Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Mitoloji & Esoterisizm

 
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 11-11-2014, 20:13
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart BÜYÜK UNUTUŞ - Bir Ruhsal Kurgu Pratiği

Ruhsal kurgu neden olmasın diye kaleme alınmış bir yazıdır.
Ruh zaten kurgudur denirse de, cevap açıktır, bu "Kurguların Kurgusudur"
Anlatılan olayların gerçekle uzaktan yakından alakası sınırlı olup, isim benzerlikleriyse tamamiyle tesadüftür.
İsimse Daniel Quinn'in B'nin Öyküsü kitabının, Büyük Unutuş kısmından esinlenmiştir.
*------------ o ------------*
Bu aslında bir yazılar dizisidir, yazının tamamı bitmiştir, toplamda 8-9 bölümdür.
Bölüm bölüm buradan bir kaç haftada bir yayınlamayı düşünüyorum.
Yayınlama tamamen bittiğindeyse .pdf olarakta sunarım.

Keyifli okumalar.
*------------ o ------------*


DÜŞÜNCE İMPARATORLUĞU - SONSUZ SESSİZLİK

Evrenin bilinmeyen bir yerinde, görünmez varlıklar yaşarmış, bunlar görülmediği gibi, duyulmaz, hissedilmez, madde denilen şeyden tamamiyle azade varlıklarmış.
Herhangi bir bedenleri olmadığı için, herhangi bir yurtları da yokmuş, bir birleriyle anca telepati ve hayal denilen, düşüncenin kurguladığı sanal bir gerçeklikte, ortak hayalde iletişim kurabilirlermiş.

Bunlar en basit deyimle birer "düşünce formlarıymış", doğum yok, ölüm yok, temas yok, açlık tokluk hiç yok, vs. vs. tamamen nötr varlıklarmış.

Her şeyi düşünebiliyorlar, lakin bu düşüncelerini vücuda getiremiyorlarmış, buna anca hayalde imkan bulabiliyorlarmış.
Diğer yandan çeşit çeşit, farklı farklılarmış, yani hepside aynı değilmiş, lakin bu farklarda bir çatışma ortamı oluşturmazmış hiç bir zaman.

Bunların görünmezlik olayı hem en büyük özellikleri hemde en büyük sıkıntılarıymış, zira madde bazında hiç bir şeye sahip olamazlar ve her şeyin içinden geçip gittikleri için, hayallerinden, düşüncelerinden, birde kimliklerinden başka hiç bir şeyleri yokmuş.
Hasılı bunların yaşamları statik bir yaşammış, isteseler de dinamik olamıyorlarmış.

Eylemsizlik veya durağanlık denilen bu statik durumla da sonuçta baş edebiliyorlarmış, neticede zaman, doğum, ölüm gibi şeylerin baskısını yaşamadıkları için, statik durum bir problem değilmiş.
Saf düşünce oldukları ve beden gibi baskıları da bulunmadıkları için, istedikleri hayali kurup, o hayalin içinde istedikleri gibi de davranıp, her türlü deneyimi de yaşayabiliyorlarmış.

Teknik olarak bir birlerini de göremiyorlarmış, kendilerini de göremiyorlarmış, gördükleri bir birlerine görünmesini istedikleri hayali suret neyse oymuş, erkek ve dişi potansiyeline de sahiplermiş, yani hem erkek hemde dişi olabiliyorlarmış.
Ben kimim sorusunun cevabı onlar içinde muğlak bir cevapmış, bunun tam bir cevabı yokmuş.

Diğer yandan hayal dünyasının gerçeklik algısı ve yaşanılan gerçeklik hissi de hayallerle kısıtlıymış ve hayalde de zaman kavramı olmayınca çekilen acıda, sevinçte, hazlarda statikmiş.

En son yaşanılan his neyse hep o kalıcı oluyormuş, dolayısıyla bir önceki hisler ne yaşanırsa yaşansın, hiç yaşanmamış gibi oluyormuş.

Acı varsa hep acı, sevinç varsa hep sevinç, sonu olmayan bir sonsuzluk gibiymiş duygular.

Hafızanın yazılacağı fiziksel bir ortam olmayınca da, hafıza da kayda geçemiyormuş, geçmişin yaşanılmışı da bugünden bilinemiyormuş, düşünce ise her daim o ana odaklı olduğu için, ve anlarda her daim bir biri üstüne bindiği içinde, bir öncekine ulaşmak imkansız gibiymiş, düşünce otomatik işler ne yapacağını da bilirmiş.
"Hafıza olayına ortak bilinç alanları yaratarak çözümde bulmuşlar sonradan, lakin her zaman en az birinin bu alanı aktif tutması gerekiyormuş, yoksa kimse olmazsa o alanda ki bilgi anında siliniyormuş, nöbetleşe bunun üstesinden gelmişler, önemli gördükleri şeyleri bu alanlara aktarabilmişler."
Gerçi hafızasızlığın bir iyiliği de varmış, her zaman yaşanılan his, ilk his gibi olunca, etkili de oluyormuş bir yandan, 100 kere sevinç yaşasada bunun yansıması her daim sevinç 'miş, önce olmayınca sonrada olmuyormuş, çok kavramı ve sayılar zamandan soyutlanmış bu statik ortamda, zaten anlamsız, kimsenin işine yaramayan kavramlarmış.
Hareket ettikleri zaman, düşünce hızında hareket ediyorlarmış ki düşünmeleri yetiyormuş zaten.
Böyle garip bir yaşam;
Ne doğum var içinde, ölümden azade.
Ne ölüm var içinde, doğumdan azade.
Derken bu alem bir gün şu sözlerle çalkalanmış,
"Bedenlenmenin bir yolu bulundu !!"


*------------ o ------------*
Devam edecek...
Gelecek bölüm: ÇATIRDAYAN EYLEMSİZLİK - YAŞAMA İLK TECAVÜZ

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
 

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Büyük hac (9:3) Hasan Akçay İslam 3 10-09-2016 02:02
Büyük ara tür atlası-1 Kurmay Evrim 7 08-12-2014 03:51
Büyük ara tür atlası-2 Kurmay Evrim 8 08-12-2014 03:41
Büyük Grev AhbAp Edebiyat 2 20-10-2011 22:43
Dünyanın en büyük ırkı,insanlık...En büyük dini,hümanizma... emperrordiablo Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 3 04-10-2010 02:48

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:58 .