Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Anket Sonucuna Bak: Müslümanlar en çok hangi savunmayı yapar?
Bu ayetler zamanaşımına uğradı yani bugün geçersiz! 24 15,48%
Bu ayetleri her okuyan anlayamaz yani yanlış anlaşılmaya müsait! 119 76,77%
Bu ayetler çağdışı yani İslam'da reform yapılması lazım! 15 9,68%
Bu ayetlere inanmak mümkün değil ama yine de müslümanım! 14 9,03%
Birden fazla seçeneğe oy verilebilir. Katılımcı sayısı: 155. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 28-06-2010, 08:21
Herkesi Sev - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Herkesi Sev Herkesi Sev isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Jun 2010
Mesajlar: 112
Standart

YasasinBilim´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili djhorny;

insanlar istedikleri şeye inanabilirler. isteyen puta tapar, isteyen hayvanların önünde secdeye kapanır. Buna bir itirazım yok.

Ülkemizde de insanların ibadetlerini yapmalarından rahatsızlık duymam. Ama ülkemizdeki baskın din (islamiyet), insanla tanrı arasında kalmaktan çıkmış bir ideoloji haline gelmiştir. 1400 yıl önceki yaşayış ve düşünce tarzıyla 21. yüzyıl Türkiye'sine şekil verme mücadelesini görmüyor musunuz?

Sırf dinle çelişiyor diye evrim teorisi çöpe atılmak istenmiyor mu? eşinin başı açık olan memurlar devlet kademesinde bir yere gelebiliyorlar mı? çaycı olarak işe almayacağımız kişiler devletin çeşitli kurumlarında daire başkanı, bölge müdürü olmuyorlar mı? dekanlık dahi yapmamış kişiler gayri-demokratik yollarla üniversitelere rektör olarak atanmıyorlar mı?

Örnekleri çoğaltmaya gerek yok. Bireylerin özgürlüğü, başka bireylerin özgürlüğüne tecavüz etmediği sürece demokratiktir. 1946'dan itibaren İran'da yaşananlara bir gözatın. Türkiyeyle benzerliğini göreceksiniz. Adım adım aynı yoldan gidiyoruz.

Bu nedenle rahatsız oluyorum. Hristiyan Avrupa ülkelerinde din bu kadar her alana girmiş değil. Hristiyan bir toplum olsaydık belki bu kadar üzerine düşmezdim. Onlar gerekli adımları 600 sene önce attılar ve dinin bilim üzerindeki, hukuk üzerindeki, devlet yönetimi üzerindeki baskısından kurtuldular. Ayrıca hristiyanlık sevgi dini iken islam bir şiddet ve baskı dinidir.

Hırsızlık yaptığı, zina yaptığı, adam öldürdüğü bir kaç kişinin şahitliğiyle tesbit edilmiş suçluların (!) yargılanmadan ellerinin kesilmesini, taşlanmasını, idam edilmesini istemiyorsak, kadınlarımızın erkeklerle eşit bir yaşantı sürmesini istiyorsak şimdiden sesimizi çıkarmalıyız. Türkiyedeki durum masumane bir insan-tanrı ilişkisi değil.

saygılar...
Sn YasasinBilim Arkadaşım

konuyu nereden nereye getirdiniz.benim bahsettiğim şeyle sizin bahettiğiniz şeyler çok farklı.ben kişisel gelişimden bahsediyorum.Elbetteki haklı olduğunuz yönler var toplumsal yaşayış adına.

eşinin başı açık olan memurlar devlet kademesinde bir yere gelebiliyorlar mı?

elbetteki buna benzer örneklerde var.olumlu örneklerde var tabiiki siz hep antitez üzerine gidiyorsunuz.hep olumsuz.

Hristiyan Avrupa ülkelerinde din bu kadar her alana girmiş değil


Derken illuminati hakkında bir araştırmanız yok sanırım.

hristiyanlık sevgi dini iken islam bir şiddet ve baskı dinidir.

hristiyanlık evet sevgi dini yanlız islam şiddet ve baskı dini değil.şekil dini denilebilir.

El kol kesme olayı içinde şunu söyliyebilirim:Modern çağdaş dediğimiz batı hapisanelerini bilirmisiniz?Siyanür madenlerinde çürüyorlar yada elektrikli sandalyede kalıyorlar.mesela yeşil yol filmini hatırlarsınız.

Halen görmek isteğiniz açıya baktığınızda ısrarcıyım.Toplumsal gelişimle değil kendimi geliştirmekle ilgileniyorum


Sevgiyle Kalın...
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 28-06-2010, 08:27
Herkesi Sev - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Herkesi Sev Herkesi Sev isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Jun 2010
Mesajlar: 112
Standart

zapata´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın djhorny...

Bu '''cımbızla çekmek''' deyimini de çok seviyorsunuz biliyorum ama tekrar ediyorum. Ben ayetin İÇERİĞİNDEN bahsetmiyorum, yinede tamam pes diyerek vede tam olarak anlatamadığımı düşünerek sizinde eklediğiniz tanımı da dahil ederek soruyorum.

''Bağışlayıcı'' sevgi dolu bir tanrı kavramına, ''öç alan'' tanımı yakışıyormu ??????

Allahın bu şekilde tanımlanması doğrumudur??? Açık net soruyorum. Ben bu soruyu kendime defalarca sormuştum zamanında. Siz de bir sorunuz kendinize. Bir tanrı bu şekilde tanımlanabilirmi???( ki tanımlayan yine kendisidir )
Sn.zapata Dostum.

Allah sizi yaptıklarınızla değerlendiriyor.eğer sen sadistlik yaparsan ben senden öç alırım.Eğer sen hayvanları ve insanları seversen sevap kazanırsın(yani benim taktirimi).Eğer bi suç işleyip arkasından tövbe edersende Bağışlayıcı olarak geçiyor.eğer bu kavramların hepsini altalta koyarsanız Allah demek istiyor diye yanlış olur.


Sevgiyle kalın....
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 28-06-2010, 08:46
zapata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
zapata zapata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Mar 2008
Mesajlar: 343
Standart

djhorny´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sn.zapata Dostum.

Allah sizi yaptıklarınızla değerlendiriyor.eğer sen sadistlik yaparsan ben senden öç alırım.Eğer sen hayvanları ve insanları seversen sevap kazanırsın(yani benim taktirimi).Eğer bi suç işleyip arkasından tövbe edersende Bağışlayıcı olarak geçiyor.eğer bu kavramların hepsini altalta koyarsanız Allah demek istiyor diye yanlış olur.


Sevgiyle kalın....
Sayın djhorny..

Çok fazla ayrıntıya takılmak istemiyorum.. Konunun başlığına uygun olarak, bana göre bir yaratıcıda olmaması gereken ''öç alma'' gibi bir kavramın , kuranda yer alıyor olmasının beni müslümanlıktan çıkartan ayetlerin içinde en çok etkileyen ayet olduğunu belirtmek istemiştim sadece. Bunu bir polemik konusu haline getirmek istemem. Ben bu konuda gerektiği kadar ölçüp biçip kararımı vermişim zaten. ''''''Sevgi dolu olması gereken tanrının, yarattığı kulundan öç alması. ?????????'''''' bana göre tanrının bağışlayıcılığı ile tezat bir durumdur. Bu benim düşüncemdir. Mademki ateistlerin düşüncelerini öğrenmek istiyorsunuz, bizlerin ne düşündüğünü şu linkten öncelikli olarak izlemenizi öneririm.

http://www.turandursun.com/kuranin-elestirisi/

Saygı ve sevgi ile....

.....Bütün insanlığa savaşsız, sömürüsüz, özgür ve mutlu bir dünya dileğiyle.....
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 28-06-2010, 08:57
Herkesi Sev - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Herkesi Sev Herkesi Sev isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Jun 2010
Mesajlar: 112
Standart

zapata´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın djhorny..

Çok fazla ayrıntıya takılmak istemiyorum.. Konunun başlığına uygun olarak, bana göre bir yaratıcıda olmaması gereken ''öç alma'' gibi bir kavramın , kuranda yer alıyor olmasının beni müslümanlıktan çıkartan ayetlerin içinde en çok etkileyen ayet olduğunu belirtmek istemiştim sadece. Bunu bir polemik konusu haline getirmek istemem. Ben bu konuda gerektiği kadar ölçüp biçip kararımı vermişim zaten. ''''''Sevgi dolu olması gereken tanrının, yarattığı kulundan öç alması. ?????????'''''' bana göre tanrının bağışlayıcılığı ile tezat bir durumdur. Bu benim düşüncemdir. Mademki ateistlerin düşüncelerini öğrenmek istiyorsunuz, bizlerin ne düşündüğünü şu linkten öncelikli olarak izlemenizi öneririm.

http://www.turandursun.com/kuranin-elestirisi/

Saygı ve sevgi ile....
Sn zapata Dostum

Peki Dostum.Teşekkür ederim.umarım seni kırmamışımdır.sadece oradaki öcalanın (Alllah)vicdan olduğunu vicdanında kuran olduğunu anlatmaya çalışmıştım.amacım sana bir fikri dikte etmek yada polemik oluşturmak asla değil.Sadece ayetin tatmını yazmak istemiştim.Sizi kırdıysam tekrar özür dilerim.

Sevgi Dolu Günlere...
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 28-06-2010, 09:08
zapata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
zapata zapata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Mar 2008
Mesajlar: 343
Standart

Sayın djhorny....

Kesinlikle kırılmış, üzülmüş olduğumu düşünmeyiniz. Kırılmamızı üzülmemizi hatta KORKMAMIZI gerektirecek o kadar vahim olaylarla karşılaşıyoruzki reel yaşamımızda. Sizin bu uslubunuzu bırakın kırmayı üzmeyi, tam aksine son derece olumlu bir yaklaşım olarak görüyorum. Nezaketinizden dolayı teşekkür etmeyi borç biliyorum..

Saygı ve sevgi ile.....

.....Bütün insanlığa savaşsız, sömürüsüz, özgür ve mutlu bir dünya dileğiyle.....
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 28-06-2010, 09:18
YasasinBilim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
YasasinBilim YasasinBilim isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
Standart

djhorny´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sn YasasinBilim Arkadaşım

konuyu nereden nereye getirdiniz.benim bahsettiğim şeyle sizin bahettiğiniz şeyler çok farklı.ben kişisel gelişimden bahsediyorum.Elbetteki haklı olduğunuz yönler var toplumsal yaşayış adına.

eşinin başı açık olan memurlar devlet kademesinde bir yere gelebiliyorlar mı?

elbetteki buna benzer örneklerde var.olumlu örneklerde var tabiiki siz hep antitez üzerine gidiyorsunuz.hep olumsuz.

Hristiyan Avrupa ülkelerinde din bu kadar her alana girmiş değil

Derken illuminati hakkında bir araştırmanız yok sanırım.

hristiyanlık sevgi dini iken islam bir şiddet ve baskı dinidir.

hristiyanlık evet sevgi dini yanlız islam şiddet ve baskı dini değil.şekil dini denilebilir.

El kol kesme olayı içinde şunu söyliyebilirim:Modern çağdaş dediğimiz batı hapisanelerini bilirmisiniz?Siyanür madenlerinde çürüyorlar yada elektrikli sandalyede kalıyorlar.mesela yeşil yol filmini hatırlarsınız.

Halen görmek isteğiniz açıya baktığınızda ısrarcıyım.Toplumsal gelişimle değil kendimi geliştirmekle ilgileniyorum


Sevgiyle Kalın...
evet sevgili djhorny;
farklı şeylerden bahsediyoruz. ben başka bir şeyden bahsederken siz kişisel gelişim konusuna daldınız.

"Ezoterik Doktrinler Tarihi"ni yıllar önce okumuştum. illuminati gibi tarikatların artık eskisi kadar faal olmadıklarını sanıyordum. Neyse bu başka bir konu.

İnsanların cezalandırılması konusunda da yanlış anlamışsınız. Orda önemli olan cezanın biçimi değil. Doğru dürüst yargılanmadan, şahitliğe dayalı gerçekleşen infazlardan bahsediyorum.

islam şiddet ve baskı dinidir. Bunun tersi görüşü hayretle karşılarım. Suuidi Arabistana, İran'a bakın. Her ne kadar bazı müslümanlar çıkıp onlar islamı yanlış yorumluyor deseler de bence en iyi onlar yorumluyor. Ana dili arapça olan Suudiler kuranı anlamayacak ta biz mi anlayacağız.

Kişisel gelişim konusunda ise öncelik her zaman daha çok ihtiyacı olanlarıdır. Sizin, benim kendimizi biraz daha geliştirmemizin topluma çok fazla faydası olmaz. Gelişmemiş bir toplumun tabularını yıkması devrim niteliğinde bir gelişme olur.

Toplumuzda müslümanların dine bakış açısını daha net görmek isterseniz aşağıdaki başlığa bir gözatın.

http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=19162

saygılar...
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 28-06-2010, 09:55
Herkesi Sev - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Herkesi Sev Herkesi Sev isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Jun 2010
Mesajlar: 112
Standart

YasasinBilim´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
evet sevgili djhorny;
farklı şeylerden bahsediyoruz. ben başka bir şeyden bahsederken siz kişisel gelişim konusuna daldınız.

"Ezoterik Doktrinler Tarihi"ni yıllar önce okumuştum. illuminati gibi tarikatların artık eskisi kadar faal olmadıklarını sanıyordum. Neyse bu başka bir konu.

İnsanların cezalandırılması konusunda da yanlış anlamışsınız. Orda önemli olan cezanın biçimi değil. Doğru dürüst yargılanmadan, şahitliğe dayalı gerçekleşen infazlardan bahsediyorum.

islam şiddet ve baskı dinidir. Bunun tersi görüşü hayretle karşılarım. Suuidi Arabistana, İran'a bakın. Her ne kadar bazı müslümanlar çıkıp onlar islamı yanlış yorumluyor deseler de bence en iyi onlar yorumluyor. Ana dili arapça olan Suudiler kuranı anlamayacak ta biz mi anlayacağız.

Kişisel gelişim konusunda ise öncelik her zaman daha çok ihtiyacı olanlarıdır. Sizin, benim kendimizi biraz daha geliştirmemizin topluma çok fazla faydası olmaz. Gelişmemiş bir toplumun tabularını yıkması devrim niteliğinde bir gelişme olur.

Toplumuzda müslümanların dine bakış açısını daha net görmek isterseniz aşağıdaki başlığa bir gözatın.

http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=19162

saygılar...
Sevgili Arkadaşım YasasinBilim

Ben o konuya dalmadım konu zaten o.konuyu siz toplumlaştırıyorsunuz diyorum.müslümanlıkla yaşıyan birtek iran yok.Kendi ülkemde müslüman ama böyle bir olay yok ülkemdede.Burdan dinin her bilinçte ayrı zuhur ediceği cevabını çıkarabiliriz.Bu sadece islam için değil Ateizm yada hristiyanlık içinde denilebilir.

islam şiddet ve baskı dinidir. Bunun tersi görüşü hayretle karşılarım.

çok önyargılı bir yaklaşım.

Kişisel gelişim konusunda ise öncelik her zaman daha çok ihtiyacı olanlarıdır.

Ne yapmayı düşünüyorsunuz ? sen ayrıl aptallar kuyruğuna mı geç diyeceksiniz kişilere .Ateist olup bu kıvamda olanlar olduğunuda düşünmemek çok egoistçe değil mi=?


Sizin, benim kendimizi biraz daha geliştirmemizin topluma çok fazla faydası olmaz.

Ben kendimle uğraşıyorum.Adam neye taparsa tapsın saygı gösterebilmeyi erdem olarak kabul etmeyi daha mantıklı buluyorum.Ülke haberleri için link vermişsiniz ama bu link zaten taraflı.Tek taraflı bilgi bilgi değildir bana göre.Ama yinede inceliyeceğim.


Sevgi Dolu Günlere...
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Alt 28-06-2010, 19:32
kendini.arayan.adam kendini.arayan.adam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2010
Mesajlar: 13
Standart

Sayın zapata ,
Konuyu kendi aranızda uzatmamak üzere kapatmışsınız, yine de müsadenizle kısaca ben de bir şey söylemek istiyorum. Öc almak kelimesini Allah için nasıl düşünebiliyoruz, bağışlayıcı bir Allah nasıl yarattığı kullarından öç alır demişsiniz. Sorduğunuz soru sorulması gereken yerinde bir soru. Yalnız sanıyorum ki şu noktada bir yanlış anlaşılma var. Allah yalnızca zalim olan kullarından öc alacak.. Bu da yalnızca zalimin zulmune uğrayan mazlum için. Örnek verelim, mesela bir gün çok samimi bir dostunuzun veya akrabanızın vs. işkenceli bir biçimde katledildiğini öğrendiniz. Katil bunu kendi isteği için sebepsiz yere yapmış olsun ve siz o katile bir türlü ulaşamıyorsunuz. Bir gün ölüp gideceksiniz ve o vahşinin yaptığı yanına kar kalacak, buna razı mısınız?? İşte Allah’ın öç alma sıfatı bu noktada devreye girer ve sizin için, o masumlar için o zalimden öç alır. Sanırım bunun olması gereken olduğunu siz de kabul edersiniz..
Alıntı ile Cevapla
  #39  
Alt 28-06-2010, 20:14
uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
uyar uyar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Jul 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 3.381
Standart

YasasinBilim´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
tanrının varlığı-yokluğu başka bir kavramdır ve dinlerden bağımsızdır.
..
sevgili dostum....

ben allah kavramının dinden bağımsız olabileceğini kabul etmiyorum.... bu kavramı ortaya atan din değil mi?? eğer dinin kendisinde problem varsa onu savunan "allah"ında da problem vardır diye düşünüyorum...

ben buradaki bazı arkadaşların aksine din ile allah kavramını birbirinden ayırdetmenin yanlış olduğunu düşünüyorum.. tabii buradaki temel mesele allahın tarifinden kaynaklanıyor.... reel hayatta beni islamın tarif ettiği allah ilgilendiriyor bu nedenle o tarif edilen allahı eleştirirken veya "allah yok" derken ben bu dini refere ediyorum. o nedenle benim için islamın yanlışı-hatası direk iddia ettiği "yaratıcı"nın hatası olarak görünüyor...

birçok dindar arkadaş evrimin veya bilimin ben gibi ateistleri dinden çıkarttığını sanıyor ki bunun doğru olmadığını hep söylüyorum... eski yunanda da ateistler vardı onlarda ozaman tarif edilen tanrıları kabul etmediklerinden onlar ateistlerdi.. ben de aynen öyleyim.. bugün islam dininin tarif ettiği allahı kabul etmiyorum çünkü bu dinin tarifinin hatalarını görüyorum.. bizzat kuranda ve uygulamalarında görüyorum.. o nedenle benim ateistliğin bu zamanda tarif edilen allah tasvirlerini reddetmektir...

ama başka bir allah tarifi varsa onu da dinlerim araştırırım ona göre karar veririm.... ama salt tanrı inancı diye birşey var mı?? bence yok !!!

sonuç olarak islam dini çöktüğüne göre onun iddiası olan "allah" kavramı da çöktü benim gözümde...

bilmem anlatabildim mi?? sevgiler saygılar

kuranı okuyun cunku okudukca allahin olmadigini daha iyi anlayacaksiniz .......
Alıntı ile Cevapla
  #40  
Alt 28-06-2010, 21:29
kendini.arayan.adam kendini.arayan.adam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2010
Mesajlar: 13
Standart

Herkese merhabalar..
İnançsız olduğunu söyleyen kardeşlerimden bir ricam var: Bu güne kadar eminim bir çok kitap okudunuz, bir çok merak ettiğiniz şey araştırdınız. Bununla birlikte bugün sizden rica ediyorum hayatınızın 1-2 saatini ayırarak birazdan birkaç sayfasından alıntı yapacağım “KENDİNİ ARAYAN ADAM” adlı kitabı temin edip bir okuyun. Ülkemizden bir ateistin kendini sorgulamasını anlatan ve gerçek bir hayatın parçası olan bu 94 sayfalık kitabı okumak size ağır gelmeyecektir diye düşünüyorum.. Belki kendi düşüncelerinizi “o adam”ın ağzından duyacak, sonrasında onun ulaştığı cevaba ulaşacaksınız. Tarafsız olduğunuzu düşünüyorsanız bu kitabı rahatlıkla okuyabileceksiniz. Ve inanıyorum ki cevabını bulamadığınız ya da cevabının olmadığına inandığınız birçok düşünceye, isbata bu kitapta rastlayacaksınız. Bu kitabı bugün okudum. Ardından bu siteye rastlayıp, bu yazıları okuyunca bu kitaptan sizlere bahsetmem gerektiğini hissettim. Bu yüzden bu kitaptan birkaç sayfayı sizlere yazmak istedim. Sizden ricam bir okuyunuz. Birkaç dakikanızı verip, birçok cevaba ulaşacağınıza inanıyor ve ümid ediyorum..

Bu kainat kimin eseri? adlı başlık altındaki sayfayı naklediyorum

“Kainatın varlığı konusunda ileri sürülen görüşler 4 şık halindedir:
Birincisi: Kainatı sebepler yapmıştır
İkincisi: Kainat kendi kendine olmuştur.
Üçüncüsü: Kainatı tabiat yapmıştır.
Dördüncüsü: Kainat Allah’ın kudretiyle icat edilmiştir.


Evet, mevcudat var ve inkar edilemez. Mesela bu hayvanı ya diyeceksin ki;
  • sebepler icat ediyor, sebeplerin toplanmasıyla vücut buluyor
  • veyahut o hayvan, kendi kendine oluyor.
  • veyahut tabiat yapıyor
  • veyahut Allah’ın kudretiyle icat ediliyor.
Madem aklen bu dört yoldan başka bir yol yoktur; ilk üç yolun imkansız olduğunu kat’i ispat edersek dördüncü ve son yol kalır. Yani varlıkların Allah’ın kudretiyle yaratıldığı gerçeği kesin olarak ortaya konmuş olur.

Birinci yol(birinci iddia): Kainat sebeplerin toplanıp bir araya gelmesiyle vücut buluyor.
Cevap: misal, bir eczahanede, gayet çeşitli maddelerle dolu, yüzer kavanoz şişe bulunuyor. O şişelerdeki ilaçlardan canlı bir ilaç maddesi istendi. Hem onlardan hayattar harika bir ilaç yapmak icabetti. Geldik o eczahanede o canlı ilaç maddesinin ve hayattar ilacın birçok çeşidini gördük. O ilaç maddelerinden her birini tetkik ettik. Görüyoruz ki o kavanoz şişelerinden her birinden hususi bir tartı ile bir iki dirhem bundan üç dört dirhem ötekinden altı yedi dirhem başkasından ve hakeza çeşitli miktarlarda maddeler alınmış. Eğer birinden bir dirhem ya noksan veya fazla alınsa o ilaç maddesi canlı olmaz; özelliğini göstermez. O kavanozlar elliden ziyade iken her birisinden ayrı bir mizan(ölçü) ile alınmış gibi ayrı ayrı miktarlarda maddeler alınmış.
Acaba hiçbir cihette(halde) imkan ve ihtimal var mı ki o şişelerden alınan çeşitli miktarlarda şişelerin garip bir tesadüf veya fırtınalı bir havanın çarpmasıyla devrilmesinden her birinden alınan miktar kadar; (yalnız o miktar aksın) beraber gitsinler ve toplanıp o macunu teşkil etsinler (oluştursunlar) acaba bundan daha hurafe, muhal, batın bir şey var mı??

İşte bu misal gibi her bir canlı, elbette canlı bir ilaçtır her bir nebat(bitki), hayattar bir ilaç gibidir ki türlü türlü ilaçlardan, çok çeşitli maddelerden oluşturulmuştur. Eğer sebeplere, unsurlara dayanılsa ve “sebepler icat etti” denilse aynen eczanedeki ilaç maddelerinin, şişelerin devrilmesinden vücut bulması gibi yüz derece akıldan uzak, muhal ve batıldır.


İkinci yol(ikinci iddia): Kainat kendi kendine teşekkül ediliyor
Bu yolun da imkansız olduğunu gösteren misallerden biri şudur:
Senin vücudun bin kubbeli harika bir saraya benzer ki her kubbesinde taşlar direksiz birbirine baş başa verip muallakta(askıda) durdurulmuş. Belki senin vücudun, bin defa bu saraydan daha acaiptir. Çünkü vücut sarayın daima bir düzen içinde tazelenmektedir. Gayet harika olan ruh, kalp ve manevi duygular, fevkalade bir sanat, göz ve dil gibi acaip kudret mucizeleri gösteriyorlar. Eğer bu zerreler şu alemin ustasının eline tabi birer memur olmasalar o zaman her bir zerre, o cesetteki zerrelere hem mutlak hükmeden.. hem her birisine mutlak emrine giren.. hem her birisine misil... hem hakimiyet noktasında zıd.. hem yalnız Allah’a mahsus olan çokça sıfatın masdarı, menbaı (kaynağı).. hem gayet sınırlı.. hem gayet mutlak bir surette olmakla beraber birlik sırrı ile yalnız bir Allah’ın eseri olabilen gayet muntazam bir masnud-u vahidi(bir elden çıkmış), o hadsiz atomlara isnad etmek; zerre kadar şuuru olan, bunun pek açık bir imkansızlık olduğunu anlar.
Misali okuduktan sonra cümle cümle tahlil etmeye başladık:
Yukarıdaki satırlar, insan vücudunun akıllı insanlar eliyle yapılan kubbeli bir saraydan daha muhteşem olduğunu, çünkü o vücuttaki zerrelerin bir taraftan
ölüp, diğer taraftan tekrar yerlerine konarak tazelendiğini ifade ediyordu. Üstelik devamlı olarak tazelenen o zerreler, çok hassas bir ölçü dahilinde baş başa vererek göz ve dil gibi mucizeleri meydana getiriyordu. Bu arada yaptıkları eserlerin mutlaka bir plânı, programı bulunması gerektiğinden, o plânlara uymak için birbirlerine emir verecekler ve bu arada kendileri de emir altında çalışacaklardı. Kısacası eğer bu hârika işleri zerreler beceriyorsa, her
bir zerrede sadece Allah'a mahsus bir ilmin, irade ve kudretin bulunduğunu kabul etmek gerekiyordu. Tam mânâsıyla kusursuz olduğu bilinen eserlerin, tam
mânâsıyla şuursuz olduğu görülen zerreler tarafından yapıldığını iddia etmek elbette akıl sahiplerinin işi değil.



Üçüncü yol(üçüncü iddia):
Gayet vahşi bir adam muhteşem bir kışla dairesine girer. Gayet muntazam bir ordunun beraber talimlerini, muntazam hareketlerini görür. Bir neferin hareketiyle; bir tabur, bir alay, bir fırka kalkar, oturur, gider; bir ateş emriyle ateş ettiklerini müşahede eder. Onun kaba vahşi aklı, bir kumandanın, devletin nizamıyla ve padişah kanunu ile kumandasını anlamayıp, inkâr ettiğinden, o askerlerin iplerle birbiriyle bağlı olduklarını sanar. O hayalî ipin, ne kadar hârikalı bir ip olduğunu düşünür; hayrette kalır. Sonra gider, Ayasofya gibi gayet muazzam bir camiye, Cuma gününde dâhil olur. O Müslüman cemaat bir adamın sesiyle kalkar, eğilir, secde ederek oturduklarını müşahede eder. Manevî ve semavî kanunların mecmuundan ibaret olan şeriatı ve şeriat sahibinin emirlerinden gelen manevî düsturlarını anlamadığından, o cemaatın maddî iplerle bağlandığını ve o acaip ipler onları esir edip oynattığını tahayyül ederek en vahşi insan suretindeki canavar hayvanları dahi güldürecek derecede maskaralı bir fikirle çıkar, gider.
İşte aynı bu misal gibi: Allah’ın hadsiz askerinin muhteşem bir kışlası olan şu kainata, tam vahşet olan tabiatçılık fikrini taşıyan bir inkarcı giriyor. Allah’ın hikmetinden gelen kainat nizamının manevî kanunlarını, birer maddî madde sanarak ve Allah’ın yaratılış kanunlarının, manevî ve yalnız ilmi vücudu bulunan hükümlerini ve düsturlarını maddî birer madde tahayyül ederek, ilahi kudretin yerine, o ilim ve kelâmdan gelen ve yalnız ilmi varlığı bulunan o kanunları meydana koymak ve ellerine icad vermek, sonra da onlara "tabiat" namını takmak ve yalnız bir cilve-i kudret-i Rabbaniye olan kuvveti, bir kudretsiz ve bağımsız bir kudret sahibi kabul etmek; misaldeki vahşiden bin defa aşağı bir vahşettir!..
Aslında önce tabiat denilen kavramı tarif etmek lazım. Bilindiği gibi tabiat; su, toprak hava ve güneşten ibarettir. Şimdi yaratıcı olarak sık sık adından söz edilen şuursuz, ilimsiz, elsiz ve gözsüz tabiata sorsak:
- İnsanları yapabilir misin?
- Bitki ve hayvanları icat edebilir misin?
- Güneş sistemimizi dizebilir misin?
- Milyarlarca yıldızları, galaksileri düzenleyebilir misin?
- Kainata harika bir düzen ve muhteşem bir sistem vermek için kanunlar koyup işletebilir misin?
Elbetteki konuşabilseydi hepsine “HAYIR” diyecekti. Zaten tabiat denilen şey de kainatın kendisi değil mi? O halde kainatın da kendi kendine yapamayacağını gördük. Eğer tabiata hükmeden bir güç ve kuvvet varsa o zaten kainatın kendisi olamaz. Tek yol, kainatın cinsinden olmayan bir kudret olmasıdır ki o da Allah’tır. Çünkü; ilim, irade ve kudret sahibi olmayan aciz bir tabiat, elbette yaratıcı olamaz.



Bu eserde bu ve benzeri inkarı getiren birçok soruya cevap var. Sorularına cevap arayan kişiye sesleniyorum, bu kitabı mutlaka okumalısın..
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bu ayetler Allahtan mı? phantom İslam 15 29-04-2017 19:20
Hükümsüz Ayetler pante Önerdiğimiz Başlıklar 75 03-08-2015 02:54
Şükürler olsun Müslümanlıktan Kurtuldum Taklamakan Yeni Üyeler 139 05-07-2015 08:44
Müslümanlıktan Niçin Çıktım phantom Konu-dışı 37 06-08-2009 19:23

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:20 .