Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 07-02-2015, 03:51
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Bilim terörizmin köklerine iniyor

Terörist kimdir? Terör eylemlerinin nedeni nedir? Terör saldırılarını önceden tahmin etme ve önleme yolları.

Fransa’dan Nijerya’ya tüm dünya, ölümcül terör saldırılarının yarattığı şaşkınlığı ve yıkımı üzerinden atmaya çalışıyor. Teröristlerin hangi etmenlerin etkisi altında bu saldırıları gerçekleştirdiğini anlamaya çalışan bilim insanları, terör eylemcilerinin zihinsel yapılarını, eylemleri önceden tahmin etmenin ve engellemenin yollarını araştırıyor. Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da terörizmin doğasının son 10 yılda büyük değişim geçiriyor olması...

'DIŞLANAN GENÇLER KAHRAMAN OLMAYA CAN ATIYOR'

Michigan Üniversitesi’nden ve Paris’teki Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nden antropolog Scott Atran, alan çalışmaları çerçevesinde, hüküm giymiş teröristlerle ve terör örgütleri içinde faaliyet gösteren gençlerle görüştü. İzlenimlerini saygın bilim dergisi Nature ile yaptığı söyleşide şöyle aktarıyor:

• Nature- Paris saldırılarının ardında sizce hangi sosyolojik ve kültürel faktörler vardı?

Haber görseli•Scott Atran-Göçmenlerin ortalama bir sosyoekonomik statüyü ve eğitimi tek bir kuşak içinde elde edebildiği ABD’den farklı olarak, Avrupa’da üç kuşak sonrasında bile –ülkeden ülkeye farklılık gösterse dahi- göçmenlerin yüzde 5-19’u yaşadıkları ülkenin vatandaşlarından daha yoksul ve eğitimsizdir. Fransa’da nüfusun yaklaşık % 7.5’i Müslüman; hapishanelerdeki mahkûmların % 60-70’ini ise Müslümanlar oluşturuyor. Bazı sosyologlar Avrupa’daki Müslümanlarla ABD’deki siyahlar arasında sosyoekonomik açıdan büyük benzerlik olduğunu iddia etse de bu ikisi arasında önemli bir fark var. O da Avrupa’da Müslümanlara çok cazip gelen bir ideolojinin varlığıdır. Bu ideoloji, sanılandan fazla insana cazip geliyor. Fransa’da IMC Araştırma Şirketi tarafından yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre 18 ile 24 yaşları arasındaki genç Fransızların % 27’si –yalnızca Müslüman olanlar değil- IŞİD’e olumlu bakıyor. Şu anda cihat, en etkili yegâne sistemik kültürel ideolojidir. Bu ideoloji yayılıyor, çekici hale geliyor, kahraman olma şansı yaratıyor. Temelde genç insanlara şöyle deniyor: “Bak şu anda dışlanmış durumdasın; kimse seninle ilgilenmiyor; ama bize katılırsan çok önemli şeyler yapabilirsin. Bizler dünyayı değiştirme potansiyeline sahibiz.” Son Charlie Hebdo saldırıları bu görüşü haklılığını kanıtladı; üç terörist tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başardı. Fransız toplumunu harekete geçirdi. Bu da teröristlerin bakış açısından ortaya olumlu bir maliyet-fayda tablosu çıkarttı.

• Yani bunların IŞİD ve El Kaide’nin eleman ihtiyacını karşılamak üzere hazır bir kuvvet olarak elde tutulduğunu mu söylüyorsunuz?

•Örgütler bu gençlerin peşine düşmüyor; tam tersi gençler bu örgütleri buluyor. IŞİD ve El Kaide aslında doğrudan doğruya komando operasyonları siparişi veren kurumlar değil. Temelde şöyle diyorlar: “Hey çocuklar, işte size bir fikir. Bu fikri hayata geçirmek size kalmış. Biz size düdüklü tencereden bombanın nasıl yapıldığını öğretiriz; insanları terörize edecek olası hedefleri gösteririz; nefret ettiğimiz şeyleri tek tek ortaya koyarız. Şimdi harekete geçin ve uygun olanı yapın!”

• Söyleşi yaptığınız teröristler bu şablona uyuyor mu?

•11 Eylül saldırılarını gerçekleştiren teröristlerin yaşadığı mahallelerdeki insanlarla ve aileleriyle konuştum. Hiçbiri bu teröristlerin yaptıklarıyla ilgili en ufak bir bilgilerinin olmadığını söyledi. Bunlar teknik üniversitede görevli gençler. Bir şekilde birbirlerine takılmışlar; camiye birlikte gitmişler; aynı apartman dairesinde yaşamışlar; birlikte videolar izlemişler. Komşuları yaşadıkları yerin koktuğunu söylüyordu, çünkü daireden hiç dışarı çıkmıyorlarmış.

Bunların hiçbiri titizlikle planlanmış saldırılar değil. Hatırladığımız saldırılarda, -amacına ulaşanlarda- hedefler çok dikkatlice seçilmişti. Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan saldırılar ABD’yi derinden sarstı. Madrid’de (2004 yılındaki tren saldırısında 191 kişi yaşamını yitirmişti) yapılan saldırı hükümetin devrilmesine yol açmıştı. Bunlar fazla eğitim görmemiş ikinci sınıf suçlular.

Örgütlü anarşi, aslında titizlikle planlanmış komando operasyonlarından daha fazla terör yaratır. Kuşkusuz bu adamların pek çoğu şimdi artık kahraman. Bunlar diğer insanlar için de örnek olacaklar.

• Bu radikal güçlerin saldırılarını önceden tahmin etmek için neler yapılabilir?

•İnsanların güvenli bir yaşam sürdürmek için saldırıları önceden tahmin etmek istediklerini biliyorum. Fakat önceden tahminde bulunmak için planın en ince ayrıntılarına kadar bilmeniz bir işe yaramaz. Herhangi biri, herhangi bir zamanda, kendi arkadaş çevresinin desteği ile istediğini yapabilir. Bu şuna benziyor. Suyu kaynattığınız zaman baloncuklar oluşur; hangi baloncuğun ilk önce kaynayıp patlayacağını bilemezsiniz. Bu tür şeyleri modellemek için kompleksite kuramı doğru bir seçim değildir. Bununla hiçbir zaman kesin bir tahminde bulunamazsınız.

Kamuoyu araştırmasına bağlı olmakla birlikte dünya genelinde Müslümanların % 7-14’ü El Kaide’nin ABD saldırılarını destekliyor. Eğer buna benzer bir destek IŞİD’e de oluyorsa, bu çok büyük sayıda (100 milyonun üzerinde) bir destek demektir. Ancak aslında kim savaşıp ölmek ister? Burada spesifiklik sorunu var. İnsanlar ideolojiye ve değerlere inandırılmış olabilir ama bu teröre bulaşmak için yeterli bir neden olamaz.

Bu doğrultuda en doğru ipucu sizin kimlerle arkadaşlık ettiğiniz ve herhangi bir eylem grubuna dahil olup olmamanız. Kuaşi Kardeşler örneğinde en bağlayıcı etmen hapishane deneyimidir. Ancak bu bir futbol takımı, hatta rafting grubu bile olabilir.

Eğer kimin savaşarak ölmeye hazır olduğunu önceden bilmek istiyorsanız ve eğer belirli bir terör hücresini parçalamak istiyorsanız ne yediklerine ve nasıl giyindiklerine bakın. Terör eylemleri camilerde planlanmaz. Cami içinde sessiz olmak zorundasınız. Bütün bu planlar fast-food restoranlarında, futbol sahalarında, pikniklerde yapılır.

• Niçin daha fazla sayıda insan sahalarda antropolojik çalışmalar yapmıyor? Örneğin cihatçılarla ve onların aileleriyle söyleşiler yapmıyor?

• Burada sorun geniş bir örnekleme yapamamanız. Bir şeyin içyüzünü kavramak için elde edeceğiniz bilgiler anketlerden çıkmaz. Bu bilgilerin derinlemesine yapılan söyleşilerden ve çok sıkı kontrollü deneylerden elde edilmesi gerekir. Eğer cihatçılarla bilimsel bir çalışma yapmak istiyorsanız –ki ben yapıyorum- bunları silahlarını bir kenara bırakmaya ikna etmek zorundasınız. Aynıca söyleşi sırasında birbirleriyle konuşmamalılar ve sorularınıza yanıt vermeliler. Örneğin bazı insanlara para karşılığında Allah’a olan inançlarından vazgeçip geçmeyeceklerini sormak gafletinde bulunursanız, çekip sizi vururlar. Dolayısıyla böyle bir soruyu soramazsınız.

Teröristler üzerinde yeterli araştırmanın yapılamamış olmasının nedeni tehlikeli olması değildir. Gerçek nedeni, üniversitelerin ve özellikle Amerikan Savunma Bakanlığı’nın insan denekleri üzerinde yapılan çalışmalara izin vermemesidir. Bunun nedeni araştırmacının yaşamını tehlikeye atması da değildir; tam tersi insan denekleri araştırma etiği kriterlerinin orta sınıf üniversite öğrencilerini korumak üzere oluşturulmuş olmasıdır. Böyle bir protokolün bulunduğu bir ortamda cihatçılara ne diyeceksiniz? Bu kağıdı imzala mı diyeceksiniz? Eğer herhangi bir konuda şikayetçi iseniz insan denekleri araştırma sekreteryasını aramalarını mı isteyeceksiniz? Bu çok saçma bir protokol ve bu yüzden teröristlerle yeterli sayıda söyleşi yapamıyoruz.

• Böyle bir tehlikeli durumla hiç karşı karşıya kaldınız mı?

•Örneğin üç Bali bombacısı (2002 yılında bir dizi bombalama olayını gerçekleştirmişlerdi) ile idam edilmeden önce bir söyleşi yapmak için izin aldım. Bunlar idam edileceklerdi çünkü 200 kişinin ölümüne yol açmışlardı. Ancak insan denekleri üzerinde çalışma onayını alamadım. Çünkü “Yanınızda avukat bulunması gerek, ayrıca kimsenin mahkûmlarla söyleşi yapmasına izin vermiyoruz” dediler. Ben de nedenini sordum, “Hiçbir zaman onların konuşma haklarını ihlal edip etmediğinizden emin olamazsınız” dediler.

TERÖR EYLEMLERİNİ ENGELLEMENİN YOLLARI

Haber görseliParis saldırıları dünyada önce şaşkınlık ve üzüntüye, daha sonra sorgulama ve yüzleşme çabalarına neden oldu. Şimdi Fransız politikacılar başta olmak üzere diğer dünya liderleri gelecekte bu tür saldırıların önünün nasıl alınabileceğini araştırıyor.

Kriz sonrası süreçleri genellikle kötü yönetilir. Siyasiler “bir şey yapıyormuş” gibi halkı oyalarken, ortaya çok sayıda kısa vadeli çözümler atılır. Bu süreç, dikkatler başka bir olaya çevrilinceye kadar devam eder.

Ne var ki anlık çözümlerin artık işe yaramadığı biliniyor. Şimdi bu tür kriz durumlarında atılması gereken en sağduyulu adımın, risk-yönetimi ile karar alma süreci arasında bir bağlantı kurmak olduğu belirtiliyor. Bu yöntem şimdiden bazı ülkelerde yarar sağlamış durumda. Örneğin 2012’deki Sandy Tayfunu sürecini başarılı bir şekilde yöneten Barack Obama ikinci kez seçilirken, 2004’deki Madrid terör saldırılarını iyi yönetemeyen İspanyol hükümeti seçimleri kaybetti.

Bu konuda sistematik bir yaklaşım gereklidir. Paris saldırısını köktendinci ideolojileri benimsemiş olduğu düşünülen iki kardeşin, İslam dininin kutsallarına saygısızlık edildiği gerekçesiyle karikatüristleri öldürdüğü iddiası, gerçekleri yansıtıyormuş gibi görünse de yeterli değildir.

YENİ YAKLAŞIM

Şu anda stratejik risk-yönetimi uzmanlarının dünya liderlerine ve şirket yöneticilerine danışmanlık yapması en doğru yol gibi duruyor. Ancak etkili bir işbirliği nasıl oluşturulabilir? Modern risk-yönetimi, bunun altı evrelik yenilikçi bir süreç sayesinde gerçekleşebileceğini söylüyor:

1) Yalnızca en iyi bildiğiniz riski hesaba katmayın. Tek bir tip risk konusunda uzman olanlar –köktendincilik gibi- diğer faktörleri göz ardı etme eğilimindedir. Bu tuzağa düşmemek için farklı risk tiplerinde uzmanlaşmış danışmanlarla çalışın.

2) Niteliğin yanında niceliği de değerlendirin. Kompüter modelleri niceliksel analizlerde başarılıdır, fakat karar verme evresinde duyguları ve algıları da hesaba katın. Bir denge kurun ve belirsizliği göz ardı etmeyin.

3) Riskleri birbirinden kopartmayın; birbirlerine olan bağlantılarının haritasını çıkartın. Birbirini tetikleyen tehlike eğilimlerini kontrol altına alın.

4) Yarından ötesini düşünün. Aklı gelecek seçimlerde olan siyasetçilerin ve gözü mali tablolardan başka bir şey görmeyen iş adamlarının kısa vadeli düşünmeleri normaldir. Riskler bir gecede ortaya çıkmaz. 10 yıl önceki eğilimlerin nasıl evrildiğini ve gelecek 10 yıldaki beklentileri birlikte değerlendirin.

5) Tekrarlayın.. Risk analizleri tekrar tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalı. Örneğin her yılı yeniden ele alın. Uzmanların bir araya gelip sonuçları açık bir şekilde tartışmalarını sağlayın.

6) Riskleri açıkça belirtin, çevrenize bildirin. Bilim insanlarının bilimsel jargona başvurmadan, herkesin anlayacağı bir dille konuşması bu evrede çok önemlidir.

World Economic Forum’un yılda bir kez yayımladığı Global Risk Raporu, küresel riskleri 30-50 grup altında topluyor. Bunlar ekonomik, çevresel, jeopolitik, toplumsal ve teknolojiktir. Rapor bunların şiddetini ve olasılığını 10 yıllık bir geleceği kapsayacak şekilde karşılaştırıyor ve bunların birbiriyle olan bağımlılıklarının haritasını çıkartıyor. Bu arada akademisyenlerin, iş adamlarının, siyasetçilerin, sivil-toplum örgütlerinin arasından seçilen 1.000 liderin risk-algılama anketlerine verdikleri yanıtlar birleştiriliyor.

Risk-yönetimi konusundaki gelişmeler, tüm krizleri önleyemeyebilir, fakat riskleri azaltma ve esnekliği arttırma yönünde daha gerçekçi bir kafa yapısı yaratabilir.

TERÖR SALDIRILARINI ÖNCEDEN TAHMİN ETMENİN YOLLARI

Saldırı riskini hesap etmek için analistlerin daha önceki olayların dökümüne erişimleri sağlanmalıdır. Bu düşünüldüğü kadar kolay bir iş değildir. Çünkü terörizmin net bir tanımı yoktur. Kaba terör eylemleri ile şiddet içeren ayaklanmalar arasındaki sınır bulanıktır.

Haber görseliMaryland Üniversitesi’nden Erin Miller, bugüne dek yaşanmış terör eylemlerinin kayıtlarını bilim insanlarının kullanımına açık hale getirerek çok önemli bir eksikliği giderdi. Bunun için Miller ve ekibi terörizmin tanımına açıklık getirdi: Devlet ile bağlantısı olmayan insanların siyasi, ekonomik, dini veya toplumsal bir çıkar için yasadışı güç ve şiddet kullanmaları veya kullanacakları yönündeki tehdididir. Miller ve ekibinin hazırladığı Küresel Terörizm Veritabanı (Global Terrorism Darabase-GTD), terörizmin son birkaç on yıl içinde nasıl değiştiğini ortaya koyuyor (Bknz: grafik).

Özet olarak bildirilen terör eylemlerinin milenyumun ilk yıllarından bu yana belirgin biçimde arttığı görülüyor. Bu olayların çoğunluğu Ortadoğu, Afrika ve Güney Asya’da meydana gelmiş. Son 10 yılda küresel terör saldırılarının % 50’i, ölenlerin % 60’ı yalnızca şu üç ülkede görülmüş: Irak, Afganistan ve Pakistan. Oysa ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra Avrupa ve Kuzey Amerika çok az sayıda saldırıya maruz kalmış.

KÜÇÜK ÇAPLI SALDIRILAR

Antiterör önlemleri ülkeden ülkeye değişir. Afgan Taliban, ISİD veya Boko Haram gibi militan örgütlerinin kontrolündeki bölgelerde antiterör önlemlerinin yetersiz kaldığı, hatta hiç olmadığı görülüyor. Oysa Batı’da bu önlemler 11 Eylül saldırılarından sonra büyük ölçüde arttırılmış durumda.

Miller’a göre Batı’da önüne geçilmeyen terör eylemlerinin -2004’teki Madrid saldırısı, 2005’teki Londra saldırısı, 2011’deki Norveç katliamı ve en son Paris’teki Charlie Hebdo ve Pasüpermarket saldırıları- önlenememesinin nedeni büyük bir olasılıkla terör örgütlerinin tek bir aktör veya küçük hücreler tarafından gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu da planlı saldırının detaylarının dışarı sızmasını büyük ölçüde azaltan bir durumdur.

GTD yalnızca saldırıların izlenmesini değil, bir sonraki seferde nerede, ne zaman ve kimler tarafından yapılacağı konusunda tahminler yürütülmesine de yardımcı oluyor. Colorado Üniversitesi’nden bilgisayar bilimcisi Aaron Clauset 2013 yılında terörist saldırıların olasılığının ve şiddetinin “güç yasası” olarak isimlendirilen bir olguya bağlı olduğunu keşfetti. Güç yasasına göre az sayıda ölüme yol açan küçük saldırıları –Paris’te olduğu gibi- er veya geç 11 Eylül örneğindeki gibi daha şiddetli ve kanlı terör eylemleri izler (A.Clauset and R. Woodart Ann. Appl. Stat. 7, 1838-1865; 2013).

Clauset bu yasayı kullanarak, küçük ölçekli saldırıları büyük kayıplara yol açan saldırıların izleme olasılığını gelecek 10 yıl içinde, dünyanın herhangi bir yerinde % 30 olduğunu tespit etti.

Ne var ki Pennsylvania Üniversitesi’nden Erwann Michel-Kerjan, bu tür tahlilerin güvenilmez olduğunu söylüyor. Michel-Kerjan düşüncesi şöyle: “Modelleme poker oyununa benzer. Bu oyun, değişken insan davranışları ve eksik bilgiler üzerine kuruludur. Spesifik bilgiye erişim olmadan terörizm riskini güvenilir bir şekilde hesaplayamazsınız.”

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/b...ne_iniyor.html

http://www.nature.com/news/attempts-...limits-1.16755

Derleyen: Reyhan Oksay

Demekki bilim nihayet ideolojik inancsal izmsel etik v.s. koktenci her turlu canavarlasan dusunce ve davranislarin; nihayet bir sosyal sorun olarak algilayarak, bilimsel incelemeye aldi.

Darisi her turlu hak ve ozgurluge yasam hakki tanimayan her turlu degerin de bilimsel incelemeye alinmasina.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 07-02-2015, 14:05
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Fransızlar önce kendilerini incelesin.Fransız ordusu en büyük terörist afrikayı bu hale sokan o İngiliz Fransız İtalyan ABD değilmi.

Kim o kızıl derilileri yurdundan etti kim o zencileri pazarlarda sattı bunlar hep gönüllü olan faliyetmiydi.

Şimdi Müslüman terörist aramaktalar.

Nil nehrinden timsahı küçükken yakalar çocuklar oynasın diye eve getirirsin ama timsah hep küçük kalmaz ona her gün bir et vermek zorundasın bir gün vermediğinde timsah sana saldırır. O zamanda timsah canidir.
Sen timsahı yurdundan etmeseydin o timsah kendi doğal faliyeti içinde yaşayacaktı.

O dinci yobazlar suriyede araplara kürdlere ezidi Türkmenlere saldırırken iyi idi Fransızlara saldırdığında teröristmi oldu.

Bu teröristler afkanistanda eğitilmedimi Guatemala kamplarında eğitilmedimi o faransızlar libyadaki işleyen düzeni düzensiz hale sokmadımı arı kovanına çomak sokmadımı ne istadiler saddamdan ne istadiler gaddafiden ne istadiler esattan işte bela geldi buldu onları.

Hatta dünyaya bela ihraç ettiler şimdi terörist lerin psikolojik durumlarını inceleyeceklermiş bence kendi devletlerini önce masaya yatırsınlar.

O gözü doymaz kapitalizmi masaya yatırsınlar bir düşünsünlar yarattığı canileri onları hangi laburauarlarda ürettiler hangi gen teknolojisi ile değişime uğrattılar.
İnsan olmaktan çıkardılar birer robotlar haline soktular bu işler için ne kadar dolar avro harcadılar.

İnsan önce kandine sonra başkasına bakacak önce kandine hasap soracak sonra başkasına.
Bu emperyalist eşkıyaların kimseye hesap sormaya hakkı yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 07-02-2015, 19:56
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

kartopu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Fransızlar önce kendilerini incelesin.Fransız ordusu en büyük terörist afrikayı bu hale sokan o İngiliz Fransız İtalyan ABD değilmi.

Kim o kızıl derilileri yurdundan etti kim o zencileri pazarlarda sattı bunlar hep gönüllü olan faliyetmiydi.

Şimdi Müslüman terörist aramaktalar.

Nil nehrinden timsahı küçükken yakalar çocuklar oynasın diye eve getirirsin ama timsah hep küçük kalmaz ona her gün bir et vermek zorundasın bir gün vermediğinde timsah sana saldırır. O zamanda timsah canidir.
Sen timsahı yurdundan etmeseydin o timsah kendi doğal faliyeti içinde yaşayacaktı.

O dinci yobazlar suriyede araplara kürdlere ezidi Türkmenlere saldırırken iyi idi Fransızlara saldırdığında teröristmi oldu.

Bu teröristler afkanistanda eğitilmedimi Guatemala kamplarında eğitilmedimi o faransızlar libyadaki işleyen düzeni düzensiz hale sokmadımı arı kovanına çomak sokmadımı ne istadiler saddamdan ne istadiler gaddafiden ne istadiler esattan işte bela geldi buldu onları.

Hatta dünyaya bela ihraç ettiler şimdi terörist lerin psikolojik durumlarını inceleyeceklermiş bence kendi devletlerini önce masaya yatırsınlar.

O gözü doymaz kapitalizmi masaya yatırsınlar bir düşünsünlar yarattığı canileri onları hangi laburauarlarda ürettiler hangi gen teknolojisi ile değişime uğrattılar.
İnsan olmaktan çıkardılar birer robotlar haline soktular bu işler için ne kadar dolar avro harcadılar.

İnsan önce kandine sonra başkasına bakacak önce kandine hasap soracak sonra başkasına.
Bu emperyalist eşkıyaların kimseye hesap sormaya hakkı yoktur.
Konuya neden fransa ve politika olarak bakiyorsunda; bilimin bilimselligi yani ulke ve politika disi olarak bakmiyorsun?

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 08-02-2015, 00:20
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Bilim kendi başına bağımsız değildir.

İlaç sanayi bir bilim dalıdır aynı zamanda ticari alandır gen teknolojisi bilim dalıdır ama ticari maksatlarla faaliyet gösterir.
Yani labratuarları uluşturanlar finans çevreleri veya devletlerdir. Bu faaliyetlerin içinde kar ve siyaset vardır. Onun için bilime bile siyaset ve parayı dışarda bırakarak bakamazsın.

İşte bu durum insanda hep kuşkulu bakış yaratır. Her buluşta insan yararına faaliyet olsa da kimler bu işten ne gibi çıkar bekliyor sorusu hep akla gelir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 08-02-2015, 00:54
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

kartopu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilim kendi başına bağımsız değildir.

İlaç sanayi bir bilim dalıdır aynı zamanda ticari alandır gen teknolojisi bilim dalıdır ama ticari maksatlarla faaliyet gösterir.
Yani labratuarları uluşturanlar finans çevreleri veya devletlerdir. Bu faaliyetlerin içinde kar ve siyaset vardır. Onun için bilime bile siyaset ve parayı dışarda bırakarak bakamazsın.

İşte bu durum insanda hep kuşkulu bakış yaratır. Her buluşta insan yararına faaliyet olsa da kimler bu işten ne gibi çıkar bekliyor sorusu hep akla gelir.
Ben bilimden ziyade bilimsel nitelikten bahsettim. Tabi ki bilim emperyalist zihniyetin gozetimi altindadir ve hem felsefeye hemn de etige cikar ve somuru Adina ustelik bilim kisileri eliyle bulastirilir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 08-02-2015, 01:00
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.698

Onur Üyeliği 

Standart

Terörün, teröristin seçmece karpuz gibi bir yapısı olmaz. Bir kere terör bir savaş, bir askeri, bir politik, bir çıkar ölçekli ya da talepkar çerçevelerde TAKTİKTİR. Herkes kullanır.Dünya da son yüzyılda teröre başvurmayan/yönelmeyen tek bir devlet yoktur. Kimin ya da neyin terörist olduğunu psikoloji ile de insan karakteri ile de açıklanamaz, bu haksızlıktır.

İlgili yazı ise TERÖRE YÖNELMİŞ MERKEZLERİN nasıl, hangi çerçevelerde kitle kazandığı üzerine. Halbuki devletlerin böyle bir ihtiyacı olmuyor, polis, ordu zaten terörü gayet doğal biçimde uyguluyor. Nasıl ki bu kurumlardaki insanlar her türlü psikoloji ile bu ortamlara gark ediliyorsa, öteki biçimde taleplerini, terör yoluyla hayata geçirmek isteyenlerde psikolojik, ajitatif, ya da başka bir çok yolla, hatta çaresizliğe varana değin kullanıyr, kullanır.

Devletler para/maaş vererek paralı askerlerle terör eylemini işler, ötekiler ise bu kadar olanağa ve meşruiyete sahip değildir, bir çok şeyi kulanır, kullanabilir. lakin hiç biriside bilim insanlarının teröristin kişiliği/karakteri gibi bir çalışmayı bilimsel kılmaz, burada bilimselliğin aranacağı kıstas, devletlerin insanları nasıl terör eylemcisi haline getirdiği, öte yandan da aynı taktiği kullanan talepkar grup ya da örgütlerin hangi politik propagandalar eliyle ve kimlerden, hangi çaresizlik, acz ve zaaflardan yararlandığı temelinde olabilir.

Yoksa terörist ancak psikolojik olarak sağlığı yerinde olmayan karakterlerde görülür vb gibi yaklaşımalr bilimsel değildir, hemd de meşru değildir, hem de insana hakarettir. Teröre gündelik hayatta her birey başvurur, terörü kullanmayan, başvurmayan nadirdir. Örneğin çocuğunuzu KORKUTUYOR musunuz? O'na karşı tehditler savuruyor musunuz? Şantaj yapıyor musunuz ya da dediğiniz yapmaz ise şu ya da bu cezayı vereceğinize dair söylemlerde bulunuyor musunuz? O halde sizde burada teröre başvurmuşsunuz demektir, yani tipik teröristsinizdir.

Örneğin Türkiye de çocukara ve kadına şiddet terördür, terörün silahlı, silahsız gibi bir ayrımı yoktur özünde, hangisi etkili sonuç verirse, teröre başvuran o yolu kulanır. Önemli olan teröre başvurmamak ve insanlığı buna iten sebepleri, hayat standartlarını, buna zemin olan nitelikteki dünya yaşantısını ortadan kaldırmaktır.

Afrika da milyonlarca insan aç, Ortadoğu yüzyıllardır batının sömürgesi ve bu sömürünün garantisi süreğen siyasal istikrarsızlık(ki terör örgütleride hazır tereyağından kıl çekmek) ve dahi toplumunda olabildiğince çağdışı bilinçle donatılması, çıplak köleliktir. Bu tür ülkelerde sular hiç bir zaman durulmaz, durulsa dahi, sömürü sürdüğü sürece o toplumlar sürekli huzursuzluk ortamında, süreğen bir cinnet psikolojisi altında baskılanırlar.. Çıkar savaşalrı ise ciddi problemlere yol açabilir ve bu savaşlarda hasımar her türlü yolu ve yöntemi kullanır. En az maaliyetle en iyi sonuç veren yol/yönteme terör deniyor zaten. terör topluma karşı yapılan bir eyemdir, 3-5 kişi üzerinden milyonlara gözdağı verilebilir hatta 3-5 kişiyi cezalandırmakla neredeyse milyonlar hizaya getirebilir. İşte bu yol/yönteme terör denir.

Devletler hem hukuki, hem politik hemde askeri süreğen olarak terörle ayakta kalır ve varlığını da bu biçimde sürdürür. Örneğin hakkını arayan bir öğrencinin sırf düşüncesi ve ifadesinden dolayı okul hayatını bitirmek, birde üstüne 18 yıl hapse atmakta maksat, ötekilerine gözdağı olsunda, maceraya kalkışmasın yöntemidir, bu yöntem de yine terördür. En az masrafla en kitlesel sonuçlara ulaşmanın yollarıdır, ve her alanda insanlar bu yola başvurmaya meyillidir. Çünkü hem daha sonuç alıcıdır hem de zahmeti daha azdır, yeterki korku verebilsin..

neyse, kapitalizm terörü, bilinçli olarak çarpıtıyor, günümüz iktidarları terör kavramını süreğen olarak çarpıtıyor, böylelikle kendi terörizmini meşrulaştırmanın zeminini de elde ediyorlar. Örneğin bir yanda terörden dem vurup, öte yanda devletler sınırları dışında yapılara maddi/manevi, askeri/teçhizat yardımı yapıyor... Çünkü o ülkelerde hammade kaynağı sömürüsü vardır, haliyle sürekli iki yönlü, hem kitleleri sus/pus edip razı etmek, ya da hem de bakın uslu durmazsanız böyle terör olur tarzlı propagandalar eşliğinde, teröre ihtiyaç duyuyorar, böylelikle istikrarsızlık süreğen devam ediyor.

Örneğin dün kahraman ilan edien Taliban, bu gün teröristtir, çünkü emperyalistlerin bu örgütlere ihtiyacı kalmamıştır, ya da yeni politikanın, düşman ihtiyacı bu örgütler eliyle sağlanır. Örneğin böylelikle ABD sermayesi, iktidarı kendi toplumu üzerinde terörü amacına ulaştırı, korkuyu salar, korkuyu yönetir, kullanuılan ve silahlandırılan ötekilerde(örneğin taliban) bu terör psikolojisi, ortamına, hedefe ulaşmasına alettir.

Neyse işin özü, teröre bilimsel yaklaşım ancak TERÖR TAKTİĞİNİN hangi gereklerle hayata geçtiği, geçirildiğidir. Psikolojik bir rahatsızlık, hastalıkmış gbi ele almak bilimsel değildir.
Örneğin gösteri yapan kitlelerin joplanması da terördür, böylelikle diğerleri sokağa çıkmaya korkar hale getirilir. Bu korkuyu sağlayan ve sonuç alan taktiğe terör deniyor. Çünkü joplayanlar bir saldırıya direnen pozisyonunda değil, bir gösteriye saldıran pozisyonundadırlar! Şimdi joplayanın psikoloji midir? Yoksa Polise emri ben verdim diyen politikamı ve bu politikalar ardındaki çıkarlar mıdır terörün kaynağı? Bilim hangisine yönelmeli?

Örneğin atılan Atom bombaları terör değil mi? Irak'a yapılan gıda ambargosu terör değil miydi?(yüzbinlerce bebek öldü, milyon insan etkilendi). Bu halde pilotların psikolojisi midir, ambargo uygulayan kurumlar mıdır konu edilmesi gereken? Yoksa, ama o bir SAVAŞTI diyenleriniz mi var? hadi canım sizde, terörist dediklerinizde zaten aynı şeyi diyor, bu bir savaş diyor... Yani neyin savaş olup olmadığını ne ABD, ne Fransa ne de her tarafa terör salmış TC iktidarı belirlemiyor, ede silah birileri çatışıyorsa bu bir savaştır. Ve terörü ne meşru ne de haklı kılmıyor ne de kişilerin psikolojisine endeklenecek bir durum sergiliyor... Alakası yok, terörün temelinde politik/siyasi duruş, iyi ya da kötü olsun ne olursa olsun çıkarlar yatar.

Örneğin kusur işleyen çocuklara oda hapsi vermek, banyoda celandırmak gibi cezalar verilsin istenir. bazen sorduğumda ise psikoloğu tavsyesi diyenler olur(ki o psikoloğun ciddi bir terapiye ihtiyacı var bence). Halbuki bu yol, yöntem terördür, doğrusu ve olması gereken ortamın en sakin olduğu bir anda, çcoukla konuşmaktır, sonuna kadar ne olursa olsun bu yolu kullanmaktır. O'na ceza vermek ve her aykırı düşünesinde hımm sana ceza veririrm, seni parasız korum, aç bırakırım demek de terör kapsamındadır.
yani küçük çocuklara uyması gerekenlerin terörle yaptırılması, büyük çocukların, büyük pastalar ve çıkarların uğruna, işi sopa ve silaha dökmesidir... Her terör başvurusunun aştında talepler ya da tersi talep edenin taleplerinden vazgeçmesi temeli yatar. talepleri kabul ettirmenin ya da ret etmenin en masrafsız, en az çabayla elde edilmesi taktiği/yolu terördür, bu nedenlerle kim ne istiyor, ne taleplerde bulunuyor ya da kim kimin taleplerini bastırıyor, bu temele inilmesi gerekir. (Eğer bilimsel anaizlere de varılacaksa)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 08-02-2015, 10:34
elturhani elturhani isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Oct 2008
Mesajlar: 125
Standart

Bu meseleler ne zamandan beri bilimin ilgi alanı oldu ? Bilimsel açıklamanın sınırları yok mu ?
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 08-02-2015, 12:15
gur91 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
gur91 gur91 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 834
Standart

elturhani´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu meseleler ne zamandan beri bilimin ilgi alanı oldu ? Bilimsel açıklamanın sınırları yok mu ?
bilimsel açıklamanın sınırı yoktur çünkü herşeyin bir nedeni var , teröründe öyle
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 08-02-2015, 12:51
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben bilimden ziyade bilimsel nitelikten bahsettim. Tabi ki bilim emperyalist zihniyetin gozetimi altindadir ve hem felsefeye hemn de etige cikar ve somuru Adina ustelik bilim kisileri eliyle bulastirilir.
Sn Evrensel. Bilim vazgelilemiyecek bir fliyettir. Biz geleceğin yolunu bilimle buluruz insanlığın tek ve yegane rehberi bilimdir. Ama içinde siyasi ve kar,a dayanan unsurlar vardır.

Bir insanın uyuturucu alışkanlığının temelinde elbette psikolojik ve sosyolojik sebepler vardır Terörist faaliyetlerin temelinde de aynıdır. Bu konuda araştırma yapanları çözüm arayanları elbette elimizin tersi ile itemeyiz .Ama kuşku duymamız sorgulamamız da bizim bilim yolunu seçtiğimizi anlatır.

Dünyada geçmiş tarihlerde bilim iki şekilde yol aldı bir üretim le iki silah teknolojisi ile ama bunların hepsinde ya işgal baskı zor veya sömürünün çoğaltılması vardır.

Bunlar her ne kadar kötü bir faliyette olsa insanlığı ilerletmiş geliştirmiştir.
Eğer silah teknolojisine önem verilmemiş olsa idi insanlık bu gün uzayla ilgili hiç bir girişimi bilmiyor olacaktı. Eğer üretim ve sömürü ile teknoloji bulunmamış olsa idi şu an insanlar hala hayvanlarla üretim yapıyor olacaktı, sanayi gelişmemiş robot hiç bilinmiyor olacaktı.

Onun için biz dünyaya iki şekilde bakmak zorundayız kim kazanıyor insanlık mı yoksa sermaye sahibimi. kim ilerliyor kimin insiyatifinde.

Biz dünyada son 30 yıldır yaratılmış olan islam terörine de bu gözle bakarız.
Bu insanlara 40 yıl önce terörist demeyen ülkeler niçin son 5 yıldır terörist diyor .Bu düşüncelerin temellerinde ne gibi ekonomik ve sosyal faaliyetler bulunuyor
Terörist nedir kime göredir .İşte sosyal bilimler bunun cevabını verir.

Her söze her güce inanmakta tanrıya inanmakla aynı anlamı taşır.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 08-02-2015, 17:12
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

elturhani´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu meseleler ne zamandan beri bilimin ilgi alanı oldu ? Bilimsel açıklamanın sınırları yok mu ?
Bilimsel aciklamanin siniri gozlem vermeyen olarak aklin yarattigi fizik otesi ve bilim kurgudur.

Insanoglu ile ilgili her konu ve kavramda insanoglu temelli her turlu sosyal bilim temelinde bilimsel analiz aciklama yapabilir.

Burada terorizm insanoglu fenomeninin bir dusunce ve davranisinin yasama gecmesi ve her yonu ile de insanoglunun her turlu basta yasam hak ve ozgurlugu olmak uzere ihlalidir.

Bu temelde de insan haklari evrensel hukuk ile bilimsellik insanoglu cikarli olarak eleledir.

Dolayisi ile de bu tur hak ve ozgurluk ihlal edici sosyo-psikolojik dusunce ve davranislari mercek altina alir.

Yalniz degerlendirmesinde ideolojik inancsal izmsel bir temelbulunmaz. Tek temel insanoglu yasam ve iliskisi Adina sosyal temelde etik olmaktir.

Bunun da olcusu cagdasliktir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Açık Bilim - Aylık Çevrimiçi Bilim Dergisi errata Fizik 4 23-11-2015 17:42
Doç Dr Kerem Cankoçak-Prof.Dr Ali Alpar Bilim ve Bilim dışı Ahlaksız Multimedya 0 24-11-2013 22:31
AKP de meydanlara iniyor evrensel-insan Politika 63 10-06-2013 01:58
Kuran bilim veya bilim adamlari icin ne iceriyor Balkocha İslam 3 31-07-2010 22:46

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:13 .