istatistik´isimli üyeden Alıntı
Yani dünya hayatı onu eğlendirmek için, vakit geçirmesine yardımcı olmak için var. İşi bitip canı sıkıldığında son verecek. Mükemmel bir tanrı.
Ancak yine de söyleyebileceğimiz, tanrının eskiden gayp olarak düşünülen görevlerinin eğer yetkilerini devretmiyorsa artık insanlar tarafından öngörülebildiğidir. Yani ya tanrınız güç kaybediyor, ya da evde yok ve işlerini insanlara devretmiş.
|
Ya sen anlamak istemiyorsun.
ya ben anlatamıyorum.
Ya sen anlayamıyorsun.
Ya ben anlatamıyorum.
Bunları ikimiz de farklı yorumluyoruz ama kesin olan bir şey varsa bir türlü anlaşamıyoruz. Senden kelimei şehadet getirmeni istemedim, basit bir şey anlatıyorum öteye beriye çekmeye bahane aramana ne gerek var.
Bir daha sakince anlatacağım.
Lütfen sen de sakince oku.
acele etmeyelim. konu çok basit:
Allah'ın gaybın bilgisini alıp saklamak, zamanı gelince insanlara öğretmek gibi bir görevi yok.
gayb, Allahın bir görevi değildir.
Gayb, insanın bilmediği şeydir.
Allah her şeyi bildiği için gaybı da bilir. Bu tanımı çıkartalım. Bu , insanlar bilsin diye söylenmiştir sülistimal etsinler diye değil. nedir ? gerçeğine gelelim. Boşver gaybı filan. "Allah her şeyi hakkıyla bilir". diyelim geçelim. görev biçmeyelim. "gaybı yanlız Allah bilir" ifadesi, "Allah her şeyi hakkıyla bilir" ifadesinin içinden gelmedir. onu baz alalım:
Allah her şeyi hakkıyla bilir.
İnsan bir şeyleri öğrenmiştir ve öğrenmektedir.
İnsanın bilmediğini Allah bilir.
İnsan bir şeyi öğrendiğinde, daha önce yanlız Allah tarafından bilinen bir bilgiye vakıf olmuş olur.
Her şeyi bilmek Allah için görev değildir çünkü görev kullar için icad edilmiştir. Yaratana görev tanımlayacak kimse yoktur ve olmayacaktır.
-insana bilmediğini o öğretti-
nasıl öğretti.
sakince devam edelim.
kızmayalım. ne kendimize ne birbirimize.
insan hiç bir şeyi "icad etmemiştir". sadece "keşfeder".
Allah demiştir ki: "insana bilmediğini ben öğrettim".
bakalım nasıl öğretiyor:
ağaçtan bir meyve düşüyor:
newton düşünüyor o halde diyor, bunun düşmesini sağlayan bir güç olmalı diyor. o sayede yerçekimini -"keşfediyor"-.
kendisi bulmuyor. yerçekiminin neden dolayı kaynaklandığını o an bilmiyor. Şunu görüyor: "aşağıya düşüyorsa bir şey aşağıya çekiyor".
Ona Allah yardım ediyor. ağaçtan bir şeyin düşüp de kafasına fikrin dank etmesini sağlıyor. Newton oturup da "yerçekimi vardır, o halde ağaçtan meyveler aşağı düşer" demiyor; "ağaçtan meyve düşüyor o halde yerçekimi olmalı" diyor onu keşffediyor.
"İnsana bilmediğini o öğretti". Nasıl öğretiyor?
Edison yüklü parçaçıklarla deney yapıyor, o esnada elektrik oluşuyor.
Elektriğin ismini koyuyor parçacığın birine eksi diyor birine artı diyor. Ne olduklarını bile o an bilmiyor. Yanlız biliyor ki: "bu ters yükler bir araya gelince garip şekilde elektrik oluşuyor".
Yani Edison tutup da
"eksiyi keşfetmiyor".
artıyı keşfetmiyor.
bunları kesiştirip elektirik oluşur demiyor.
Allah nasıl öğretiyor:
yüklerden elektrik oluşuyor: edison görüyor: yüklerden elektrik oluşuyorsa birine artı diyeyim birine eksi diyeyim böyle hesaplamaya çalışıyor.
Allah öğretmeden insan ne öğrenebileceğini sanıyor? Hç bir şey.
Gayb nedir? Sen gaybı ne yapacaksın. gayb senin bilmediğindir.
Sana bilmediğini Allah öğretiyor.
Gaybın ekmeğini yemiyorsun.
rabbinin nimetini yiyorsun.
öyleyken nasıl oluyor da nimete şükredeğin yere onu sana vereni inkar etmenin derdindesin.
2 dalma atık suydun. seni ordan çıkarttı sana en güzel şekli verdi.
Sen onunla dalga geçmenin derdindesin.
Bunu hangi vefa duygusuyla kendine izah ediyorsun.