Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Dil, Mantık & Zihin Felsefesi

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 07-02-2019, 01:12
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart Ontolojik Çakışma ve Geçişmeler

(Buradan 2013 teki 6 yıl önceki kendime ve bana bakıyorum bilmiyorum ne yapmalıyım ileri mi gittim egomu satıyorum bunu nasıl düzenlerim ama X forum ve 6 yıl sonra)

(6 yıl önce oraya bilgi şovu içermek gibi bir kabalığa gitmiş ve yeniden yanlışlıkla bunu telafiye gitmişken bir benzerini tekrarlamış olabilirim. Tersi de . Bu kadar kavram kargaşası yaşamak gerçekten zor.
Diğer taraftan 6 yıl önce oraya söyleşmeye gitmiş ama anlaşılmama terslenme ve zorlanma, çatışma çekme ve olması karşıtlık vb. üzerine ve absürtüşme ve absürtlükler olması üzerine egom yaralanmışta olabilir ve bunun onanması üzerine gitmişte olabilirim.. .Yani bunun telafisini ve rövanşını da arıyor olabilirim. İadei itibar sancısı şovu olabilir.. Herkes payıyla paylanmalı. Ne yaptığımı inanın bilmiyorum. Kim kim. Bu ikisini ve yukarıdaki iki durumu/tanıyı tam birbirinden ayıramıyorum... Hangisi doğru inanın bilmiyorum..
Belki ikisi de var ve yok. Akıl bulanıklığı bilmiyorum... Ama birini rahatsız ettim bunu hissedebiliyorum. Biri yazdıklarınıza bunlar tam Mazhar Osmanlık yazsa ne yapardınız?)

Bir yandan da ben ontolojik bir tarih yazdığımızı devrimsellik içerdiğimizi, peşimizi bırakmadığımızı ve izimizi topladığımızı- takip ettiğimizi ve ve Kasyopya deyimiyle lineer olmayan sisteme soktuğumuzu girdiğimizi düşünüyorum. Bu da benim kabam egom olabilir ama amaç sonuç birlikteliğinde referanslayalım. Bunlar kaba mı? işe yarar mı? Yani Kasyopya iyi bir metinse bile çok mu ileri gidiyoruz burun sokuyoruz? Öğreticiliğe ya da sözde felsefe aktarımcılığına/bilgiciliğe soyunmak kaba mı? buna sığınmak iyi mi? Sezgisel aktarımcılığımızla ya da bilişsellikle kaynaşan ahkam kesmeye varan bu sorunlu tonu ve konuyu nasıl buldunuz ve bu yapıyla ve telaşla ilgili ne düşünüyorsunuz ve ne yöne taşınmalı bu? Gerçekten bilmiyorum karmakarışığım.. Kasyopya deyip susmaya çalıştım ve ne yapılması nasıl kullanılması gerektiğini gerçekten bilmiyor bu konuda da sorun duyumsuyoruz.

Kendim 6 yıl önce orda bir ego kırığı yaşadım ve dün ya da önceki günlerde aynı şeyi yapmış ve aynı hataya kendim bulaşmış olabilir miyim bilmiyorum diyorum ve emin değilim ama postlarımdan birine Mashar Osmanlık ileti yazıldı ve gayet sakin kalıp savundum sanıyorum ama çatışmacı bir ego var karşıda bunu da biliyorum. Şimdi ben orda bir hata yaptım mı onu da sorguluyorum. İlk refleksten son reflekse kadar..)

Soran soranı açar çözer ,insan insanı çözer açar . İnsan insanın kurdu imiş.., Beni çözün sorgulayın, açın, değerlendirin düzelmeme yardım edin lütfen
lütfen düğümler içindeyim ve karmaşa düğümleri içindeyim ve bu beni boğuyor yardım rica ediyorum.

Tokmaklar.....

Yargın....

Cum...


X FORUMA YAZITLAR/ABSURDIES

Soran


Bu herifin ne anlattığını kısaca özetleyecek biri var mı?

Uydurtu Kimliği

Ontolojik (Varlıksal) başsızlık (ilksizlik) (ve kökensizlik-öncesizlik) diyoruz. Yani bir ilk yok,. İlk varlık ve ilk zaman da yok.
Varlığın ilki yok. Önünde öncül yok. Varlığın öncülü ve öncesi de yok..

Varlığın;
Önünde berisinde belirsizlik ve geçmiş, geçmişinde bir karanlık/kararsızlık-belirsizlik ve ve hiç olmama durumu yok

Varlık
Her zaman vardı. Her zaman olduğu gibi var/vardı. Sonradan olmadı ve oluşmadı. Varlık ve zaman başlangıçtan beri vardı. Zaten zamanda budur.

Varlığın olmadığı bir durum zamanı zaman içinde yok. Yani zaman gerisinde varlıksızlık yok. Zaman gerisi belirlenemez.
Bunu farkedince bilimsel bir ikilik ve ikilem de kalmıyor.. Bu açık akılla üzerine durup düşününce farkediliyor aslında.. ,Bu kolay
Başlangıç ve başlama yok. Zaman hiç başlamadı. Zaman da bu anlamda yok ya da zaman geçmişten başlayıp gelen bir süreklilik değil. Zaman kendinin kökü ve kökü de kendinde. Zaman hep ve her zaman vardı...

İlk evren diye bir şey yok. Varlık oluş ilk evrenden varolmadı. İlk evreni yok ay da hep evreni vardı ve içindeydi... Hem o evrenin içinde hem de evren ve evreni onun içindeydi de denebilir..
varlık bir doğru değildir
varlık hiç başlamadı öncesizdir

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz artık kimse size bir şey öğretmeyecek (karışmayacak)
Akılda veremeyecek (karışamaycakta) gücünüz kendinizde olacak, bilişiniz olacak (bunun için çabalıyoruz)

Bunu, bunları bir kez olsun farkederseniz başka bir benlik poroblemi, algı oluş problemi, evrenin varolması sorunu vb. bilgi algı ve kimlik problemi biliş ve felsefe problemi ve ikilemi kalmıyor
Bu kadar kolay...

Tekrar da açabiliriz ama açık
Bu dille lisanla yazıldı başka bir dilimiz yok
Kanıt felan gereksiz bir cümledir. Üzerine düşünme yeter, algılama yeter.
Algılama fiilinin-durumunun kendi sana kim v ney olduğunu gösterir der eskiler. Yani kendin varolman kendi kendine sana kim olduğunu gösterir/öğretir der eskiler. Başka öğretici arama..
Başka bir bilici öğretici yoktur. Öğretici varlıktır varlığındır bilimde budur
Sen kendin herşeyi bilebilirsin ve öğrenebilirsin.

Hem bir şeye karar vermek zorunda değilsin/değiliz.. üzerine düşünmek, üzerine durmak ve vakti gelince anlamak yeterli oluyor

Soran

Sana göre şimdiyi zamanın istediğimiz bir noktasına konumlandırabilir miyiz? bu sorunun cevabı seni de ilgilendirecek bu konuda tartışacak üçüncü bir kişi daha bulmuş oluruz.

Uydurtu Kimliği

Ben değil de bir kaynak (kendi kaynağımı) referansladım onu okusak

Şimdi zamanın en başıdır ve en sonudur
Bunu demiştim
Burada alıntı sunabilirim
İlk zaman ve son zaman da hem şimdidir ve şimdidedir, şimdi içindedir....
ama bu felsefi dilsel üretimler bunu anlama ya da anlamanın kendi değil ve bunu anlamanın kendini ifade etmiyor
Bu duyulduğunda (yani özel olarak bu dinlendiğinde) duyuluyor ya da üzerine bakılıp duyuluyor ve görülüyor
Bu fikre odaklanıp bakmak ya da zaman nedir üzerine düşünmekten ve düşüncede zamanı bir ip gibi uzatıp onun ucunu (sonsuza kadar) aramaktan sözediyorum...
Bir müziği kasete koyup çalmak gibi bu fikri düşünceye koyup oynatmaktan bakmak, denemekten ve tadını duyumsamaktan sözediyorum
Buraya bakmalısınız yani bu fikri özel olarak incelemelisiniz ve üzerine düşünmeniz yeter
Bu fikir üzerine zaman geçirmek ve onu uzunca araştırmaktan sözediyorum
Düşüncede onu devindirmekten sözediyorum. Başka bir şey çıkar sağlamaz
Kimse kendi kavrayışından yoksun değil. Bir bilim adamı bile bunları çıkıp birebir söylese ve ilan etse siz onu anlamak için yeniden düşünmeli ve değerlendirmelisiniz
İşte anlama denilen orada gelişir..
Aynı şeyden sözediyorum...

Soran

Varlık tabii ki hep var, zaman zaten varlığın olmasının getirdiği bir zorunluluk, yani o da hep var da bunu anlatmak için destan gibi yazılar yazmaya ne gerek var?

Uyduran

Sanırım dil denilen aracın gücünü test ediyoruz ve ediyorduk
Ben gücünden emin değilim
Geçirgenliği ve iletkenliği az ya da sorunlu gibi
Dilin iletkenliğinden ve anlatkanlığından emin değilim
Ama yapılganlık ve yapımkanlık/yapış edişkenlik olarak bir denedim, bir şeyler denedik...
Deneyişkenlik olarakta söylenebilir

Dil ve anlaşsallık güçlendirilmeli

Soran

Sadece felsefî olarak değil bilimsel temaslar yaparak konuyu daha da detaylandırabiliriz. Örneğin sen gelecekle iletişim kurulduğunu iddia etmektesin. Gelecekle iletişim kurulabiliyorsa bu bilgi transferinin mümkün olduğunu gösterir. Dolayısıyla bilgiyi bir şeyleri oluşturan koşulların oluşmasını mümkün kılan bir olgu olarak düşündüğünde yine bilinci de salt bilgiye indirgeyebilecek bir teknoloji ile zamanlar arası seyehatı mümkün görmek sana çok uzak bir fikir olmasa gerek. Söylediklerime katılıyor musun?

Uyduran

Teknoloji ile zamanlar arası seyahat fikrine hiç dokunmadım, üzerine durmadım
Neden bilmiyorum ama onu umursamıyorum ve yaşamıma şimdime ve şimdimin tadına bakıp duruyorum
Zaman da ileri ve geri gidip ne yapabiliriz mesela. Benim ben olmamı değiştirebilir miyiz ve değiştirecek miyiz ve bunu ister miydik?
Bilmiyorum. olanlar oldu gibime geliyor
Başka zamanlar ve yeni zamanlar ise gelecek denen de sınıflanıyor bizim için
Onu şimdi yapmalıyız, yeni zaman ,eskisinin yerine

Sanırım zaman seyahatleri tek bir zamanı ve olası sonucu oluşturmak denetlemek vb. için yapılıyor olmalı
Zaman seyahatinini anlamı nedir? neden isteniyor?

Okuduğum kaynakta açık zaman ve kuantum olasılıklardan ve bu anlamda olasılıkların sonsuzluğundan/sınırsızlığından ve bu anlamda zaman açıklığından-belirsizliğinden hep sözedilir. yani ileride bizi bekleyen bir sabit zaman belirli olay örgüsü ve çizgisi yoktur. Sabit olay çizgisini/örgüsünü, tek bir çizgi zaman ve tek bir doğrusallık, olasılık olarak bulamayız
olasılık eğrileri ve zaman eğrileri -spiralleri
bunlar sonsuzdur-sınırsızdır

zaman denetimleri bugüne ilişkin yapılır, şimdiye ilişkin
Zaman da seyahati ne yapacaksınız_?
Beni neden sınıyorsunuz? Ben kaynağım için dayanak değilim ki, güven merkezi de.. Kaynak kendini sağlıyor ve içeriğine dokunuyor ve içerikteki bize ve size dokunuyor
anlamadım
Sorgulanan aranan nedir?

Sunulan kaynağın referansı olarak benim sorgulanmam ya da fikirlerim önemli değil. Subjektif çelişir bende bir şey yok
Kaynak kaynağın kendi ve referansı da referasının kendi
Ben bilgimi öğrenimimi onu okuma sonucu geliştirdim ya da genişlettim ve geliştiriyorum ,kendimi sınıyorum

Soran


Bir çok kişi çeşitli inançlarını (devridaim, tanrı) böyle bir gerçekliğin olabilmesi koşuluna şartlamış. Böyle bir çok kişi var. Tartışmalarımda eğer zamanda yolculuk mümkünse gibi bir koşulu çok defa çoğu yerde fikirlerime bir paravan olarak ortaya koydular.

Neyse örneğin @..... ile şu linkini verdiğim konuda karşıt iki görüşlü yazılarımız sonuç vermeyince konuya senin bakışın nasıl bir boyut getirebilir bunu merak ettim

Uyduran's

ben tüm yazdıklarımı ve fikirlerimi kasyopya sunabilmek için geliştirdim ürettim
tüm bunlarda kaynağımı sunmak ya da okutmak için yazılıp yapılıyor -yapıldı
kendimi geliştiriyorsam da onu sunmak için bireysel bilgi üretmek için değil
referanslayıcı anlamında referanslayabilmek için
yani kasyopya sunuyorum benim bireysel bir ilgim yok
bildiğim bir şey de yok
içeriğe bakarım ve kasyoypa ile uyuşturursam alıntılar sunabilirim belki ama bilmiyorum
bana gereksiz geliyor olmalı
ben kasyopyanın araştırılmasının daha çok öğreteceğini düşünenlerdenim
bakacağım peki

Soran


(Uydurtu Kozmik Fon Radyasyonu adlı tartışmaya yöneltiliyor. bu içerik alınmadı)
Diğer başlıklara kendi fikirlerin ve bakışın doğrultusunda bağlama uygun yada kendi fikirlerini ifade edecek paylaşımlarda bulunman yapmayı istediklerini daha iyi yapabilmen için sana yeni fırsatlar oluşturur ve konuyu ve forum üyelerini daha yakından tanıma fırsatı buldukça kendi konularında yazacakların ile ilgili çok yönlü düşünmene katkı sağlayacağı gibi forumu ilgilendiren konulara daha iyi temas ederek daha interaktif paylaşımlar yapabilmeni sağlayabilir.
Sen de gidip o konuda sormak istediğin bir şeyler olsun olmasın o konuya bir şeyler yaz ki daha interaktif olmayı başarıp fikirlerimizi daha iyi alışveriş edebilelim. Konu başlığı dışında yazdıklarımızın okunma ihtimali zayıf olduğu için konuyla ilgili insanları ıskalamamıza sebep olur. Sen o konudan kendi payına kendi konunla ilgili bir şeyler varsa paylaşırsın.

Uyduran's

Varoluşta her şey şudur yayılan bir dalga der Kasyopya Deneyi

Ve her şey bir aradadır, bütündür (birbirinin uzantısı ve bağıdır) ve bütün olarak kendi ve anlamlıdır
İkinci bir varoluş parçası ve nüvesi ve çeşidi yok, içeriği de yok
Bir yerde yaşayan bir tanrı da yok bunun olasılığı da yok
Herşey varoluştandır ,varoluşun kendinden olarak kendidir. Ben bunu biliyorum ve diyebiliyorum
Bir bütün bir bütündür. Özeller ona dairdir. Kesintiler ve parçalanmalar da
Ben sen ontolojik varoluş parçaları ve kesitleri olarak bütünün ögesi ve öznesi ve içeriğidir. Kimse tekil can değil, ayrık otu değil....
Ayrı soyutlamaya gerek yok
Ben bunu biliyorum ve diyebiliyorum
Tanrı diye ayrı bir çeşit can ve ben diye ayrı bir çeşit içerik bunu nasıl üretebilirim filozofik olarak mümkün değil bu
Herşey varoluşun yapıtaşında ve yapıtaşından .bu.
Benim radyasyon anlayışım bu ve kendi radyasyonumu üretiyorum-üretebiliyorum
Kozmik bir radyasyona ihtiyacım yok
Ben kozmiğim, sen kozmiksin ve her şey kozmik içerik. Radyasyon parçalarıyla niye ilgileneyim kendimle ilgileniyorum
bugünümle şimdimle buramla ilgileniyorum
Herşey varoluşun bir parçası .tanrı diye bir parça yok .ayrılabilir bir bütün değil, varoluştan soyutlanamaz. benim için bitmiştir
Benim tanrı tarağında tasında bezim artık yok
Tanrı benim için bitmiştir kapanmıştır
Başka bir sorguya ihtiyacım yok korkum yok

Soran

Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek için başka ne tür bilgilere sahipsin? O zatın yada diğer bireylerin size yanıltıcı bilgiler vermiş olmaları yada üzerinde hiç durmadığı bir konuyu karşı tarafın net anlamaması yada sizinkilerin anlamaması gibi durumları da hesaba katarak düşünmemiş olacağını pek sanmıyorum. Seni bu diyaloglardaki her şeyin doğru bilgileri ifade ettiğine inandıran şey nedir ben onu merak ediyorum. Neden kesinle doğru olduğuna kanaat getirme eğilimindesin? Tanrı kavramını hayatından çıkarabilmen için sana doğru bilgiler aktaran böyle üst boyut varlıklarına ihtiyaç duymanız gerekiyor mu? Olmasaydı tanrı kavramını yada zatını düşüncelerinden ayıklaman mümkün değil miydi?

Uyduran

Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek
hepsini değil..

Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını kesinlikle doğru kabul etmek için başka ne tür bilgilere sahipsin?
hiç bir bilgiye ya da herşeye
ben bir şeye sahip değilim
sahip olmak yanlış kavram
orda duruyorsa neye sahibim
Ağrı dağına sahip miyim örneğin
ya da onun manzarasına
ya içtiğim suya
ya da yeşile sahip miyim
ya da yeşilin rengine
ya da onun görünümüne ve bu görünümün tarifine
buna göre cevap vereyim


O zatın
o zat değil ..o yanlış

O zatın yada diğer bireylerin
birey değil ya da kısmen ve tamamen de öyle ya da öyle gibi olabilirler ama sanırım bize göre karmaşık bir durum bu

O zatın yada diğer bireylerin size yanıltıcı bilgiler vermiş olmaları yada üzerinde hiç durmadığı bir konuyu karşı tarafın net anlamaması yada sizinkilerin anlamaması gibi durumları da hesaba katarak düşünmemiş olacağını pek sanmıyorum.
ben yıllarca okudum ve ilk okumalarda benzer anlayışlar vardı bende de dedim... sonradan değişti

Seni bu diyaloglardaki her şeyin doğru bilgileri ifade ettiğine inandıran şey nedir ben onu merak ediyorum.
zaman, okuma anlama, örtüştürme
peki bunu nasıl tarif edeyim size ne desem nasıl anlatsam yeterli olacak onu söyleyin bari
dedim ya zaman güven bağı kontrol

Neden kesinle doğru olduğuna kanaat getirme eğilimindesin?
Eğilimim??

Tanrı kavramını hayatından çıkarabilmen için sana doğru bilgiler aktaran böyle üst boyut varlıklarına ihtiyaç duymanız gerekiyor mu?
ihtiyaç duymadan da çıkaranlar var gibi görünüyor hem bunu bilmiyorum
bu saçma
Babasız çocuk, toplumsuz birey ve bilensiz bilgi olmaması bunlarla bir bağ olması gibi bir sorun

Olmasaydı tanrı kavramını yada zatını düşüncelerinden ayıklaman mümkün değil miydi?
bilmiyorum belki de çıkaramazdım ve emin değilim bilmiyorum
ama metnin başka bağları var ve bunlar hep yetersiz açıklamalar
Babasız çocuk toplumsuz birey ve bilensiz bilgi olmaması gibi bir sorun ve içerikte var
Birbirimizin başka biçimlerde ve zamanlarda uzantısıyız ya da aynısıyız,arayıp buluşuyoruz ya da bu gereklilik
Burada bilinmesi başka kavramlarda var açması karmaşık
Bir gün bir köprü oluyor
Herkese dair bir eşik ve deneyimden sözediyoruz
Özel yok. Herkesin geçeceği köprü. zamanı gelince olacak.

ya içtiğim suya sahip miyim? derken örn..
su geri döngüye giriyor tekrar su olarak ve hem su ve varoluş bana sahip gibi (benim sahibim gibi) işte buna felsefe diyoruz bunu araştır öğren sen bence
ben varoluşa ait miyim sahip miyim?
düşün
varoluş-varlık beni kapsıyor ama ve kuşatıyor ve içinde bulunduruyor
ben taneyim ve parçayım ama ondanım/aynıyım

kimse tekil taş değil .özel seçkin değil ve başkasından başka değil. başka şeyden değil . herşey aynı şeyden yapılma ve olma olarak var
değer farkı yok...
ve herşey aynı şeyden
herkes aynı şeyden
değişik ve başka nüveden yapılma insan felan da yok o halde insan farkı yok

Seçkin olan yok. Özel olan yok.nokta.bitti...

Soran

Cümleyi şu şekilde düzenleyip tekrar soruyorum.

1. Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını çoğunlukla doğru kabul etmek için başka ne gibi nedenlerin var?
2. Doğru bulmadıklarının da olduğundan söz ettin. Peki örnek olarak hangi diyaloglarda belirtilenleri doğru bulmadın?
3. Doğru bulduklarının bulmadıklarına oranı nedir?
4. Doğru olup olmadıklarına karar verirken hangi bilişsel örüntüyü (ahlak, vicdan, beşeri bilgi, matematik) kullanıyorsun? Bu sadece BH ve KH olarak ifade ettiğiniz konuyla mı ilgili?

"Bir nedeni yok". "yeşilin yeşil olmasının ne gibi bir nedeni var?" türünden bir şeyler dışında bunu daha somut şekilde anlayabileceğim bir şeyler yazmanı bekliyorum.

Uyduran

1. Diyalogtaki "C" ile gösterilenin yazdıklarını çoğunlukla doğru kabul etmek için başka ne gibi nedenlerin var?
bunu sonsuz cevaplayabilirim ama bu zamanla kendinden oldu
bir insanın iyiniyetine güvenmek ve artık ikna olmak gibi
ya da kendinden yetkin bulmak, iyiniyetli bulmak... emin değilim bilmiyorum zamanla oldu..
matematik
matematiksel zeka
öğrenici öğretici kombinasyon
öğrenmenin önemini bilmiyor musun?
kavramadın mı?

nedenlerim var ve yok ve yok ve var ama bu soru hileli mi bozuk mu?
nedenlerim değil de belki de sonuçlarım var kimbilir? hem nedenler sonuçlarla içiçedir...
buradaki asıl meseleyi kaçırıyorsunuz ya da başka yere olayı olmadığı yere ve olmadığı şeye sürüyorsunuz
ve olayı olmadığı şey oldurmaya çabalıyorssanız bu imkansız

oradaki ileri öğretici zekaya hayran kaldım. yıllarca bunu aramış bulmuş gibi hissettim.. kendinden
bu mu?

2. Doğru bulmadıklarının da olduğundan söz ettin. Peki örnek olarak hangi diyaloglarda belirtilenleri doğru bulmadın?
Buna okurken karar verebiliyorum. şimdi bunu sınıflayamam. onlarca
sevmediğini sevmiyorsun. bazısı cazip geliyor. bazısı tam yerine oturuyor/vuruyor, bazısı üzerine uzunca düşünüyorsun, bazısı sonra seni buluyor, bazısı ise sarsıyor değişiyor
bu saçma

3. Doğru bulduklarının bulmadıklarına oranı nedir?
bunu oranlayamam. bunu sınflayamam. hem mesele asla bu değil. bu yanlış bir soru ve meseleyi farklı yere çekiyor başka şey arıyor bunlar
olmayanın altında olmayan buzağı olamaz... içinde de,
armudun içinde elma yoktur.
armudun içindeki elmaları saymam ve ayırmam istenirse?

buzağılar ineklerin altında ve içinde

orada olmayan şey orada yoktur

bu soru olarak onlara sunuldu ve içinde bir sınıflama var
babana kaç kez yanıldığını sorabilir misin?

4. Doğru olup olmadıklarına karar verirken hangi bilişsel örüntüyü (ahlak, vicdan, beşeri bilgi, matematik) kullanıyorsun? Bu sadece BH ve KH olarak ifade ettiğiniz konuyla mı ilgili?
bu kendinden oluyor. doğrulama denilen. zamanla
kafamın içini... ne demeliyim herşeyi
kafamın içini kullanıyorum
kendimi kulanıyorum
ve ölçülerimi yıllarıyılı oluşmuş değer yargılarımı vicdanımı refleksimi

felsefe önemli. felsefe bir kez öğrenilirse bir yerden bilgi çekmeye emmeye uğraşmak son bulur
bilgi bir yerdeki birinden aranmıyor ve alınmıyor bu anlamda bir bağlantıya gerekte yok evrensel
varoluşun bağrından bilgi emmiyoruz/çekmiyoruz. bilgi yeşile bakarken dediğim gibi olan, kolaydır,
bilgi bir kontak akışı değil, bu ilüzyon
bilgi heryerde ve her an vericiye gerek yok ve uzakta değil
.sen dışında değil
uzaktan bilgi çekmiyorsun
.buradan.. burada var.. heryerde var
bilgi özel değil. birine kısıtlı değil...
ne yemen gerektiğini şaşırmazsın
bildiğinde şaşırmazsın
bilgiyi şaşırmazsın ve ölçmezsin..

Soran

Ayrıca konu amacından sapmasın ontolojik olarak bilinç örüntüsünde başka varlıkların olması fikri ve bunlar hakkında konuşmak bu konuda fikir yürütmek için çok iyi bir yön oluşturabilir.

Bu konuda bir deneyim yaşadığını sanmakla bunun sadece bir sanrı olmasının ayırdına varabilmek için ne tür bilgilere erişmiş olmak lazım. Senin ulaştığın bilgilerle bu durumun gerçekliği doğrulanabilir mi?

Uyduran

başka varlıklar diğer varlıklar mı?
herşey başka varlıklardır
benden başka mı? neyden başka

deneyim?
herşey deneyimdir de neden Kasyopya okumuyorsun? bunların oldukça cevapları var orda da

deneyimle sanrının ayırdı
bunu ya anlamadım ya da anladığımı sanmıyorum
deneyim deneyimdir sanrı sanrıdır
sanrı da bir deneyim değil mi?

özel bir deneyim diye bir şey arıyorsun sanırım ya da aşkın iz
bunları bırakmalısın
bunlardan vazgeçmelisin
yorulursun
enerjin tükenir. kendini boşa harcama derim
zamana odaklan

bunları hep yaşadık zamanla biter bunlar azalır etkisi de değişir

arkadaşların var mı örneğin
onlar başka varlıklardır, diğerleridir... uzakta ve özel olmaları gerekmez
hiç bir arkadaşın uzak ve tanrısal varlık yüksek varlık adı alması gerekmiyor yanındaki en iyisi
ağaç ve kuş başka varlıktır
şimdi ve burada olanlar
şimdi ve buradayla ilgilenmeli denir

şimdi ve buradalar uzakta olmaları da gerekmez
başka varlıklara ve uzak vericilere ihtiyacımız yok biz bize yeteriz sanırım

hem onlar (Kasyopya denen) burada ve aynı zamanda biz olduklarını içiçe olduğumuzu söylüyorlar
Terminolojik olarak bu iletişim öyle olsa da yani uzak veri olsa da...
Zaman mekan bunlar mutlak sıfır bu metne göre hiçbir şey arasında hiç bir fark ve uzaklık yok

Bu sorulan soru yukarıdaki harmonic birleşime benziyor

Özel bir deneyim aramak niye
Kimse kimseyi seçmeyecek
özel bir şey olmayacak. ortak oynuyoruz paslaşarak
kimsenin karı çıkarı yok...

biri ya da bir şey seçilmeyecek, seçilmiyor, toplu etkinlikler ve toplu değişimler
herkese dair şeyler
gruplar var
gruba özgü yaklaşım düşünmelisin
kendini yalnız düşünme
grup olarak düşünmelisin.. benzer insanlar bütünü olarak
sana benzeyenler de mutlaka vardır
biz renkleri öneriyoruz
renk yelpazesi gibi varlık çeşitlemesi
hem de her alanda.. insanlar için de
kimse sarıyı ya da berrak sarıyı seçmeyecek..
varlık için bundan farkın yok. içindeki bir renksin ..diğerleri ile özdeş ve benzer... senin gibi olanlarla aynı.farkın yok.
özel bir farkın yok. kimsenin de yok
başkasının yaşamadığı ya da yaşamayacağı bir şey yaşayamazsın
biri tekrar eder, aynını yaşar.. ne ilk ne de son olursun
aynıları ile benzersin
kimse özel değil tek başına seçilmiş meçilmiş meshedilmiş felan değil
bu varsa herkese bir gün var
bu yoksa herkese bir gün yok
bu kadar açık

Soran

Sence ben geri zekalı mıyım? İnsan yada kuş yada canlı ifadesini kullanmak yerine aşağadaki gibi bir ifade kullanmış olmamın ne gibi bir sebebi olabilir? Sence bildiğimiz canlılar dışında bilinçli varlıklardan bahsediyor olduğum net anlaşılmıyor mu? Daha faklı bir cümle mi kurmalıydım?

Şu cümlemi bir daha düşünmeni talep edeceğim. Bu konuda senin deneyim sahibi olduğunu ve bu konu üzerine çok kafa yorduğunu düşündüğüm için özellikle bu konuda çok iyi tespitlerin olabileceğini düşünmüştüm. Soruyu istersen daha dingin bir anında düşünüp cevaplayabilir misin? Bugün çok geç oldu istersen yarın devam edelim.

Şu sorularımı kastediyorum.

Bu konuda bir deneyim yaşadığını düşünmekle bunun sadece bir sanrı olmasının ayırdına varabilmek için ne tür bilgilere erişmiş olmak lazım? Senin ulaştığın bilgilerle bu durumun gerçekliği doğrulanabilir mi?

Uyduran


Kasyopya der ki her birey tüm varoluşun gücüne sahiptir
Burdan bakarsak cevaplarım çelişmeyecek

Herkes herşey olduğu yerde ve şimdi ve buradayız

Dediğini anlıyor gibiyim ama
Zaman diyebiliyorum cevap olarak zamanla taşlar yerine oturur. Öğrenimin bir parçası
Bir şeyin her hangi türden özel bilgiye erişim gerektirdiğini sanmıyorum

Birinin özel erişimi gerekmiyor
Herkes özel erişir ve erişebilir -bazen ve yeri geldiğinde

Sence ben gerizekalı mıyım?
Nezaket için uğraş veriyorum ve kaba olmamak için sadece

Herkes her an herşeyle iletişim kurar ya da kurabilir ve bu herkes anlamı herşeyi bünyesinde taşır
Her şey bilinçli varlık
Kişinin kendi ile, olan ile ,durum ile iletişimi herşey için yeterli

Ben bir kasyopya okuyucusuyum
Yani metne göre
Her birey tüm olmakta olanlardır
Her birey herkestir
Yani her birey aynı zamanda bildiğimiz canlılar dışında bilinçli varlıklardır
Hepsi kendidir
ve varolan herşeysin/herkessin ve herşey sensin zaten
kendini uzakta arama derim

Soran


Varlık ve yokluk kavramları arasında ilişkide olan tüm bağıntılar ve tanrı kavramı etrafında dolaşan tüm nedensellik ve bağıntılar basit şekilde ilişki kurmayı deneyip taş ve armut arasında kurmayı planladığınız bağıntılardan oldukça fazladır.

Tanrı kavramını yada zatını her hangi bir yapı yada sistem bir bilincin etkisiyle mi yoksa doğal fiziksel koşullarla mı oluşturulduğu/oluştuğu konusunda oluşturabileceğiniz kriterleriniz bağlamında da düşündünüz mü? Bilinci şart koşacak kadar karmaşık sistemlerin oluşma koşullarını sorgularken dimağınızı aşan boyutta bir düzenin varlığından ürperdiğiniz oldu mu? Tanrı, bu yokluğun yokluğunun açıklamasından çok daha fazla anlam içeren ve bilince gönderme yapan tüm düzen teşkil etmiş durumları kapsayan bir kavramdır.

Bu bağlamda konuyu daha fazla detaylandırmadan önce bahsettiğim bağlamda tanrı kavramını düşünüp varlık ve yokluk kavramları eksenlerinde yeniden değerlendirmeniz mümkün müdür?

Tanrı zatını, varlığın var olma nedeni olarak ifade edemeyeceğimiz mantıksal önermeleriniz var mı?

Uyduran

Tanrı konusunda iyiniyetli olduğunuzu biliyor anlıyor ve düşünüyorum ancak ne yazık ki bizim ve bizler için Tanrı mutlak olarak ölmüş ve göğsümüze gömülmüştür
Göğsümüzde artık bir Tanrı yok ve atmıyor
Diğer ontolojik varlığa ( sizlere ve bizlere olan bağlılık) ve varlıklara/varlığa olan bağ ve inançla yaşıyoruz
Tanrı boşluğunun yerini bununla kapattık. Siz buna dostluk diyebilirsiniz

Tanrı konusunda söylenecek söz yok söz şu ya da söz onun olmadığı. bunu uzatmaya değiştirmeye ve değişik biçimlerde ifade etmeye gerek yok herşey herşey
Tanrı öldü yaşamıyor
Kimse onu benim ruhumda vicdanımda diriltemez
Hiç bir bilgi alegorisi.kuşkusuz
Yoluma yürüyeceğim ve bakacağım

Siz hala bizim birşeyler görmediğimize bilmediğimize saplanmışsınız ya da diğerlerinin güçlü ya da bir şeyler biliyor olduklarına olan inanca

Ontolojik özgürlük bir gün kendi kanatlarıyla çıkagelir .Dostlar bulun der dostlar bulun Tanrı aramayın

Soran

Ben size tanrı inancı vs. aşılamaya çalışmıyorum. Ontolojiye belki çok uzak kalmış bir kavram olan bilinç kavramını dahil ederek yeni ne gibi fikirler üretilebilir yada şimdiye dek üretilen fikirlerin üzerinde ne gibi değişiklikler oluşturur bunun peşindeyim.

Uyduran

Ben deki tanrı kavramını sorguluyorsun gibime geliyor
Ya da bunun izini arıyorsun
Ya da açık somut veri tanıt kanıt vb denenlere saplanmış ve bel bağlamışsındır diğerleri gibi tam bilmiyorum
Bu ontolojik bir çıkmazdır
Sahip bağı ya da teolojik aklın bir gün yitimi ve özgürlük çağrışması
Sürü aklının yitimi ve terki gibi ya da özel seçkin sahipçilik gibi bağların da yitimi
Bu bir gün insanın bağrına gelir saplanır ve orda çözülüverir
Bu sırası gelince olur.
Bunu öne almaya çalışmak niye
Zamanı gelince (olduğunda kolayca) olmasına izin verin, yola koşmayın
Tanrı hakkında denecek başka bir şey yok

Bilinç maddedir madde bilinç ayrım yok
İki ayrı şey yok
Bilinç bilmektir. Bilmek denen
Bilinç kavramı sağlaması için Kasyopya kaynağını öneriyoruz.

Soran

Aslında bende olan teolojik aklın ürünü olan bir tanrı kavramı değil bilakis bu aklın yitiminden sonra oluşan bilinç kavramı eksenindeki çıkarımlara gönderme yapan bir olgudur. Buna yine tanrı deme konusunda çok ısrarcı değilim.

Uyduran

Bilinç bir töz de değil ayrıksı içrek bir öz de değil
Bilinç demekle madde demek arasında hiçbir fark ve ayrım olmayacak yok
Bitti nokta
Bilinç demek madde demek madde demek aynı zamanda bilinç demek
Biribirinin birbiri ya da aynısının aynısı

Biz kötü ve yetersiz bir örnek olarak şu farkı önerdik.
Renk kavramı var ve diyelim ki sarı ya da kara madde gibi mor ya da lacivert bilinç gibi

Suyun su hali var buhar hali var

Herşey aynıdır öz töz yok. madde bilinç ayrımı (ve ikilemi/ikiliği yok) bulunamayacak
Maddenin ya da bilincin ikincisi değil. Bunlar birbirinin ikincisi ve değişiği iki çeşidi benzeri de değil aynı. Aynı olan aynıdır. Bilinç maddedir madde bilinç.
İçinde öz yok herşey her yerde. Herşey aynı şey. Bu kadar. İçinin içi felan dışının dışı felan yok aynı şey. Son
Konu bizim için kapandı...

İçine öz hapsedemez (öz her yerde herşey ve herşeyin aynı) dışına köz çıkaramaz
Herşey özdür. Özdendir değil bakın özdür...
İçlnde öz yok herşeydeki/heryerdeki herşeyde ve heryerde.
Parmenides okuyun. Felsefe çalışın....

Soran

Aslında bende olan teolojik aklın ürünü olan bir tanrı kavramı değil bilakis bu aklın yitiminden sonra oluşan bilinç kavramı eksenindeki çıkarımlara gönderme yapan bir olgudur. Buna yine tanrı deme konusunda çok ısrarcı değilim.

Uyduran,

Teolojik monoteist ve ya da tanrısal sahipsel aklın ve ekolün değişiminde ve ya da yitiminde;
Bilinç değil de dostlar kavramı beliriyor
Dostlar aramaya koşun kavramı belirir. Haydi dostlara koşun sonucu coşku verir bulunur izlenir...
Tanrı yitirmenin sonucu budur

Soran

Bilgi üzerinde kontrolü olan bir olgunun maddeden çok daha fazlası olduğunu kavramak gerekir. Zirâ öyle bilgiler vardır ki maddeyi yok edebilir yada onu yokken oluşturabilir bu madde aleminde açıklanabilir bir konu değildir. Daha fazlası gerekir.

Somut bir örnek vermemi istersen "degaussing" konusunu araştırıp bunu bir daha düşünebilirsin.

https://en.wikipedia.org/wiki/Degaussing

Uyduran

Ben az önce ne dedim
Morun ve lacivertin sarıya tahakkümünden ve üstünlüğünden (ve onların ayrı şeyler olduğundan) ve morsal bir alemde işlerin başka olacağından ve ayrıca lacivertin sarıyı yediğinden ya da isterse yiyebileceğinden felan bahsediyorsun

Felsefe?

Soran

Bana dost kavramını felsefî olarak açabilir misin? Bilimsel dayanaklar arayarak bunu yapman yerinde olur. Çünkü bir armutla yada taşla kurabileceğin "dostluğu" açıklamak zorunda kalırsın.

Uyduran

Armutla taş kavramını anlamış değilsin
Buradan bakınca o metni okumadığın da ya da üzerinde pek durmadığında nazikçe anlaşılıyor ve gözüküyor
Aklınca laf sokuyorsun ama lafım orda kendi yerinde ve ağırlığında duruyor olacak
Bilimsel kavramı da oldukça karmaşık hatta öznel bir kavram gibi duruyor
Bilimi en son neye yaslayabilirsin?
Bilimin kendsi dayanağı (insan ya da) gözlem veren evren ve ben öznesi ya da insan bütünü ya da bu ikisi arasındaki ilişik ve çelişki olarak sınıflanıyor
Ya da daha iyi yaşama bilgisi ve bilimi
Felsefe bu ikisinin her ikisini yapmıyor mu? Bence yapıyor
Benim bilimsel anlayışım şu. İşe yararsa kullan onu işe yaramazsa at gitsin
Beni kendimi ispata sınamaya bgötürüyorsun kendince sanırım
Ben de bir şey dedim. Buraya kişisel bilgi ölçeğine, ölçmeye, kendimi ölçtürmeye, yarışmaya çekişmeye de gelmedik
Sana şunu söyleyeyim mi? Geçmişte yaptığım gibi kötü ve darmadağın ya da kendiyle çelişik cümleler yazabilirim ve verebilirim
Yenik ve sönük bir tartışmacı ya da birşey anlamayan biri gibi görünebilir ve burdan gidip 3 ay sonra çok şey biliyormuş gibi yeniden yeni bir şeyle gelebilirim
Atak bir tartışmacı gibi yazabilirim
Laf oyalıyoruz burda sadece top çeviriyor gibiyiz ve ben kendi kaleme gol atabilirim bunu çok yaptım

Dost dost demektir bunu uzatmaya ve ne anlattığımı açmaya gerek yok
Anlatığım yerinde ağır. Taş vurduğu yerde...

(Burada biri Ali ata bak yazıp bizimle dalga geçiyor. Adam haklı olabilir beyler ne yaptığımızı biz de bilmiyoruz Sorun şu ki sakin kalabiliyoruz. İlk an da bir tepki oluşsa da 6 yıl sonra bunu başarmış gibiyiz. ...)

Soran


Senin bakışında dostlar ve dostlukların önemi çok büyük bunu anlıyorum. Bende de benzer arayışlar var bu söylediklerin bana da çok uzak değil bunu kabul ediyorum fakat sen dost derken gerçekte ne anlatmaya çalışıyorsun. Dostunda aradığın ne gibi özellikler var? Örneğin dostunun nasıl bir diyalektiğe sahip olmasını arzu edersin?

Uyduran

Dostluk denilen kavramı vurguladık çünkü ontolojik aynısallık. Teolojik düşünceler ayrılık eker. Sen sensin ve özelsin eker. Birini diğerine seçer. Dostluk kavramı bunların zıttı olarak önerildi. Tanrının seçtikleri özelleri, melekleri ve yükseltip koruyup kolladıkları vardır.
Herkes özel seçkin olmaya Tanrının /Tanrısının gözüne girmeye onun seçkini ve gözdesi olmaya çabalar...

Dostluk dediğim bunun tam zıttındaki şey

Hayır teolojik kardeşliğin ve ortaklığın /ortaklaşalığın (bir başa/başkana bakmanın) tersi (antisi ya da diyalektiği) olarak (herkese bakış ve dönme olarak) dostluk.
Dostluk kavramına sıkıştırılan anlam bir zincirden boşanma gibi...

Teolojik bir başkana bakma tersi
Ontolojinin başkanı yok teolojinin olabilir
Teoloji (ya da teolojik benmerkezcilik) tek merkezden emir ve komut almadır idaredir. Teoloji idare itaat-kontrol ve atalettir, sönüklüktür .
Varlıkta bir yerde merkez yok. Merkez ve merkezler başvarlığı da yok. Her yer herşey merkez
Merkez çoktur, merkez heryerdir ve heryededir. merkez yoktur. Herkes herşey merkez

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 07-02-2019, 15:13
karakedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
karakedi karakedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Nov 2018
Mesajlar: 690
Standart

sayın uydurtu. yazılarınızı okumak istiyorum ama çok uzunlar yüklemleri sürekli olarak 2 defa kullandığınızı fark ettim. ilk yazılarınızda çok fazla kelime türetme yapmışsınız. bilişsellik, bilgisellik, bilişgesellik, bilgileşmesellik vs gibi. bunlar fikirlerinizi anlamayı zorlaştırıyor. bazen insanlar anlaşılamamaktan şikayet ediyor. bazen de insanların "anlaşılamamak"ın arkasına sığındığını düşünüyorum. karmaşık yazmak, yoğun şekilde imge kullanmak bazen işin kolayına kaçmak gibi olabiliyor. halbuki sade yazmak çok zordur. kaçacak yeriniz kalmaz, ağzınızdan çıkan her söz anlaşılma potansiyeli taşır. o zaman fikirlerinizin de değerlendirmesi daha kolay yapılabilir. her şeyden önce insanın bir amacı olmalı. yazının başını okuyan amacı anlamalı, sonunda da ümide kapılmalı. yoksa yazmak bireysel bir faaliyet olarak kalıyor.

ben isterim ki
eğilsin dallar bereketten
ama insanoğlu başını eğmesin
utançtan yada güçsüzlükten
her şey eğilsin insanın önünde
ama insan, insana tutsak olmasın
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 07-02-2019, 17:05
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

karakedi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sayın uydurtu. yazılarınızı okumak istiyorum ama çok uzunlar yüklemleri sürekli olarak 2 defa kullandığınızı fark ettim. ilk yazılarınızda çok fazla kelime türetme yapmışsınız. bilişsellik, bilgisellik, bilişgesellik, bilgileşmesellik vs gibi. bunlar fikirlerinizi anlamayı zorlaştırıyor. bazen insanlar anlaşılamamaktan şikayet ediyor. bazen de insanların "anlaşılamamak"ın arkasına sığındığını düşünüyorum. karmaşık yazmak, yoğun şekilde imge kullanmak bazen işin kolayına kaçmak gibi olabiliyor. halbuki sade yazmak çok zordur. kaçacak yeriniz kalmaz, ağzınızdan çıkan her söz anlaşılma potansiyeli taşır. o zaman fikirlerinizin de değerlendirmesi daha kolay yapılabilir. her şeyden önce insanın bir amacı olmalı. yazının başını okuyan amacı anlamalı, sonunda da ümide kapılmalı. yoksa yazmak bireysel bir faaliyet olarak kalıyor.
Bazen onu demek istediğinden emin olamıyorsun
Bazen onu mu demek, bunu mu demek istediğinden hiç emin olamıyorsun
Bazen de öylemi söylemeli, böylemi çelişmesi yaşanıyor
Bazense tam ne hissettiğinden ve onun en doğru anlatımından emin olunmuyor
Bazen aslında ne olduğu çözümlenemiyor
İşte orada kelimeler birbirine karışıveriyor
Umarım bunu bir gün yaşamazdınız

Bu eleştiriyi daha önce almıştım
bu doğal bir tavır
engellenmeyen ya da kendinden gelişip olan bir şey
O an ki duygusal tutumumu yansıtıyor

karmaşık yazıyor ya da imge kullanıyor değilim tam aksine anlamı ya da onun gücünü arayıp keşfetmek ve söylediğinden tam emin olmak, arkada bir anlam boşluğu bırakmamak ya da en dürüstçe söylemek
bunlar üzerine yoğunlaşmış bir çaba

söyledikleriniz anlıyor gibiyim ancak bu kopuk bağsızlığın kendi içinde nedenleri olmalı
Bazen onu demek istediğinden emin olamıyorsun

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 07-02-2019, 18:39
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Grup örgütleyemeyenler başkan örgütlerler

Grup, grupluluk, grupsal kimlik ve ortak çıkarlar örgütleyemenler (ve böyle örgütlenemeyenler) başa bakar ve başkana akar..tabi olur.tebaa olur...

Ya da gruplaşamayan birleşemeyen ve örgütlenemeyenler lider seçerler..ya da henüz hazır bir liderin kontrolünr girer...

Sonra ortak çıkarlar bu lider üzerinden bölüşülemeyince ikinci liderler örgütlerler.
Farklı grupların farklı liderleri ekseninde gruplaşırlar ve çatışırlar.
Bunların lidersel sorunları vardır ya da lidere havale edilmiş bir sürü de işi. Başka sorunları yok ve tek işleri lider ve yönetici seçimidir..

Özgür fikir örgütleyemen ve üretemeyen hazır fikir satın alır ya da sürü fikri benimser..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 27-02-2019, 09:27
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

-Dış Alıntı-Getirti

X - Soran Diyor ki
İnsanlar zaman içinde değişir. Kişilik derinden sarsılabilir. Deneyimler biz değiliz. Peki genlerimizdeki kusur ve yetenekler biz miyiz gerçekten ? Yoksa zamanın getirdiği seçimler mi biziz ? Seçenekleri seçemiyoruz. Gelecekte DNA mız yeteneklerimiz ile ilgili tüm gerçekleri ortaya koyarsa felsefe bu problemi aşabilir mi ? BİZ KİMİZ ?!!
X - Soran Diyor ki
felsefe bu problemi aşabilir mi ?
sorusu hariç denilenleri anlayabiliyorum

X - Soran Diyor ki
BİZ KİMİZ ?!!
Bu soruyu da

X - Soran Diyor ki
Gelecekte DNA mız yeteneklerimiz ile ilgili tüm gerçekleri ortaya koyarsa!
??
Bu soruyla çeliştik. Bir şeyler yazmak istesem de uygun cümleleri bulamamış hissettim..

X - Soran Diyor ki
felsefe bu problemi aşabilir mi ?
Belirtilen -genel- sorunların bir kaç tık daha aşılmış -geniş- biçimi burdan gözüküyor onu söyleyebiliriz

Peki belirtilen durumun/sorunun bizdeki genişlemiş biçimini vereyim seze.

Bilinç ve form yani maddenin genişletilmiş bir ilke olarak tam eşit ve aynı form olduğunu düşünelim. Herşeye yayılan...
Onun bölümlemeleri (görünümleri) olarak Var/Varlık

Soruyu anladığıma emin olabilirsiniz
Bu konu üzerinde durup düşündüğüme
Ve bir çok kişinin de bunu yaptığına emin olabilirsiniz/olabiliriz..

Bizler renk form kuşakları ve katmanları gibi bir varlaştırma/indirgeme ya da Doğu Metodolojisi gibi bir bilişsellik kullanıyoruz. Tüm Olanın görünümlemeleri olarak Varlık ve Varlıklar...
Yani genetik denen bize göre tamamen yapay, geçici ve eğreti bir kavram ve yorum. Daha ileri gidersek bilinçte bir sınırlamadan ibaret.. Benin ben olması, sizin siz olmanız.. Bunlarda öyle...
Bizce daha geniş bir bilgi tabanı referans alınıyor ve iletişim güçlüğü denilen var...

X - Soran Diyor ki
BİZ KİMİZ ?!!
Sorusuna verilebilecek bir yanıtta şudur.

Bir Taş'ın ya da Kaplumbağa'nın Doğa'ya ya da Olan'a tam bir aidiyet/bütünlük ve birliktelik (deneyimlediğini) hissi/duyduğunu taşıdığını önerelim. Onu bölmeyiz.
Öyle (yukarıdaki gibi) değilse de nesnel bir önerme benzetme ya da referans (sentese ve bilişe götürme) cümlesi olarak bu cümleyi verelim/alalım.
Nesnel olana bakın bunu bilişselleştirin.
İnsanı, alan içinde hareket eden bir alan parçasına benzetmiştik.... Örneğin bu örnekte bilinç/biliş ya da kendini farkındalığı deneni denileni bir ağırlık gibi ya da maddenin/nesnenin kendi iç ısısı/rengi tonu gibi kendine dair düşünün ve ayırmayın
Küre/daire içinde kendini hareket ettiren bir kare/daire ikinci bir alan düşünün. Onu kendiniz olarak tanımlayın tüm sorunlar geçer,
Burdan genetik tanımı çıkıyor mu?
Neye dayandırabiliriz_?

Kaplumbağayı doğadan ayırmazsın. Ağacı sıradan materyal olarak maddeleştirirsin. Orman dediğinde bu bütünlüğü bölmezsin ve bir bütünlük görürsün. İnsanın teolojk ön-referansın kıldığı bilgisel (ya da bilişsel) engelleri var .
Doğal taban nesnel taban gözleme uygulanmalı..

Nesne-l olanla kendinizi örtüştürün tüm soru-nlarınız buharlaşır. Bilinecek bir şey de kalmaz. "Olmak" kalıyor geri. Zorunlu olmak.. Başka bir şey yok.
Biz "Olmak" ız ya da "Olan"lar.. Tüm cevap bu...
Şu ya da bu olmak değil de Olan olmak. Ne oluyorsa ve neyse-n o olmak. Olanın olduğu gibi olması..
Olduğu gibi/Olduğu şey olanız/olanlarız...
Olmakta olanlarız. Sonsuz...

Bakın burda bir içerik yazdım. LİNK

https://turandursun.com/forumlar/show...&postcount=215

bu tam bir cevaptır

Uydurtu Diyor ki

Bildiğin, sıradan dümdüz "adi"/"bayağı" varlıklarız. Adi varlıklardanız..

Kim ve ney olmak istiyorsan o'sun. Herkes.. Herşey ya da hiçbir şey/kimse


"Ne kadar hiçbir şey (hiç) ve hiçkimseysek bir o kadar da o herbirşey ve herşey ve herkesiz. Eşit..."
---------

Ya da şöyle:
Kimi öznel taban kullanır kendini özne nesne olarak bölümler ve sınırlı tek nesne olarak işaretler..
Kimi teolojik taban kullanır ve kendi ruh ve madde, madde ve bilinç ayrımı ve ya da bunların bileşimi/kaynaşımı olarak işaretler
Kimi de kendini fizik genetik taban ve tek bir kişiye ait tek bir beden ve onun maddesi ve yeri biçimi olarak işaretliyor.
Kimi Varlık taban, filozofik felsefi taban kullanır.
Yani kişi kendini genetik ya da fizik yapı ve beden denilenle neredeyse tam örtüştürüyor. Dış olanla, tüm bilinç ve bilinçlilikle ya da doğayla/olanla bağları arıyor soruyor

Felsefe Varlık adında herşeyi/olanı kapsar ya da bütünler.
Olanı, Varlıklar ve insanlar diye bölmez sanırım .
Ya da bunu yaparsa indirgenmiş ya da bölümlenmiş Varlık biçimleri mi deniyor..
Bölerse de belli bir metolodoji ve çözüm dahilinde ya da inceleme dahilinde yapar.
Felsefe de bu düşünce sürecini (süreçlerini) zaten siz yürütürsünüz.
A varlığı ve B varlığı gibi bir bölümleme uygulandığında aynı bölümleme tabanını kullanıyor.
Bütüne ya da Olan'a dair görünümlenmeler olmak gibi bir bilişten ilerliyoruz..
Felseye girişildiğünde sanırım A varlığı ve A dan ayrı olan B varlığı gibi bölümlemeler hatalı olabilir...ya da adı üstünde bölümlemedir/indirgemedir...
Yani felsefeye girildiğinde
Varlık adında kapsananda Ruh/Bilinç, Madde, Genetik gibi ikilikler ve bölümlemeler de üretmeye gerek kalmıyordur sanıyorum..
Bura bilim oluyor...
Felsefe de cevapları olmalı. Öyle düşünüyorum

Ortak bilgisel bilişsel taban kullanmıyoruz. Ortalıkta en az 3 tane bilgisel referans tabanı var ve bunların çatışması var. Örtüşmemesi sorunu var.

Felsefe genetiği aşabilir mi sorusunu bu Avatar filmindeki Avatar kullanıcısı Avatarın genetiğini aşması problemi ile yanyana getirdim
Bir şey çıkaramadım..

Avatar geçici.. Bizler dönüşüme yani doğum ve ölüme uğrayan (geçen geçişen) ya da yansıyan varlıklarız

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 28-02-2019, 13:34
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Yukarıdaki ekin uzantısıdır

X Soran Diyor ki
ve sonuçta bilim doğaüstü bir şey bulamıyor.. metodolojisi bir çok şeyi açıklama kudretine sahip..bilim genlerimizle oynayacak seviyeye geldi..bunu doğanın yasalarını çözümleyip yapıyor..bunlar az şeyler değil. bilimin doğaüstü bir ize rastlamadığını söylemesi de öyle küçümsenecek bir şey değil. (herşeye rağmen elbet doğaüstü birşeyler veya şuan hayalimizden bile geçemeyecek şeyler olabilir bununda farkında olarak yazıyorum bu satırları. ve tekrarlıyorum bilimin doğaüstü birşeylerin izine rastlamaması küçümsenecek bir şey değil)


CEVAP/CEVABEN:


"YANALLIK; YAN YANALIK VE YANAL GERÇEKLİK TEORİSİ"

Sonuçta kim olduğumuzu bilebilir miyiz? bilebilmek mümkün mü_? dendi?
Felsefe bir şeyler biliyor mu? yapıyor mu? oluyor mu? denildi
Biz de dedik ki; felsefe sorunu genişletiyor ve görüş ve çözüme dair perspektif genişliyor dedik..

"Kim" ve "ne" olmak öznel ve nesnel indirgemelerdir.
dedik
Özne ve nesne olanın kendini tanımlamasıdır,tanımıdır ve kendine bakışıdır zaten
dedik

"Kim"lik ve "kim olmak" kendi tanımsız
Varlıkta Varlıktan Varlık olmak sonucunu verecek, Olmak sonucunu verecek
Olanın olması ya da bunun farkında olunması bunu üretiyor.

Özne nesne ayrımı kalmadığında genellemeler oluşur
Ancak; özne bölümlenmiş varlık indirgemeleridir/bölümleridir (görünümlenmeleridir) ve bölüm olarak özne bütünün kendidir kendini/nesnesini (tamamını) içerir

(Subjektif limlitlemeler (indirgeme ya da bölümlemeler) olmaksızın varlık kendini tanımlayamaz, içeremez, bilemez. Teklik ve Saltlık ; bölünmemişlik belirtir.. İndirgemelerle kendini belirler ya da bize bilinçte böyle yansır.)

Bölümlenmiş (ya da indirgenmiş) varlık/nesne görünüm biçimleri olarak özne...

Öznel ve nesnel genellemeler, ayrımlar ve indirgemeler farkı var dedik
ve
Subjektiviteden sıyrılındığında bu sorunlar aşılıyor kalmıyor
dedik

Doğastü şeyler nesnel alana beri çekildiğinde pek-te doğaüstü değiller
Bize benziyorlar ...... dedik... Üst alt gibi kavramlar belirlemeler ve yapay dedik. Dikey değil Yatay Düşey de bir düzlem kurun bakalım neler oluyor...
Düşeyi yatay düşünün bakalım neler oluyor.. Dikey varlık yok. Varlık yukarı yükselmiyor gökyüzün de son yok üst yok.. Yana da genişliyor...

Öznelçekim Nesnelçekim ayrımını öneriyoruz...

Nesnel indirgemeler de fark kalmıyor.

Bilim bilmektir...

Üst, Üstün ve Yüksek Özne/Özneler kavramından beri sıyrılmalısınız çünkü Üstün Nesne yok olmayacak...
Aynı nesnel öznel taban
Üstün olmayan Nesne diğerinden üstün Özne üretemez. Tüm bunlar bilinçte sanılardır...
Basit düşünsel filozofik hatalardır ve subjel/öznel bakıştır ve buna dair basit yanılgamalardır...
Tanrısal ya da ileri varlıklar olsa bile bize/bizden üstün değiller altın değiller. Yüksek değil alçak değil bizden
Aynı nesnel ya da öznel (birleşim) tabana dayanır indirgeniriz.
Biz yok demiyoruz,

Düşünsenize; ormanda yaşayan böcekler/varlıklar bizden/bizlerden doğaüstü varlıklar olarak sözediyor
Sence biz doğaüstü müyüz? ya da bu tanım geliştirilmeli... Filozofiden sözediyoruz biz...

Nesnel taban kullanıldığında doğaüstü doğaaltı gibi bir işaretlemeler sadece ikinci kat, üçüncü kat/katman gibi işaretlemeler olur
ya da sarıdan maviye, yeşile, kızıla ton geçişi ayrımı farkı gibi olur...
Düşey değil Yatay bir dairede bölümlemeler oluşturun içiçe daire ve bölümlemeler oluşturun bakın ..kendiniz bakın....

Alt doğa ve tıpkı alt doğa gibi üst doğa var diyebiliriz ancak bu bir şey ifade etmeyecek. Bizler çeşitlemeler oluruz ve bütün bir renk kuşağında dair tüm formlar oluruz.. Renk kuşağından sözetmeliyiz...
Hatta yan ve paralel doğa demek zorunda kalacağız
Teolojik taban ve referansları bırakın anlaşabiliriz...

Bilimin önce felsefe, nesnel felsefe ve bilişsellik öğrenmesi gerekiyor...

Eski bir dinozor/Kalemşör şöyle diyor:
Üstün özne aramayı bırakın evladım.
Üstün Nesne de yok...

Kim olduğumu değil sen olduğumu biliyorum evladım diyor o...
---

Doğaüstü demek paralel oluşlar (yanal) varlıklar (ya da alternatif realiteler) demektir, bu kadar.. Başka bir anlamı olmayacaktır..
Üstün Özne yok...
Bu savaş bitsin
Çok yorgunuz...

Anlamadım diyene ben anlatacağım ..Benim anladığımın aynını anlayacak. Aynını anlayana kadar ben durmadan anlatacağım..

Sonuçta yandoğa, paralel yan doğa ve doğayanı varlıklar kavramını bilişini öneriyoruzdur
Üst doğalılar değil yan doğalılar
Yan ve paralel komşular ve biliciler

Felsefe tarihi kopmuştur burdan duyrulur....

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 15-03-2019, 13:42
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

Şimdi bizler doğuluyuz (ya da uzaklıyız) öyle hissediyoruz. Oturan Boğa Kargalarla Kartallar bir olmaz demiş.
Bizlerin Batılıları yeniyetme genç ve çocuklar olarak gördüğü onların kültür, bilim, sanat ve müziklerini hatta felsefelerini de böyle ele aldığımız sanırım doğrudur.
Şimdi siz kimsiniz/kimdiniz ne ürettiniz deniyor.
Kimilerinin isimleri yok
Kimilerinin okulları kimilerinin bedenleri yakıldı
Kimilerinin sözleri yok
Kimilerinin sözleri yakıldı
Kimi bir kaç şiir dostluk ve öğrenimden, gözlemden başka bir şey bırakmadı

Tarihe gazuk çakmaya da şan çakmaya da gelmedük

Avcuyla av arusuna delüsü girermiş

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 18-03-2019, 14:46
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart

İdealizm kavramı şu demek
Ben tikelim
Ben özelim
Ben tikel olarak kendimim ve özelim..
Tikel olarak kendime dair kendiyim
Tikel olup tikel kalıp hala kendiyim
.
Ben kendim tikelim
Ben kendim (kendimden) özneyim
Ben özel özneyim
Ben bap-bağımsız (olana bitene ilişiksiz; bunun dışında bir) öznel idealim.
Kendime dairim ve aidim.
Diğerleriyle (diğer herşeyle olabildğine) bağsızım
Ben kendime dair (bütün/tek) varoluştan soyulmuş koparılmış (biçimde) bapbağımsız (dışrak ve hatta üstün; varoluşun nesnenin üstünde/dışında) özneyim, idealim..
Demektir..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 28-03-2019, 04:32
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart "OLUŞSALLIK" ; "BEN/BİZ OLUŞSALLIK"

(İkinci kez veriyorsam kusura bakılmasın. İşine gelmeyen okumasın.)

"OLUŞSALLIK" ; "BEN/BİZ OLUŞSALLIK"


ÇÖZÜMLEMELER
OLUŞSALLIK'A DAİR -TUTUM VE İSTENÇ- VE DÜŞÜNCE GÖSTERGELERİNİN ÇÖZÜMLENMESİ VE (DİLSEL) AÇIMLARI


SAHİPLİK VE BEN AİTLİK ("BEN BANA AİTLİK" VE "BEN BANA SAHİPLİK"; "BEN TEK BANA AİTLİK" VE "BEN TEK BANA SAHİPLİK") KAVRAMLARININ -DERİN- -İÇTEN- İSTENÇ, SONUÇ, ÇÖZÜMLENMESİ; VE AYIKLANMASI

Ben olanım /tüm olanın içinde varolanım. Kendimlik duyuyorum. Kendi olan parçayım. (Bütündenim. Bütünden) Yadsıyamam.
Ben benim diyorum değil mi? (Ben tek kendimim)
"Ben olanım" diyorum yani varolanım. "Olan"
ve olan; olmakta olan benim.. şimdiyim...
yadsımam.

Ama tüm bütüne (diğere) dairim (ve bağım-bağlıyım). Herşey içiçe
Dair olmak beni ney yapar ya da kılar?
Ait mi_?
Sahip mi?

(Ben kendime ve birşeylere sahibim. Onların bunların sahibiyim demiyor muyum? Çocukların bile biz sahibiyiz nasıl oluyor/olacak o iş?)
Hatta tüm herşeye ait olmaya değil sahip olmaya çalışıyorum.

Sahip olmay ıait olmayal dengelersek ve kıyaslarsak en olur?
(Sahip olmaya çabaladığın kadar eşit) Ait olmaya da çalışırsam?
Ait (dair ve dahil) olmaya da çalışırsam ya da istenç bunu sağlarsa?
Düşünce bunu kendine uygularsa ya da bunu düşünceye uygularsak ne olurdu?

Kendime ya da varoluşa (tüm varolana, tüm olanlara) aitlik duyuyorum

PASAJ; ÖNERMELER VE YAZILTILAR

Kendime ya da varoluşa (tüm varolana, tüm olanlara) aitlik (ya da dairlik) duyuyorum.
Aitlik duyuyoruz
Çünkü aidiz bak çözümlendi::.

Kendime aitlik ve sahiplik (kendim üzerimde hak sahipliği ve kontrol iddia ve ilan ediyor muyum? etmiyor muyum?
Ya başkaları ve başka/diğer şeyler üzerinde?

Herşey ortak kullanımda. Tüm herşey tüm-varoluşun. Ben dahil.
Nesneyse ortak nesnellik kendinin sahibi ya da değil. Ortada boş sahipsiz düşünelim...

Sahiplik kadar aitlik diyalektik
Sahibiyet kadar geri aidiyet .bölüşüm
Ne sahibim ne ait
Hem sahibim hem ait
diyalektik

İkisi de birbirinin sahibi. Ben ve varoluş, tüm varolan ,
Herşeye ortak sahibiz. Herkes herkeye ortak sahip ve ait.
Madde kendien sahip ve ait
Nesne kendien sahip ve ait. Ama nesne herşey
Özneye kim sahip özne varsa?
Özne ne?
Be ndiye kim? Ben diyenleri görelim. Gözstersi nekndini bana/bize hadi...
Nasnelliğin bir bölümünü işaret ederek ve işaretleyerek ben demekte olur.
Ora onun mu? Tüm nesnenin ve evrenin mi? _Hadi açıklasın
Hadi felsefe yok diyorlar açıklasın kendini bana

Varoluş'ta benim sahibim. diğerleri de .. Dieğr herşeye de benim sahibim ve diğer herşeye de aidim. Dengeli kip.
Tüm varolanın sahibiyim ve aidiyim. Dengeli kip.

Tek bir madde mi, atomumu kovalamaya çalış. Evrenin her yerinde ve her yerinden gelip gidiyor. Ben sürekli değişiyorum, akıyorum.
Yanılıyorsam düzelt, doğrusunu söye. Objektif ol.

Kendime ya da varoluşa (tüm varolana, tüm olanlara) aitlik/bağlılık duyuyorum.

Kendime ya da varoluşa (tüm varolana, tüm olanlara) aitlik/bağlılık ve beraberlik duyuyorum /istençliyorum.

Herkes herşey benim sahibim. Tek kendim değil. Ben kendimin tek sahibi değilim. Ya hiç bir şeyi ya herşeyin sahibiyim. Ya hiçbir şeye/hiçkimseye ya herşeye ve herkese aidim.

Felsefenin bütünü bu....

Herkes herşey benim sahibim/aidim. Tek kendim değil
Hem herşeye sahibim, hem herşeye de aidim.

Burada materyalizm, burada sosyal sosyalizm de eğer istenirse tam var

Tek kendime ait sahip değilim.
Tam materyalizm

Tek kendime özne değilim. Tek kendimin öznesi? Herşeyin tüm olanın öznesiyim. gözlemcisiyim de aynı zamanda...
Matematiksel kipleri matematiksel inceleyelim derim.

Ben tüm konunun, olanın öznesiyim. içeriğiyim

---
Benim kendi başıma bir özne olduğumu yadsı
Tüm varoluşun bir üyesiyim
Beni kendim kadar da bu oluşsallık ve onun içeriği organize ediyor
Beni toplum organize ediyor. Beni olan oldurdu.
Beni evren aitleniyor. Aitlenmiyor mu?
Beni varlı kaitleniyor. Aitlenmiyor mu?
Bunlar beni ben yapıyor ve beni ortaya koyuyor.
Diğer şeyler ya da evren ve onun oluşu (varoluşu) farketmez
Ben bunlara bağlı olarak ben oldum. Bunların içinde...

NEDENSELLİK ZİNCİRİ (KIRILACAK BİR PRANGA )

(Başsallık Başlangıçsallıkta öyle)

Bak evren oluştuysa;
Ben onun içinde oluştum. Ona bağlı oluştum.
Ben evrenin oluşumuna bağlıyım ve "beni" evren ya da onu oluşturan koşullar oluşturdu.
Ben ben değilim yine, evrenin bir bölümüyüm ben
ya da evrenin oluşturuğuyum derim.
Evrenin oluşturduğu şeyim derim.

Bak
Evren Beni İçinde etti ya da içinde oldum... ona bağlı.
Duyuşum bu değil ya da örtüşmüyor... Ben benim diyorum...

Evrenin içeriği ve parçası ve azasıyım. Evrenin bütününe aidim soyutlandı burdan
Beni evren oluşturdu ya da evrenin oluşumu beni kıldı derim, demeye varırım

Nedensellik beni ne yapar? Nedene, ona bağımlı kılar
Kendim yapmaz o yapar. Onun uzantısı ve içeriği yapmaz mı?
ilk nedensellik?_ var mı? ilke var mı?

Nedensellik çözümü şu
Nedensellik sonuçsallık
İlksellik sonsallık
eşit

Bunlar sadece karşıtlar/karşıtlıklar, soyutlamalar, adlandırmalar ya da kavramlardır. Bunlar zihinsel gereçlerdir. Materyal(araç gereç) takımı
Zihnin materyalleri yani araç gereçleri bunlar.

Neden varsa sonuç var. Onun önünde neden var. İlk neden var ya da yok .bu.
İlk neden varsa? Ya yoksa?
İlk neden yoksa nedensellik çöpte
Başlama yoksa nedensellik çöpte

Oluşsallık, hareketsellik, dönüşsellik, döngüsellik, dönengesellik ve çevrimsellik vb. deriz
İlk neden temellenemez-indirgenemez ..yolsuz yol

Neden varsa
Öncü var.. Öncü varsa ben ona bağlıyım
Ama neden varsa sonuç var, bağlam var kavram var bağım var.
Bağımlı kavram ayrılamaz

Nedensellik bir yasa değilse bile olanın/yasaları ve dayanışması
Öylesellik
Ne olursa o'sallaık ve ne oluyorsa o
Ne oluyorsa o sallık
Bir yasa

Olanın kendi organize oluşu beni ben yapıyor.
Nasıl bir taşı bölemiyorum kendimi bölemem

---

Ben bana aidim. Ben tek bana aidim.
Ben bana sahibim ve ben tek bana sahibim?
Kim?
Sen kimsin?
Ney?

Nesnel maddi taban önerenler; tekleyenler

Benim nesnem benim nesneme ait
Benim nesnem buradaki nesne bölümüne ait
Buradaki nesne bölümü buradaki nesne bölümüne ait

Ben nesneyim
Ben nesnelim
Ben nesneme aidim ve öznelim

--

(Nesne ve) Nesnel olan herşeydir.
(Özne ve) Öznel olan benim..

Bunun üzerine bilim koymayın/koymayalım. derim...

(Benim nesnem belirtmesini bir okur musun?_
Bunu düşünmek ister misin? Nerden senin oluyor muş?
Ben olanın nesnesini nesnelini de bir düşün sonra görüşelim istersen...)

(Biz mi bedene sahibiz, Beden mi bize sahip?
ya da biz mi evrene ve olanlara sahibiz evren ve olmak mı bize sahip?)

Benim dedirtene istenç diyoruz.

--

Özetle ve çok çok özetle;

Nesnellik ve objektivite geliştirmekten ve bundan sonra ben kavramının ve nesnel algının bilginin bozunumundan değişiminden sözediyoruz..

Kendini tüm varlığa genellemek ister miydin?
Öznel mi kalmak istersin? Olmak isterdin?
Tek ayrım bu.. yöntem
Özel mi kalmak istersin?
Başka bir genel yok

--

Doğum ve ölüm bana dair değil. Ben doğum ve ölümün sahibi değilim. Varlığımın sahibi değilim. Doğum ve ölüm benim dışımdadır.
Doğum ve ölüm benim dışımda nedenlerdir-oluşlardır, genel oluşlardır. Devinin bir parçası. Beni bağlamaz.
Doğduğumu hatırlamadığım gibi öldüğümü de hatırlamayacağım.

Varlık doğmadı o halde bitmedi ve ölmedi. İlk kez de yapılmadı.
Ben genel varlığım...

Nesnel ölüm yok çünkü nesnel başlangıç yok.
Nesne tabanında bunlar sadce hareket, değişim. Aslında nesne tabanında ne var iyi düşün..

Nesne tabanında sen sen misin? Seni sen yapan ney? Kendin misin?
O halde nasıl bir sahiplik ilan edeceksin?

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 28-03-2019, 14:09
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.067
Standart Evrenlerin doğumu ve ölümü üzerine 2

(( Evrenlerin doğumu ve ölümü üzerine 1'in (iç-link) uzantısıdır..))

Şunu yıllaryılı tartışmayı denedik. Şu an bilim adında yapılan sınırlama, dayatma ve tartışmaların bazılarının Ortaçağ karanlığından pek farkı yok
Bana sorarsak modern bilimin kendi çok net olarak engisizyonu temsil ediyor ve engisizyon işlevi de görüyor.. Buralarda konuşmamıza ve konuşacaklarımıza kadar karışıp sınırlıyor. Biz bununla yıllarca boğuşup heba olduk. Bari başkaları olmasın.

Varlık meydana gelemez. Yoktan oluşmamıştır. Zamanla gelişmemiştir. Değişmemiştir. Bunlar hareketler ve devinimler. Evrim dahil. Sonsuz ve öncesizdir. Tersini konuşmak su bulandırır. Daha bunu örter zaten.

(Hiç gibi, önce gibi, başlama gibi bir durum bellirterek) Evrim konuşmak, konuşlamak gerçekten ya aptalca ya çocuklara göre bir iştir. Evrenin başlangıcından sözetmekte öyle..
Ontolojik süreçsel bir evrim yoktur. Olamaz da. Çünkü köken ya da başlama yok, gelişme yok.. Varlıkla ilişkilendirilebilecek tek şey kuram sonsuz hareket, dalgalar döngüler, çevrimler gibi kuramlardır.
Evrim denilen algıya göre bir süreçtir. Öğrenme süreci..

Çekim sonsuzdur. Çekimi nasıl başlatabiliyorlar?. Bükebiliyorlar? Daha doğrusu herşeyi nasıl başlatabiliyorlar? Neden düşünemiyorlar ya da düşünmüyorlar?

Biz şunu diyoruz. Bir kürenin üzerine parmağınızı herhangi bir noktaya dokunun ve koyun. İşte ora; zaman, mekan ve evren, evrim ve varlık'ın hem başladığı hem biteceği yerdir.

Şu an evrendeki temel optik küredir. Küreyi hiza ve taban anlamalılar. matematik görseli ve tabanı olarakta. Başlangıç tanımlanamaz. Bunlar ne matematik ne de bilim değil. Çocuk edebiyatı serisi.....

Tüm iyiniyetimle açıklamayı deniyorum...

Nesnel bir algı da başlangıç ve zaman çerçevesi yoktur. Sen ben gibi bölümlemeler yoktur ya da yapaydır.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:12 .