Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dinlerden Özgürlük > Ateizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #151  
Alt 09-01-2010, 07:40
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger paslicivi;

gerçeğe sadakat şart derken bahsettiğin gerçeklik nedir??? -paslicivi-

Ben bu soruyu, Alchindus'a tam uc kere sordum ve yanit alamadim. Oyuzden, kullandigi bir kavrami aciklamayan, ya da aciklayamayan bir kisinin, o kavramin bilincinde olmadigi aciktir.

Zaten, bunu beceren yazar da pek yoktur. Kimse, aslinda neden ve ne oldugunun bilincinde degildir. Hersey ya kulaktan dolma, ya da duyulan bir seyin pesine takilmadir.

Zaten oyle olmasa, dusunce yapisi 18. yuzyilda cakili kalmazdi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #152  
Alt 09-01-2010, 15:05
Alchindus Alchindus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jul 2009
Mesajlar: 702
Standart

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İkincisi evrimi desteklemeyi, ensest ürünü olmakla denk tutman milyonlarca yıl önceki akrabalıkla birinci derece akrabalığın farkını anlayamacak olmandan değil, kötü niyetli bir demagoji yaratmak istemendendir. Ayrıca varsa böyle bir kişi, seçme şansı olmayacağından pozitif ayrımcılık yaparak yine ideal(!) bir müslüman örneği çizmektesin.
İmdi yine muhakeme hatan var!

Sen demektesinki insanda ensestten tiksinme hali evrim diye varolduğunu tasavvur ettiğiniz merhalelerin sonucudur!

Doğru mu, bunu demekte değil misin!

Bende demekteyimki varolduğunu söylediğiniz merhalelerde insan ile şempanze ortak atadır, bu öyle bir oluşki sizin nazarınızda bu atalardan insanı netice vermiştir! İmdi böyle bir oluş insana niçün "oğlumla kızımla cima edemem" deyu bir dürtü bahşetsin!

Dediğimiz budur!

Bunun uzak yakın ata ile bir münasebeti yoktur, size imdi birde evrim nazariyesini mi öğretelim! Sonra bir diğer husus bakınız muhterem dilaver bir başlığını nazara vermiş, bakar ise orada şunu demekte!

İnsanoglunun yaklaşık 3 milyon sene evveline kadar takip edilen serüveninde 200 bin sene önce ortaya çıkan Homo-sapiens türü bizim gerçek atalarımızı oluşturmaktadır. Homo sapiensin ise kök agacı hayvanlarla aynı ortak ataya dogru evrimleşmektedir. O halde insanoglunun da cinsel birleşme kökeninin hayvanlarla aynı oldugunu varsaymamamız için hiçbir sebep yoktur. Şayet aynı ortak atadan ve hayvanla aynı kökenden geliyorsak cinsel ilişkilerimiz de başlangıçta rastgele olmak zorundadır. Bu ilişkileri takip etmek için ilk mitolojik veriler bize oldukça geniş bir kanıt sunmaktadır.
İmdi bu kelam hem evrim nazariyesine hem materyalizmaya çok daha sadık bir kelam! Bakınız kendiside sizin gibi ateist olan bu arkadaşımız gerçeği ikrarda hiçbir sıkıntı görmemekte, "ortak atalarımız bunlar ise onların sıkıntı görmediği birleşmelerden biz niye içtinap etmiş olalım" deyu doğru bir akıl yürütme yapmakta! Dilaver gerçeği teslim ve ikrarda sıkıntı çekmiyor iken sizdeki bu sıkıntı hali ne olmakta!

Tezekkür et b usual üzerinde!

Sonra zikrettiğin ikinci hususda hatalı muhakeme ve sözümü anlamama halidir! Ben "niçün tasa etsin rahatsızlık duysun" der iken sözümden açıkça zahir olacağı gibi, dahli olmadığı halde babası ağabeyi olan ferdi değil ana ile oğula tiksinti dürtüsü verdiğini iddia ettiğim evrimi kastediyorum!

Bu durumda asıl bu yanlış anlamalarınla sen pek ideal bir ateist olduğunu göstermiş oldun!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
18 yaş altı konusundaki istismar örneklerini[1] hergün okumaktayız. Yaş farkı olan evliliklerin düzgün olanı olsa bile, istismar ihtimalinin yüksekliği bu yaş sınırını koymayı zaruri yapar.
Men çi guyem, tamburem çi guyed!

Her ne hikmet ise bu söz bu başlıkta daima hatırıma gelmekte

Manası "ben ne demekteyim tamburem ne çalmakta"

Benim verdiğim misal ile üvey babasının tecavüz ettiği bir masum hakkındaki haberin münasebeti nedir!

Tek bir münasebet vardır oda benim misalimle değil senin cevap veremez oluşun ve meseleyi tabiri amiyane ile "yan çizerek" kurtarabileceğini sanmanla!

Ben diyorumki iki ferd var, erkek onsekizin üzerinde misalen kırk yaşlarında dişi ise onsekizin altında!

İmdi bunlar bilerek isteyerek cima etmek istiyorlar, istismarlık bir durum ortada yok! Dişinin bu cimadan hiçbir zarar görmesi mevzu bahis değil hatta dişi zaten cima tecrübesine de sahip!

İmdi bu misaldeki bir münasebeti niçün uygun bulmamaktasın ve bu uygun bulmama halini kök ana fikriyatının hangi umdelerine bağlamaktasın!

Sual bu kadar net!

Bu nasıl bir müşkülattır bu nasıl bir cevapsızlık halidirki bu hali münasip görmemeye umde diye üvey kızına tecavüz eden bir sapkını bana misal olarak vermektesin!

Böyle alakasız ve acz ihtiva eden bir misal yerine sukut etsen daha makbul milomanara daha az hasar ile atlatılır bu mesele senin içün inan bana

Bir diğer husus olmamış, olabilecek olması muhtemel yani vucuda gelmemiş bir zararı "olabilir" deyu telakki edip iki ferdin birlikteliklerine yaş sınırları çekme zaruretini doğuran fikriyat acaba materyalizma ve ateizm olabilir mi!

Pek iyi bilmektesinki materyalimza ve ateizmin bu hususlarla hiç bir işi olmaz!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yahu muhterem, evet varmak istediğimiz sonucu gösterir.
Buda maksatlı oluşunuzu, gerçeğe sadakatsizliğinizi gösterir, bu itiraf içünde müteşekkiriz!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu suali defalarca cevap vermemize rağmen tekrar edip durmanı anlamıyorum muhterem. Bildiğin üzere çocuk işçiliği yasaktır. Ama çocuk işe koyulursa iş üretebilirmi, elbette. Zaman zaman haber yapılan Afrika'daki, Uzak Doğu'daki bazı fabrikalarda sabilerin çalıştırıldığını görmekteyiz. Şimdi çocuğun rızası bile olsa, çalıştırılması doğru mudur? Türkiye'de çırak olmak için bile 14 yaşını doldurmuş olmak gerekir[2]! Mesele sabinin bir şeyi yapıp yapamaması, rızası olup olmaması değil, onun sağlıklı beden ve ruh gelişimidir. Bu nedenle bazı konularda, evlilik, çalışma, araç kullanma, alkol ve sigara kullanma vs... alt sınırlar zaruridir.
Nerededir "verdim" dediğin cevap, göstersende arama sıkıntısından kurtulsak

Günlerdir sorduğumuz hangi müşahhas suale cevap verebildinizki buna vermiş olasınız!

İmdi çocuk işçilik bahsine geçiş yapmışsın esasta benim sual ettiğim ile bir münasebet olmamakla birlikte aynı manayı burada da sual edelim "şu zaruretin kaynağı nedir" zikret diyelim bakalım ses gelecek mi!

Onsekizinden küçük dişinin cimasına mani hiç bir umdesi olmayan ateizm ve materyalizmin bu yaşlardan küçük veyahut ondörtten de küçük bir çocuğun çalışması bahsinde de, eğerki o çocuğun beden ve ruh sağlığı bu işten zarar görmemekte ise, böylesinin üretmesi maddi kazanç temin edip hayatını idame ettirmesini yasaklayıcı hangi amir hükmü umdesi var imiş şunu bir zikret!

Bu gün dünyada benim esas sual ettiğim onsekizyaş altı cinsel münasebet bilinen bir olay ise, bu bilinen olaylar sebebi ile bu tip birleşmelerden herhangi bir maddi sıkıntı vucuda gelmemiş sayısız örnek var ise bir ateist ve materyalist bu işin neresine niçün hangi umdelerle karşı çıkmakta!

Şu suale cevap vermek o kadar basitki bunda içine düştüğünüz sıkıntıyı anlamak zorlaşmakta!

Ateizm ve materyalizmanın bu gibi hususları kerih görücü yasaklayıcı hiçbir kabulü, umdesi yoktur!

Hakikat bu!

Bunu itiraf halinde "pekiyi o vakit siz niçün bu işlere karşı çıkmaktasınız" suali ile tesadüf edeceğinizi bildiğinizden ahlaki davranışlarınızın mahreci ile tesadüf etmek ve esasta bir daha böyle nazariyeniz cihetiyle hiçbir itirazınız olamayacak hususlar vesilesi ile islama taarruz edemeyecek hale gelme endişesi sebebiyledirki günlerdir lafı dolaştırmakta, kopyala yapıştır yanında bir sürü de kemler kümler etmekte amma sadre şifa tek bir cümle sarfedememektesiniz!

Haliniz hüzünlendiricidir!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Öznel ve kişisel tenkitler değildir bahsettiklerimin hiç biri.
Durum dediğin gibi ise bunu ispat edebilmen çok kolaydır! Senden başkada müntesipleri bulunan ve öz kaynaklarınla irtibatlı umdeleri zikredersin ve bu dediğinin doğruluğunu ispat etmiş olursun!

Günlerdir beklediğimizde ve zikredilemeyeceğinide bildiğimiz budur!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
gerçekten çevrendeki insanları iyi tanımadığını yine öznel olarak ifade etmek isterim.
Zati "çevrem" içün görüş serdetme halin tek başına diğer sözlerinin öznelliğine kafi amma bu görüş serdetme halinde dimağının arkasında gizlemeye çalıştığın gerçeğide sehven ifade etmenede işaret edelim!

Yukarıda "bahsettiklerimin hiç biri öznel değil" demiş iken burada "yine öznel olark ifade etmek isterim" diyerek esasta her daim öznel kelam ettiğini aşikar etmektesin!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi muhterem, ulpian kafir olmakla ahlaki değerlerin benzerliği arasında birebir ilişki olması gerekmediğini anlatmış yukarıda. Öyle ki, herkesin ahlak değerleri dünya görüşünden etkilenir. Burada önemli olan sadece kafir olmanın, gökten indiği iddia edilen ahlak manifestosuna itibar etmemenin, ahlaki anlamda hurafecilere göre bir eksiği olamayacağıdır.
İmdi buradaki halimizi bir teşbihle nazara verelim!

Bir sahaya çıktığımızı ve top oynayacağımızı farzedelim! Gidiyoruz ve günlerce sahayı temizliyoruz, saha çizgilerini çizmeye çalışıyoruz amma bir türlü başlama vuruşunu yapamıyoruz!

İşte bu başlıktaki halimiz ateist dostlarımızın kaçamakları sebebiyle aynısıyla budur

İmdi defaatle zikrediyoruzki burada ateistlerin ahlakları yok demiyoruz, tam aksi diyoruzki "görmekteyizki çeşitli meselelerde ahlaki davranışları serdediyor veyahut savunuyorsunuz, bunların mahreci kaynağı nedir!"

Sual edilen bu!

Ateistlerin ahlak telakkilerinde müştereklik olmaması halinin nazara verilmeside bazı ateist dostların ahlaklarının mahreci olarak cemiyet şart ve icapları, beşer aklı ve tarihi birikimini nazara vermeleri sebebiyledir! Bunlar tek başına ahlak vucuda getirse aynı şartlar ve icaplara muhatap akıl sahiplerinin üzerinde aynı neticeyi verir ve bunların husule gelende ittifak etmesi gerekir diyoruz!

Yoksa bizde biliyoruz ateizmin yaradanı red etmekten sonra hiçbir mesuliyete cevap vermediğini ve zaten bu sebeplede ahlakınızın mahrecinin ateizm ve materyalizma olmadığını!

Ümid ederim meseleyi kavrayabiliyorsun

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bugün de bunlara ihtiyacımız olduğunu iddia etmen abes.
Benim iddiama luzum yok, sizler serdettiğiniz ahlak telakkilerinizle bu umdelerin bir kısmına sımsıkı bağlı olduğunuzu aşikar ediyorsunuz, ihtiyaç izharı sizden sadır oluyor muhterem!

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Zaten itibar etmiyoruz
Bak müşahhas onca misal ile itibar ettiğiniz zahir!

Aksi ise bunu ispatta çok kolay!

Bunca kolaylığa rağmen gelemeyen ispat ve temellendirme ile müşkülat da pek azim

Gerçeğe sadakat şart milomanara, bunu laf olsun torba dolsun deyu söylemiyoruz, bu insan olmanın en evvelinde gelen icaplarındandır!

Bununla muttasıf olun!

Ana kök kaynağınızla irtibatlandıramadığınız umdeler olmasının sizin içün ne manaya geldiğini tezekkür edin!

Gerçeğe sadakat şart!
Alıntı ile Cevapla
  #153  
Alt 09-01-2010, 15:13
Alchindus Alchindus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jul 2009
Mesajlar: 702
Standart

XOR´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
frodo denen insan evladı gayet güzel bir cevap vermiş
Bu insan evladı arkadaşımız zikrettiğiniz mesajı yazdığında ve evvelinden de aynı manaya gelen sözler söylediğinde kendisine dedikki bunlar mazrufu şerh ve izah edilmemiş süslü zarflardır ve açıklama kabiliyeti yoktur!

Beşeriyetin birkimiki bak dikkat edesin bu birikimde bulunan vahyi bilgidende sarfı nazar ediyoruz, bu birikim var ise müştereklikte zaruridir çünkü bu miras ortaktır, halbuki arkadaşımızın muazzez ve mükaddes bir miras gibi adını her daim zikrettiği amma kendisine bir türlü tesadüf edilemeyen bu birikim üzerinde hiç bir müştereklik yok!

Bu birikimdeki amilleri cemiyet ve tabiat şart ve icapları ile insan aklı diye nazara verdiği halde bu mevzubahis şartların aynı zaman ve mekanda yaşayan ateistler içün neden bir ahlak manzumesi ve bu manzumede müştereklik husule getirmediği sualine arkadaşın cevap veremedi!

Belki senin bir cevabın vardır ve onu da bu vesile ile bu müşkülden kurtarırsın!

Cemiyet ve tabiat şart ve icapları ile insan aklı tek başına ahlaki umdeler vucuda getirir nazariyesinin hakikat payı olmadığı ortak ahlak manzumeniz olmamasından sarihtir, çünkü bu hal olmuş olsa sadece ateistin değil aynı cemiyette ve zaman diliminde yaşayan herkesin müştereki böyle bir manzume vucuda gelmiş olmalı idi bu hiç olmaz ise kahir ekseriyet içün gerçekleşmiş olmalı idi!

Böyle bir hal var mıdır!

Yoktur!

Bunlar mütevellid ahlakınızın mahreci sandığınız hususlar değildir!

Bütün bunlara frodo cevap verememiştir, belki sen verebilirsin ve frodoyu bu sıkıntıdan kurtarısın!

Gerçeğe sadakat şart!
Alıntı ile Cevapla
  #154  
Alt 09-01-2010, 15:24
Alchindus Alchindus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jul 2009
Mesajlar: 702
Standart

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Alchindus,

insanı hep tekrarlamak zorunda bırakıyorsun.

Herhangi bir toplumun neyi ''ahlak'' meselesi olarak gördüğü -benim yukardaki söylediklerim açısından- önemli değil. Tarih boyunca nice somut toplumlar nice meseleleri ahlak meselesi olarak görmüş veya görmemiştir. Burada etnolojik bir bilgi vermiyorum. Yani ''şu toplum nazarında metal müzik, yengeç yeme ve eşcinsellik aynı düzlemdedir'' demiyorum. Benim nazarımda aynı düzlemdedir, diyorum.
Muhterem benim zikrettiğim tenkid ile şu sözlerinin münasebeti nedir! Ben zati senin bu telakkini bu nazarını "Bahsettiğin metal müzik sevmeme halinin ahlak bahsi altında müzakere edilmesi icabını nereden çıkarıyorsun, o vakit renk tercihinden damak tadına kadar her bahsi ahlak mevzusu mu yapalım yoksa sana evvela ahlak bahsi nedir onu mu öğretelim!" sözlerimle tenkid ediyorum!

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kimsenin hiçbir şekilde zarar görmediği bu eylemler ahlak değil, zevk meselesidir!

Bu senin ahlak anlayışına ters mi? Elbette ters olacak. Sen teistsin, ben ateistim.
"Elbette" diyerek birşey izah edilmiş olmuyor ulpian! Bak ben vakit ayırıp fikir serdediyorum amma muhatabım her bir mesajında bir evvelki mesajından doğan sorumluluklarını ihmal ediyor, buna rıza gösteremeyiz

Evvela demiş idikki "pekiyi muhterem senin değerlendirmene göre ahlak bahsine girebilecekler ne olmakta" evvela şu hususu bir vuzuha kavuştur sonrada daha evvel dediğimiz aklının sana emretmediği, fikriyatının temellerince zaruri olmadığı halde bazı şeyleri kendine haram etmişliğin ve bazı şeyleri kerih görmene nazar edip bu halin bazı ahlaki tutumlarınızın mahrecinde vahiy var sözümüzü ispat eder olduğunu ve seni "kültürel müslüman" diye tesmiye etmemize vesile olacağını zikretmemizi hatırla!

Bu tespitler içün varsa bir reddiyen onu da yaz yok ise bu tespit ve tenkidlerimizi kabul ettiğini kabul edeceğiz!

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hem tartışmaya ''siz ateistler, neye dayanarak şu şu eylemleri gayri-ahlaki bulabilmektesiniz?'' diye başlayacaksın, hem de muhatabın ''şu şu eylemleri'' zaten gayri-ahlaki bulmadığını, bu eylemleri ahlak kategorisinde değerlendirmediğini söyleyince karşı çıkacaksın.
Yine hatalı muhakeme ve tespit!

Evvela her birinizin tabiri amiyane ile "ayrı telden" çalmaklığınıza alışık olduğumuzdan her birinizi ayrı ayrı anlama gayretine giriyoruz ve burada senin ahlaktan ne anladığını doğal olarak sual ediyoruz çünkü senin "ahlaka girmez" dediklerine nazar ettiğimizde "acaba Ulpian içün ahlaka konu olanlar ne olmakta" diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz muhterem

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben zaten bu konularda, kategorik bir umde olmadığını söylüyorum. Ben mesela kedi eti yemiyorum. Ama Çinliler yiyor. Bu ahlaki bir mesele değil!
Bak daha evvel ne demiş idin!

"Örneğin domuz, kedi, köpek, yengeç vs. gibi hayvanları yemiyorum, iğreniyorum. Çünkü böyle yetiştirilmiş, böyle alışmışım"

Bizde dedikki

Demekki fikren hiçbir zaruret olmadığı halde aklın emretmediği, fikriyatının temellerince zaruri olmadığı halde bazı şeyleri hala kerih görebilmektesin!

Pekiyi işte bu hal bazı ahlaki tutumlarınızın mahrecinde vahiy var dememizi ispat etmiyormu!

Bak alenen demektesinki "domuz, kedi, köpek, yengeç vs. gibi hayvanları yemiyorum, iğreniyorum çünkü böyle yetiştirilmiş, böyle alışmışım" işte bu yetiştirilme ve alıştırılmada sana kazandırılan bu alışkanlıkların mahrecini herhalde bilmektesin!

Demekki vahyi terbiyenin izleri sende tamamen silinmemiştir, bu halde hiç olmaz ise bazı hususlarda seni "kültürel müslüman" diye tesmiye edebiliriz, daha doğrusu davranışların seni böyle tesmiye etmemizi icab ettirir!”
Sonra ilave ettik!

"İmdi aynı materyalist nazariye cihetinden hayatın idamesi ve açlık dürtüsünü tatmin bakımından dana eti ile köpek etinden birisini kategorik "yenebilir" diğerini "yenmez" kılan materyalist ateist umde nedir muhterem, var ise zikrette öğrenelim!

Bak beğenmemeden bahsetmiyorum, köpek eti yemiştir sonra dana eti yemiştir ve "bu daha leziz" deyip sonra hep onu yemiştir bu ayrı, kategorik ve külli red hali ayrı!

Bu hususları tefrik et!
İmdi sen bütün bunlara müşahhas hiçbir cevap vermeyip "ben yemem ama çinliler yer demek bu hal ahlak mevzusu değil" dediğinde "ben bu konuları müzakere ehliyetinde değilim" demiş olmamakta mısın!

Evvela bu yememe halini yetiştirilme ve alışmaya bağlayıp bu yetiştirilme ve alışmadaki mahreci belkide istemeden ifade eden ulpiana materyalizm cihetinden hayatın idamesi ve açlık dürtüsünü tatmin bakımından dana eti ile köpek eti arasında kategorik reddi gerekli kılan hiçbir hal olmadığı halde bu red vucuda gelmiş ise bunun mahrecinin o "yetiştirilmeyi" besleyen hatta inşa eden umdeler olduğunu başkaca nasıl gösterebiliriz ve çinlinin kopek eti yediği halde kendisinin ve muhtemelen bu sitedeki bir çok ateistin yememesinin kendilerini değil bizi teyid ettiğinin ayırdına varmasını acaba nasıl temin edebiliriz!

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ondan sonra lütfen tüm samimiyetinle cevap ver:
Ateizm ve ateistlerin ahlak umdelerini müzakere ettiğimiz bir başlıkta ilmihal bilgi noksanlıklarını veyahut islam ahkamındaki hükümlerin hikmetlerini sual etmenin, bu cihetle yapılmak istenenin adını koyalım mı ulpian

Ah gerçeğe sadakat, neredesin!
Alıntı ile Cevapla
  #155  
Alt 10-01-2010, 00:03
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Degerli tartışmacılar

Başlık da konu da yanlış, ve yanlış minverde ilerlemekte. Her şeyden evvel ahlak sınıfsal bir kavramdır ve kabuller sınıfsal duruşlara göre olur. Müslümanın ortak ahlakından bahsetmek müğmkün olmadıgıı gibi ateistlerin de ortak ahlakından bahsetmek anlamsız olur.

Muhammed, Muaviye, Mevlana, Saddam, Usame Bin Ladin. Bunların hepsi Müslüman . Ortak bir ahlaki davranıştan bahsetmemiz mümkün olur mu.

Ya da sitemize gelelim. Bern de ateistim. Politika başlıklarından takip ediyorsunuz. Tüm Kürtlere ölüm diyen ateistlerimiz de var. Bu kişilerle benim ortak bir ahlakımız olması mümkün müdür. Ahlak her şeyden evvel ortak toplumsal kabullerdir. Ama kime ve hangi sınıfa göre. Politik olarak bakarsak tüm insanlara insan oldugu için ayrımcı muameleyi reva görmeyen müslümanlarla biz aynı kulvardayız. Bu bakış açısı ne o müslümanın müslümanlıgından, ne de benim ateistligimden kaynaklanmakta. Bu her ikimizin de mülkiyete bakından kaynaklanmakta. Yani sınıfsal bir duruş.

Neyse gene ilerletiriz. Rakı-balık prograının saatini geçirmişim.

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #156  
Alt 10-01-2010, 00:49
Averroes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Averroes Averroes isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Feb 2008
Mesajlar: 780
Standart

milomanara´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi Schopen kardeş, kanıtlanmış bilimsel açıklamasını verdim[3]. Genetik hastalığa yol açar değil, yol açabilir, riski yükseltir diyoruz zaten. Ensest fenomeni, insan için doğal değildir ve birilerinin zarar görmesi olasılığı vardır. Bu anlamda rasyonel olarak doğru bulmuyorum dedim.
Westermarck teorisi genel olarak, neden kardeşler ensest yapmaz sorusuna, birlikte aynı çatı altında büyüyen akraba kişilerin birbirlerine cinsel olarak haz duyamadıklarını anlatan bir teoridir. Westermarck'a göre, ilk çocukluk dönemindeki yakın ilişikler çocuklar arasında bir "sevgi seline" dönüştürerek bunu ilerisi için cinsel hazza giden yolların kapatılması anlamına gelmektedir.

Ama olay milomanra arkadaşımızın iddia ettiği gibi "bilimsel olarak kanıtlanmıştır" falan değildir, adı üstünde bir teoridir ve açmazları vardır. Milomanara kasıtlı olarak bilim ve kanıt kelimelerini kullanarak "Pes artık bilime de mi karşı geliyorsun?" izlenimi uyandırmaya çalışmaktadır.

Westermarck teorisi aynı çatı altında büyüyüpte buna rağmen ensest yapan aile bireylerinin durumunu açıklamaktan uzaktır.

Üstelik milomanaranın kanıt diye sunduğu şey westermarck'ın adamakıllı bilimsel bir açıklama getiremediği ve olayı "innateness" (doğuştanlık) olarak açıkladığı bir durumdur.

Ona göre, kardeşlerin kandaşlık yoluyla sorunlu çocuklar dünyaya getirmemesinin psikolojik engeli buna karşı duyulan tiksinti halidir. Bu açıklama bilim falan değil, felsefedir. Çünkü daha önce de değindiğim gibi, kandaş evliliklerin her şart ve durumda sakat üyeler dünyaya getireceği iddiası bugün çok da popüler olmayan bir görüştür. Aynı risk kardeş olmayanların çocukları için de geçerlidir.

Dolayısyla Westermarck'ın idealize ettiği ve kendi adını verdiği teori ayakları yere sağlam basan bir teori değildir. Eğer aile içi evliliklerin sonucunda her halükarda biyolojik olarak sorunlu bireyler dünyaya gelmeyecekse, Westermarck'ın iddia ettiği tiksinti teorisi çöpe gidecektir. Çünkü Westermarck tiksinmeyi türün devamının sağlanmasının tiskinti haliyle kişilerin psikolojisinde yansıması hali olarak görüyordu, çocuk sapasağlam olacaksa içsel durumlar neden bizi bundan iğrendirsin ki? Şurası bir sır değildir ki, ensest sonucu son derece sağlıklı bireyler dünyaya getirenler vardır. Yani Westermarck da kaynağını, nasıl ve neden olması gerektiğini bilemediği bir içsel komutun kişileri ensestten iğrendirdiğini kabul ediyor, ama olayı Yaratılışla açıklamaktan çekindiğinden olsa gerek, sıkı idealistik bir yol izleyerek açıklamaya çalışıyor. İkna edicilikten çok uzak bir teori olarak not düşüyoruz.

-Şeytanın yaptığı en büyük hile bütün dünyayı yaşamadığına inandırmakmış-

"The Usual Suspects" filminden
Alıntı ile Cevapla
  #157  
Alt 10-01-2010, 01:11
Averroes - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Averroes Averroes isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Feb 2008
Mesajlar: 780
Standart

paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili schopen kardeşim..

insanları niçin insan olmak dışında bir ortak payda altında toplamaya ihtiyaç duyuyorsun..
Ortak payda iddianız olmadığını söyle, bu günden itibaren bu söylemi daha getirmeyeyim! Var mısın? Eğer ortak paydanız olmayacaksa ortak amaçtan bahsedilebilir mi? Ortak amaca ortak paydaları olanlar gidebilirler. Ortak payda sahibi olmak kötü bir şey değildir, tutunacak dallarını arttırır, dayanışma ruhu sağlar, fikirdaşlık yoluyla amaca giden yolu kestirmden aldırır. Aksi durumda sıklıkla dile getirdiğimiz gibi bireysel kalınır, ve kimse bireyi eleştirmek için ne kitap yazar ne de forumlara girer. İşimiz felsefelerle, kişilerle değil. Site yönetimi buraya gelen kişilerin ateist mi olmasını ister yoksa frodoist, ulpianist mi? Ortak payda olmayınca frodist, vartorist olursun, ortak payda olunca ateist olursun.

Üstelik insan olmak duygusal ve muğlak bir ifadedir. Neyi kapsayıp neyi kapsamadığı net değildir. İnsanın aklıyla dünyaya egemen olmasının duygusallık bazında kutsanmasıdır.


paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
insanlığın acı, kan, gözyaşlarıyla dolu binlerce yıllık tarihinin tek sebebinin insan olmak dışında farklı ortak paydalarda koyun gibi sürüleştirilip birbirine düşürüldüğünü niçin görmek istemiyorsun..
Yine duygusal ifadeler...

O halde sen ortak noktlarından arın ve "sadece insan" ol. Din karşıtlığı ortak noktanı da atacaksın ama. Yapabilir misin? Senin yapamadığını biz niye yapalım?

paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
insan olmak dışındaki her türlü ortak paydanın zaman ve coğrafyaya göre değişiklikler gösterip insanlarda bölücülüğe, ayrımcılığa, savaşlara ve dolayısıyla perde arkasında sadece bir kaç ailenin bu ortak paydaları derinden/gizliden besleyip dünyayı yönettip krallar gibi yaşadığını niçin görmek istemiyorsun..

sadece insan olmak ortak paydası yetmiyor mu..

her insanın ayrı bir dünya olduğu gerçeği ve kendini bilenin/bulanın/tanıyanın tanrıyı bileceği sana ne ifade ediyor..

gerçeğe sadakat şart derken bahsettiğin gerçeklik nedir???
Dediğim gibi senin insan olmak tanımında dinsizlik, Tanrısızlık vs. şeyler varsa ne diye bunu verili kabul edeyim? Ben de sana İslam temelli bir insanlık sunumu yaparım ve insanların neden bunu anlamakta bu kadar zorlandığını sorgularım. Fark görebiliyor musun? İnsan olmak, dinsiz olmak denklemini niye kabul edeyim?

-Şeytanın yaptığı en büyük hile bütün dünyayı yaşamadığına inandırmakmış-

"The Usual Suspects" filminden
Alıntı ile Cevapla
  #158  
Alt 10-01-2010, 06:46
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

schopenhauer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ortak payda iddianız olmadığını söyle, bu günden itibaren bu söylemi daha getirmeyeyim! Var mısın? Eğer ortak paydanız olmayacaksa ortak amaçtan bahsedilebilir mi? Ortak amaca ortak paydaları olanlar gidebilirler. Ortak payda sahibi olmak kötü bir şey değildir, tutunacak dallarını arttırır, dayanışma ruhu sağlar, fikirdaşlık yoluyla amaca giden yolu kestirmden aldırır. Aksi durumda sıklıkla dile getirdiğimiz gibi bireysel kalınır, ve kimse bireyi eleştirmek için ne kitap yazar ne de forumlara girer. İşimiz felsefelerle, kişilerle değil. Site yönetimi buraya gelen kişilerin ateist mi olmasını ister yoksa frodoist, ulpianist mi? Ortak payda olmayınca frodist, vartorist olursun, ortak payda olunca ateist olursun.
sevgili schopen..

benim ateist olmadığımı biliyorsun.. ben yeri geldiğinde ateizmin yanında olurum yeri geldiğinde tam karşısında olurum..

ateizmi 20 yıl önce deneyimlemiş biriyim.. 2-3 yıllık bir ateist dönemim olmuştu.. ateizme müslümanlıktan geçiş yapmıştım.. yani ben de sizin gibi zamanında bir bir teisttim, müslüman olanlarından..

farkındaysan sık sık teist, ateist yerine teizm düzeyi bilinaçıklığı, nonteizm düzeyi bilinçaçıklığı ifadesini kullanırım.. anlatmak istediğim şudur.. bir kişinin ateist ya da teist olmasının arasında bilinç açıklığı/yüksekliği arasında hiç bir fark yoktur.. bu fark yoktur dediklerim orjinal ateistlerdir.. yani yaşamlarında teizmi deneyimlelememiş olan kişilerdir..

kimdir bu orjinal ateistler..?? bütün iş ailede başlar.. şayet aile ateist ise çocuğa teizmi aşılayıp yüklemezler.. çocuk her ne kadar aileden bu yüklemeyi almasa da yaşadığı coğrafyada teizm düzeyi bir organize inanç olan bir din varsa; çocuk büyüyüp aile dışarı çıkıp diğer insanlarla iletişime geçtiğinde, okula gittiğinde, arkadaş çevresindeki sohbetlerde, medya organlarının etkileriyle ucundan kıyısında teizmden etkilenmeye başlar.. ailesinden duymadığı tanrı, ölüm sonrası cennet cehennem, çoklu, karma yaşamlar vs duymaya öğrenmeye başlar.. ve bu kişiler teizmle mücadele içine girerler..

bugün türkiyede ateist bir anne babanın çocuğu, uzak doğuda doğan bir budist velet, kübada doğan bir çocuk, eski SSCB de doğan çocuk da ateisttir.. yani tanrı tanımazdır.. bunlar ateisttir evet ama nonteizm düzeyine çıkamamış insanlardır.. kişi doğduğu zaman ve coğrafyasındaki kendisine yükelenende kalmış ise ister ateist olsun ister teist hiç farketmez.. işte bunlar teizm düzeyi bilinç açıklığında olan insanlardır, orjinal ateist dediklerim bunlardır..

bunu daha iyi ifade etmek için insanı bir tohuma benzetebiliriz.. bu tohum doğduğu coğrafyanın inancıyla yoğrulmuş ve henüz öyle kalmış bir insandır.. bu teist kökenli bir din olabileceği gibi ateist kökenli bir din de olabilir.. yani, doğduğunda kendisine yüklenen, hristiyanlık, budizm, müslümanlık, hinduluk, musevilik vs yi hakikatmiş gibi yaşayan, kendi inancı dışındaki diğer tüm dinleri batıl gören insan modelidir bu.. yani henüz bir tohumdur, çatlamamıştır, dünyaya tohum olarak gelir çatlayıp filizlenemeden tohum olarak ölür gider.. ve bu insanların oranı yaklaşık dünya insanlığının %99ununu temsil eder.. bu insanlar tohum seviyesinde kaldıkları için gözü açılmamış bir tohum edasıyla kendisine yükeleln inancı bir gerçeklişmiş gibi yaşayıp çok derin uykuda rüya görerek yaşamlarını heba ederler, ıskalarlar.. çünkü istaer tanrılı olsun ister tanrısız olsun, isterse çok tanrılı olsun tüm organize inançların(dinlerin) bu dünyadaki insanlar üzerinde yoğun yaptırım güçleri vardır.. kişinin bilincine vurulmuş çok ağır zincirlerdir bunlar.. ve bu zincirlerin üzerleri çiçeklerle örtülmüştür.. sen bu zincirleri değil bu çiçekleri görürsün.. bu durum tüm dogmalar için geçerlidir.. müslümanı da musevisi de hindusu da budisti de aynıdır.. çünkü dinlerin çok güçlü ölüm sonrası adalet dağıtan, umut veren mekanızmaları vardır.. sana güzellikleri iyilikleri (çiçekleri) anlatırken aba altından sopayı gösteriler.. bu aba altından gösterilen sopa işte senin bilincine vurulmuş ağır zincir görevi görür.. bu zincirlerle köleleştirilmiş bilinçler mutlu olabilmek adına kendisine yüklenen dinin güzel taraflarını görmeye meylederler, sahtebenliklerinin savunma mekanızmaları bu zincirleri dolayısıyla o dinin saçma, akıldışı, insanlıkdışı uygulmalarını öğretilerini görmezden gelmesine neden olur.. yani algıda bir seçicilik başlar.. herhangi bir dinin kutsal kitabını ya da öğretilerini okuyan inançlı bir insan sadece güzellikleri/çiçekleri algılayabilir ama çatlamış bir tohum(nonteizm düzeyi) işte bu çiçeklerin etkisinde kalmayıp, onları elinin tersiyle ittikten sonra bu ağır zincirlerin farkına varır ve o dindeki saçmalıkları insanlık dışı uygulalamaları görmeye başlar..

bugün kuranı bir müslümanın bir de ateistin eline ver, okusunlar ve sonra sor bakalım, okudukları kitaptan ne anlamışlar ne görmüşler.. müslüman algıda seçiciliğin kurbanı olarak hep güzel tarafları(çiçekleri) ateist ise çiçeklerin altında gizlenmiş saçmalıkları, insanlıkdışılıkları görecektir..


bir de çakma ateistler vardır.. bunlar genellikle teizm düzeyi bir dinin mensubu ailenin ve toplumun evlatlarıdır.. hem aile hem yaşadığı coğrafya ona bir din yüklemiştir.. ama kişi bir şekilde bu dogmayı kırabilip nonteizme/ateizme geçer.. işte burda tohum artık çatlamış ve filizlenmeye müsait hale gelmiştir.. bu çakma ateistler orjinal ateistlerden bilinç açısından daha yüksek düzeyde insanlardır.. yani hinduzimden ateizme geçmiş biri kübadaki japonyadaki ateistten daha üst bir bilince sahiptir.. çünkü biri dogmayı kıramazken diğeri dogmayı kırabilme becerisi göstermiştir.. o artık gözleri açılmamış uyuyan bir tohum değildir..


ateist dediğimiz tayfa kendi safbilinci üzerine ataları tarafından yüklenmiş bu katmanlardan sadece din denen dogmayı kırabilmiş kişidir.. ateistler için diğer ikinci büyük katman olan milli/etnik katman çok değerldir.. yakın zamanda senin de dahil olduğun site içi ateistlerin etnik çatışmasını ve sonuçlarını biliyorsun.. ne oldu, aydoe, pante, placebo, unbe, vs gibi bir çok nonteist site yönetiminin etnik kimliğinin çatışmasının kurbanı oldular.. bu nonteistlerin çoğunda etnik/milli kimlik hala çok önemlidir.. ama mesela vartor amcamda(sevgili vartor, umarım alınmıyorsundur bu etkinlik çok azalmıştır.. yani tüm noteistleri birkefeye koyamayız.. onlar da kendi aralarında farklı bilinç düzeylerine ulaşmış olabilirler..

burda görmeni/farketmeni istediğim bir şey, bir espri var.. insana ataları tarafından yüklenen ve kutsallaştırılan her türlü katmanın belli bir coğrafyanın insanını bir araya toplaması ama dünya insanlığı arasında bölücülük ve ayrımcılık yaptığıdır.. din katmanından özgürleşip milli/etnik kimlik katmanından özgürleşemediğin zaman olacağı budur işte.. yine ayrımcılık, yine bölücülük, ve yine insanlar arası kutuplaşmalar ve savaş.. acı kan gözyaşı...

ben ateistleri sadece belli bir dine olan değil de tüm dünya dinlerine karşı olan tutumlarında desteklerim ama maalesef ateistler henüz kendilerine yüklelen zihinde yaşadıkları için yani yeterli bir bilinç düzeyi yüksekliği katetemedikleri için yaşadığı toplumun diniyle uğraşmak zorundadır.. bak mesela bu sitenin en çok rağbet gördüğü topic islam formudur.. teisti de ataeisti de ordadır.. çünkü zihinlere islam yüklenmiştir ve teistin de ateistin de derdi islamdır.. kedi köpek gibi birbirleriyle dalaşıp dururlar.. ama başka bir dinin hakim olduğu bir ülkenin nonteist sitesini incele, orda da islamla kimse ilgilenmez bile, ordaki teistler ve nonteistlerin favori topiği o toplumun dinidir.. çünkü ister teist olsun ister nonteist bu kişlerin zihinlerine diğer tüm dünya dinleri batıl/aldanma olarak yüklenmiştir.. hindistandaki bir ateist için islamın hiç bir önemi yoktur, aynı burdaki bir ateist için hinduizmin önemi olmadığı gibi.. ya da avrupa amerikadaki ateistler islamla budizmle hinduizmle uğraşmazlar, onlar da isa ve incillerle dalaşıp durular.. çünkü aynı şekilde onlara da hristiyanlık dışındaki tüm dinler batıl/bozulmuş/aldanma olarak yüklenmiştir ve eleştirilmeye bile gerek görmezler..

tüm bunlardan sonra ortak payda/amaç, bilinç yükseldikçe kişinin insanlaşması, insanileşmesidir.. kişi tüm bu yüklenen katmanlardan arınıp temizlendikçe bilinçsel bir iç yolculuğa başlamış demektir.. artık yavaş yavaş toplum tarafından yaratılan yalancı kimlikten uzklaşıp gerçek kendi kimliğine bulmaya yönelirsin.. işte sahtebenlikten özbenliğe doğru dediğim içsel yolculuktur bu.. ve bu yolu gidebiln az sayıda insanın ulaştığı sonuç hep aynıdır.. insan olmanın, birey insan olmanın erdemine ulaşabilmek..

artık dünyadaki her dinden her milletten her ırktan her coğrafyadan her ahlaki kültürden gelen insana eşit mesafede yaklaşırsın.. çünkü artık kendini bulmuşsundur, tanımışsındır, en yüce değerin insan olmak olduğunun farkına varırsın.. insan olmak dışında hiçbir ortak paydaya/amaca gözucuyla bile bakmayıp, hepsi senin zihninde buharlaşıp gitmiştir..

artık senin gözünde türkü de aynıdır, kürtü de ingilizi de almanı da müslümanı da budisti de alevisi de sünnisi de, ortodosu da musevisi de.. çünkü senin gözünde bunların tek bir ortak paydası vardır.. insan olmaları..


Alıntı ile Cevapla
  #159  
Alt 10-01-2010, 07:15
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Yine duygusal ifadeler...

O halde sen ortak noktlarından arın ve "sadece insan" ol. Din karşıtlığı ortak noktanı da atacaksın ama. Yapabilir misin? Senin yapamadığını biz niye yapalım?
bir şeyi anlamanı istiyorum.. hepimizin ortak noktası insan olmamızdır ve insan olmanın getirdiği bir yük/dayatma vardır.. düşünce ve duygu.. bu iki unsur, insanın manevi/ruhsal aygıtını oluşturur.. gereğinde düşünsel gereğinde duygusal ifade kullanırım ama bu iki unsur hiçbir zaman birbirinin kölesi değildir.. her ikisi de bağımsız çalışmaktadır.. bu bağımsız çalışmaları düşüncenin ve duygunun saf olmasını sağlar ki, bu kişiye varlığı/varoluşu okumada muazzam bir farkındalık getirir..

bir önceki yazımda her dinden her ırktan milletten kişinin benim gözümde insan olarak değerinin aynı olduğunu ifade ettim zaten.. arada sadece bilinç düzeyi açıklık farkı vardır.. farkındalığı gelişmiş bir insan zaten dinlerle direk birebir uğraşmaz.. benim islam formunda islamiyete karşı kaçtane yazım vardır.. orda yazanlar teistler ve nonteistlerdir, yani ağırlıklı olarak müslüman, ateist ve deistleridr..

farkındalık bilinç düzeyine gelmiş insan dinlere karşıdır evet ama asıl uğraştığı konu/amacı sadece dinlerin karşıtlığı değil, her türlü bölücülük ayrımcılık yapan tüm ortak paydalarla mücadelesi ve insanlığa ışık tutma çabasıdır.. aydınlanmanın gereği budur.. tüm dünya insanlığının barış/huzur içinde yaşaması için fikir üretir, yol gösterir..

bu sitede islam formunda islamiyete yönelik en az sayıdaki yazılar bana ve sevgili e.i ye aittir.. çünkü aydınlanma/farkındalık düzeyindeki bir bilinç bunları aşmıştır, oturup bütün gün kutsal kitaplarla, peygamberlerle uğraşmaz, yani karanlıkla kavga etmez.. basitçe ışığı yakmaya çalışır.. çünkü karanlık ışığın olmaması halidir, karanlıkla kavga ederek kovamazsın, ışığı yaktın mı karanlık kendiliğinden yokolur zaten..


Alıntı ile Cevapla
  #160  
Alt 10-01-2010, 08:13
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Dediğim gibi senin insan olmak tanımında dinsizlik, Tanrısızlık vs. şeyler varsa ne diye bunu verili kabul edeyim? Ben de sana İslam temelli bir insanlık sunumu yaparım ve insanların neden bunu anlamakta bu kadar zorlandığını sorgularım. Fark görebiliyor musun? İnsan olmak, dinsiz olmak denklemini niye kabul edeyim?
insan olmanın tanımında dinsizlik tanrısızlık yok, bunu da nerden çıkardın.. mevlana, yunus emre dinsiz tanrısız mı, meditasyon yapan müslüman olan sufiler dinsiz tanrısız mı, ben kimseyi dinsizlik tanrısızlığa davet etmedim şimdiye kadar.. benim hep üzerinde durduğum şey farkındalıktır, uyanıklıktır, insan olmanın erdemidir..

insanlar nörofizyolojik/kimyasal donanımlarının basit birer kölesidir.. ne benim davet etmemle ne de kişinin kendi özgür iradesiyle olamayacak şeylerdir bunlar.. yani bir insan kendi isteğiyle dinler arası geçiş ya da nonteizme geçiş yapamaz.. önce kişinin nörokimyasal/fizolojik yapısı değişir, bunun etkisinden sonra kişi varolan inanç düzeyini değiştirme ihtiyacı duyar ve bu donanımı yeterince müsaitse kişi bu geçişi gerçekleştirir..

ve insanın bu nörofiztolojik/kimyasal donanımı değiştirmenin iki yolu vardır.. biri aktif diğer pasiftir.. aktif olan farkında olarak ya da olmayarak yaşanılan meditatif durumlar, pasif olan da kişinin yaşadığı duygudurum bozukluğu yaratan yaşadığı ağır psikolojik travmalardır.. bunlardan aktif olana örnek benim pasif olana da sevgili e.i. dir..

meditasyon olsun, yaşanılan ağır psilojik tavma olsun kişiyi egoda yaşatan katmanları traşlar ve yokeder.. bu katmanlar senin safbilincinin/özvarlığının üzerindeki katmanlardır.. bu katmanların içinde dini inancın, milli kimliğin ahlaki öğretilerin vs toplumun sana yüklediği her şey vardır.. çok derin/ağır psikolojik bir tavma yaşadığın zaman tüm bu katmanlar delinip geçilir, yani çeperden merkeze ani derin bir dalışa geçersin.. senin için artık ne inancının ne miletinin ne ahlaki kuralların bir önemi kalmaz, işte egonun çatlaması ya da tohumun çatlaması dediğim olay budur.. burda egonun(sahtebenliğin) savunma mekanızmaları amansız bir mücadeleye girerler, seni tekrar eski durumuna getirmek için ve genellikle de başarırlar.. bir kaç aylığına tüm değerlerini yitirmiş olan kişi bir süre sonra onu hayata bağlayan değerlere tutunmaya mecbur kalır..

bazen bir şekilde bu egonun savunma düzenekleri görevini tam olarak yerine getiremez ve kişi çeperden merkeze olan yolculuğunda bir noktada takılır kalır. yani tekrar çepere ulaşamaz artık..

çeperde safbilincimiz çok düşük düzeydedir, çünkü üzeri bir çok toplum tarafından yüklenmiş katmanlarla örtülüdür.. biz o katmanlarda yaşayıp varlığı yaşamı onlar eşliğinde görebilir ve algılyabiliriz ancak.. yani bu katmanlar bir filtre görevi görür, kendi işine gelemeyen algı sezgilerin senin safbilincine ulaşamasına müsaade etmez.. işte o yüzdendir ki bu dünyadaki teist ya da nonteist inancı olan insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, hangi mantığı kurarlarsa kursunlar varoluşu sorguladıklarında kendilerine yüklenen inanca ulaşırlar.. bir müslüman varoluşu sorguladığında bir budizme ulaşamaz bir hindu varoluşu sorguladığında islamiyete ulaşamaz.. çünkü filtre görevi gören bu zihin katmanları onun sahte bir mutlulukta yaşaması için inancının hak/doğru olduğunu göstermeye yönelik çaışır.. bu dünyada teistinden nonteistine herkes inancının doğruluğundan adı gibi emindir.. nuh derler peygamber demezler.. ateisti de aynıdır, müslümanı da budisti de deisti de panteisti de yahudisi de.. çünkü yaşamı anlamlandırıp sahte bir dünyada sahte bir mutlulukla yaşamak durumdadırlar..

insanı diğer varlıklardan/canlılardan ayıran çok önemli bir özelliğin sonucudur bunlar.. bir gün öleceğini bilmek.. evet bir tek insan denen canlı türü bir gün öleceğinin farkındadır ve bu acı gerçekle mutlu olması imkansızdır.. o yüzden ölüm herkes tarafından bilinçten ötelenir ve kimse kendisine ölümü yakıştırmaz.. ölenler her zaman diğer canlılardır diğer insanlardır.. çünkü o kendi ölümüne tanıklık edemeyecektir.. ve ölüm sonrası yokolma fikri bir insan için korkunç dayanılmazdır.. bir filozof ölüm sonrası yokolmaktansa sonsuza kadar cehennemde yanmaya razıyım diyecek kadar samimi bir itirafta bulunmuştur.. oyüzdendir ki tüm organize dinlerin ortak paydası ölüm sonrası adalatin sağlandığı/dağıtıldığı ikili ve çoklu yaşamları vaadetmeleridir..

günümüz insanın ölümü bilinçaltına ötelediğini yaşamlarına bakarak çok net gözlemleyebilirsin.. insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar, sürekli mal mülk biriktirirler, güzelim yaşamlarını bir daire bir araba bir mevki için heba ederler, ıskalarlar, 80 yaşına bile gelseler hala biriktirmeye devam ederler.. çünkü bilinçlerinde ölümü öteleyip uzaklaştırmışlardır..

farkındalık dediğim şeyde ölmeden önce ölmek vardır.. ruhun o karanlık gecesini geçebilmek vardır.. ve artık zamanda değil anda yaşamaya başlarsın.. varoluşla bir bütünlük içerinde, ölümün farkındalığında yaşamın anlardan ibaret olduğunu ve ölümün de sadece sonraki bir an bir nefes kadar yakın olduğunun farkındalığıyla yaşarsın.. yani hiç ölmeyecekmiş gibi sürekli geçmişin acıları ve geleceğin kaygılarında(zamanda yaşayan) gamlı baykuş pozisyonunda değil bir sonraki an ölecekmiş gibi bir yaşamı ıslkalamamak adına bir çoşku içinde yaşarsın..


Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ahlak Ne Demektir? Ahlak Gerekli midir? tyd13 Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 21 01-02-2017 12:12
AHLAK BILGISI İslam 4 24-06-2016 22:10
Ahlak İçin Din Şart mı? imhotep Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 148 21-09-2015 03:56
Ahlak Bekçileri ! meaculpa Kadın & İslam 12 04-12-2008 14:12
Atheistler ve Ahlak ReS İslam 6 07-01-2005 15:10

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:28 .