Deprem ve Beceriksiz Tanrı

[spartan-troy]

1ncisine cevap; cok yemek mi aclık az yemek mi? hz.muhammed bir günde 3 lokma yediği biliniyor.buna ne diyceksin...sefalet mi bu şimdi...bir insan bir günde ne kadar yemek yemeli..tıka basa mı yoksa az yemek mi? aç kalan komandolar günlerce 1 kutu konserveyi idare etmek zorunda kalıyorlar.bir dava peşindeysen açlık önemli değil kardeşim.osman sınav ın pusat dizisindeki slogan ne ; zafere giden yolda cekilen cile kutsaldır.


2.cisine cevap;
nedim yılmaz,,,,kardeş,,,sana beyin vermiş beyin...beyin vermeseydi hayvan sınıfına sokardı seni...şimdi iki yol var...1.cisinden de gidebilirsin 2.cisinden de...ben 1.cisinden gittim de ve ardından da soyle bir sey de...bu yola yönelttirildim yani Allah arkamdan çekti ben bu yola geldim...hugo musun sen? biri tuşlarla seni yönlendirsin...tanrı elbet herşeyi bilecek,ama senin seçimini biliyor...yani kendi isteiğinle yaptığın şeyleri biliyor.işte bu kaderdir.


3.cusune cevap;


babo ben niye öldüm diyebilen bir insan var mı nedimyılmaz...kazık mı çakacaksın dünyaya..
ne yapacan bu sahte dünyada...elbet öleceksin sende...çünkü bizim mekanımız değil burası...
sebep aramak boş...ben niye öldüm hadi sebebini söyle...bunla ne ilgileniyorsun sen...otopsi memuru musun?


4.cusune cevap:




Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?


nahl 71


en güzel cevabı budur nedimyılmaz...para ve rızık sıkıntısı...yine insanın suçu,,,banka hortumlayanlar bu ulkede rahatca yasayabiliyor..gecekonduya sahip olanların evleri yıkılıyor..bak yukarıdaki ayeti yorumla..Allah bunu zaten soyluyor.





5.cisine cevap:


nedimyılmaz yangın ormanda da var; her yerde var önemli olan yangının üzerinde olmamak...cernobil faciasını bilir misin? tanrı sucu mu bu yoksa salak bilim adamlarının sucu mu ?



6.cısına cevap:


insan yeryüzünde yok ken ne felaketi varmıs....doğa olayları şimdide var o gunde vardı
bunda tartısılcak bir sey yok

Sevgili Nedim Yılmaz,

17 Ağustos'ta kendisi İstanbul'da, kızı Yalova'da, ailesinin diğer fertleri ise Adapazarı'nda olan, deprem olduğu dönemde maddi sorunlar nedeni ile bir arabaya sahip olmayan, arkadaşından zar zor temin ettiği bir araç ile önce Yalova'ya, ardından da Adapazarına ulaşmak için yaklaşık 24 saatini depremin üzerinden birkaç saat geçmiş, acıların en ağır şekilde yaşandığı bölgelerde geçiren, telefonlar çalışmadığı için ancak tıkanmış yollardaki kişilerden bilgi almaya uğraşan ve "Yalova felaket, Adapazarı ise bitmiş hiç gitmeyin" gibi bilgilerle donanan, sonunda birinci derece akrabalarından fire vermeyen ama çok sevdiği birçok insanı enkaz altında bulan, ailecek büyük maddi zararlara uğrayan bir insan olarak deprem sonrasında "bu iş nedir" diye araştırmaya başladım.

Sonuçta, Sn Aykut Barka'nın -tam tarihini hatırlamıyorum ama sanırım depremden 10 yıl kadar önce- yazmış olduğu bir makale buldum. 17 Ağustos depremini adeta harfi harfine tarif ediyordu! Depremin merkez(ler)i, büyüklüğü, olası hasarlar neredeyse depremin sonrasındaki raporlarla birebir uyuşuyordu.

Daha sonra da Cüppeli Ahmet Hoca'nın deprem nedenlerini okuduk. O mesajda Cüppeli'ye atıfta bulunmak istemiştim, hata yaptıysak affola.

[NedimYilmaz]

1ncisine cevap; cok yemek mi aclık az yemek mi? hz.muhammed bir günde 3 lokma yediği biliniyor.buna ne diyceksin...sefalet mi bu şimdi...bir insan bir günde ne kadar yemek yemeli..tıka basa mı yoksa az yemek mi? aç kalan komandolar günlerce 1 kutu konserveyi idare etmek zorunda kalıyorlar.bir dava peşindeysen açlık önemli değil kardeşim.osman sınav ın pusat dizisindeki slogan ne ; zafere giden yolda cekilen cile kutsaldır.

Aç komandolar kendi rızaları için 1 kutu konserve ile kalmıyorlar. Emir o yönde. Bir korku söz konusu. Dava uğruna değil, ya da en azından o davasını kutsallaştırmış olabilir. Gerçek olan bir emir veren, bir de emir alan olduğudur. Eğer o 1 kutuyu yemezsen, hiçbir şeyi yiyemezsin.

Açlık sınırının altında yaşayan insanlar sefalet içindedir. Muhammed'in bir günde 3 lokma yediği efsanesi.. İnanmak değil, bilmek istiyorum, bir kaynak gösterir misin? Hoş, öyle olsa bile bunu adı da sefalettir. Bir insan hergün 3 lokma yemekle yaşayamaz. Bir insan tıkabasa yemeli demedim, bir insan günlük ihtiyacı kadar yemelidir. Bunu da günümüzde doktorlara başvurarak öğrenebiliyoruz. Metabolizmamız için gerekli olan besinler, meyveler, sebzeler ve onlara dahil olan proteinler, karbonhidratlar, lipidler vs. vücuda gerekli olduğu kadar alınmalıdır.

Zafer dediğin ne? Bizim zaferimiz başkalarını yenilgisi üstüne kuruludur. Ya sen bir gün yenilen olduğunda? Seni düşünen olmayacak o gün..


2.cisine cevap;
nedim yılmaz,,,,kardeş,,,sana beyin vermiş beyin...beyin vermeseydi hayvan sınıfına sokardı seni...

Hayvanların bir beyni, bir düşüncesi, bir zihni vardır. Bakınız: Tübitak yayınları: Hayvan Zihni

Beyinsiz bir canlı yoktur. Düşünemeyen canlı da yoktur.

şimdi iki yol var...1.cisinden de gidebilirsin 2.cisinden de...ben 1.cisinden gittim de ve ardından da soyle bir sey de...bu yola yönelttirildim yani Allah arkamdan çekti ben bu yola geldim...hugo musun sen? biri tuşlarla seni yönlendirsin...tanrı elbet herşeyi bilecek,ama senin seçimini biliyor...yani kendi isteiğinle yaptığın şeyleri biliyor.işte bu kaderdir.

Konu sefalet. Tanrı arkamızdan çekiyorsa ve ben istemeden (ki kimse istemez) sefalet yoluna düştü isem ve gayet mümin, iyi niyetli, müslüman bir insan isem ne olacak? Böyle bir şey insan başına gelmiyor mu?


3.cusune cevap;


babo ben niye öldüm diyebilen bir insan var mı nedimyılmaz...kazık mı çakacaksın dünyaya..
ne yapacan bu sahte dünyada...elbet öleceksin sende...çünkü bizim mekanımız değil burası...
sebep aramak boş...ben niye öldüm hadi sebebini söyle...bunla ne ilgileniyorsun sen...otopsi memuru musun?

Kazık çakmayacağım, ben niye öldüm de diyemeyeceğim. Ölümün sebepsiz olduğunu ben savunuyorum, her ölümün bir sebebi vardır diyen sensin. O halde bana suçsuz günahsız bir insanın ölümünün nedenini açıkla ve ikna olayım. Açıkçası ikna olmak istiyorum.

Sebepsiz ölüm olmaz ise, bir yanlışı olmayan birinin kafasına düşen yıldırımdan dolayı ölmesinin sebebi? Allah öyle mi istememiş mi ? İstediyse, kötü müdür, istemediyse nasıl oluyor? Yoksa bu da mı bir sınavdır?

[b]4.cusune cevap:

Allah, rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

Aynı soru: Tanrı arkamızdan çekiyorsa ve ben istemeden (ki kimse istemez) sefalet yoluna düştü isem ve gayet mümin, iyi niyetli, müslüman bir insan isem ne olacak? Böyle bir şey insan başına gelmiyor mu?

5.cisine cevap:
nedimyılmaz yangın ormanda da var; her yerde var önemli olan yangının üzerinde olmamak...cernobil faciasını bilir misin? tanrı sucu mu bu yoksa salak bilim adamlarının sucu mu ?

Ben çernobilden bahsetmiyorum, doğadan, tabiat kanunlarından bahsediyorum. Bir yıldırımın ormana düşmesi sonucu çıkan yangın ve binlerde telef olan hayvan. Ve orada raslantı sonucu uyumakta olan bir insan.

Suç nerede?

6.cısına cevap:
insan yeryüzünde yok ken ne felaketi varmıs....doğa olayları şimdide var o gunde vardı
bunda tartısılcak bir sey yok

Erozyon, *yangın, deprem, sel, yanardağ felaketler, göktaşı düşmeleri, bitkilerin gazlar ile yok olması, mutasyonlara uğrayıp raslantı sonucu ölümler vsvs.

Bu felaketler varmış

[spartan-troy]

aynı şeyleri yazıyorsun nedim yılmaz.
bende aynı seyleri yazmak istemiyorum,zamanım yok...
sen bildiklerinle kal,bende bildiklerimle kalayım.

[NedimYilmaz]

Hayır, aksine yanıtlanması gereken bir takım sorular soruyorum.

[spartan-troy]

bende cevaplıyorum ve cevapladım da
düşünen toplumlar için ibretler vardır (kuran-ı kerim)

siz bildiginiz yolda devam edin.
sen soruyorsun bende cevaplıyorum.
ama ne sen tatmin olursun nede ben,ölüm perdesinden sonra tüm gerçekler bilinecek merak etmeyin.

60 yıllık ömrümüz ne ki anasını satayım...niye inkar edicem ki.
hiç bir şey geçmez elime
ben ülkem için elimden geleni yapıyorum...çalışıyorum kazanıyorum
niye boşu boşuna inkar edicem.



De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz.

taha 135

[NedimYilmaz]

Konu ölüm sonrası değil, hayat. Daima yapılan şeyi yapıp şu noktaya çekmeyelim lütfen. Orta yokda bu sorulara yanıtlar verelim.

[spartan-troy]

nedim yılmaz bütün sorularına cevap verdim...esas öğrenmek istediğini yaz...kendimce cevap vereyim..ama bana ne olur aynı şeyleri yazdırma.

[Neva]

NedimYilmaz´isimli üyeden Alıntı

1 Kasım 1755 tarihinde Lizbon bir deprem ile hemen hemen tamamen yok oldu. 60.000 ilâ 90.000 insanın öldüğü bu depremde bir düşünür vardı: Rousseau

Depremden manevi açıdan fazlasıyla etkilenen Rousseau, ünlü yapıtı Candide'de milyonlara şu şekilde sesleniyordu;

..burun gözlük taşımak, bacak çorap giymek, taş görkemli şatolar yapmak için dizayn edilmiştir. İster insandan, ister doğadan kaynaklansın, başıma gelen her belanın gerisinde demek ki Tanrı'nın usta eli vardır. Doğanın karmaşık düzeni Tanrısal dizaynın kanıtı ise, o zaman Tanrı'nın ya çok beceriksiz, ya da habis olduğunu kabul etmek zorundayız. Tanrı, ya önleyebileceği kötülüğü isteyerek önlememektedir ya da istemediği kötülüğü önleyememektedir.

-------------

Guncelleme.

[asya1111]

Güzel kardeşler.

Muhammed ( s.a.v ) in hayatı için eldeki kaynaklar, sadece islami kaynaklardır. Yani kuran, hadisler, islami tarih kitapları ...Bu konuda yazılan diger tüm kitapların da başka kaynakları yoktur.
Şimdi bunlardan kendi iddiamıza uygun olanları tereddütsüz kullanıp , digerlerini de görmezden gelmek , yok sayıp kendince mantık yürütmek en başta ahlaki değildir, bilimsel ise hiç değildir.

Buna göre;

1- Muhammed okuma yazma bilmedigi gibi, Mekke köyünden de fazla çıkmamış,çıktığında da kalabalık kervan gruplarıyla çıkmıştır.

2- Siyasi, ekonomik, dinsel, şahsi ...sebeblerden dolayı birçok rakip ve düşmanı vardı. Yanı herkesin gözü O nun üzerindeydi. Tüm malzemeleri abartarak ve ekleyerek kullandıkları ve hatta malzeme üretıkleri kaynaklarda anlatılmaktadır. Bunun böyle olageldiği de hepimizce malumdur.

Bu durum Medine ya gidince de değişmemiştir.

Yani; Muhammed s.a.v tevrat incil, hele hele çin, yunan... literatürünü okumamıstır. Ya da bu literatür hakkında dişe dokunur bir bilgi edinecek bir kaynağı olmamıştır.

Mekke nin durumu malum olduğu üzre , özel bir eğitimi olmayan,okuma - yazma bilmeyen, çobanlık da yapan , sonradan ticaretle uğraşan ( ki Mekke nin başka bir gelir kaynağı da yok ) herkesin gözü önünde büyüyen bir yetim ve öksüzdür Muhammed.

O tarihlere kadar tüm dünya filozof ve bilginlerinin neler dediklerine, aynı zamanda yahudi ve hristiyan literatürüne de bakın. Ondan sonra da bir daha insaf ile burada yazdıklarınıza bakın. İsterseniz Kuranın ve Muhammed in söylediklerine bir daha bakın, okuyun. Tenkid edin, karşı çıkın ama biraz insaf.

Son olarak;


Bu dünyanın test, imtihan, bela yeri olduğu, en zor soruların da ( imtihan , bela ) onların derecelerini, puanlarını, ... arttırmak için en sevdiği kullarına çıkacağını, asıl mükemmel olan, uğraşılması gerekenin , bu geçici olan dünya ( manası alçak, aşağı ) değil de ahiret, obir dünya olduğu Kuranın birçok yerinde geçer.

Yani doğal felaketler dahil başa gelen belalar Allah ın izniyle kimin ne yapıp edeceğini görmek için ( imtihan ) olmaktadır ve artarak devam edecektir.

Bu dünyayı Allah ın tüm gücüyle yarattığı, mükemmel bir yer olarak düşünmeyin yani. Çeşitli zorluk ve tuzakların hazırlandığı bazı yarışma programları var ya! Öyle düşünün. Hediyeler yarıştan sonra. Kuran da yarışmacının el kitabı.

" Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? " 6-32


Kendilerine, çocuklara-çocuklarına (hatta bebeklere), askerlerine... vs. kendilerinin veyahut ta başkalarının koyduğu hedeflere ulaşmak veya ulaştırmak için -geçici olduklarını bile bile- eğitim, yarışma vesair adlar altında
eziyet eden kamplara sokan bizler, neden kalıcı olan ahiret yurdu için Allah ın bizleri sınamasını (ki arapça karşılığı "bela" dır) insafsız buluruz bilemem.