Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Kuantum Mekaniği

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 31-01-2016, 15:00
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart Kuantum dolanıklık

Dolanıklık, aralarında hiçbir bağ olmayan iki parçacığın birbirlerini aynı anda etkilemesi olarak tanımlanıyor. Einstein bu etkiye ''hayaletimsi etki'' demiştir ve karşı çıkmıştır. Fakat günümüzde bu etkinin varlığı deneylerle gösterilmiştir.
Örneğin dolanık iki parçacıktan birini dünyaya, diğerini Andromeda galaksisine koyduğunuzda birine yaptığınız etki diğerinde de aynı anda aynı şekilde gerçekleşiyor. Aralarında hiçbir bağ olmadan ve ışık hızıyla sinyal göndermek bile yok. Aralarındaki mesafeye bağlı olmadan aynı anda.!





Bu dolanıklıklar, nedensellik ilkesinin gözden geçirilmesine yol açıyor. Çünkü kuantum dünyasında, tersine nedensellik ve eş nedensellikler de mümkün oluyor. Eş nedenselliğe göre olayların her ikisi de birbirinin nedenidir.

Einstein’ın bu olaya ilişkin düşünce deneyi şöyleydi: Alice ve Bob adlı iki fizikçiye gönderilen iki dolaşık parçacık olsun. Eğer Alice kendisindeki parçacığın durumunu ölçerse, Bob’un ölçüm yapmasına gerek bile kalmadan diğer parçacığın durumu da bilinecekti. Bu da herhalde Alice’teki parçacığın Bob’takine ışıktan hızlı (eşzamanlı olacak biçimde) bir sinyal göndermesi ile olacaktı. İşte Einstein’ın kabul edemediği nokta, bu ‘ışıktan hızlı sinyal‘ fikridir. Fakat aslında gönderilen herhangi bir sinyal yoktur. Alice’in ölçümü, evreni öyle bir biçimde değiştirmektedir ki, Bob’daki parçacık önceden sahip olmadığı ölçülebilir bir kuantum durumuna sahip olmaktadır. Dolayısıyla ışıktan hızlı sinyal gerekliliği olmayıp, göreliliğe aykırı bir durum yoktur.
Fakat Einstein'ın yanıldığı deneylerle gösterildi.
http://bilimfili.com/hayaletimsi-etk...ak-kanitlandi/
http://bilimfili.com/zaman-dolasikli...ini-da-asiyor/
http://bilimfili.com/uzay-zamanin-kuantum-kaynagi/

Feynman'ın bir sözünde dediği gibi ''kuantum fiziğini anladığınızı düşünüyorsanız, kuantum fiziğini anlamamışsınızdır.''
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 31-01-2016, 15:06
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Sanırım artık evreni anlayabilmek için zihnimizi kullanmayı bırakmalıyız. Onun yerine sadece deney ve gözlemlere bakarak evrenin davranışlarını öğrenebiliriz. Evrendeki gözlem ve deneyler, zihnimize ve sağduyumuza aykırı davranıyor olsa bile.
Sanırım bazı bilim insanları bu yüzden ''felsefe öldü'' diyorlar. Gerçi ben bu felsefe öldü olayına katılmıyorum ama ne demek istediklerini tahmin ediyorum. Kuantum dünyası bize evrenin matematiksel yapıda olmadığını gösteriyor gibi.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 31-01-2016, 15:36
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Bir şey sorayım;

Bu parçacıklar neyin nesi, neye göre birbirinden ayrıştırılıyor? Nasıl ayrıştırılıyor? (elektromanyetizma namına soruyorum)

Örneğin parmağıma baskı yapsam tüm evrendeki tüm parçacıklar buna göre davranış mı değiştirecek?

Evren mikroda da, makroda da matemtiki değildir zaten, ilişki ağının önemi dışlanmamalı, matematiğe uyan ancak belirli bir ortamda yalıtılmış durumda, ve bazı mutlakları kabulle mümkün, mikro değil, makro evrende matematiğe uymaz ve hiç bir hareketi, ilişkisi matematiki değildir.. Matematik öznel, belirli bir çerçevede idealize edebildiğimiz oranda anlam kazanabiliyor, evren ise ne idealizedir, ne de tekdüze, kaos dahili ilişkiler bombardımanı mevcuttur, her an hiç şey, matematiki bir değerle ifade edilemez(çünkü an dahilinde ilişkisel bazda etki altındadır ve ölçtüğümüz bir ibre olsa saliseninde milyarda biri değerlerde süreğen değişirdi), ancak varsayılır... Örneğin nanosaniye, saniyenin milyarda biridir ve bu değerin esas alınmasında moleküllerin florasan ışık yayma süresi esas alınmıştır(1 saniye= 1.000.000.000 nanosaniye)-Diyalektik de bu konuda, Hegel'de bu konuda haklıydı('ben her an ben değilim- Hegel'). Örneğin her insan atmosferik basınca mahkumdur, ciddi bir atmosferik basınç, bu basıncı aşmasının sebebi kendi içinde tuttuğu havadır daha doğrusu atmosferle olan bağdır, böylelikle iç, dış basınç ortalama eşitlendiği için basınç etkisi kırılır, bu koşulda her an ilişkisel etkilere maruzdur, matematiki ve lineer, mutlak değerler taşımaz.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 31-01-2016, 16:20
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir şey sorayım;

Bu parçacıklar neyin nesi, neye göre birbirinden ayrıştırılıyor? Nasıl ayrıştırılıyor? (elektromanyetizma namına soruyorum)
Fotonlar veya elektronlar önce dolanık hale getiriliyormuş. Bir yerden alıntı yapayım.

Dolanık Parçacıklar Nasıl Elde Edilir?


Dolanık parçacıkların kullanıldığı pratik uygulamalarda, iletişim hızı açısından çok sayıda dolanı k parçacık çifti üretmek ve bunları yine çok hızlı bir şekilde iletmek büyük önem taşıyor. Bu iş için fotonlar en ideal seçim. Optik teknolojisinin çok ilerlemiş olması nedeniyle, yüksek oranda değişik şekillerde dolanmış fotonlar elde etmek mümkün. Üstelik, hâlen kullanılmakta olan fiber optik kablolar, bu fotonları uzak yerlere taşımak için oldukça uygun.
Dolanık fotonlar elde etmek için kullanılan yöntemlerden biri, kimi atomlarda görülen özel bir tip ışıma şeklinden yararlanıyor. Çağlayan (cascade) ışıması olarak adlandırılan bu ışıma tipinde, yüksek enerjili, uyarılmış bir atom birbirinin peşi sıra 2 foton yayınlıyor. Şekilde tüm olay şematik olarak gösteriliyor. Şekilde gösterilen 3 raf (yatay çizgiler), atomun değişik enerji düzeylerini sembolize ediyor. Her bir düzeyde, atomun elektronları o düzeye özgü yörüngelerde bulunur. Eğer atom bir düzeyden daha alttaki bir düzeye geçerse, bir foton yayınlanır ve aradaki enerji farkı foton tarafından taşınır.
Çağlayan ışımasının görüldüğü sistemlerde en üst düzeyden en alt düzeye doğrudan bir geçiş söz konusu değil. Atom, önce üst düzeyden ortadaki bir düzeye, daha sonra da buradan en alttakine geçiyor. Bunun sonucu olarak, kısa aralıklarla art arda 2 foton yayınlanıyor. ‹lk ışımada, yani üst düzeyden orta düzeye geçiş sonrasında, çıkan fotonun kutuplaşması nedeniyle, atomdaki elektronlar titreşmeye başlıyorlar. Fotonun kutuplaşmasıyla elektronların titreşme doğrultusu aynı olmak zorunda. Eğer foton yatay yönde kutuplaşmışsa, elektronlar yatay yönde (kırmızı renkle gösterilen durum); fakat eğer foton dikey kutuplaşmışsa elektronlar da dikey yönde titreşiyorlar (mavi renk). Kuantum yasalarına göre, atom her 2 duruma aynı anda ve eşit olası lıklarla geçiyor. Kısacası, foton ortaya çıktığı anda, atom ile foton dolanık duruma giriyor.
Bu aşamadan sonra, orta düzeyden en alt düzeye ışıma gerçekleşiyor. Burada da çıkan fotonun kutuplaşması, elektronların ışımadan önce titreştikleri doğrultuyla aynı. Sonuçta ortaya çok kısa bir zaman aralığında, kutuplaşmaları dolanıklaşmış 2 foton çıkıyor. Bundan sonra elektronik bir devre yardımıyla 2 fotonun ne kadar bir zaman aralığıyla ortaya çıktığı ölçülüyor. Eğer fotonlar neredeyse aynı zamanda ortaya çıkmışsa, o zaman bunların aynı atomdan çıktıkları ve dolayısıyla dolanı k oldukları düşünülerek, kullanılmak üzere fiber optik kablolara gönderiliyor.
Ortaya 2 fotonun çıktığı ışıma türlerinin çoğunda fotonlar dolanıktır. Örneğin, bir elektron ve karşıt maddesi olan pozitr11leşerek birbirlerini yok ettiğinde de ortaya 2 tane dolanık yüksek enerjili foton çıkar. Dolanıklığı sınamak için yapılan ilk deneylerden biri, bu sistem üzerine çalışmış. Bunun dışında kutuplaşmaları yerine enerjileri dolanık olan fotonlar da yüksek verimleri nedeniyle deneylerde kullanılıyor.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 31-01-2016, 16:23
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili Yıldıztozu bunu sormadım

Parmağıma basınç uygulasam, evrendeki tüm parçacıklar buna göre davranış sergiler mi? mantıken üzerinde düşünülmesi gereken bir soru..

Dolanık hale getiriliyor, veya izole olarak birbirine bağlı parçacıklarda deney yapılıyor, oysa ortada birde elektromanyetizma olgusu var, parçalar hangi koşulda taşınıyor?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 31-01-2016, 16:24
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Sergilemez çünkü parmağın dolanık değil.

Ayrıca bu dolanıklık mikro boyutlarda geçerli, parmak gibi makro boyutlarda değil. Sadece dolanık hale getirilmiş foton ve elektronlarda geçerli.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 31-01-2016, 16:28
world world isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 21 May 2010
Mesajlar: 3.123
Standart

Nedensellik çürümüyor kuantum dünyası istisnai bir dünyadır asla nedenselliği etkileyemez.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 31-01-2016, 16:39
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sergilemez çünkü parmağın dolanık değil.

Ayrıca bu dolanıklık mikro boyutlarda geçerli, parmak gibi makro boyutlarda değil. Sadece dolanık hale getirilmiş foton ve elektronlarda geçerli.
Tamam, demek istdiğim bu idi...

Yani sonuç itibariyle ortada özel-durum-ortam, izole bir ortam sorunu mevcut ve bir bütün halinde düşündüğümüzde bunun üzerinden makro sonuçlar üretemeyiz... heleki bazı yargılar için henüz çok ama çok erken...

Örneğin bu tür deneylerden sonra bazıları makro dünya üzerine, ancak biz algıladığımızda gerçeklik kazanır ifadesinde bulunur... Oysa burada ciddi bir paradoks vardır, eğer algıladığımıza göre şekil, biçim alıyorsa, neden hepimizde gözlemlerde aynı sonuca varıyoruz? Misal bir bukalemun neye, kime göre renkten, renge girer(bu bile algıladığımızda gerçeklik kazanır ifadesini çürütür). Bana göre gözlemcinin etki ettiği her deney, güvenirlik tabanını kaybeder, bilhassa gözlemcinin fiziksel etkisi üzerine de yönelmek zorundayız... Tek bir gözden yansıyan foton dahi(ki hızını düşünün) deneyi alt üst edebilir. Kullanılan elementlerde, ortamdaki elektromanyetizma da, o kadar çok faktör var ki, yalıtık, izole paracıklarda deney zordur, çünkü parçacık bağlanma davranışı da sergileyebilir, elektromanyetik alanlara, çeşitli çekim-kuvvetlere maruz kalır vs... makro teoriler makro gözlemle elde edilebilir, o nedenle de ilişkisel bağ aydınlatılamdıkça da sebep-sonuç bağının sorgulanması için henüz çok erken diye düşünüyorum(evrenler kurup, parçalamaya gerek yok) ve kabul, bu konu mantığa sığmaz, aslında evrende hiç bir şey mantığa sığmaz, sığsa Venüs'te yaşıyor olurduk...

Konuyu dağıtmayayım, Dolanıklık hayli zorlu bir konu...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 31-01-2016, 18:40
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Hugh Everest'in Çoklu Dünyalar Kuramı kuantum dolanıklıkı açıklıyor..

Bu arada kuantum dolanıklık dediğimiz şey vudu büyüsünden esinlenmiştir. Büyücüler de bunu Harut ile Marut'tan öğrenmişlerdir. Yani esasında kuantum dolanıklık dediğimiz şeyin kaynağı Kuran'dır. Hem yeterince uğraşırsak ebced hesabıyla Bakara 102'den 1353 sayısını elde edebiliriz. Bu sayıda da Einstein, Podolsky ve Rosen'in kuantum dolaniklıktan bahseden makalelerinin yayınlandığı miladi 1935 yılına tekabül etmektedir. Görüyor musun, işte Rabbin hikmetleri size böyle bir bir açıklıyor.. Ne kadar da az şükrediyorsunuz?

Her zaman dinciler mi bağlayacak, bir kere de ben bağlayayım Kuran'a...

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 31-01-2016, 18:50
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Aleph´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Her zaman dinciler mi bağlayacak, bir kere de ben bağlayayım Kuran'a...
Ben Kuran'dan holografik evreni bile çıkardım. Kuran'da dünya düz anlatılır. Holografik evren görüşü de her şey iki boyutlu düz karadeliğin yüzeyinin yansıması olduğunu iddia eder.
Ellahu akbar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:48 .