Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Mitoloji & Esoterisizm > Sufizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-04-2014, 03:17
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart Tasavvufi bir bakış - kuran

Aslında bu konu üzerine bir yazı yazacağım aklımın ucundan bile geçmezdi ama forumda sürekli Kuranı Muhammed uydurmuştur, kafasına göre yazmıştır, vs. sözleri sık sık görünce haliyle dikkatimi çekti bu durum.
Kuran bir Türk olarak inandığım kitap olmasada, beni bağlamasada bu onu tamamen yanlışta yapmaz.
Âma meselesi, Zeyd/Zeyneb meselesi, Esirler meselesi gibi meseleler yüzünden Muhammed kuranda adeta azarlanmıştır, böyle irili ufaklı başka azarlamalar araştırılırsa çıkar elbette ama bunları Muhammed temizleyemez miydi? veya kendi uydurduysa bu kuranı, bunları niye yazmış diyede düşünüyor insan.

Ez-cümle
a-) kuran saçma bir kitaptır, masallar anlatır vs. dense bu kabul edilebilir.
b-) kuranı Muhammed uydurmuştur, kafasına göre yazmıştır dense, bu kısım tuhaftır.

Arada ne fark var derseniz?
a şıkkı, karşıt zıt bir düşüncedir o düşünce zaten kuranıda, Muhammedide, Tanrıyıda kabul etmez.. OK. (toptan rettir yani)
b şıkkı, kendini gizleyen bir düşüncedir, yani o düşünce sahibi başka bir inanca, ekole ve Tanrıya vs. zaten inanırda kuranı bu yüzden kabul edemez.
Dolayısıyla dolaylı yoldan kötüleme yolunu seçer ki onun kabul ettiği başka bir kutsal din, kitap, peygamber inancı zaten vardır.
Bunun benzerini Muhammedilerde yapar, bir yandan peygamberlere inanırlar, Kitaplara inanırlar (iman şartıdır) diğer yandan İncil, Tevrat tahrif edilmiştir deyip, onlarda diğerleri için uydurma kitaptır derler.
Olay "Benim inancım seninkinden üstündür" davasına gelir dayanır.

Kuran, Tevratında İncilinde içinde bir nur ve hidayet vardır demişse olay Muhammediler için bitmiştir.
Bunun aksini iddia edenler, üstte dediğim "kendini gizleyen bir düşünce" sahibine benzerler ki bunlar samimi de değildir.

Neyse ben konu başlığına geri döneyim, özetlersek kuranı Muhammedin uydurması mümkün görünmüyor, bu kitap ona bir şekilde yazıdırıldı.

Şimdi bu yazıdırılma olayı, Tanrısal değil melekler yazıdırmıştır, veya Şeytan yazdırmıştır, veya Muhammedin çift kişiliği vardı ona geçince o yazdırıyordu da denilebilir.
Bunlarda her hâlükârda Muhammedin iradesi dışında ki durumlar olup, kuranı Muhammed yazdı uydurdu kapsamına girmez.

Buraya kadar anlattıklarımdan Muhammediler kendilerine pay çıkartabilirler ama az sonra anlatacaklarım onlarında hoşuna gitmeyecektir.
Zira kuranda Muhammedinde bilmediği, daha doğrusu haberi olmadığı meselelerde vardır o yüzden uydurmuş değildir diye bu konuyu açtım.

Hicr süresi son ayet; diğer yorumlar için bakınız >>
"Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et." diyanet böyle diyor...bunu genelde çoğu tefsircide böyle der.
Dolayısıyla hocalar/hacılar/imamlar bu ayeti baz alarak namaz/ibadet ölene kadardır derler.

Kelime kelimede böyle bir anlamdır.
1. va'bud : ve kul ol
2. rabbe-ke : senin Rabbin
3. hattâ : e kadar
4. ye'tiye-ke : sana gelir
5. el yakînu : yakîn

Görüldüğü üzere Yakîn 'e çokları ölüm demiştir, bir kısmı direk Yakîn diye almıştır, Yaşar Nuride Yakîn 'i Türkçe anlamıyla almıştır.

Özetle Yakîn Türkçe de şaşmaz kesin bir bilgi anlamındadır, birini Yakînen tanıyorum dediğimizde çok iyi tanımak, Yakînimdir dediğimizde (Vekillerimiz der'ya) çok yakınımdır gibi anlamları olan bir kelimeye ölüm demek zaten yanlıştır.

Peki neden böyle demişlerdir, çünkü Muhammed namazı ölene kadar bırakmamıştır...mesele budur...o yüzden onun izinden gidenlerde burada Yakîn olsa olsa ölümdür manasını vermişlerdir.
Bu tabii uydurmadır, tahmini bir cevaptır, orada ölüm değil özel bir kelime Yakîn kullanılmıştır.

Ayete tekrar dönersek (xxxx i siz doldurun) "Sana xxxx gelinceye kadar Rabbine ibadet et" denince, peki xxxx gelince ne olur?

Ayet açık; "ibadet biter" demektir bu.
Kul olarak alırsanız "kulluk biter" demektir bu.

Muhammed bunu bilmiyordu, bilse zaten "Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, kadın, gözüm nuru olan namaz" demezdi + ölene kadar namazda kılmazdı..ama kılmıştır tarihten anlaşılan odur.
İbni Arabi fususunda Muhammed fassını bu hadis üzerine inşa ederki bu hadis uydurma olsa almazdı Arabi.

Toparlayacak olursak, Muhammed böyle "bilmediği" bir Yakîn olayını kurana kendi koyamaz, koyamadığı içinde uydurmuş olamaz.

Sonuçta bu olayı herkes bilmesede, hiç duymasada, hocalar inkar etsede (insanoğlu hiç duymadığı bir şeyi inkara meyillidir), başka bir şeyler deselerde, tahminlerde bulunsalarda, bu tasavvufi olarak bilinen bir şeydir.
Tabii tasavvufun bizatihi kendisi uydurma bir şeydir diye düşünende olabilir, zararı yok, tasavvuf hadd-i zatında okuyarak öğrenilen bir şey değil, yaşayarak öğrenilen bir şeydir, Arabi'nin değimiyle keşf-i âkıldır yani âkıl ötesidir.

Velhasıl, basit bir NAMAZ meselesi bile anlaşılmamışsa, yanlış anlaşılmışsa, hacıları/hocaları/ulemaları bile anlamamışlarsa, kuranın bütününü nasıl anlaşılır?

Acaba ortada anlaşılmamayı isteyen bir tanrı mı vardır?
Yoksa insanoğlu hayal peşinden koşmayı mı seviyordur?
Veyahut herkes gerçeği Yakînen bildiği için mi rahattır?
Kaldıki hiç bilmeyen biriyse bunları nasıl anlayacaktır?


Altın kural: "Bilen söylemez, söyleyen bilmez."
Bilen söylese bile insanlar hayallerinde ki tanrının peşinden koşmayı sevdikleri için, gerçeği anlayamazlar maalesef.
Bu nokada duydukları sadece duymak istedikleridir ki bu kulağa başka bir şeyi duyuramazsınız, anlatamazsınız..

Bir emekli imam arkadaşım/abim vardı, 10 yıl oldu vefat etti, lakabı "Namazsız hoca" idi ve şunu çok derdi,
"Bir adam 40 yaşına kadar hâlâ namaz kılıyorsa kaç o adamdan.!
Zira o adam eğer samimi ise Yakîn meselesine zaten kısa zamanda vâkıf olur, yok eğer su kaçıklığı varsa vâkıf olamaz.
" derdi
Akabinde, "Su kaçıklığı olan adamdan da fayda gelmez, anca zarar gelir" diyede eklerdi.
Bencede bir insan en büyük zararı kendine verebilir.
Çok şey bildiğini zannederken, zandan öte geçememek, hoş olmasa gerektir.

Ayrıca bu abimiz duruma göre "Anlasan sormazdım, anlatsamda anlamazsın" diye orjinal bir şey söylerdi ki bu mevzular içinde olmayanlara bunlar imkansız gelir, netice itibariyle tasavvufi dünya sesler ve davalar dünyası olmadığı için, birşeyleri ispat edeceğeğim diyede bir kaygısı olmaz tasavvufi bakışın.

Bir Türk'ün aslında tasavvufa da ihtiyacı yoktur ama gel gör ki aslını unutan bir milletin "unutkanlık" gibi ciddi sorunları olunca, pusulası şaşmıştır.
Yapacak bir şey yok, Kızıldereli Şef Seattle 'nin dediği;
Atalarımızın külleri bizim için kutsaldır ve onların dinlenme yerleri kutsal zeminlerdir. Siz, atalarınızın mezarlarına gereken önemi vermez ve onları anmazsınız. Sizin dininiz, tanrınızın demir parmağı ile taş tabletler üzerine yazılmıştır. Bu sayede dininizi unutmamanız sağlanır. Bizim dinimiz atalarımızın geleneklerinden, yaşlı insanlarımıza Büyük Ruh tarafından gönderilen rüyalardan oluşur ve insanlarımızın kalplerinde yazılıdır.
Bizimse bir rüyamızda yok, bir kutsalımızda yok..başkalarının rüya ve kutsalını yaşıyoruz..maalesef.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 16-04-2014, 10:23
knowledgetowisdom - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
knowledgetowisdom knowledgetowisdom isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2014
Mesajlar: 649
Standart

Kissadan hisse, bugun islamcilarin bati dunyasinin hayat tarzina anlam verememesi,....
bilakis ben mesela kuzey avrupa ülkelerini çok seviyorum. finlandiya, norveç, danimarka..bu ülkelerde çeşitli sebeplerle bulundum... şeker gibi pamuk gibi insanlar...

yobazlar gitse oraya muhtemelen "zındık,fındık" diye diye gezeceklerdi.

mesele yobaz olup olmama meselesi bence.

hayata bakış penceresi.

estetik duygusu eksikliği...

bugünün müslüman toplumlarının en büyük eksikliği estetik duygusundan yoksun oluşları...

oysa bir baksalar inandım dedikleri Allah ne kadar estetik yaratıyor... denizin üstünde martı uçuyor süzüle süzüle... karga uçsaydı estetikten uzak olurdu...

neyse biraz alakasız oldu siz devam edin muhabbeti bölmeyeyim

"Âdemoğlunun bildiği her şeyin bilmek istediğinden ibaret oluşu yüzünden biz insanlar birbirimize yardım edemiyoruz."
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 16-04-2014, 10:46
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

knowledgetowisdom´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

...mesele yobaz olup olmama meselesi bence...
İslâmi yobazlık genetik bir durum mudur;
Yoksa "İslâm" ortak paydasında sâri bir karakter mi arz etmektedir ?

Hiç bir insan annesinden imanlı, yobaz, ateist vs. olarak doğmaz değil mi ?
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 17-04-2014, 17:12
Selmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Selmet Selmet isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2013
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 514
Standart

Zeyd/Zeyneb meselesi, Esirler meselesi gibi meseleler yüzünden Muhammed kuranda adeta azarlanmıştır, böyle irili ufaklı başka azarlamalar araştırılırsa çıkar elbette ama bunları Muhammed temizleyemez miydi? veya kendi uydurduysa bu kuranı, bunları niye yazmış diyede düşünüyor insan.
tek başına yazmadığı(akıl hocalarının var olduğu) veya çok akıllı olduğundadır.. bilerek kendisini fırçalayarak yazdıklarının tanrıdan geldiğini ispat niyetine yazmış olabilir... !?
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 17-04-2014, 18:11
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

Selmet´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
tek başına yazmadığı(akıl hocalarının var olduğu) veya çok akıllı olduğundadır.. bilerek kendisini fırçalayarak yazdıklarının tanrıdan geldiğini ispat niyetine yazmış olabilir... !?

Evet, kuran 23 yıllık bir periyotta aktarım şekli adına durumsal değişkenler barındırsa da, temelde amaç etraftaki insanları inandırabilmek olduğundan;

Öncelikle sadece sözler üzerinden hareket etmeyi deneyen dil odaklı inanç anlayışı, kişi dilinden döküldüğü halde arkasına daha yüce bir güç koymak istiyorsa, ve durmadan etraftaki insanların eleştirisine hatta alaylarına maruz kalıyorsa, arkaya elbetteki zaruriyetten kendisinden ötede işleyen bir mekanizma havası koyması gerekir.

Buna rağmen, uzun süreç boyunca inanırı olmamış. Sonuç itibari ile sadece dilden dökülen tanrıya iman etmek kolay değildir.

Mesela, esir alma konusunda vahiysiz anlık verilen zaruri karar karşısında, arkaya bir de tanrısal vahiy konularak, arapların davranışlarını hizaya sokarken azarlanmayı tercih etmiş olabilir.

Sınıf başkanı, arkadaşına bir konuda kızar ama sözünü geçiremediği için, belli bir noktadan sonra susmayı tercih eder ve arkadaşlarının eylemlerine istemese de onay verir. Sonrasında bunun rahatsızlığı arkasında aslında durumu hiç belirtmiş olmasa bile, geçenki davranışınız okul müdürünün kulağına gitmiş, inanılmaz rahatsız olmuş, bir daha tekrarlanırsa aynı durumun hep birlikte idareye gideceğinizi söyledi demesi ile farklı bir boyuta ulaşır.

Günlük hayatta bu tarz tepkilerin karşılıkları fazlası ile vardır. Sonuç itibari ile sayısız insan ile tanıştınız. Olaylar karşısında tepkilerini inceleyin yeter.

Zeyd olayı ise, arapların ayıpladığı bir durum karşısında vicdanlarında da doğruluk payı bulamayacakları kritik bir konudur.

Kuran üzerinden değerlendirme yapıldığında, Muhammed'in normal olarak aktardığı sözler ile vahiy olarak aktardığı sözler arasında yaptırım adına büyük bir boyut farklı var. Bu aşamada etrafındaki münafık diye nitelendirdiği insanların, özellikle vahiysel sözlerini ne kadar didikledikleri, kuran içeriğinde bol bol bahsedilmeye başlayan münafık kavramı ile açığa çıkıyor.

Kaldı ki, bu kavram erken dönemlerde değil, aksine daha öznel kararların alındığı medine savaş-ganimet Muhammed'e has imtiyazlar karşısında açığa çıkıyor. Hicret öncesine ait bir kavram değildir münafıklık.

Erken dönemde de, tanrının sözlerini ilettiğini aktarabilmek adına, sadece aracı vazifesinde kişisel hiçbir veri koyamayacağını belirtebilmek için, tanrısal tehditleri de içinde barındırmıştır.

Tabi aslında burada, kuran nasıl tasarlandı?
İlk başlangıç noktasına kimlerin etkisi oldu?
Duraksama dönemi neden yaşandı? (vahiylerin belli bir süre kesilmesinin arkasında, kuran aktarım konusunda destekçilerin vefatları ve benzeri durumları yatabilir)
Sonrasında başlangıç noktasına neden dönüldü?
Bu oluşuma katılanların, kuran üzerindeki etkileri nelerdir?
..........

Buraya nice sorular dizilebilir ve düşünce patlatılabilir.

Net olarak şu söylenebilir. Sizden ötede süper bir güç tasarlarsanız, elbetteki inandırıcılık adına topun ağzına kendinizi de koyarsınız ama yine de ceza almadığınız gibi, tam da dilediğiniz şekilde etrafı yeniden dizayn edersiniz. Bazen abartıya kaçtığınızda frenlemekte gerekir o yüzden kendinize büyük güç tarafından verilen yasaklar belirlersiniz. İcap ederse doğru zamanda o yasakları kaldıracak sözlerde yine sadece sizin dilinizden dökülür.

Zor iştir bu, bu nedenle vefatından sonra o münafık diye dillendirdiği nice insan dinden oluk oluk çıkmayı başarmıştır ama bu eylemlerinin sonucu oldukça kanlı şekilde onlara ödetilip, islamın uyutma mekanizması Muhammed'den sonra gelenlerin oyuncağı haline gelmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 17-04-2014, 18:55
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Selmet´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
tek başına yazmadığı(akıl hocalarının var olduğu) veya çok akıllı olduğundadır.. bilerek kendisini fırçalayarak yazdıklarının tanrıdan geldiğini ispat niyetine yazmış olabilir... !?
Çok akıllı değilde, çok sâf olduğu için olabilir mi acaba

Zira Hatice gibi zeki ve güçlü bir kadının istediği kurgu bu olabilirdi, fırsatını bulup sen peygamber olabilirsin diyebilir ki ilk diyende odur zaten.
Sonuçta kendide peygamber karısı olacaktı ki kaç kadın böyle bir mevkiye sahip olabilir, diğer yandan Varaka adlı rahibide öneren kendisidir.

Normalde Muhammedin zaten aklı başından gitmişti, şaşkınlıkla olayı anlatıyor, Haticede çok olgun bir biçimde olayı çözüyor, ilginç tabii.

@mrdragon dediği gibi uzun süreler inananı olmuyor, öte yandan birden bire ben peygamberim diyede ortaya çıkmıyor, kendine inanamıyor çünkü.
Başkaları sen peygambersin diye gaz veriyor.
Hatta ilk ayet geldikten sonra yaklaşık 3 yıl boyunca hiç bir kıpırdanma olmayınca, Muhammed intihara kadar gidiyor, kafası çok karışıyor yani.

Aslında o kafa karışıklığı tüm hayatı boyuncada devam ediyor, o yüzden işlerini genelde istişare yoluyla çözmeye çalışıyor ki genede böyleyken fırçalandığı, yerin dibine girdiği durumlar oluyor.
Açıktan "din nedir iman nedir bilmezdin, biz öğrettik" diye cahilliği yüzüne vuruluyor ki peygamber demek aslında cehalet kaldırmaz bir şeydir, halklar genelde onların doğuştan peygamber olduğuna inanırlar ki onları bu yüzden noksansızda görürler.
Ama Muhammed de bu durum ters işliyor, Muhammedden sonrasıysa zaten facia, insanların kendi anlayışına göre din şekillemesi yapılıyor vs.
Tabii Muhammed zamanıda olay karışık ama çokta irdelemek istemiyorum, neticede o halkın dinidir, dinde cezadır.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sanatsal Bakış Natan Resim 35 03-01-2019 21:27
Evrime Yeni Bir Bakış Evren34 Evrim 6 24-02-2011 14:40
Evrim'e bakış Evren34 Evrim 54 17-02-2011 01:11
Kuran'da Evrime Hanif Bakış Açısı: Evrim İle Kuran Çelişmez ExUlul İslam 7 07-02-2011 02:33
Samast'a renkli bakış thunderpoint Konu-dışı 1 05-07-2007 10:35

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:32 .