Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 20-03-2014, 03:12
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart Ses kasetlerinin gerçeklik analizleri.

Sevgili arkadaşlar,

Malum, ortalık ses kasetlerinden geçilmiyor. Bu kasetlerde iktidardaki önemli isimlerin çeşitli yolsuzluklara, rüşvetlere, yağmalara bulaştığı iddia edilirken, kasetlerde sesi olan kişiler bunların "dublaj" veya "montaj" olduğunu söylüyorlar.

Dublaj, var olan bir görüntüdeki konuşmanın başkası tarafından seslendirilmesi, veya bir metnin hedef kişinin sesine benzetilerek başkası tarafından seslendirilmesi anlamına geliyor. Yani dublaj ile elde edilmiş olan ses kesinlikle başkasının sesidir.

Kasetlere uyarlarsak, kasetlerde başbakana ait olduğu iddia edilen ses dublaj ise, sesini başbakanın sesine benzeten bir başkasına ait ses demektir.

Montaj, birisinin çeşitli konuşmalarından mizansene uygun olan parçalarının kesilerek birleştirilmesi işlemidir.
Örneğin Deist_tr bir konuşmasında "Kitap okumayı seviyorum", bir başka konuşmasında "Yalan söylemeyi sevmiyorum" demiştir. Montajcı, ilk konuşmadaki "Kitap okumayı" ve ikinci konuşmadaki "sevmiyorum" sözcüklerini birleştirerek "Kitap okumayı sevmiyorum" veya isterse "Yalan söylemeyi seviyorum" cümlesini elde eder. Yani montaj ile elde edilmiş olan ses kesinlikle hedef kişinin sesidir.

Kasetler ortaya çıktığında iktidarın ilk tepkisi "dublajdır, montajdır bunlar" oldu. Oysa, ikisi çok farklıdır.

Bu başlıkta konu ile ilgili deneyimli uzmanların kaset analizlerini paylaşacağım.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-03-2014, 03:15
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

cumhuriyet.com.tr

'Ses kayıtları montaj değil'
Müzisyen ve ses mühendisi Attila Özdemiroğlu, internete düşen Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın ses kayıtları için kaydın montaj olmadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'ın internete yüklenen ses kayıtları twitter'da bütün gece konuşuldu. Ses kayıtlarının montaj olduğu yolunda başlayan tartışmaya müzisyen ve ses mühendisi Atilla Özdemiroğlu noktayı koydu.

Bir dönem Mesam başkanlığı da yapan müzisyen ve ses mühendisi Attila Özdemiroğlu, internete düşen Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan'ın ses kayıtları için montaj iddialarına yanıt verdi. Özdemiroğlu twitter'dan yaptığı açıklamada kaydın montaj olmadığını söyledi.




* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-03-2014, 03:17
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

cumhuriyet.com.tr

‘Montaj ihtimalı sıfır'
Uzmanlar, Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçti iddia edilen ses kaydını yorumladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen, önceki gece internete düşen ses kaydına ilişkin uzmanlar, böyle bir kaydın montaj olma ihtimalinin bulunmadığını belirtti.

Dünyanın en iyi ses mühendisleri arasında gösterilen Erdem Helvacıoğlu, Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaya ilişkin ses kaydının montaj olmasının mümkün olmadığını belirterek, "Montajda cümleler düzgün kurulmaz, tonlamalar uymaz, arka plan sesi değişkendir, konuşmanın bir melodisi yoktur. Uzman olmayan normal kulaklar da bir gariplik olduğunu hisseder" diye konuştu.

Helvacıoğlu, Başbakan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen konuşmanın ses kaydı internete düşer düşmez ses mühendisi uzmanlarla bir araya geldiklerini belirterek "Herkes bu kasetin montaj olmadığı görüşünde" dedi. Söz konusu kaydın montaj olmasının mümkün olmadığını belirten Helvacıoğlu, şöyle devam etti: "Çünkü montaj olması için bu konuşmanın, başka konuşma kayıtlarından kelime kelime birleştirilmesi lazım. Ancak birleştirirken tüm tonlamaların aynı olması lazım. Ayrıca tüm birleştirilen tüm kayıtlardaki arka plan seslerinin bire bir uyumlu olması lazım. Ancak bu teknik olarak mümkün değil."

Helvacıoğlu, kaydın montaj olup olmadığını teknik olarak incelenmesinin mümkün olduğuna dikkat çekerek "Kayıt hemen incelensin ve görülsün" diye konuştu. Helvacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Montajda cümleler düzgün kurulmaz, tonlamalar uymaz, arka plan sesi değişkendir, konuşmanın bir melodisi yoktur. Uzman olmayan normal kulaklar da bir gariplik olduğunu hisseder." Ulusal Kriminal Büro Direktörü Uğur Kurtulan ise bir kaydın montaj olup olmadığının kolaylıkla anlaşılabileceğini, bunun için bilirkişi incelemesinin yeterli olduğunu söyledi. Kurtulan, bilirkişi incelemesinde ise hata payının sıfır olduğuna da dikkat çekti.

‘Hiçbir ek yok'

Ses kaydını Twitter hesabından yorumlayan ses mühendisi Atilla Özdemiroğlu da şu açıklamalarda bulundu: "Farklı kaynaklardan montajlanmış konuşma sesi çok kolay anlaşılır. İçinde bulunulan ortam ve çevre sesi değişir. Kayıtları tekrar analiz ettim. Aramalar arasındaki montaj dışında hiçbir ek yok. Arka plan seslerden anlarsınız. İlk kayıtta telefon hatlarında sıkça olan diğer konuşmaların karışması bariz. 2. arama oldukça temiz bir hattan yapılmış."

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20-03-2014, 03:38
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

hurriyet.com.tr

Ebru Çapa, müzisyen ve ses teknisyeni Attila Özdemiroğlu ile son günlerin temel meselesi olan ses kayıtları üzerine nefis bir röportaja imza attı. İşte Hürriyet'te yayınlanan o röportaj…

‘Ses kayıtları montaj mı, değil mi?' tartışmalarının gölgesinde "Yok artık" tweet'i attı.



Üzerinde bilirkişi ihalesi kaldı. Müzisyen ve ses teknisyeni Atilla Özdemiroğulu'na göre son kayıtlarda, ne dublaj, ne montaj ne de bilgisayar marifetiyle türetilmiş herhangi bir kelime var.

Müzisyen ve ses teknisyeni Attila Özdemiroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'ın arasında geçtiği iddia edilen son kayıtlarda, ne dublaj, ne montaj ne de bilgisayar marifetiyle türetilmiş herhangi bir kelime bulunduğunu söylüyor.

Attila Özdemiroğlu, müzisyenliğinin yanında, alaylı bir ses teknisyeni. Babasının Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu'nda elektrik ve elektronik öğretmeni olmasından dolayı, 1950'li yıllarda, osiloskoplu laboratuvarı bulunan bir evde büyüyüp, yaz tatillerinde dayısının elektronik tamircisinde çalışıp, askeri telsiz, transistörlü radyo, ilerleyen yıllarda da televizyon tamir ederek serpilmiş, bacak kadarken bile elinden Popular Electronics dergisini düşürmemiş bir çocuk. Bugüne dek kullandığı amplikatörleri hep kendisi yapmış, stüdyo kurmuş, ülkenin tonmaister ve ses teknisyeni yetiştiren ilk kursunu açmış; ömrünü müzisyenliğin yanında, ses teknolojisine, elektroniğe de adamış bir isim. Ankara Atatürk Lisesi'nde gördüğü fen eğitiminin ardından üniversitede hukuk okusa da bilimin peşini hiç bırakmamış.

Özdemiroğlu, son haftalarda sanal ortama sızdırılan telefon kayıtlarının Alo Fatih namlı ilk örnekleri dökülmeye başladığında, Bülent Arınç'ın bir yorumu üzerine, mevzu mesleğini birebir alakadar ettiği için, tabiri caizse bir "Yok artık!" tweet'i attı:"Bir sabah Twitter'da bir habere rastladım; konu mesleğimle ilgiliydi. Bülent Arınç, Alo Fatih kayıtlarıyla ilgili ‘Bunlar montaj; artık deniz sesinden insan sesi bile yapılabiliyor' diyordu. Benim de komiğime gitti tabii. Tek bir tweet'le cevap verdim; niyetim de öyle uzatmak değildi. Sayın Bülent Arınç yanlış biliyor. White noise dediğimiz elektronik gürültüden filtre, belirli devrelerden, envelope generator dediğimiz devrelerden dalga sesi yapmak mümkündür ama dalga sesinden insan sesi yapılamaz. Hele deniz sesinden hiç yapılamaz. Ben bunu böyle yazınca ve karşılığında saldırılar gelince ben de ister istemez teknik bilgimi dökmeye başladım."

Akabinde olayların gelişmesi ve peş peşe yeni kayıtların sızdırılmasıyla da üzerinde bilirkişi ihalesi kaldı desek, yalan olmaz.

"Bol küfür yiyorum, hakaret işitiyorum; ‘Biz seni adam sanmıştık' diyorlar. Tehdit de geliyor, ‘Aman kendine dikkat et Attila Abi' diye iyiniyetli uyaran da çok çıkıyor ama ne yapayım yani. Onların haline üzülüyorum daha çok. Sorgulamaya hiç tahammülü olmayan bir biat… Ben bilim tarafından bakarım hayata; politik kimliğimi de o taraftan koyarım. Çocuklarımın geleceği adına, bunun sonuçları ne olursa olsun, doğru bildiğimi söylemekle yükümlüyüm ben."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen diyalogların yer aldığı telefon kaydındaki seslerin dublaj olması mümkün mü?

Dublaj, kayıtlara dair en kolay iddia edilecek şeydir ama aksi de anında ispatlanabilir. İnsan sesi taklit edilebilir şeydir, bunu herkes biliyor. Taklit yapan, çok çok da benzeten insanlarımız var ama teknik bir analizle doğrusu anında ortaya çıkar. İnsan sesi üniktir. İnsan kimliğini tanımlayan belirli şeyler vardır. Fotoğraf en az geçerli şeylerden biridir; üzerinde oynanabilir. Biraz daha güçlüsü, parmak izidir ki o da silinebiliyor. En son bulunan gözdür, iristir. Fakat dünyada artık en geçerli olan, bankaların güvenlik sistemlerinde bile kullanılan, insanın kendi sesidir. O kadar üniktir ki bilgisayarlara kendi sesinizden komut verebilirsiniz. Bu, ses tanımlamanın algoritmalarıyla ilgili teknik, derin bir meseledir. Ses bir kimliktir. Dünyadaki yedi milyar insanın her birinin sesi, birbirinden ayrıştırılabilir durumda. Ve bu konuda başarı şansı da minimum yüzde 97. Minimum diyorum, dikkatinizi çekerim…

Konuşmaların, anlamı saptırma amacıyla montajlanmış olabilme ihtimali nedir?

Dört tane montaj noktası var. Böyle bir rapor gelirse, destekleyeceğim. (Kahkaha atıyor.) Beş ayrı konuşmanın bileşiminden oluşmuştur o kayıt, konuşmaların arasında dört tane de montaj noktası vardır. Bakın orası doğru. Bir tek de orası doğru. Haricinde montaj olma ihtimali, teknikman en kolay tespit edilebilir şey. Montajı ispatlayabilecek birçok parametre var, en temellerini sayayım size: Söz konusu hele bir elektronik kayıtsa ki bir telefon kaydıdır bizim elimizdeki malzeme, önce kulakla baştan aşağı dinleyip bir ek durumu var mı diye bakarız. Bunu belli edecek parametreler nelerdir, birincisi mikrofon ya da hat değişti mi, çünkü o durumda karakter de değişir. İkincisi, bulunduğunuz oda değişti mi, yani akustik ortam değişti mi; çünkü konuşmanın atmosferi başka bir boyuta sıçrar… Üçüncüsü, bulunduğunuz ortamdaki ambiant noise dediğimiz, çevre gürültüleri değişti mi; bakın mesela şimdi okul dağıldı, dışarıdan gelen çocuk seslerini duyuyoruz. Bunlara baktıktan sonra da hala şüphemiz varsa, wave form dediğimiz, dalga biçimini bilgisayarlarımızda açarız ve şüphelendiğimiz alanları detaylı olarak inceleriz; bir dalga bozulması, bir dalga farklılaşması, sıçraması var mı diye… Daha birçok açıdan da incelenebilir ama bu üçü bile yeterlidir.

Bilgisayar marifetiyle yoktan kelimelerin üretilip konuşmaya eklendiği iddiası doğru olabilir mi? Yoktan bir kelime nasıl var edilir?

Edilemez. Yoktan bir kelime var e-di-le-mez. Var edilirse, robotik bir kelime olur. Ben isterseniz size yapmaya çalışayım, böyle bir teknoloji yok. İmkansız. Böyle bir teknoloji olmadığı gibi bana sorarsanız, daha uzun bir süre de olmayacak. Çünkü ses, konuşma dediğimiz, feci komplike bilgiler içeriyor. Çok çok derin bilgiler içerir. Ciğer yapınızdan başlar, ağız boşluğunuzun, dişlerinizin biçiminden, ses tellerinizden, burun boşluğunuzdan, küçükken bunu nasıl geliştirdiğinizden, bebekken nasıl ağladığınızdan, o yapının nasıl geliştiğine kadar birçok fizyolojik özellik bir yana, hangi ortamda büyüdünüz, kelimeleri nasıl vurguluyorsunuz, telaffuzunuz, aksanınız benzeri, türlü uzmanlık alanlarını da alakadar eden boyutları vardır. Elektronik tarama ile forensic uzmanlarının bilgilerini birleştirdiğiniz zaman bunların ortaya çıkmamasının imkanı yok. Benim bu kayıtta dublaj ya da montaj olmadığından yana, en ufak bir kuşkum yok.

Nasıl bir inceleme neticesinde böylesine kesin bir kanaate varabildiniz?

Bu son iddia edilen kaydı, hepsine güvendiğim, kimi Avustralya'dan mezun, kimi Amerika'da doktorasının son günlerinde olan, şuradan buradan, işinde uzman arkadaşlara gönderdim. Sekiz kişilik bir ekip kendiliğinden oluştu; herkes işini gücünü bırakıp, bunula uğraştı, kendi incelemesini yaptı; hepsinden de aynı benimki gibi rapor aldım. Ses mühendisliğinin, ses teknisyenliğinin ötesinde insanlar bunlar. Forensic, yani adli ses analizi, bambaşka bir iştir. Bu kişilerin üçü forensic uzmanı, adi incelemeye vakıf… Diğerleri ses mühendisi diyebileceğimiz kategorideler. Aynı zamanda dil uzmanı da gerekli, sadece elektronik bilgisi de yetmez. Çünkü konuşmada sadece ses benzerliği değildir önemli olan, artikülasyon da fark yaratır. Bir arkadaşımız üç gün boyunca sabahlayarak, başka tarihlerden konuşmalarla kıyaslama suretiyle, 12 kelimeyi deşifre etti, 12'si birden tuttu. Bu işi, profesyonel olarak yaptırmaya kalksanız, 13 bin dolardır şirketlerde bedeli. Beş ayrı konuşmanın arasındaki dört montaj noktası haricinde, montaj olmadığı konusunda kimsenin en ufak bir şüphesi yok. Sözcük birleştirme, üretme konusunda da artık gülüyor herkes, ne yapsınlar yani…

En komik aşama, son derece ciddi olması gereken kurumlardan geldi ama. Biri montajı kanıtlayan inceleme TRT'nin laboratuvarlarında yapıldı beyanatı, biri de Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın; ‘Ben montaj olduğunu hissediyorum, incelemeye lüzum yok' açıklaması. TÜBİTAK'dan beş kişi görevden alındı değil mi; çünkü bilim adamları böyle bir rapor veremezler. Her türlü kariyerleri biter. Kaleidoscope Sound'dan montaj iddiasını doğrulayan rapor verildiği haberlerinin ardından şirketin bunu yalanlaması iyi oldu. Oturmuş nasıl olabilir diye mail yazıyordum ki yalanlama geldi. İçeriden birileri para almıştır o sahte raporla ilgili, bu çok açık. Doğrusunu kim ifşa ettiyse teşekkür ederim, kendime vazife edinmiştim; bildiğim, güvendiğim bir stüdyo nasıl böyle bir şey yapar diye. Kaç tane stüdyo var dünyada biliyor musunuz; şurada hemen arkadaki sokakta da var bir tane; ben de hemen isterseniz antetli bir kağıda yazıp verebilirim; ben daha ciddi yazarım üstelik dil bildiğimden dolayı… Bir raporun ciddi olabilmesi için adli yetkili olması lazım; bu stüdyo adli yetkilidir; o yüzden hayret etmiştim.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 20-03-2014, 03:41
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

Mustafa Altıoklar

mustafaltioklar.blogspot.com.tr

INSAN SESI PARMAK IZIDIR

Akustik ya da Ses Bilimi, sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Konuşma akustiği ise; konuşma iletişimi için gereken ses dalgalarının insanlar tarafından üretimi, iletimi ve algısını inceler.
İnsanlar ses çıkartmak istediklerinde akciğerlerden gelen hava soluk borusuna dolar ve buradan dışarı çıkar. Soluk borusunun üst bölümünde gırtlak yer alır. Gırtlakta ses telleri bulunur. Sert lifleri andıran ses telleri tıpkı bir kemanın telleri gibi iş görür. Akciğerlerden gelen havayla titreşir ve insan sesinin çıkmasını sağlarlar. İnsanlar gırtlak kasları, ağız, dudak ve dişlerinin yardımıyla bu sesleri sözcüklere dönüştürürler. Şimdi bu sesleri nasıl çıkarttığımızı anlamak için aşağıdaki linki tıklayarak izleyin lütfen. Makalenin devamını videodan sonra okumanızı öneririm. Çünkü bu bilgi doğrultusunda, insan seslerinin neden parmak izi kadar karakteristik ve "eşsiz" olduğunu anlatacağım.
http://www.youtube.com/watch?feature...&v=-XGds2GAvGQ
Yukarıdaki linkte 4 farklı insanın burun deliklerinden giren kameranın ses tellerine doğru uzandığını ve ses tellerinin hareketlerini gördünüz. Ses tellerimiz var diye, sesimizin sadece o tellerden çıktığını sanmayın. Sesimizi oluşturacak olan havanın akciğerlerimizden hareketlenerek ağzımızdan çıkana kadar geçtiği yapıları sıralayalım:
1. Diafram kası
2. Göğüs kafesi
3. Akciğerler
4. Trakea (soluk borusu)
5. Ses telleri
6. Larynx (gırtlak)
7. Pharynx (geniz)
8. Küçük dil
7. Ağız boşluğu
9. Damak
10.Dil
11. Dişler
12. Burun boşlukları
13.Sinüsler
14. Dudaklar
İnsanın ses karakteri yukarıda sayılan yapılardaki küçücük, milimetrik farklılıklarla, büyük karakteristik farklılıklara dönüşür. Yani kısaca dünyada %100 aynı sese sahip iki insan yoktur. Parmak izi kadar keskin bir kişisel özellik taşır insan sesi ve "SESİM TAKLİT EDİLDİ" iddiası "tek yumurta ikizleri" için bile GEÇERLİ DEĞİLDİR.
Yukarıdaki fiziksel özelliklere kültürel özellikleri de katarsanız -ki onlara da bir kaç örnek verelim; şive, sözcük tonlama ezberi, harflere basma, yutma, uzatma ya da kısaltma gibi alışkanlıklar; insan sesinin taklidini imkansız kılar.
SONUÇ: Tapelerde "şu olduğu iddia edilen kişi" sözcüğü sosyal ve vicdani olarak geçersizdir. Hukuki bir terimden öteye geçemez. Örneğin Bilal olduğu iddia edilen kişinin sesi Bilal'dir. Doğruluğunu ya da asılsızlığını tarafsız stüdyolar anında tespit edebilir. O nedenle "O SES BANA AİT DEĞİL" iddialarını geçelim bir kere bir kalemde. O sesler, iddia edilen isimlere aittir. Zaten hepsi de işin başında bu yönde kıvırmalara kalktılarsa da sonunda seslerin kendilerine ait olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar. Etmeyenler için ise bu makale yardımcı olur sanırım
meraklısına not (attila ilhan ustadan mülhem): aşağıdaki linkte sesin çıkması ve karakterinin oluşması hakkında bilgi verecek bir video daha bulacaksınız.




* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 20-03-2014, 03:46
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

Mustafa Altıoklar

mustafaltioklar.blogspot.com.tr

TAPELERDEKİ SES MONTAJI İDDİALARINA BİLİMSEL CEVAP



Kayda alınmış konuşma seslerinde montaj olup olmadığı bilimsel olarak aşağıdaki parametrelere bakılarak değerlendirilebilir.

1) DİP SES
2) SES TONU
3) SES VURGUSU
4) SES REZONANSI
5) SES EKOSU
6) SES ŞİDDETİ
7) SES BİNMESİ
8) PSİKOLOJİK DURUM
9) KONUŞMA HIZI

Aynı kişi, farklı zamanlarda, farklı amaç ve/veya mana adına aynı kelimeleri kullanmış olsa bile yukarıda sayılan parametrelere bağlı olarak kelimenin ve sesin karakteri değişir. Bu değişiklikler dinlediğimiz tapelerde montaj olup olmadığı kesin yargısına varmamızı sağlayacak netliktedir. Bu parametreleri kısa kısa ve tek tek inceleyelim.

1. DiP SES: Her ortamın ayrı ve kendine özel bir dip sesi vardır. Bu yazıyı okurken içinde bulunduğunuz ortamda gözlerinizi kapatıp çevre seslerine konsantre olun. Örneğin hastanede çalışıyorsanız dip sesler farklı, okuldaysanız farklı, kütüphanede farklı, bankada farklı, Şişli'deki evde farklı, Üsküdar'daki evde farklı, galata köprüsünde farklı, fatih köprüsünde farklıdır.Üstelik bu ortamların farklı zamanlarda bile farklı dip sesleri vardır. Sabah farklıdır mesela galata köprüsü sesi, gece farklıdır. Ofis ortamınız da, hastane de öyle. Yazın da farklıdır, kışın da. Sadece dışarıdaki cırcır böceği, ya da kar fırtınası farklılaştırmaz dip sesi üstelik. ortamda bulunanların giysilerinin kumaş hışırtısı bile, ses emici özellikleri bile farklılaştırır ortam sesini. Bunlar gibi çoğaltılacak on binlerce permutasyon açıkça ortaya koymaktadır ki; dip ses devamlılığı, bir tapenin montaj olup olmadığının en önemli göstergelerindendir. Üstten konuşan sesleri montajlasanız bile ortam sesi montajlanamaz. Ortam seslerini. kesemezsiniz, silemezsiniz, ses sıçrar, ses kırılır. Seloteybi sayfayı yaralamadan sökemediğiniz gibi, dip sesi, üstteki konuşma sesinden ayıramazsınız, sıyıramazsınız. Böyle bir teknoloji bu güneş sisteminde mevcut değildir. Son günlerdeki örneklere dönecek olursak, karşılıklı konuşan kişilerin içinde bulundukları ortam her ne ise, dip seslerde sıçrama yoktur, kesinti yoktur. Dip sesler açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

2. SES TONU: Aynı ortam içinde; aynı cümleyi aynaya dönük söylesen farklı, duvara dönük söylesen farklı, perdeye dönük söylesen farklı ses çıkar. Ayna, cam, mermer, metal gibi dokular sesi hiç emmeden aynen yansıtır. Duvar, ahşap, toprak gibi dokular sesi kısmen emer, kısmen yansıtır ve farklı yansıma olur. Perde, kumaş, koltuk varsa ağzınızın yakınında, önünde, ses çoğunlukla emilir, yansınmasıyla boğuk bir ses verir, yani farklıdır. Örneğin diyelim başbakansınız ve ekonomi bakanınızla yaptığınız bir konuşmada "bunlar milletin paraları. yetim hakkı yedirmem" cümlesi geçti ve cümlenizi içinde bulunduğunuz VIP aracınızın camından dışarı bakarak söylediniz. Başka bir konuşmanızda ise diyelim ki; "enflasyonu sıfırla. bu bizim görevimizdir" dediniz. Bu konuşmayı da diyelim ki aynı protokol yolunda, aynı VIP aracın içinde, hemen hemen aynı standart ısı, basınç, nem ortamında yaptınız. Ve fakat bu kez önünüzdeki koltuğa doğru konuştunuz. Diyelim ki bu iki konuşma dinlendi ve kötü niyetli birisi çıktı, bu iki cümleyi montajlayarak "paraları sıfırla" cümlesini oluşturdu. "paraları" kelimesiyle "sıfırla" kelimesinin ses emilim ve yansımaları cam ve koltukta değiştiği için arada ton farkı oluşur ve ortalama bir insan kulağı bile bunu ayırt eder. Evde deneyebilirsiniz. Özetle bir cümleyi bir konuşmadan, birini diğerinden alsanız ve montajlasanız, aradaki ses tonu devamlılığındaki sıçrama ve kırılmalar sizi ele verir. Ses tonları açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR

3. SES VURGUSU: Kültürel ve sosyal alışkanlıklara bağlı olarak cümle kuruluş yapısından, sözcük vurgulamaya kadar ses vurgusu kişiden kişiye değişir. Bununla birlikte aynı kişi bile kurduğu bir cümlenin içinde aynı kelimeyi iki kere kullansa, kelimenin yerine göre vurguyu farklı kullanır. Kelime cümlenin sonundaysa, ses kapanır. Aynı kelime cümlenin sonundaysa ama cümle soru cümlesiyse, aynı kelime bu kez ses yukarı yönlenerek açık olarak sonlanır ki, karşımızdaki cümle sonunda görünmeyen soru işaretini anlasın. Hal böyle olunca, farklı zamanlarda, farklı vurgularla kullanılmış kelimeciklerin cımbızlanmasıyla kelimeleri arka arkaya dizerek pürüzsüz bir cümle kuramayacağınız açıktır.
Ses vurgusu açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR

4. SES REZONANSI: Rezonans, birbiriyle ilişkili küçük kuvvet ve etkilerin toplanması sonucunda daha da büyük etkiler yaratmaktır. Örneğin gitar, keman, ud gibi çalgıların gövdelerindeki deliğin altındaki boşluk, tellerden çıkan sesin yüksek çıkmasına neden olur. İnsanda sesin rezonansında ise gırtlak, ağız, burun boşlukları kişiden kişiye değişerek sese karakteristik özellik kazandırır. Bir kişinin farklı zamanlarda yapılan ses kayıtlarında aynı rezonansı verebilmesi için asla, nezle olmaması, farenjit, larenjit gibi toplumda oldukça sık görülen üst solunum yolları enfeksiyonlarına hiç yakalanmaması gibi bir insan üstü durum gerekmektedir. Dişler sağlam, diş etleri sağlam, sinüsler ömür boyu açık olmalıdır. Yukarıda anılan değişkenlere, rezonansı etkileyecek değişiklikleri de ekleyecek olursanız, farklı zamanlarda cımbızlanmış kelimeleri arka arkaya dizerek pürüzsüz bir cümle kuramayacağınız açıktır.
Rezonans açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

5. SES EKOSU: Sesimiz yatak, yorgan, kalın perde, halı olan yatak odasında farklı, asansörde farklı, hamamda farklı eko yapar. Ses çevre dokulara çarpınca ya emilir, ya yansıtılır. İçinde bulunduğumuz ortama bağlı olarak yankılanması telefonda dahi olsa karşı taraftan kolayca anlaşılır. Çoğunuz tuvaletten telefonla konuşurken karşımızdakinden "nerdesin sen?" sorusunu duymuşuzdur. Bu soru aslında nerede olduğumuz anlaşılmasına rağmen karşımızdakinin kibarlığından dolayı "nerdesin?" diye sorulmuştur. Tuvalet örneğinden devamla bir bildiğiniz örneği de geliştirmek isterim. "Sifonu mu çektin sen?" sorusuyla da karşılaşmışızdır neredeyse hepimiz. Buradaki örneği eko için değil, dip ses için verdiğimi anlamışsınızdır. Maddemizin aslına dönersek, yüksek tavanlı bir odanın ekosu farklıdır, araba içinin farklı. İçinde bulunduğumuz ortamdaki eko değişikliklerini de hesaplarsanız; farklı zamanlardan cımbızlanmış kelimeleri arka arkaya dizerek pürüzsüz bir cümle kuramayacağınız da açıktır.
Ses ekosu açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

6. SES ŞİDDETİ: İçinde bulunduğumuz ortamdaki diğer seslerin sesimizi boğmaması için, şiddetimizi artırırız. Şiddetin artması, sesin enerjisini artırdığı gibi rengini de değiştirir. Vurgularımızı, cümle sonlandırmalarımızı değiştirir. Örneğin şu anda oturduğunuz yerden: "oğlum sana ne diyorum, sen ne anlıyorsun?" diye bir cümle kurun, alçak sesle... Şimdi de aynı cümleyi biraz daha yüksek sesle kurun... ve şimdi de aynı cümleyi daha da yüksek sesle kurun ve kendi sesinizi dinleyin her seferinde. Ve şimdi buyurun bu üç cümledeki aynı kelimeleri birbirine karıştırarak yeniden yapılandırın. Araya başka bir sözcük almamanıza, vücut pozisyonunuzu değiştirmemenize, yüzünüzün yönünü çevirmemenize, ısı, nem değişiklikleri olmamasına, aynı solunum sistemi sağlık durumunuza, aynı psikolojik yapınıza rağmen cımbızlanmış kelimeleri arka arkaya dizerek pürüzsüz bir cümle kuramadığınızı görürsünüz.
Ses şiddeti açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

7. SES BİNMESİ: Biz filmciler, çekim sırasında oyuncuların birinin cümlesini bitirmeden, diğerinin onun sesinin üstüne konuşmasını istemeyiz. Çünkü çekimler bitip sıra montaja geldiğinde bu çözümlenemeyen bir sorun olarak karşımıza çıkar. Örneğin kadın oyuncunun cümlesini; çekimin diyelim ki ikinci tekrarından almak istiyoruz ve karşısındaki erkek oyuncunun konuşmasını ise oyununu daha çok beğendiğimiz için dördüncü tekrardan kullanacağız. Ama ne var ki oyuncular her iki çekimde de seslerini üst üste bindirmiş olsun. Böyle bir durumda kadın oyuncunun görüntüsünü 2.tekrardan, erkek oyuncunun görüntüsünü ise 4.tekrardan alırsanız -ki böyle olsun istediğinizi var saydık, ses konusunda sorun yaşayacaksınız demektir. Çünkü üst üste binen sesler birbirlerinden ayrıştırılamaz, sayfayı yaralamadan seloteybi sökemediğiniz gibi. Özetle tapelerdeki seslerin üst üste binmelerine (over lap) bakarak dahi, farklı zamanlardaki konuşmalar olmadığını anlamak hiç de zor değildir. Baba-oğul, ya da Bakan-Gazeteci konuşmalarındaki over lap'lere bakarak net bir sonuca varılabilir.
Ses binmesi açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

8. PSİKOLOJİK DURUM: Farklı psikolojik durumlarda, aynı sözcükler, aynı ortamlarda ve ortam koşullarında dahi farklı titreşimlerle çıkar ağızdan. Bir cümlenin başıyla sonundaki psikolojimiz değişiyorsa ve bununla birlikte başta da, sonda da aynı sözcük kullanılsa bile titreşim farkı oluşur. Bu daraltılmış örnekten yola çıkarak; ses özelliğinin yukarıda anlatılan iklim, ortam, pozisyon farklılıklarından doğacak değişimlerine, psikolojik durum değişikliğinin de eklenmesiyle, farklı zamanlarda kullanılan sözcüklerin bir araya getirilerek montajlanamayacağı aşikardır. Tansiyonumuz yüksekken sesimiz farklı, düşükken farklı, şekerimiz yükseldiğinde farklı, düştüğünde farklı, midemiz yanarken farklı, başımız ağrırken farklıdır. Bu sayılan fiziksel bozukluklar, bir önceki makalede anlatılan sesin oluşmasında direk etkili organ ve dokuları değil, psikolojimizi değiştirdiği için sesimizin karakterini değiştirir. Bu kadar değişken psikolojik yapılarımıza, ortam değişikliklerini de eklerseniz; farklı zamanlardan cımbızlanmış kelimeleri arka arkaya dizerek pürüzsüz bir cümle kuramayacağınız açıktır. Psikolojik devamlılık açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR.

9. KONUŞMA HIZI: Vaktimizin azlığına ya da çokluğuna; telaşımıza ya da sakinliğimize ve elbette fiziksel ve psikolojik durumumuza bağlı olarak konuşma hızımız değişir. Bu değişkenler bir yana, herkesin kendine özgü bir konuşma hızı alışkanlığı vardır. Bu hız bazen arka arkaya gelen kelimelerin biri bitmeden diğerine sesi bağlayacak kadar hızlı olabilir. Bu yapışık kelimelerin arasına girerek birbirinden ayırmak ve farklı zamanlarda, farklı ortamlarda kurulmuş cümlelerin arasına yerleştirmek imkansızdır. Örneğin ben; "Mustafa Altıoklar" derken genellikle ortadaki a'ları yuvarlar ve "Mustafaaltıoklar" şeklinde iki kelimeyi bağlarım ve hemen hemen 100 kişiden 99'u; "Mustafa?" diye sorarak devamını anlamadığını ifade eder. Mevcut güneş sistemimizde hiçbir teknoloji benim "mustafaaltıoklar" olarak kurduğum yapının arasına girip iki kelimeyi ayırarak "Mustafa" ve "Altıoklar" olarak ayrı ayrı cümlelerin içine yerleştiremez. Ya birincinin sonundaki "a"dan, ya da ikincinin başındaki "a"dan vazgeçmek zorundadır. Yani ya; "Mustafa" ve "ltıoklar" gibi ayırabilir, ya da; "mustaf" ve "altıoklar" olarak ayırabilir. Kaldı ki, bu ayrımda bile sonda ya da başta bir ses "hık"laması olur.



Konuşma hızı açısından 17 Aralık süreci tapelerinde MONTAJ YOKTUR

SONUÇ: 17 Aralık süreci tapelerinde DUBLAJ ya da MONTAJ YOKTUR.

Mustafa Altıoklar

Doktor-Film Yönetmeni- Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 20-03-2014, 11:21
Yergin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yergin Yergin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 05 May 2009
Mesajlar: 3.495
Standart

Deist_tr;

Bence burada kayıtların montaj olup olmadığı ile birlikte, bu kayıtları yapanlar kimler diye de tartışılmalı. Başbakan cemaat yaptı diyor, cemaat biz yapmadık diyor. Peki o zaman bunu yapanlar kim? Yabancı ülkeler değil, bunları yapanlar Türkiye vatandaşı.

Bu "güç" her kim ise bu gözardı edilmemeli. Her ne olursa olsun, düşmanımı alaşağı etsin de kim olduğu önemli değil mantığı son derece yanlış çünkü. Bu güç, bugün düşmanını alaşağı eder, yarın da seni alaşağı eder. Ki etmedi mi? Baykal nasıl gitti? MHP li milletvekilleri nasıl gitti? Ancak Türkiye'de olabilecek bir yol peydah oldu. Kayıt var, izle ve alaşağı et. Bu mantık yanlış.

Rabbim; Ben hiçim, Azametin karşısında acziyetimin bilincindeyim. Sen ne yazarsan güzel. Sen neyi silersen güzel. İstediğin gibi yaşat. İstediğin gibi öldür.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 20-03-2014, 11:30
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Ben, bahse konu dinlemelerin, başbakanın "paralel yapı" diye betimlediği Fethullahçı örgütlenmenin işi olduğuna inanmıyorum. Hadi; bakan çocuklarının, onlarla işbirliği içinde bulunan rüşvetçilerin telefonlarını dinlediler diyelim. Kriptolu telefonu dinlemeleri imkânsız. Bu, büyük iş. muhtemelen, CİA-MOSSAD işbirliği ile kotarılıp, servis edilmiştir. İhâle TİB'de görevli üç-beş memurun üzerine kaldı gibi görünüyor.

ABD'nin, uzaydaki uyduları vasıtasıyla, gökte uçan bir kuşun her kanat darbesinde üzerinden ne kadar toz-tüy çıktığını görebilecek kadar imkânları geniş.

Bunu başbakan'ın bil(e)memesi mümkün değil.
Şu halde neden cemaate yüklenir ?
Cemaat neden savunma refleksleri sergileyerek, Tayyip'in ekmeğine yağ sürer ?


Karışık işler.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 20-03-2014, 14:51
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

Tüm dijital iletişimleri daha iyonosferi terketmeden havadan süzüp tekrar ses, metin veya görüntüye dönüştürebilirler ve yapıyorlar zaten.

Bu iletişim sistemlerinin tamamı birbiriyle güvenli veya güvensiz semantik yapıda veri iletişimi yapıyor. Yani havadan topladığınız verilerin tasarlanmış ikili bir yapısı var, nasıl decode edeceğinizi biliyorsanız, -ve güvenli iletişimlerde anahtara sahipseniz- siz de dinlersiniz, okursunuz veya seyredersiniz. O kadar el altında ve ulaşılabilir bir olay ki yerel ağ'da diğerlerinin bilgisayar iletişimini dinlemek için bir programı internetten rahatlıkla indirip olayı kavrayın derim (Wireshark). Bu deneme, işin temelleri hakkında epey bilgilendirecektir. Söylememe gerek yok, bu basit iş için bile bir çok konu hakkında teknik birikiminizin olması lazım. Onu da internetten edinebilirsiniz.

Mesela bu tür dinlemelerin bir örneği için güncel bir site:
http://www.flightradar24.com/

Bu site uçakların plakası olarak adlandırılabilecek bir telsiz transponderinden yayılan ham veriyi alıp decode ediyor, sonra bir haritaya konum verisi olarak basıp yayımlıyor. Aynı şeyin gemiler için olan sürümü de var. tamin edebileceğiniz gibi her şeye uygulanabilir. (nasıl decode edeceğinizi bilirseniz elbette.)

http://www.marinetraffic.com/tr/

Burada daha önce de bahsettiğimiz gibi neyi nasıl dinleyebileceğinizi, dinlemeleri nasıl dönüştürebileceğinizi bilmeniz lazım. Bu uçak ve gemi transponder dinlemeleri nispeten açık protokoller olduğu için neredeyse herkese açıktır.

Ciddi dinlemeler sadece bu yukarıdaki türle sınırlı değil elbette. Büyük devletlerin istihbaratları ileri teknoloji üreten dev şirketlerle gizli anlaşmalar yaparlar. Örneğin Intel ve ABD arasında büyük ihtimalle böyle bir anlaşma vardır. İsrail'in o paranoyayla neler yaptığını tahmin bile edemiyorum.

Bu anlaşmalar, elektronik donanımların üzerine gerektiğinde kullanılabilecek açık kapılar yerleştirmek üzerine olabilir. En bilinenleri bu tür yöntemlerdir. Bizim düşünmediğimiz ve sistemlerin elverdiği bir çok mevzu vardır elbette.

Gelelim asıl mevzuya.

Bu dinleme seslerinin gerçek olup olmadığı gibi bir şeyi tartışmak bile başlı başına bir hedef saptırmadır.

Bu çapta bir dinlemeler dizisini ortaya koymak 50 tane 50 yıllık ses mühendisini 50 sene çalıştırsan mümkün değil.

Hükümet elbette eline ne geçirirse onunla bu işlerin üstünü örtmek istiyor. Yüzsüzlüğü bu raddeye çıkarabilmelerinin nedeni de ortada aslında.

Açıkçası senelerdir anlatıyorum bir daha diyeyim.

Bu ülkede siyaset yapan kıdemli siyasetçilerin %85'i şimdi vay "şerefsiz, hırsız, katil" dediğimiz çapta siyasetçilerden oluşuyor.

MHP kurmaylarının kasetlerindeki pespayeliği hatırlayınız. Nerede o kasetler şimdi, kim umursuyor?

AKP, bu kirli siyaset deryasında yalnızca kendisinin bu şekilde ortalık oğlanına dönmesine müsade eder mi?

Etmiyor da işte. AKP yüzsüzlüğünün boyutlarının neden bu seviyelere gelebildiğini bir düşünmek lazım.

Ortada ülke siyasetiyle, siyasetçisiyle ilgili bir takım ölümcül emareler var, ancak hala birileri AKP pisliği üzerinden CHP, MHP borazanlığı yapma derdinde.

Konu errata tarafından (20-03-2014 Saat 15:06 ) değiştirilmiştir. Sebep: Sebep: Sebep: Sebep: Sebep: Sebep:
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 20-03-2014, 17:56
Yergin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yergin Yergin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 05 May 2009
Mesajlar: 3.495
Standart

Kapitan;

Doğrusunu söylemek gerekir ise, kızma ama, işimin yoğunluğundan mıdır tam bilmiyorum, söylediklerinden tam bir anlam çıkartamadım

Şunu biraz daha açabilir misin?

Bu çapta bir dinlemeler dizisini ortaya koymak 50 tane 50 yıllık ses mühendisini 50 sene çalıştırsan mümkün değil.

Rabbim; Ben hiçim, Azametin karşısında acziyetimin bilincindeyim. Sen ne yazarsan güzel. Sen neyi silersen güzel. İstediğin gibi yaşat. İstediğin gibi öldür.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hakikat, gerçeklik nedir? paslıçivi Felsefi Tartışmalar 28 14-03-2019 10:26
Madde-Algı ve Gerçeklik Üzerine Khaos Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 341 03-08-2013 00:34
Postmodern İyimserlik ve Roboski Sonrası Gerçeklik Sangre Politika 0 28-12-2012 19:13

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:11 .