gur91´isimli üyeden Alıntı
Bunlar sonradan uydurulmuş şeyler ne zaman bu şekilde çevrilmeye başladığını araştırırsan sende görürsün , cennet bahçe demektir zaten özel bir isim değil , Nisa 34'e gelince http://www.kuranmeali.org/4/nisa_sur..._mealleri.aspx buradan bakabilirsin çevirilere baya kişi çevirmiş Edip Yüksel gibi vahiy aldığını iddia eden adamdan başka hiçbirisi "dövün , vurun" tarzı kelimelerden başka bir şey kullanmamış
6 günü ne zamandan sonra 6 dönem diye çevirmeye başlamışlar araştırırsan görürsün
İri gözlü olduğu 2 ayette yazıyor , ayrıca eş olduğu da yazıyor , çarpıtma yok asıl çarpıtanlar yeni yeni ortaya çıkanlar kaynaklara bakarsan görürsün
Altından ırmaklar akan bahçe demektir , tam çöle uygun bir tabir bir kaç yerde bu tarzda cümleler var cenneti betimleyen , sıcaktan bunalmada yokmuş cennette(Taha 119) dediğim gibi çöle uygun betimlemeler
|
Hangi mealcinin nasıl çevirdiği pek umrumda değil.
Ben kurana bakıp kendi kararlarımı verebilirim.
Nisa-34'deki darabe fiili kuranın içerisinde başka yerlerde de geçiyor ve dövme anlamı olduğu gibi ayrı kalma anlamı da var ve kuranın başka ayetlerinde ayrı kalma anlamında kullanılmış üstelik.Dövün de diyor olabilir.Dediğim gibi agnostik kalınabilecek bir ayet.
Yevm kelimesinin sözlükteki anlamı dönem ve gün şeklinde.Yani uydurulmuş bir şey değil.Ayrıca kuranda bin yıl ve elli bin yıl süren günlerden bahseder.Demek ki gün kelimesi 24 saatlik ifadeyi kastetmiyor.Çok açık bu.
Kuranın her dönemde farklı yorumlanması da çok doğal bir durum.Eskiden yapılmış hatalı insan meallerini ve yorumlarını düzelterek
gerçek anlamına kavuşturmuş olunuyor.
Mesela alak kelimesi eskiden kan pıhtısı olarak düşünülmüş.Çünkü herkes kan pıhtısı zannediyordu.Halbuki kuranda kan pıhtısı yazmaz.Ama şimdi alak kelimesini embriyo olarak çevirdik.Artık embriyo anlamına geliyor.Yani o kelimeye anlamları veren insanlar oluyor.Tanrının yolladığı kelime birçok anlama müsait olabiliyor.Müteşabihlik meselesi.
Cennette bizim yeniden farklı bir surette yaratılacağımız yazar kuranda.Şimdiki gibi fiziki bir vücuda sahip olmayacağız..Aklımıza gelmeyecek bir vücutta yaratılabiliriz.Huriler de o boyuttaki eşlerdir.Ne olduğunu hayal bile edemeyiz.Cinsellik benzeri bir şey yaşanması da gayet doğaldır.Kuranda cinsellik geçmez.Ama yaşanılabilir.
Hurileri bize eşlik edecek varlıklar olarak dşünüyorum.
Cennetle ilgili çöle uygun tasvirlerin olmasını iki şekilde yorumlayabiliriz.
1- Kuran uydurma bi kitaptr.(sonuçta ben burada taraf tutarcasına kuranı savunmuyorum, gerçekleri konuşmaya çalışıyorum.)
2- İndiği coğrafyaya göre cennet tasvirlerinin yapılmış olması doğaldır.Çünkü öncelikle indiği ilk insanlara hitap etmelidir.Bu durum kuranın evrenselliğini engellemez.
Hatta eğer kuranı Muhammed uydurmuş olsaydı cennetle ilgili tüm coğrafyalardan örnekler vermesini beklerdim.Çünkü amacı islamı dünyaya yaymaktı.Öyleyse dünyadaki diğer insanların yaşadığı coğrafyayı da dikkate alması gerekirdi.Bu kadar kapsamlı din uydurmayı becerebilmiş bir insandan böyle bir meseleyi kaçırmamasını beklerdim.!