Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 17-01-2024, 19:32
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu ülkede hiç bir savcı bırakın yukarıdakini, günlük gazetelerin bazılarında belgeleriyle ispatlı bir biçimde yapılan soygun haberlerine dahi kılını kıpırdat-a-madığı gibi(ki yargı çoktan ele geçirildi), bu tür haberlere de ülke genelinde HABER YASAKLARI GETİRİLMEKTE, ilgili basın kuruluşlarına fahiş cezalar ve yayın kapatma kararları uygulanmakta, halkın haber alma özgürlüğü engellendiği gibi, haber kanalları da engellenmektedir(neler, neler!). Hatta sokak röportajlarında AKP'yi eleştirenlerin haklarında soruşturmalar açılmakta, Erdoğan'a diktatör demek dahi -ki bu politik bir terimdir- suç sayılmaktadır.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 17-01-2024, 21:02
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

son zaman da cumhuriyet rejiminin karşısin da atilan şeriat sloganları
ve benzeri olaylar için ,12 eylül öncesi nasıl taban yapıldiysa bu tip !! hemde adliye de yapilarak , yine aynisının kurgulandıgini düşünuyorum.
Cumhuriyetci ve laikleri karşı karşıya getirmek ve buradan !!!!
Bu tipleri birileri , bir şey için ulu orta kullaniyor ama kim.
Sonuçları hiç ama hiç bilinemez.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 18-01-2024, 08:48
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Ben bu soruna kişisel veya kişiler üzerinden bakmıyorum, sadece ifade ederken somut bir şeyle ifade etmek gerektiği için bu isimlerden bahsettim.

Murat Kurum düzgün bir insan değil, parmaklarından kan damlıyor. Ama Ekrem İmamoğlu da sütten çıkmış ak kaşık değil. Etrafı cemaatçi dolu, kendisi de Gül'ün adamı.

Bizim toplum olarak şunu anlamamız gerekiyor, hangi siyasetçi olursa olsun bu ortamda yapacağı iş aynıdır. Onları oraya getiren ya da orada tutan küresel elitlerin ayaklarını yalamak. Yapabilecekleri sadece bundan ibarettir. İmamoğlu aday olmasaydı CHP'den gene aynı profilde biri çıkardı. Bu solcu bile değil ki. Muhalefetin kontrolü diye bir şey var. İmamoğlu tam da bu kategoride bir aparat. Memur yani. Ben ona yakından da çalıştım, İstanbul'da belediye seçiminde ve genel seçimde sandık kurulunda da görev yaptım. Şöyle söyliyim, bir mekanizma var, birisi kazansın diye uğraşır durur. Genel seçimde bu mekanizma Erdoğan için çalışıyor, ama İstanbul seçiminde aynı mekanizma İmamoğlu için çalışıyor. En başta bu kadar astığı astık kestiği kestik bir adam dururken ve kendine ilerde tehdit olabilecek birine niye hiç dokunmuyor acaba? Ha artık bazı şeyleri anlayın yani. İmamoğlu'yla Murat Kurum arasında genel toplamda hiç bir fark yok. Ha gene İmamoğlu'na verelim vermesine, bunda sıkıntı yok, gene kazansın ama ondan ne yarın için, ne de yakın, orta ve uzun vadede bu halk için faydalı bir şey beklemeyin. Erdoğan'dan daha kötüsünü yapmazsa o zaman şaşırırım.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 18-01-2024, 12:30
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Bu şekilde yaklaşırsak, hiç oy kullanmamak gerekir, zira zaten sistem kapitalizm, meclis de, partileri de düzen partisidir. Ancak burada kaçırılan bir detay var, o da "oy hakkıdır". İnsanlık bu hakkı almak için binlerce yıl mücadele etti. Dolayısıyla bu bir süreçtir ve kötünün iyisi = kötüsü demek doğru bir tavır olmuyor.

Geçmiş 5 yıl, İstanbul için AKP dönemleri gibi bu düzeyde halkın bir de belediyeler eliyle soyulduğu bir facia olmamıştır, eğer objektif yaklaşacaksak, bu da bir tercih sebebidir. Kaldı ki bu şekilde genellersek, o halde; bugün bir Almanya'nın, Nazi döneminden daha fazla demokrasi, sosyal hak ve sosyal politikalar içermediğini iddia edebilmemiz lazım. AKP iktidarı, dönemi, tipik Hitler dönemidir, tek farkla, Hitler ırkçılığı kullandı, AKP ise gericlik, dincilik, dincilik+ırkçılık...

Kaldı ki Türkiye tarihinde hiç bir dönem yoktur ki(ki kısa vadeli olarak Menderes dönemi böyledir), bu düzeyde uzun vadeli ve bu düzeyde örgütlenmiş bir talan, yıkım, hırsızlık, kamplaştırma, gericileşme görülmüş olsun.

Bir zamanlar, sağ-sol denirdi doğru, ancak Ya AKP'lisin, ya da hain gibi bir ayrıma sahip değildi. Bu durum çok daha farklı, bu siyasi bir ayrışma da değil, holiganik bir ayrıştırma. Kısaca uzatmak istemem, eğer toplumsal gericileşmeyi, kleptokratik, faşist iktidarı aşındıracaksa, oy hakkını kullanmak gerekir, yok şunun adamı, bunun adamı bunlar subjektif.

CHP iktidarı, AKP+MHP iktidarı gibi bir iktidar olmaz-olamaz, ama ilk paragrafta dediğim gibi, benim açımdan nihai midir? Elbette hayır, ancak bir tercih yapmak durumdayız, ya Nazi, monarşik, din eksenli, hiç bir biçimde burjuva hukukunu da tanımayan, toplumsal gericiliği örgütleyerek, malzemesi haline getirmiş talan hükümeti ya da burjuva demokrasi ve hukukuna bulaşmış bir hükümet.

Kısaca benim stratejim AKP+MHP+BBP faşist-monarşik, kleptokratik iktidarı ve ucube rejiminin(tek adam) düşmesi... 1990'larda faşist Çiller hükmetinde dahi, topluma karşı bu denli baskı olmamıştır(topluma karşı dedim), şimdi o zamanlarda yapıldığı gibi halk ışık söndürme eylemi yapsa -ki cesaret edemiyor- anında terörist ilan edilirler, binlerce insan, tutuklanır ve haklarında bir yargıya da varılamaz -çünkü yalanlarını ispat edemiyorlar-, tutukluluk süresi yıllarca sürdürülür...

AKP döneinde yandaşların milyar, milyar dolar vergileri silindi, indirimler uygulandı v.s. bırakın toplumsal adaleti, ekonomi de dahi açık bir talan, hukuksuzluk söz konusu...

İstanbul belediyesi ise AKP döneminde sürekli halka kestiği faturaları keyfi olarak da şişiriyordu, 2019 yılında su faturaları 60TL geliyorsa, aynı oranda su tüketimi şu anda 80 TL fatura ediliyor(AKP olsaydı bu rakam 200TL olurdu). Halktan binbir taktikle soydukları paraları, kurdukları paravan -gericiliği örgütleyen üstelik- vakıflar, şirketler v.b. eliyle ceplerine akıtıyorlar, İstanbul belediyesinin tekrar bunların eline geçmemesi gerekir.

https://www.indyturk.com/node/290211...C3%A7-indirimi

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 18-01-2024, 14:17
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Kaynakların organize bir şekilde sömürülmesi, şüphesiz çok fazla tartışma ve münakaşaya yol açan tartışmalı bir konudur. Bu, büyüme arayışına dayanan mevcut sistemin kaçınılmaz bir sonucudur. Bu büyüme arayışıda sadece sistemik bir gereklilik değil, aynı zamanda sermayenin ülkeler üzerinde güç ve kontrol sahibi olmasını da sağlamaktadır.

Sermayenin egemen olduğu ve yönettiği bir sistemde gerçek demokrasinin varlığı şüphelidir. Bu gücün siyasi kararlar ve öncelikler üzerinde muazzam bir etkisi vardır. Herkes ekonomik çıkarların ön planda olduğunu, tonu belirlediğini ve insani ihtiyaçları arka plana ittiğini bilir.

Bu durumu en iyi açıklayan örnek, Filistin'deki çatışmadır. Burada dünya toplumu, demokratik bir tutum sergileme isteğine rağmen, zulmü görmezden gelme zorunda kalir.

Demokratlar için de ekonomik çıkarların savunulması, barış ve adalet arayışından daha önemlidir.

Önde gelen siyasetçilerin politikaları ve ideolojileri ne olursa olsun, hırsızlık veya kayırma olasılığı her zaman olacaktır. Güç, ülkelerin politikalarını belirlemeye çalıştığında faşizmin ortaya çıkması ve bu güce karşı mücadele etmesi kaçınılmazdır. Bu düşmanın adı, Castro, Atatürk, Putin veya Erdoğan olabilir, ancak isimlerin kendisi değil, bu gücün dünya iktidarına karşı bir direnişin ortaya çıkışını anlamaktır mesele.

Dünya düzeni özlemleri, yetersizliginden faşizmin direnisine yükselişine neden oluyor. Daha önce de söylediğim gibi, mesele bu liderlerin tam olarak kim olduklarını, isimlerinin ne olduğunu veya hangi ideolojileri temsil ettikleri meselesi değil, daha ziyade sembolik olarak sermaye güclerinin sözde demokratik usaklarina karşı bir direniş sergilemeleridir.

Bu tür gelişmeler tek başına anlaşılamaz. Bunlar siyasi, ekonomik ve sosyal faktörlerin karmaşık bir etkileşiminin sonucudur. Bu nedenle kapitalist emperyalizme karşı mücadele, altta yatan mekanizmaların daha derinlemesine anlaşılmasını ve daha adil bir toplum için ideolojik bölünmelerden uzak net bir vizyonu gerektirmektedir.

Tarih boyunca, liderlik pozisyonlarında halkın güvenini kazanmış ve rol model olarak hizmet edebilecek insanlar her zaman olmuştur. Bu şahsiyetler kolay kolay faşist olarak yaftalanmamalıdır, zira bu emperyalizme büyük bir destek anlamına gelir.

Kapitalist emperyalizmle mücadele etmek için öncelikle sistemin temel mekanizmalarıyla ilgilenmeli. Sermayenin nasıl kendiliğininden biriktiği ve bunun da eşitsizliğe ve sömürüye nasıl yol açtığını anlaşılması gerekir. Ancak bu derin kavrayış sayesinde etkili karşı önlemler geliştirilebilir.

Emperyalizm, egemenliğini sürdürmek için bölünmüş bir nüfusa ihtiyaç duyar. İnsanları birbirine düşürerek ve bölünmeler yaratarak demokratlik adi altinda gücünü pekiştirmek ister.Yargı hukuk İnsan haklarına da geçerli bu yazdıklarım.

Bölünme ve çatışmanın hakim olduğu bir dünyada, birlikte çalışmak ve dayanışma içinde hareket etmek zorlaştı. Bölünmeler şüphesiz bir toplumun ilerlemesi ve gelişmesi önünde engeldir. "Sözde muhallefet", Türk siyasetinde hükümete karşı olduğunu iddia eden ancak gerçekte etkili veya kararlı olmayan bir muhalefet partisi veya grubunu tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Güvensizliği ve rekabeti körükleme eğilimindedir ki işi budur, bu da nihayetinde uyum eksikliğine yol açar ve aslında tüm endişelerimizin kaynağı olan sermayenin gerçek göreli gerçekliğini çarpıtmaktır isleri. Halkın çıkarlarını temsil ettiğini iddia eden ama aslında iktidar gibi kendi gündemini takip eden bir siyasi parti olabilirler ki bu da sermaye odaklı bir dünyada beklenen bir şeydir. O çalıyorda sen nuh mu peygambermisin diyesi geliyor insanın. Hırsızlık tüm dünyada kapitalizmin ruhuysa ve demokratik adaletiniz ve hukukunuz büyük ölçekte işlemiyorsa, faşizmi kim nasil şeytanlaştırabilir?

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 18-01-2024, 14:28
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İstanbul belediyesinin tekrar bunların eline geçmemesi gerekir.
Bazen bende seni anlamıyorum

Bırak geçsin.
Halkın elinde umut falan kalmasın. Durmadan halkın önüne bir umut koyuyorlar , hatta akp ve onu kontrol edenlerin bu umudu diri tuttukları o kadar açık ki , artık bu durumu görmemek körlükdür.

Şu kurum mudur nedir. Bu adamın seçilme ihtimali bile yok. Seçilme ihtimali olmadiğı için bunu aday yaptilar.
Ankara içinde durum aynı altınok un da seçilme şansı yok ama aday yaptılar.

Akp ve onu kontrol eden yapilar toplumu nasıl kontrol edeceklerini , toplumun küçücük umutlarla sürüleceğini o kadar iyi biliyorlar ki , bundan önce ki belediye seçimlerinde bunu dizayn ettiler.

Şöyle düşünelim.
Bir onceki belediye seçimlerinide akp ve onu kontrol edenler kazansaydı ! akp ve onu kontrol edenler cumhurbaşkanligi secimlerine bu kadar rahat gidemezdi , yaptikları baskılar ve talan karşısında bastiramayacaklari toplumsal ayaklanmalar ortaya çıkardı.
Şimdi bu secimde belediyeleri sozde muhalefetin elinden alsalar abartmiyorum 1 seneye kalmaz toplumsal kaos ortaya çıkar ve bastırmalarıda mümkun olmaz.
Bu sebeptende belediye seçimlerini sozde muhalefete vericekler bakın ve gorün.

Akp ve onu kontrol edenlerin belediyelere ihtiyacı yok ki , onlar çarklarını zaten çeviriyorlar. Onlar sadece toplumsal kaostan korkuyorlar ve onuda yönetebiliyorlar.

Aslında keşke ist.ve ank belediyelerini ve digerlerini akp ve onu kontrol edenler alsa. Alsa da bu toplumun tek bir umudu kalmasa , kalmayinca da uyansa
Bu gün muhalefete oy vermeleri uyanmak falan degil kendilerine biçileni yaşamak denir.

Kendinde soyluyorsun sistem belli KAPITALIST düzen ,
Laik muhalefeti bir sekilde
Dinci kesimi bir sekilde
Irkcı kesimi bir şekilde
Seküler kesimi bir şekilde kontrol ediyorlar.
Bu başarımı diye sorsak evet çok büyük bir başarı

Levh aslında durumun farkinda ve
milyonlarca insanda farķinda ama iki tercihden birisi haricinde yolu yok.
Milyonlarım durumuda bu.

Atatürk gerçekten iyi bir lider. Bazen düşünuyorumda , o kadar bagnaz yobaz , yüzlerce yıllın tarih attığı olan bir toplumu nasıl oldu da ters yüz etti benim aklim almiyor.
Acaba toplumun hiç bir umudu kalmadıgı içinmi ters yüz oldular?
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 18-01-2024, 17:10
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Beni anlayamazsınız...

Meseleyi sadece açlık, oy veren yerlerde sürün v.b. olarak görüyorsunuz...

Değil, mesele toplumsal bilinçtir de, hak, hukuk, kazanılmış haklardır da.

Eğer senin dediğin gibi olursa, 500 yıl beklersin.

AKP ne kadar kısa sürede düşerse, bu süre o kadar azalır. Ortaçağ yaşanmasaydı insanlığın evrimi, ilerleyişleri, devrimleri bu kadar geriye düşer miydi?

Rusya'da krallık varken, bir alt Duma(meclis) vardır, öyle hiç bir yetkisi de yok.

Neden hem krallık hem de kapitalizm karşlıtı olan RSDİP ve sonrasında bolşevikler seçimnlere katılıyor, o meclise vekil gönderiyordu? Neden yeri geldiğinde krallık karşıtı ittifaklar kurulabiliyordu?

Evrim de, devrim de, uzay istasyonundan izleyerek olacak şeyler değildir.

Ya içindesindir, ya da dışında...

Detay istersen soru sorabilirsin ki, ben de ona göre detaylandıryım.

Öyle veya böyle, en güdük demokrasi koşulları dahi olsa, en güdük araçlar, kürsüler dahi olsa kullanılmalı, toplumsal olarak içselleştirilemediği sürece, o toplumda hem politik hem de bilincen ilerleme olmaz, olamaz...

hatta gökten zembille sosyalizm bile verseniz, o toplum 3-5 gün içinde sistemi askeri, devlet kapitalizmine(burjuva asker-bürokrat diktatörlüğüne) dönüştürür, bir nevi kutsallar üzerine, eski bina yıkılıp, yenisi kurulmaz, sadece boyası değiştirilerek yeni bir din hakim kılınmış olur.

Kısaca ne ekilirse o biçilir, halk ne bilirse, ne kadar, nasıl bilirse onu yapar. Hak, hukuk, demokrasi mücadelesinden geçmeyen bir toplumdan zombilik dışında hiç bir şey olmaz, ha bir de ömür boyu ağlar...

AKP'nin düşmesi stratejiktir, elzemdir, bu bağlamda ifade ettiğim politika taktiktir.

Kısaca topluma ya siz ulaşırsınız, ya da bunlar...
Eklenen Resim Ön İzlemesi
Dosya tipi: jpg GEHu-ljWEAA-b11.jpg (127,9 KB (Kilobyte), 7x kez indirilmiştir)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 19-01-2024, 06:15
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.625
Standart

Konuyla ilgili kitaplar:

Akp'nin Yalanları
https://www.dr.com.tr/ekitap/akp-nin-yalanlar


AKP'NİN YALANLARI - 1
https://www.nadirkitap.com/akp-nin-y...p35395545.html


AKP'NİN YALANLARI 2
https://www.nadirkitap.com/akp-nin-y...p21481953.html


--/--

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiy...oogle_vignette
Teyit.org incelemeleri: İşte Erdoğan'ın seçim döneminde söylediği yalanlar...

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim dönemindeki pek çok konuşması tartışma yarattı. Doğrulama platformu teyit.org da seçim dönemine ilişkin Erdoğan'ın konuşmalarını inceledi.

Yayınlanma: 23.05.2023 - 18:21

İlk turu 14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tur 28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek. Bu süreçte AKP'li Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı mitinglerdeki konuşmalar oldukça tartışma konusu oldu.

Son olarak AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinglerde izlettiği Kemal Kılıçdaroğlu için hazırlanan montaj videoya ilişkin 'Ama montaj ama şu ama bu' itirafında bulundu.

Teyit.org ise Erdoğan'ın seçim dönemi söylemlerine ilişkin incelemelerde bulundu.

Bu incelemelerin sonuçları şu şekilde:

'MARMARA DEPREMİNDE YÖNETİMDE CHP VARDI' İDDİASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "1999 Marmara depreminde yönetimde ‘şu andaki CHP' olduğunu" iddia etti.
Bulgular

1999 Marmara Depremi'nin yaşandığı tarihte CHP yönetimde değildi. DSP, MHP ve ANAP'ın oluşturduğu koalisyon iktidardaydı.

Bugün AKP ile aynı ittifakta yer alan MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, depremin yaşandığı tarihte başbakan yardımcısıydı.

CHP 1979 yılından bu yana tek başına iktidara gelmedi.

Teyit'e konuşan siyaset bilimciler, 1999 dönemindeki DSP'si ile bugünkü CHP'yi benzetmenin hatalı olduğunu düşünüyor.

18 Nisan 1999 seçimlerindeki oy dağılımı şu şekilde:
DSP: Yüzde 22
MHP: Yüzde 17
FP: Yüzde 15
ANAP: Yüzde 13
DYP: Yüzde 12
CHP: Yüzde 8
'TOKİ'Yİ KAPATACAKLAR' İDDİASI
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bay Bay Kemal yeni bir şey daha söylemiş. TOKİ'yi kapatacakmış. Ya neyi kapatıyorsun? Bay Bay Kemal, TOKİ'yi sana bu millet yedirtmez" dedi.
Bulgular

Kılıçdaroğlu yakın zamanda yaptığı açıklamalarda TOKİ'yi kapatacağına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış, göreve gelirse TOKİ Başkanı'nı değiştirmeyi planladıklarını söylemiş.

Kılıçdaroğlu geçmişte "TOKİ'yi kapatacağız" diye bir açıklama yaptığına kanıt yok.

Millet İttifakı'nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni'nde TOKİ'nin şeffaf ve hesap verebilir bir yapıda olacağı ifade ediliyor.
HARRAN ÜNİVERSİTESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 16 Nisan 2023'te Şanlıurfa'da "Kardeşlerim, Harran Üniversitesi'ni kim yaptı?" diyerek, Harran Üniversitesi'nin kendisinin döneminde yapıldığını iddia etti.
Bulgular

Harran Üniversitesi 1992 yılında kurulmuş. Üniversite kurulmadan önce Şanlıurfa'da farklı üniversitelere ait fakülteler bulunuyormuş.

AKP, bir siyasi parti olarak 2001 yılında kuruldu ve 2002 yılında iktidara geldi. Harran Üniversitesi'nin AKP iktidarı döneminde kurulmuş olması mümkün değil.
Ancak üniversitenin çok sayıda fakültesi ve yüksekokulu, AKP'li yıllarda hayata geçirilmiş.

HÜDA PAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HÜDA PAR'ın seçime kendi logosuyla girdiğini iddia etti.
Bulgular

2023 seçimlerine HÜDA PAR, AKP'nin milletvekili listelerinden katıldı.

İstanbul, Gaziantep, Batman ve Mersin illerinden AKP listelerinden girecek dört HÜDA PAR milletvekili adayı bulunuyordu.

Seçimlerde kullanılacak milletvekili oy pusulalarında HÜDA PAR'ın logosu bulunmuyordu.
İSTANBUL MİTİNGİNE KATILAN SAYISI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın 7 Mayıs 2023 İstanbul mitingine bir milyon 700 bin yurttaşın katıldığını iddia etti.
Bulgular

Bir metrekarede beş kişinin yan yana durduğu senaryoya göre alana sığabilecek en fazla insan sayısı 865 bin civarında.

Miting sırasında çekilen fotoğraflara göre hesaplama yaptığımızda alanda en az 520 bin kişinin olduğu söylenebilir.
ANTALYA HAVALİMANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı'nın AKP döneminde yapıldığını iddia etti.
Bulgular

Antalya Havalimanı, 1960 yılında hizmete açıldı.

AKP döneminde Antalya Havalimanı'na ikinci bir dış hatlar terminali açılmış ve iç hatlar terminalinin kapasitesi büyütülmüş.
ESENBOĞA HAVALİMANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Esenboğa Havalimanı'nın AKP döneminde yapıldığını iddia etti.
Bulgular

Ankara Esenboğa Havalimanı, 1955 yılında hizmete açıldı.

AKP hükümeti döneminde, 2006 yılında Esenboğa Havalimanı'nın iç ve dış hatlar terminalleri ve başka birimleri yenilenerek hizmete girmiş.
ADNAN MENDERES HAVALİMANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nın AKP döneminde hizmete açıldığını iddia etti.
Bulgular

Adnan Menderes Havalimanı, 1987 yılında hizmete açıldı.

AKP döneminde Adnan Menderes Havalimanı'nın dış hatlar ve iç hatlar terminalleri yenilenmiş.
'İHA, SİHA, AKINCI'YI KALDIRACAKLAR' İDDİASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti kastederek "İHA'da, SİHA'da, Akıncı'da 'Biz gelince bunları durduracağız' dediler" iddiasında bulundu.
Bulgular

Erdoğan'ın gündeme getirdiği iddia daha önce Babacan'ın Baykar firmasına ilişkin yorumunun ardından gündeme gelmişti. Ancak Babacan'ın sözlerine bağlamından koparılmış.

Kılıçdaroğlu, Ağustos 2022'de Baykar'ın düzenlediği Teknofest'te savunma sanayisinde yapılan yatırımlara destek olunması gerektiğini, bu noktada parti ayrımı yapmanın yanlış olduğunu ifade etmişti.

Kılıçdaroğlu, Ocak 2022'de ise Baykar için "Gelişmesini isterim, büyümesini isterim, iyi yatırım yapmasını isterim. Bu konuda hiçbir tereddütüm yok" ifadelerini kullanmıştı.

İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Gelecek Partisi'nin İHA ve SİHA'ların engelleneceğine yönelik vaatleri bulunmuyor.

TİP ve HDP ise SİHA'lar konusunda Millet İttifakı'ndan farklı bir perspektif benimsiyor. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Türkiye'nin İHA, SİHA satışına engel olmak lazım. Bu savaşı büyüten bir şey" demişti. HDP'den de zaman zaman SİHA'ların kullanımına yönelik eleştiriler geliyor.
MONTAJLANAN 'KARAYILAN' VİDEOSU
Millet İttifakı kampanya filminde Murat Karayılan'ın yer aldığı iddiası
Bulgular

Görüntüler montajlanmış.

Millet İttifakı'nın 2023 Türkiye Genel Seçimleri için yayınladığı kampanya filminde Murat Karayılan yer almıyor.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 19-01-2024, 06:19
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.625
Standart

https://www.birgun.net/makale/yolsuz...alanlar-339769

Yolsuzluk ve büyük yalanlar


İlhan Cihaner - Siyaset
Giriş: 02.04.2021 04:00


AKP'li genç bir danışmanın/büro görevlisinin lüks bir araç içerisinde kokain kullandığı görüntüler ve sonrasında ortaya dökülen yolsuzluk iddiaları önceki yolsuzluk skandallarından daha fazla etki yaratacak gibi. Skandalın AKP tabanında bile rahatsızlık yaratmasında asıl etkenin, iktidar elitlerinin temsil ettikleri/temsil ettiklerini iddia etikleri tabandan sınıfsal olarak iyice kopmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Yoksulluğun arttığı, ekonominin çöktüğü, esnafın nefes alamadığı bir ortamda açığa çıkan ilişkilerin bu sonucu yaratması kaçınılmaz.

Henüz adli sürecin başında olunmasına rağmen AKP'nin ilgili kişiyi kolaylıkla "gözden çıkarıyor" görünmesi ise *şimdilik- skandalın üst kademelere yansımıyor görünmesi sanırım. Sosyal medya baskısı, iktidarın toplumu yönlendirmekteki manevra kabiliyetini yitirmesi ve görüntülerde kokainin olması da etkili. İktidar Zarrap ve 17-25 skandalındaki gibi ne fetvalarla ne de "imam hatip yapacaktık!" gibi bahanelerle atlatamayacak. Tabii başta muhalefet partileri olmak üzere tepki veren yurttaşlarımızın yaşananları doğru zemine oturtması halinde olacak bu.

Tam bu noktada otoriterliği aşıp faşizanlaşan iktidarın ülkeye nasıl bir büyük yalanı yaşattığını ve kapitalizm-otoriterleşme-yolsuzluk üçlüsünün arasındaki zorunlu bağı teşhis etmemiz gerek. İktidar adına konuşan Mahir Ünal'ın açıklaması ile başlayalım. Gazetecilerin sorusu üzerine: "…Hiçbir şekilde sürecin üstü örtülmeden konunun bütün detayları kamuoyuyla paylaşıldı… AK Parti'nin 19 yılını iktidarda geçirdiği 20 yıllık siyasi hayatının sırrı nedir diye soracak olsanız, bunlar şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik ve denetlenebilirliktir. AK Parti bugüne kadar bazı siyasi partiler gibi bir şeylerin üstünü örtmek yerine her şeyi kamuoyunun önünde açık bir şekilde paylaşmıştır" demiş. Sanki iktidarları döneminde Zarrap, Zencani, Man Adası, Zindaşti-Kuzu, Deniz Feneri gibi devasa yolsuzluklar olmamış ya da bunların üzerine etkin bir şekilde gitmişler, hesabını vermişler gibi.

GÖZÜ KARA ARSIZLIK

Bir de legal görünümlü yolsuzluklar var ki ucu bucağı yok; kupon araziler, kent rantları, ihale yolsuzlukları, adrese teslim ihaleler, peşkeş çekilen kamu varlıkları, vergi afları, KÖİ projeleri, maden ve enerji ihaleleri, kadrolaşmalar… Saymakla bitmez. En basiti kamu bankaları aracılığı ile verilen destek kredilerin kimlere, nasıl tahsis edildiği ve nerelere gittiğine bakılsa yeter. Şeffaflık bir yana yazan gazetecileri içeri atma, kriminalleştirme, olmadı yayın yasakları ve ticari sır bahanesi ile üzerini örtme. "Şeffaflık" dedikleri, gözü kara bir arsızlık!

MEVZUATIN HEPSİ ÇÖP

Büyük yalanın bir diğer görünümü ise mevzuat ve üst kurumlar. Çoğu neoliberalleşme ve AB sürecinde uluslararası sermaye ile bütünleşmek için imzalanmış ve kurulmuş. Uluslararası sözleşmelerden Anayasa'ya, kanunlardan genelgelere kadar -sözde- yolsuzlukla mücadele için oluşturulmuş devasa bir mevzuat var. GRECO (Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu), Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, vs. bir de eylem planları var ki birisinin adı çok fiyakalı: Saydamlığın Artırılması Ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi! Bu devasa mevzuatın hepsi çöp!

HAREKETE GEÇİLMİYOR

Üst kurullara gelince yolsuzlukla mücadele ile doğrudan ya da dolaylı ilgili birçok kurum var: Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Kamu İhale Kurumu, Kamu Denetçiliği Kurumu, RTÜK, vs. Bunlar ise yolsuzlukla mücadelede etkin rol almak bir yana liyakatsiz atmalar ve sansürlerle göstermelik raporlarla arpalığa dönüşmüş durumda. Mücadelede en kritik mekanizma olan yargının hali ise ortada. Resen soruşturulması gereken suçlarda bile harekete geçmiyor.

Bu koşullarda yapılması gerekenlere gelince; öncelikle "devr-i sabık yaratmayacağız" söylemi terk edilmeli. Geçmiş belediye yönetimlerinin tüm usulsüzlüklerinin üzerine gidilmeli, yenilerine müsaade edilmemeli. "Şeyleri adı ile çağırıp" israf ve kul hakkı gibi hesap sormayı öte dünyaya ertelemeyi ima eden dil terk edilmeli. Kuralsızlık ve özgürlüklerin boğulmasının en çok yoksulların gündelik yaşamını zorlaştırdığını göstermemiz gerekli.

Tam da bir farkındalık sağlanmışken ayakları yere basan bir düzen/kapitalizm eleştirisi yapılarak geniş kitlelere kamucu politikalar önerilmeli. Olası ittifakların olmazsa olmazı haline getirilmeli. Sivil itaatsizlikler ve ifşaa kampanyaları ile yolsuzlukla mücadele sokağa indirilerek halka mal edilmeli.

"Kim gelse aynı şeyleri yapar" yaklaşımı yerine "bir şeylerin değişebileceği" umudu ancak böyle verilir.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 19-01-2024, 06:21
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.625
Standart

2019 tarihli bir yazı sanırım, yine de yalancılık, soygun ve rant akepenin tipik kimliğidir, varlık sebebidir, değişmez politikasıdır.
https://halkevleri.org.tr/2022/09/15...-konut-yalani/
AKP'nin sosyal konut yalanı



AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iki gün önce yoksullara sosyal konut üretilip satılacağına ilişkin açıklamaları göz boyama amaçlı bir seçim çalışmasıdır. Bu proje hem sahip olduğu paradigma hem de yoksullara kurduğu tuzak açısından vahimdir. Neoliberalizmin ülkemizdeki baş temsilcisi Erdoğan'a göre bütün sosyal haklar, para karşılığı ya da mülk sahipliği şeklinde elde edilebilir. Dolayısıyla açıklanan projeler sosyal konut projesi değil yoksullara ev satma projesidir.

TOKİ, borç-taksit ödemelerini altı ayda bir memur maaş artışına endekslemiş durumdadır. Enflasyon tek haneliyken pek de sorun olmayan bu durum, içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda, yoksullar üzerinde büyük bir basınç yaratmaktadır. Genel yaşam giderlerindeki artış ile ücretlerdeki artış aynı oranda olmadığı için TOKİ taksitleri ödenemez hale gelmiştir. Çok sayıda kişi bankalardan borç alarak TOKİ borçlarını kapatıyor. Banka kredileri bile vatandaşlar için TOKİ'ye göre daha avantajlı durumdadır. Son açıklanan proje ile ilgili olarak vatandaşlarda taksitlerin sabit olduğu gibi bir yanılsama var.

TOKİ'den daha önce taksitle ev alanlar artan site aidatlarından da mağdur olmuş, 400 TL'ye varan site aidatları, aylık 1000 TL yakıt paraları ödemek zorunda kalmışlardır.

Son olarak açıklanan projede TOKİ başkanı, evler teslim edilmeden önce en az 1 yıl ödeme alacaklarını söylemiştir. Yani vatandaş hem oturduğu evin kirasını hem de TOKİ borcunu ödemek zorunda kalacaktır.

Erdoğan'ın açıklamasında yer alan "Avrupa'da ev sahipliğinde en üst sıralardayız" sözleri ise tamamen gerçek dışıdır. Türkiye'de konut sahipliği oranı 2014 yılından bu yana düşmektedir. 2014'de % 61 olan konut sahipliği oranı şu an % 57'dir. Avrupa ülkelerinde konut sahipliği oranı bir iki ülke hariç Türkiye'nin çok üstündedir. O ülkelerde de kira yardımları ve çok sayıda ucuz kiralık kamu konutları vardır. Avrupa ülkeleri düşük kamu konut kiraları ve kira yardımları ile düşünülünce, barınma hakkında Türkiye en alt sıradadır.

Açıklanan 2+1 konut fiyatları 608-770 bin TL, 3+1 daire fiyatları 850-950 bin TL arasındadır. Açıklanan projelerde konut metrajlarına dair net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak daha önceki TOKİ uygulamalarına bakarsak, 2+1 daireler, 75-85 m2 brüt olarak üretilmektedir. Bunların net kullanım alanları 60-70 m2'dir. 3+1 dairelerin brüt alanı ise 100 m2'dir, net kullanım alanı 80 m2'dir.

Açıklanan bu fiyatlar maliyetin en az iki katıdır. TOKİ uygulamaları vergi ve harçlardan, altyapı giderlerinden muaftır. Ayrıca hazır projeler uygulanmakta olup proje maliyeti de yoktur. Konutlar devlet arsasına yapılmaktadır. Ayrıca pek çok uygulamada TOKİ müteahhitlere arsa karşılığı (oldukça rantlı arsalar) iş yaptırıp para dahi ödememektedir. Bu nedenle 100 m2 brüt bir daire maliyeti, müteahhit karı dahil 350 bin TL civarıdır. Ama açıklanan projede 100 m2 konutlar 850-950 bin Tl'ye satılmaktadır. Erdoğan'ın açıklamalarında bulunan % 40 indirimli veriyoruz lafı doğru değildir.

Peşinat olarak proje bedelinin yüzde onu alınmakta ve ayrıca konut imalatı sürerken en az bir yıl taksit ödemesi yapılacağı düşünüldüğünde, evin gerçek değerinin (350 bin TL) yarısını zaten ödemiş oluyorlar. Yani yoksullara indirimli bir konut üretimi söz konusu değildir.

AKP, yoksula yardım adı altında konut üretip yoksulları hem soymakta hem de siyasi, ekonomik olarak kendine-sisteme bağlama politikası gütmektedir. TOKİ'den ev alanlar 10-20 yıl boyunca borçlandırılmaktadır. Borçlandırma, bir kitle pasifikasyon aracı işlevi görerek yoksul halk tepkilerini, isyanlarını bastırmada kullanılmaktadır. Bu projelerle yoksullar kentlerin çeperlerine atılacak ve kent merkezleri yoksulların göremediği, yararlanamadığı yerlere dönüşecektir.

Yoksullara yüksek fiyatlı konut satarak mülk edindirme amacı güden, piyasayı canlandırma işini yoksullar üzerinden gerçekleştirmeye çalışan, yoksullara umut satan politikalar terk edilmelidir. Devlet, yaşanabilir nitelikli konutlar üreterek yoksullara düşük kiralarla vererek konut sorununu çözme yoluna gitmelidir.

Barınma haktır satılamaz.

HALKEVLERİ

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:25 .