Sevgili arkadaşlar,
Gezi Parkı direnişinin başlayışının 3-4-8. günlerinde biber gazı yedim. İlk gün önemsizdi, 4. gün "eh", 8. gün direkt beyaz bulutun içindeydim.
3. gün Beylikdüzü meydanda köpeğimle gezerken birde baktık çevikler meydanı sarmış, tomalar momalar, sağa sola tak tuk bir kaç biber gazı sıktılar. Meydanda panik oldu, bir grup insanı bizim apartmana soktum, limonlu - sütlü su ile yüzlerini gözlerini yıkadık. Benim hafif gözüm yandı, ama köpeğimiz perişan oldu. 2-3 gün kırmızı gözleriyle zombi gibi gezdi.
4. gün 3. gün gibiydi, biraz daha fazla gaz yedik. Beylikdüzü'ne gelen çevikler meydanı boşaltmak için gelmişler. Dayak - tutuklama yoktu, gazı atıp gittiler.
8. günde olaylarla ilgim yoktu, bir iş için gittiğim bölgede direniş vardı, önce arkamdan tıngır mıngır bir ses geldi, arkasından pıssss, hop, bulutun içindeydim. 2-3 saniye geçmeden etki etti haysiyetsiz.
Hafif nefes darlığım var, bu yüzden nefes almakta biraz sıkıntı çektim. 10 dakika gözümü açamadım, sağolsun direnişçi arkadaşlar ortalık yerde yarı kör kalakaldığımı farketmişler, elimden tutup nispeten gazsız bir yere çektiler, sütlü su ile yüzümü gözümü yıkadılar, sayelerinde kendime geldim. Direnişçi arkadaşlar beni bir kenara çekmeselerdi belki polis şiddetine maruz kalabilirdim.
Gözlerim 1 hafta kanlandı, sulandı, genzim yandı, midem berbat oldu, deride alerji-kaşıntı oldu. Eh, biber gazını damardan alınca oluyor böyle şeyler.
Güzel bir anıydı. Birbirini koruyan, kollayan insanlar arasında olmayı ne kadar özlemişim. Ben birbirini koruyan, kollayan insanlar arasında oldum; bu duygu ve güven dünyaya bedel, ölürsem gözüm arkada kalmayacak.
--/--
Biber gazının tadına bakmayan var mı ?
Sevgiler