Neva´isimli üyeden Alıntı
37 yıldır eşcinselleri iyileştireceğini vaat eden kurum da başkanının açıklamasından sonra kapılarını kapattı.
Chambers ise açıklamasında, "Bu duyguları, bir süre sonra yok olacaklar umuduyla sakladım.
Ancak artık bu duyguların bir parçam olduğunu kabul ediyorum" dedi.
|
ALKA´isimli üyeden Alıntı
Nedense eşcinsellere en karşı olanlar veya eşcinselliğe karşı çok aşırı tepki verip düşmanca davrananlar sonunda hep eşcinsel çıkıyor.
Bu bir tesadüf olamaz.
Acaba böyle yaparak kendileri için neyi bastırmaya çalışıyorlar?
|
Bunları okuduğumda "Ya Hu konu eşcinsellik ama neden bende okuduğum bir pasajı anımsattı ?" diye düşündüm.
Sonra da o pasaj neydi diye düşünüp buldum.
Kitabın ismi Porneia: Antik Çağ'da Cinsel Arzu ve Beden Üzerine erken dönemlerde Hıristiyanlar tarafından erotizmi denetim altına almayı denemek için kullanılan bazı yöntemleri ayrıntıları ile anlatan bir kitap
ve
kitapta şöyle bir paragraf var :
"[Cinsel arzu hissettiği] Her defasında,
Ammonius bedenini kızgın ütü ile yakardı.
Pachon, teslim olmaktansa yakın zamanda ölmeyi umut ederek kendisini bir sırtlanın inine kapatırdı ve sonra bir engerek yılanını cinsel organlarına doğru tutardı.
Evagrius birçok geceyi donmuş bir pınarda geçirirdi.
Philoromus ağırlıklar taşırdı.
Dünya işlerinden vazgeçip zamanını ibadetle geçiren bir kimse bir gece çölde kaybolmuş olan bir kadını içeriye almayı kabul etmişti.
Tüm gece boyunca ışığını yanık bırakmış ve kendisine sonsuz cezayı anımsatması için parmaklarını bununla yakmıştı.
Çok güzel bir kadının anısını hazine gibi saklayan bir keşiş, kadının öldüğünü duyduğunda, giysisini onun çürümüş bedenine sürmüş ve güzellik üzerine değişmez düşüncelerine karşı savaşabilmesine yardım etmesi için bu kokuyla yaşamıştı."
Okuduğum kitabın yazarı bu paragraftan sonra diyor ki :
"Bu erkekler açık bir biçimde acı çekmişlerdi.
Her zaman olduğu gibi bunların birkaç üzgün adamın sözleri olduğuna inanmak rahatlatıcı olurdu.
Her zaman olduğu gibi yanılırdık.
Origen, Aziz Augustine, Aquino'lu Thomas sözü geçen erkeklerdi.
Ve bunlar Descartes, Bacon ve Hitler'in yaptığı gibi
derin kültürel dürtüleri belli bir biçimde birçok kişide yankı bulacak tarzda açık seçik ve etkili bir biçimde ifade etmişlerdi."
Kanımca bu vatandaşı,
kendisi ve toplumla barışık olup,
"İçindeki dürtü" yü saklamayıp paylaştığı için yermek yerine tebrik etmek gerekir.
Tepki verenlere gelince,
kimsenin günahını almak istemem ama,yaşam deneyimlerim,herhangi bir konuda çok tepki verenlerin asıl kızdıklarının kendileri olduğunu söylüyor şahsıma.