Stockhom Sendromu Tanrı Sevgisi Olabilir mi?

[Nerec]

Merhabalar, öncelikle bu iddaanın şahsıma ait olduğunu ve Viyana Üniversitesi Psikoloji bölümünde bununla ilgili deneyler gerçekleştirdiğimi, stockholm sendromu ile ilgili elimde geniş kapsamlı bir arşiv olduğunu belirtmek isterim.
Kısa Stockholm Sendromu;
Alıntıdır:
Rehinelerin, kendilerini rehin alanların duygularını anlama noktasına gelmelerine Stockholm sendromu deniyor. Rehine, kendisini rehin alan kişiyle geçirdiği süre içinde onunla konuşarak öyle bir hale geliyor ki, sonunda ona yardımcı olmaya başlıyor.


Stockholm
NTV-MSNBC
24 Ağustos 2004 — Bu ruh halini tanımlayan Stockholm sendromu, otuz yıl önce Stockholm'de bir banka soygunu girişimi sırasında yaşandı; ondan sonra da dünyaya mal oldu. Otuzuncu yıldönümü nedeniyle Stockholm sendromunun filmi de yapıldı.


Kurban kendisine baskı gösteren kişinin şiddet eğilimini fark eder, onun kendisini öldürebileceğini bile hisseder. ölüm korkusu yaşar ve hayatta kalma isteği artar. onun karşısında öyle aciz bir duruma düşer ki en küçük ihtiyaçlarında bile ona bağlı olduğunü düşünmeye başlar. onun yaptığı hatta yapması gereken en ufak iyilikleri gözünde büyütür ve ona yakınlık göstermeye başlar. ondan artık tehlike görmeyeceğini düşünür ve bu şiddet ihtimalini bilinç altına iter. sonra da ağlar aşık olur falan filan.


Bildiğimiz üzere Tanrı (Allah) insanları cehennem ile tehdit ediyor,
Cehennem onun silahı gibi.
Allahın istediklerini yapar isek bizi cennetine alacağını söylüyor.
Allah insanlardan kapanın, oruç tutun, namaz kılın gibi bir sürü akla mantığa sığmayan şeyler istiyor, ama kul bunun altınad yatan egoyu görmüyor. ve allah aşkı ile yanıp tutuşanları da görüyoruz.

*
Bu olay hakkında yazdığım binlerce döküman var ama hepsi almanca olduğu için kısaca türkçe yazdım. umarım anlatabilmişimdir.



Sevgiler.

[AhbAp]

Nerec´isimli üyeden Alıntı

Bildiğimiz üzere Tanrı (Allah) insanları cehennem ile tehdit ediyor,
Cehennem onun silahı gibi.
Allahın istediklerini yapar isek bizi cennetine alacağını söylüyor.
Allah insanlardan kapanın, oruç tutun, namaz kılın gibi bir sürü akla mantığa sığmayan şeyler istiyor, ama kul bunun altınad yatan egoyu görmüyor. ve allah aşkı ile yanıp tutuşanları da görüyoruz.

Yukarıdaki alıntıda geçtiği gibi "tehdit eden, bir şeyleri silah olarak kullanan, söyleyen, isteyen, görmeyen", yani bazı eylemlerde bulunan/bulunmayan bir Allah söz konusu değildir. Cennet-cehennem, içeriğin diğer kısımlarında söz konusu olduğu gibi boş kabullerden öteye geçemez.

Öte yandan işin içerisinde birden çok sendrom mevcuttur ki ben bunları kendimce "Özgürlük Korkusu Sendromu" olarak birleştirip adlandırıyorum.

[belki]

Nerec,
Meseleyi bu açıdan incelemek ilginç olacaktır. Sağol.

Bahsettiğin gibi bilgi sahibi isen daha fazla belge/bilgi ile açıklamaları genişletmeni bekleriz.

[Jdarc]

Çok güzel bir yaklaşım ama sormamız gereken bir soru var; Stockholm sendromu her zaman görülebilir bir durum mudur?
Suç olaylarında stockholm sendromunu ve takribi olarak suçlu-kurban arasında yumuşayan ilişkiyi her zaman görebilseydik stockholm'a dünya çok şey borçlu olurdu.

Bu yazınız ile birlikte insan bu tür durumda kendi egosunun bilgisini aldıysa da, bilinçaltına itilen yaklaşımı nasıl yok edebilirsiniz?
Siz daha iyi bilirsiniz. Bilinçaltına nüfuz eden; bilinçdışı tepkimelerden kaynaklı psikoz nasıl bir tanrı sevgisi olabilir?
Tanrı buna inanır mıydı?

Açıkçası çok güzel bir bağdaştırma. Ama psikoz hallerimizin, bilinçaltımızın bilgisine sahip olan Tanrı ne kadar doğru bir Tanrı'dır?
Yani, demek istediğim, ondan sadece korktuğumuz için onun emirlerini yerine getirdiğimizi bilen...

[Neva]

Guncelleme.

[Cahil Ateist]

Nasıl olabilir ki? Stockholm Sendromu daha çok belli tehditlerde olmuyor muydu? Allah'ın cehennemle tehdit etmesinin Stockholm Sendromu kadar büyük bir duruma yol açacağını zannetmiyorum. Bence sadece hâlihazırda bulunan bir durumun iyicene kalmasına yol açar -"reinforcer" olarak geçiyor şartlandırmada diye biliyorum.-, kocası tarafından kötü davranılan bir kadının Kur'an'ı okuması gibi. Bu kadın cehennem ayetlerini görünce Nisa 34 gibi ayetlere iyice bağlanacak ve dolayısıyla daha çok itaatkâr olacaktır. Bu da zaten kendisinin Allah'a daha çok bağlanmasıyla sonuçlanır.

Bu benim düşüncelerim, söyleyeyim. Bu konuda uzmanlığım yok ve dediklerimi kesinkes doğru almayın, ve lütfen söylediklerim yanlışsa düzeltin.

[kartopu]

Bildiğimiz üzere Tanrı (Allah) insanları cehennem ile tehdit ediyor,
Cehennem onun silahı gibi.
Allahın istediklerini yapar isek bizi cennetine alacağını söylüyor.
Allah insanlardan kapanın, oruç tutun, namaz kılın gibi bir sürü akla mantığa sığmayan şeyler istiyor, ama kul bunun altınad yatan egoyu görmüyor. ve allah aşkı ile yanıp tutuşanları da görüyoruz.
------------------------
Birde şöyle düşünelim Allah insanların kendilerine ihtiyaç hasıl olduğu için yarattığı şey.
O zaman cennet ve cehennem ne oluyor

Bu durumda cennet cehennem insan icadı oluyor. Namaz Oruç gibi eylemler niçin yapılıyor Bu konuda MS 900 yıllarında hem islam olup namaza ve oruca karşı çıkışların olmasını nasıl açıklarız.

Örneğin Hallaç ı Mansur Şöyle diyor Evren (tanrı olarak kabul ediyor ) derya, biz se deryada damla amacımız damlanın deryaya kavuşması. Enel HAK (Tanrı bende Ben tanrıda)

Bu noktada sevgi ne işe yarıyor Sevgi insanda pozetif bir enerjidir hem kendine hem karşısındakine faydası var.

Tanrı = Sevgi ise karşılığında cehennem savaş kavga hakaret ve kötülük yoktur. Tanrı = Korku ise bunun tam tersi vardır.

[Turdur]

Stockholm Sendromun da hayatta kalmak esas gaye iken, Allah inancında onun uğruna ölmek bile gaye olabiliyor. Bu açıdan bakarsak arada baya fark var.
Benzer bir taraf, tapınılan yada iyilik sunulanın zorbalık tehdidi olabilir. Öldürmek ve cehennem.