Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 01-09-2022, 18:46
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Sayin Kozmik Perspektif

Ahlak, zaman alan felsefi bir süreçtir. Ve eğer insanlar bu süreçten faydalanabiliyorlarsa, neden dinlere ihtiyaç duysun? İnsanoğlunun korkutma yoluyla düzen yaratabileceğine ve bu nedenle kitabıyla aldatarak süreci kısaltmak istediğine neden yorumlamadınız? Bu sorunun cevabı, kitapları ön kabul etme hatanızdan kaynaklanıyor olmalı.

Felsefeyi ve süreçleri Tanrı verdiyse, düşüncelerimizi korkuyla etkileyen kitaplar bize ne verebilir?. Kitapların ahlak felsefesini beğeniyor olabilirsiniz, ancak bu tercihinizi hemen Tanrı'ya aktarmanız garip gercekten.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 01-09-2022, 21:09
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.077
Standart

Kozmik Perspektif´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne oldu da dine döndün diye merak edenler olacaktır. Birçok etken var ama benim için esas kırılma noktası herhangi bir dine, kutsal bir otoriteye dayandırılmayan ahlakî sistemlerin nesnellikten uzak, güvenilmez, kırılgan ve değişken olduklarını anlamak olmuştur. !
Yazıyı buradan sonra okuyamadım üzgünüm çünkü spesifik olarak dönülen din islam. Ahlaki bir çatışkıyla dinse dönsem sanırım Budist felan olurdum

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 03-09-2022, 14:11
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

ahlaksız Diyor ki
İslam dinine giriş çıkış meselesini de hafife aldığınızı düşünüyorum. Türkiye'de yaşayıp istediğiniz kadar İslam dinine girip çıkabilirsiniz, size kimse bir şey demez/yapmaz ama Arabistan'da ya da İran'da ya da Afganistan'da.!

"dinden çıkan öldürülür" fetvası hangi ülkede mevcut acaba? Sen başka Türkiye' de yaşıyorsun sanırım!


Hz. İsa Hasan Mezarcı' nın müridine sor sana söylesin. Hakkında ölüm fetvası vermiş, hemi de diyanet! Türkiye o saydığın ülkelerden daha komplike bir anlayışa sahiptir. Yani tabiri caisse daha beterdir. Anayasası laik olan hiç bir ülkede bu kadar din adına işlenmiş cinayet bulamazsınız.



Denemesi bedava istiyorsan adını adresini yaz Celal Şengör gibi seni verelim savcılığa, bak bakalım bu konuda bişey diyorlar mı demiyorlar mı? Sen de İsa, Muhammed yaşamadı diyorsun sonuçta, Celal Hoca da!. .) Ha ona açmışlar dava ha sana...

Ha Gülşeni tıkmışlar içeri ha seni, tüm ötekileri... v.s. v.s.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 05-09-2022, 20:17
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
''Hikaye anlatma bize, şu surede masum bir çocuğun öldürülmesinden bahsediliyor'' diyorum, bana ''istisna'' deyip geçiyorsun.
Ondan sonra ''kibirli'' oluyoruz. Tamam ben kibirliyim de, sen nesin?!

Önünde somut bir olgu var ve sen bunu kabul etmiyorsun. Sana ne dememi bekliyorsun?!
Kehf suresi sadece bir örnek.
Kafirlerin boyunlarının vurulması istisna mı?
Hırsızların ellerinin ayaklarının kesilmesi?
Kadının dövülmesi?
Hepsi istisna değil mi?
Kibirli derken sanki bilimsel konuları bir tek ateistler dikkate alıyormuş, Müslümanlar bilime sırt çevirerek inanıyormuş, sorgulamadan biat ediyormuş gibi konuşuyorsunuz da ondan dedim. Musa ve Hızır yolculuğunun nasıl anlaşılması gerektiğiyle ilgili çeşitli yorumlar var. Kimisi Hızır için melek demiş, kimisi peygamber demiş, kimisi bu yolculuğun mülk aleminde değil de eşyanın içyüzünün göründüğü melekut aleminde gerçekleşen bir yolculuk olduğunu söylemiş. Kimi müfessirler çocuğun küçük bir çocuk değil, buluğ çağında bir erkek çocuk olduğunu söylemiş. Çünkü ayette geçen "gulam" kelimesi bu yoruma izin verir. Hz. Musa'nın "Kısas karşılığı olmadan bir canı mı aldın?" diye sorması da çocuğun sorumluluk çağında olabileceğini akla getiriyor. Buradan hareketle bazıları onun o dönemde yürürlükte olan Allah'ın kanunlarına göre ölümle cezalandırılabilecek bir suç işlediği kanaatindedir. Ama diyelim ki günah işleme çağına gelmemiş bir çocuk. Asıl hayatın dünya hayatı değil, ahiret hayatı olduğu dikkate alınırsa çocuğun ebedi hayatını mahvetmeden öldürülmesinin ehven-i şer olduğu düşünülebilir. Tabii bu öldürme yetkisini kendi kafasına göre değil, Allah'tan aldığını unutmamak gerekiyor. Yani yoruma açık bir kıssa, o yüzden kesin bir şey söyleyemeyeceğim.

O saydığın diğer ayetlere gelirsek, onlar Hızır kıssasından farklı bir kulvarda, İslam'ın muamelat kısmıyla ilgili şeyler. İslam'a modernizmin penceresinden baktığımız için bazı şeyler ilk bakışta bize ters gelebilir ama hepsinin bir hikmeti ve açıklaması var. Kimi ayetler de bağlamından koparıldığı için yanlış anlaşılıyor. Mesela o bahsettiğin ilk ayet savaş ayeti, Muhammed Suresi 4'te geçiyor. Buradaki anahtar ifade "savaş sona erene kadar" ifadesi. Bu da ayetin yalnızca savaş zamanlarında, Müslümanlar kâfirlere karşı savaşırken geçerli olduğu anlamına gelir. Yoksa dışarıda gördüğün kafirin boynunu vurma yetkisi vermiyor. Bir de bunlar İslam'ın detaylarına giren konular. Siz daha İslam'ın temellerini kabul etmiyorsunuz. Temeli halledilmeyen bir meselenin detaylarında boğulmak vakit kaybı. Önce Allah'a iman, ahirete iman gibi iman esaslarını kafada oturtmak gerek ki diğer meselelere geçilebilsin. Binanın olmadığına inanan birisinin o binanın kaç odası, kaç kapısı, kaç penceresi var gibi içeriğiyle ilgili detayları sorması nasıl abesse iman esaslarında hemfikir olmayan birisiyle dinin ayrıntıları hakkında polemiklere girmek o derecede abes. Bu yüzden önce konuşulması gereken bir yaratıcının varlığı konusudur. Benim İslam'a geçişim de önce Allah'ın varlığını anlayarak oldu, sonra Allah'ı Allah yapan özelliklerin ahiretin varlığını zorunlu kıldığını sonucuna ulaştım, gerisi çorap söküğü gibi geldi.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evrimi yetersiz bulabilirsin. ''Ahlak, etik, davranış konularında evrim bana rehber olamadı'' diyebilirsin ama bu noktadan İslam'a nasıl geçtiğini anlatabilir misin?
Girerken çükünüzün, çıkarken kafanızın kesildiği bir dine geçip, ''bu din ahlak/etik konularında bana rehber oluyor'' diyorsun. Hem de kemikleşmiş ateistlere karşı.
Evrimin ahlakî bir rehber olma amacı da yoktur zaten. Bunu Richard Dawkins gibi natüralist evrimciler de söyler. Dawkins, insan davranışlarının doğanın nasıl olduğuna değil, insanların nasıl davranması gerektiğine dayandırılması gerektiğini savunur. "Genlerimiz bize bencil olma talimatı verebilirler, fakat tüm hayatımız boyunca onlara boyun eğmek zorunda değiliz," der. Tanrı olmaksızın evrimin bizi ahlakî hakikatleri kavrayacak biçimde baştan planlanmış bir yöne doğru evrilttiğini söylemek zaten son derece metafizik bir iddia olur.

İslam'a nasıl ulaştığıma gelince; bir kez nesnel ahlakî doğruların ancak Tanrı'nın doğasıyla temellendirilebileceğini kavradıktan sonra Tanrı'yı Tanrı yapan özelliklerin de ahiretin varlığını gerekli ve lüzumlu kıldığı ortaya çıkar. Burada biraz Hayalhanem'e bağlayacağım ama yabana atılmaması gereken aklî deliller bunlar. Şu şekilde temellendirebilirim: Tanrı adil olduğuna göre ve insanın içine adalet duygusu koyduğuna göre ve bu dünyada adalet tam olarak tecelli etmediğine göre başka bir alemin varlığı zorunlu oluyor. Bu dünyaya baktığımız zaman görüyoruz ki zalimin zulmü yanına kâr kalıyor, mazlum hakkını alamadan göçüp gidiyor. İyiliğin ve adaletin kaynağı olan Tanrı böyle bir haksızlığa müsaade etmez. Adaletinin tam tecellisi için ahiretin varlığı gerekli. Ayrıca Allah bizi sorumluluk duygusuyla mücehhez kılmış, bize doğruyu yanlıştan ayırmamıza yardımcı olacak yetiler ve bunlar arasında seçim yapabilmemiz için özgür irade vermiştir. İnsan sorumlu bir varlık olduğuna göre sorumluluklarının karşılığını alacağı ikinci bir hayat olmak zorunda. Aksi halde zalim ile mazlum arasında bir fark kalmamış olur. Allah böyle hikmetsiz iş yapmaktan beridir. Bir diğer işaret de insandaki ebediyet arzusu. Her insanın fıtratında ebedi yaşama arzusu vardır, bu yüzden unutulmaktan korkar, dünyada kalıcı izler bırakarak ebedileşmeye çalışır. Ama ebedi hayat dışında hiçbir şey bu arzusunu gerçek anlamda tatmin etmez. Allah insanın içine ebediyet özlemi koyduğuna göre demek ki insan için bu dünyadan daha fazlası var. Buradan ahiretin varlığına ulaşıyorum. Allah ve ahiret varsa vahiy de olmak zorunda. Çünkü vahiy olmadan Allah katında neyin iyi neyin kötü olduğunu, Allah'ın rızasını kazanmak için ne yapmamız gerektiğini tam olarak bilemeyiz. Her kafadan bir ses çıkar, herkes farklı bir yol çizer. Bu yüzden vahye dayanmayan dinleri kafadan eledim. Dünya üzerinde vahiy kaynaklı üç din var: Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam. Bunlar arasından İslam'ın Tanrı tasavvuru bana daha makul, sade ve anlaşılır geliyor. Mesela Hıristiyanlık'taki gibi teslis problemi yok ya da Yahudilik'teki gibi Allah'ın ve peygamberlerin şanına yakışmayan inanışlar, insanî zaafları olan bir Tanrı tasavvuru yok. Başka sebepler de var ama en başta gelen sebep bu.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 05-09-2022, 20:23
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
1-Sizin ne önceden müslüman olduğunuza inanıyorum. Ne de, daha önce dinden çıkıp ateist olduğunuza. Kendinizce, forumu trollemeye geldiğiniz kanısındaym.
Siz bilirsiniz. Ben diyeceğimi dedim.

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilimi rehber edinen kişiler, müslüman olamaz. Misal, Yıldızların "en yakın göğü süsleyen lambalar" olmasını bırakın, "şeytanlara atılan cisim" olduğunu iddia eden bir kitaba inanan, bilimle hareket ediyor, çelişmiyoruz diyorsa, o kişinin yalancı/sahtekar olduğu, su götürmez bir gerçektir. İstediğiniz kadar aksini inkar edin. Sizin yolunuzu burada yiyecek ateist olsun sanmıyorum.
Ayetleri düz, motomot okumak yerine nasıl tefsir edildiğine, başka ayetlerde nasıl geçtiğine bakmak lazım ki doğru anlayalım.

Sözünü ettiğiniz ayet Mülk Suresi 5. ayet. Fakat bu ayette yıldızları şeytanlara atıyoruz demiyor. Ya da kuyruklu yıldızlar şeytanlara atılan taşlardır demiyor. Yıldızları şeytanlara taşlama/ kovma birimleri yaptık giyor. Bu ayette yıldız için geçen kelime "misbah"tır, yani lamba/ ışık yayan şey. "Onları" (aydınlatıcı nesneleri) kelimesine atıfta bulunan cealnâhâ ya da "yaptık" kelimesinden sonra gelen kelime onları doğrudan "şeytanlara" atmak için kullandı anlamına gelmez, daha ziyade "onlardan" bu "şeytanlara" atmak için bir şey yaptı anlamına gelir. Kayan yıldız ifadesi aslında atmosfere çok yüksek hızla girip yanan gök taşlarının halk dilindeki karşılığı. İnsanlar genellikle göktaşlarını yıldızlarla karıştırırlar. Bazı çevirmenler bu satırın göktaşlarına atıfta bulunduğunu düşünmüş olabilirler, ancak meteorlar "kandil" olarak kabul edilecek kadar uzun süre havada kalıp "gökleri/gece göğünü güzelleştirmezler." Öyleyse başka bir şey kastedilmiş olmalıdır. Onun da ne olduğu diğer ayetlerde ortaya çıkıyor. Kur'an'da üç yerde (Hicr 18, Saffat 10, Cin 9) şeytanlara atılanların şihâb olduğunu belirtilir. Şihab ise Arapça'da ışık, yanan ateşin kıvılcımları anlamlarına gelir. Güneşimiz gibi yıldızlar da astronotlara ve uzay araçlarına zarar verebilecek mermiler olan kozmik ışınlar ve diğer radyasyonları yayarlar. Bu nedenle, radyasyon veya buna benzer ışınların gerçekten de burada tanımlanan mermiler olabileceğini düşünmek mantıksız değildir. Eski müfessirlerden Fahreddin Er-Razi de Tefsir-i Kebir'inde bu ayetinde tefsirini yaparken şöyle der: "Şeytanları taşlamanın anlamının, onların, o şeytanları yıldızların kütleleriyle taşlamak değildir. Tam aksine o yıldızlardan şeytanlara atılan birer ateş parçası ayrılmış olabilir. İşte bu alev parçası, 'şihâb' adını alır. Bu ise, ateşten alınan bir parçadır. Dolayısıyla da ateş, yine devam etmektedir." Bu bilgiler ışığında şeytanların taşlanması olayını yıldızlardan yayılan şihablar yoluyla Dünya'nın dışına çıkmalarının engellenmesi şeklinde anlamak mümkündür. Bu ayetle ilgili yapılacak başka muhtemel yorumlar da olabilir. En doğrusunu Allah bilir.

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
2- Yukarıda ahlaktan bahsedip kendi kafanıza sıkmışsınız, "evlatlığının eşini nikahla koynuna almayı" ahlak içi gören bir dünya. Yetimleri büyütüp nikahlamayı ahlak içi bulan bir dünya anlayışı da gene bulamazsınız.
Bana göre de Tanrı'yı reddedip iyilik, kötülük, güzellik, çirkinlik gibi değer yargılarına sahip olan bir ateist kendi kafasına sıkmıştır. Dine inanan birinin en azından söylediği şeyleri (ahlakî bulun ya da bulmayın) dayandırabileceği bir referans noktası var, bir iç tutarlılığı var, peki ateistin neyi var? Hiçbir şeyi.

Pasteur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Türkiye' de ki tatlı su müslümanlarının hayal dünyalarında oluşturdukları, süsleyip püsleyip ambalajla millete satmaya çalıştıkları islam ile gerçek tarih-kuran-sünnet verilerine dayalı islam örtüşmez. Sanırım siz de bu ılımlı bidatcılardansınız!.
Hayır Sünniyim.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 06-09-2022, 20:39
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Boş laf salatası.


"Tanrı/ları" red eden sizlersiniz. Yeryüzünde kaç tanrı iddiası var? Sizin iddianız da onlardan sadece biri...


Biz madem öyle bu iddianızı kanıtlamanızı rica ediyoruz. Ya iddianızı kanıtlayın, ya da olmayan şeyi red ediyorsunuz gibi saçma sapan bir cümle kurmayin. Kendinizi komik duruma sokmayın...
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 06-09-2022, 20:45
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

kutsal bir otoriteye dayandırılmayan ahlakî sistemlerin nesnellikten uzak, güvenilmez, kırılgan ve değişken olduklarını anlamak olmuştur. Başka bir deyişle, tanrısal vahyin rehberliği olmadan neyin iyi neyin kötü olduğunu kesin olarak belirlemenin bir yolu olmadığını fark ettim.

- Ayrıca bu saçmalığa ateist forumlarda öyle güzel cevaplar verili ki... İkna olamamak için gerçekten aklın yitirilmişi olsa gerek.



-"Evlatlığının karısını nikalayıp koynuna almanın, büyüttüğün yetimi nikahlamanın"; iyi, ahlaki bir yol olmadığını bilmek için arap uyduruğuna lüzum olmasa gerek. Sanırım bu sözde kanun, dogma söz konu olunca deve kuşu gibi kafayı kuma gömdünüz!.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 06-09-2022, 21:34
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Sevgili Kozmik Perspektif;
Müslüman olmak demek, sorgulamadan biat etmek demektir. Teslim olmak filan denir ya.!

Kehf 74'deki ''gulam'' ifadesi, Meryem 19'da geçer. Burada Meryem kıssası anlatılır ve Meryem'in çocuğundan bahsedilirken ''gulam'' ifadesi kullanılır. Yani Kehf 74'deki gulam ifadesi çocuktur.

''Ehveni şer'' diyerek çocuğun öldürülmesine onay verdin açıkça. Bu dürüstlüğe şapka çıkartırım.
Yani bir çocuğun, anne ve babasını küfre düşürme ihtimali yüzünden öldürülmesinin, yaşamasından daha yeğ olduğunu söyledin.
Bunu burada İTİRAF ettin ve sen daha önceki mesajlarında AHLAK diye feryat ettin.

Kuran'da ''savaş ayeti'' diye bir şey yok. Olsaydı eğer, bu savaştan bahsedilirdi. Savaşın adı, yeri gibi.
100'ün üzerindeki öldürün(gıtal) ifadesini düşünürken, muhakkak Kehf suresindeki kıssayı düşünmelisin.

Bu konularda cümle kurmak için Allah'a iman etmek gerekmez. Ortaokul 2'ye mi gidiyorsun acaba?!

Allah'ın varlığını Kehf 74 ve 80'deki ifadeleri okuyarak mı anladın?!

Hayalhanem. Pilot kalemle ateizmi çürütenler mi bunlar?

''Tanrı adil olduğuna göre'' ne demek?! Gerisini okumadım.!
Mesela köleliği ilga etmeyen bir tanrı adil midir ya da kadın ve erkeğe eşit miras dağıtmayan?
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 08-09-2022, 22:12
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Kozmik Perspektif;
Müslüman olmak demek, sorgulamadan biat etmek demektir. Teslim olmak filan denir ya.!
Anladım. Benim demek istediğim; bir kimse sorgulayarak Müslüman olabilir. Sorgulamak illa dinsizliğe ulaştıracak diye bir şey yok. Müslüman olduktan sonra Allah'ın emirleri sorgulanmaz tabii ki. Zaten Allah'a iman eden biri böyle bir sorgulamaya ihtiyaç duymaz. Ama şu var; Allah'ın emir ve yasaklarının hikmetlerini araştırabilir, iman hakikatlerine dair delil sorabilir, delil talep edebilir. Bunlar yasaklanmış değildir. Nitekim melekler ve peygamberler de Allah'a soru sormuştur. Hakkında açık bir vahyin olmadığı konularda da farklı görüşler ortaya konabilir.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kehf 74'deki ''gulam'' ifadesi, Meryem 19'da geçer. Burada Meryem kıssası anlatılır ve Meryem'in çocuğundan bahsedilirken ''gulam'' ifadesi kullanılır. Yani Kehf 74'deki gulam ifadesi çocuktur.
Orada çocuk anlamında kullanılmış olabilir ama her yerde bu anlamda kullanılacak diye bir kaide yok. Çünkü gulam erkek çocuk anlamına geldiği gibi, delikanlı/ genç adam anlamına da gelir. Bunun örneğini Tûr suresi 24-25. ayetlerde de görüyoruz. Orada "Kendileri için (hizmet eden) civanlar (gılman), etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl," denir. Gılman ile gulam aynı kökten gelir. Gılman, gulam kelimesinin çoğuludur. Dolayısıyla o ayette geçen gulam kelimesini delikanlı anlamına hamletmeye mani bir şey yok. Hz. Musa'nın "Kısas karşılığı olmadan bir can mı aldın?" sorusu da bunu destekler nitelikte. Buradan çocuğun şer'i ceza tatbik edilebilecek yaşta olduğunu varsayabiliriz. Nitekim bazı İslam alimleri de böyle anlamıştır. Mesela Ebu Hayyan El Endelüsî, el-Bahru'l-Muhît tefsirinin Kehf Suresi bölümünde bu ayetleri tefsir ederken çocuğun ergin olduğunu söyler. Tefsirde yapılan açıklamaya göre genç, cezası ölüm olan suçlar işlemiş, Hızır da sahip olduğu üstün ilim ile bundan haberdar olmuş ve cezasını kesmiş. Bu yorumu baz alırsak o zaman "Anne ve babasını azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk" ifadesini gencin had safhaya ulaşan aşırılıklarına devam etmesi halinde onların da imanının tehlikeye girmesinden korkulduğu şeklinde okumak mümkün. [Gencin kötülüklerini belirtmek için kullanılan kelimenin tuğyan olduğuna dikkat edin, bu da kötülükte tüm sınırları aşmak anlamına gelir.] Yine denilebilir ki Hz. Musa açıklamayı duyduktan sonra itiraz etmediğine göre masum zannettiği çocuk aslında masum değil.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
''Ehveni şer'' diyerek çocuğun öldürülmesine onay verdin açıkça. Bu dürüstlüğe şapka çıkartırım.
Yani bir çocuğun, anne ve babasını küfre düşürme ihtimali yüzünden öldürülmesinin, yaşamasından daha yeğ olduğunu söyledin.
Bunu burada İTİRAF ettin ve sen daha önceki mesajlarında AHLAK diye feryat ettin.
Dur hemen heyecanlanma, böyle bir ihtimal varsa öldürülebilir demiyorum. Zaten normal bir insan böyle bir ihtimal olup olmadığını bilemez, bilse de bir şey yapamaz. Zira İslam şeriatında suç işlenmediği sürece ceza verilmez. Ayette geçen çocuk küçükse Hızır için istisnai bir durum olduğunu düşünüyorum. "Ben bunları kendi kafamdan yapmadım" demesinden vahiy ile yaptığını anlıyorum. Nasıl ki Allah başka zamanlar deprem gibi doğal afetleri sebep kılarak can alıyor, burada da Hızır'ı sebep kılmak istemiş olabilir. Hızır'ın özel bir şeriatla gönderilmiş bir peygamber olduğunu varsayıyorum bu arada. Onun şeriatında ehven-i şer olarak ileride yapacağı azgınlıklardan dolayı mükellef olmamış birini öldürme izni var olabilir. Böyle bir eylem sadece vahiy varsa kabul edilebilir. Kimisi Hızır'ın insanlar için konulan ilahi kanunlarla sınırlı olmayan bir melek olduğunu söylüyor. Mesela Mevdudi bu görüşte. Kendisi tefsirinde bunu şöyle açıklıyor: "Çünkü şer'î yönü olmayan bu tür emirler ancak meleklere verilebilir. Bunun nedeni haram ve helâl sorununun onlar için söz konusu olmamasıdır; onlar hiçbir kişisel güce sahip olmaksızın Allah'ın emirlerine itaat ederler."

Daha önce de söylediğim gibi, yoruma açık bir kıssa ve kesin bir şey söylemek istemiyorum. Bununla birlikte diğer yorum, yani çocuğun büluğ çağında olup işlediği suçlar yüzünden öldürülmüş olması bana daha makul geliyor. Çünkü şeriata daha uygun bir yaklaşım ve ayette bahsedilen bilge kulun peygamber ya da melek olduğunu kesin olarak gösteren bir şey yok.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran'da ''savaş ayeti'' diye bir şey yok. Olsaydı eğer, bu savaştan bahsedilirdi. Savaşın adı, yeri gibi.
100'ün üzerindeki öldürün(gıtal) ifadesini düşünürken, muhakkak Kehf suresindeki kıssayı düşünmelisin.
Kur'an hadislerin aksine ayrıntıya girmez zaten, pek çok konuyu özet geçer, genel hatlarıyla bahseder. Bu yüzden nüzul sebebi diye bir şey var. Sadece meal okuyarak olmaz. Kehf Suresi'ndeki kıssa ise, daha önce dediğim gibi, nasıl yorumlanacağı tartışmalı. Kehf Suresi'ndeki kıssaya bakarak hüküm bina edilmez.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu konularda cümle kurmak için Allah'a iman etmek gerekmez. Ortaokul 2'ye mi gidiyorsun acaba?!
Cümle kurarsın kurmasına da hep tenkit etme saikiyle kurarsın. Çünkü sana göre Allah yok, din yalan, Kur'an Muhammed'in günlük siyasetinin gereksinimlerine göre yazdığı bir kitap. Bu bakış açısı da Kur'an'ı anlamaya engel.

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah'ın varlığını Kehf 74 ve 80'deki ifadeleri okuyarak mı anladın?!
Ne alaka? Açıkladım zaten. Bu nasıl soru?!

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
''Tanrı adil olduğuna göre'' ne demek?! Gerisini okumadım.!
Mesela köleliği ilga etmeyen bir tanrı adil midir ya da kadın ve erkeğe eşit miras dağıtmayan?
Allah köleliği birdenbire kaldırmamıştır çünkü köleliğin tek taraflı olarak kaldırılması Müslümanların gücünü azaltabilirdi. Bunun yerine köleliği tadil edip daha insancıl bir şekle soktu. İslam'da kölelerin özgürlüğüne kavuşması için birçok yol var. Kadına mirastan yarım pay verilmesinde de bir haksızlık yok. Şeriatın erkeğe yüklediği sorumluluklara bakarsak durum dengeleniyor. İslam'ı kendi içinde değerlendirmez, modernist kafayla bakarsan kendince hata, kötülük, çelişki bulursun. Zaten bu yüzden iman esasları içselleştirilmeden diğer meseleler hakkında tartışmak vakit kaybı diyorum. Çünkü tartışmacı baştan Allah'ı, ahireti ve peygamberliği kabul etmediği için, meseleleri oryantalistlerin eleştirilerine, modernizmin kıstaslarına göre değerlendirecek ve tartışma bir yere varmayan bir kısır tartışma halini alacak.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 08-09-2022, 23:12
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

Siz islamdan ateizme sonra yeniden islama mı döndünüz, anlamadım.
İmzanıza istinaden soruyorum.
Etik gerekçelerle ayeizmden islama dönmüşsünüz. Daha önce hangi gerekçelerle ateist olmuştunuz.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:17 .