İslam Barış Dinidir

[searcher]

inferno´isimli üyeden Alıntı

Woooow adam içindeki sapıklığı resmen kusmuş. allah olmasa oracıkta tecavüz edip öldüreceksin öyle mi?

Bak sana şeriyat ve demokratik bir sistemin arasındaki farkları şu tecavüz olayından örnekler vereyim.

Demokratik bir ülkede kadına tecavüz edersen öldürmek zorunda kalırsın Polis seni bulur ve tevacüzden 30, öldürme suçundan da ömür boyu hapis cezası alırsın ağırlaştırılmış müebbet yer hapisane köşelerinde çürür gidersin.

Şeriat ile yönetilen sistemlerde kadına tecavüz ettiğinde 100 sopa yersin ve o kadını öldürmek zorunda kalmazsın şeriat senin adına o kadını öldürür.

100 sopa bile yemeden yırtar, kadın etrafta kimsenin olmadığı bir yerde nereden bulacak 4 şahidi de ıspatlayacak adamın kendisine tecavüz ettiğini?

Tecavüz edildiği gibi şikayette bulunursa bir de ıspat edemediği için 100 sopa yer üstüne.

[Vefik Sami]

emre025´isimli üyeden Alıntı

SORU : Ben güzel bir pazar sabahi ormanda kosu yaparken karsima güzel genc bir kiz cikiyor ben etrafta kimse yok simdi ben bu kiza tecavuz etmek istiyom ettikten sonrada polise gitmesin diye orada öldürüp birakmayi planliyorum simdi ben niye bu planimdan vaz geceyim ? bu plan dan vaz gecmem icin bana mantikli bir erekce söylüyebilirmisin ?

Empati yerine El-İlah-Cehennem korkusunu tercih eden bir müselman için mantıklı mı değil mi bilemem de, şöyle düşünebilirsin meselâ...

Ormandaki "güzel kız"ın senin kızın ya da bacın olduğunu var say.
O kıza dâir yapmayı plânladığın şeyleri de bir başkası yapmış olsun.

Duygularınızı öğrenebilir miyim ?

*

Nasreddin Hoca kadılık yaparken bir adam kan ter içerisinde huzûra çıkıp;
"Hocam, hocam; inekler tarlaya girmiş, ekinleri yiyor" demiş.

Hoca;
"Evlâdım inek bu . Akıl mı var ki; benim ne yapmamı bekliyorsun ?"

Adam;
"İyi de hocam, tarladaki bütün ekinler telef olacak ?!"

Hoca;
"Ne yapayım evlâdım ?"

Adam;
"Ama hocam; inekler senin tarlaya girmişler.

Hoca;
"Haaa, bak şimdi iş değişti. Tiz getirin şu kara kaplı kitabı da bir bakayım."

[theatre]

Bir kaç gün önce bir yabancı TV'de pek çok kısa komik oyunun oynadığı bir proğram izledim.

Skeç kısaca.

Ülke Hristiyan bir ülke..

Ama espriler Hristiyanlıkla ilgili..

Hele İsa'nın babasız doğumu bölümü vardı ki..

İzleyicilerin gülmekten çeneleri yerlerde geziniyor..

Onlar bu "zekice" uyarlamaları anlayabiliyorlar.

İzleyicilerin IQ'ları yüksek..

Ama artık Türkiye'de insanların IQ'ları bunların ayırdına varıyor..

Çok az..

Ama;

Çok az da olsa var.

[ugurce82]

theatre´isimli üyeden Alıntı

Bir kaç gün önce bir yabancı TV'de pek çok kısa komik oyunun oynadığı bir proğram izledim.

Skeç kısaca.

Ülke Hristiyan bir ülke..

Ama espriler Hristiyanlıkla ilgili..

Hele İsa'nın babasız doğumu bölümü vardı ki..

İzleyicilerin gülmekten çeneleri yerlerde geziniyor..

Onlar bu "zekice" uyarlamaları anlayabiliyorlar.

İzleyicilerin IQ'ları yüksek..

Ama artık Türkiye'de insanların IQ'ları bunların ayırdına varıyor..

Çok az..

Ama;

Çok az da olsa var.

Aslında şu anda dünya üzerinde eleştiriyi kabul etmeyen tek din islamdır. muhammed zamanın da bunun farkına varıp bununla ilgili ayetleri zekice yerleştirmiş. bu yüzden de kim islamı eleştirmeye kalksa ya kellesi uçuyor ya derisi yüzülüyor ya da faili meçhule kurban gidiyor. işte islamiyetin hoşgörü dini olması ve dinde zorlama olmaması.

[abdulKADİR]

İslam, bir barış dininden de öte barışın ta kendisidir. İslam kelimesi kök olarak hem teslimiyet hem de barış kökünden gelir. Bu özelliğinden dolayı, tarih boyunca barışa köstek olan devletleri-milletleri dize getirmiştir. Dize getirme işlemini de gerek güçlüyken gerekse zayıfken hakkıyla eda etmiştir. Bugün Çeçenistan'da, Filistin'de, Afganistan'da, Irak'ta ve yerini bilmediğimiz birçok yerde maddi zayıflığa rağmen kalıcı barış sağlanana kadar zalimlere kök söktürenler buna en iyi örnektirler.

Barış, ancak barış isteyenlerle sağlanabilir. Bütün taraflar barışta ısrarlı olurlarsa şiddete ve kan dökmeye gerek kalmaz. Ama birileri ısrarla kin ve düşmanlık pompalıyorsa, tahrik ediyorsa, mahrem-kutsal dinlemiyor saldırıyorsa elbette onlara da anladığı dilden konuşulacaktır.

Şimdi biz de kalkıp sizlerin ananız ve babanızla ilgili bir ironi yapsak ne dersiniz? Hemen, ''hop bakalım, orası özel alandır'' falan filan... Siz güya akıllı ve ruh sağlığı yerinde(!) olanlar! Bu martavallarda sözünü ettiğiniz Muhammed bizim önderimiz, baba ne kelime? Aişe bizim, 2 milyarın anası, ana ne kelime? Şimdi siz bu tür pervasızlıklarla canlarımıza dil uzatacaksınız ve sonra da barıştan söz edeceksiniz öyle mi? Bu ne menem bir akıl ve ne menem bir ruhtur ''oturan boğa'' aşkına. Allah'tan sizin gibilerin sayısı beş parmağın sayısını geçmiyor. Yoksa ''toplumsal barışı'' rüyamızda bile göremezdik. Dinli-dinsiz, toplumsal barışın hangi özverilerle sağlanacağını bilen sağduyulu çoğunluğun içinde esameniz bile okunmuyor çok şükür. Onun için çıldırıyor, içinize sindiremediğiniz barışı katletmek için barış tellallığı yapıyorsunuz güya. Ama barışı zerre kadar istemediğiniz, ya da bizlerle bir ateşkes istemediğiniz, kullandığınız noktalama işaretlerinden dahi kendini belli ediyor.

Zorla güzellik olmaz bilirsiniz. Yukarda dediğim gibi; barış, isteyenle yapılır. İstemeyenle yapılacak en iyi şey, güreş tutmaktır. Peygamberimiz, halifelerimiz ve sultanlarımızın yaptığı gibi. Koca Yusuf'un torunlarıyız biz.

[rodof]

abdulKADİR´isimli üyeden Alıntı

İslam, bir barış dininden de öte barışın ta kendisidir. İslam kelimesi kök olarak hem teslimiyet hem de barış kökünden gelir. Bu özelliğinden dolayı, tarih boyunca barışa köstek olan devletleri-milletleri dize getirmiştir. Dize getirme işlemini de gerek güçlüyken gerekse zayıfken hakkıyla eda etmiştir. Bugün Çeçenistan'da, Filistin'de, Afganistan'da, Irak'ta ve yerini bilmediğimiz birçok yerde maddi zayıflığa rağmen kalıcı barış sağlanana kadar zalimlere kök söktürenler buna en iyi örnektirler.

Barış, ancak barış isteyenlerle sağlanabilir. Bütün taraflar barışta ısrarlı olurlarsa şiddete ve kan dökmeye gerek kalmaz. Ama birileri ısrarla kin ve düşmanlık pompalıyorsa, tahrik ediyorsa, mahrem-kutsal dinlemiyor saldırıyorsa elbette onlara da anladığı dilden konuşulacaktır.

Şimdi biz de kalkıp sizlerin ananız ve babanızla ilgili bir ironi yapsak ne dersiniz? Hemen, ''hop bakalım, orası özel alandır'' falan filan... Siz güya akıllı ve ruh sağlığı yerinde(!) olanlar! Bu martavallarda sözünü ettiğiniz Muhammed bizim önderimiz, baba ne kelime? Aişe bizim, 2 milyarın anası, ana ne kelime? Şimdi siz bu tür pervasızlıklarla canlarımıza dil uzatacaksınız ve sonra da barıştan söz edeceksiniz öyle mi? Bu ne menem bir akıl ve ne menem bir ruhtur ''oturan boğa'' aşkına. Allah'tan sizin gibilerin sayısı beş parmağın sayısını geçmiyor. Yoksa ''toplumsal barışı'' rüyamızda bile göremezdik. Dinli-dinsiz, toplumsal barışın hangi özverilerle sağlanacağını bilen sağduyulu çoğunluğun içinde esameniz bile okunmuyor çok şükür. Onun için çıldırıyor, içinize sindiremediğiniz barışı katletmek için barış tellallığı yapıyorsunuz güya. Ama barışı zerre kadar istemediğiniz, ya da bizlerle bir ateşkes istemediğiniz, kullandığınız noktalama işaretlerinden dahi kendini belli ediyor.

Zorla güzellik olmaz bilirsiniz. Yukarda dediğim gibi; barış, isteyenle yapılır. İstemeyenle yapılacak en iyi şey, güreş tutmaktır. Peygamberimiz, halifelerimiz ve sultanlarımızın yaptığı gibi. Koca Yusuf'un torunlarıyız biz.

selamlar ,yer yüzüne baktığımızda günümüzde müslüman ülkelere tahaküm ve müslümanlar arasında bir birileriyle şavaştan başka ne görebiliyoruz .cehalet devri yıkılmasına rahmen bilge çağında olmamıza rahmen bunları görmek farklı bir anlayışla izah edilebilinirmi,

[ATİLLA]

İslam bariŞ dİnİ olduĞuna gÖre mekke ve medİne'dekİ yahudİler her halde kendİ İsteklerİ İle abd 'dekİ akrabalarinin yanina gÖÇ ettİler, ''mÜslÜman ordulari'' İspanya'dan orta asya'ya, rusya İÇlerİnden vİyana kapilarina kadar ellerİnde ÇİÇeklerle gİttİler.

[ATİLLA]

İslam, 1400 yıl önce yaşamış muhammed'in çöl araplarına dayatıp genellikle kılıç zoruyla kabul ettirdiği 'kendimerkezci' kurallardan oluşan, korku ve cezalandırmaya dayanan 'dininin kurallarını ve yaşam biçimini' tüm insanlığa dayatma uygulama ve pratiğidir; barış, uygarlık ve insanlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur ve asılsız hurafelerle doludur.

[Çellist]

abdulkadir,

7'sinden 70'ine güle oynaya katliam yapanlarla (Örneğin Sivas), farklı mezhepten komşusunu (Örneğin Irak) hunharca katletmek için düşman askerini davul zurnayla karşılayanlarla, bebekleri bacaklarından ayırıp katledenlerle (Örneğin Maraş), dinsel algılamalarındaki farklılıklar nedeniyle kendi insanlarını 3 ila 6 ay işkenceden geçirip azaplı bir şekilde öldüren sapıklarla (Örneğin Hizbullah) barış mümkün değildir. Fiili durum savaştır, senin bahsettiğin barış İslamidir yani sizler güç toparlayana kadar geçici ateşkes durumu.

Ama gerçekte bu barış değildir. İslam'ın anlamı barış demek değildir, senin de dediğin gibi teslimiyettir. Herşeye teslimiyettir: Şeyhe, düşmana, ağaya, köle tacirine... İslam adı üstünde her zaman herkesin teslim olmasını isteyecek ve teslim olmayanlar da savaşacak.

[AYATA]

sayın Abdul kadir bey...İslamın barış, huzur ve özgürlük getirdiği bir devlet gösterebilirmisiniz...lütfen...