Nana Buluku´isimli üyeden Alıntı
Sayın Vefik Sami
Kesinlikle saygısızlık etmediniz. Önceki mesajımın altına isteyen cevap verebilir yazdım.
Kuran'daki tehditleri, saçma sapan hikayeleri görebiliyorum. Bunlarda hemfikiriz.
Tevbe suresinin 5. ayetinden bahsediyorsunuz sanırım. O ayetle ilgili görüşümü belirteyim.
Ayette ''el muşrikîne'' deniyor. Arapçada ''el'' takısı İngilizcedeki ''the'' ya karşılık gelir. Yani ''el'' takısı bir şeyi belirginleştirmek için kullanılır. Ayetteki müşriklerin belli bir özelliği var. Ayette bahsedilen müşrikler din konusunda Müslümanlarla savaşan müşriklerdir.
Ben diğer ayetlerle çelişen bir şey göremiyorum. Savaş döneminde düşmanı gördüğünüzde selam verip geçmezsiniz herhalde. Ayetlere bir bütün olarak bakmak gerekiyor.
Ben bu açıklamaya dinsizlerin düzgün bir cevap verdiğini görmedim. Belki bana denk gelmemiştir. Bu açıklamada bir yanlış varsa isteyen göstersin.
Ben kendim araştırıyorum zaten. Tüm iddiaları değerlendiriyorum. Hangisi mantıklı gelirse onu seçiyorum. Daha iyi bir açıklama yapan olursa onu kabul ederim.
|
Sayın Nana Bulunku,
Öncelikle tam olarak hangi mesajı vermeye çalıştığınızı tam anlamadığımı belirteyim. Yani amacınız, İslâmın barışçıl ve insancıl bir din olduğu izlenimi mi vermek yoksa IŞİD'in İslâm ile alakasız, muhtemelen dış güçler tarafından örgütlendirilmiş, ortadoğuyu karıştırmak misyonuna sahip bir proje olduğu gibi mi bir mesaj vermek?
Eğer amacınız ilk dediğim ise bu iddianızı IŞİD'in uyguladığı yöntemler üzerinden değil, Kuran'ın genelindeki yaklaşımlar baz alınarak tartışmak gerekir. Örneğin böyle bir tartışmada da "senin dine sana benim dinim bana" ayetinin henüz Muhammed'in çok taraftar toplayamadığı, kendine inandırmak istediklerine daha sempatik görünmeye çalıştığı bir dönemde inmiş bir ayet olduğunu, ancak İslam yayıldıktan ve müslümanlar güçlendikten sonra ise "din Allahın oluncuya kadar onlarla savaşın" gibi bir ayet geldiğinden bahsedebiliriz.
Yok eğer ikincisini savunuyorsanız da; "İşte gerçek Kur'an budur, IŞİD'in uyguladığının ta kendisidir, işte görün nasıl bir vahşet dini İslam" gibi bir tez sanırım burada hemen herkesin kabul edeceği üzere fazla zorlama bir tezdir. Hatırlarsanız dün mezheplerden bahsetmiştik, İslâm dininde de pek çok mezhep vardır. Kur'an da bildiğiniz üzere yoruma açık pek çok ayet vardır, sayın Vefik Sami'nin de değindiği gibi duruma ve koşula göre aynı görüşün zıttını savunan, ya da karar değiştiren Tanrı izlenimi veren, birbirini ortadan kaldıran ya da düzelten ayetler vardır.
Kur'anda sıkça karşılaştığımız başka bir şey aynı hikayenin kitabın birden fazla kısmında tekrar anlatılmasıdır ama dikkat çekici olan da bu hikayelerin birebir birbirleri ile aynı olmamasıdır. Örneğin insanın yaratılışında Şeytan ile Allah arasındaki diyalog iki farklı yerde iki farklı şekilde verilmektedir.
Ki daha indiği dönemde bu gibi çelişkilerinin Muhammed'e inanmayanlar tarafından farkedilmesi ve senin Tanrın neden bu kadar karar değiştiriyor denmesi üzerine şu "Kuranda herkesin anlayamayacağı, sadece anlamını Allahın bildiği gizli ayetler vardır" ayeti inmiştir. Ki öncesinde de halbuki "apaçık" bir kitap olduğu ifade edilmiş olmasına rağmen...
Neyse demem o ki sizin burada mutlak doğrularmış gibi sunmaya çalıştığınız ayetler, mezhebin yaklaşımına ve yorumuna göre değişkenlik gösterebilme ihtimalindedir. Ama bu elbette IŞİD'in gerçek İslâmı uyguladığı tezini doğru yapmaz. Size daha önce de dediğim gibi asıl sıkıntı İslâm kavramının içinden bugün -Kuranı doğru ya da yanlış uygularlar- IŞİD ya da diğer radikal islam örgütü denilen oluşumların doğabilmesindedir. Böyle sağlıksız oluşumlara hayat verebildiğine göre köklerde bir yerlerde bir sıkıntı var demektir... Zaten daha önce dediğim gibi IŞİD'den alınacak diyalektik mesajda İslamın kendi içinde bir reform yapması gerektiği mesajıdır.
Bir diğer husus ise şu savaş ayetlerini savunanlar tarafından sıklıkla ifade edilen, sizin de değindiğiniz "e savaşta armut mu toplayacaklardı" diye bir savunmadır. Savaşta kendini öldürmeye gelen bir düşmana karşı kişinin kendini savunması için Allah'ın emri mi gerekiyordu sizce? Allah onları bulduğunuz yerde öldürün demese idi, bu savaşta canlarını savunanlar müşrikleri ya da kafirleri yaralamak ile mi yetineceklerdi? Benim takıldığım bir diğer nokta da bu gibi ayetleri anlamak için neden o savaştan sağ kurtulmuş bir tarihçiye ihtiyacımız olduğudur...
Son olarak da buradaki arkadaşların objektiflikten uzak olduğu, kin ve nefretle hareket ettiklerine dair çıkarımınız. Elbetteki herkes her zaman objektif olmayı beceremeyebilir, tartışmalar esnasında kutuplaşmaların etkisiyle biraz daha uçlara kaymalar zaman zaman söz konusu olabilir ancak emin olun ki bu forumda gerçekten tartışma kabiliyeti yüksek üyeler bulunmaktadır ve objektifliğin dışına çıkanların tezleri de mutlaka birileri tarafından çürütülür.
Objektiflik konusundaki tespitinizi test etmek için sadece "IŞİD gerçek İslâmı uyguluyor" tezinden hareket almak yerine, İslâm forumdaki diğer tartışmaları da süzgeçten geçirerek bir karara varmanızın daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim...