Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #381  
Alt 28-02-2024, 18:30
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 353
Standart

Bu konuya hafta sonu mesaj yazabilirim. Cunku hem derslerim cok yogun, hem arastirma yapiyorum hem de ders veriyorum. Ogrencilerin derslerini vs hazirliyorum. Hergun iki cocugumla oyun oynuyorum. Dolayisiyla haftasonlari yazmak icin zaman bulabilirim gibime geliyor.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #382  
Alt 29-02-2024, 08:09
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 353
Standart

Oncelikle benlik ve ozgur irade kavramlarina deginecegim. Cok kisaca deginmeye calisicam. Aslinda kavramlari aciklayarak, tanimlayarak yada tarif ederek baslayabilirim. Kavramlara yonelik bilim dunyasindaki teorilerden goruslerden bahsedebilirim. Ama ben biraz daha samimi bir yazi yazmaya karar verdim. Konu benlik degildi ama onu da katmak istedim. Anlatacaklarimin yuzde yuz dogru oldugunu savunmuyorum. Aslinda sinirbilim dedigimiz sey, bu konularda kesin, kirmizi cizgi cekmiyor bu kavramlara. Bu kavramlar ve olgular arastiriliyor. Deneyler yapiyoruz, okuyoruz, tartisiyoruz, ogreniyoruz. Beyinle ilgili pek cok seyi tam olarak kimse bilmiyor. Bildigimiz kadariyla burada yazisiyoruz. Bunu soylemekten utanmiyorum yada cekinmiyorum. Cunku bu konularda yani beyin konusunda bilinmeyen cok fazla sey var. Neyse..Ben bunlari aciklamadan cok kisaca gorusumu yazicam. Bu, benim gorusumun dogru oldugu anlamina gelmez. Bana yansiyani, bendeki algiyi da paylasacagim. Hafta sonu da yukaridaki kisisel sorulara cevap vericem.

Yukarida cevaplandirmadigim sorular var cunku. Ben genel yaziyorum simdi. Sonra detayli yazacagim.

Benlik…

Simdi benlik yada self dedigimiz sey, benim de zaman zaman dusundugum ilginc fikirler yada kavramlardan biridir. Felsefe kisinin bu konulara ilgisini cekebilecek birkac perspektif sunuyor ve aslinda psikolojinin de birkac teorisi vardir. Ornegin bazilari benlige sahip olmadigimizi ve toplumumuzun beklentilerinin sinirlari dahilinde hareket ettigimizi soyluyor. Bu konuda daha genis bir bilgi almak icin, Benjamin Libet'i tavsiye ederim. Onunla birlikte Patrick Haggard da iyidir, Daniel Dennett ise daha iyidir. Sam Harris'in yaklasimlari biraz da eksik kalir. Fakat yine de okunmasi gerekir.

Yani pek cok teori var. Pek cok isim vardir. Bu teorileri ve fikirleri onemsiyorum ve bu teoriler hakkinda kendi anlayisimi sinirbilim cercevesinde gelistirmeye calisiyorum. Su ana kadar, arastirmalarim sonunda gercekten de kendi deneyimlerimiz, kulturel ve biyolojik evrimimiz ve dusunme kapasitemiz dikkate alinarak bir benligimizin soyle boyle var oldugu sonucuna vardim. Kendi basimiza akil yurutebilmemiz ve karar verebilmemiz bile hepimizin birey oldugunun, ve dolayisiyla var oldugumuzun gostergesidir. Her birimizin bir "benligi" var. Fakat dinlerin bahsettigi sekilde ruhumuz yok. Fakat elbette benlik dedigimiz seyin, cevre, sosyal yasam, bireysel ve sosyal beklentiler, mucadeleler, yasam savasimi, biyolojik ve psikolojik faktorler tarafindan cogu zaman sekillenip disa vurdugunu biliyorum. Ornegin, dinsel bir cevrede yetisen bireyin, aile ve cevresel faktorlerce belirli bir kaliba sokulmasi, ileriki yaslarinda da bireyin yine ayni toplumsal tabular ve normlar esliginde yasamini, kimligini yada benligini surdurmesi son derece acik bir olgu. Yani, sozun kisasi, sahsen benligimizin var oldugunu fakat benligin yada bilincin, evrim surecinin bir urunu oldugunu dusunuyorum. Insan zihninin ve benliginin olusumunda hem dogal seleksiyonun etkisi var, hem sosyal etkilesimlerin sekillendirdigi bir form-yapi var, hem de dil, iletisim, sosyal normlar, gelenekler ve teknoloji gibi kulturel faktorlerle sekillenen bir etkilesim var.

Ozgur irade…

Ozgur irade konusunda da benzer bir dusunceye sahibim. Bazilarinin soyledigi gibi kaderimiz onceden belirlenmis degildir. Ve dinlerin bize sundugu gibi bir ozgur irademiz yoktur. Yalniz, hepimizin kararlarimiza yon verecek bir iradesi, arzulari, degerleri var. Tabii bunlar cevresel, biyolojik ve psikolojik faktorlerden etkileniyor. Gelecegi goremesek bile bir sekilde bir karar veriyoruz. Tabii bireysel durumlari nedeniyle, cogu zaman kendi secimleri disinda karar veren yada, yetkileri veya karar vermeleri sinirli olabilen insanlar da vardir. Bazen bizim disimizdaki insanlar gruplari veya bireyleri buyuk olcude etkileyen secimler yapiyorlar. Bu olumlu ya da olumsuz olabilir. Kisa bir ornek, bir ulkenin liderlerinin nasil karar verdigidir. Bu kararlar lider olduklari insan grubunu etkileyecektir. Ornegin savas bolgelerindekiler liderlerin kararlarindan bolge halki etkilenecek. Ancak hala akil yurutme, dusunme ve karar verme kapasitemiz var. Sinirli ve etkilenen bir formda da olsa vardir. Bilissel ve noropsikolojiye guclu bir sekilde inanmamin nedenlerinden biri de budur cunku cogu teorinin temeli, dusunebildigimiz ve rasyonel varliklar oldugumuz fikriyle baslar. Bu alan bu konularda deney yapabilme imkani veriyor. Kurulan teorilerin cogu kisinin deneyiminden gelir ve neden ve ne oldugumuzu aciklamak icin insanligin geri kalanina genellenir.

Davranisciligi duymus olabilirsiniz. Ozellikle Watson, Skinner, Spence gibi adamlarin calismalarina denk gelmis olabilirsiniz. Mesela davranisciligin temel fikri, davranisi gozlemleyebildigimiz ve dolayisiyla insan davranisini, gudulerini vb. arastirmanin bize tek gercek metodu verdigi uzerinedir. Genellikle bilissel psikolojinin tersi olarak kabul edilir. Benim kisisel gorusum, tum teorilerin avantajli oldugu ve bir butun olarak bakildiginda insan deneyimini, neden var oldugumuzu ve kim oldugumuzu biraz acikladigi yonunde.

Karar alma meselesine gelince…

Karar alma mekanizmasinin sinirbilimsel temelini aciklayan bir kac arastirma yazisini yukarida paylastim. Bu yazilarin ne kadarini okudunuz bilmiyorum. Belki de hic birini okumadiniz. Cunku maalesef bu makalelerin iceriginin size hic ekstra birsey katmadigini soylediniz. Bunu duymak uzucu tabii. Ogrenmenin sizin icin bu alanda durdugunu ifade ediyorsunuz. Yada yazilanlari zaten cok iyi bildiginizi iddia ediyorsunuz. Bizler, hem isimiz geregi hem egitimimiz geregi hem de merakimiz geregi hergun bu makaleleri okur, tetkik ederiz. Baska makalelerle karsilastiririz, tartisiriz. Her seferinde de bir seyler ogreniriz. Yani, ben senden farkli olarak "ogrenen" yada "ogrenmeye devam" eden biriyim. Biz, konuyu arastiran ogrenciler olarak bu konularda henuz kesin seylere varabilmis degiliz.

Eger sen nahayi sonuca vardiysan ve olayi cozduysen, tebrik ederim. Benim acimdan bir problem yok. Hayirli olsun der gecerim. Fakat biz olayi cozemedik hala. Arastiriyoruz.

Neyse, karar diyorduk. Karar alma sureci cok karmasik bir surectir. Beyindeki faaliyetleri ve isin nasil dondugunu gosteren pek cok bilimsel makale vardir. Fakat bunlarin hepsini ZATEN bildigine gore, benim burada bir seyi tekrar etmeme gerek yok. Cunku zaten bildiginiz seyi teklamamin bir anlami yok.

Fakat, soyle bir sey soylemeliyim. Libet'i tanirsiniz siz. Onun calismalarina bakin. klasik deneylerine bakin. Soyle bir seyle karsilasiyoruz: Insanlarin bilincli kararlar almalarinin ve istemli hareketlerde BULUNMALARINDAN ONCE beyinde bazi elektrokimyasal potansiyeller olusuyor. Ornegin, denekler bir dugmeye basmaya karar vermeden once, beyinlerinde motor kortekste (hareketi kontrol eden beyin bolgesi) belirli bir hazirlik potansiyeli ortaya cikiyor. Dikkat edilmesi gereken bir nokta zaten bu cunku, denekler bilincli bir karar aldiklari zaman degil, bunu takip eden birkac yuz milisaniye once aktivite basliyor. Pek cok durumda bilincle irade arasinda son derece dinamik bir iliski vardir. Bunlar birbirini etkiler. Bu zaten bilinen bir durum, buna itiraz yok fakat bazi calismalarda yani Libet'te ornegin elektroensefalogram ile gorulen sey, karar vermeden hemen onceki elestriksel aktivitenin yasanmasi. Bu durum gercekten karisik bir olgu. Fakat bunu EEG ile de yapsan boyle, fMRI da da yapsan boyle bir sey cikiyor. Bilim insanlari bu konuda arastirmalarini surduruyor, pek cok teorisi kuruluyor. Ki bu durum olguyu aciklamak icin yeterli degil. Bunlar teorilerden biridir. Baska teoriler de vardir. Dolayisiyl aslinda ben belirli bir teoriyi sahiplenip savunma yapmiyorum. Aslinda ben burada birsey savunmuyorum da. Bilimde pek cok gorus vardir.

Fakat karar alma dedigimiz seyi unutmayalim. Bu, bir dizi zihinsel surec demektir. Irade, bu karar alma surecinin bir parcasi olarak ortaya cikar ve bazen secilen secenegi uygulamak icin gerekli olan motivasyonu ve kararliligi saglar. Bir kisi, iradesiyle bilincli olarak belirli bir eylemi yapma veya yapmama karari alabilir. Bu kararlar, kisinin degerleri, hedefleri, inanclari ve motivasyonlari gibi faktorlere dayanabilir. Fakat bazen, mesela isin icine bilincdisi faktorler de girebilir. Ornegin, bilincdisi dusunceler ve arzular, bilincli iradenin arkasindaki motivasyonu etkileyebilir yada ve belirli bir yonde karar almayi tetikleyebilir. Goruldugu gibi karar alma olayi son derece karmasik bir konu. Yani tek yonlu degil. Multidimensional deniyor. Cok boyutlu. Ben bu teorilerin neresindeyim diye sorarsan, gozleyeniyim, ogrenenim derim.

Viktor Frankl'in Insanin Anlam Arayisi adli kitabini tavsiye ederim. Eger okumayi dusunursen. O, soykirimdan sag kurtulan biri mesela. Ve humanist psikoloji icinde siniflandirilan logoterapi adi verilen bir teori gelistirdi.

Umarim bu biraz yardimci olur. Hafta sonu vaktim olursa, sahsi sorularina kendimce cevap verek isterim.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #383  
Alt 29-02-2024, 14:07
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Bu konuyu(özgür irade yoktur) öne sürenler, öncelikle felsefeden mahrum, idealist insanlar. Çünkü iradenin özgürlüğü konusu organik bir mekanizma olarak değil, hak, hukuk ve temsil esasıyla, birey ve elbette dış dünya, çevre ve koşullar dahilinde varlığının temsili için kullanılmıştı, sinir hücrelerini için değil

Alvin muhataplarını okumuyor, sürekli makale ve aynı şeyleri söylüyorsun- yoksa sap ile samanı karıştırmaya devam mı? Makale linkleri verirken, bu forumda cevap yazanların yazılarını okumuyor, mekanizma hakkında yeterince bilmediğimizi düşünüyor ve nasıl çalıştığını öğrenmemizi istiyorsun, lakin ısrarla söyleniyor ki, bu bilsek de, bilmesek de, sonucu değiştirmiyor. Çünkü buradan hareketle ulaşibeceğimizi sandığınız yargı, vargı açısından mantığınız yanlış, yani çalışma prensibinin öyle olması, bizleri iddia ettiğiniz gibi bir sonuca götürmüyor, götüremiyor, götüremez de. Çünkü bir değil bir kaç hata ile, indirgemeci, yalıtımcı bir mantık da işletiyorsunuz. Bir mekanizma, algıcı-yorumcu-işlemciden de yalıtılarak salt çalışma prensibine indirgenecek olursa, aslında ne özgürdür, ne de değildir, zira bu kavramın muhatabı değildir, bu bahisle de muhatabı olmadığı için, objektif açıdan aynı indirgemeye sadık kalınarak, aksi de iddia edilemeyeceği için-özgürdür de denemez- her durumda haklı çıkarsın, ama ne yazık ki bu tutumun yanlıştır, bu bahisle de ideolojiktir. Bazen derim ya uzay yönden bağımsızdır, muhatabı değildir, anlaşılması zor ise bunun gibi düşünün, özgürlük iradenin içinde-mekanizmasında değil, dışında anlam kazanan bir olgudur, uzay özgürlük ise gezegen irade gibi düşünülebilir.

Defalarca ifade ettim, bir şeyi eleştireceksen, önce neyi eleştirdiğini anlaman gerekir.

Elbette zeminde çalışan mekanizmalar, ancak işlemleri sonuçlandırdıktan sonra -eğer durdurulup, yeni bir işlem yapması beklenmezse! bu da var- farkına varılabilir, yorumlanabilir değil mi? Basit olarak formülleyim;

A = Software
B = Hardware
Olsun;

Bu halde hardware bir işlemi sonuçlandırmadan, software bunu bilince edemez, doğru mu? Bu kadar basit, bu doğal!

Ancak sen ikisi arasındaki ilişkiyi yalıtıp, karar mekanizmasının, softwarden bağımsız ve asla etken olmayacağını iddia edersen, bize sadece hardware'ın nasıl çalıştığını dayatırsan burada hata yaparsın, bu hatanız defalarca basit bir dille, metaforlarla dile getirildi.

A = Farkında olan mekanizma
B = Veri işleyici mekanizma olsun
B veriyi işlemeden, A nasıl yorumayabilir?

Organı bu düzeyde parçalayıp, bileşenleri yalıtıp, indirgerseniz varacağı nokta, A ile B, B ile A, hatta tüm diğer mekanizmalarla, A,B,C,D,E arasında belirleyici, etkileyici ilişkileri yok etmiş, yok saymış olursunuz. Sen sistem olarak bir bütünü yalıtırken, organ dediğimiz olgunun örgütlü yapılardan oluştuğunu, bunu dağıtıp, parçaladığında elinde bir şey kalmayacağını ya bilmiyor, ya kavrayamıyor ya da bilmek istemiyorsun.

A,B,C,D,E gbi mekanizma ve süreçleri, bir bütünün parçası ve ilişki-etki bakımından da spiral bir biçimde düşünmek zorundayız. Sonuçta insan organik bir yapıdır, organ fayda sağlayacağı ne ise, o yönde karar almaya odaklıdır, çünkü her örgüt, organik yapı özünde kendisi içindir, işte özgürlük de tam da burada anlam kazanır, kendisinin yararına olabilir koşullara sahip olup, olmaması. Yani kendi yararına-bu karara başka bir iradenin dayatımıyla varmadığı ve organik tercih bakımından mecbur-ZORUNLU dahi olsa!- bir karar alır, uygulama koşulu yoksa özgür değildir, varsa özgürdür. . "Özgürlük zorunluluğun bilincidir" demiştim, evet öyledir, KARAR açısından değil, uygulanabilirlik, uygulama koşulu temelinde anlam kazanır, metafizik bir kavram değildir

Özgürlük ve koşulları olmasa irade olmazdı, neden bu ifademi eleştir-e-miyorsunuz?
Sen karar mekanizmalarının hiç bir veri, bilgiye, bilince başvurulmadan, öylesine mekanik çalıştığını iddia edip, bir de makale linkleri atıyorsun. Bu çelişkidir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (29-02-2024 Saat 17:02 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #384  
Alt 01-03-2024, 01:07
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 353
Standart

Ben seni anliyorum; ben senin spesifik sorularini henuz yanitlamadim. Ben baska birseyden bahsediyorum, sen baska birseyden bahsediyorsun: yani ikimiz ayni seyden bahsetmiyoruz burada. Benim anlatmak istedigim seyler var, senin bazi sorularin var. Ben, senin bahsettigin noktaya gecmeden once, beynin hem anatomisinden yani yapilarindan ve bu yapilarin birbirleriyle olan iliskilerinden hem de fizyolojisinden yani beyin islevlerden, bu islevlerin nasil gerceklestiginden bahsetmeye calistim. Benim anlattigim olay, senin anlattigin olaydan farkli. Cunku forumlarda genel olarak islemedigimiz noktalar bunlar. Yapilan deneyler, bulgular, arastirmalar vs. Ayni zamanda bu meseleleri konusmak hosuma da gidiyor. Yani, yapilar, islevler uzerine. Neyse.


spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ozgurluk ve kosullari olmasa irade olmazdi, neden bu ifademi elestir-e-miyorsunuz?

Elestirmiyor yada elestiremiyor meselesi degil bu. Elestirilecek bir sey varsa elestiririm, niye elestirmeyeyim. Senin noktani es gecmis gibi gorundugu icin kusura bakma. Fakat yapmaya calistigim burada elestirmek yada bilgi yaristirmak degil. Ben, sohbet ediyorum seninle. Yan yana oturup cay icip konustugumuzu farz ediyorum. Seni bilmem, ama ben oyle bir moddan yaziyorum. Karsilikli iki masada oturup atisma gibi gormuyorum. Neyse.

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ozgurluk ve kosullari olmasa irade olmazdi.

Aslinda durum tam olarak bu sekilde degil. Bunu neden boyle soyledigimi aciklayayim, sen dogrusuna yanlisina "karar" ver.

Bu cumlede 3 kavram kullanmissin. Irade, ozgurluk ve kosul. Irade darken kime gore irade? Kant, ozgur iradede bulunma yetenegi diyor, Sartre, ozgurluk ve sorumluluk bilinciyle iliskilendiriyor, Hobbes, insanin kendi cikarlarini gozeterek davranmakan bahsediyor. Ben, biraz daha Deleuze gibi dusunuyorum. Degisen kossullara gore sekillenebiliyorlar cunku diger kavramlari da tanimlamak lazim ama cok uzun olacaga benziyor. Bunu ileride gerekirse yapalim.

Bak Spartacus, irade, ozgurluk ve kosullar dedik.

Bu 3 kavram da gercekten de birbiriyle iliskili seyler. Yani birbiriyle etkilesimle olan kavramlardir ve gereklidir. Fakat ozgurluk ve kosullarin her zaman tam anlamiyla olmasi sart degildir. Irade dedigimiz sey, bir bireyin kendi eylemlerini, davranislarini secme ve yonlendirme yetenegidir. Ozgurluk,ise bu iradenin serbestce ve kisitlamalar olmadan kullanilabilmesi anlamina gelir. Ancak kosullar, bir kisinin iradesini etkileyebilir. Ama iradesini ortadan kaldirmaz. Mesela, bir ogrenci dusunelim. Bu ogrenci liseye gidiyor olsun. Bazi ekonomik problemler yasiyorlar diyelim. Yoksul bir ailede yasadigi icin daha iyi bir egitim alamiyor ve sinirli kaynaklara sahip olsun. Bunlarin hepsi kosula bagli engellerdir. Fakat yine de bu ogrenci iradesini kullanarak, mevcut kaynaklari en iyi sekilde degerlendirme ve kendisini gelistirme yolunda adimlar atabilir. Ornegin, kutuphaneden ucretsiz olarak faydalanabilir, yada cevrimici kaynaklara erisim saglayabilir olmadi burs icin basvurabilir. Sadece bu degil, cocuk sinirli imkanlarla bile yaratici yollar bulup, kendisini gelistirmek icin caba sarf edebilir. Belki de derslerine daha fazla calisarak, ogretmenlerden yardim isteyer, veya ders disi etkinliklere katilarak farkli imkanlarla yada insanlarla tanisabilir. Ozgurluk ve kosullar tam olarak ideal olmasa da, irade sayesinde ogrenci kendi gelecegini sekillendirebilir. Mumkun olabilir yani.

Daha somut bir ornek vereyim. Sen, Marie Curie'yi tanirsin.



resm smithsonian dergisiden


Kadin, radyoaktivite uzerine yaptigi calismalarla iki kez Nobel Odulu kazandi. Donemin bilim camiasinda cinsiyet ayrimciligi gibi zorluklarla karsilasmistir kendisi. Yine de, "tamam, ben gideyim de evde oturayim, iki cocuguma bakayim" dememistir. Degil mi? erci hem kocasiyla hem de cocuklariyla da ilgilenen bir anneydi, orasi farkli. Peki nasil basardi bu Kadin? Saglam bir iradesi vardi, degil mi? Ama sadece irade de degil tabii, hem iradesi vardi, hem motivasyonu vardi hem inanci vardi. Bilime asikti mesela. Ve vazgecmeyen bu irade, ile kosullar ve ozgurluk ortami olmamasi yada cok kisitli olmasina ragmen radyoaktiviteyi kesfetmede ve bu alanin bilgi birikimini artirmak icin oncu bir rol oynadi. Yani dedigim gibi, irade icin ozgurluk ve kosullari olmasi gerekir fakat her zaman bu kosullar olmayabilir. Bunlar iradeyi etkileyebilir ama bunlarin kisitli olmasi vb. illaki ortadan kaldirmaz. Iyi kotu insan iradesi vardir ve bu herseyden etkilenir. Beyin bolumu, bu durumun sinirbilimsel ayagidir.

Simdi 2 alinti yapacagim cunku ayni ifade birkac kere tekrarlanmisti. Soyle:


spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
mantığınız yanlış, yani çalışma prensibinin öyle olması, bizleri iddia ettiğiniz gibi bir sonuca götürmüyor, götüremiyor, götüremez de. Çünkü bir değil bir kaç hata ile, indirgemeci, yalıtımcı bir mantık da işletiyorsunuz
ve

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Organı bu düzeyde parçalayıp, bileşenleri yalıtıp, indirgerseniz

Internetten, birini hic gormeden yazi dili ile dogru ifadeler kullanmak cok zor. Dolayisiyla boyle seyler olabiliyor. Bu duruma dusmemek icin acik yazmaya calisacagim ki birbrimizi anlayabilelim.

Ben, indirgemecilik yapmiyorum. Yapiyorsun demeden one okumaya devam et lutfen. Ben, indirgemeci bir yaklasimsunmadim. En azindan bunu yapma niyetim yok. Ben bu isin cok yonlu oldugunu soyluyorum.

Karar verme dedigimiz se zorlu, karmasik ve pek cok factor ile etkilesimli bir surec. Bu surecte cesitli beyin bolgeleri arasindaki karmasik noral devrelerin etkisi var mi? var. Olay beynimizde oluyor zaten. Demek ki var fakat tek olgu bu degil. Isin icine bundan fazlasi giriyor. Mesela ne giriyor dersen, sosyal toplumsal faktorler de giriyor. Toplumun normlari ve degerleri, karar almasini onemli olcude etkile? Etkiliyor degil mi? Ozellikle aile icinde ogrenilen degerler ve davranislar, bireyin tercihlerini belirlemede rol almiyor mu? Aliyor. Gelir duzeyi, egitim olanaklari, yasam kosullari, ideolojiler, dinler, inanclar, politik cevre ve etkilesimler vb. Pek cok etken bu surecin icinde yer aliyor. Bunlar surece ktilan yada bireyi sekillendiren, karar almasini etkileyen-etki eden ve donusturen sosyal, ekonomik, cevresel faktorlerdir. Fakat bunlarla da sinirli degil. Dedigim gibi, surec ve olgu karisik ve karmasik bir sey. Bunlara dissal etkenler diyelim. Bu ornekler cogaltilabilir. Fakat bir de icsel faktorler vardir. Noropsikolojiyi yada sinirbilimsel psikolojiyi duydun mu? Adam vardir, beyin hasari, hastalik, travma veya diger nedenlerle olusan beyin islev bozukluklarina sahiptir. Bunlarin hepsi bireyin butun yasamini etkiler. Secimlerini de etkiler. Karakterini de deistrir.

Bu konuda pek cok ornek var da, konu uzayacagi ve belki de okuyucuyu yoracagi icin detaylandirmiyorum. Arzu edilirse gireriz. Simdi, beyin hasarindan dolayi, bilissel, duygusal veya davranissal sorunlar olabiliyor deik. Iste, bunlar da bireyin karar alma mekanizmasini etkiler. En basitinden, sinirbilimine, beyin hasarina gerek yok, hem duygusal hem de mantiksal surecler dahi bunu etkiler.

O halde, bu olay tek bir seye indirgenmiyor; aksine pek cok boyutuyla ele aliniyor. Sana (burada senin ihtiyacinin olmadigini belirttin, eyvallah) yada okuyucuya, hangi parcalar oldugu yada aktivitelerde nerelerin active oldugunun belirtilmesi, olayin tek bu faktore indirgendigi anlamina gelmez. Oyle bir anlam verdiysem, ben bunu simdi duzeltiyorum. Kaldi ki, ben psikolojik rahatsizliklari dahi sadece genetige,veya sadece cevreye indirgemem. Bunlar cok yonlu seylerdir.

En sonda da soyle soyluyorsun:


spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen karar mekanizmalarının hiç bir veri, bilgiye, bilince başvurulmadan, öylesine mekanik çalıştığını iddia edip, bir de makale linkleri atıyorsun. Bu çelişkidir.
Verilen makalelerdeki bilgiler dogrudur ve belirli bir alana ait bilgi paylasilir. Bilimseldir. Itirazin varsa -o alanda- deneyler yap, farkli sonuclara vardiysan, onu diger bilim insanlariyla paylas. Ki bu da peer review surecidir. Bakiniz, genel okuyucu acisindan yaziyorum,- madem siz ve bu sitede digger uyeler biliyor- bilinc dedigimiz oldu, bireyin hem kendisinin hem de cevresinin farkindaligidir.

Duyum nedir? En kabaca tarifle cevremizden gelen cesitli uyaricilarin duyu organlarimizla alinmasi. Gorme duyusu gibi mesela. Bu surec, duyusal uyaricinin duyu organi tarafindan alinmasiyla baslar ve beyine iletilerek orada islenir.Yani yorumlanir. Buna da zaten bildigin gibi algi denir. Bu yorumlama sureci, bireyin deneyimleri, inanclari, degerleri ve duygusal durumu gibi icsel faktorlere bagli olarak degisebiliyor. Yorumlanan bilgilere gore de bir tepki veriliyor. Mesela The fight or flight gibi. Yani, kabaca, organizmanin acil tehlike durumunda verdigi otomatik fizyolojik tepki. Ki bir ornek vermek gerekirse, bir sincabin, agaclarda oynarken beklenmedik bir sekilde bir yilanin saldirisina ugradigini dusunelim. Sincap, yilani fark ettiginde hemen fight or flight tepkisinini gosterir. Biyolojik tepkimeler ile birlikte ya kacar ya av olur. Sen, bilinci hesaba katmadigimi iddia ediyorsun, halbuki bilinc, bireyin duygularini, dusuncelerini, deneyimlerini ve degerlerini iceren comprehensive bir bilissel bir surectir. Bu durumu bilincten ben nasil yalitabilirim. Bu dadiger bir yanlis anlasilma olsa gerek.

Ben, bilinc olayina da girecektim ama simdilik bu kadari yeterli sanirim.

Sorularin yada yorumun varsa buyur paylas.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #385  
Alt 01-03-2024, 08:02
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 353
Standart

Kitap buldum bu arada. Karar ile ilgili bolum 600. sayfada.

DÜŞÜNME: AKIL YÜRÜTME VE KARARLAR

Doktorlar sonuçlara varma sürecinde akıl yürütüyorlar ve alternatifler arasından seçim yapıyor, yani karar veriyorlar. Her iki süreç de röntgen filmindeki bilgilere ve hastanın geçmişinden ve belirtilerden elde edilen bilgilere dayanarak bir tanı üzerinde karar vermeye çalışırken ortaya çıkar.


https://www.scribd.com/document/637371041/Untitled

Siteye email ile ucretsiz bir aylik abone olursaniz, kitabi indirebilirsiniz bu arada. Sonraki ay, iki gun oncesinden aboneligi iptal et butonuna tiklarsaniz bir ay daha ekstra uyelik veriyor. Bana ikinci ayi verdiler suanda.

Sahaflardan kitap bulabilir misiniz bilmiyorum. Ben 2 ay once Antalyada sahaf bulamadim. Oysa ki kucuklugumden beri gider, oturur, kitap okur, kitap satin alirdim. Gittigim yerlerin artik tumuyle kapandigini gordum. Uzucu bir durumdu.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #386  
Alt 01-03-2024, 08:24
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben seni anliyorum; ben senin spesifik sorularini henuz yanitlamadim. Ben baska birseyden bahsediyorum, sen baska birseyden bahsediyorsun: yani ikimiz ayni seyden bahsetmiyoruz burada. Benim anlatmak istedigim seyler var, senin bazi sorularin var. Ben, senin bahsettigin noktaya gecmeden once, beynin hem anatomisinden yani yapilarindan ve bu yapilarin birbirleriyle olan iliskilerinden hem de fizyolojisinden yani beyin islevlerden, bu islevlerin nasil gerceklestiginden bahsetmeye calistim. Benim anlattigim olay, senin anlattigin olaydan farkli. Cunku forumlarda genel olarak islemedigimiz noktalar bunlar. Yapilan deneyler, bulgular, arastirmalar vs. Ayni zamanda bu meseleleri konusmak hosuma da gidiyor. Yani, yapilar, islevler uzerine. Neyse.
Doğrudur, benim sadece sorularım yok, öne sürdüğün yargının -ki verdiğin makaleler de öyle! tamamen idealist- neden MANTIKSIZ olduğunun ve aslında neden bilimsel olmadığının da izahı var(mekanizmalar hakkında verilen bilgi değil, idealist olan indirgemeci mantıkla -safsata, daha ne demeli- öne sürülen yargıdır, aynı şey mi Alvin? Neyi eleştirmişim? Veri, bilgiyi mi, indirgeme-yalıtımcı, böylece geçersiz, yanlış ve yanlı yargıyı mı?).
Aslinda durum tam olarak bu sekilde degil. Bunu neden boyle soyledigimi aciklayayim, sen dogrusuna yanlisina "karar" ver.
Yanlış anlamışsın, daha doğrusu ifademi anlayamamışsın.

Özgürlük ve koşulları olmasa irade olmazdi, neden bu ifademi elestir-e-miyorsunuz?
Burada kastedilen doğa-fizik koşullarıdır, hareket alanı, etkileşimler ve elbette tercih edebilme, olanakları kullanarak yeni olanak, koşulları sağlayabilme ortamının varlığıdır. Kıyas olanağını ve buna bağlı tercih yapabilme olanağını da sağlayan nedir? Farkındalık yoksa bilinç, irade de anlamsız. Farklılıklar, böylece kıyas ve kıyasa dayalı mekanizmalar, seçenek ve tercih, karar olanakları mümkün olur...

Yazının ilerleyen bölümünde verdiğin çocuk örneği de, elbette canlı bulunduğu ortamı yararına örgütlemeye çalışacak, durumun FARKINDALIĞIYLA koşullarını da DEĞİŞTİRMEYE çalışacaktır -farkındalığı oranı, ufkunca tabi, zararına da hareket edebilir, işte yine bilinç faktörü. Doğada bu olanaklar mevcut, ama bu söylediklerini-söylediklerimi tek başına karar mekanizmaları yapmaz. Özgürlük derken, ayrıca özgürlük için mücadeleden de söz ediyoruz, ancak o detaylar konumuzun dışında. yazımın sonunda alıntı yapacağım, orada materyalizmin neden mücadeleci olduğu, olması gerektiğinin de değinisi mevcut. Özgürlük zorunluluğun bilinci ise-ki öyledir-, bir felsefe sadece, ama sadece şu, şudur, bu budur diyorsa, o materyalizm değildir. Materyalist etkileri budur, olanakları şudur, o halde bu, şu ya da bunu kısıtlıyorsa, bu olmalıdır da der, nasıl gerçekleştirilebileceğinin de yolunu arar, bulguları bilince eder... Şükredici değil, sorgulayıcı, devrimcidir de.

Ben ANLIK BİR ÖRNEK veriyorum, çocuk ileride diyorsun! Anlamıyorum ki, idelaizme kolunu kaptıran neden böyle dağılıyor? Peki öne sürdüğün gibi bir imkan, hiç bir seçenek yoksa! Özgürlük kavramını anlamak elzemdir, kime göre diye bir ayrımı yok, kime göresi bizi ilgilendirmiyor, temelinde yatan seçenekler, imkan, olanaklar=koşuldur bu yeterli.

Bir örnek vermiştim,
sanırım anlatamıyorum. Bir fabrikata üretilen bir ürün, çeşitli birimlerin işleyişinden geçer. Eğer biz, ürünü sırf boyasına indirger, boya biriminin nasıl çalıştığını anlatırsak, geriye ne kalır? ürün mü? Hayır, o artık sadece bir boyadır. İdealist indirgeme-yalıtma mantığını aşmadığınız sürece, yaşayacağınız kavram kargaşası ve kelime oyunlarından ileri gitmeyecek ve ulaştığınız her yargı, her karar da yanlış olacaktır. Şu an karar mekanizmaları, sinir hücreleri v.b davranışları hakkında anlatılanlar, indirgemeli görsel ağırlıklıdır,. yani organik bütünlüğün içinde, %0,1 bir bilgi dahi değiller. Yine de tüm karmaşık yapı ve süreçlerin temelinde çok basit işleyiş yatar, etki-tepki, ancak muazzam farkı oluşturan örgütlü yapı, ağ ilişkisidir, bu parçasına indrigenemez üst seviye temsildir. Bilgisayarın işlemcisinin dahi çalışma mantığı o kadar basittir ki, fakat örgütlü yapıyla açığa çıkan muazzam fark ortada

Başından beridir söyledim, materyalizmde özgür irade konusu ele alınırken, idealist boş, kof ve tutarlı olmayan idealist yaklaşım, tanım, safsata indirgeme yöntemleriyle irdelemeye çalışıyorsun, bu bu konu açısından yanlış. Burada bağlayıcı olan materyalizmin yöntemleri, tanımları, soyutlamaları, kavramlara yüklediği anlamdır, lafazanlık edebiyatı idealizmin değil. Dön sana verdiğim ilk cevaplarıma bak, bu hatayı dile getirmişimdir...
Kant materyalist değildir, konu açısından hiç bir bağlayıcılığı yok, kafa karıştırmktan da öteye geçmez, ister kabul edin, ister etmeyin. Kant(genel anlamda, özel bazı başlıklar katkı sunacaktır), Berkeley ve öznel edebiyatçı türevleri vakit kaybıdır, Hegel, Marx okunabilir. Tabi amaç özellikle Kant'ı konu etmek ve değerlendirmek değilse

Materyalizmde nasıl yaklaşıldığı açıktır, olabildiğince açık, basit, herkesin anlayacağı dille ifade ediyorum. İyi bakın, materyalizm açısından özgürlük nedir, zemini nerede anlam kazanır... Materyalizmde hiç bir organ-örgütlü yapı, indirgemeci-yalıtımcı idealist safsata yöntemiyle herhangi bir bireyi, parçasına indirgenemez, bunu kavramaya, anlamaya çalışmak da, sözü ettiğin mekanizmaların kavranmasından daha önemlidir. Yani ben dediğinz ne varsa, karar mekanizmaları da dahil, o BÜTÜNÜN parçasıdırlar, karar mekanizması, sinir hücreleri şöyle yaptı, böyle etti, sonuç olarak bir karara varmışsa, o karara ulaşan bütün olarak organ(örgütlü yapı),BEN'iniz, uygulayıcı, yerine getirici bu bağlamda kendini temsili de iradedir zaten, biliyorum idrak etmeniz zor oluyor, ama o mekanizmalar bütünüdür Ben'i anlamlı ve temsilci kılan. İdealist safsata yöntemleriyle bu konuyu irdeleme şansımız yok. Ne irade, karar, ne farkındalık mekanizmaları, ne de bilinç hiç birisi, birbirinden bağımsız değil. Bilinç faktörüyle de karar verebilir, refleks, etki-tepki(anlık algılar) faktörleriyle de, bunun belirleyeni karar mekanizalarının prensip olarak nasıl çalıştığı değil, hangi etki -dolaylı, dolaysız, uzun, kısa vadeli-, ilişkiler bütünlüğünde ve hangi fizik olanaklar, koşullar -özgürlük zemini- çalıştığıdır.
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
A,B,C,D,E gbi mekanizma ve süreçleri, bir bütünün parçası ve ilişki-etki bakımından da spiral bir biçimde düşünmek zorundayız. Sonuçta insan organik bir yapıdır, organ fayda sağlayacağı ne ise, o yönde karar almaya odaklıdır, çünkü her örgüt, organik yapı özünde kendisi içindir, işte özgürlük de tam da burada anlam kazanır, kendisinin yararına olabilir koşullara sahip olup, olmaması. Yani kendi yararına-bu karara başka bir iradenin dayatımıyla varmadığı ve organik tercih bakımından mecbur-ZORUNLU dahi olsa!- bir karar alır, uygulama koşulu yoksa özgür değildir, varsa özgürdür. . "Özgürlük zorunluluğun bilincidir" demiştim, evet öyledir, KARAR açısından değil, uygulanabilirlik, uygulama koşulu temelinde anlam kazanır, metafizik bir kavram değildir

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (01-03-2024 Saat 09:39 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ozgur irade/Ozbenlik/Ego paslıçivi Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 59 08-04-2014 22:50
Kulli irade cüzi irade hipnoz irade lsd irade :) higs İslam 9 06-09-2012 19:57
Özgür irade mi, Allah'ın dileği mi? cin İslam 73 16-09-2011 18:20
özgür irade yok erer Felsefi Tartışmalar 15 07-08-2008 02:51

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:07 .