Sufinin Doğası!

[Felâsife]

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı

(Sanırım) Bildiğini bilmenin laneti veya doğal sonucu bu.

Sanma! sevgili dostum, bu bir lanet gerçekten, aynen öyle.
Herkesler uykuda iken, erken uyanan birinin yaşadığı bir lanet bu.
Herkes uyuyorsa sende uyuyacakmışsın, ortama uyacakmışsın. Ölçü buymuş.

Ama her lanet kendi içinde de zamanla bağışıklığını da kazandırıyor, o yüzden lanet bile zaman içinde bilgiye dönüşebiliyor.

Aslında yüzde yüz lanette yok, kötü iyi, iyi de kötü olabilir, toplamda ise o şey hem iyi hemde kötüdür. Bir nevi duruma göre değişebilir bir şeydir.

Sevgiler
---

Yolsuzum !...
Hiç gitmedim ki nasıl diyeyim.
Çıkışı yok ki nereden gideyim.
Ezel kayıp, ebediyyet muğlak.
Yolsuzum, hangi yola geleyim.

Şaşmış feleğim, yönüm kaybolmuş.
Durmuş saatler, zaman hapsolmuş.
Gelen gitmiyor, gidense gelmiyor.
Aşkın esirleri, onlarsa mahvolmuş.

Ölümü arar gözüm, baksada görsek.
Gayri çekmez dizim, bitsede gitsek.
Tekrarlar bitmiyor, ilkler bilinmiyor.
Dostun aklı şifâdır, söylesede bilsek.

[Felâsife]

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Sn Felâsife; siz de "Sûfi" misiniz ?

Valla siz Sûfi misiniz? deyince, önce birazcık bahsetmek isterim, sonra kararı size kalsın.

Sufilik sevdiğiniz, benimsediğiniz, ne varsa, ideal, hayal onları elinizden alır, ta ki sizde bir "varlık" bırakmayıncaya kadar devam eder bu.
Tıpkı bir karadeliğin her şeyi yutupta, sonra yutacak bir şeyi kalmadığında, en son kendi kendini de yutmasına benzer olay.
Sufilik bu açıdan zaten "yok olma!" öğretisidir ki Sufilik dahi yok olur. Biter yani.

O yüzden Sûfi değilim elbet, ama nedir ; geçmişimi de yok saymam, nihayetinde onlar benden yok olsada, yanlış diye imlensede, bir değeri her zaman vardır. Zira onlar yaşanmasaydı, bu günlerde olmazdı. Geriye baktığımda tek bir pişmanlığımda yoktur. Olması gereken olmuştur.
Bu yüzden Sûfi değilsemde, ayrı da değilim.

[Vefik Sami]

Felâsife´isimli üyeden Alıntı

Valla siz Sûfi misiniz? deyince, önce birazcık bahsetmek isterim, sonra kararı size kalsın.

Sufilik sevdiğiniz, benimsediğiniz, ne varsa, ideal, hayal onları elinizden alır, ta ki sizde bir "varlık" bırakmayıncaya kadar devam eder bu.
Tıpkı bir karadeliğin her şeyi yutupta, sonra yutacak bir şeyi kalmadığında, en son kendi kendini de yutmasına benzer olay.
Sufilik bu açıdan zaten "yok olma!" öğretisidir ki Sufilik dahi yok olur. Biter yani.

Sûfiliğe yabancı değilim.
Nakşiler "Terki terk"ten söz ederler.
Bu, yan yana gelmiş basit iki kelime gibi dursa da ehli bilir işin aslını.

Felâsife´isimli üyeden Alıntı

O yüzden Sûfi değilim elbet, ama nedir ; geçmişimi de yok saymam, nihayetinde onlar benden yok olsada, yanlış diye imlensede, bir değeri her zaman vardır. Zira onlar yaşanmasaydı, bu günlerde olmazdı. Geriye baktığımda tek bir pişmanlığımda yoktur. Olması gereken olmuştur.
Bu yüzden Sûfi değilsemde, ayrı da değilim.

Zâten, sufi pergel gibidir.
Bir ayağı sabittir.
Kişi ya sufidir, ya da kendisi o "hâl" ile hallenemese de sufilere sempati duyar.
Tasavvufta "Hâl, kâl ile bilinmez" düsturu vardır.
Her kim sufizmi "kâl" ile anlatmaya kalkarsa sufizmden ve sufilikten bihaber demektir.

[Felâsife]

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Bu, yan yana gelmiş basit iki kelime gibi dursa da ehli bilir işin aslını.

Eyvallah.

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Tasavvufta "Hâl, kâl ile bilinmez" düsturu vardır.
Her kim sufizmi "kâl" ile anlatmaya kalkarsa sufizmden ve sufilikten bihaber demektir.

Bu doğrudur illaki, kâl de çok yanlış değildir ama en azından ölçüleri verir. Öte yandan hâl de hâlle bilinmeyebilir, zira tekrar denen şey Sûfizm de olmaz. "Tecelli de tekrar olmaz!" bu da ayrı bir ölçüdür.