Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #41  
Alt 04-12-2020, 20:43
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
Standart

Sevgili Ahlaksız,

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben Nietzsche gibi düşünüyorum;
Laik ve hukukun işlediği bir devlette yaşıyor olsak, adamın ve ailesinin can güvenliğinden emin olsak benim için de problem olmaz. Ne var ki, ne laik ne hukukun işlediği bir devlette yaşıyoruz. Bu devlet bu adamı korumaz, bu adamı öldürürler, hatta bizzat devlet bile öldürebilir.

Bu adamı korumak lazım, arka çıkmak lazım. Bu linçler en çok bizim gibilere uygulanıyor, biz bunun ne aşağılık bir şey olduğunu iyi biliriz, haliyle hiç kimsenin aynı muameleye maruz kalmasını istemeyiz, isteyemeyiz, istememeliyiz.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #42  
Alt 04-12-2020, 21:44
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Ahlaksız,

Laik ve hukukun işlediği bir devlette yaşıyor olsak, adamın ve ailesinin can güvenliğinden emin olsak benim için de problem olmaz. Ne var ki, ne laik ne hukukun işlediği bir devlette yaşıyoruz. Bu devlet bu adamı korumaz, bu adamı öldürürler, hatta bizzat devlet bile öldürebilir.

Bu adamı korumak lazım, arka çıkmak lazım. Bu linçler en çok bizim gibilere uygulanıyor, biz bunun ne aşağılık bir şey olduğunu iyi biliriz, haliyle hiç kimsenin aynı muameleye maruz kalmasını istemeyiz, isteyemeyiz, istememeliyiz.
Sevgili şüpheci dinsiz;Bir çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük nedir?Çocuğa var olmayan Allah ya da şeytan ya da cin gibi şeylerden söz etmektir.Öyle değil mi?
Bu Mustafa Öztürk bunu yapmıyor mu,yapmadı mı?
Hayatı boyunca çocuklara/gençlere hayaletlerden bahsedip,para kazanmadı mı?
Bugün Turan Dursun gibi dinsizliğini ilan etmedi ki,ben bu kişiye sahip çıkayım.
Müslüman bu kişi ve müslümanlara karşı Allah'ı eleştirmeye kalktı.Bir dinsiz olsaydı,müslümanlar umursamazdı bunu..Celal Şengör tv ekranında neler neler diyor ama linç filan edilmiyor.Çünkü müslüman değil.
Ateist bu,deli bu deyip geçiyorlar.Geneli böyle tabi.

Bu adam bir de ilahiyatçı.Müslümanların delirmesi çok normal.

Ölümsüz olduklarına inanan müslümanlara,bu müslümanların çocuklarına ders veren bir din adamı,'bu inançta bir sıkıntı var' dedi.Boğayla dalaşırsanız,boynuzu yersiniz.

Müslümanlar zaten biri bir şey dese de,saldırsak diye hazır bekliyorlar.Bir ilahiyatçı böyle bir şey derse,bunun olacağı belli.

Ben bir din adamının yanında yer alamam.Asla.
Bu kişi Dünya'nın en iyi insanı olsun,benim gözümde değersizdir.
Şöyle söyleyeyim.Müslüman Bahriye Üçok'un öldürülmesine de,dinsiz Turan Dursun'un öldürülmesine de üzüldüm/üzülüyorum.Bugün bilim ölülerin diriltilebileceğini keşfetse ve bir hakkım olsa,kimin diriltilmesini isterim?
Tabi ki Turan Dursun'un.Yani tarafım belli benim.
Dine,din adamına muhalif olan birisiyim sonuçta.Tutupta müslümanlar bir ilahiyatçıya küfür/tehdit etti,bu ilahiyatçının yanında yer alamam.
Alıntı ile Cevapla
  #43  
Alt 04-12-2020, 23:57
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mustafa Öztürk'ün inançlı biri olması veya kimliği benim açımdan önemli değil, hakim ideolojinin linçine maruz kalması önemli..
Adnan Oktar da hakim olanların lincine maruz kaldı!!
Ne yapmalıyız?
Alıntı ile Cevapla
  #44  
Alt 05-12-2020, 00:43
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
Standart

Sevgili ilahimasal,
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Adnan Oktar da hakim olanların lincine maruz kaldı!!
Ne yapmalıyız?
Adil bir hukuk düzeni içinde bunların hepsi çözülür.

Adnan Oktar örneğinde; iddiaya göre adam bir çok suça bulaşmış, kadınları zorla alıkoymuş, sex videoları çekmiş, şantaj yapmış, hakimleri satın almış. Bunlar doğruysa zaten çok ağır suçlardır, cezası neyse hükmü verilir. Ama linç edilmesine veya işlemediği suçlardan hüküm giymesine taraf olunamaz. Adnan Oktar ile hakim ideolojinin başındakilerin çıkarı bir yerde çakıştığı için adamı hapse attılar.

Bunu ergenekon-balyoz davalarında FETÖ'cü hakimlerle beraber ordu mensupları-aydınlar için de yapmışlardı, şimdi FETÖ'cüler dahil herkese yapıyorlar. Bunlardan önce İttihatçı-Kemalist hakimler bütün solculara-Kürt aydınlara aynı şeyi yapıyorlardı. Şimdi İttihatçı-Kemalistlerle şeriatçılar kolkola girdi, bütün solculara-Kürt aydınlara, kafasını kaldırana aynı şeyi yapıyorlar.

Bizden olmayanın canı cehenneme dersek onlardan fakımız kalmaz. Adalet denen şey hakim olanın köpeği olacaksa (Perinçek'in lafıdır) ona adalet denmez.

Martin Niemöller'in deyimiyle
  • Naziler komünistleri alırken sesimi çıkarmadım, evet, ben bir komünist değildim. Sosyal demokratları hapsettiklerinde sesimi çıkarmadım, evet, bir sosyal demokrat değildim. Sendikacıları almaya geldiklerinde sustum, evet, ben bir sendikacı değildim. Sıra Yahudilere ya da diğerlerine geldiğinde ise, ben zaten toplama kampındaydım.

--/--

Müslümanların özelinde; artık müslümanlığın basit bir inanç olduğunu ve inançların tartışılabilir bir şey olduğunu normalleştirmek, kabul ettirmek lazım. Böyle en ufak eleştiride ağzından köpükler saçarak cinayet fetvası vermeleri artık hakikaten tiksinti uyandırıyor.

Mustafa Öztürk özelinde; adamın konuşmaları genelde tutarlı, Adnan Oktar veya diğer ilahiyatçılarla karşılaştırılmayacak kadar (insan hakları vs. konularında) modern bir çizgide. İnancını kanıtlı ispatlı bir şeymiş gibi anlatmıyor, dayatmıyor, öyle de hissetmediğini düşünüyorum. Çok dindar bir ailenin çocuğu olarak yine de iyi mesafe katetmiş, bilim etiği açısından ilahiyatçıların geneline göre açık ara ilerde bir insan olarak kendisini yetiştirmiş. He deyip alayı gibi cebini de doldurabilirdi.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #45  
Alt 05-12-2020, 12:36
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Kadınları DÖVÜN nisa 34
Müşrikleri ÖLDÜRÜN tevbe 5
Müşrikler PİSLİKTİR tevbe 28
Kafirler KÖPEKTİR araf 176
Maymunlar AŞAĞILIKTIR bakara 65
Kadının ŞAHİTLİĞİNİ KABUL ETMEYİN bakara 282
Kadına MİRASTAN YARIM HİSSE VERİN nisa 11

Bunları biliyorsunuz ama hatırlatacağım.
Bu cümlelerin olduğu bir kitabı KUTSAL kabul edip,bu kitabı çocuklara/gençlere bir üniversitede öğreten birisi var karşımızda.!

Ayrıca sevgili şüpheci dinsiz,şu iki ayette önemli.Maide 101 ve 102.Burada alenen soru sormanın yasaklandığını görüyoruz.
Bu kitaba göre soru sormak,sorgulamak,araştırmak yasaktır;daha doğrusu günahtır/haramdır.
Bu ilahiyatçı gibiler,Kuran'ın Allah'ına karşı geliyorlar.Allah alenen müslümanlardan KUL/KÖLE olmalarını istiyorken,müslümanların Allah'ın vahyini/kitabını tartışmaları saçmadır.

Müslümanların tepkileri bu yüzdendir.Vahyi tartışamazsın,tartışmaya açamazsın.Müslümansan boyun eğeceksin,rükuya eğileceksin,secdeye varacaksın,senin işin bu.Sana kadar ulaşan nakli,sadece nakledeceksin.
İslam akıl dini değil ki,böyle vahiy/kuran hakkında ileri geri konuşulsun.İslam nakil dinidir.
Hadisleri,hatta müçtehitlerin ittifak ettikleri konuları(icma) bile tartışamazsınız.Ancak bir konuda,mesela Gazali'nin bir görüşünü eleştirebilirsiniz.Bunu da dikkatli bir şekilde yapmak zorundasınız.
İslam eleştiriye kapalıdır.

Biz bir müslüman ilahiyatçıyı,İslam'ı eleştirdiği için takdir edemeyiz ki.Bu kişi kendi dininin öğretisine karşı geliyor sadece.Mesela bu din 'domuz yemeyin' derken,bir müslüman domuz yerse,biz bu kişiyi dinine karşı geldiği için takdir mi etmeliyiz?
Mustafa Öztürk,kendi müntesibi olduğu dinine karşı gelmiştir,hepsi bu.Bu kişi ha domuz yemiş,ha Kuran'ı eleştirmiş,hiç önemli değil.
Kendi aralarında kavga ediyorlar,dinsiz kişileri ilgilendiren bir durum yok ortada.

Siz insanlık adı altında sahip çıkalım diyorsunuz,ben de insanlık adına boşverin diyorum.
Benim öldürülmemi açıkça yazan/emreden bir dinin pazarlamacısını kafaya takacak değilim.
Alıntı ile Cevapla
  #46  
Alt 06-12-2020, 13:03
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili ilahimasal,


Adil bir hukuk düzeni içinde bunların hepsi çözülür.

Adnan Oktar örneğinde; iddiaya göre adam bir çok suça bulaşmış, kadınları zorla alıkoymuş, sex videoları çekmiş, şantaj yapmış, hakimleri satın almış. Bunlar doğruysa zaten çok ağır suçlardır, cezası neyse hükmü verilir. Ama linç edilmesine veya işlemediği suçlardan hüküm giymesine taraf olunamaz. Adnan Oktar ile hakim ideolojinin başındakilerin çıkarı bir yerde çakıştığı için adamı hapse attılar.

Bunu ergenekon-balyoz davalarında FETÖ'cü hakimlerle beraber ordu mensupları-aydınlar için de yapmışlardı, şimdi FETÖ'cüler dahil herkese yapıyorlar. Bunlardan önce İttihatçı-Kemalist hakimler bütün solculara-Kürt aydınlara aynı şeyi yapıyorlardı. Şimdi İttihatçı-Kemalistlerle şeriatçılar kolkola girdi, bütün solculara-Kürt aydınlara, kafasını kaldırana aynı şeyi yapıyorlar.

Bizden olmayanın canı cehenneme dersek onlardan fakımız kalmaz. Adalet denen şey hakim olanın köpeği olacaksa (Perinçek'in lafıdır) ona adalet denmez.

Martin Niemöller'in deyimiyle
  • Naziler komünistleri alırken sesimi çıkarmadım, evet, ben bir komünist değildim. Sosyal demokratları hapsettiklerinde sesimi çıkarmadım, evet, bir sosyal demokrat değildim. Sendikacıları almaya geldiklerinde sustum, evet, ben bir sendikacı değildim. Sıra Yahudilere ya da diğerlerine geldiğinde ise, ben zaten toplama kampındaydım.

--/--

Müslümanların özelinde; artık müslümanlığın basit bir inanç olduğunu ve inançların tartışılabilir bir şey olduğunu normalleştirmek, kabul ettirmek lazım. Böyle en ufak eleştiride ağzından köpükler saçarak cinayet fetvası vermeleri artık hakikaten tiksinti uyandırıyor.

Mustafa Öztürk özelinde; adamın konuşmaları genelde tutarlı, Adnan Oktar veya diğer ilahiyatçılarla karşılaştırılmayacak kadar (insan hakları vs. konularında) modern bir çizgide. İnancını kanıtlı ispatlı bir şeymiş gibi anlatmıyor, dayatmıyor, öyle de hissetmediğini düşünüyorum. Çok dindar bir ailenin çocuğu olarak yine de iyi mesafe katetmiş, bilim etiği açısından ilahiyatçıların geneline göre açık ara ilerde bir insan olarak kendisini yetiştirmiş. He deyip alayı gibi cebini de doldurabilirdi.


Sevgili şüpheci dinsiz
Adnan Oktar örneğini verdim çünkü , İslam konusunda bilinen en uç örneklerden birisi , hakim olanlarla çıkar çatışmasına girmeden , gereken yerde saf tutmasını bilecek kadar uyanık bir tip ama işte yapmadı. Çatıştıki şimdi içeride.

Bir kaç örnek daha verelim .
Bülent Arınç
Ahmet Davutoğlu
Ali Babacan

Bunlar siyasi olarak en uçta ve linç ediliyorlar. Bahsi geçen prfösörden benim açımdan hiç bir farkları yok.
Ne yapalım?

Dikkat ettiysen , dinci yapılar Arasındada dehşet bir kapışma ve reddiye var. Birbirlerini linç ediyorlar.

Dürüst olmak gerekirse bu halleri beni mutlu ediyor.
Onların bu hallerine taraf olmak destek çıkmak benim açımdan uzak durulması gereken bir gereklilik.

Allahcıların birbirini yiyerek parçalanmaları , siyasi düzlemde id olojik düzlemde de beni mutlu ediyor.

Talan yağma konusunda hepsinin gözü öyle dönmüşki , talanı yagmayı deil , Allah dediklerini şekle nasıl sokacaklarının üzerinden parça parça oluyorlar.

Naçizane sende bizim gibi dışardan gülerek izle derim.hatta benim elimde fırsat olsa bir tekmede ben atarım.
Alıntı ile Cevapla
  #47  
Alt 07-12-2020, 02:15
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.706

Onur Üyeliği 

Standart

Sevgili İlahimasal
Rakip, rekabet, çatışma, linç kapsamında görülemez.

Şu ya da bunların arasındaki problem bizi ilgilendirmez denebilir, lakin bu tarafların beyanıdır, mesele hukuk olursa durum değişir, taraf beyanı ayrı, hukuk meselesi ayrıdır.

Fikir ve ifade özgürlüğü de hukukla ilgilidir, örneğin biz ifade özgürlüğünden söz ederken, nasıl ki, bizimle aynı tarafta değil, bizim gibi düşünmüyor, inanmıyor o zaman ifade özgürlüğü olamaz dememiz, hukuki bir dayanak, geçerlilik, anlam ifade etmez ise, bu ve benzeri durumlar içinde bu temelden yaklaşmak gerekir.

Hukuk konusunda ölçüt-esas olarak kendi tarafımızı öne sürmemiz, en bildik safsatadır(yani tarafların beyanı olarak değil, benimle aynı tarafta değilse, benim gibi düşünmüyorsa, hukuk hakkı yoktur bakışı) -ki o halde hukuk vasfını kaybeder ve çoğunluğu farklı düşünen toplumlarda, farklı düşünenlerin kendisini ifade ve savunma hakkı ortadan kalkar. Bu tutum da, egemen hukusuzluğa ve adaletsizliğe destek vermeye dönüşür...

Adanan Oktar düşüncelerinden dolayı veya düşüncelerini ifade edemediğinden dolayı yaptırımlara uğramadı, hukuk dışı eylemlerinden dolayı ceza aldı.

Linç, hukuk açısından adil yargılama olmadan verilen cazayla igili ise, toplumsal zeminde ise, yargı dışında grupların, toplumun şu ya da bu lafızlarla, şu ya da tanıklıklarla vs, yargı dışında cezalandırmalarıyla da ilgilidir. (kısaca). Linç kültürü ise, farklı düşünce ve inançta olanların, düşüncelerini ifade edememeleri, ettiklerinde sosyal, toplumsal bir cezalandırma, dışlama, yalıtma, hayatın akışını sağlayamaz hale getirecek müdahaleler, uygulamalar, çeşitli resmi, gayr-ı resmi güç araçlarıyla olutşurulan baskı, hak ihlalleri, yargı, hukuk yolunu gerekli kılacak eylemler olmadığı halde, kişilerin cezalandırılması, toplum nezdinde varlık ve hareket alanı bırakılmaması gibi eylemler düşünebilir. Eğer şu ya da bu kişiye ortada hukuki hiç bir suç yokken, dolayısıyla hukuki bir cezalandırmanın da olamadığı koşullarda, kişileri cezalandırmak için, toplumsal şiddet, iktidar veya sosyal -kamu- yaptırım araçları vasıtasıyla baskılar oluşturuluyorsa bu da linç kapsamındadır. Örneğin bir öğretmenin, düşüncesini ifade ettiği bir ifadesinden yola çıkarak, öğretmenin okuldan atılması, ortada hiç bir mahkeme ve kişiyi suçlu ve işinden atılmasını gerektirecek herhangi bir eylem, ceza söz konusu değilken veya kişiye idari, kamusal baskı kurarak, istifaya zorlanması, yaşam alanlarından sürme ve sürdürme gibi eylemlerde linçtir. Kısaca hukuki temele dayanmayan her türlü baskı, cezalandırma kapsamında düşünmek gerekir, her zeca linç olmayabilir ama her linç bir cezalandırma, intikaö yöntemidir...

Andığın siyasetçilerin durumu ise profesörle bir görülemez, bunlar siyasi taraflar ve çatışıyorlar ve yer, yer lince maruz kalabilirler, bu olabilir, o durumda da durum değişmiyor... Ama birinin, diğerinin söylediğine gülüp geçtiği, siyasi arenada karşılıklı atışma, atışma ortamları linç olarak görülmemeli, ama atıyorum bir taraf, bilhassa gücü elinde tutan taraf, toplumdan yalıtmak namına ağır ithamlar ve isnatlarda bulunur ve toplumsal karşılığı da şiddet ve şiddete dayalı baskıya, yalıtıma dönüşürse, linç olur.

İnsanları hapse atmanın esası, cezadan ziyade yalıtmaktır, aslında esas alınan yalıtımdır ve eğer ortada huki bir suç olmadığı halde yalıtım, dışlama, ortadan kaldırma gibi durumlar söz konusu ise linç kapsamında düşünmemiz gerekir. (Bu ülkede hakim iki ideoloji içinde, islamcı, milliyetçi, türk-islamcı, linç en temel pratik, yol olmuştur ve iktidar araçları bunlar arasında gidip gelmiştir).

Örneğin bir insan bir suç işliyor ve hukuki yol işliyor, hüküm giyiyorsa, cezasını çektikten sonra hakkında propagandalar, isnatlarla toplumsal baskı, şiddet uygulanması da linçtir. Örneğin toplumlarda en fazla ve sıradan görülen dedikodu merkezli linçlerdir bugün bu yöntem bilhassa iktifar medyası(hakim medya!) medya tarafından kolayca kullanılmakta ve karşılık bulmaktadır...

Neyse, andığın siyasetçilerin linç edildiğine dair kaynağımız nedir? Yer, yer olmuştur ve olduğunda da linç ise linç denir, ama atıyorum her çatışma, atışma, rekabet, karşılıklı müsabaka, koz paylaşımı linç olarak görülmemeli...

AKP, bilhassa yandaş medya, trollerle, hukuk dışı yollarla, linç ile yönetiyor ve bu tarz yönetimlerin, ister iktidar, ister kamu ve kurum ve kuruluşları olsun, kendilerini dayandırmaya çalıştıkları zemin "haklılık" zeminidir... Cahil toplumlarda ceza konusunda, fiil değil, haklılık zemini esas alınır ve irdelenmez, haklılık unsurunun her şeyi yapmaya, kendine her eylemi mübah görme ve sorgulanamaz olduğu anlayışı hukuku ortadan kaldırır. Bu sebeple genelde hakim hukuksuzlar, linç kültürüne yönelir ve ister dedikodu temeli, ister isnat, isterse ve genelde kendisini mağdur gösterme edebiyatıyla, "iç-dış düşman", "her türlü eleştiri, yanlışa, muhalefete fikir beyanına karşı, vatan-millet sakarya, o vatanı sevmiyor, o vatana ihanet etti - kolay yöntem, vatan haini - artık ne yapılsa mübah, "din", "iman","Allah", "Peygamber", "Önder, Yüce Liderden farklı düşünmek" vb. mağduriyetleriyle vs süreğen haklı olmak veya görülmek zeminine yaslanmaya çalışır, bu dinciler içinde böyledir, en ufak bir eleştiri, farklı düşünce küfür olarak işlenir, böylece mağduriyet oluşturarak, kendisini sözde haklı olmak zeminine çekerek uygulayacağı şiddet veya linç için zemin hazırlar, bu tarz taktik ve uygulamaları tasvip etmemek gerekir ve kime uygulandığına göre değil, uygulamaya karşı çıkmak önemlidir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #48  
Alt 07-12-2020, 13:15
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
.
Fikir ve ifade özgürlüğü de hukukla ilgilidir, örneğin biz ifade özgürlüğünden söz ederken, nasıl ki, bizimle aynı tarafta değil, bizim gibi düşünmüyor, inanmıyor o zaman ifade özgürlüğü olamaz dememiz, hukuki bir dayanak, geçerlilik, anlam ifade etmez ise, bu ve benzeri durumlar içinde bu .temelden yaklaşmak gerekir
Sevgili Spartaküs
Bende tam işte o temelden yaklaşıyorum.

Önceki mesajda bahsettiğim kişilerin ve ekleyebileceğimiz binlerce isim temelde aynı noktada birleşiyorlar.

Ve bu kişiler toplumu kendilerince aynı noktaya itiyorlar yada çekiyorlar. İtekledikleride çektikleride aynı noktaya yöneliyorlar.
Çekenleride , itenleride aynı temeldeler.
Aralarında itme ve çekme gibi Ayrılık ,rekabet dediğin gibi bir durum var mış gibi görünsede, temelde aynı beyinler.

Mustafa Öztürk'ü ve diğer ismini andıklarım ile onları liňç eden yada içeri tıkanlar arasında zerre kadar fark yok. Aralarındaki ilişkide hukuk dediğinle açıklanamaz. ( En azından benim için)

Hem hukuk nedir?

Adnan Oktar'ın dib başkanına " maaşını kerhanelerden alıyorsun " sözünden sonramı hukuk oluşmuş da. Suç örgütü olmuş? ( Adalet yerinimi buldu diyelim!)

Mustafa Öztürk. " Tanrı Kuran'da küfür ediyor ! Bu nasıl tanrı ! ". Demesinden sonramı " adalet yerini buldu demeliyiz?

Mustafa Öztürk tanrısının küfür ettiğini bile bile. Yooook. Olamaz demesi bile onun dürüst olmadığının en net kanıtıdır. Ve Adnan Oktar dan farkı yoktur. İçeri tıkılmaması onu Adnan Oktar dan Ayrıştırmaz ve desteklenmesinide gerektirmez.( Demek istediğimde bu dur zaten(

Mustafa Öztürk bu olayın ardından istifa etti ve " tiksiniyorum benim için bu iş bitmiştir , susuyorum " demesi , benim için destek vermeyin demektir zaten.
Destek konusunda , Mustafa Öztürk'e gelene kadar kimler varr. Kimler! Onları yalnız bırakmamak lazım.
Alıntı ile Cevapla
  #49  
Alt 07-12-2020, 15:55
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.706

Onur Üyeliği 

Standart

İlahimasal, yanlış tartışıyorsun, mesele burada kişinin neye inandığı, nasıl inandığı, düşündüğü değil, bizi de bu bahisle ilgilendirmez.

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarl...sluman-1796700

Aynı linç mantığıyla yaklaşıyorsun, adam 2*2=5 demiş, yok neden 4 dememiş, bize ne? İster beş der, ister 4 der, iste 10 der, isterse dedesine inanır, ister inkar eder, ister kabul eder vs, bunlar o kişinin inancı, düşüncesi vs ile ilgili...
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mustafa Öztürk'ü ve diğer ismini andıklarım ile onları liňç eden yada içeri tıkanlar arasında zerre kadar fark yok. Aralarındaki ilişkide hukuk dediğinle açıklanamaz. ( En azından benim için)
Bu bağnazlık kafası, safsata. neyin hukuk olup olmadığını elbette ne senin ne dinci birinin, ne şunu ya da buncunun nasıl baktığıyla değerlendiremeyiz, ona nasıl geldiği bizi bağlamaz.

Bu kişiye karşı, akademik, düşünsel eleştirimi yaspacaksın, yap! Buna engel olan yok, olunmaması için çalışıyoruz. Bağnaz yaklaşım diyorum çünkü, dincilerden farkı yok, sana göre o kişi dinine bağlı olduğu için linci hak ediyordur, ötekine görede sen Allah'ı inkar ettiğin için, farkın yok... İlla bir amentü beklemek, yapmıyorsa ne yapılırsa yapılsın hukuka göre yaklaşamam -> bağnazlıktır, daha ilerisi ise vatan haini, yok kafir vs isnatlarıyla yapılandır - bu ülkede 100 yıldır yerleştirilen bu.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hem hukuk nedir?

Adnan Oktar'ın dib başkanına " maaşını kerhanelerden alıyorsun " sözünden sonramı hukuk oluşmuş da. Suç örgütü olmuş? ( Adalet yerinimi buldu diyelim!)
Hukukun ne olduğuna dair, bu konuya yeter düzeyde ifade etmiştim, orada amaç hukuk nedir tartışması değil, ifadelerimi nasıl bir temele dayandırdığımı dile getirmek içindir.
Bu konu açısından da izahı basittir, ahlakçı söylemleri bir yana bırakmak lazım, onun dibi yok.
Harun Yahya diyorsun, Davutoğlu diyorsun, bu safsata yöntemidir, bulandırmadır, önemsizleştirmedir, o kadar alakasızlar ki.

Benim hukuk, adalet dediğim, bu devletin biçtiği paye de değildir, ne ile yargılandığı ayrı bir konu, H.Yahya öyle dediği için değil, çarçaf, çarşaf birikmiş dosyalarından da suçlu ve eylemi suç ile ilgili, yargılayan ne görmüş, o ayrı, ama en azından mahkemelik olmuş, linç edilmemiş...

Bu kişi fikirlerini söylemiş, SUÇ MU? Mahkemeyi kuran kim? Sen beğenmemişsin, o halde suçlu mu?

Senide milyonlarca müslüman beğenmiyor o halde suçlu musun? H.yahya ile bir mi değerlendirmek gerekir şimdi seni? Sebep, müslümanlarla aynı fikirde olmaman mı? H.Yahya düşüncelerinden dolayı lince mi maruz kaldı? Nerede?

Düşüncelerinin vardığı sonuç bu, ne çıktı buradan, elde ne var? Bağnazlık, ya da koca bir hiç..

Linç kime olursa olsun savunulmamalı veya basitleştirilmemeli. Sağcının, solcunun trolü, bağnazı ortalıkta o kadar çokalr ki, kafa aynı, mide bulandırıcı gerçekten...

Tek istediğin bu kişiye baskı uygulanıyorsa, o da ateistim desin... yoksa katl-i vacip olsa ne olur, olmasa ne olur, denirse de banane anlayışı.. Senin sorunun, örneğin ben böyle düşünemem, her olaya, habere de değinip yazamam, bu denk geldi buna yazdım -ki emsal da olabilir, geçmişte yazdıklarımda emsaldir, bu kişiye karşı aldıkları tutum onların adaletini, hukuku, ne olduklarını sergilediği için de bir emsaldir, elbette bizler de olabildiğince değinmeliyiz -ki bilinsin... yani vay şuna neden yazmıyorsun, buna neden yazmıyorsun anlam taşımıyor...

Tartışma, atışma, çatışma ile bu tür baskıları karıştırmamak gerekir, bu kişi atışıyor, tartışıyor, çatışıyor, beğenir, beğenmezsiniz, katılır, katılmazsınız, görüşüdür, inancıdır, düşüncesidir, fikridir, buraya kadar sorun yok, sorun, görüş ve fikirleri karşısında alınan hukuk dışı, susturucu, yok edici, kişiyi hedef alan tutumdur, kişiyi hedef almak da zaten akıl, mantık dışıdır. Bu tür çıkışların olması da hakim bağnazlığa karşı ilerlemedir.

Dine göre 2.sınıf görülen bir kadının, bunuret etmesi bir çıkıştır, aynı dine inanması, bu çıkışı anlamsız kılmaz, bu kişi bu seferde, öyle değil de, böyledir inancı geliştirir, yine inanır ancak bu hakim faşizme, bağnaz egemenliğe karşı alınan bir mesafedir. Bağnazlık ne kadar aşınırsa, diyalog yolları da, sorgulama şansları da o kadar genişler.

Bağnaz kafalarla bakmamak gerekir, toplumlar süreçle değişir, diyalog yolları birden oluşmaz, zamanla, minik sorgular dahi, süreçle yeni kapıları aralar. İtelemek, terslemek zarar verir.

Yani kimse sabah kalkıp, bir anda değişmiyor, illa uç noktalara varmıyor, varmak zorunda da değil, yeterki, kendisi gibi düşünmeyen, inanmayanlara karşı, kendisini dayatmasın, hukuk öncelikle budur, bu her koşulada savunulmalıdır, yoksa, savunduğunuz hiç bir şeyin anlamı kalmaz... geride ağlayanınız da klmaz, çok mu önemli değil, ama sözün gelişi...

Fransa bir zamanlar en bağnaz ülkelerden birisidir, nasıl bu günlere geldi, kaç yüzyıl sürdü? Toplumsal çıkışlar, hakim ideloji ve bağnazlık eleştirileri saman alevi gibidir, ilk başta çok şeye dokunmaz, dokunamaz, o noktaya kdar da zaten ulaşmamıştır, orada bilinçten önce dikkat edilmesi gereken en temel unsur hukuktur, ilerlem ancak bu temel unsur kazanıldıkça sağlanabilir. Her meseleye illa ateist mi, yok onun dini, rengi, kaşı, cinsiyeti, sınıfı diye bakılamaz, her konuda değer yargısı bu tür basit safsatalarla, benci ve öznel kurulamaz, bunu zaten hakim bağnaz ideoloji yapıyor, sizin yapmanıza gerek bile yok...

Bu kişi önce baskı gördü, sonra düşüncelerini dile getirmedi, önce düşüncelerini dile getirdi, sonra baskı gördü... Madem hakim bağnaz ideoloji rahatsız, o halde fikirlerle yanıt versin. Bu tür kişiler sizin sandığınız gibi, ben bu dini yumuşatayım, bunu amaç edineyim, maddi gelir elde edeyim(H.yahya ile karıştırmamalı) diye yola çıkmıyor, sizler nasıl ki hayatınız boyunca düşünceleriniz değişti ise, atıyorum bir partide iken, o grupla ters düştüğünüz anlar oldu ise, yer, yer aydınlanma, ret etme durumlarına girdi iseniz, bunlarda öyle, inanabilir ama uygulamalrını ret edebil,ir çağdışı da bulabilir, bunalra arap bedevisi de diyebilir, bu senin açından küçük ama bu kişiler nezdinde büyük bir sıçramadır. Yani ben doğal olanı söylüyorum, hesapsız, kitapsız olanı, aksi durumlarda olabilir ancak mutlak görülemez. Eleştirel yaklaşımda bulunduğu açık, neyi benimsediği ayrı bir konu, eleştiriyor ki, baskı görüyor.

Söylemlerinde kamuyu, toplumu, herhangi bir eyleme davet etmiyor, suç saıyılacak teşvik, yönlendirmelerde bulunmuyor, ama atıyorum sen örnek vermeden ben vereyim, bir yobaz çıkıp, kızlarınızı 9 yaşında evlendirin, zina yapan kadını taşlayarak linç edin, hırsızın kolunu kesin, inanmayanları nerede görürseniz öldürün yönlü lafızlar ederse -nerede yazdığının önemi yok- işte bu suçtur ve suç olduğunda diretmeliyiz, ama birisi çıkıp bende aynı inançtayım, ama bunlar çağdışıdır derse, bu suç değildir. Kaldı ki feodal devletler dahi bu tür şeyleri topluma bırakmaktan kaçınmaya çalışmışlar-işlerine geldiği oranda-, kadılık vs kurumları oluşturmuşlar... Farklı örnekler üzerinden aynileştirici tutumlar, algıda yanılgıya götürür.

Neyse gerçekten de Nazi Almanyası örneği yerinde bir örnek... Ve gerçekten de kişiye, sırf kendi inancı, düşüncesine göre eklektik hukuk anlayışı bağnazlıktır. Biz alışığız, 30 yıl ırkçı İttihatçı Kemalistler astı kesti, ya onlar gibi düşünüyorsunzudur, reise secde ediyorsunuzdur, ya da vatan haini, katli vacip, derin devlet hesabınızı görür, ya da kalan yıllar boyunca islamcı bağnazlığın, faşizmin, Allahsız, kitapsızı, haini oluverirsiniz, faşist iktidara biat esastır, aynı kafa iliklere işlemiş, o kadar işlemiş ki, aynı sorun sözde solcular, komünistlerde de hakim, az bir eleştiren afaroz edilir, hain ilan edilir, tepede birileri ayet yazmıştır, bir yığın kutsalı, tabusu vardır ya vs. vs... Mesele hep, tas, tarak, hamam, tencere, tava... Bu zeminde hukuk, ifade özgürlüğü en önemli unsur.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #50  
Alt 07-12-2020, 18:25
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Söylemlerinde kamuyu, toplumu, herhangi bir eyleme davet etmiyor, suç saıyılacak teşvik, yönlendirmelerde bulunmuyor, ama atıyorum sen örnek vermeden ben vereyim, bir yobaz çıkıp, kızlarınızı 9 yaşında evlendirin, zina yapan kadını taşlayarak linç edin, hırsızın kolunu kesin, inanmayanları nerede görürseniz öldürün yönlü lafızlar ederse -nerede yazdığının önemi yok- işte bu suçtur
Şurada 10 senedir yazıyoruz ama bir türlü kendimizi izah edemedik..Patinaj yapıp duruyoruz burada..Ne yazdıklarımızı okuyan var,ne de anlamaya çalışan var..

Yukarıda detaylıca yazdım ama sevgili spartacus okumamış anlaşılan ya da yazdıklarımı anlamamış..

Kuran'ı anayasa kitapçığı gibi görün.Müslümanları da,bu anayasa kitapçığına sahip çıkan ya da sahip çıkmak zorunda olan yurttaşlar olarak görün lütfen..

Bu kitapçıkta 'kafirleri(biz oluyoruz) bulduğunuz yerde öldürün' yazıyor ve bu kitapçığı,bu müslümanlar değiştirilemez/dokunulamaz olarak görüyorlar ve başlarının üstünde taşıyorlar..

Bu yazdığımı anlamanız lazım ki,sonra yazacaklarımı da anlayabilesiniz..

Mustafa Öztürk 'kadınları dövün' dememiş,'kafirleri öldürün' dememiş,'zina edenleri sopalayın' dememiş ama tüm bunların yazıldığı anayasa kitapçığını başının üstünde değiştirilemez/dokunulamaz olarak taşımış ve taşıyor..

Bu ilahiyatçı bu emirleri inkar etmiyor.Yani sizin öldürülmenizi emreden bir kitapçığa onay veriyor,itiraz etmiyor,başının üstünde taşıyor,hayatı boyunca bu kitapçığı çouklara/gençlere öğretti/öğretiyor.
Yani kafirlerin öldürülmesini emreden bu kitapçığı hayatı boyunca savunmuş birisi var karşınızda..

Liberal olsanız filan sizi anlarım da(her şey serbest bağlamında),siz materyalizmi/komünizmi savunan birisisiniz..Sizin varlığınızdan rahatsız olan bir dinin öğreticisini insanlık adına savunmaya çalışmanız trajikomik..

Bu ülkenin en tepesindeki kişi 'bunlar ateist,bunlar terörist' demedi mi?
Hangi namuslu/şerefli/adaletli ilahiyatçı itiraz etti bu cümlelere?
Hangisi bize sahip çıktı?

Daşşak mı geçiyorsunuz bizimle?

Tv'de canlı yayında bir ****** çocuğu 'dinden çıkan öldürülmelidir' dedi..
Hangi hümanist/rasyonel ilahiyatçı bu ****** çocuğuna itiraz etti?
Hangi devlet adamı bu ****** çocuğuna dava açtı?

Kafanız mı güzel,anlamıyorum ki..

Ben burada bu dini size 10 senedir anlatamadım yani..
Hâlâ insanlıktan,adaletten,ayrımcılıktan,ottan boktan bahsediyorsunuz..
Yahu,sizin kafanızı kesecekler ama siz 'onlar da insan' diyorsunuz..

Turan Dursun'un gazete kağıtları altında sokakta yattığı o fotoğraf benim hep aklımda..Sizin de aklınızda bulunmalı..
Bu konularda yazarken,o fotoğrafı hep hesap etmelisiniz..

Saygılar..
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:46 .