(Buradan 2013 teki 6 yıl önceki kendime ve bana bakıyorum bilmiyorum ne yapmalıyım ileri mi gittim egomu satıyorum bunu nasıl düzenlerim ama X forum ve 6 yıl sonra)
(6 yıl önce oraya bilgi şovu içermek gibi bir kabalığa gitmiş ve yeniden yanlışlıkla bunu telafiye gitmişken bir benzerini tekrarlamış olabilirim. Tersi de . Bu kadar kavram kargaşası yaşamak gerçekten zor.
Diğer taraftan 6 yıl önce oraya söyleşmeye gitmiş ama anlaşılmama terslenme ve zorlanma, çatışma çekme ve olması karşıtlık vb. üzerine ve absürtüşme ve absürtlükler olması üzerine egom yaralanmışta olabilir ve bunun onanması üzerine gitmişte olabilirim.. .Yani bunun telafisini ve rövanşını da arıyor olabilirim. İadei itibar sancısı şovu olabilir.. Herkes payıyla paylanmalı. Ne yaptığımı inanın bilmiyorum. Kim kim. Bu ikisini ve yukarıdaki iki durumu/tanıyı tam birbirinden ayıramıyorum... Hangisi doğru inanın bilmiyorum..
Belki ikisi de var ve yok. Akıl bulanıklığı bilmiyorum... Ama birini rahatsız ettim bunu hissedebiliyorum. Biri yazdıklarınıza bunlar tam Mazhar Osmanlık yazsa ne yapardınız?)
Bir yandan da ben ontolojik bir tarih yazdığımızı devrimsellik içerdiğimizi, peşimizi bırakmadığımızı ve izimizi topladığımızı- takip ettiğimizi ve ve Kasyopya deyimiyle lineer olmayan sisteme soktuğumuzu girdiğimizi düşünüyorum. Bu da benim kabam egom olabilir ama amaç sonuç birlikteliğinde referanslayalım. Bunlar kaba mı? işe yarar mı? Yani Kasyopya iyi bir metinse bile çok mu ileri gidiyoruz burun sokuyoruz? Öğreticiliğe ya da sözde felsefe aktarımcılığına/bilgiciliğe soyunmak kaba mı? buna sığınmak iyi mi? Sezgisel aktarımcılığımızla ya da bilişsellikle kaynaşan ahkam kesmeye varan bu sorunlu tonu ve konuyu nasıl buldunuz ve bu yapıyla ve telaşla ilgili ne düşünüyorsunuz ve ne yöne taşınmalı bu? Gerçekten bilmiyorum karmakarışığım.. Kasyopya deyip susmaya çalıştım ve ne yapılması nasıl kullanılması gerektiğini gerçekten bilmiyor bu konuda da sorun duyumsuyoruz.
Kendim 6 yıl önce orda bir ego kırığı yaşadım ve dün ya da önceki günlerde aynı şeyi yapmış ve aynı hataya kendim bulaşmış olabilir miyim bilmiyorum diyorum ve emin değilim ama postlarımdan birine Mashar Osmanlık ileti yazıldı ve gayet sakin kalıp savundum sanıyorum ama çatışmacı bir ego var karşıda bunu da biliyorum. Şimdi ben orda bir hata yaptım mı onu da sorguluyorum. İlk refleksten son reflekse kadar..)
Soran soranı açar çözer ,insan insanı çözer açar . İnsan insanın kurdu imiş.., Beni çözün sorgulayın, açın, değerlendirin düzelmeme yardım edin lütfen
lütfen düğümler içindeyim ve karmaşa düğümleri içindeyim ve bu beni boğuyor yardım rica ediyorum.
Tokmaklar.....
Yargın....
Cum...
X FORUMA YAZITLAR/ABSURDIES
Soran
Bu herifin ne anlattığını kısaca özetleyecek biri var mı?
Uydurtu Kimliği
Ontolojik (Varlıksal) başsızlık (ilksizlik) (ve kökensizlik-öncesizlik) diyoruz. Yani bir ilk yok,. İlk varlık ve ilk zaman da yok.
Varlığın ilki yok. Önünde öncül yok. Varlığın öncülü ve öncesi de yok..
Varlığın;
Önünde berisinde belirsizlik ve geçmiş, geçmişinde bir karanlık/kararsızlık-belirsizlik ve ve hiç olmama durumu yok
Varlık
Her zaman vardı. Her zaman olduğu gibi var/vardı. Sonradan olmadı ve oluşmadı. Varlık ve zaman başlangıçtan beri vardı. Zaten zamanda budur.
Varlığın olmadığı bir durum zamanı zaman içinde yok. Yani zaman gerisinde varlıksızlık yok. Zaman gerisi belirlenemez.
Bunu farkedince bilimsel bir ikilik ve ikilem de kalmıyor.. Bu açık akılla üzerine durup düşününce farkediliyor aslında.. ,Bu kolay
Başlangıç ve başlama yok. Zaman hiç başlamadı. Zaman da bu anlamda yok ya da zaman geçmişten başlayıp gelen bir süreklilik değil. Zaman kendinin kökü ve kökü de kendinde. Zaman hep ve her zaman vardı...
İlk evren diye bir şey yok. Varlık oluş ilk evrenden varolmadı. İlk evreni yok ay da hep evreni vardı ve içindeydi... Hem o evrenin içinde hem de evren ve evreni onun içindeydi de denebilir..
varlık bir doğru değildir
varlık hiç başlamadı öncesizdir
Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz artık kimse size bir şey öğretmeyecek (karışmayacak)
Akılda veremeyecek (karışamaycakta) gücünüz kendinizde olacak, bilişiniz olacak (bunun için çabalıyoruz)
Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz başka bir benlik poroblemi, algı oluş problemi, evrenin varolması sorunu vb. bilgi algı ve kimlik problemi biliş ve felsefe problemi ve ikilemi kalmıyor
Bu kadar kolay...
Tekrar da açabiliriz ama açık
Bu dille lisanla yazıldı başka bir dilimiz yok
Kanıt felan gereksiz bir cümledir. Üzerine düşünme yeter, algılama yeter.
Algılama fiilinin-durumunun kendi sana kim v ney olduğunu gösterir der eskiler. Yani kendin varolman kendi kendine sana kim olduğunu gösterir/öğretir der eskiler. Başka öğretici arama..
Başka bir bilici öğretici yoktur. Öğretici varlıktır varlığındır bilimde budur
Sen kendin herşeyi bilebilirsin ve öğrenebilirsin.
Hem bir şeye karar vermek zorunda değilsin/değiliz.. üzerine düşünmek, üzerine durmak ve vakti gelince anlamak yeterli oluyor
Soran
Sana göre şimdiyi zamanın istediğimiz bir noktasına konumlandırabilir miyiz? bu sorunun cevabı seni de ilgilendirecek bu konuda tartışacak üçüncü bir kişi daha bulmuş oluruz.
Uydurtu Kimliği
Ben değil de bir kaynak (kendi kaynağımı) referansladım onu okusak
Şimdi zamanın en başıdır ve en sonudur
Bunu demiştim
Burada alıntı sunabilirim
İlk zaman ve son zaman da hem şimdidir ve şimdidedir, şimdi içindedir....
ama bu felsefi dilsel üretimler bunu anlama ya da anlamanın kendi değil ve bunu anlamanın kendini ifade etmiyor
Bu duyulduğunda (yani özel olarak bu dinlendiğinde) duyuluyor ya da üzerine bakılıp duyuluyor ve görülüyor
Bu fikre odaklanıp bakmak ya da zaman nedir üzerine düşünmekten ve düşüncede zamanı bir ip gibi uzatıp onun ucunu (sonsuza kadar) aramaktan sözediyorum...
Bir müziği kasete koyup çalmak gibi bu fikri düşünceye koyup oynatmaktan bakmak, denemekten ve tadını duyumsamaktan sözediyorum
Buraya bakmalısınız yani bu fikri özel olarak incelemelisiniz ve üzerine düşünmeniz yeter
Bu fikir üzerine zaman geçirmek ve onu uzunca araştırmaktan sözediyorum
Düşüncede onu devindirmekten sözediyorum. Başka bir şey çıkar sağlamaz
Kimse kendi kavrayışından yoksun değil. Bir bilim adamı bile bunları çıkıp birebir söylese ve ilan etse siz onu anlamak için yeniden düşünmeli ve değerlendirmelisiniz
İşte anlama denilen orada gelişir..
Aynı şeyden sözediyorum...
Soran
Varlık tabii ki hep var, zaman zaten varlığın olmasının getirdiği bir zorunluluk, yani o da hep var da bunu anlatmak için destan gibi yazılar yazmaya ne gerek var?
Uyduran
Sanırım dil denilen aracın gücünü test ediyoruz ve ediyorduk
Ben gücünden emin değilim
Geçirgenliği ve iletkenliği az ya da sorunlu gibi
Dilin iletkenliğinden ve anlatkanlığından emin değilim
Ama yapılganlık ve yapımkanlık/yapış edişkenlik olarak bir denedim, bir şeyler denedik...
Deneyişkenlik olarakta söylenebilir
Dil ve anlaşsallık güçlendirilmeli
Soran
Sadece felsefî olarak değil bilimsel temaslar yaparak konuyu daha da detaylandırabiliriz. Örneğin sen gelecekle iletişim kurulduğunu iddia etmektesin. Gelecekle iletişim kurulabiliyorsa bu bilgi transferinin mümkün olduğunu gösterir. Dolayısıyla bilgiyi bir şeyleri oluşturan koşulların oluşmasını mümkün kılan bir olgu olarak düşündüğünde yine bilinci de salt bilgiye indirgeyebilecek bir teknoloji ile zamanlar arası seyehatı mümkün görmek sana çok uzak bir fikir olmasa gerek. Söylediklerime katılıyor musun?
Uyduran
Teknoloji ile zamanlar arası seyahat fikrine hiç dokunmadım, üzerine durmadım
Neden bilmiyorum ama onu umursamıyorum ve yaşamıma şimdime ve şimdimin tadına bakıp duruyorum
Zaman da ileri ve geri gidip ne yapabiliriz mesela. Benim ben olmamı değiştirebilir miyiz ve değiştirecek miyiz ve bunu ister miydik?
Bilmiyorum. olanlar oldu gibime geliyor
Başka zamanlar ve yeni zamanlar ise gelecek denen de sınıflanıyor bizim için
Onu şimdi yapmalıyız, yeni zaman ,eskisinin yerine
Sanırım zaman seyahatleri tek bir zamanı ve olası sonucu oluşturmak denetlemek vb. için yapılıyor olmalı
Zaman seyahatinini anlamı nedir? neden isteniyor?
Okuduğum kaynakta açık zaman ve kuantum olasılıklardan ve bu anlamda olasılıkların sonsuzluğundan/sınırsızlığından ve bu anlamda zaman açıklığından-belirsizliğinden hep sözedilir. yani ileride bizi bekleyen bir sabit zaman belirli olay örgüsü ve çizgisi yoktur. Sabit olay çizgisini/örgüsünü, tek bir çizgi zaman ve tek bir doğrusallık, olasılık olarak bulamayız
olasılık eğrileri ve zaman eğrileri -spiralleri
bunlar sonsuzdur-sınırsızdır
zaman denetimleri bugüne ilişkin yapılır, şimdiye ilişkin
Zaman da seyahati ne yapacaksınız_?
Beni neden sınıyorsunuz? Ben kaynağım için dayanak değilim ki, güven merkezi de.. Kaynak kendini sağlıyor ve içeriğine dokunuyor ve içerikteki bize ve size dokunuyor
anlamadım
Sorgulanan aranan nedir?
Sunulan kaynağın referansı olarak benim sorgulanmam ya da fikirlerim önemli değil. Subjektif çelişir bende bir şey yok
Kaynak kaynağın kendi ve referansı da referasının kendi
Ben bilgimi öğrenimimi onu okuma sonucu geliştirdim ya da genişlettim ve geliştiriyorum ,kendimi sınıyorum
Soran
Bir çok kişi çeşitli inançlarını (devridaim, tanrı) böyle bir gerçekliğin olabilmesi koşuluna şartlamış. Böyle bir çok kişi var. Tartışmalarımda eğer zamanda yolculuk mümkünse gibi bir koşulu çok defa çoğu yerde fikirlerime bir paravan olarak ortaya koydular.
Neyse örneğin @..... ile şu linkini verdiğim konuda karşıt iki görüşlü yazılarımız sonuç vermeyince konuya senin bakışın nasıl bir boyut getirebilir bunu merak ettim
Uyduran's
ben tüm yazdıklarımı ve fikirlerimi kasyopya sunabilmek için geliştirdim ürettim
tüm bunlarda kaynağımı sunmak ya da okutmak için yazılıp yapılıyor -yapıldı
kendimi geliştiriyorsam da onu sunmak için bireysel bilgi üretmek için değil
referanslayıcı anlamında referanslayabilmek için
yani kasyopya sunuyorum benim bireysel bir ilgim yok
bildiğim bir şey de yok
içeriğe bakarım ve kasyoypa ile uyuşturursam alıntılar sunabilirim belki ama bilmiyorum
bana gereksiz geliyor olmalı
ben kasyopyanın araştırılmasının daha çok öğreteceğini düşünenlerdenim
bakacağım peki
Soran
(Uydurtu Kozmik Fon Radyasyonu adlı tartışmaya yöneltiliyor. bu içerik alınmadı)
Diğer başlıklara kendi fikirlerin ve bakışın doğrultusunda bağlama uygun yada kendi fikirlerini ifade edecek paylaşımlarda bulunman yapmayı istediklerini daha iyi yapabilmen için sana yeni fırsatlar oluşturur ve konuyu ve forum üyelerini daha yakından tanıma fırsatı buldukça kendi konularında yazacakların ile ilgili çok yönlü düşünmene katkı sağlayacağı gibi forumu ilgilendiren konulara daha iyi temas ederek daha interaktif paylaşımlar yapabilmeni sağlayabilir.
Sen de gidip o konuda sormak istediğin bir şeyler olsun olmasın o konuya bir şeyler yaz ki daha interaktif olmayı başarıp fikirlerimizi daha iyi alışveriş edebilelim. Konu başlığı dışında yazdıklarımızın okunma ihtimali zayıf olduğu için konuyla ilgili insanları ıskalamamıza sebep olur. Sen o konudan kendi payına kendi konunla ilgili bir şeyler varsa paylaşırsın.
Uyduran's
Varoluşta her şey şudur yayılan bir dalga der Kasyopya Deneyi
Ve her şey bir aradadır, bütündür (birbirinin uzantısı ve bağıdır) ve bütün olarak kendi ve anlamlıdır
İkinci bir varoluş parçası ve nüvesi ve çeşidi yok, içeriği de yok
Bir yerde yaşayan bir tanrı da yok bunun olasılığı da yok
Herşey varoluştandır ,varoluşun kendinden olarak kendidir. Ben bunu biliyorum ve diyebiliyorum
Bir bütün bir bütündür. Özeller ona dairdir. Kesintiler ve parçalanmalar da
Ben sen ontolojik varoluş parçaları ve kesitleri olarak bütünün ögesi ve öznesi ve içeriğidir. Kimse tekil can değil, ayrık otu değil....
Ayrı soyutlamaya gerek yok
Ben bunu biliyorum ve diyebiliyorum
Tanrı diye ayrı bir çeşit can ve ben diye ayrı bir çeşit içerik bunu nasıl üretebilirim filozofik olarak mümkün değil bu
Herşey varoluşun yapıtaşında ve yapıtaşından .bu.
Benim radyasyon anlayışım bu ve kendi radyasyonumu üretiyorum-üretebiliyorum
Kozmik bir radyasyona ihtiyacım yok
Ben kozmiğim, sen kozmiksin ve her şey kozmik içerik. Radyasyon parçalarıyla niye ilgileneyim kendimle ilgileniyorum
bugünümle şimdimle buramla ilgileniyorum
Herşey varoluşun bir parçası .tanrı diye bir parça yok .ayrılabilir bir bütün değil, varoluştan soyutlanamaz. benim için bitmiştir
Benim tanrı tarağında tasında bezim artık yok
Tanrı benim için bitmiştir kapanmıştır
Başka bir sorguya ihtiyacım yok korkum yok
Soran
Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek için başka ne tür bilgilere sahipsin? O zatın yada diğer bireylerin size yanıltıcı bilgiler vermiş olmaları yada üzerinde hiç durmadığı bir konuyu karşı tarafın net anlamaması yada sizinkilerin anlamaması gibi durumları da hesaba katarak düşünmemiş olacağını pek sanmıyorum. Seni bu diyaloglardaki her şeyin doğru bilgileri ifade ettiğine inandıran şey nedir ben onu merak ediyorum. Neden kesinle doğru olduğuna kanaat getirme eğilimindesin? Tanrı kavramını hayatından çıkarabilmen için sana doğru bilgiler aktaran böyle üst boyut varlıklarına ihtiyaç duymanız gerekiyor mu? Olmasaydı tanrı kavramını yada zatını düşüncelerinden ayıklaman mümkün değil miydi?
Uyduran
Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek
|
hepsini değil..
Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek için başka ne tür bilgilere sahipsin?
|
hiç bir bilgiye ya da herşeye
ben bir şeye sahip değilim
sahip olmak yanlış kavram
orda duruyorsa neye sahibim
Ağrı dağına sahip miyim örneğin
ya da onun manzarasına
ya içtiğim suya
ya da yeşile sahip miyim
ya da yeşilin rengine
ya da onun görünümüne ve bu görünümün tarifine
buna göre cevap vereyim
o zat değil ..o yanlış
O zatın yada diğer bireylerin
|
birey değil ya da kısmen ve tamamen de öyle ya da öyle gibi olabilirler ama sanırım bize göre karmaşık bir durum bu
O zatın yada diğer bireylerin size yanıltıcı bilgiler vermiş olmaları yada üzerinde hiç durmadığı bir konuyu karşı tarafın net anlamaması yada sizinkilerin anlamaması gibi durumları da hesaba katarak düşünmemiş olacağını pek sanmıyorum.
|
ben yıllarca okudum ve ilk okumalarda benzer anlayışlar vardı bende de dedim... sonradan değişti
Seni bu diyaloglardaki her şeyin doğru bilgileri ifade ettiğine inandıran şey nedir ben onu merak ediyorum.
|
zaman, okuma anlama, örtüştürme
peki bunu nasıl tarif edeyim size ne desem nasıl anlatsam yeterli olacak onu söyleyin bari
dedim ya zaman güven bağı kontrol
Neden kesinle doğru olduğuna kanaat getirme eğilimindesin?
|
Eğilimim??
Tanrı kavramını hayatından çıkarabilmen için sana doğru bilgiler aktaran böyle üst boyut varlıklarına ihtiyaç duymanız gerekiyor mu?
|
ihtiyaç duymadan da çıkaranlar var gibi görünüyor hem bunu bilmiyorum
bu saçma
Babasız çocuk, toplumsuz birey ve bilensiz bilgi olmaması bunlarla bir bağ olması gibi bir sorun
Olmasaydı tanrı kavramını yada zatını düşüncelerinden ayıklaman mümkün değil miydi?
|
bilmiyorum belki de çıkaramazdım ve emin değilim bilmiyorum
ama metnin başka bağları var ve bunlar hep yetersiz açıklamalar
Babasız çocuk toplumsuz birey ve bilensiz bilgi olmaması gibi bir sorun ve içerikte var
Birbirimizin başka biçimlerde ve zamanlarda uzantısıyız ya da aynısıyız,arayıp buluşuyoruz ya da bu gereklilik
Burada bilinmesi başka kavramlarda var açması karmaşık
Bir gün bir köprü oluyor
Herkese dair bir eşik ve deneyimden sözediyoruz
Özel yok. Herkesin geçeceği köprü. zamanı gelince olacak.
ya içtiğim suya sahip miyim? derken örn..
su geri döngüye giriyor tekrar su olarak ve hem su ve varoluş bana sahip gibi (benim sahibim gibi) işte buna felsefe diyoruz bunu araştır öğren sen bence
ben varoluşa ait miyim sahip miyim?
düşün
varoluş-varlık beni kapsıyor ama ve kuşatıyor ve içinde bulunduruyor
ben taneyim ve parçayım ama ondanım/aynıyım
kimse tekil taş değil .özel seçkin değil ve başkasından başka değil. başka şeyden değil . herşey aynı şeyden yapılma ve olma olarak var
değer farkı yok...
ve herşey aynı şeyden
herkes aynı şeyden
değişik ve başka nüveden yapılma insan felan da yok o halde insan farkı yok
Seçkin olan yok. Özel olan yok.nokta.bitti...
Soran
Cümleyi şu şekilde düzenleyip tekrar soruyorum.
1. Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını çoğunlukla doğru kabul etmek için başka ne gibi nedenlerin var?
2. Doğru bulmadıklarının da olduğundan söz ettin. Peki örnek olarak hangi diyaloglarda belirtilenleri doğru bulmadın?
3. Doğru bulduklarının bulmadıklarına oranı nedir?
4. Doğru olup olmadıklarına karar verirken hangi bilişsel örüntüyü (ahlak, vicdan, beşeri bilgi, matematik) kullanıyorsun? Bu sadece BH ve KH olarak ifade ettiğiniz konuyla mı ilgili?
"Bir nedeni yok". "yeşilin yeşil olmasının ne gibi bir nedeni var?" türünden bir şeyler dışında bunu daha somut şekilde anlayabileceğim bir şeyler yazmanı bekliyorum.
Uyduran
1. Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını çoğunlukla doğru kabul etmek için başka ne gibi nedenlerin var?
|
bunu sonsuz cevaplayabilirim ama bu zamanla kendinden oldu
bir insanın iyiniyetine güvenmek ve artık ikna olmak gibi
ya da kendinden yetkin bulmak, iyiniyetli bulmak... emin değilim bilmiyorum zamanla oldu..
matematik
matematiksel zeka
öğrenici öğretici kombinasyon
öğrenmenin önemini bilmiyor musun?
kavramadın mı?
nedenlerim var ve yok ve yok ve var ama bu soru hileli mi bozuk mu?
nedenlerim değil de belki de sonuçlarım var kimbilir? hem nedenler sonuçlarla içiçedir...
buradaki asıl meseleyi kaçırıyorsunuz ya da başka yere olayı olmadığı yere ve olmadığı şeye sürüyorsunuz
ve olayı olmadığı şey oldurmaya çabalıyorssanız bu imkansız
oradaki ileri öğretici zekaya hayran kaldım. yıllarca bunu aramış bulmuş gibi hissettim.. kendinden
bu mu?
2. Doğru bulmadıklarının da olduğundan söz ettin. Peki örnek olarak hangi diyaloglarda belirtilenleri doğru bulmadın?
|
Buna okurken karar verebiliyorum. şimdi bunu sınıflayamam. onlarca
sevmediğini sevmiyorsun. bazısı cazip geliyor. bazısı tam yerine oturuyor/vuruyor, bazısı üzerine uzunca düşünüyorsun, bazısı sonra seni buluyor, bazısı ise sarsıyor değişiyor
bu saçma
3. Doğru bulduklarının bulmadıklarına oranı nedir?
|
bunu oranlayamam. bunu sınflayamam. hem mesele asla bu değil. bu yanlış bir soru ve meseleyi farklı yere çekiyor başka şey arıyor bunlar
olmayanın altında olmayan buzağı olamaz... içinde de,
armudun içinde elma yoktur.
armudun içindeki elmaları saymam ve ayırmam istenirse?
buzağılar ineklerin altında ve içinde
orada olmayan şey orada yoktur
bu soru olarak onlara sunuldu ve içinde bir sınıflama var
babana kaç kez yanıldığını sorabilir misin?
4. Doğru olup olmadıklarına karar verirken hangi bilişsel örüntüyü (ahlak, vicdan, beşeri bilgi, matematik) kullanıyorsun? Bu sadece BH ve KH olarak ifade ettiğiniz konuyla mı ilgili?
|
bu kendinden oluyor. doğrulama denilen. zamanla
kafamın içini... ne demeliyim herşeyi
kafamın içini kullanıyorum
kendimi kulanıyorum
ve ölçülerimi yıllarıyılı oluşmuş değer yargılarımı vicdanımı refleksimi
felsefe önemli. felsefe bir kez öğrenilirse bir yerden bilgi çekmeye emmeye uğraşmak son bulur
bilgi bir yerdeki birinden aranmıyor ve alınmıyor bu anlamda bir bağlantıya gerekte yok evrensel
varoluşun bağrından bilgi emmiyoruz/çekmiyoruz. bilgi yeşile bakarken dediğim gibi olan, kolaydır,
bilgi bir kontak akışı değil, bu ilüzyon
bilgi heryerde ve her an vericiye gerek yok ve uzakta değil
.sen dışında değil
uzaktan bilgi çekmiyorsun
.buradan.. burada var.. heryerde var
bilgi özel değil. birine kısıtlı değil...
ne yemen gerektiğini şaşırmazsın
bildiğinde şaşırmazsın
bilgiyi şaşırmazsın ve ölçmezsin..
Soran
Ayrıca konu amacından sapmasın ontolojik olarak bilinç örüntüsünde başka varlıkların olması fikri ve bunlar hakkında konuşmak bu konuda fikir yürütmek için çok iyi bir yön oluşturabilir.
Bu konuda bir deneyim yaşadığını sanmakla bunun sadece bir sanrı olmasının ayırdına varabilmek için ne tür bilgilere erişmiş olmak lazım. Senin ulaştığın bilgilerle bu durumun gerçekliği doğrulanabilir mi?
Uyduran
başka varlıklar diğer varlıklar mı?
herşey başka varlıklardır
benden başka mı? neyden başka
deneyim?
herşey deneyimdir de neden Kasyopya okumuyorsun? bunların oldukça cevapları var orda da
deneyimle sanrının ayırdı
bunu ya anlamadım ya da anladığımı sanmıyorum
deneyim deneyimdir sanrı sanrıdır
sanrı da bir deneyim değil mi?
özel bir deneyim diye bir şey arıyorsun sanırım ya da aşkın iz
bunları bırakmalısın
bunlardan vazgeçmelisin
yorulursun
enerjin tükenir. kendini boşa harcama derim
zamana odaklan
bunları hep yaşadık zamanla biter bunlar azalır etkisi de değişir
arkadaşların var mı örneğin
onlar başka varlıklardır, diğerleridir... uzakta ve özel olmaları gerekmez
hiç bir arkadaşın uzak ve tanrısal varlık yüksek varlık adı alması gerekmiyor yanındaki en iyisi
ağaç ve kuş başka varlıktır
şimdi ve burada olanlar
şimdi ve buradayla ilgilenmeli denir
şimdi ve buradalar uzakta olmaları da gerekmez
başka varlıklara ve uzak vericilere ihtiyacımız yok biz bize yeteriz sanırım
hem onlar (Kasyopya denen) burada ve aynı zamanda biz olduklarını içiçe olduğumuzu söylüyorlar
Terminolojik olarak bu iletişim öyle olsa da yani uzak veri olsa da...
Zaman mekan bunlar mutlak sıfır bu metne göre hiçbir şey arasında hiç bir fark ve uzaklık yok
Bu sorulan soru yukarıdaki harmonic birleşime benziyor
Özel bir deneyim aramak niye
Kimse kimseyi seçmeyecek
özel bir şey olmayacak. ortak oynuyoruz paslaşarak
kimsenin karı çıkarı yok...
biri ya da bir şey seçilmeyecek, seçilmiyor, toplu etkinlikler ve toplu değişimler
herkese dair şeyler
gruplar var
gruba özgü yaklaşım düşünmelisin
kendini yalnız düşünme
grup olarak düşünmelisin.. benzer insanlar bütünü olarak
sana benzeyenler de mutlaka vardır
biz renkleri öneriyoruz
renk yelpazesi gibi varlık çeşitlemesi
hem de her alanda.. insanlar için de
kimse sarıyı ya da berrak sarıyı seçmeyecek..
varlık için bundan farkın yok. içindeki bir renksin ..diğerleri ile özdeş ve benzer... senin gibi olanlarla aynı.farkın yok.
özel bir farkın yok. kimsenin de yok
başkasının yaşamadığı ya da yaşamayacağı bir şey yaşayamazsın
biri tekrar eder, aynını yaşar.. ne ilk ne de son olursun
aynıları ile benzersin
kimse özel değil tek başına seçilmiş meçilmiş meshedilmiş felan değil
bu varsa herkese bir gün var
bu yoksa herkese bir gün yok
bu kadar açık
Soran
Sence ben geri zekalı mıyım? İnsan yada kuş yada canlı ifadesini kullanmak yerine aşağadaki gibi bir ifade kullanmış olmamın ne gibi bir sebebi olabilir? Sence bildiğimiz canlılar dışında bilinçli varlıklardan bahsediyor olduğum net anlaşılmıyor mu? Daha faklı bir cümle mi kurmalıydım?
Şu cümlemi bir daha düşünmeni talep edeceğim. Bu konuda senin deneyim sahibi olduğunu ve bu konu üzerine çok kafa yorduğunu düşündüğüm için özellikle bu konuda çok iyi tespitlerin olabileceğini düşünmüştüm. Soruyu istersen daha dingin bir anında düşünüp cevaplayabilir misin? Bugün çok geç oldu istersen yarın devam edelim.
Şu sorularımı kastediyorum.
Bu konuda bir deneyim yaşadığını düşünmekle bunun sadece bir sanrı olmasının ayırdına varabilmek için ne tür bilgilere erişmiş olmak lazım? Senin ulaştığın bilgilerle bu durumun gerçekliği doğrulanabilir mi?
Uyduran
Kasyopya der ki her birey tüm varoluşun gücüne sahiptir
Burdan bakarsak cevaplarım çelişmeyecek
Herkes herşey olduğu yerde ve şimdi ve buradayız
Dediğini anlıyor gibiyim ama
Zaman diyebiliyorum cevap olarak zamanla taşlar yerine oturur. Öğrenimin bir parçası
Bir şeyin her hangi türden özel bilgiye erişim gerektirdiğini sanmıyorum
Birinin özel erişimi gerekmiyor
Herkes özel erişir ve erişebilir -bazen ve yeri geldiğinde
Sence ben gerizekalı mıyım?
Nezaket için uğraş veriyorum ve kaba olmamak için sadece
Herkes her an herşeyle iletişim kurar ya da kurabilir ve bu herkes anlamı herşeyi bünyesinde taşır
Her şey bilinçli varlık
Kişinin kendi ile, olan ile ,durum ile iletişimi herşey için yeterli
Ben bir kasyopya okuyucusuyum
Yani metne göre
Her birey tüm olmakta olanlardır
Her birey herkestir
Yani her birey aynı zamanda bildiğimiz canlılar dışında bilinçli varlıklardır
Hepsi kendidir
ve varolan herşeysin/herkessin ve herşey sensin zaten
kendini uzakta arama derim
Soran
Varlık ve yokluk kavramları arasında ilişkide olan tüm bağıntılar ve tanrı kavramı etrafında dolaşan tüm nedensellik ve bağıntılar basit şekilde ilişki kurmayı deneyip taş ve armut arasında kurmayı planladığınız bağıntılardan oldukça fazladır.
Tanrı kavramını yada zatını her hangi bir yapı yada sistem bir bilincin etkisiyle mi yoksa doğal fiziksel koşullarla mı oluşturulduğu/oluştuğu konusunda oluşturabileceğiniz kriterleriniz bağlamında da düşündünüz mü? Bilinci şart koşacak kadar karmaşık sistemlerin oluşma koşullarını sorgularken dimağınızı aşan boyutta bir düzenin varlığından ürperdiğiniz oldu mu? Tanrı, bu yokluğun yokluğunun açıklamasından çok daha fazla anlam içeren ve bilince gönderme yapan tüm düzen teşkil etmiş durumları kapsayan bir kavramdır.
Bu bağlamda konuyu daha fazla detaylandırmadan önce bahsettiğim bağlamda tanrı kavramını düşünüp varlık ve yokluk kavramları eksenlerinde yeniden değerlendirmeniz mümkün müdür?
Tanrı zatını, varlığın var olma nedeni olarak ifade edemeyeceğimiz mantıksal önermeleriniz var mı?
Uyduran
Tanrı konusunda iyiniyetli olduğunuzu biliyor anlıyor ve düşünüyorum ancak ne yazık ki bizim ve bizler için Tanrı mutlak olarak ölmüş ve göğsümüze gömülmüştür
Göğsümüzde artık bir Tanrı yok ve atmıyor
Diğer ontolojik varlığa ( sizlere ve bizlere olan bağlılık) ve varlıklara/varlığa olan bağ ve inançla yaşıyoruz
Tanrı boşluğunun yerini bununla kapattık. Siz buna dostluk diyebilirsiniz
Tanrı konusunda söylenecek söz yok söz şu ya da söz onun olmadığı. bunu uzatmaya değiştirmeye ve değişik biçimlerde ifade etmeye gerek yok herşey herşey
Tanrı öldü yaşamıyor
Kimse onu benim ruhumda vicdanımda diriltemez
Hiç bir bilgi alegorisi.kuşkusuz
Yoluma yürüyeceğim ve bakacağım
Siz hala bizim birşeyler görmediğimize bilmediğimize saplanmışsınız ya da diğerlerinin güçlü ya da bir şeyler biliyor olduklarına olan inanca
Ontolojik özgürlük bir gün kendi kanatlarıyla çıkagelir .Dostlar bulun der dostlar bulun Tanrı aramayın
Soran
Ben size tanrı inancı vs. aşılamaya çalışmıyorum. Ontolojiye belki çok uzak kalmış bir kavram olan bilinç kavramını dahil ederek yeni ne gibi fikirler üretilebilir yada şimdiye dek üretilen fikirlerin üzerinde ne gibi değişiklikler oluşturur bunun peşindeyim.
Uyduran
Ben deki tanrı kavramını sorguluyorsun gibime geliyor
Ya da bunun izini arıyorsun
Ya da açık somut veri tanıt kanıt vb denenlere saplanmış ve bel bağlamışsındır diğerleri gibi tam bilmiyorum
Bu ontolojik bir çıkmazdır
Sahip bağı ya da teolojik aklın bir gün yitimi ve özgürlük çağrışması
Sürü aklının yitimi ve terki gibi ya da özel seçkin sahipçilik gibi bağların da yitimi
Bu bir gün insanın bağrına gelir saplanır ve orda çözülüverir
Bu sırası gelince olur.
Bunu öne almaya çalışmak niye
Zamanı gelince (olduğunda kolayca) olmasına izin verin, yola koşmayın
Tanrı hakkında denecek başka bir şey yok
Bilinç maddedir madde bilinç ayrım yok
İki ayrı şey yok
Bilinç bilmektir. Bilmek denen
Bilinç kavramı sağlaması için Kasyopya kaynağını öneriyoruz.
Soran
Aslında bende olan teolojik aklın ürünü olan bir tanrı kavramı değil bilakis bu aklın yitiminden sonra oluşan bilinç kavramı eksenindeki çıkarımlara gönderme yapan bir olgudur. Buna yine tanrı deme konusunda çok ısrarcı değilim.
Uyduran
Bilinç bir töz de değil ayrıksı içrek bir öz de değil
Bilinç demekle madde demek arasında hiçbir fark ve ayrım olmayacak yok
Bitti nokta
Bilinç demek madde demek madde demek aynı zamanda bilinç demek
Biribirinin birbiri ya da aynısının aynısı
Biz kötü ve yetersiz bir örnek olarak şu farkı önerdik.
Renk kavramı var ve diyelim ki sarı ya da kara madde gibi mor ya da lacivert bilinç gibi
Suyun su hali var buhar hali var
Herşey aynıdır öz töz yok. madde bilinç ayrımı (ve ikilemi/ikiliği yok) bulunamayacak
Maddenin ya da bilincin ikincisi değil. Bunlar birbirinin ikincisi ve değişiği iki çeşidi benzeri de değil aynı. Aynı olan aynıdır. Bilinç maddedir madde bilinç.
İçinde öz yok herşey her yerde. Herşey aynı şey. Bu kadar. İçinin içi felan dışının dışı felan yok aynı şey. Son
Konu bizim için kapandı...
İçine öz hapsedemez (öz her yerde herşey ve herşeyin aynı) dışına köz çıkaramaz
Herşey özdür. Özdendir değil bakın özdür...
İçlnde öz yok herşeydeki/heryerdeki herşeyde ve heryerde.
Parmenides okuyun. Felsefe çalışın....
Soran
Aslında bende olan teolojik aklın ürünü olan bir tanrı kavramı değil bilakis bu aklın yitiminden sonra oluşan bilinç kavramı eksenindeki çıkarımlara gönderme yapan bir olgudur. Buna yine tanrı deme konusunda çok ısrarcı değilim.
Uyduran,
Teolojik monoteist ve ya da tanrısal sahipsel aklın ve ekolün değişiminde ve ya da yitiminde;
Bilinç değil de dostlar kavramı beliriyor
Dostlar aramaya koşun kavramı belirir. Haydi dostlara koşun sonucu coşku verir bulunur izlenir...
Tanrı yitirmenin sonucu budur
Soran
Bilgi üzerinde kontrolü olan bir olgunun maddeden çok daha fazlası olduğunu kavramak gerekir. Zirâ öyle bilgiler vardır ki maddeyi yok edebilir yada onu yokken oluşturabilir bu madde aleminde açıklanabilir bir konu değildir. Daha fazlası gerekir.
Somut bir örnek vermemi istersen "degaussing" konusunu araştırıp bunu bir daha düşünebilirsin.
https://en.wikipedia.org/wiki/Degaussing
Uyduran
Ben az önce ne dedim
Morun ve lacivertin sarıya tahakkümünden ve üstünlüğünden (ve onların ayrı şeyler olduğundan) ve morsal bir alemde işlerin başka olacağından ve ayrıca lacivertin sarıyı yediğinden ya da isterse yiyebileceğinden felan bahsediyorsun
Felsefe?
Soran
Bana dost kavramını felsefî olarak açabilir misin? Bilimsel dayanaklar arayarak bunu yapman yerinde olur. Çünkü bir armutla yada taşla kurabileceğin "dostluğu" açıklamak zorunda kalırsın.
Uyduran
Armutla taş kavramını anlamış değilsin
Buradan bakınca o metni okumadığın da ya da üzerinde pek durmadığında nazikçe anlaşılıyor ve gözüküyor
Aklınca laf sokuyorsun ama lafım orda kendi yerinde ve ağırlığında duruyor olacak
Bilimsel kavramı da oldukça karmaşık hatta öznel bir kavram gibi duruyor
Bilimi en son neye yaslayabilirsin?
Bilimin kendsi dayanağı (insan ya da) gözlem veren evren ve ben öznesi ya da insan bütünü ya da bu ikisi arasındaki ilişik ve çelişki olarak sınıflanıyor
Ya da daha iyi yaşama bilgisi ve bilimi
Felsefe bu ikisinin her ikisini yapmıyor mu? Bence yapıyor
Benim bilimsel anlayışım şu. İşe yararsa kullan onu işe yaramazsa at gitsin
Beni kendimi ispata sınamaya bgötürüyorsun kendince sanırım
Ben de bir şey dedim. Buraya kişisel bilgi ölçeğine, ölçmeye, kendimi ölçtürmeye, yarışmaya çekişmeye de gelmedik
Sana şunu söyleyeyim mi? Geçmişte yaptığım gibi kötü ve darmadağın ya da kendiyle çelişik cümleler yazabilirim ve verebilirim
Yenik ve sönük bir tartışmacı ya da birşey anlamayan biri gibi görünebilir ve burdan gidip 3 ay sonra çok şey biliyormuş gibi yeniden yeni bir şeyle gelebilirim
Atak bir tartışmacı gibi yazabilirim
Laf oyalıyoruz burda sadece top çeviriyor gibiyiz ve ben kendi kaleme gol atabilirim bunu çok yaptım
Dost dost demektir bunu uzatmaya ve ne anlattığımı açmaya gerek yok
Anlatığım yerinde ağır. Taş vurduğu yerde...
(Burada biri Ali ata bak yazıp bizimle dalga geçiyor. Adam haklı olabilir beyler ne yaptığımızı biz de bilmiyoruz Sorun şu ki sakin kalabiliyoruz. İlk an da bir tepki oluşsa da 6 yıl sonra bunu başarmış gibiyiz. ...)
Soran
Senin bakışında dostlar ve dostlukların önemi çok büyük bunu anlıyorum. Bende de benzer arayışlar var bu söylediklerin bana da çok uzak değil bunu kabul ediyorum fakat sen dost derken gerçekte ne anlatmaya çalışıyorsun. Dostunda aradığın ne gibi özellikler var? Örneğin dostunun nasıl bir diyalektiğe sahip olmasını arzu edersin?
Uyduran
Dostluk denilen kavramı vurguladık çünkü ontolojik aynısallık. Teolojik düşünceler ayrılık eker. Sen sensin ve özelsin eker. Birini diğerine seçer. Dostluk kavramı bunların zıttı olarak önerildi. Tanrının seçtikleri özelleri, melekleri ve yükseltip koruyup kolladıkları vardır.
Herkes özel seçkin olmaya Tanrının /Tanrısının gözüne girmeye onun seçkini ve gözdesi olmaya çabalar...
Dostluk dediğim bunun tam zıttındaki şey
Hayır teolojik kardeşliğin ve ortaklığın /ortaklaşalığın (bir başa/başkana bakmanın) tersi (antisi ya da diyalektiği) olarak (herkese bakış ve dönme olarak) dostluk.
Dostluk kavramına sıkıştırılan anlam bir zincirden boşanma gibi...
Teolojik bir başkana bakma tersi
Ontolojinin başkanı yok teolojinin olabilir
Teoloji (ya da teolojik benmerkezcilik) tek merkezden emir ve komut almadır idaredir. Teoloji idare itaat-kontrol ve atalettir, sönüklüktür .
Varlıkta bir yerde merkez yok. Merkez ve merkezler başvarlığı da yok. Her yer herşey merkez
Merkez çoktur, merkez heryerdir ve heryededir. merkez yoktur. Herkes herşey merkez