Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kadın & İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 08-07-2008, 18:30
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili pervane okumadan zıplamadım ama okuduklarım beni yerimden zıplatmaya yetti

Yazar Nisa ayetlerine göre "kapanan" kadınları feminist hareketin son temsilcileri olarak selamlamakta..

İyi de "insan hakları" ve "özgürlükleri" göksel emirlerle dünyayı yönetenlere karşı
verilmiş acılı bir savaşın ürünleri değil miydi ? Feminist hareketi erkek egemen
bir dünya anlayışına verilen haklı savaşından dinsel bir ideolojinin yedeğine atmak nasıl bir anlayıştır ?

Tarihi işine gelen olguları seçerek yeniden kurgulayan yazar son bölümde baklayı ağzından çıkarmış:

"Yaşasın kölelerin pranga takma özgürlüğü."

Karşı mısınız yoksa ? Allah bilir siz darbecisinizdir de.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 08-07-2008, 19:39
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

Pante dikkat ederseniz benim ağzımdan çıkan henüz tek bir yorum yok! Ha derseniz ki Walla'ya yazmış olduğunuz mesajdan huy kaptım bunu anlayabilirim. Bence link verilmeyecek kadar güzel bilgiler var bu yazıda sadece Osmanlı'daki kadın hareketinden değil sonrasında nerelere kadar gelindiğine dair kızmadan, heyecanlanmadan devam etme inceliğini göstermiş olsaydınız belki bu yazı üzerinden güzel tartışmalara sahne olabilirdi bu forum ama ne yapayım sizi de artık böyle kabul ediyoruz.
Yanılıyorsun. Güzel bilgiler değil, çarpıtılmış, yalan-yanlış bilgiler var.
Tamamen İslami ideolojiye dayanıyor. Günümüzün kadın hareketini türban mücadelesine bağlıyor.
Bence ya sen bu yazıyı yüzeysel okuyup geçmişsin, ayrıntılardaki saçmalıklara, yanıltmalara dikkat etmemişsin. Ya da bu yazıdaki görüşleri benimsiyor ve İslamcı ittifakı destekliyorsun.
Yorum yapmamış olman önemli değil. Bu yazıyı yazmanın farz olduğunu söyleyerek iddialı bir şekilde girişimde bulundun. Bu da yazının içeriğini desteklediğini gösterir. Bu durumda yorum yapmak sana değil bizlere düşer.

İşte tartışılıyor. Buyrun açıklayın Abdülhamit'in kadınlara verdiği önemli hakları ve o büyük kadın reformunu..
Kanıtlayın, belgeleyin Atatürk'ün kadınları başından savarcasına yaptığı konuşmayı..
Kadınların cumhuriyet döneminde kadınlıktan uzaklaştırıldığını kanıtlayın..
Türbanın kadın hareketine olan büyük katkısını izah edin..

Bunlara karşı tavır koyduğumuzda, eleştirdiğimizde buna hakkımız olduğunu, çünkü yazılanların kabul edilemez nitelikte olduğunu, kendinizi bizim yerimize koyarak görün lütfen..
Bizim kılıçlarımız kınında, ne kişisel olarak ne de grup olarak kimseyi karşımıza aldığımız yok. Daima belgeli, kaynaklı görüş ve iddiada bulunuyor, başkalarının da böyle davranmasını istiyoruz.

Örneğin bir Kemalist de alıntıladığı bir yazıda şöyle deseydi:
"Kadınlar, cumhuriyetten önce hiçbir hak elde edemediler. Atatürk sayesinde tüm hak ve özgürlüklere kavuştular. Atatürk'ten sonra ise yeni bir hak elde etmeleri mümkün olmadı"
Bu yazıya da tavır koyar, böyle olmadığını söylerdik.
Ha bu yazı, ha senin alıntıladığın yazı. Benim gözümde arasında bir fark yok.
Sen nasıl böyle bir yazıyı kabullenmez, itiraz edersen, senin yazdığına da itiraz edilmesi gayet doğaldır.

Konu pante tarafından (08-07-2008 Saat 19:42 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 08-07-2008, 19:45
qw19 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
qw19 qw19 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Mar 2008
Mesajlar: 1.406
Standart

Ben size bi daha diyorum bu dünyada olanların sorumlusu kadınlardır,
1 doğururlar
2 eğitirler
3 çalıştırırlar
4 savaştırırlar

anasının yada karısının terbiye etmediği bir erkek yoktur şu alemde, daha ne olacak.
Erkek türü 2100 yılını görsün, ahada burdayım.

Selamlar.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 09-07-2008, 00:33
pervane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pervane pervane isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
Standart

Erkekseniz teker teker gelin dermişim


Sevgili pervane okumadan zıplamadım ama okuduklarım beni yerimden zıplatmaya yetti

Yazar Nisa ayetlerine göre "kapanan" kadınları feminist hareketin son temsilcileri olarak selamlamakta..

İyi de "insan hakları" ve "özgürlükleri" göksel emirlerle dünyayı yönetenlere karşı
verilmiş acılı bir savaşın ürünleri değil miydi ? Feminist hareketi erkek egemen
bir dünya anlayışına verilen haklı savaşından dinsel bir ideolojinin yedeğine atmak nasıl bir anlayıştır ?

Tarihi işine gelen olguları seçerek yeniden kurgulayan yazar son bölümde baklayı ağzından çıkarmış:

"Yaşasın kölelerin pranga takma özgürlüğü."
Karşı mısınız yoksa ? Allah bilir siz darbecisinizdir de. Frodo

Sevgili darbedar Frodo, Okuyunca bakın ne güzel oluyormuş, bu yazı neyi ispatlamış oldu aslında her birimizin kendi bakış açımızla ilk neye zıplamamız gerektiği, yanılıyorsam buyurun darbe yapın!


"Yaşasın kölelerin pranga takma özgürlüğü." Bu bir ateistin zıplaması.

İslami kadın hareketiyle ilgili başka bir başlıkta fikirlerim duruyor. Okuyunuz! Ben şimdi başka bir yere zaplama yapayım.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 09-07-2008, 00:39
pervane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pervane pervane isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
Standart

pante´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yanılıyorsun. Güzel bilgiler değil, çarpıtılmış, yalan-yanlış bilgiler var.
Tamamen İslami ideolojiye dayanıyor. Günümüzün kadın hareketini türban mücadelesine bağlıyor.
Bence ya sen bu yazıyı yüzeysel okuyup geçmişsin, ayrıntılardaki saçmalıklara, yanıltmalara dikkat etmemişsin. Ya da bu yazıdaki görüşleri benimsiyor ve İslamcı ittifakı destekliyorsun.
Yorum yapmamış olman önemli değil. Bu yazıyı yazmanın farz olduğunu söyleyerek iddialı bir şekilde girişimde bulundun. Bu da yazının içeriğini desteklediğini gösterir. Bu durumda yorum yapmak sana değil bizlere düşer.

İşte tartışılıyor. Buyrun açıklayın Abdülhamit'in kadınlara verdiği önemli hakları ve o büyük kadın reformunu..
Kanıtlayın, belgeleyin Atatürk'ün kadınları başından savarcasına yaptığı konuşmayı..
Kadınların cumhuriyet döneminde kadınlıktan uzaklaştırıldığını kanıtlayın..
Türbanın kadın hareketine olan büyük katkısını izah edin..

Bunlara karşı tavır koyduğumuzda, eleştirdiğimizde buna hakkımız olduğunu, çünkü yazılanların kabul edilemez nitelikte olduğunu, kendinizi bizim yerimize koyarak görün lütfen..
Bizim kılıçlarımız kınında, ne kişisel olarak ne de grup olarak kimseyi karşımıza aldığımız yok. Daima belgeli, kaynaklı görüş ve iddiada bulunuyor, başkalarının da böyle davranmasını istiyoruz.

Örneğin bir Kemalist de alıntıladığı bir yazıda şöyle deseydi:
"Kadınlar, cumhuriyetten önce hiçbir hak elde edemediler. Atatürk sayesinde tüm hak ve özgürlüklere kavuştular. Atatürk'ten sonra ise yeni bir hak elde etmeleri mümkün olmadı"
Bu yazıya da tavır koyar, böyle olmadığını söylerdik.
Ha bu yazı, ha senin alıntıladığın yazı. Benim gözümde arasında bir fark yok.
Sen nasıl böyle bir yazıyı kabullenmez, itiraz edersen, senin yazdığına da itiraz edilmesi gayet doğaldır.
“Yanılıyorsun. Güzel bilgiler değil, çarpıtılmış, yalan-yanlış bilgiler var. Tamamen İslami ideolojiye dayanıyor.” Bu Bir Panter zıplaması.

Dinlerle ilgili bir sitedeyiz ya konunun içinde mutlaka din olsun istedik ama gelin görün ki ne İslamiyet ile ne İslamın Kadın Hakları ile (Alevilikten gelen biri olmam nedeniyle) alışveriş yapmamış olan ben zıplayıcı arkadaşlarım tarafından bakın neyle suçlanmak üzereyim.!

“Ya da bu yazıdaki görüşleri benimsiyor ve İslamcı ittifakı destekliyorsun”
Bir defa daha ne diyeyim bilemiyorum ki! Demişim ki;

“Osmanlı'daki kadın hareketinden değil sonrasında nerelere kadar gelindiğine dair kızmadan, heyecanlanmadan devam etme inceliğini göstermiş olsaydınız belki bu yazı üzerinden güzel tartışmalara sahne olabilirdi bu forum ama ne yapayım sizi de artık böyle kabul ediyoruz. "


Arkadaşımızın Cumhuriyet ile ilgili hassasiyetini biliyoruz! Bizim Cumhuriyet ile ilgili herhangi bir sorunumuzun olmadığını sorunumuzun yönetimlerle olduğunu beyanla devam edersek; Walla’ya mesajımızda Şöyle demişiz: “Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde kadınlarla ilgili bir başlık açmak farz oldu” “Çocukların aklı Osmanlı tarihiyle dolduruluyor.”söylemine İtirazımız şuydu, ama hangileriyle sadece cariyelerin haremlerin olduğu Osmanlı tarihi ile mi?
Ama Pante tutturdu Abdülhamit de Abdülhamit! Adam savaşçı inandıramazsınız.


“Türkiye’de Kadınların Toplumsal Hayata Katılma Evresi” bu başlık bence güzel olan yerlerden biri. Asıl ben Dilaver’in zıplamasını da bekliyordum “Bacı” ile ilgili kısıma.


Bir de İslami olmayan bir c/p sunayım bakalım ne olacak! Yanlış hatırlamıyorsam bu Fatmagül Berktay’a ait.

Osmanlı son dönemi-Cumhuriyet’in ilk yılları kadın hakları için verilen mücadelenin sesi neden yeterince duyulmadı/susturuldu? Neden resmi tarih Nezihe Muhiddin’i değil de Sabiha Gökçen gibi figürleri sahiplendi? Kemalizm nasıl bir kadın modelini idealize ediyordu?


Bu sorunun yanıtı, kitabımın tümüne yayılmış olan geniş bir analizi gerektiriyor. Kısa ve özet bir yanıtın kapsayamayacağı denli geniş ve dallanmış bir siyasal tahlili de. Kitabın girişinde bir başlık olarak sunduğum çıkarımları aktarabilirim ama yeterince açıklamam mümkün olamaz:


Öncelikle, öyle anlaşılıyor ki, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında “Cumhuriyet kadını” kimliği üzerinde Kadınlar Halk Fırkası’nın kurucuları olan I. Dalga Cumhuriyetçi feministler ile Kemalistler arasında bir çekişme yaşandı. Kavram Nezihe Muhiddin ve Kadın Birliği grubunun temel tartışma noktalarından biriydi. Kemalistler resmi ideolojiye uygun olan “Cumhuriyet kadını” tasavvurunu topluma kabul ettirmek istiyorlardı. 1924’te Kemalistler’in Cumhuriyet kadını tiplemesi, Gazi Mustafa Kemal liderliğini kayıtsız şartsız kabullenen, ona tapma derecesinde bağlı olan bir “çocuk kadın” ya da “yetişkin olmayan kadın”dan ibaretti. Bu yaklaşım aynı zamanda, Taha Parla’nın çok iyi ortaya koyduğu gibi “yetişkin olmayan, elinden tutulup büyütülecek çocuk millet” tasavvurunu da içeriyordu.


O halde iktidar için bir temsil sorunu vardı ve “Cumhuriyet kadını” Osmanlı toplumunun önde gelen kadın eylemci ve yazarlarını, feministleri içeremezdi. Osmanlı mirasıyla tüm siyasal bağların –en azından zahiri olarak- radikal bir biçimde kesilip atılması gerekiyordu. İşte, iktidara göre “Cumhuriyet kadını”nı, yurtdışına eğitime gönderdikleri Afet Hanım (İnan) ve daha sonra Sabiha Gökçen temsil edecekti. Bu temsili isimler yeni idarenin kadın simgeleri olabilmeleri için gereken süre boyunca, tahsillerini tamamlayana değin kadın/feminist hareketlerin ve taleplerin de bastırılması gerekiyordu.


Üstelik, görünüşteki kadın haklarından yana söylemine karşın Cumhuriyet’in kurucu kuşağı, kadınları ulusun yaratıcıları, etken bireyler, siyasi failler/eyleyiciler olarak görmedi. Kemalistlere göre kadınlar yeni rejimin siyaset-dışı, edilgen seyirci ve destekleyicileri olmalıydı. Cinsiyetçi ve indirgemeci bir yaklaşımla kadınların toplumdaki rolü “vatana asker/evlat yetiştiren anneler” olarak tanımlandı.


Hem ders kitaplarına, hem de genel geçer tarih bilgilerimize yansıyan haliyle kadınlara cumhuriyetin ilk yıllarında birçok hakkın “verildiği” söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Andığınız çalışmam, neredeyse, “kadınlar mücadele etmedi, haklarını Atatürk verdi” kalıp düşüncesinin doğruluğunu sorgulamayı hedefliyor. Kadınsız İnkılap’ta bu konuda görebildiğim kadarıyla savunduğum tezler şunlar: Cumhuriyet Halk Fırkası, yasal/toplumsal uygulamalarıyla kamu ve özel alan ikiliğini kadınlar aleyhine oluşturdu. Böylece kadın haklarının sınırlarını belirledi ve kadınlara bu sınırları “gönülden” kabul ettirmek için öncü kadınların ve örgütlerin üzerinde baskı uyguladı. Yeni rejim, Şirin Tekeli’nin ortaya koyduğu gibi[16] kadın haklarını dış dünyaya karşı güçlü demokratikleşme simgelerinden biri olarak değerlendirdi. Bu yoldaki reformlarının kazanımını feministlere değil, “ulu önder ve halâskâr”a (Atatürk) ve Kemalizm’e mal etti ve bu yöndeki “kadınlara haklarını biz verdik” söylemini yerleştirdi. Bu dayatmayı kabullenen Kadın Birliği’ndeki bir grubun, denetimli olarak etkinliklerini sürdürmesine izin verdi. “Kadınlar hakları için mücadele etmedi” tezinin hâkim olduğu Kemalist tarih yazımı ile öncü Cumhuriyetçi feministlerin toplumun belleğinden silinmesi sağlandı.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 09-07-2008, 00:42
pervane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pervane pervane isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
Standart

vgm´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben size bi daha diyorum bu dünyada olanların sorumlusu kadınlardır,
1 doğururlar
2 eğitirler
3 çalıştırırlar
4 savaştırırlar

anasının yada karısının terbiye etmediği bir erkek yoktur şu alemde, daha ne olacak.
Erkek türü 2100 yılını görsün, ahada burdayım.

Selamlar.

İşte bu da bezgin Panter zıplaması
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 09-07-2008, 00:47
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili pervane yazı sana ait değil ki ? Eh sana ait olmayan bir yazı için söylediklerim seni neden zıplatsın

Takıldığım şey farklı pervane. Son dönemlerde insan haklarını, özgürlüklerini asla
ağzına almaması gereken bir düşünce sol-liberal cenahtan aldıkları destekle özgürlüklerin şampiyonu oldu.

Tüm dünyaya bakış açımızı -beğenelim ya da beğenmeyelim- yeniden gözden
geçirmemizi, yüzleşmemizi sağlayan feminist akımların dinsel ideolojilere yamanması tuz biber oldu. Bu yazı baştan itibaren bu amaçla kurgulanmış, zıplamamın nedeni bu.

Pervanenin ne düşündüğünü az çok biliyorum. Duruşunun farkındayım.

Selamlar.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 09-07-2008, 00:51
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Asıl ben Dilaver’in zıplamasını da bekliyordum “Bacı” ile ilgili kısıma.

gerçekler karşısında neden zıplayayım "bacım"

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 09-07-2008, 20:30
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

"Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir.
Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim."


30 Mart 1923 Vakit Gazetesi...

"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın"


"Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun bir organı faaliyette bulunurken diğer bir organı işlemezse o sosyal toplum felçlidir."

"İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?"

1 Eylül 1925 İkdam Gazetesi

"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü, gözünü gizler ve yanında geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır."

1925 İnebolu gezisinde örtünen kadınlarla ilgili...

"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."

1925 yılında İnebolu gezisinde Atatürk, örtünen kadınlarla ilgili şunları söyledi:

"Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz.."


1935 yılında Türk Kadını'na seçme ve seçilme hakkı tanınması vesilesi ile:

"Bu karar Turk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni konumunu yetki ile işgal etmiş, iş hayatının her aşamasında başarılar göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin bir çoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu yetki ve lihakatle kullanacaktır."

Atatürk, 18 Nisan 1935' de kendisinin himayesinde İstanbul' da toplanan ve aralarında ünlü nükleer fizikçi Madam Eve Curie' nin de bulunduğu, dünyanın dört bir yanından gelen kadınların katıldığı "Milletlerarası İlk Kadın Kongresi" delegelerine şöyle seslenir:

"Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz."


c/p yapılan Fetullahçı olarak tanınmış Fatih Üniversitesine ait başlık yazısındakileri gerçek olarak niteleyenlere sorarım; Atatürk'ün zamanında kadınların elde ettiği haklar ve Atatürk'ün bu sözleri takiyye midir?

Kadın hakları, Atatürk devrimlerinden biridir. O dönemde, kadınların sağladığı haklar bakımından Türkiye dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmuştur. İnsan hakları evrensel beyannamesinin kabulünden 20 sene öncesidir bu üstelik. ABD'nin, AB'nin kriterleriyle, zorlamalarla ya da mecbur kalınarak yapılmış değil.

Ayrıca aşağıdaki linkteki kadınların kadınlıklarından uzaklaştırılmış erkekler olduğu saçma iddiasına mı gerçek diyorsunuz?

http://www.anadolu.be/kadin/ata-kadin.html

Konu pante tarafından (09-07-2008 Saat 20:33 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 09-07-2008, 23:42
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Pervane'nin astigi oldukca uzun yaziyi okudum. Yazar islamci kadin cephesinden kadin hareketine bir bakis gelistirmis. Bu yaziya frodo'nun actigi noktadan ben de bir elestiri getirecegim elbette. Yaziyi turban meselesine baglamis. Bunu son kusak kadin hareketi olarak ortaya koymus. Islamci cephede bir kadin hareketi gelistiginin farkindayim, hatta universitelerde okumaya calisan, yani modern dunyanin iliskilerine acilma cabasindaki bir islamci kadin hareketi oldugu dogru. Ancak turban cercevesinde gelisen hareketin bu kadin hareketinin gelismesinin bir urunu oldugundan oldukca kuskuluyum. Bana gore onceki kusaklarda gelistirilen kendini Cumhuriyete adamis kadin veya kendini devrime adamis kadin profilinden fazla farkli bir tablo yok ortada. Bu acidan yazarin son donem icin cizdigi kadin hareketi profiline katilmiyorum. Ayrica son donemde diger siyasi egilimlere yakin kadin hareketleri de var ki, yazar bunlari nerdeyse hic gozonune almamis. Bunlar icinde belki sadece bir tanesi, ozgurlukcu bir tutumu olan kadin gruplarini digerlerinden biraz ayirmak mumkun. Onun disindaki hemen butun kadin gruplari bir ideolojik yada dinsel harekete endekslenmis durumdalar. Son donemde dikkati ceken uc kadin hareketliligi oldu. Birisi son donemde yukselen ulusalci hareket icindeki yogun kadin etkinligi. Ikincisi uzun suredir devam eden Kurt hareketi icindeki kadin etkinligi ki hem gerilla hareketi icinde hem de siyasi alanda cok sayida kadin var su anda. Ucuncusu de islamci hareket icinde yukselen kadin etkinligi. Bence ayrimi bu noktalardan yapsa daha saglikli olurdu. Butun bu hareketlerin icinde kadinlarin daha yogun olarak yer aldigi goruluyor. Bu da gosteriyor ki bagimsiz bir kadin hareketi kendi basina politik bir soylem gelistiremiyor.

Yazarin II. Mesrutiyet sonrasindaki kadin hareketinin ozgunlugune dikkat cekmesi bence son derece anlamli. Gercekten de bu donemde gelisen hareketler buyuk bir ozgunluk tasiyorlar ve butun bir Cumhuriyet donemine etki etmisler. Ozellikle 1929-1946 arasindaki fasizm benzeri donemde sistemin en kucuk hucresi bile devlet ideolojisine uymak zorundaydi. O yuzden bu donemde son derece monolitik ve devlete bagli bir kadin tipi yaratilmis olmasi anlamlidir. Yazarin Kemalist masalciligi ortaya koymasini ve kadinlara haklari biz verdik, bizim sayemizde oldu soylemini elestirmesini de anlamli buluyorum. Kadinlara kagit ustunde hak verdiler de, insanlarin yonetime katilmasinin tamamen engellendigi bir baski rejiminde bu hak ne anlam tasirdi ki. Tabii ki bir anlami olmadi. Butun mucadele kanallarini tikarsaniz, laik bir baski rejiminden ancak gunumuzdeki kadin haklari cikar. Kagit ustunde var, gercekte yok. Bunun nedeni halkin cehaleti degil, sistemin baskici, otoriter niteligidir.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:19 .