Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #81  
Alt 26-02-2015, 20:04
Saint-Just Saint-Just isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jun 2014
Mesajlar: 521
Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yok iddialı değilim o bahsettiğin konularda.

Ama sizin tartışmalarınızı takip ederim.
bence asıl psikolojide incelenecek bir örnek sunan sensin panpa.

hadi iyi eğlenceler sana..
Alıntı ile Cevapla
  #82  
Alt 28-02-2015, 05:20
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

zfr87´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Durumu kanıtlaması gereken sensin.
Ben ortadaki probleme dair bir çözüm önerisi geliştirdim ve tanrı insanlarla birlikte hep vardı dedim.Bu önerme, problemi çözmek için uygun bir alternatiftir.Senin bu alternatifi çürütmen gerekiyor.
Çünkü problemin sahibi sensin.Ben de çözüm bulmaya çalışanım.Tarihi olaylar çok belirsiz olduğu için kesin yorumlar yapamayız elbette.
Problemin çözümüne yönelik bir tane bile alternatif olası açıklama bulsam yeterlidir problemi çözmek için.
Zfr87
Hem KAYNAK YOK diyorsun hem de "tanrı insanlarla birlikte hep vardı" demektesin, ve problemin sahibide nasıl oluyorsa ben oluveriyorum!!. Problemin sahibi benim sende çözüm arayansın öylemi!!! Yahu iddialarda, çıkarımlarda, safsatalarda bulunan sensin, ben sana hiç bir problemimden bahsetmedim ki! Tek yaptığım ha bire seni düzeltmek(ne kadar olursa artık). yazımda dediğim gibi ne yapıyorsan kendine yapıyorsun, kendini kandırıyorsun... Paşa gönlün bilir, ama ettiğin sözler kendinden dışa çıkacaksa, tutarlı olman gerekir. Zeus'un tarihi belli değil mi sanıyorsun? Tüm bütün o yüzlerce tanrı ve tanrıçaların?! El İlah'ın (yöneten, hükmeden EL) tarihi belli değil mi sanıyorsun?

Kaynak yoksa, ne hakla bu tür yargılar üretirsin? kendin, kendini sürekli yalanlıyorsun. Neden ifadelerinin arkasında tutarlı biçimde durma yoluna gitmiyorsun? Gidemiyorsun çünkü tutarsızsın. sözde mantık saydığın safsatanla gidelim; Sana göre
Noel baba'da insanlarla birlikte var. Eğer Noel baba olmasaydı insanlar inanmazdı!

Bu safsata sana ait ve bana pişkince çürüt diyorsun., kaç kez daha ortada çürütülmeye değer bir şey olmadığını, yaptığının mantığa da girmediğini, basit bir akıl oyunu ile kendi, kendini inandırdığını/kandırdığını ya da avuttuğunu dile getirmeliyim? Çıkarımlarını ele aldım değerlendirdim zaten ve kof çıktılar!

Tanrı ve din konusunda, insanlar geride ne bıraktıysa faslasıyla kaynak var, hatta çoğunu tanrı ve dinler teşkil ediyor, çünkü siyasi erk-iktidarlar, tiranları için din denilen aracı/aleti kulanıyorlardı, ciddi bir üst yapı kurumu/temsiliyet içeriyordu. Kısaca eldeki kaynaklar da tanrıların-tanrıçaların tarihini veriyor, peki sen hem kaynak yok deyip hem de tanrı insanlarla birlikte vardı deme hakkını nereden alıyorsun? Eldeki kaynaklar seni doğrulamıyor, aksi yönde rol oynuyor, işine gelmiyorda kaynak yok mu diyorsun, yani sana göre kaynak işine gelmiyorsa kaynak değildir öyle mi? Yani tüccarlık yapacaksın?..

Bakınız Kur'an, Tevrat al eline geriye say, şu forumda bunun nasıl hesaplanacağını verdim, gör bak bakalım senin kaynak sandığın masabaşı efsane/kurgu ve yasa yazımı olan bu efsane, mitolojik kitaplara göre insanlığın tarihi ne zaman başlıyor (M.Ö 6.000)!!! İbrahim ile Nuh arasında kaç göbek nesil var sanıyorsun(Kur'an'a göre 950 yıl!). Nuh ile Adem arasında?!! Uğraş, didin ne yaparsan yap Neolotik çağın ortasını(bakın çağın tümünü bile değil) geçemezsiniz. Tanrı konusu da böyle, neolotik çağı takip eden sonraki bin-3.000 yıl arasında oluşuyor. tanrı ve onca vasıf, kural, kaide vs dinlerle işleniyor, inanç farklı bir şey. Hiç bir inanç, insanı inandığı şeye kul etmez, ve hiç kimse inandığı şeyin kesinlik taşıdığını iddia edemez!! Bunu kafanıza kazıyın ve ona göre inançtan bahsedecekseniz edin! İkincisi inanç değil şartlandırılmışlıktır, kuraldır, kaidedir, uyulması gerekli görülen zaruriyettir, hatta inanmayanın öldürülebileceği düzeyde politik bir şeydir. Dinler ciddi, ciddi köleci krallıkların, tiranların, saltanatının perde arkası örgütleri olageldiler, bunun içinde devletin ortaya çıkması gerekirdi ki, o süreçte neolotik çağdan sonradır, evvelinde devlet yok, iktidar yok, kral yok, krallık yok, ataerkil bir hayat yok, mülkiyet yok, malım, sömürüm derdi yok, tanrılarda yok(çünkü ağalık yapanların, ağa gibi konuşturup, kendi ağızlarından emredeceği bir yaptırım gücüne gereksinim yok!). Hiç bir zorunlu dayatım ya da zaruriyet inanç kapsamına girmez... Örneğin sen arkadaşına 100% inanmak zorunda mısın? O nedenle mi bana bunu yapmaz sandıydımlı bir dünyadır burası? İnsanalr ne zaman inandığı şeye 100% payesi biçmez o zaman inançtır, aksi siyasettir, ideolojiktir, inanç ile alakalı değildir.

Hristiyanlık insanlık tarihinin 6.000 yıldan fazla olduğunu ne zaman kabul edebildi? Daha geçen yüzyıl kabul etti! kaldı ki sen tüm şartlandırılmışlığını, empozu, safsatalarını, kendini kandırmalarını, bunca tutarsızlığı kolayına aşasın! Kısaca buyur madem tanrı insanlarla birlikte var, o halde kaynak getirecek sen değil misin? İddia eden sen değil misin? Kaynağını koy ortaya, sonrada kaynak yok deme hatasına düşme! Madem kaynak yok üfürme, varsa getir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (28-02-2015 Saat 05:27 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #83  
Alt 28-02-2015, 06:40
dias dias isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Feb 2015
Mesajlar: 33
Standart

Buridan'ın eşeği felsefede özgür irade teması üzerine kurulmuş bir paradokstur. İsmini Fransız nominalist filozof Jean Buridan'dan almaktadır. Hikaye şöyledir;

Hem aç hem susuz olan bir eşek, kendisinden eşit uzaklıkta bir yere konulmuş olan su ve saman balyası arasında bir türlü karar veremeyip hem açlıktan hem susuzluktan ölür.

Hikayenin en eski versiyonu Aristoteles'e aittir ve kahraman bir köpektir. Buridan'ın öyküsü Spinoza'nın Bogitata Metapyhsica'sında da geçen. Ancak burda "iki balya saman" biçimindedir. Benzer bir başka örnek de üç ağaçtan oluşan iki koruluk arasında bir türlü karar veremeyen bir deve biçiminde Gazali tarafından kullanılmıştır.

Paradoksla anlatılmak istenilen eğer iki seçenek arasında rasyonel olarak tamamen eşit derecede kalsaydık nasıl seçim yapabilirdik sorusudur. Tabi bu pratikte imkansız gibidir. Peki bunun özgür irade denilen dinlerdeki kavramla ne ilgisi var? Bunu anlayabilmek için özgür irade nedir onu incelemek gerekir. Özgür irade adından da anlaşılabileceği üzere insana karar verme mekanizmasında bir özgürlük bahşedilmesidir. Bu özgürlükden kastedilen fiziksel dünyadaki olaylardan özgürlüktür. Neden sonuç ilişkisine göre materyalist bir şekilde hareketlerimiz oluşsaydı sebeplerden dolayı cehennemde türlü türlü işkencelere maruz kalmamız herhalde saçma olurdu.

O halde fiziksel dünyadan özgürsek, nesnelerin durumundan etkilenmiyorsak Buridan'ın eşeği gibi bir paradoksla karşılaşmış olmaz mıyız? Sonuçta saman yığınlarından birinin sağda birinin solda olması veyahut birinin daha çok veya az olması üzerimizde hiçbir etkisinin olmaması gerekir. İki saman yığını da durumu ne olursa olsun bizim gözümüzde eşittir. Kararımızı neye göre veririz o zaman?

Dinler bu açmazı ruh kavramı ile içinden çıkmak istemişlerdir. Ruh biz daha doğmadan varolan ve biz doğunca bedenimize giren metafiziksel bir kavramdır.

Dinlere göre seçimlerimizi işte bu ruh kavramı ile yaparız (bkz islamda nefis). Sorun tam da bu noktada patlak verir ve kavram kendi kendini çökertir esasında. İki seçenek arasında karar verirken neye göre karar vereceğimiz başta tanrı tarafından yaratılan ve disposable bedenimize yüklenen ruh tarafından belirleniyorsa seçimleri özgür yaptığımız söylenebilir mi? Böyle bir irade açıkça fiziksel dünyadan etkilenerek oluşan bir iradeden daha özgür değildir.

Peki özgür irademiz yoksa niye hareketlerimizi dış dünyadan bağımsız şekilde oluştuğunu hissederiz?

Bu da beynimizin dış dünyayı (zaman zaman) olduğu gibi değil de işimize geldiği gibi algılamasından doğar. Örnek olarak şu video bayağı bir açıklayıcı olacaktır sanırım.

https://www.facebook.com/video.php?v...type=2&theater
Alıntı ile Cevapla
  #84  
Alt 28-02-2015, 19:46
dias dias isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Feb 2015
Mesajlar: 33
Standart

Obi-Wan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hosgeldin bu arada

Hoşbulduk

Konu pianola tarafından (03-01-2016 Saat 21:45 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #85  
Alt 28-02-2015, 20:21
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

"İlgili bölümü - ışık düşen kısım - sizin için kapatalım" denip de, o kısma siyah bir bant çekildikten sonra dahi, ben altta kalan bölümü daha açık görmeye devam ettim.

Demek ki Tanrı yok; beynim beni yanıltıyor.

Konu pianola tarafından (03-01-2016 Saat 21:45 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #86  
Alt 28-02-2015, 20:45
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

dias´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Buridan'ın eşeği felsefede özgür irade teması üzerine kurulmuş bir paradokstur. İsmini Fransız nominalist filozof Jean Buridan'dan almaktadır. Hikaye şöyledir;

Hem aç hem susuz olan bir eşek, kendisinden eşit uzaklıkta bir yere konulmuş olan su ve saman balyası arasında bir türlü karar veremeyip hem açlıktan hem susuzluktan ölür.

Hikayenin en eski versiyonu Aristoteles'e aittir ve kahraman bir köpektir. Buridan'ın öyküsü Spinoza'nın Bogitata Metapyhsica'sında da geçen. Ancak burda "iki balya saman" biçimindedir. Benzer bir başka örnek de üç ağaçtan oluşan iki koruluk arasında bir türlü karar veremeyen bir deve biçiminde Gazali tarafından kullanılmıştır.

Paradoksla anlatılmak istenilen eğer iki seçenek arasında rasyonel olarak tamamen eşit derecede kalsaydık nasıl seçim yapabilirdik sorusudur. Tabi bu pratikte imkansız gibidir. Peki bunun özgür irade denilen dinlerdeki kavramla ne ilgisi var? Bunu anlayabilmek için özgür irade nedir onu incelemek gerekir. Özgür irade adından da anlaşılabileceği üzere insana karar verme mekanizmasında bir özgürlük bahşedilmesidir. Bu özgürlükden kastedilen fiziksel dünyadaki olaylardan özgürlüktür. Neden sonuç ilişkisine göre materyalist bir şekilde hareketlerimiz oluşsaydı sebeplerden dolayı cehennemde türlü türlü işkencelere maruz kalmamız herhalde saçma olurdu.

O halde fiziksel dünyadan özgürsek, nesnelerin durumundan etkilenmiyorsak Buridan'ın eşeği gibi bir paradoksla karşılaşmış olmaz mıyız? Sonuçta saman yığınlarından birinin sağda birinin solda olması veyahut birinin daha çok veya az olması üzerimizde hiçbir etkisinin olmaması gerekir. İki saman yığını da durumu ne olursa olsun bizim gözümüzde eşittir. Kararımızı neye göre veririz o zaman?
Mustakil var olan varlik, mustakil olarak fiziksel dunyadan bagimsizdir. O yuzden de ya fiziksel dunya ile olan ikliskisisinde ozgur olarak secim ve karar hakkini kullanir, ya da buna sahip olmadiginin inancini tasir.

Buridan esegi "karar verememistir ve bunun olumu ile sonuclanacaginin farkinda degildir"

Ayrica konu burda sadece farkindalik ta degildir, duruma gore gelen "arz ve talep" tir.

Saman yiginlari esit olmayabilir, yalniz hangisi olursa olsun yendiginde acligi giderir.

Dinler bu açmazı ruh kavramı ile içinden çıkmak istemişlerdir. Ruh biz daha doğmadan varolan ve biz doğunca bedenimize giren metafiziksel bir kavramdır.
Dinler bu acmazi tanri ve onun buyruklari ile degerlendirir "kulluk, hakkini vermek, kader, taktir-i ilahi, imtihan v.s." Yani allahlarinin verdigi aklin Allah'in cizdigi kader ve yonlendirimi olarak kullanilipkullasnilmamasi bir ozgur iradedir." Yani algiya gore "Allah bir akilvermis ve benden bunu soyle kullanmami istemis, nasil kullanacagimi da belirlemis benim ozgur iradem nasil kullanacagimin zaten Allah tarafindan bilinmesidir"

Yani aslinda inanira gore, Allah onun ne yapacagini bilmek ile kalmaz ne yapacagini da belirler. Buradaki ozgur irade imtihani ise buna yonelmektir ve tek taraflidir, cunku aksi Allah'a karsi cikaktir ve imtihanda sinifta kalmaktir.

Kisaca burada bir aldatmaca soz konusudur. o da "Allah akil vermis, istedigin gibi kullan" bilincaltidir.

Yalniz bu akli nasil kullanirsan kullan bu Allah tarafindan bilinmekte ve belirlenmektedir. Imtihan da buna teslim olmaktir.

Dinlere göre seçimlerimizi işte bu ruh kavramı ile yaparız (bkz islamda nefis). Sorun tam da bu noktada patlak verir ve kavram kendi kendini çökertir esasında. İki seçenek arasında karar verirken neye göre karar vereceğimiz başta tanrı tarafından yaratılan ve disposable bedenimize yüklenen ruh tarafından belirleniyorsa seçimleri özgür yaptığımız söylenebilir mi? Böyle bir irade açıkça fiziksel dünyadan etkilenerek oluşan bir iradeden daha özgür değildir.
Buradaki nefs te ayni akil gibidir. Yani inanca gore Allahlari vermistir, nasil kullanilacagini da belirlemis ve nasil kullanilacagini da bilmektedir. Sen sadece ya buna uyarsin ya da uymazsin. Imtihan da budur.

Halbuki buradaki ters mantik "Allahlarinin bunu belirlemis olmasi ve verdigi akilve nefsin bir secim ya da karar hakki olmamasidir"

Yani "hem Allahlari isterse onlari kafir yapar, hem onlarin gozleri muhurludur v.s."

Kisaca dinde ne nefsin ne de aklin ozgur bir secimi yoktur. Buvarmis gibi gosterilir.

Peki özgür irademiz yoksa niye hareketlerimizi dış dünyadan bağımsız şekilde oluştuğunu hissederiz?
Cunku mustakil var olan varligiz. Kendi butunlugumuz var ve bu digger butunluklerden hareket olarak bagimsiz. Bu butunluk bunyesindeki butunun parcalari da butunun kontrolunde.

Bu da beynimizin dış dünyayı (zaman zaman) olduğu gibi değil de işimize geldiği gibi algılamasından doğar. Örnek olarak şu video bayağı bir açıklayıcı olacaktır sanırım.

https://www.facebook.com/video.php?v...type=2&theater
Beynimizin birakdis dunyayi once kendimizi kendimiz olarak algilama sorunu vardir. Bu da genelde neye sartlanmissak ve bilincaltimiza ne yerlesmis ise, otomatikman onun emir ile harekettir.

Burada onemliolan ve farki yaratan her beynin kendi algisi bilgisi farkindaligi ve bilincidir. Ayrica "core faith" dedigimiz, dogumdan itibaren verilen; ideolojik inancsalizmsel ve etik degerlere olan Imani ya da sorgulanmaz bagimliligin duzeyidir.

Iste serbestlik bu bagimliliktan kurtulma ve arinma ile paraleldir. Bu da kisinin kendi beyninde yer etmisleri sorgulamasina onlarin sorun algisinin farkindaligina paraleldir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #87  
Alt 28-02-2015, 23:42
dias dias isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Feb 2015
Mesajlar: 33
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mustakil var olan varlik, mustakil olarak fiziksel dunyadan bagimsizdir. O yuzden de ya fiziksel dunya ile olan ikliskisisinde ozgur olarak secim ve karar hakkini kullanir, ya da buna sahip olmadiginin inancini tasir.

Buridan esegi "karar verememistir ve bunun olumu ile sonuclanacaginin farkinda degildir"

Ayrica konu burda sadece farkindalik ta degildir, duruma gore gelen "arz ve talep" tir.

Saman yiginlari esit olmayabilir, yalniz hangisi olursa olsun yendiginde acligi giderir.



Dinler bu acmazi tanri ve onun buyruklari ile degerlendirir "kulluk, hakkini vermek, kader, taktir-i ilahi, imtihan v.s." Yani allahlarinin verdigi aklin Allah'in cizdigi kader ve yonlendirimi olarak kullanilipkullasnilmamasi bir ozgur iradedir." Yani algiya gore "Allah bir akilvermis ve benden bunu soyle kullanmami istemis, nasil kullanacagimi da belirlemis benim ozgur iradem nasil kullanacagimin zaten Allah tarafindan bilinmesidir"

Yani aslinda inanira gore, Allah onun ne yapacagini bilmek ile kalmaz ne yapacagini da belirler. Buradaki ozgur irade imtihani ise buna yonelmektir ve tek taraflidir, cunku aksi Allah'a karsi cikaktir ve imtihanda sinifta kalmaktir.

Kisaca burada bir aldatmaca soz konusudur. o da "Allah akil vermis, istedigin gibi kullan" bilincaltidir.

Yalniz bu akli nasil kullanirsan kullan bu Allah tarafindan bilinmekte ve belirlenmektedir. Imtihan da buna teslim olmaktir.



Buradaki nefs te ayni akil gibidir. Yani inanca gore Allahlari vermistir, nasil kullanilacagini da belirlemis ve nasil kullanilacagini da bilmektedir. Sen sadece ya buna uyarsin ya da uymazsin. Imtihan da budur.

Halbuki buradaki ters mantik "Allahlarinin bunu belirlemis olmasi ve verdigi akilve nefsin bir secim ya da karar hakki olmamasidir"

Yani "hem Allahlari isterse onlari kafir yapar, hem onlarin gozleri muhurludur v.s."

Kisaca dinde ne nefsin ne de aklin ozgur bir secimi yoktur. Buvarmis gibi gosterilir.



Cunku mustakil var olan varligiz. Kendi butunlugumuz var ve bu digger butunluklerden hareket olarak bagimsiz. Bu butunluk bunyesindeki butunun parcalari da butunun kontrolunde.



Beynimizin birakdis dunyayi once kendimizi kendimiz olarak algilama sorunu vardir. Bu da genelde neye sartlanmissak ve bilincaltimiza ne yerlesmis ise, otomatikman onun emir ile harekettir.

Burada onemliolan ve farki yaratan her beynin kendi algisi bilgisi farkindaligi ve bilincidir. Ayrica "core faith" dedigimiz, dogumdan itibaren verilen; ideolojik inancsalizmsel ve etik degerlere olan Imani ya da sorgulanmaz bagimliligin duzeyidir.

Iste serbestlik bu bagimliliktan kurtulma ve arinma ile paraleldir. Bu da kisinin kendi beyninde yer etmisleri sorgulamasina onlarin sorun algisinin farkindaligina paraleldir.
Kitabın çelişkilerinden bahsetmişsiniz, ben genel olarak nasıl cevap vermeye kalktığından ve onun üzerinden ortaya çıkan paradokslardan bahsettim. Bağımsız olduğunu o yüzden özgür olduğunu söylüyorsunuz ben ortada bir bağımsızlık göremiyorum aksine her yaptığımız hareketin şimdiki ve daha önceki çevresel sebeplerin bir nedeni olarak görülüyor. Eşeğin veya insanın farkındalığının olması çok bir şeyi değiştirmeyecek, sonuçta insan açlıktan öleceğini de bilse eninde sonunda bir seçim yapmak zorunda olduğudur. Sorun ise seçimi neye göre yapacağıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #88  
Alt 28-02-2015, 23:53
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

dias´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kitabın çelişkilerinden bahsetmişsiniz, ben genel olarak nasıl cevap vermeye kalktığından ve onun üzerinden ortaya çıkan paradokslardan bahsettim. Bağımsız olduğunu o yüzden özgür olduğunu söylüyorsunuz ben ortada bir bağımsızlık göremiyorum aksine her yaptığımız hareketin şimdiki ve daha önceki çevresel sebeplerin bir nedeni olarak görülüyor. Eşeğin veya insanın farkındalığının olması çok bir şeyi değiştirmeyecek, sonuçta insan açlıktan öleceğini de bilse eninde sonunda bir seçim yapmak zorunda olduğudur. Sorun ise seçimi neye göre yapacağıdır.
Paradokslar algilayabilenler icin vardir.

Gorundugu gibi bir inanir kulluk teslimiyeti ile "akil kullanimi ozgurlugu" ve de "Allahlarinin herseyi bildigini ve yonlendirdigini" ve de "imtihan" arasindaki bag paradoksunu goremez.

Iste o secimin kendi iradesi ile hic bir baskasinin ya da seyin baskisi altinda kalmadan yapmasi zaten ozgur iradedir.

Kisaca insanoglunda ozgur irade vardir. Bunu kullanip kullanmamak ta her beyin icinde yer etmis sorgulanmaz, ideolojilerr inanclar izmler ve etik degerler ile paraleldir.

Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede ser*gilediği kararlılık; belli bir durum karşısın*da, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksı*zın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyle*me neden olan eylemi başlatabilen yetidir. İnsanın liberteryen manada bir erkin iradeye sahip olup olmadığı halen bir tartışma konusudur.

Secimin ya da kararin ne yone olacagi ozgur iradeyi baglamaz. Ozgur irade bu secim ve kararin farkinda ve bilincinde olmak ve kendi iradesi ile bu hakki kullanmaktir.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #89  
Alt 01-03-2015, 00:05
dias dias isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Feb 2015
Mesajlar: 33
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Paradokslar algilayabilenler icin vardir.

Gorundugu gibi bir inanir kulluk teslimiyeti ile "akil kullanimi ozgurlugu" ve de "Allahlarinin herseyi bildigini ve yonlendirdigini" ve de "imtihan" arasindaki bag paradoksunu goremez.

Iste o secimin kendi iradesi ile hic bir baskasinin ya da seyin baskisi altinda kalmadan yapmasi zaten ozgur iradedir.

Kisaca insanoglunda ozgur irade vardir. Bunu kullanip kullanmamak ta her beyin icinde yer etmis sorgulanmaz, ideolojilerr inanclar izmler ve etik degerler ile paraleldir.

Özgür irade, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede ser*gilediği kararlılık; belli bir durum karşısın*da, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksı*zın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyle*me neden olan eylemi başlatabilen yetidir. İnsanın liberteryen manada bir erkin iradeye sahip olup olmadığı halen bir tartışma konusudur.

Secimin ya da kararin ne yone olacagi ozgur iradeyi baglamaz. Ozgur irade bu secim ve kararin farkinda ve bilincinde olmak ve kendi iradesi ile bu hakki kullanmaktir.
İşte sorun orda, çevresel etkilerin baskısıyla seçim yapıyor, bağımsız yaptığımızı sanıyoruz.
Alıntı ile Cevapla
  #90  
Alt 01-03-2015, 00:07
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

dias´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İşte sorun orda, çevresel etkilerin baskısıyla seçim yapıyor, bağımsız yaptığımızı sanıyoruz.
"saniyoruz" derken sen, serbest irademizin olmadigini mi soyluyorsun?

Yukarda bir tanim verdim, ne diyorsun?

Ya da senin tanimin ile nedir serbest irade?

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ozgur irade/Ozbenlik/Ego paslıçivi Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 59 08-04-2014 22:50
Kulli irade cüzi irade hipnoz irade lsd irade :) higs İslam 9 06-09-2012 19:57
Özgür irade mi, Allah'ın dileği mi? cin İslam 73 16-09-2011 18:20
özgür irade yok erer Felsefi Tartışmalar 15 07-08-2008 02:51

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:46 .