Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 18-02-2013, 04:07
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart Kirâmen Kâtibîn, sağ-sol, kuzey-güney ?

Kirâmen Kâtibîn İslam dininde, insanların sağ ve solunda bulunup yapılan iyi ve kötü davranışları tespit edip, yazan meleklere verilen isimdir.

Kirâmen Kâtibîn melekleri, İslam'a göre, iki tanedir. Bu meleklerden biri kişinin solundadır ve kötü davranışlarını yazar, diğeri ise kişinin sağındadır ve iyi davranışları yazar. Bu meleklerin varlığı Kur'an'da geçmektedir ve bu nedenle bu meleklere inanmak Müslümanlara farzdır (şarttır). Kur'an'da bu iki melek hakkında şöyle denmiştir:

"Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız. Üstelik, biri sağ tarafında, biri sol tarafında oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) alıp kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir gözetici bulunmasın." (Kâf suresi, 16-18)

Ayrıca Kâf suresi, 20-21; Zuhruf Suresi 79-80 ve İnfitâr suresi, 11-12. ayetlerde de bu meleklerden bahsedilir. Kur'an'da bu meleklerin ahirette hesap gördükleri sırada insanlara şahitlik edecekleri de yer alır.

Bu iki melekle ilgili olarak ayetlerde dikkat edilirse “insanın omuzları” gibi bir ifade geçmemektedir. Bu iki melekle ilgili olarak sadece “sağda” ve “solda” oturmuş (kaidun) oldukları söylenmektedir. Ayette geçen “sağ (yemini)” ve “sol (şimali)” kelimeleri acaba gerçekten de insanın sağını ve solunu mu kastediyordu, yoksa bahsedilen başka bir şey miydi?

Arapça “sağ (yemini)” ve “sol (şimali)” kelimelerini ele alalım:

“Arapçanın İslam öncesi döneminde bu kelimeler coğrafi yön anlamında da kullanılmış. Gün doğumunu karşına alırsan sağ güney, sol kuzey olur. O yüzden öz Arabistan’ın güneyindeki ülkenin adı Yemen, kuzeyindeki ülkenin adı da Şa’m olmuş.”

“Al-Shām is an Arabic term for north and for Syria (Syria—particularly historical Greater Syria—is called Bilād al-Shām, "land of the north"—in Arabic.)”

Dikkat edilirse Kuran’nın yapılan meallerinde yön olarak doğu ve batı’dan bahsedilirken kuzey ve güney’den hiç bahsedilmemektedir. Tevrat’da dahi dört yönden bahsedilirken Kuran’ın meallerinde neden sadece iki yönden bahsedilmektedir? Acaba gerçekten de Kuran’da “kuzey ve güney” bahsi hiç geçmemekte midir yoksa “sağ” ve “sol” tabirleri ile geçtiği halde bu yönler gerçek anlamlarından farklı mı çevrilmektedir?

Eğer Arapçadaki “sağ” ve “sol” kavramlarını bu şekilde coğrafi manada ele alırsak karşımıza “kuzey” ve “güney” de oturan “iki melek” çıkmaktadır. Bu durum ise akıllara daha önceki açtığım başlıklarda değinmiş olduğum ve Kuran’da bahsinin geçtiğini iddia ettiğim (özellikle Musa'yla ilgili bahsi geçen "kanat" mevzusu ve onun firavuna gösterdiği elinin "beyazlaması" ve asasının "yılana" dönüşmesi şeklindeki iki mucizesiyle ilgili olarak) birisi Aşağı Mısır’ın diğeri ise Yukarı Mısır’ın “koruyucu” Tanrıçaları olan Nekhbet ve Wadjet Tanrıçalarını getirmektedir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Antik_M%C4%B1s%C4%B1r

Mısır’ın birleşmesi zamanında (M.Ö. 30. yy.), beyaz bir akbaba şeklinde tasvir edilen ve Yukarı Mısır’ın hakimi olarak kabul edilen Nekhbet’in simgesi, Wadjet’in uraeus (yılanlı) tacının yanındaki yerini almıştır. Her ikisinin de ayrı ayrı sahip oldukları önem birçok Mısır tanrıçasıyla ilişkilendirilmelerini önlemiştir. Nekhbet ve Wadjet Tanrıçaları birlikte, birleşen Mısır’ın birleştirici gücü ve hamisi anlamına gelen “İki Hanım (Two Ladies of Egypt)” olarak da bilinmektedir.

Kuran’daki “sağ” ve “sol” kavramlarını insanın sağı ve solundan çok coğrafik manada bir yön ve yer adı olarak ele alırsak bu kelimelerin geçtiği bütün ayetleri yeniden gözden geçirmek gerekecektir.

Acaba yukarıdaki ayetlerde “melek” olduğu iddia edilenler gerçekten de Allah’ın “şahdamarından” daha yakın olduğunu söylediği halde insanların sağ ve sol omzuna oturttuğu iki melek miydi yoksa düşmana azap vermekle görevli Mısır’ın koruyucu iki Tanrıçası mıydı?

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-02-2013, 19:03
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

cenkvarol´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
“Arapçanın İslam öncesi döneminde bu kelimeler coğrafi yön anlamında da kullanılmış. Gün doğumunu karşına alırsan sağ güney, sol kuzey olur. O yüzden öz Arabistan’ın güneyindeki ülkenin adı Yemen, kuzeyindeki ülkenin adı da Şa’m olmuş.”

“Al-Shām is an Arabic term for north and for Syria (Syria—particularly historical Greater Syria—is called Bilād al-Shām, "land of the north"—in Arabic.)”

Dikkat edilirse Kuran’nın yapılan meallerinde yön olarak doğu ve batı’dan bahsedilirken kuzey ve güney’den hiç bahsedilmemektedir. Tevrat’da dahi dört yönden bahsedilirken Kuran’ın meallerinde neden sadece iki yönden bahsedilmektedir? Acaba gerçekten de Kuran’da “kuzey ve güney” bahsi hiç geçmemekte midir yoksa “sağ” ve “sol” tabirleri ile geçtiği halde bu yönler gerçek anlamlarından farklı mı çevrilmektedir?
Dediğin gibi, Kuran'da yön olarak yalnızca "Doğu" ve "Batı" kelimeleri geçer. Muhtemelen bu yönler Kuran coğrafyasını, yani ilk Müslümanların kimlerle ilişki içinde olduklarını gösteriyordu.

Ya da ilk Müslümanlar Miras ayetlerinde olduğu gibi yön kavramından da bihaber idi, ki bu daha doğru olur.

Neden?

Bu konuda Kuran'da yalnızca "Kıble" ile ilgili aşağıdaki ayete bakarsak, meseleyi tam olarak ortaya koymuş oluruz.

Ali Fikri Yavuz Meali:
2.142 - (Medine'deki Yahûdi ve münafık) insanlardan akılsızlar yakında şöyle diyecekler: "-Müslümanları (eskiden beri Kudüs'e doğru namaz kıldıkları) kıbleden (Kâbe'ye) çeviren ne?" Onlara de ki, doğu da, batı da Allah'ındır; dilediğini doğru yola iletir.
Rivayetlere göre, Yahudiler kendi "Kıble"lerine dönen ilk Müslümanlarla alay ediyorlarmış ve biz olmazsak, siz kıbleyi bile bulamayacakmışsınız diyorlarmış. Hz. Muhammed’in 17 ay Mescid-i Aksa’yı (Kudüs) kıble olarak kullanmış, daha sonra bir gün ikindi namazını kıldırırken tam namazın ortasına geldiği bir sırada, yüzünü çevirmek suretiyle kıbleyi değiştirmiştir. (Bkz. Kıble'nin İki Kez Değiştirilmesi).

İyi ama, bu sefer de yön sorunu ortaya çıkıyor. Çünkü Mescid-i Aksa Mescid-i Haram'ın kuzeybatısındadır ya da Mescid-i Haram Mescid-i Aksa'nın güneydoğusunda kalır. Bu durumda kıblenin değiştirilmesiyle yön değişimi farklı oluyor ve bu, herkesin ağzını açıkta bırakıyor. Ağzınızı fazla açıkta bırakmayın, çünkü içine sinek kaçabilir (!)

Eğer durum böyle ise, o zaman ilk Müslümanlar'ın miras ayetlerinde olduğu gibi yönlerde de bir hata yaptıklarını kabul etmemiz gerekir.

Diğer taraftan, Eren ERDEM ve Yeni İslamcılar, bu ve diğer ayetlerde geçen "Mescid-i Aksa"nın "En Uzak Mescid" anlamından hareketle bu Mescidin Mekke'den 29 KM uzaklıktaki Taif'de olduğunda ısrar ederler.

Bunun için "kur'ân'ın türkçe meâli - işte kuran-hakkı yılmaz"daki Necm-156'nın altındaki şu dipnota bakabilirsiniz:

Burada ilk vahyin inişi; Rasülüllah’ın peygamber yapılışı ve ilk vahyin indiği yer konu edilmektedir. Şekil ve yer itibariyle daha evvel de Necm suresinin giriş bölümünde bilgi verilmişti. İlk İslâm tarihçilerinden Vâkıdî'nin Kitâbü'l-Meğazî ve el-Ezrâkî'nin Ahbâru'l-Mekke adlı kitaplarındaki bilgilere göre, Mekke'de Mescid-i Haram'dan başka değişik yerlerde mescitler vardır. Hatta bazı evler Mekkeliler tarafından mescit olarak kullanılmaktadır. Bu mescitlerden biri de Mekke'ye 9 mil mesafedeki Cirane Vâdisi'nin yukarısında olmasından dolayı “Mescid-i Aksa” [en uzak mescit] denilen mescittir. Bu
mescidi Kureyş'ten biri yaptırmıştır. Bu bilgiler ışığında, âyetteki, bir kenarını mübarek kıldığımız ifadesinden, Mescid-i Aksa'nın, haram/mübarek bölgenin dışında, kenarında bir yerde olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse, Mescid-i Aksa, Kudüs'te değil, Mekke'deki haram/mübarek yerin kenarındadır ve Kur’ân'dan yapılan bu tesbit, ilk dönem tarih ve
coğrafya bilimcisi Vâkıdî'in kitabındaki ile aynıdır. Bu konuyla ilgili bilgi için bkz. Tebyînu'l-Kur’ân.
Eğer gerçek buysa durum daha da vahim bir hal alır. Çünkü böyle bir durumda Puin haklı çıkar. Ona göre, Kuran Hz. Muhammed'ten 100'lerce yıl önce mevcuttu ve kendi zamanında bile anlaşılmayan metinlerin bir çeşit kokteyli idi.

Gördüğünüz gibi ortada her halükarda (her iki durumda) içinden çıkılamayacak bir mesele var ve Kuran birçok ayetinden kendisinin apçaık bir kitap olduğunu söyler.

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-02-2013, 19:49
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Yeni İslamcılara selam, işleme devam!

Dediğin gibi, Kuran'da yön olarak yalnızca "Doğu" ve "Batı" kelimeleri geçer. Muhtemelen bu yönler Kuran coğrafyasını, yani ilk Müslümanların kimlerle ilişki içinde olduklarını gösteriyordu.

Ya da ilk Müslümanlar Miras ayetlerinde olduğu gibi yön kavramından da bihaber idi, ki bu daha doğru olur.

Neden?

Bu konuda Kuran'da yalnızca "Kıble" ile ilgili aşağıdaki ayete bakarsak, meseleyi tam olarak ortaya koymuş oluruz.

Ali Fikri Yavuz Meali:
2.142 - (Medine'deki Yahûdi ve münafık) insanlardan akılsızlar yakında şöyle diyecekler: "-Müslümanları (eskiden beri Kudüs'e doğru namaz kıldıkları) kıbleden (Kâbe'ye) çeviren ne?" Onlara de ki, doğu da, batı da Allah'ındır; dilediğini doğru yola iletir.
Rivayetlere göre, Yahudiler kendi "Kıble"lerine dönen ilk Müslümanlarla alay ediyorlarmış ve biz olmazsak, siz kıbleyi bile bulamayacakmışsınız diyorlarmış. Hz. Muhammed’in 17 ay Mescid-i Aksa’yı (Kudüs) kıble olarak kullanmış, daha sonra bir gün ikindi namazını kıldırırken tam namazın ortasına geldiği bir sırada, yüzünü çevirmek suretiyle kıbleyi değiştirmiştir. (Bkz. Kıble'nin İki Kez Değiştirilmesi).

İyi ama, bu sefer de yön sorunu ortaya çıkıyor. Çünkü Mescid-i Aksa Mescid-i Haram'ın kuzeybatısındadır ya da Mescid-i Haram Mescid-i Aksa'nın güneydoğusunda kalır (Bak ama aklını kaçırma! "Kıble Yıldızı: Süheyl" adlı makelemin 3. sayfasının başındaki çizimime). Bu durumda kıblenin değiştirilmesiyle yön değişimi farklı oluyor ve bu, herkesin ağzını açıkta bırakıyor. Ağzınızı fazla açıkta bırakmayın, çünkü içine sinek kaçabilir (!)

Eğer durum böyle ise, o zaman ilk Müslümanlar'ın miras ayetlerinde olduğu gibi yönlerde de bir hata yaptıklarını kabul etmemiz gerekir.

Diğer taraftan, Eren ERDEM ve Yeni İslamcılar, hani bir zamanlar ülkemizde "Yeni Sinemacılar" diye bir fırtına esmişti, onun gibi bir şey, bu ve diğer ayetlerde geçen "Mescid-i Aksa"nın "En Uzak Mescid" anlamından hareketle bu Mescidin Mekke'den 29 KM uzaklıktaki Taif'de olduğunda ısrar ederler.

Bunun için "kur'ân'ın türkçe meâli - işte kuran-hakkı yılmaz"daki Necm-156'nın altındaki şu dipnota bakabilirsiniz:

Burada ilk vahyin inişi; Rasülüllah’ın peygamber yapılışı ve ilk vahyin indiği yer konu edilmektedir. Şekil ve yer itibariyle daha evvel de Necm suresinin giriş bölümünde bilgi verilmişti. İlk İslâm tarihçilerinden Vâkıdî'nin Kitâbü'l-Meğazî ve el-Ezrâkî'nin Ahbâru'l-Mekke adlı kitaplarındaki bilgilere göre, Mekke'de Mescid-i Haram'dan başka değişik yerlerde mescitler vardır. Hatta bazı evler Mekkeliler tarafından mescit olarak kullanılmaktadır. Bu mescitlerden biri de Mekke'ye 9 mil mesafedeki Cirane Vâdisi'nin yukarısında olmasından dolayı “Mescid-i Aksa” [en uzak mescit] denilen mescittir. Bu mescidi Kureyş'ten biri yaptırmıştır. Bu bilgiler ışığında, âyetteki, bir kenarını mübarek kıldığımız ifadesinden, Mescid-i Aksa'nın, haram/mübarek bölgenin dışında, kenarında bir yerde olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse, Mescid-i Aksa, Kudüs'te değil, Mekke'deki haram/mübarek yerin kenarındadır ve Kur’ân'dan yapılan bu tesbit, ilk dönem tarih ve
coğrafya bilimcisi Vâkıdî'in kitabındaki ile aynıdır. Bu konuyla ilgili bilgi için bkz. Tebyînu'l-Kur’ân.
Peki bu doğru mu?


Hazer TV tarafından verilen bu haritada Taif Mekke'nin hemen hemen doğusunda yer alır.

Bu haritaya göre Taif'in Mekke'nin hemen hemen doğusunda yer aldığı görülüyor ve işte, yukarıdaki Bakara-142 ayetine göre Yeni İslamcılar haklı görünür.

Fakat eğer gerçek buysa durum daha da vahim bir hal alır. Çünkü böyle bir durumda Puin haklı çıkar. Ona göre, "fikrim, Kuran metinlerin bir çeşit kokteyli olduğu, tamamı Muhammed zamanında bile anlaşılamadığıdır. Onların birçoğu bile İslam'ın kendisinden yüz yıl daha eskidir (My idea is that the Qur’an is a kind of cocktail of texts that were not all understood even at the time of Muhammad. Many of them may even be a hundred years older than Islam itself)", Wikipedia, "What the Koran Really Says".

Gördüğünüz gibi ortada her halükarda (her iki durumda) içinden çıkılamayacak bir mesele var ve Kuran birçok ayetinde kendisinin apaçık bir kitap olduğunu söyler.

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20-02-2013, 19:58
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Alman bilim adamı Gerd-Rudiger Puin hakkında daha önce bilgi sahibi değildim. Verdiğiniz bu bilgi için teşekkür ederim öncelikle. Benim gözümde Puin bu tespiti ile turnayı gözünden vurmuş. Kendi çapımda yapdığım değerlendirmeler sonucunda ben de aynı çıkarımda bulunmuştum;

“Kur’an’ın tamamı Hz. Muhammed zamanında bile anlaşılamayan metinlerin bir çeşit kokteylidir. Onların birçoğu, İslamın kendisinden bile daha eski, yüzlerce yıldır varolmalıdır.”

Tabi asıl önemli olan böylesi bir çıkarımın bir bilim adamı tarafından yapılmış olması.

Kuran'daki yönler konusunda ise, daha önce belirttiğim gibi ben şahsen doğu ve batı gibi Kuran'da "kuzey ve güney" tabirlerinin de bahsinin geçtiğini düşünüyorum. Yalnız bunlar anlatılırken "sağ" ve "sol" ifadelerinin kullanılmış olması büyük bir ihtimal.

Kuran'daki yön anlayışının temelinde yatan mantık şu şekilde olsa gerek: Güneşe yüzünüzü döndüğünüz vakit ön = doğu, arka = batı, sağ = güney (yemen), sol = kuzey (şam) oluyordu.

Kuranda "öndekiler ve arkadakiler" şeklinde sıkça geçen bir ifade vardır ki bu ifadenin doğan ve daha sonra batan "güneş (ay, yıldız?)" ile yakından bir ilişkisi bulunuyordu. Bununla ilgili ayrı bir başlık açacam.


"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
kirâmen kâtibîn, kuzey-güney, nekhbet, sağ-sol, wadjet


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
'Kuzey Amerika'nın yerlileri Asya'dan geldi' irsArtvin Evrim 4 03-09-2012 01:08
Güney kutup ışıkları pitxtr Multimedya 0 11-02-2012 19:40
Bu arada Kuzey Kore'de... westergaard Politika 5 04-05-2011 22:19
Yılmaz Güney aydoe Edebiyat 11 01-10-2009 15:31
Kuzey Irak'a Operasyon Şart Oldu pante Politika 165 30-12-2007 18:17

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:51 .