Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Diğer Bilimler > Psikoloji

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 01-06-2023, 02:43
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 334
Standart Sizofreni Spektrum Bozukluklar - Genel Bakis

Bildiginiz gibi sizofreni (ve aslinda benzer psikotik bozukluklari da sayabiliriz), siklikla bireyin egitimsel ve sosyal islevi uzerinde derin bir olumsuz etkiyle iliskilendirilen, psikopatolojinin en yikici bicimlerinden bazilaridir.

Dolayisiyla cok yaygin bir rahatsizlik/ yada rahatsizlik grubu oldugu icin, kisa bir bilgi vermek istedim. Ne yazik ki, bu rahatsizliklar genellikle ergenlikten yetiskinlige geciste cok sik goruluyor, Yani bir anlamda genclerin yetiskinlige gecisinde ortaya cikiyor desek yanlis olmaz.

Psikotik bozukluklarin spektrumu neyle iliskilidir diye sorarsaniz , sizofreni [1], sizoaffektif bozukluk [2] sanrili bozukluk [3], sizotipal kisilik bozuklugu [4], sizofreniform bozukluk [5] vs madde kullanimi veya tibbi durumlarla iliskili psikoz ile iliskili oldugu gorulur. Amerikan Saglik Bakanligina Enstitusunde yayimlanan bilimsel bir makaleye gore ise 90% oraniyla genetik oldugu ifade ediliyor. [6]

(Tanimlara kisaca bakmak isterseniz, verdigim numaralara tiklayabilirsiniz, sizin icin farkli kaynaklardan adresler ekledim.)


Belki de sizofreni hastasi biriyle karsilasmis olaniniz vardir. Veya psikotik bir donem geciren birini gormus olabilirsiniz. Bireyler kendi kendileriyle konusuyor veya goremediginiz birine bagiriyor olabilir. Onlarla konusmaya calistiysaniz, takip etmeleri veya anlamalari zor olabilir veya paranoyak davranmis veya onlara karsi komplo kuran insanlar hakkinda tuhaf bir hikaye anlatmaya baslamis olabilirler.

Bu davranislar, bir kisinin psikotik bir donem sirasinda sergiledigi sanri, halusinasyon veya eksantrik davranis turlerinin karakteristigidir. Psikoz, kisinin halusinasyonlar (sesler duymak gibi aslinda orada olmayan bir seyi algilama) ve sanrilar (gercegin hatali yorumlanmasina dayanan yanlis inanclar) deneyimlemesi gibi bir kisinin gerceklikle baglantisinin bir sekilde koptugu bir durumdur. Sizofreni hastasi insanlarla muhtemelen hic bilmeden tanismissinizdir, cunku onlar semptomlarini sizin asla bilemeyeceginiz bir sekilde yonetebilirler.


Sizofreni hastalari medyada genellikle tehlikeli olarak tasvir edilirken, sizofreni siddetin bir kaynagi degildir. Nadiren siddet kullanirlar. Bununla birlikte, bu kliseler ve buna eslik eden stigma, toplumdaki cogu insan tarafindan o kadar kabul goruyor ki, bu bozukluklara sahip kisiler, iliskileri (kendi aileleri icinde bile), barinma, istihdam ve diger bircok firsat acisindan siklikla ayrimciliga ugruyor. Nobel Odulu sahibi John Nash gibi sizofreni hastalari etkileyici basarilariyla unludur.



Filmi henuz izlemediyseniz bir an once izlemenizi tavsiye ederim.

Filmi izlediyseniz, John Nash'in sizofreni hastasi oldugunu hatirlayacaksiniz. Sizofreninin ne oldugunu iyi anlamak gerekiyor.

Sizofreni, bir kisinin hayattaki islevlerini yerine getirmesinde bir bozulma anlamina gelen ciddi bir hastaliktir. Sizofreni hastalari halusinasyonlar, sanrilar veya her ikisini birden yasarlar ve duygularini ve davranislarini duzenlemekte asiri gucluk cekebilirler. Dusunme tutarsiz ve daginik olma egilimindedir, hatta iletisim kurma yetenegi de bu durumdan etkilenir, bazi davranislar sosyal standartlara gore alisilmadik olabilir.

Yalniz abnormal ve atipikal kavramlarini baska bir baslikta konusmak gerekir.

Cogu zaman, sizofreni teshisi konan bir kisinin, ozellikle semptomlari ilk kez ortaya koydugunda, semptomlari dogru bir sekilde degerlendirmek ve tedavi etmek icin hastaneye yatirilmasi gerekecektir; bazi kisiler surekli ek destege ihtiyac duyarlar, bazilari ise tedaviye yanit verirler, bu sayede, calisma yada sosyal yasamina katilabilir/geri doner.

Bu arada, sizofreniyi dissosiyatif kimlik bozuklugu ile karistirmayin. Bunlar farkli kavramlaridr.

Dissosiyatif bozukluklarin ana ozelligi, insanlarin benlik algilarindan uzaklasmalari, bunun sonucunda hafiza ve kimlik bozukluklarina yol acmasidir; dissosiyatif semptomlar, psikotik semptomlari veya sizofreni spektrum bozukluklarinin karakteristik ozelligi olan duygusal ve iletisim problemlerini icermez; bunlar cok farkli tipte bozukluklardir.


Sizofreni spektrum bozukluklari, asagidaki semptomlardan en az iki veya daha fazlasiyla belirgindir:
  • sanrilar
  • halusinasyonlar
  • duzensiz dusunme
  • anormal motor davranis veya diger negatif semptomlar.

Asagidaki video da bilgilendirici olabilir. Video Ingilizcedir. Arzu ederseniz Turkce altyazi secenegi de mevcuttur.




Siz, sosyal yasaminizda tanik oldugunuz durumlar varsa, paylasabilirsiniz. Forum kullanicilarinin ilgisine gore konuya devam edebiliriz.



Saygilarimla
Alvin

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney

Konu Alvin tarafından (01-06-2023 Saat 03:44 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 21-03-2024, 13:20
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Siz, sosyal yasaminizda tanik oldugunuz durumlar varsa, paylasabilirsiniz. Forum kullanicilarinin ilgisine gore konuya devam edebiliriz.
2012 de diğerlerine göre manik psikotiktim

2019 da ani kesilen antidepresanların maniye yol açacağını (bunun oldukça yayın olduğunu) öğrenecektim. Tam bu dönemde eleştirel ve anti psikiyatri hareketleri ve kavramlarıyla da tanıştık.

2021-22 de ani alkol bırakmaya bağlı "deliriyum tremens" kavramına tanık olacaktım.

Yaşlı psikozları "deliriyum" adı alır.

Geriye baktığımda şunu görüyorum. Yaklaşık 2006 da tansiyon, aritmi, taşikardi vb ile yapılmış bir acil servis ziyareti sonrası kardiyoloji muayenesi ve bir haftalık tansiyon ölçümü ile bir beta bloker ilaç reçetelenmiş ve 6 yıl her gün bilfiil kullanmış ve 2012 de aniden kesmiştim. Kendime bakamayacak hale geldiğimde kurtarıcı olarak bir antidepresana sarılıp fayda görmeyince onu da kesmiştim. Bugün arkasında başka nedenler aramıyorum. Muhtemelen yaşananın arkasında onlar vardı.

2012 de her ne kadar kaçıp dursam da bir nöroloji muayenesi beni bipolar olarak etiketledi. Psikiyatristler bulaşmadık oysa psikoz ve türevleri damgası yiyebilirdik. İşin aslı yemediysek tek sebebi uzak durmadır.

2019 a kadar aralıklı küçük mani dalgaları ve bazen kısmi psikozlar geliştirdim ve 2019 dan bu yana bir daha asla yoklar

Hiç bir zaman tedavi alınmadı çünkü yok, zaten verilmiyor. Sinek böcek (zararlı ve haşere) ilaçlama gibi sürece ya da muameleye tedavi adı takan deli toplum

Aralıklı dönemlerde psikozun bütün belirtilerini taşıdım ve yaşadığımı söyleyebilirdim. Daha sonra yüzlercesiyle internette yazıştık.

Şizofreni adı bir zırvalıktır. Bu tek bir doktorun uydurma adı. Bu tıbbi bir gözlem değil. Tarihten gelen bir ad değil. Bu ad da bilinen bir hastalık yok. Kavramın tarihsel geçmişi yok. Tüm kanıtlar düzmece, zırva, sahte. (Beyin ya da genetik)

Kavram bir damga ve tuzaktır. Yanlış ele alınmış, yanlış yapılandırılmış bir kavram

Psikozlar evet gerçek

Neredeyse 3 psikozdan biri esrar kullanımından geliyor. Geri kalanın bir çoğu madde ve ilaç kullanımları (özellikle farmakolojik ilaçlar). Bazıları toksinler, patojenler, mikroorganizmalar, enfeksiyonlar gibi nedenlerden gelir. Çoğu biyolojiktir. (Karaciğer safra ve tiroid yaygın ana eksen gibi) Çok çok azı da gerçek travmalara dayalıdır. Güçlü travma ve istismar kurbanları. Özellikle taciz kurbanları. Belki çok az başka spesifik bilinmeyen neden.
Hepsi bu. Sadece bu kadar.
Yanlış tıbbi, bilişsel/bilgisel, toplumsal protokol onları çıkmaza ve çatışmaya sürüklüyor. bilinen tek gerçek.
Gerisi zırva.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 21-03-2024, 14:55
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Şu iyi biliniyor (ve araştıramalara da yansaımıştır) ki Naziler sadece birilerini yoketmeye kalkmadı. Yoketme yolculuğunu kuzeye Sami toplulukları üzerine de sürdüler ve kendi toplumlarındaki akıl hastaları üzerine de. Gerçekte Nazi Almanyası toplumdaki tüm şizofrenleri neredeyse yoketmeyi denedi, bir çoğuna da ulaştı. Bir nesil sonra popülasyonlarındaki şizofren oranı ya aynıydı ve sabit kalmıştı ya da artacaktı. Yani yukarıdaki Amerikan verileri dürüst değil ve analizden yoksun.

Bir başka ilginç bilgide şu. İkinci dünya savaşının buğday kıtlığı bize yepyeni bir hastalık verdi. Çöl-yak. Buğday kıtlığımız olmasaydı hiç bir zaman böylesi bir hastalığa ve ismine sahip olamayabilirdik çünkü buğday kıtlığından önce hasta hisseden bir çok insan onun yokluğunda birden iyileşmeye başlamıştı.

Şizofreninin Amerika da ki eski yerel adı ya da hak içindeki yaygın kullanımlarında biri de (bread madness) ekmek deliliğidir. 60-70 lerde şizofreni ve gluteni ilişkilendiren çalışmaları gömme (karşıtlama) içinse özel çaba harcanmış görünüyor.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 21-03-2024, 15:52
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Neden yeni, neden uyduruk, neden tarihte yok?

(2010)'nın şizofreninin doğuşu ile ilgili çalışmasında, insanların ortak bir kökene sahip olduklarını ancak çevresel farklılıklar nedeni ile zamanla dejenere olduklarını öne süren; dejenerasyon teorisinin ilham sembolü olarak kabul edilen Fransız psikiyatrist Bénédict Augustin Morel (1809-1873), bu tür semptomları gösteren vakalardan "erken demans (démence précoce)" olarak bahsetmektedir. Aynı yüzyılda, ruh sağlığı araştırmalarında modern klinik uygulamaların öncüsü olan Karl Ludwing Kahlbaum (1828-1899) "katatonik sendrom"u betimlemiştir.4 Şizofreni terimi, literatürde yaklaşık yüz yıl önce yer almaya başladı. Bununla birlikte şizofreni hastaları ilk olarak 1887 yılında sınıflandırıldı. Bu terim, modern bilimsel psikiyatri, psikofarmakoloji ve psikiyatrik genetiğin babası olarak bilinen psikiyatrist Emil Wilhelm Georg Magnus Kraepelin (1856–1926) tarafından aydınlatılan bir kavramdır.5 Ebers ve diğer birçok papirüs ile de kanıtlandığı gibi Eski Firavun Mısırı'nda şizofreniye ait izler yer almaktadır.6 Eski Roma ve Yunan kaynakları geçmişten yakın zamana doğru tarandığında, halkın psikotik bozukluklar hakkında bilgi sahibi olduğu görülmekte ancak şizofreninin modern tanı kriterlerini destekleyen herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Şizofreni; melankoli, mâni, genel ifade ile delilik gibi kavramlarla kıyaslandığında çok daha yeni bir kavramdır.7 XIX. yüzyılın ortalarında Avrupalı psikiyatristlerin genellikle gençleri etkileyen ve nedenleri tanımlanamayan bozuklukları incelemeye başlamaları ile şizofreni kavramı doğmaya başlamıştır.
Kraepelin, semptomları gözlenen psikotik bozukluğun bir beyin hastalığı ve demans olduğuna inanıyordu.8

https://dergipark.org.tr/en/download...e-file/1548539
Bakın şu nettir. Kronik bir hastalığı, kronik bir beyin hastalığını, kronik ömür boyu sürecek ve süren bir durumu açıklayacak belirleyecek eli yüzü düzgün veri yok, hiç olmadı. Psikozlar akut ya da dönemsel geçici krizler olarak açıklanabilir.

Şizofren

Tarihte En Eski Kaynak
[ c (1938) : şizofrenik ailellerde de bazan büyük istidadlar vardır ]

https://www.etimolojiturkce.com/kelime/%C5%9Fizofren

Neden genetik değiller ?

Naziler tarafından kısırlaştırılan ve öldürülen şizofreni hastalarının sayısını tahmin etmek ve bu hastalığın sonraki yaygınlığı ve insidansı üzerindeki etkisini değerlendirmek için bir girişimde bulunuldu. Şizofreni hastası 220.000 ila 269.500 kişinin kısırlaştırıldığı veya öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Bu toplam, 1939 ile 1945 yılları arasında Almanya'da yaşayan tüm şizofreni hastalarının %73 ila %100'ünü temsil eder. Almanya'da şizofreni yaygınlığına ilişkin savaş sonrası araştırmalar, beklendiği gibi düşük oranlar bildirdi. Bununla birlikte, Almanya'da savaş sonrası şizofreni insidansı oranları beklenmedik şekilde yüksekti. Psikiyatri hastalarına yönelik Nazi soykırımı, psikiyatri tarihindeki en büyük suç eylemiydi. Ayrıca, şu anda hatalı olduğu bilinen genetik teorilere dayanıyordu ve sonraki şizofreni insidansı üzerinde uzun vadeli belirgin bir etkisi yoktu.

https://www.researchgate.net/publica..._Schizophrenia
Amaç

Bipolar ebeveynlerin çocuklarında duygudurum bozuklukları gelişme riski genetik olarak yüksektir. Uzunlamasına bir çalışmada yazarlar, duygudurum bozukluklarının ve diğer psikopatolojinin başlangıcını, yaygınlığını ve erken seyrini belirlemek için ergenlikten yetişkinliğe kadar iki kutuplu bir çocuk grubunu takip ettiler.

Sonuçlar

Ergenlikten yetişkinliğe kadar geçen 12 yıllık takipten sonra bile bipolar I bozukluğu bipolar çocuklar arasında nadirdi.

https://ajp.psychiatryonline.org/doi....2012.12030401
Kalıtımla aktarıma dair bir bağ uyduramazlar

Neden tedavisi yok ?

Kuzey Finlandiya'da Açık Diyalog adı verilen bir programda, psikotik hastaların yüzde 80'inin, çoğuna ilaç verilmediği takdirde tamamen iyileşebildiği gösterilmiştir.

https://www.researchgate.net/publica...hosis_A_review
Daha başarılı hiç bir şey yok ve orada değil

1960'larda...hastanede yatan bir grup kronik şizofren (39 kişinin) 9 ay boyunca ilaçları olan klorpromazin gizlice plasebo (boş hap) ile değiştirildi. 22 hastada iyileşme gözlemlendi, 15'inde değişiklik olmadı ve sadece iki hastada kötüleşme görüldü (Lachaux ve Lemoine 1989)

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/art...C9361274/#CR80
Schooler, N. American Journal of Psychiatry 123 (1967): 986-995.

Bu NIMH çalışması, hastaneye yatırıldıktan sonra nöroleptikler veya plasebo ile tedavi edilmiş 299 hastanın bir yıllık sonuçlarını inceledi. Bu, NIMH tarafından yürütülen ilk uzun vadeli çalışmaydı ve araştırmacılar, plasebo alan hastaların "üç aktif fenotiazin alanlardan herhangi birini alanlara göre yeniden hastaneye yatma ihtimalinin daha düşük olduğunu" buldular.

https://ajp.psychiatryonline.org/doi.../ajp.123.8.986
https://robertwhitakerbooks.com/anat...schizophrenia/
https://www.iacaf.org/resources/articles/

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21-03-2024, 16:23
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Psikiyatri ya da psikiyatrik literatür; toplum, birey ya da ortalama insan gözünden ciddiye alınması gereken bir şey değildir. Tamamen meslek erbabına dönük. Tamamen doktor gözünden hastalık yönetimine dönük olarak hasta gözlemi yoluyla insanı meta kılan bir gözlemin ürünü. İçinde sıfır (eksi) empati) ve dengeli bilgi kırıntısı barındıracak.

Psikiyatrik Tanı El kitabı olan DSM tıpkı İncil konsülleri gibi bir grup Amerikan psikiyatristinin oturup yaptığı toplantılarda derlenmiştir. Burada tek fark papazlar yerine psikiyatristlerin toplanmasıdır. Hastalıkları bunlar belirler ve daha sonra literatür kurgulanır ya da altına mesleki bilgi ilinir. Literatür tamamen doktorun eylemine ve sağlık yönetimine (yönetene) dönüktür. Hastaya hiç bir bilgi, çıkar ya da kolaylık sağlamaz. Nedenler (etiyolojiler) ve çözümler (tedaviler) kayıp ve bu da oldukça ayıp.

Psikiyatri aşağılık ve kılıksız bir eylem. Tekno çağ ve ilerleme ile övünüp böbürlenen insanın çağında ilkel, barbar, karanlık, softa gereç

Şizofreni kavramı, "patolojik cinsellik" ve "drapetomani" kavramı kadar uyumsuz, çağdışı, aşağılık ve uydurmadır.

Bu arada, 1935 tarihli Standart Sınıflandırılmış Hastalık İsimlendirmesinde eşcinsellik, "psikopat kişilik" kategorisi altında "patolojik cinsellik" olarak sınıflandırıldı. [3]

https://en.wikipedia.org/wiki/Homosexuality_in_the_DSM
Drapetomani , 1851'de Amerikalı doktor Samuel A. Cartwright'ın köleleştirilmiş Afrikalıların kaçmasının nedeni olarak öne sürdüğü sözde bir akıl hastalığıydı

https://en.wikipedia.org/wiki/Drapetomania
Bir psikotik gözünden şizofreni kavramı emin olun bu kadar aşağılık, sığ, bayağı ve bir o kadar da ilkel bir kavramdır.
Psikiyatri olsa olsa bir dindir. Psikiyatrist ya bir vaazcı ya da papaz kılığında .Literatür de bunu doğrular. İsteyen inanır ve dileyen DSM ye tapar ,dileyenleri kulluk eder.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 21-03-2024, 19:47
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Şizofreni hakkında ne bilmelisiniz?

O bir Harvard psikiyatristi. Şizofrenisi olduğu için onu ziyaret eden ve düzenli ilaçlarını reçetelediği bir hastası aşırı kilo almıştı ve keto diyeti denemek istediğini söyledi. Kilo vermenin ona yararı olabileceğini düşünerek onu motive ettiğini söylüyor. Diyete devam ederken hastası çarpıcı biçimde iyileşti, ilaçları azalttı, onlardan kurtuldu ve önceden şizofreni adı taktıklarını belirtilerden de. O günden sonra o bir metabolik psikiyatrist ve artık bozulmuş mitokondriye ve başka şeylere inanıyor . Yani artık beyne ve genetiğe değil

https://twitter.com/ChrisPalmerMD

İşin aslı diğer Harvard psikiyatristleri de

Ortayaşlara geldi, tuhaf sağlık sorunları belirdi. Herşeyin en güzelini yaptığına inanıyordu ve bunlar neden oldu ki dedi. Emin olamadım ama hatırladığım kadarıyla bir bir süre bir nedenle eve tıkıldı ve dolapta sadece keto şeyler kalmıştı ya da tesadüfen bir kaç düşük karbonhidrat yedi. Her neyse daha iyi hissettiğini farkedecekti ve bunu araştırmaya koyuldu. Bugün artık modern psikiyatriyle bağlantısı var mı bilmiyoruz. Beslenme psikiyatrisi ya da gıda psikiyatrisi denen bir şeylerden sözediyor. Beyin yok, nöropsikiyatri yok, genetik hiç yok. O keto ve carnivore gruplarında diyet reçete eden psikiyatrist olarak tanınır ve neredeyse carnivore'un yenemediği akıl hastalığı sorunu bilmediğini ifade ettiği rivayet edilir.

https://twitter.com/GeorgiaEdeMD

Diyor ki; diğer şeyler bunun yanına bile yaklaşamıyor
Bu hikaye ilginçtir.

Bir psikologla evliyim ve üç oğlumuz var . Harika bir hayat yaşıyorduk, biliyorsunuz kariyerlerimiz vardı ve çocuklarımız akademik, spor ve yaz kampı yapıyordu ve seyahat ediyorduk ve sonra yaklaşık altı yıl önce birdenbire üç oğlumdan ikisi nöropsikiyatrik semptomlarla akut bir şekilde hastalandı.
Birdenbire, yani kelimenin tam anlamıyla neredeyse bir gecede.
Bizim için inanılmaz derecede şok ediciydi, ama neredeyse gerçek değilmiş gibiydi,
Genç erkeklerden gittiler 12 ve 14'ten kelimenin tam anlamıyla bir gecede şiddetli OKB semptomlarıyla ciddi şekilde depresyona girmek,intihara meyilli okula gidememek ve demek istediğim kesinlikle harap olduk..
Bu süreçte ilk başta erişebileceğimiz en iyi psikiyatrik tedaviyi aldık ki bu çok iyiydi
Uzman Psikoterapi dahil Psikiyatrik tedaviden tam anlamıyla hiçbir fayda görmediler ve aslında o zamanlar benim için kabul etmesi gerçekten zor olan şey ama şimdi kesinlikle görüyorum geriye dönüp bakınca psikiyatrik ilaçlar aslında onları daha da kötüleştiriyordu
Bilirsiniz ki bazen olur ve bilirsiniz hastalar ve aileler bundan şikayet eder ve bazen psikiyatristler sanırım bu olmadan önce ben bile bunu tam olarak dinlemiyor ama ve kendiniz bunu yaşadığınızda bilirsiniz biz harap olduğumuzu biliyoruz,
Hayatımızda bir tür bomba patlamış gibiydi.
Bu yüzden bizden burada başka neler olabileceği hakkında daha derine bakmamızı isteyen eşime teşekkür ederim.
Başka uzmanlar bulduk ve çocuklarımıza, pandas veya pans denen, çocuklarda akut bir psikiyatrik sendrom olan ve gerçekten
otoimmün bir süreç olan, bu yüzden başlangıçta bir otoimmün olduğu düşünülen bu durum teşhis edildi.
Streptokok enfeksiyonlarına dayalı süreç daha sonra herhangi bir enfeksiyona veya diğer enfeksiyonlara yanıt olarak otoimmün bir süreç olacak şekilde genişlettiler
ve her iki çocuğumuza da laboratuvar çalışmasına ve bazı uzmanlara dayanarak teşhis kondu ve tedavi gördüler. Ne yazık ki bu tedaviler bile
onlara yardımcı olmadı. Bu yüzden gerçekten bu noktada sıkışıp kaldık ve çok şanslıyım
Ben kendim çok şey öğrenebildim ve bir grup konferansa gidip bazı tanıdığınız insanlarla tanıştım.
Tıbbın ana akımının dışında gerçekten tanıdığınız bazı uzmanlara erişebildik.
Fonksiyonel tıp dünyasındaki insanları tanıdığınızı söyleyebilirim,
Biyoloji perspektiflerini karmaşık olana kronik durumlar ve tüm bunların arkasındaki bilimi anlamak ve bazen
gerçekten tıbbın ana akımının oldukça dışında bildiğiniz gerçekten yararlı tedaviler bulabilir ve tüm bunlara
erişebildiğimiz için kendimizi çok şanslı hissettik ve aldık.
.
Sonra hastalarım hakkında düşünmeye başladım. Kendi hastalarımı ve psikiyatrik rahatsızlıkları iyileşmeyen diğer tüm insanları düşünmeye başladım, psikiyatri birimlerinde veya ayakta tedavi kliniklerinde kimleri tanıyorsun? ve sen iyileşmiyorlar
ve kendi kendime düşünüyordum ki; kaç tanesinde enfeksiyon veya otoimmün süreç vardı ya da tüm bu hormonal dengesizliklerin altında yatan toksisiteler veya metabolik rahatsızlıklar biliyorsun tüm bu olası şeyler tıpkı bir şeye benzeyen şeyleri etkileyebiliyor.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:54 .