Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 08-02-2011, 23:11
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart Muhammed Okur-Yazar Değil miydi?

Birazdan Müslüamanların çok sık kullandıkları bir yalanın çöküşünü büyük bir heyecanla izleyeceksiniz.Bu yalan ''Muhammed okuma bilmiyordu''.

Bu yalanın bu kadar sık dile getirilme nedeni ise ''Muhammed okuma-yazma bilse Kur'an'ı kendi yazabilirdi,fakat okuma-yazma bilmediği için kesinlikle Allah'tan inmiştir'' diyerek Kur'an'ın Allah katından olduğuna kanıt getirmek derdidir.

Bir kere Muhammed tüccardı,okuma-yazma-hesap-kitap bilmediğini iddia etmek çok gülünçtür.Muhammed'in tüccarlığına rağmen onun okur-yazar olmadığını iddia etmek çok abestir.Bunu bi dereceye kadar kabul ettik diyelim fakat bu yazıyı okuduktan sonra hala aynı iddiaları savunan kişinin aklından şüphe ederim.

Tabi bu iddiada şu ayetlerin yanlış anlaşılması da rol oynuyor.Ayetleri verelim ve yanlış anlamayı düzeltelim önce:

Ankebut:48=Sen şu Kur'an'dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi.

Muhammed'in okur yazar olmadığı görüşü doğru olamaz. Bu anlayış, Kur'ân'ın, Muhammed'in, daha önce bir 'Kitap' okumadığını ve eliyle kitap yazmadığını belirten Ankebût Suresi'nin yukarıdaki ayetinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanır. Oysa o âyette Muhammed'in okuma yazma bilmediği değil, o çevrede tek dinî Kitap olan Tevrat'ı okumadığı ve onu yazmadığı, Kur'ân'ı bir yerden okuyarak değil, vahiy ile aldığı anlatılır. Bazı 'Kitap' ehli kimseler, Kur'ân'da anlatılanların Tevrat ve İncîl'den iktibas edildiğini söylemiş olmalılar ki (ki bu şüphe götürmeyecek derece açıktır ''Kur'an'ın büyük çoğunluğu İncil ve Tevrat'tan kopyalanmıştır) 47. ve 48. âyetler, Muhammed'in, önceden bir 'Kitap' okumadığını, yazmadığını; bu söylediklerinin, kendilerine ilim verilmiş olanların hafızalarında bulunan âyetler olduğunu belirtiyor.

Bu yanlışı düzelttikten sonra diğer kanıtlarıma geçmek istiyorum.Muhammed birçok mektup yazmıştır hatta kitabı bile vardır.


Bu arada kanıtlarımın kanıt niteliği taşıması için çok uğraştım,hadislerin tümü sahihliği reddedilemez olan Kuttubi Sitte'dendir:


Sâlim, babası Abdullah İbnu Ömer'den naklen anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (mallardan alınması gereken) zekâtlarını miktarını belirten bir kitap yazmıştı. Âmillerine göndermeden vefat etti. Resülullah onu kılıncına yakın olarak asmıştı. Hz. Ebü Bekir (radıyallâhu anh), ölünceye kadar onunla amel etti. Sonra Hz. Ömer (radıyallâhu anh) de ölünceye kadar onunla amel etti. Bu kitapta şunlar yazılı idi:


Develer

1) 5 devenin zekatı 1 koyundur.

2) 10 devenin zekatı 2 koyundur.

3) 15 devenin zekatı 3 koyundur.

4) 20 devenin zekatı 4 koyundur.

5) 25'e ulaştı mı 35'e kadar, zekat bir bintu mehaz'dır.

6) 36'ya ulaştı mı 45'e kadar, zekat bir ibnu lebun'dur.

7) 46'ya ulaştı mı 60'a kadar, zekat bir hıkka'dır.

8) 61'e ulaştı mı 75'e kadar, zekat bir ceza'a'dır.

9) 76'ya ulaştı mı 90'a kadar, zekat 2 ****tu lebûn'dur.

10) 91'e ulaştı mı 120'ye kadar, zekat 2 hıkka'dır.

11) Deve 120'den fazla ise zekat her elliye bir hıkka; her kırka bir ****tu lebûn zekat gerekir.

Koyuna Gelince

12) 40'a ulaşınca 120 koyuna kadar zekatı 1 koyundur.

13) 121'e ulaşınca 200 koyuna kadar zekatı 2 koyundur.

14) 201'e ulaşınca 300 koyuna kadar zekatı 3 koyundur.

15) 300'ü aştı mı her 100 koyuna bir koyun zekat düşer, yüzden aşağıda kalan küsurata zekat düşmez.

16) Zekat korkusuyla müctemi (birleşik) olanlar ayrılmaz, müteferrik (ayn) olanlar da birleştirilmez.

17) İki ortağın malından alınan zekatta, her ikisi de adalet üzere birbirlerine müracaat ederler.

18) Zekât olarak, çok yaşlı ve ayıplı olan hayvan alınmaz.

19) Zühri der ki: "Zekatı almak üzere memur geldiği vakit, koyunlar üç sınıfa ayrılır: Üçte biri kötü, üçte biri iyi, üçte biri de vasat. Zekat memuru, zekat payını vasat kısmından alır." Zühri, sığırdan bahsetmez."

Tirmizi, Zekat 4, (621); Ebu Davud, Zekat 4, (1568, 1569, 1570); İbnu Mace, Zekat 9, (1798).

Görüldüğü gibi Muhammed'in kitabı bile varmış ve içeriği bile ''Sahih'' kaynaklarda geçmektedir.Bu kitaptan sonra halamı Muhammed'in okur-yazar olduğuna iman etmezsiniz?

Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) (İran Kisrasına göndermek için) bir mektub yazmıştı. Kendisine: "Onlar mühürlü olmayan mektubu okumazlar" denildi. Bunun üzerine gümüş bir mühür yaptırdı. Üzerine Muhammed Resülullah cümlesini kazdırdı. Cemaate de:

"Ben bir mühür yaptırdım. Üzerine Muhammed Resülullah kazdırdım, kimse bunu yüzüğüne kazdırmasın" buyurdu."

Bir rivâyette şöyle gelmiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) sağ (eli) ne gümüş bir yüzük taktı. Kaşı Habeşi idi. Karşı avucunun içine geliyordu."

Buhâri, Libâs 46, 50, 51, 54, 55; Müslim, Mesâcid 222, (640); Libâs 55-63, (2092-2095); Ebü Dâvud, Hâtim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, İsti'zân 25, (2719), Libâs 14-17, (1739-1748); Nesâi, ZÎnet 48-82, (8,173-195); İbnu Mâce, Libâs 39, (3639), 41, (3645).


Muhammed'in mektupları.

Abdülmecid İBnu Vehb anlatıyor: "Bana, el-Addâ' İbnu Hâlid (radıyallahu anh): "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bana yazdığı bir mektubu sana okuyayım mı?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup çıkardı. Mektupta şunlar yazılı idi: "Bu, el-Addâ İbnu Hâlid İbni Zehve'nin Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'den satın aldığı şeyi tevsik eder. el-Addâ ondan bir köle veya cariye satın aldı. Kölede, ne herhangi bir hastalık, ne (zina, hırsızlık, kaçma gibi) bir düşkünlük ne de (satışını gayr-ı meşru kılan hürr asıllı bulunmak, emânet ve rehin olarak verilmiş olmak gibi) haramlık yoktur. Bu Müslümanın Müslümana satışıdır."

Tirmizî, Büyû 8, (1216); Buhârî, senetsiz olarak kaydetmiştir. (Büyû, 19); İbnu Mâce, Ticarât 47, (2251).

Muhammed'in mektupları.

809 - Abdullah İbnu Ebî Bekr İbni Amr İbni Hazm (radıyallahu anh), "Hz. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Amr İbnu Hazm (radıyallahu anh)'a yazdığı mektupta: "Kur'ân'a sâdece temiz olanlar dokunsun" emri de vardı."

Muvatta, Kur'ân 1, (1,199).

Muhammed'in mektupları.

Amir İbnu Şehr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (peygamber olarak ortaya) çıktığı zaman, Hamdân kabilesi bana: "Gidip şu adam hakkında araştırıp bize haber getirebilir misin? Şâyet bizim adımıza memnun kalırsan biz de onu kabul ederiz, şayet beğenmediğin bir husus olursa biz de reddederiz" dediler. Ben de: "Pekâla!" dedim.

Yola çıkıp Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in yanına kadar geldim. (Gördüm, inceledim ve) memnun kaldım. Kavmim de Müslüman oldu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Ümeyr Zî Merrân'a şu mektubu yazdı."

Râvi devamla der ki: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Mâlik İbnu Mirâre er-Rehâvî'yi Yemen'in tamamına (elçi olarak) yolladı. Akk Zû Hayvân Müslüman oldu."

Râvi devamla der ki: "Akk'a: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a git, köyün ve malın için kendisinden emân al" dendi. O da hemen Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a geldi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine şu eman mektubunu yazdı:

"Bismillahirrahmanirrahim, Allah'ın Resûlü Muhammed'den Akk Zû Hayvân'a: "Eğer arâzisinde, malında, kölesinde (İslâm'a) sadık kalırsa, kendisine emân vardır, Allah'ın ve Allah'ın Resûlü Muhammed'in garantisi vardır. Bu emânı Hâlid İbnu Saîd İbni'1-As yazdı."

Ebu Dâvud, Harâc 27, (3027).

Muhammed ve mektupları.

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Kisrâ'ya ve Necâşi'ye -bu Necâşî üzerine cenaze namazı kıldığı Necâşi değildir- ve bütün inatçı cebbarlara, onları aziz ve celil olan Allah'a davet eden mektuplar yazdı."

Müslim, Cihad 75, (1774); Tirmizi, İsti'zân 23, (2717)



Muhammed ve mektupları.


Seleme İbnu Nu'aym İbni Mes'ûd el-Eşca'i, babası radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'ın, Müseylime'nin kendisine yazdığı mektubu okuyunca, mektubu getiren iki elçiye şöyle söylediğini işitmiştir: "Bu yazdığı meselede siz ne diyorsunuz?" Elçiler:

"Biz de onun söylediğini söyleriz!" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer elçileri öldürmemek kaide olmasaydı boyunlarınızı muhakkak uçururdum!" buyurdular."

Ebu Dâvud, Cihad 166, (2761)

Görüldüğü gibi burada da Muhammed mektup okuyor.

Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Miraç gecesinde cennetin kapısı üzerinde şu ibarenin yaz ılı olduğunu gördüm: "Sadaka on misliyle mükafaatlandırılacaktır. Ödünç para onsekiz misliyle mllükafaatlandırılacaktır." Ben: "Ey Cibril! Ödünç verilen şey ne sebeple sadakadan daha üstün oluyor?" diye sordum." "Çünkü dedi, dilenci (çoğu kere) yanında para olduğu halde sadaka ister. Borç isteyen ise, ihtiyacı sebebiyle talepte bulunur."

Kütüb-ü Sitte – Hadisler: : 6705


Muhammed okuma bilmese eğer,Cennet kapısındaki yazıyı nasıl okuyupda Cebrail'e o yazı hakkında sorabilir?

Zeyd İbnu Abdillah anlatıyor: "Biz Basra'da Mirbed denen yerde idik. Saçları dağınık, bir adam geldi, elinde kırmızı renkli bir deri parçası vardı. Kendisine: "- Köylüsün galiba." dedik.

"- Evet!" dedi.

"- Elindeki şu deri parçasını bize ver (de ne var bir bakalım)!" dedik.

Hemen alıp içindekini okuduk. Şu yazılı idi: "Allah'ın Resûlü Muhammed'den Benî Züheyr İbnu Kays . Siz, şâyet Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehâdet eder, namaz kılar, zekat verir, ganimetten beşte biri, Peygamberin hissesini ve safiyy payı'nı eda ederseniz, sizler Allah ve Resûlü'nün emânıyla emniyette olursunuz.

Biz: "Bu mektubu size kim yazdı?" diye sorduk. "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)!" dedi.

Ebu Dâvud, Harac 21, (2999); Nesâî, Fey 1, (7,134).


Görüldüğü gibi Muhammed'in yazdığı bir mektup daha.

Hudeybiye Barış Antlaşması yazılırken Kureyş delegesi "Allah'ın Elçisi Muhammed" sözünü kabul etmeyince Hz. Muhammed, antlaşmayı yazan Alî'ye "Allah'ın elçisi" sözünü silmesini emretti, fakat Alî, bu sözü silemeyeceğini söyleyince Peygamber (S.A.V), sayfayı alıp, o sözü sildi ve kendi adını yazdı.

Buhârî

Görüldüğü gibi Muhammed burada hem okuyor ayrıca yazıyor.Hepsi Kuttubi Sitte'de yer almaktadır bu rivayetlerin,fakat bu hadise Kuttubi Sitte'de rastlamadım ama Buhari'de yer almaktadır.

Bu yazıyı okuduktan sonra hala Muhammed okur-yazar değildi diyen olursa Allah'a havale ederim.Mahşer gününde yakasına yapışırım

Umarım bilgilendirici bir yazı olmuştur...

KAYNAK:http://dinsizdeist.blogspot.com/2011...rn-cok-sk.html

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 09-02-2011, 12:36
troyya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
troyya troyya isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 19 Aug 2008
Mesajlar: 1.186
Standart

herşey iyi güzel hoşta..islamiyeti hadislerle mi yıkmaya calısıyorsun sevgili dark prince kardesim..boş yere kürek çekiyorsun gibime geldi bu soyledigin bazı hadislerin tam tersini soyleyen hadislerde mevcut niye onları da getirmedin.ornegin alinin elinden alıp sildi sözünün 180 derece tersi olan hadis buharide mevcut yine..

madem bir şey yapıyorsun iyi araştırda öyle getir bari...bir blog sitesinin yazdıklarına neden inanayım ben.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 09-02-2011, 12:43
flipper flipper isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Aug 2009
Mesajlar: 378
Standart

Troyya;
Yalnızca hadislermi gözüne çarptı..
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 09-02-2011, 12:48
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Zekat ve Miras Hakkında

Okur-yazar olduğu açık. Hatta amcası tüccar olduğu için iyi de hesap yapardı. Fakat geçmişte bu konudaki bilgilerimizin eksik olması nedeniyle kandırılmış oldumuz bir gerçektir.

Şimdi mesajındaki develerle ilgili verdiğin bilgiler nedeniyle "Zekat" konusuna bir bakalım.

Bilirsiniz, Kuran'daki zekat ayetleri nedeniyle Tevrat ve İncil'in tahrif edildiği söylenilir.

Örneğin Kuran'daki,

1) Maide-12: “And olsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan oniki reis seçtik. Allah “Ben şüphesiz sizinleyim; namaz kılarsanız, zekât verirseniz, peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah uğrunda güzel bir takdimede bulunursanız and olsun ki kötülüklerinizi örterim. And olsun ki sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra sizden kim inkâr ederse şüphesiz doğru yoldan sapmış olur!” dedi.”

ayeti nedeniyle Tevrat'ın tahrif edilmiş olduğu iddia edilir. Neden? Çünkü Tevratta "Zekat" ve aynı zamanda "Namaz" ilgili hiçbir ayet bulunmaz. Fakat Arapça bir kelime olan "Zekat"tan ne anlaşıldığı Yahudileri değil, Arap toplumunu ilgilendirir.

Arap toplumu "Zekat"ı temelde "Para ya da malın belirli bir kısmının Allah yolunda harcanması" olarak anlar ve İslam'ın 5 şartından biri olarak kabul eder. Fakat bu yeni anlayış Yahudilerde yok diye, onları suçlamak ne kadar doğrudur?

İşte bir başka örnek:

2) "Malınızın dörtte birini yoksul ve düşkünlere zekât olarak verin" diyen Tevrat âyeti inince servet ve parasının hesabını bilmeyen Kârun "Bin altın ve bin gümüş karşılığında bir altınla bir gümüş verebilirim" diyerek bine karşılık ikiyüz elli vermeyi reddeden bir anlaşmaya kalkışmıştı Hz. Musa (a.s.) ile (Bkz. Dini Hikayeler'e).

Bu da Tevrat tahrif edilmiş olduğunu gösteriyormuş!

Aşağıdaki örnek ise İncil'in tahrif edildiğini gösteriyormuş:

3) (Meryem, İsa’yı doğurup kucağında getirince, ona, "Çok garip bir iş yapmışsın, baban kötü, annen ise iffetsiz değildi" dediler. Meryem, [sormaları için] çocuğu gösterince, ona, "Biz çocukla nasıl konuşuruz?" dediler. Çocuk dedi ki: "Ben Allah’ın kuluyum, O bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. Bana namazı ve zekatı emretti.") [Meryem 27-31] [Hıristiyanlar, İncilde emredilen namaz ve zekatı da tahrif etmişler.]

Çünkü Hristiyanlar, İncil'deki namaz ve zekatla ilgili ayetleri metinden çıkarmışlar.

Özetle yukarıdaki Kuran ayetlerine göre Tevrat ve İncil tahrif edilmiş ama, bundan Yahudiler ve Hristiyanlar'ın haberi yokmuş! Yani tavşan dağa küsmüş ama dağın haberi olmamış demek ki!

Bildiğiniz gibi, Kuran mallarımızı nasıl harcayacağımızı, zekatımızı nasıl ve kimlere vereceğimizi açıklamıştır. Kuran dışında din adına hüküm vermenin olayı nerelere götürdüğünü isterseniz beraber inceleyelim.

Gelenekçi islama göre zekat oranı 40'ta 1'dir. Oysa Kuran'da Allah böyle bir ölçü koymamıştır. Fakat diğer taraftan, Nisa 11, 12 ve 176 no'lu ayetlerde mirastan kimin hangi oranda pay alacağı açık açık söylenilir. İşin kötüsü, zekat dendiği zaman, halkın çoğunluğunun 1/40 oranını algılamış olmasıdır. Mezheplerde zekat ölçüleri ve verilme durumları da farklı farklı ele alınır.

İşte size birkaç örnek; mezheplere göre,

1) Tarladaki üründeki zekat oranı 1/10 dur.
2) Altın ve gümüşteki zekat oranı ise 1/40'tır.

Peki devesi ve koyunları olanın zekatı nedir?

Bunu da Dark_Prince'ın yukarıdaki açıklamalarıyla birlikte şöyle olduğunu öğreniyoruz:

3) Saime olan koyun ve keçinin zekât nisabı kırktır. Bunlar kırktan az ise, zekâtları yoktur. Bunlar kırk koyun olunca, bir koyun zekât verilir. Kırkdan sonra yüz yirmi bir koyuna kadar zekât yoktur. Yüz yirmi bir koyundan ikiyüz bir koyuna kadar iki koyun zekât verilir. İki yüz bir koyundan dört yüz koyuna kadar üç koyun verilir. Tam dört yüz koyun için de dört koyun zekât verilir. Bundan sonra her yüz koyun için bir koyun verilir. Yüzü doldurmayan koyun sayısı zekâta bağlı olmaz. Zekât olarak verilecek koyun bir yaşını doldurmuş olmalıdır, sahih olan budur.

Buradan şu 2 sonuç çıkar:

3.1) Saime olan koyunlarınızın sayısı 40'ı geçerse, her 40 koyunda 1 koyun zekatınız var. Yani koyunlardaki zekat oranı yine 1/40'tır.

Ama durun bir dakika... Dark_Prince'ın da yukarıda belirttiği gibi,

3.2) Develerdeki zekat oranı her 5 devede 1 koyun

tir.

Şu halde 3.1 ve 3.2'ye göre,

3.3) 1 Deve=8 Koyun

sonucu çıkar ki "DEVE YETİŞTİRİCİLİĞİ (Doktora Semineri) KONYA 2003"ten aldığımız bilgilere göre yetişkinleri 1,65-2,15 m yüksekliğe ulaşabilen develerin dişileri 350-450 kg, erkekleri 450-550 kg ağırlığına ulaşabiliyormuş. Bu durumda Koyun Besiciliği sayfasındaki koyunlardan yalnızca

Karacabey merinosu: 55-70 kg.
Markaraman koyunu: 50-60 kg.

koyunlarının 3.3'teki şartı sağladığını öğrenmiş oluyoruz. Bu sonuçlar tabii ki Türkiye için geçerli. Ama her yerde aynı sonucun geçerli olduğu iddia edilemez.

Demek ki develer ve koyunlarla ilgili zekat oranı, tamamen yerel şartlara göre belirlenmiş bir orandır. Yani bu zekat oranı Arabistan (ki oradaki deve ve koyunları incelemiş değilim henüz), Türkiye için geçerli iken bir başka ülke için geçerli olmayabilir. Bu, doğaldır. Doğal olmayan şey ise, bu zekat oranının Kuran vasıtasıyla (ki Kuran'da hiçbir zekat için oran verilmez) dünyanın her yerinde geçerli olduğunu iddia etmektir.

Anlayın artık şunu: Kuran'da geçen zekat ve miras ile ilgili uygulamalar insani ihtiyaçlardan dolayı ortaya konulmuştur. Çünkü burada develerle ilgili zekat hakkında Hz. Muhammed tarafından yazılmış kitabın bir insan ürünü olduğu açık: "Ortalama bir devenin ve koyunun ağırlığı ne? Buna göre devenin ağırlığı kaç koyununkine eşittir?" gibi sorularını, hiçbir ilahi bağlantıya gerek duyulmadan, gözlem yardımıyla cevaplayabilmek son derece kolay ve bu sonuçların bir kitaba geçirilmiş olması da, o kitabın ilahi olduğu anlamına gelmez.

Çünkü biz gördük ki; Kuran'daki miras ayetleriyle ilgili

The Origin of The Inheritance Culture in Mesopotamia: From Babylonia to Arabia

tartışmasında da aynı şey ortaya çıkmıştı!
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 09-02-2011, 12:57
kenos kenos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jan 2011
Mesajlar: 141
Standart

Sahiden bu doğru. Kuran'ı okurken ümmi ifadesinin ehli kitabın tersi olduğunu görüyorum. Mesela 3: 20 ayeti şöyle söylüyor; "Kitap verilenlerle ümmîlere de sor"

62: 2 "O Allah'tır ki, ümmîlere içlerinden bir resul göndermiştir..."

Herhalde bütün Mekkeliler okuma yazma bilmiyor değildi. Buradaki ümmi sözü demek ki ehli kitap olmayan anlamında.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 09-02-2011, 21:47
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart

troyya´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
herşey iyi güzel hoşta..islamiyeti hadislerle mi yıkmaya calısıyorsun sevgili dark prince kardesim..boş yere kürek çekiyorsun gibime geldi bu soyledigin bazı hadislerin tam tersini soyleyen hadislerde mevcut niye onları da getirmedin.ornegin alinin elinden alıp sildi sözünün 180 derece tersi olan hadis buharide mevcut yine..

madem bir şey yapıyorsun iyi araştırda öyle getir bari...bir blog sitesinin yazdıklarına neden inanayım ben.
Sevgili dostum;

ona bakarsak hadisleri yasaklayan sahih hadisler de mevcut,islam dünyası neden hadislere itibar ediyor hala?İslam'ı hadisler ve Kur'an'la yıkmak en etkili iş bence yani ben bir sakınca görmüyorum.

Çelişkiler yüzünden ya tüm hadisleri reddetmek gerekir,ya da sadece mantıksızları.Okur-yazar olduğunu belirten hadisler daha mantıklısı olduğuna göre ters düşen hadisler gider.Ya da hadisler çelişkili olduğu için İslam'ı bırakmak gerekir,çünkü İslam'ın çelişkileridir.

Blog sitesinin yazdıklarına inanmayacaksın ki,verdiği kaynaklara inanacaksın.

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 19-02-2011, 16:12
erdm34 erdm34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Feb 2011
Mesajlar: 48
Standart

Bunlara yazar boş vakit kaybetmeye gerek yok!...
İslam akıl dini deil Nakil dinidir...Çünkü bilmedigin görmedigin bir şeye akıl erdiremezsin..bir şeye akıl erdirmek için görmen lazım alıp analiz etmen lazım...
bunlar görmedikleri bilmedikleri bir şey hakkında akıllarınca akıl yürütmeye çalışıyorlar ey akılsızlar sizin aklınız ona yetebilseydi... o zaten Allah olmazdı...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 20-02-2011, 22:41
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart

erdm34´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bunlara yazar boş vakit kaybetmeye gerek yok!...
İslam akıl dini deil Nakil dinidir...Çünkü bilmedigin görmedigin bir şeye akıl erdiremezsin..bir şeye akıl erdirmek için görmen lazım alıp analiz etmen lazım...
bunlar görmedikleri bilmedikleri bir şey hakkında akıllarınca akıl yürütmeye çalışıyorlar ey akılsızlar sizin aklınız ona yetebilseydi... o zaten Allah olmazdı...
bu yazının konuyla alakası nedir?

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 20-02-2011, 22:49
Ebu Leheb Ebu Leheb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Nov 2004
Mesajlar: 159
Standart

Süleyman Ateş de Muhammedin okur yazar olduğunu iddia etmektedir. Durum Müslamanlar için oldukça zordur.

Zira, kitabı uyurduğu iddiasını bertaraf etmek için "okur-yazar değil" diyorlar ama bir yandan da inandıkları peygamberin cahil biri olarak algılanması gibi bir durum söz konusu.

Diğer yandan, eğer okuma yazma bilmeyen birine "oku" emri verilir mi? Hadi verildi diyelim bu emre rağmen neden okuma yazma öğrenilmez?

Eğer dininiz Tanrı tarafından gönderilseydi mükemmel olurdu ve bizler bu kadar fazla çelişki bulamazdık ve sizler de bu çelişkileri savunmak zorunda kalmazdınız.

Konu Ebu Leheb tarafından (20-02-2011 Saat 22:54 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 20-02-2011, 22:58
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart

evet Süleyman Ateş'in yazısını okudum dostum,adamın delilleri sağlam.ben de sahih hadislerden birçok delil sundum.bunlara rağmen hala ısrarla muhammedi cahil ilan etmeleri hayret birşey.okuma bilsin ya da bilmesin kuranın uydurma olduğu her halinden belli o da ayrı konu.

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Muhammed el-emin miydi ? dilaver Önerdiğimiz Başlıklar 35 11-07-2017 01:07
Muhammed 'Devrimci' Miydi? Jolly Jocker Politika 3 30-01-2011 23:19
Muhammed Peygamberliği Red Edebilir miydi ? Voltaire Darwin İslam 35 27-08-2010 23:02
Peygamberlikten Önce Muhammed Hanif miydi Putperest mi? yucemanitu İslam 38 16-07-2009 19:57

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:16 .