İbn-i Arabi böyle şeyler der mi? der.
Zira adam bir kere ŞAMANİK kökenli, bu tür şeyler onda iğreti durmaz.
Ama tabi ben şimdiye kadar böyle bir söz söylediğini duymamıştım, anlaşılan birilerinin bu sözlere ihtiyacı varmış ki gündeme getirilmiş, yoksa Arabi pek çok şeyler söylemiştir, onları kâle almayanların kehanetlerine müracat etmesi, tuhaftır.
Kaldıki üstede geçtiği gibi harflerden bu tip şeyleri çıkartmak ZORLAMADIR, net değildir.
Her neyse Arabiden için ŞAMANİK kökenli dedim bunu biraz açayım, zira bu duyulmamış bir tabirdir.
Öncelikle gençliğinde bir rahatsızlık geçiriyor, öldü filan diye gözlenirken, adeta yeniden doğar gibi bam başka biri olarak ortaya çıkıyor, söylemleri hal ve hareketleri değişiyor.
İşin içinde olanlar bunu tasavvufun keşfi ile anlamlandırıyorlar anca, sonrasında pek yerinde de duramıyor ve pek çok yeride geziyor vs.
500 civarıda eser yazdığı söyleniyor ki bir insan ömrüne bunu sığdırmak kolay olmadığı gibi, çoğuda tasavvufi ağır eserler olup, kitap yazmadığı zamanlarda da hastalanıyor.
Ne zaman ki kitap bitiyor bir süre rahatlama geliyor ve sonra tekrar rahatsızlanıyor, bu olay kısır bir döngü gibi bir birini takip ediyor.
Hasılı Arabi kitap yazmak gibi ciddi bir baskı altında, bir ömür sürüyor ki bu bile onun ŞAMANİK kökenlerine işarettir, yani Arabi ÖZGÜR değildir.
O kitapları yazmaya o sözleri söylemeye MECBURDUR, yoksa o hastalık onu ÖLDÜRECEKTİR, Şamanlarda aynen böyledir ya o Şamanlığı yapacaktır ya da ölecektir.
Seçme şansları yoktur.
Arabide seçim şansı olmadığı için, o şartlara riayet ederek uzunca bir sürede yaşamıştır, iyide etmiştir.
Örn. Arabi 9 ay hiç yemek yemediğinden bahseder, fakat sonradan bakıyor ki çevresiyle problemler iyice artıyor, yavaş yavaş geri yemek yemeye başlıyor.
Tabi bu durum akıl mantığın ötesinde bir durum olup, o zamanın insanıda bu zamanın insanıda buna akıl sır erdiremez.
Aslında burada soru, nasıl yemek yememek değilde, çevresiyle ne gibi problemler yaşadığıdır.
Yıllar önce gazete Hindistanda birinin yemek yemeden 60 yıldır yaşadığını okumuştum, şimdi nete baktımda 70 yıldır diye
haberler var hakkında, demek ki bu dedemiz elan yaşıyor.
Bu dedemiz bir mağarada yaşıyormuş.
Yemek yememenin getirileri olduğu gibi götürüleride olur ki çevreyle bağlar gün geçtikçe kopar.
Yada ruhani boyuta geçtikçe, insani boyut grileşir diyelim.
Özetle Arabi gibi biri kehanetlerde bulunabilir, o yeterliliğe sahiptir, lakin kitaplarında geçenler yanında, bu sözleri adeta HİÇTİR
Diyelim ki Osmanlıyı müjdeledi, (pek inanasım gelmiyor) e n'oldu ortada Osmanlı mı kaldı? hiç işte.
Adam ebediyet adamıdır, heves adamı değildir.
Vahdet-i vücuttur, keşf-i akıldır, nefstir, ruhtur diye kalın kalın kitaplar yaz, genede anlaşılaMA.
Diriliş dizisinde adamı resmen Molla yapmışlar, elinde bir tespihi eksik, ayıptır yahu.
Neyse kimse anlamazsa anlamasın, koca sufi kendini gene kendi anlatır bir beytinde.
'
Bütün yüzyıllar yetişdirdikleri büyük insanlarla tanınır, benden sonraki yüzyıllar benimle anılacak'
Koca Şamana da bu yakışır.
İlginç değil midir?
Bir zamanlar bu millette Şamaniydi ve içinden de Şamanlar da çıkardı herhalde, elan yurt dışında çıkanlarda var, görüyoruz duyuyoruz.
Lakin bizim millet İslamiyete geçtikten sonra, bu bıçak gibi kesilmiş!...
Şimdi nerede onlar? niye çıkmıyorlar?
Yoksa adı değişerek bu Sufizm mi oldu? Sufiler mi oldu?