doğal. Ne kadar çok kalp ile düşünürseniz, o kadar imanlı olursunuz kolay gelsin. Bize beyin yetiyor azizim.






Aha bir görüşsüzlük örneği daha göstermişsiniz.

Kulakların mühürlüdür, söylenenlerin içeriğini anlayamazsın.
Gözlerin mühürlüdür, gördüklerini inkar edersin.
Kalbin mühürlüdür, aklın tüm bu yaşananlara karşı doğru yorumu getiremez.

Ayeti söyleyen her kimse, kalp için kullandığı tüm argümanların açılımı ayetlerde gizli. Yok hayır kalbiniz mühürlenince ne olacak sevgili kardeşim. Hadi kalbin mühürlendi imanın engellendi, öyleyse gözlerin mühürlenmesinin anlamı nedir agam. Siz kalp ile düşünmeye çalışmaya devam edin.

Sanırım tanrı şiir yazacağım diye, bol bol gereksiz kelimelere sarılıp iyice batırmış. Haklı bu cehalet içinde fazlası beklenemezdi ondan değil mi ama.




Kalbinde olan nedir? Ben kalbimde sevgimi saklarım mecazen münafıklar kalplerinde çekirge aşkını mı saklıyorlar yoksa? Kalbin mecazen her bir haltta kullanıldığını gösteren ayeti dahi göremeyecek kadar gözleriniz mühürlendi mi?

Göz olsa neyse, bence bazı müslümanların beyinleri mühürlü, ne anlatsak beyin ile kavrayıp anlayamazlar. (tanrıdan esinlendim)




kim demiş? Bizim inançlarımız kalplerimize inmiyor. Sizi bilemem. Bilimsel olarak, güven, huzur, inanç merkezi kalp değil beyindir. Kalp sadece bu duygular karşısında hormonal etkileşim sonucu hızla çarpar durur. Ya da ritimsel olarak dengeye kavuşur ) Gerçi bilim size uzak.





Nasıl yok anlıyoruz ki, kalbin kavraması demek, 24 yılda ancak 1 ciltlik kitap yazacak kadar ayet söyleyebilmek demektir. Yani biz ilkokulda nice bilimle örtüşen dersleri veriyoruz 23 yılda adam prof oluyor ama tanrı sözlerini akıl yerine kalbe indirince hali ile 23 yılda ancak bir kitaplık abuk her yeri biribirine girmiş, ayetleri düzensiz kaynak açığa çıkıyor.

Dur bir dakika Ebu Zeyd, kalbime bilgi akışı oluyor. Ahanda geldi, 3 ayet.

Söyle ya resulüm, bu ayet eksik gibi ya falanca durum olursa ne yapacağız?

Bekle Ebu Zeyd, bende bekleyenlerden olacağım kalp bir anda fazla bilgi alamıyor yapacak bir şey yok, 15 gün sonra görüşürüz.




Öyle tabi, bende öğrencilerime selim bir kalp ile gelirsen sana 100 vereceğim diyorum. Yine herşeyin merkezine kalbi yerleştiren bir tanrı profilimiz var. Sevgili tanrı haberin olsun biz kararlarımızı kalbimiz ile almıyoruz. Kafatasının içindeki organdan haberin olmayabilir. Adını bile bilmeyebilirsin. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.






Bilmem siz kalbiniz ile mi öğüt alıyorsunuz?. Anladık kulak verip dinliyorsunuz da, kalbiniz ile mi öğütleri alıyorsunuz şunu bilelim.


Bakın biz dinsizler olarak her veriyi algılamak için türlü sorgulardan geçirip, beynimizin tüm kıvrımlarını işe dahil ederek düşünüyoruz.

Sıksanızda bilimsel olarak kalp ile öğüt almamız imkansız.

Kuranın zırvaları bize komik, mantıksız, çağ dışı geliyorsa, buradan kalpsiz olduğumuz sonucu çıkıyor. İlahi komedi budur işte. Oysa imanlıyı görünce, bir de ayetleri, beyinsel aktivitelerin sürekli kalbe yönlendirilmesine delil buluyorum çoğu zaman..

Tabi size güzel bir haber verebilirim. Belli mi olur, bir gün yaş iyice ilerler de düşünsel gücümüzü kaybedersek, bir de tüm bilgilerimizi bir şekilde unutursak, işte o zaman kalp ile imana gelebiliriz





Yine neyinden mecazen, kalbe düşünce atfedilmiş demeniz gerekirdi oysa, kısacası düşünceler hastalıklıdır. Mühürcü tanrınızın sözleri de hali ile, hastalıklı düşünceleri daha da şiddetlendirmiştir demeye getiren bir ayettir kendileri.

Peki burada mecaz nerede? Kalbin hastalanmasında peki Kalp fonksiyonel olarak yine ne ile eşleşiyor? O kadar ayeti boşa koyduk kalp 23 yılda resule bile tek ciltlik kitap yazdıracak bilgi sağlıyordu harbi de rafizi için sanırım bu süreç 130 yıl felan. Oysa 3-4 günde kitap kadar neredeyse laf üretti. Bir gariplik var bu işte oysa her ikiside boş konuşmakta...





Gösterdik elbette de, kalp ile düşündükçe görebilecek misin?

Bakın tanrıya bir yol verelim; Beynindeki mühürler durduğu sürece neyi görebileceksin? (bence beni gayet iyi anladın rafizi )

Kalp düşünce, kavrama, sevgi, vicdan, selamet kısacası herşeyin merkezidir kurana göre. Bilimsel olarak ise, bu olguların oluştuğu yer bellidir.

Peki günümüzde dahi neden mecazen kalp ile bazı kavramlar bir arada kullanılır? Eskilerden gelen hatalı tanrı öğretisi ile birlikte, durumlar karşısında oluşan nabız ile ilgili, lakin kalp nakli yapılınca mühürlü kalpler başkalarına transfer olmaya başladı hali ile bir anda tüm düşünce kalp tabanlı arapların yürekleri hopladı..

Sevgili arapların tanrısı, mecazi kalp takıntısı ile ortalığı bulandıracağına, organı değil doğrudan aklı, keskin zekayı, derin analizi dillendirse en azından rahat ederdiniz de, üretildiği devirdeki hatalı bilgilere kurban gitmiş, şansınıza küsünüz.

Bunlar hepisi boş konuşmalar kardeşim

Gösterdiyiniz ayetlerde yalnız üçünde "kalp ile düşünmekden" bahs ediyor. Bu da mecazdır. "iman etmek" kasd ediliyor bundan )

Geri kalan sözleriniz Allaha olan kızgınlığınızdandır . Yani, psikolojik olarak problemli olmanızdan kaynaklanıyor )

Şimdi, bizim cevaplar hakkında "mantıksız", faan filan diyorsunuz ya . Ateist olduğunuzdandır ve kendi görüşlerinizdir )

Kesin olarak bir delil gösteremiyorsunuz )


Sayın Rafizi; Evet isteme sırası bende;

O dönemdeki arapların beyin konusunda bilgisi olduğuna dair yazın var mı hani nerede?
Şimdi :

1.Bi kere her konu hakkında "yokdur" deyip, sonra olması hakkında delil istemek mantıksız bir durum. Şöyle diyelim, yemeyin ağızla yenildiyini Darvin biliyormuydu ? Hayır bilmiyordu. Biliyordusa kanıt gösteriniz.

2. Siz bana lütfen kanıtlarla ispat ediniz bakalım, sizin ateist alimleriniz ne zamandan beri biliyorlar , mesela, yemek ağızla yiyiliyor ? Lutfe aitesit alimlerinizden deliller gösteriniz.



Hayali tanrının, dili, aklı, düşünceleri var mı? Yoksa onun yerine sen düşünmeye devam edecek misin? Hayır var diyorsan haydi başa dualarına da gelsin iki kelam etsin. Edemeyeceğini bildiğin içindir ki, ömrünü sanırım bu sitede sürekli kuru gürültü yapmaya adadın.
Bunlar da boş konuşmalar ve konuyla alakası yok.



Hiç putlar dile gelir mi? Dertlerini aktarırlar mı? Düşünceleri olur mu? Olmaz, çağırın tüm putları da bakalım iki kelam edebilecekler mi? Ancak onlara iman edenler masal okur dururlar ötesi de olmaz.
Bunlar da boş konuşmalardır. Tanrı hayali degildir. Vardır ve her şeyi yaratan odur
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kur-an'da sevgiye yer yoktur! YasasinBilim İslam 136 05-04-2015 00:56
ayetlerde neden kalpten bahsedilir? hak geldi İslam 47 27-07-2010 21:18

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:25 .