dine mine ne´isimli üyeden Alıntı
İnsanın sadece biçimsel bir varlık olmadığını, aynı zamanda bir iradeye sahip olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu durumda, somut olanın soyut olanı etkileyebilme yeteneği, örneğin alkolün nedensel etkileşimi söz konusu. Ancak, gençken sevdiğimiz bir kişiyi "isteyerek" düşündüğümüzde vücudumuzun aynı mutluluk hormonlarını salgıladığına dair deneyimlerimiz de mevcuttur. Bu durumda, hafızanın sanal gücü, aynı deneyimi yeniden yaşamamızı sağlamaktadır. Yani, soyut ve somut olanın nasıl etkileştiğiyle ilgili bir durum söz konusu.
|
Çünkü, geçmişte yaşadığın o şeyi yaşarken veya kişiyle olan
etkleşimlerini, YORUMLAYIP, soyutlayıp
belleğe yüklenen şu olsun;
AABDCABDCEDAADCA BCDABAACDAAADACC DABBAADACCDABACA ..... > 500 TANE DAHA
Tekrar belleğe başvururken -ki ne kadarı deforme olup-edilip veya alt-belleğe yollandığına da bağlı olarak-
tekrar yorumlanan;
AABDCABDCEDAADCA BCDABAACDAAADACC DABBAADACCDABACA ..... > 500 TANE DAHA
Anlayabildin mi? O kodlar nerede, nasıl tutuldu? madden-fiziken, ORADA SANAL BİR ŞEY YOK, SANAL OLAN ZİHNİNSEL YORUMUNDUR SADECE, ama onun için o kodlar çözümlenirken, o kodlara beynin -organın- verdiği tepkiler önem arzeder...
Ama aynı mutluluğu yaşamazsın, çünkü ORGANİK olarak (yani tüm bir yapı etkileşimi-tepkilemeleriyle) aynı tetiklenmelere sahip olamazın, bundna dolayı da aynı derecede-tepkileşimle hormonlar da salgılan-a-maz.
Zaten açıklamıştım, çalışma prensibi basit;
ETKİ-TEPKİ->TEPKİYİ AL->YORUMLA-DÜŞÜN->TEPKİYİ MADDİ-FİZİKİ BİR KARŞILIKLA(SEMBOLİK) YÜKLE-KAYDET.
KODLANMIŞ-YÜKLENMİŞ- TEPKİYE TEKRAR BAŞVUR-MADDİ, FİZİKİ- TEKRAR YORUMLA->DÜŞÜNMEK...
Örneğin bu sitenin veritabanı-asli belleği- 6 GB yer kaplamaktadır... Şurada gördüğün ve her sanal sandığın şeyin, orada fiziki bir karşılığı var, işlemci onları yorumlar. Oysa sanal ancak senin zihninde oluşur, doğa, ortamlar, platformlar, yapılarda, sanal diye bir şey yok...