Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 13-06-2017, 22:31
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart Bilim ve Felsefe İlişkisi Üzerine

Bilim nedir? Felsefe nedir?
Bilim, felsefeden daha nesnel midir?
Nesnellik dereceleri aynıysa ikisini birbirinden ayıran nedir?
Bilimsel yöntemler her insanı aynı sonuca ulaştırırken akla dayalı yöntemler farklı sonuçlara mı ulaştırır yoksa aklın yolu bir midir?
Bazı bilimciler (hawking, neil tyson) felsefenin öldüğünü söyleyip eleştirmişlerdi. Buna ne dersiniz?

Sorularına dair görüşlerinizi merak etmekteyim. Ben de düşüncelerimi yazayım.

Bazen bilim ve felsefenin eş anlamlı olduğunu düşünürüm. İkisinin de maksadı; olan bitenleri anlamak ve olacak bitecekleri yönlendirmektir. İkisinde de deney, gözlem, veri esastır.
Felsefeciler laboratuara girmeyebilir, fakat deney-gözlem sadece laboratuarda yapılan bir etkinlik değildir. Toplumu ve insanları gözlemlemek de bir gözlemdir, elimizdeki nesneyi bırakmak da bir deneydir.
Elbette Higgs parçacığı deneyi için gelişmiş teknolojiye ihtiyaç vardır, fakat teknoloji de bilim ve felsefenin karışımıdır.

Yaygın görüşe göre felsefe bilime kıyasla daha öznel görülür. Sanki her filozof kafasından kendi felsefesini uyduruyormuş gibi sanılır.
Öznel kurgularıyla iş yapan felsefeciler de bilimciler de vardır. Öznellik felsefeciler arasında daha yaygındır, bu doğru. Burada ben onları değil, bilim ve felsefe anlayışımı kıyaslıyorum. İkisinin de nesnel olabileceğini/olması gerektiğini söylüyorum.

Bir örnek vereyim. Teleskopla evrendeki gezegenleri gözlemlemek bilimsel bir işken, çok sayıdaki bu gezegene bakarak kendi gezegenimizin özel olmadığını, çok sayıda gezegen arasında sıradan kaldığını söylemek ise felsefi bir iştir. Burada ikisi de gözlemseldir, ikisi de nesneldir.

Felsefenin ölüp ölmediğini tartışmak bile felsefi bir iştir. Felsefe öldü diyen fizikçi, teorik fizik de yapmamalıdır. Zira teorik fizik matematiğe ve kurguya dayanır.
Kuantum fiziğindeki rasyonel olmayan işleyişlerden dolayı felsefenin öldüğü iddia ediliyorsa bu kısma hak verilebilir. Fakat kuantum fiziğinde irrasyonellik varsa bile bu tüm evrende geçerli değildir.
Düşünce var olduğu sürece felsefe ölemez. O halde felsefenin ölümü için insanın ölümü gereklidir.

Kendimden örnek verecek olursam; eskiden anlamak için sadece bilimle ilgilenirdim. Bilim bana veriler sunuyordu. Ama bu verilerden nasıl çıkarım yapmam gerektiğini söylemiyordu. Daha sonra felsefenin gücünü gördüm. Varlığı ve hayatı felsefeyle çözümleyebildim.
Bilimle felsefe arasındaki farkı; bilim veriyi ortaya çıkarır, felsefe bu verinin ne anlama geldiğini söyler diye özetleyebilirim. Ayrıca felsefe sadece evrenin kökenini anlamakla değil, toplumun ve insanın işleyişini anlamakla da ilgilenmesi bakımından bütünsel bir bakış açısı sunar.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 14-06-2017, 00:23
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilimsel yöntemler her insanı aynı sonuca ulaştırırken akla dayalı yöntemler farklı sonuçlara mı ulaştırır yoksa aklın yolu bir midir?
Bazı bilimciler (hawking, neil tyson) felsefenin öldüğünü söyleyip eleştirmişlerdi. Buna ne dersiniz?
Son insan ölmeden, felsefe öylece ölüp gidecek bir şey değil ama burada ki ölmek artık felsefe kendini geliştirmiyorsa, kitaplarda kalmışsa, kendi içinden büyük filozoflar çıkarmıyorsa 'ya bir eleştiri ise haksız sayılmaz bencede. Tabi durum öyle midir onuda bilmiyorum.

Aklın yolu bire gelince, bunun geçerli olduğu alanlar vardır elbet ama bence aklın yolu bir mir değil, bir sürü yolu var. O yüzden de her alanda bir sürü çeşitlilik var. Neticede insan dediğimiz şey eğer robot değilse-ki değil-uyumsuzsa, bir akla göre hareket etmez.
Genelde çıkarına menfaatine görede hareket eder.
Hasılı aklın yolu bir filan değil

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 14-06-2017, 00:46
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Felâsife´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Aklın yolu bire gelince, bunun geçerli olduğu alanlar vardır elbet ama bence aklın yolu bir mir değil, bir sürü yolu var.
3+2=5 işlemi de akla dayalı ve herkes tarafından kabul edilir. Bence yeterli rasyonellik ve dürüstlüğün olduğu durumlarda bütün akıllar aynı sonuca ulaşır gibi geliyor.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14-06-2017, 00:56
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Aklın yolu birdir, ahmağın ise bin... (şimdilik bu kadar)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 14-06-2017, 01:24
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
3+2=5 işlemi de akla dayalı ve herkes tarafından kabul edilir. Bence yeterli rasyonellik ve dürüstlüğün olduğu durumlarda bütün akıllar aynı sonuca ulaşır gibi geliyor.
5 sayısı ok. ama burada aklın yolu birdir derken matematik kast ediliyor olmasa gerek. Aklı hayatın pek çok alanında kullanıyoruz, lakin ortada bir birlik yok. Zaten bu birlik olmadığı için öyle diyorum.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 14-06-2017, 02:47
NickMickyok NickMickyok isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Sep 2016
Mesajlar: 343
Standart

Felsefe nedir, bunu tartışmak lazım.
Felsefe, birilerinin dediği gibi düşünme sanatıysa, insan yaşadıkça felsefe ölmez.
Ama diğer türlü, çok ama çok dar bir alana hapsedilmiş şekilde yaşayacak gibi.

Hawking in o sözüne karşı çıkanlar, Taslaman ve gibileri.Çünkü felsefe yaptıklarını sanıyorlar.Bu yüzden zorlarına gidiyor. ( Felsefe düşünme sanatıdır, biz de gayet iyi düşünen felsefecileriz, o halde bize hakaret bu, diye düşünüyorlar sanırım)

Hawking in aslında söylemek istediği şu.Felsefe, geçmişte tüm bilimlerin üstünde, hatta onları doğuran ve kapsayan bir alandı. İyi bir felsefeci, aslında iyi bir bilim adamıydı aynı zamanda.
Ama günümüzde her bilim dalı o kadar gelişti ve alt dallara ayrıldı ki, herhangi bir dalda uzman olan bile kendi anabilim alanının kardeşi başka bir bilim alanında otorite bile olamıyor.Yani atom fiziğinde proseför olan, plazma fiziğinde cahil kalabiliyor. Çünkü bilim o kadar hızlı ilerliyor ki,Aristo zamanında değiliz ve tüm sahalarda uzman olmaya ömür yetmez. Böyle bir dünyada felsefeyi zaman kaybı görüyor.

Ama bence yine de biraz haksızlık etmiş felsefeye.

Hangi alanda uzman olursanız olsun, iyi bir matematik ve felsefe bilgisi ile donatmalısnız kendinizi.Bu çok işe yarar.İster doktor olun, ister sosyolog
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 14-06-2017, 03:48
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

Bilim ve felsefe eş anlamlı olarak da kavranabilir, fakat bilimi felsefe okyanusunun bir konusu olarak görmek epistemolojik anlamda daha doğru olur sanırım. Bu konuda bir yazım vardı diye hatırlıyorum, aklımdaki bazı bölümlerini tekrar derleyeyim ..

- - -

1- Bilimin metodolojilerini, dolayısıyla bilimcinin tarafını belirleyen çeşitli felsefi pozisyonlardır; felsefe, kavramsal, empirik ve değerlendirici çıkarımlara ulaşma bağlamında (mümkün olan en nesnel ve esnek şekilde) her zaman bilimden önce gelir ve ona bir yol çizer. Buna karşılık, "nesnel bilgi" edinmenin en iyi yolu bilim olduğu için, ondan gelen veriler de felsefenin en kılcal damarlarına değin nüfuz ederek epistemolojik soruşturmanın belini doğrultur.

2- Bilim, kültürel bir paradigma olması bağlamında toplumsal yapıyla tam bir ilişki içindedir. Pratiği önceleyen bilimsel ilkeler, her daim sosyolojik yapının içinde türeyen felsefi soruşturmalardan doğarlar.

3- "bilim yapmak", ancak yeterli maddi yatırım ile mümkün olabileceği için, felsefeyi her halükarda onun önüne koymak durumundasınızdır, zira felsefenin çizgilerini çekeceği bir etik olmaksızın bilim zaten yapılamaz. Daha buradan anlaşılır ki, felsefe giderse bilimi de kendisiyle beraber götürür; dolayısıyla bilim, hem teorik hem de pratik bağlamda kendi bünyesindeki tüm disiplinlerin çekirdeğine kadar işlemiş olan felsefeye, sosyoloji başta olmak üzere pek çok yönden bağlıdır.

4- Bilim ve felsefe arasındaki temel fark (ve dolayısıyla "ilişki"), bir kavramın ve bu kavramın epistemolojik niteliğinin, metafizik bağlamda karşılıklı-açımlanmasında yatar, şöyle ki; felsefede bir 'içkinlik sistematiği' söz konusudur, bilimde ise veriler, çoklukların işlevsellikleri ile tanımlanır. Burada fark derken, kısaca 'kavramsal değişkenlerden' bahsediyorum, ki bu değişkenlerin "bütünsel" tasavvurları da henüz etiği belirlenmemiş bir kavramın niteliği demektir, değişkenlerin bu ön-serbestlikleri ise, değerlendirici olarak koşullandırılabilir kavramsal ihtimaller içinde, tamamen felsefenin saptayacağı fonksiyonu (kavramın doğru etik niteliğini) öncelerler.

5- Felsefe, "dilin eleştirisidir", bu yüzden bilimsel dilin de eleştirisidir ("Felsefe yapmak, sineğe, şişeden çıkışın yolunu göstermektir" — Wittgenstein)

6- Son kertede, 'değerlendirici' bağlamda bir kavramın ötekinden daha iyi olduğu, ya da ontolojik zorunluluklara/itkilere ne ölçüde cevap verip-vermediği, veya imgesel bir dialektiğin belirleyenleriyle; toplumsal anlamda ontolojik bir geçişin dialektiği ya da tarihsel imleyenleri arasındaki bağlantının resmini çizmedeki kavramsal enstrumanları yaratmak, felsefeye aittir. Bilimin ilkeleri ve takip eden disiplinler, ancak bu kavramsal panellerin işlevsellikleri uyarınca ortaya çıkabilirler ..

7- Felsefe, derin sulara açılmak istediği için bütün kavramsal riskleri alır, dolayısıyla o mümkün olan en esnek perspektifleri yaratarak daha iyi bir içkinliği saptama gayesini yedekleyen bir kararlar sürecidir, bu bağlamda felsefi risk, usun özgün mantığı ile onun kendisine isyanı arasındaki bir savaşımdır.

8- Felsefe, "tarih" değil, "oluş"tur, yani ardışık/dindar bir düşünsellik değil, bilakis çatışkıların-birlikte-varlığıdır.

***

Akademik anlamda -felsefe yapmak- nedir?

Felsefenin tanımı: felsefi pratik, b-ilim isteminden türeyen eleştirel pozisyonlar üzere rasyonal ve sistematik biçimde tertiplenen "akademik ihtilaf" neticesinde biçimlenen kavramsal, empirik ve değerlendirici çıkarımlara ulaşma çabası — demektir.

"Felsefi argümantasyon ve tartışma" nedir?

Felsefi tartışma, verili bir konuya ilişkin ihtilaf düzlemindeki girizgâhında, mücadeleci bir iletişim-etkileşim sürecini kapsar, bu noktadan devam ederek, filosoflar arasında iknâ edici argümanların zamana yayılarak irdelenmeleri, kabul gören bağlamların, dolayısıyla kavramsal çapın, rasyonal tertibattan koparılmadan genişletilmesidir.

» Taraflar, konuya ilişkin tartışmayı kavramsal bir neticeye bağlamak amacıyla, belirli ve uygun metodlarda anlaştıkları durumda, tartışma "sistematik"tir.
» Taraflar, akademik tabanın gelenekleri ile uyum içerisinde hareket etmek üzere uzlaştıklarında,tartışma "akademik"tir ..

dahili süreçler:

1- felsefi argümantasyonun öznelerini belirli bir nesnel mecraya dahil etmek üzere, dilsel içeriğin karşılıklı olarak etkileştiği süreç, 'kavramsal' düzlemin belirlenmesini,
2- felsefi argümantasyonun öznelerinin empirik gözlem faktörleri uyarınca bir kümeye dahil edilmeye çalışıldıkları süreç, tartışmanın 'empirik' hâle gelmesini,
3- felsefi argümantasyonun öznelerinden birini diğerine öncelikli ya da üst-ün kılma bağlamındaki tartışmanın gerçekleştiği süreç ise tartışmanın 'değerlendirici' sonucunu içerecektir.


***

Akademik anlamda "bilim yapmak" nedir?

Tıpkı felsefe gibi, bilim de, empirik teorilere ilişkin rasyonal ve sistematik ihtilaf demektir. Bilimsel uygulama ise "bilgi" üretimi gayesiyle ortaya konan tartışma ve argümantasyonlardan türemiş metodik bağlamları "deneysel" hâle getiren saha-pratiklerine denir. Dolayısıyla bilimin fonksiyonu, hali hazırdaki empirik teorileri en doğru şekilde açıklamak ve onları düzeltmektir. Lakin yukarıda belirtmeye çalıştığım üzere, bu düzeltim sürecindeki akademik çekişmenin temel besini, kendilerini önceleyen felsefi soruşturmalar olduğu gibi, bilimi ve ondan gelen verileri etik bağlamda işletebilmek için yine felsefeye dönüş yapmanız gerekir. Felsefeden izole edilmiş bilim, bilim olma sıfatını kaybeder, anlamsız, politik bir oyuncağa dönüşür.

- - - - - - - -

Kişisel birkaç dipnot da düşmek isterim..

» Felsefe, kendi içinde, 'akademik felsefe' ile sınırlanamayacağının belirleyenidir, bu yüzden Yıldıztozu'nun belirttiği gibi, düşünce ve yaşam olduğu sürece var olacaktır.

» Tarihteki bazı teolog ve dindarların felsefeyi kendi inançsal tasavvurlarınca tanımladıklarını görebilirsiniz, ne var ki felsefe, ne doğası gereği, ne de tarihsel anlamda dini inancın müttefiki değildir, hiç bir zaman da olamaz, lakin felsefeye etiketlenen bu tür içerikler, zaman zaman bir takım ne-dediğini-bilmezler tarafından felsefenin gizli bir teoloji olmakla suçlanarak eleştirilmesi türevi trajikomik talihsizlikler yaratıyor ki, bu konuda pek de söylenecek bir şey yok

» Biraz daha kişisel bir yorum olarak, felsefe yapmayan insanın, bireysel anlamda yaşadığının farkına varabileceğini bile sanmıyorum. Dolayısıyla o hayatın bir dönemine atılacak bir şey değildir (Epiküros — Özdeyişler, Mektuplar & Aforizmalar, s:36), insan, yaşadığı süre boyunca felsefe yap-sa kendisi için "daha iyi" olur, aksi takdirde kendi yaşamını otomat bir biçimde 'bir şeylerin kölesi' olarak tüketecektir ki, son pişmanlık fayda vermez ..

Felsefe, son kertede etik, estetik içindir, bu yüzden de yaşamın tüm bağlamlarını kapsar ve onun ta kendisidir ..

Konu pianola tarafından (14-06-2017 Saat 07:03 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 14-06-2017, 08:58
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Felsefe düşüme biçimi bana göre, içinde sanat var mı evet var. Çünkü felsefede her şey soyutlanır. Bazen soyutlamaların içinde kaybolur bazen de başladığı yere geri gelinir.

Hegel mantık biliminde şunu der. Her maddenin içinde özü vardır Ruh bağımsızdır (özgür) Ruhun görevi özü özgürleştirmek.
Madde ne, öz ne, ruh ne olmaktadır.

Şeh BEDRETTİN şunu der .Yarin gül yanağından başka her şey ortak olmalı. Bu sadece bir istek olması hangi koşullarda mümkün olur.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 15-06-2017, 21:58
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Bilimin ve felsefenin öznel yanı, tanımlamalar ve sınıflandırmalar olabilir.

Mesela canlılık nedir sorusuna keyfi(öznel) bir tanımla cevap verilir. Virüsleri canlı da kabul edebilirsin, cansız da. Molekülleri canlı da kabul edebilirsin, cansız da. Bitkileri de aynı şekilde.

''Bu nedir'' sorusu daha çok felsefenin alanına girer. Tanımlamaları felsefe yapar. Aslında felsefenin en önemli işlevlerinden biri tanımlama yapmaktır.
Canlılık tanımını felsefe yapar. Daha sonra dünya dışı canlılık var mıdır sorusunun cevabını bilimle ararız.

İyi bir tanrı var mıdır sorusunu da bilimsel olarak test edebiliriz. Bunun için önce iyinin ve tanrının felsefi tanımları yapılır, daha sonra bu kavramların içeriklerinin doğada karşılığı olup olmadığı deney ve gözlemle test edilebilir. Tanıma bağlı olarak böyle bir tanrının var olamayacağı bilimsel yöntemlerle ortaya konmuş olur.

İrade ve özgürlük tanımlamalarını da felsefe yapar ve daha sonra özgür iradeye sahip miyiz sorusunun cevabını bilimsel olarak arayabiliriz.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 18-01-2018, 20:37
Velhelebe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Velhelebe Velhelebe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jan 2018
Mesajlar: 804
Standart

Bilim ve felsefeyi ayırmak doğru değildir. Ama günümüzde bilim ve felsefenin arasına duvarlar örülmüştür, felsefe ötekileştirilmiştir. Geçmişte bilim, felsefe ve mantık diye bir ayrım yoktu, sonradan bilim dallarının gelişmesiyle felsefeden ayrıldı ve ilişkisi kesildi.

Bilim deney ve gözleme dayanan düşünsel bir etkinliktir, amacı gerçeği ortaya koymaktır. Bu yolda elbette mantıki ilişkiler kurulacak ve mantıksal çıkarımlar yapılacaktır. Akıl kullanılmadan bilim olmaz, görülen şeylerin yorumlanması ve ilişkilendirilmesi şarttır.

Dolayısıyla bilim zaten kendi içerisinde felsefe ve mantığı barındırması gerekir. Ama bugün görüyoruz ki bilim adamlarının düşünme yetileri ve mantıkları hayli zayıf, verileri yorumlayamıyorlar. Bu felsefe ve mantık eksikliğidir, elbette eğitim sisteminin de etkisi vardır.

Felsefe deyince akla hep idealizm ve onun gibi öznel görüşler gelir. Felsefeyi dışlayan bilim adamları bence bu yüzden felsefeye karşı tavır takınmışlardır. Ama bilimi destekleyen ve yardımcı olan felsefeden zarar gelmez, aksine bilimin önünü açar, tıkanıklıkları çözer.

Günümüzde felsefe artık öldürülmüş ve dar bir alana sıkıştırılmıştır. Epistemoloji ve ontoloji tartışmalarından ziyade bilim felsefesi ve etik, politik tartışmaları yapılmaktadır. Oysa olması gereken bir bilim adamının, varlığın ve bilginin doğasını kavraması ve böyle bilim yapmasıdır.

Böyle baktığımızda bilim, felsefe ve mantık diye ayrı isimlendirmeye bile gerek kalmaz, çünkü bunlar bir bütündür. Ama günümüzde bunlar ayrı disiplinler olarak ifade edilmişlerdir, o yüzden olumsuz sonuçları görmekteyiz.

Eskiden filozoflar bu kadar gelişmiş teknolojiye sahip olmasalar bile kendilerince gözlem yapıp sonuçlara varıyorlardı. Aynı zamanda neyi neye göre bilip bilemeyecekleri, bilginin sınırları, varlığın doğası ve mantık üzerine düşünüyorlardı. Çünkü bunlar bir bütündür, hepsinin birlikte uygulanması şarttır.

Günümüzde bilim dalları gelişmiş ve felsefeden ayrılmış olabilir. Ama bu, bilim ve felsefenin ayrılması gerektiği anlamına gelmez. İyi bir bilimsel faaliyet için eleştirel düşünce şarttır, bu da felsefe ve mantıkla olur, sorgulamayla olur. Felsefe yalnızca belli şeyler üzerine düşünme faaliyeti değildir, eleştirel olarak düşündüğümüzde konu farketmeksizin felsefe yapılmış olunur.

Ama bilim adı üstünde bilmekle ilişkili. Bir şey bilmekten bahsediyorsak epistemolojinin konularına dalmak gerekiyor, ontolojiye dalmak gerekiyor, bilim felsefesi yapmak gerekiyor. Bunları hiç yapmadan ve bilmeden salt diplomayla nasıl bilim adamlığı ve bilim olur ki?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:56 .