Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 13-02-2016, 17:43
morrigan morrigan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Feb 2016
Mesajlar: 407
Standart

Açıkçası vermiş olduğunuz link beni tatmin etmedi, nasıl karışmadığı, ne kadar orada falan açıklanmış. Bir ayet hakkında sayfalarca yazıp onu çürütmeye çalışmak ayeti geçersiz saymaz.
Ayette şu kadarı karışmıyor, şu yavaşlıkla falan karışır demiyor ki, bir tarafla öbür taraftan bahsediyor.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 13-02-2016, 18:13
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

morrigan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah kelamında şöyle diyor;

“İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.”
(Rahman Suresi 19-20)

Kuran'ı Hz Muhammed uydurduysa söyleyin bakalım 1400 yıl önce arabistan çölünde yaşayan insan Deniz bilimleri fakültesine mi gitmiştir yoksa dalgıç kıyafetlerini giyip kendi mi araştırmıştır?


Denizaltı araştırmaları ile ünlü Fransız deniz bilimci Kaptan Jacques Cousteau denizlerdeki su engelleri ile ilgili yaptığı araştırmaların sonucunu şöyle anlatmaktadır:
“Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engellerin bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Çalışmalar sonucunda gördük ki, Akdeniz’in kendine has tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra Atlas Okyanusu’ndaki su kütlesini inceledik ve Akdeniz’den tamamen farklı olduğunu gördük. Hâlbuki Cebeli Tarık Boğazı’nda birleşen bu iki denizin tuzluluk, yoğunluk ve sahip olduğu hayatiyet açısından eşit veya eşite yakın olması gerekiyordu. Oysaki bu iki deniz, birbirine yakın kısımlarda bile ayrı yapılara sahiptiler. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren bir durumla karşılaştık. Çünkü bu iki denizin karışmasına birleşme noktasında bulunan harika bir su perdesi engel oluyordu. Aynı türden bir su engeli 1962 yılında Alman bilim adamları tarafından Aden Körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendep Boğazı’nda da bulunmuştu. Daha sonraki incelemelerimizde farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı engelin bulunduğuna tanıklık ettik.”
Şimdi Sn. Morrigan,

Dikkat ediniz Allah mucizesini tek bir ayette belirtmek yerine, iki farklı ayet olarak göndermiş. Siz de altına zaten 19-20 diye belirtmişsiniz.

Bir meal sitesinden 19. ayeti bir yazalım:

Merecel bahreyni yeltekıyân(yeltekıyâni).
1.merece: akıttı 2.el bahreyni: iki deniz 3.yeltekıyâni: ikisi karşılaşacak, birbirine kavuşacak

Deniz kelimesi yerine "bahreyn" kelimesinin kullanılması ilginç değil mi?
Sizce Allah cebalitarık'ı mı kastetmiş olabilir yoksa zaten Muhammed'in yaşadığı coğrafyada bulunan Bahreyn denizini mi?


Öncelikle Kur'an'da tekrarlanan bu "yanlış" bilginin zaten bilindiğini bizzat Kur'an'ın kendisinden anlamaktayız, mucizecilerin hiç bahsini etmedikleri, kırpıp mucize yaratmaya çalıştıkları ayetleri bi görelim önce.

Kur'an'da bu bahis üç yerde geçmektedir, mucizeciler sadece ikisini vermişler, Rahman Suresi ayetlerini kırpmışlar. Bu bahis Fatır Suresinin 12. ayetinde de geçmektedir, görelim;
İki deniz aynı olmaz. Şu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi kolaydır. Şu ise tuzludur, acıdır. Bununla beraber her birinden taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan istemeniz ve şükretmeniz için gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün.
Bu ayetten aktarılan yanlış bilginin zaten o zamanlarda bilinen bir şey olduğu anlaşılıyor. Bilinen bir yerden bahsediliyor, "siz oradan balık yersiniz, süs eşyası çıkarırsınız, yüzen gemileri görürsünüz" deniyor. Yani bura her nere ise Arapların bilmekten öte geçimlerini sağladıkları bir yer. Herkesin bildiği bu bilgiyi hatırlatarak, Allah'ın gücüne, şanına vurgu yapılıyor. Yani Allah'ın nimetlerinden sayılıyor. "Sizin balık tuttuğunuz, gemiler yüzdürdüğünüz o denizleri Allah karıştırmıyor, Allah onların arasına engel koymuştur deniliyor. O zamanın ilkel insanının her şeyi Allah'a bağladığına, o denizlerin karışmıyormuş gibi görünmesinin Allah'ın işi olduğuna ve dolayısıyla karışmıyormuş gibi görünen o su kütlelerinin bu durumuna neden olan fizik kanunlarından bihaber olduklarına güzel birer kanıttır bu ayetler.

...

Ama değil, büyük ihtimalle Kur'an'ın bahsettiği yer, Bahreyn. Çünkü Bahreyn'de denizin altından çıkan tatlı artezyen suları vardır, bunlar denize birleşik olarak tatlı su havuzları oluştururlar, üstteki videoda da gördüğünüz gibi. Bu sular yer altından sürekli bu havuzları besledikleri için tatlı ve içilebilir su özelliklerini kaybetmemişlerdir. Yani denizin içinde tatlı su denizi! Ayrıca ayetteki anlatımlarla da çok güzel bir uyum içerisinde, zira tarihte dünyanın en iyi incileri Bahreyn'de yetişirdi, incileriyle ünlüydü yani. Bu konuda Turan Dursun Forumlarından bir arkadaşın araştırmasını sunuyorum sizlere:
Rahman 19 : Mereclbahreyni yeltekıyani.
bahreyn : ikideniz arasında anlamına gelir arapçada .
Merec El Bahreyn : İki denizin birleştiği yer.....
Yeltakiyanı : görüşmek karşılaşmak yanyana gelmek
Ülkemizin adı Bahreyn.... Basra Körfezi'nde yer alan bir ada ülkesi ... varsa bir harita açalım daha yararlı ve anlaşılır olacaktır ... Basra Körfezi sularını Umman Denizi'nden alır .. Umman Denizi de Hint Okyanusu'na bağlıdır ... yani kısacası bu güzel adamızın (Bahreyn Adası) doğu tarafında kalan kıyıları bu tuzlu su kaynağına bakar ... bu adanın batısında ise Suudi Arabistan bulunur ... güneydoğusunda ise Katar bulunur ... işte bu üç ülke arasında kalan su kitlesi sanki bir iç deniz gibi havuzlanmıştır ... Bahreyn'in doğusunda ve batısında su altı yükseltileri, devasa mercan resifleri ve takım adaları vardır (Bahreyn 36 adadan oluşur büyük olanları : Hawar takımadası, Muharraq, Umm Na'san, Sitra Adaları ) ... bu da bir ucu Katar'a bir ucu da Arabistan'a bağlanan doğal bir set görevi görmektedir ...
1930 yılında petrol bulunana kadar ana geçim kaynağı bu resiflerden elde edilen inci olmuştur, bölgenin en geniş kaynaklarına sahiptir ve kalite bakımından dünyaca ünlüdür. Ülkenin çok büyük bir bölümü çöldür ve doğal olarak içecek su sıkıntısı çekmeleri beklenirdi, oysa bu iç deniz bir sırrı barındırıyordu tabanında. Deniz tabanındaki çatlaklardan tatlı su kaynakları fışkırmakta, bir nevi doğal artezyen kuyuları bulunmakta.
Tatlı su ihtiyaçlarının çoğunu eski zamanlarda bu şekilde karşılamayı başaran halk her zaman bu olaya tanrının bir lütfu olarak bakmıştır. İç denizdeki yeraltı sularıyla bölgesel bir şekilde tatlı su odakları oluşturan bu denizi gören halk batıda bulunan tuzlu körfez sularının birbiriyle karışmadığına inanmışlardır. Bahreyn adı da bu özelliğinden dolayı verilmiştir bu adaya. Bahreyn bu özelliğiyle sadece kendisinin değil aynı zaman da tüm o bölgenin tatlı su kaynağıydı.

Link: http://dinsizdeist.blogspot.com.tr/2...karsmamas.html


Yani Kur-an'ın bahsettiği zaten halk tarafından zaten o tarihte bilinen bir olaydır. Ve kastedilen Cebelitarık değil, Bahreyn'dir.
Kaldı ki Errata'nın verdiği linkte de zaten tatlı su ve tuzlu suların karşılaştıklarında birbirlerinin içinden aktıkları bilgisi verilmektedir. Yani öyle perde olayı filan yoktur, biri üst akıntı diğeri alt akıntı filan olarak birbirlerine akarlar...

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 13-02-2016, 18:32
morrigan morrigan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Feb 2016
Mesajlar: 407
Standart

Yani Kur-an'ın bahsettiği zaten halk tarafından zaten o tarihte bilinen bir olaydır. Ve kastedilen Cebelitarık değil, Bahreyn'dir.
Kaldı ki Errata'nın verdiği linkte de zaten tatlı su ve tuzlu suların karşılaştıklarında birbirlerinin içinden aktıkları bilgisi verilmektedir. Yani öyle perde olayı filan yoktur, biri üst akıntı diğeri alt akıntı filan olarak birbirlerine akarlar...
İster içinden aksın gitsin ister miktar olarak yavaş karışsın, ayette zaten bir tarafın bir tarafa karışmadığı yazıyor, içinden geçip geçmemesi yazmıyor veya bu engeli niye kapı gibi düşünüyorsunuz, bir şeyin içinden geçip karışmaması da dahildir. Karışmak demek bütünüyle karışmak anlamını taşımalıdır.

Bunun halk tarafından bilinmesi de ayrı bir tartışma konusu ve sağlam kanıt gerektirir. Acaba o tarihte yazı yazmak var mıydı? Günümüzde bile insanlar yeni öğreniyorsak ciddi bir araştırma gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 13-02-2016, 21:28
İlahimasal İlahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Mar 2015
Mesajlar: 4.698
Standart

El-ilah isanın anası ile harunun kızkardeşini bile biribirine KARIŞTIRMAMIŞ ki . Kaldıki denizler.

El-ilahın H2o ile arası çok iyi. Arşı suların üzerinde ,ordaki suyla ,dunyadaki suda biribirine KARIŞMIYOR.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 13-02-2016, 22:12
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Materyalist bakış açısıyla hiç bir din baş edemez. Çünkü materyalizm matematiğe, fiziğe, veriye, gözleme, deneyselliğe, tekrarlanabilirliğe dayanır. Dinler ise işte şekil A da oldugu gibi binlerce yil önce gerceklestigi iddia edilen mucize iddialarına. Mucize diye sundukları şeylerin dahi ne kadar kolay çürütülebilir oldugu aşikardır. Imanlarını getirip 6000 küsur ayetlik kitabın 2 ayetine dayayanlar köşesine cekilmeye mecburdur. Birseyler ögrenme görüntüsü altında gelip, gizli ajandaları ateistleri ya da dinlerden özgürlesmisleri diyelim, imana getirme amaci güdenler Allahindan vazgecip deist gibi görünmeye çalışsa da en nihayetinde "alın ateizminiz sizin olsun, Allahimi bana birakin" moduna gelirler.

Aslında bu forumu bazen bir çesit ögütme makinasına benzetiyorum. Özellikle teistleri çöp ögütür gibi ince bir zekayla öğütüp geri dönüsüm kutusuna gönderen bir makina.. En azindan imanindan vazgecemeseler de buraya gelen teistlerin az bir sey olsa da bir sorgulama, sorma, süphe duyma bilinci kazandigi yani bir nevi yontuldugu kanaatindeyim.

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 14-02-2016, 02:56
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

http://www.evrimagaci.org/fotograf/56/3917

Termoklin
Piknoklin;


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 14-02-2016, 20:41
Perperoglou - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Perperoglou Perperoglou isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 05 Feb 2016
Mesajlar: 65
Standart

Sevgili obi-wan,

Evrim teorisi, sağlam bir temel üzerine inşa edilmemiş, gayri-ilmi nitelikte olan ve bilimsel metodlarla bir tahlile tutulduğunda mesnetsiz olduğu kolay bir şekilde anlaşılabilecek basit bir öngörüden ibarettir.
Misalen, eğer insanoğlu maymundan geldiyse neden hala maymunların mevcut olduğu açıklanamadığı gibi bugün neden canlıların evrim geçirmediği de cevaplanamamaktadır.
Diğer yandan canlıların evrim geçirerek günümüzdeki hallerini almaları için milyonlarca yıl gerekirken, dünyanın yaşının İslami kaynaklarda belirtildiği gibi 7 bin yıllık olması, bu teorinin mümkün olmasını imkan dahilinde kılmamaktadır.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 14-02-2016, 21:09
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Perperoglou´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili obi-wan,

Evrim teorisi, sağlam bir temel üzerine inşa edilmemiş, gayri-ilmi nitelikte olan ve bilimsel metodlarla bir tahlile tutulduğunda mesnetsiz olduğu kolay bir şekilde anlaşılabilecek basit bir öngörüden ibarettir.
Misalen, eğer insanoğlu maymundan geldiyse neden hala maymunların mevcut olduğu açıklanamadığı gibi bugün neden canlıların evrim geçirmediği de cevaplanamamaktadır.
Diğer yandan canlıların evrim geçirerek günümüzdeki hallerini almaları için milyonlarca yıl gerekirken, dünyanın yaşının İslami kaynaklarda belirtildiği gibi 7 bin yıllık olması, bu teorinin mümkün olmasını imkan dahilinde kılmamaktadır.
Sn. Perperoglu,

Evrimi 3500 milyon yıllık sürecinde tahayyül etmek elbette kolay bir iş değildir, hele bizim gibi ortalama 60-80 yıl ömrü olan insanlar tarafından. Ancak yine de işin nasıl işlediğine dair fikir edinebileceğin deneyler yapman mümkünüdr.

Örneğin aynı cins bakteriler alıp, bunları farklı glikoz yoğunluğunun bulunduğu tüplerin içerisinde sınıflayarak deneyler yapmaya başlayabilirsin. Bazı tüplere devamlı bol miktarda besin yerleştirirken, bazılarına kıt besin kaynağı yerleştirirsin. Ve birkaç sene sonra bu farklı tüplerdeki bakterilen nasıl birbirlerinden farklılaşmaya başladığını gözlemleyebilirsin. Örneğin bazı tüplerdeki bakteriler boyutsal olarak büyürken, kıt besinle beslenenlerin üreme ve enerji depolama yeteneklerinde artış gözlemlersin. Bakteriler, doğal seçilim mekanizmasını gözlemlemen için hızlı bir örnektir çünkü bir bakteri nesli saatlerle ölçülmektedir.

Daha uzun zamanım var diyorsan, lepistes balıkları ile bir deney yapabilirsin. Lepistes balıklarının erkekleri oldukça renklidir. Işıl ışıl parlak pulları vardır. Bu dişileri cezbetmek için geliştirilmiş bir özelliktir. Ancak şayet bu balıkların arasına sen lepistes balığı ile avlanan avcı bir balık yerleştirirsen, parlak olmak "hayatta kalmak adına" bir avantajdan çok dezavantaja dönüşmeye başlar, çünkü kolay farkedilebilme zaafiyeti verir. İlerleyen yıllarda içinde avcı balık olan akvaryumdaki lepistes balıklarının giderek daha soluk pullara sahip olduğunu ve yine kamuflaj özelliklerini arttıracak başka bir takım özellikler kazanmaya başladığını gözlersin. Nedir olan: doğal seçilim yoluyla o şart ve koşullarda zayıf olan bireylerin elenmesi, ve o şartlarda hayatta kalmak adına avantaj sahibi olanların genlerini çocuklarına arttırarak popülasyon genelinde çoğunluğu ele geçirmesidir.

Bu bahsettiklerim kısa insan ömrü içerisinde gözlenecek deneylerdir. Ancak sürecin milyonlarca yıl sürdüğünü düşünecek olursan bu farklılaşmaların ne boyutlara ulaşabileceğini tahayyül etmeye başlarsın. Dünya, oluşumundan beri çok farklı jeolojik çağlar yaşamıştır. Volkanik çağlar, buzul çağları, kıtaların denizler altında olduğu çağlar ki bu çağlarda binlerce ve milyonlarca yıl devam etmiştir.

Neden örneğin Van kedisi'ni sadece Van'da görürsün?
Ya da işte Galapagos adasına özel Galapagos kaplumbağaları vardır?
Nuh Tufanı bu spesifik lokasyonladaki spesifik canlıları nasıl açıklar?

Örneğin evrimin delillerini mutfağında bile bulabilirsin. Misal bir kabak ile salatalık ve hatta patlıcan aslında ne kadar benzerdir birbirine değil mi? Renkleri ve tatları ve boyutları değişiktir ama yapıları aynı gibidir. Kavun ile karpuz mesela..





Bu gördüğün resimler arasındaki tek farkta farklı oranda büyümüş kemiklerden başka bir şey değildir. Aslına bakarsan insan kafatası ile at kafatası dahi aynı kemiklere sahiptir, latince isimleri aynıdır. Tek fark bazı kemiklerin bir türde daha uzun ya da daha iri diğerinde daha küçük olmasıdır. Milyonlarca yılda mümkün olamaz mu bu ?

Şunu da eklemek lazım, doğal seçilim mekanizmasının işlemesi ortam ve koşullarının ya da çevrenin değişimine bağlıdır. Şayet çevre değişmiyorsa, bir türde değişim de gerekli değildir.

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 14-02-2016, 21:26
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Mükerrer

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 14-02-2016, 21:27
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

https://tr.wikipedia.org/wiki/Memeliler

https://tr.wikipedia.org/wiki/Omurgal%C4%B1lar

Omurgasızlara örnek: TROLLER, sınıflandırması yaplmadı, çünkü hakkıyla yapanlar(en azından dürüst, tutarlı, şebeklik etmeyenler) hariç, Psikolojik Rahatsızlıklar alanına giriyor. Çocukluğuna inilmesi gerekebilir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nsans%C4%B1lar

maymun ile insan bugün farklı türdür, örneğin inek ile insanın memelilerden olması, insanı inek yapmaz, ama bazı inekler okuma özürlüdür....

Eğer bir dincinin gözüyle bakacaksak O halde her dinci kardeşine göz diken bir sapıktır(Ademoğulları ve kızları), eğer bugün insan=maymundur deyip duruyorlarsa, haksızlık etmeyelim, dürüst olsunlar... Evrim teorisi insan=maymundur diyor mu? hayır, ama o gerizekalı mantıkla pekala dincilerde sapık oluyor, maymun olmayı tercih ederim...

Gerzek ama bir o kadar da boş, en azından yaptığı iş için dahi zeka, akıl ve mantığını iyi işletmesi gereken beceriksiz trole cevap için yazmadım, yeri geldi diye yazdım...

Konuya dönelim;

Şu savunma savunma olabilir mi?

Allah şu kadarı karışır, bu kadarı karışmaz demiyor ki!


doğru

Kur'an'ı yazan Emeviler, KARIŞMAZ diyor, lamı, cimi, şu ya da bu kadarı yok ki...

Çarpıtacağım diye bu kadar anlayışsızlığa düşülmezki...

Konuya bir ayet getirip, hadi o zaman bunuda açıklayın demek, konuyu çarpıtmak değil mi? İlla BASKIN gelmek hissiyatından değilse nedir? Oysa konu açılırken o kadar çok ayet verilmişki...

Açıklayın denilen ayet ise, YANLIŞ SÖYLEMİYLE zaten durumu daha da vahim yapıyor...

Birbirine karışmasına mani olan bir engelden söz edip, iki deniz birbirine KARIŞMAZ diyor, çünkü aralarında ENGEL varmış(!)....

İlgili yazı ise KARIŞTIĞINI kısaca aralarında ENGEL olmadığını İSPATLIYOR, ne kadarı karışıyor da, ne kadarı karışmıyorda böyle abuk, subuk bir açıklama, sonrada tatmin olmadım. Elbette tatmin olamazsınız, sizin tatminkarlığınız duymak istediğini duymaya dayalı. "Dünya dönmüyor" şartlanmasında iseniz, elbette döndüğünü açıklayan hiç bir metin sizi tatmin etmeyecek... Elden bir şey gelmez, insan kendisine dürüst, tutarlı ve saygılı olacak ki, tartışmanın da bir anlamı olsun... Gördüğü ya da gerçeği ifade etmekten korkmayacak, yanlış bildiklerim sarsılır diye doğru bilinenleri eğip, bükmeyecek, hem gelip, geçici, bugün hayattasınız, birgün olmayacaksınız, elinize ne geçer ki?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
ayet, din, islam, kuran, şeriat


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kuran-ı Kerim, okumakla anlaşılamazmış! atheist87 İslam 18 18-01-2016 13:55
nur-u kerim.. (yeni inen ayetler) boy_17_06 İslam 2 24-09-2009 14:41
Kuran-ı kerim nasıl okunur karadenizli İslam 64 06-01-2009 19:55
Müslüm Babanın Ayetleri... timsah Konu-dışı 27 15-08-2008 00:50
Kerim, TIR ve Yollar ker-kenez Konu-dışı 0 06-04-2008 12:51

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:45 .