Ve Edip videoda vahiy aldığını iddia eder. Yorumlarda bu sorulunca da Edip'in cevabı :
"Evet.. Birkaç hafta Rabbimden beni içinde bulunduğum tereddütten kurtarması için dua ettiğim vakit vahiy olduğundan kuşkum olmayan bir ses beni 3:41 ayetine yöneltti ve sorunumu çözdü. Daha sonra birkaç yıl içinde gelişen bazı tecelliler o olayın kesinlikle ilahi bir takdir olduğunu isbatladı. Benden bağımsız olarak birçok kişi tanık oldu o tecellilere. Sadece ufukta (objektif dünyada) ayetlere tanık olmadım aynı zamanda enfusi olarak da tanık oldum. Bu yüzden gönlümde ve beynimde zerre ağırlığınca kuşku yok. Bu konuyu Üzerinde 19 Var adlı kitabımda son bölümlerde anlatıyorum..."
Ah Edip ah.
"Onlara Ayetlerimizi Enfüste ve Afakta göstereceğiz" derde onlara doğruları göstereceğiz, serbest bırakacağız demez kuran.
Yani dikkat etmeliydin, bana deliller gösterildi, keşfim açıldı, vahiy alıyorum diye ortaya çıkman, kitaplar yazman hiçbir şey değiştirmez.
Tasavvufun altın kuralı: "Tecelli sonradan anlaşılır"
Bunu bilmem gerekirdi, dahası "sonradan" ın ne zaman sonra olacağınıda bilmen gerekirdi.
Makamlardan kurtulmadığın sürecede hiç bir zaman son olmayacağına göre, anca makamlardan kurtulduğunda son son olacaktır ki, artık ne dense boş.
Vahiy herkes alabilir ondada problem yok, yalnız o iyi analiz edilmezse "yandı gülüm keten helva"dır.
Vahiy alınmaması daha iyidir elbette, kişi hayal içinde başka bir hayale kapılır ki o da "yandı çukurova yandı", türküsüne denk gelir.
Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.