Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 23-05-2011, 00:20
istatistik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
istatistik istatistik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
Standart Kuran, Tevrat ve İncil'i Onaylayıcıdır

Kuran'ın, kendisinden önce gönderilen kitapların değştirilip bozulması üzerine indirildiği söylenir. Ancak, Al-i İmran suresine baktığımız zaman, tevrat ve incilin değiştirilmiş olduğu bilgisiyle bir çelişki olduğu görülmektedir.

Diyanet Vakfı
ALİ İMRAN 3. (Resûlüm!) O, sana Kitab’ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile İncil’i ve Furkan’ı indirmişti.
Diyanet İşleri
ALİ İMRAN 3/3-4. Kendisinden önceki Kitapları tasdik eden Hak Kitap’ı sana indirdi. Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil’i de indirmişti. O, doğruyu yanlıştan ayıran Kitap’ı indirdi. Doğrusu Allah’ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli azab vardır. Allah güçlüdür, mazlumların öcünü alır.


Burada kullanılan tasdik kelimesinin anlamını inceleyecek olursak bu kelime "Türk Dil Kurumu"na göre aşağıdaki anlamdadır:

tasdik etmek
1 . doğrulamak
2 . onaylamak

Şimdi buradaki çelişki, Kuran'ın değiştirilmiş olan ve tanrı katında da bilindiği iddia edilen Tevrat ve İncil'i doğrulayıcı ve onaylayıcı olarak indirilmiş olmasıdır. Madem bu kitaplar değiştirildi Kuran'ın düzeltici bir kitap olarak inmesi gerekmez mi?

Kuran indikten sonra bu kitaplar değiştirilmiştir şeklinde bir savunma gelebilir. O zaman peşinen bunun cevabını da verelim:

Tevrat bugünkü şeklini milattan önceki dönemlerde almıştır ve o zamandan bu zamana kadar bir değişime uğramamıştır.

Yıl 1947. Filistin. Eriha'nın(Ericho) 12 Km güneyinde, Kumran ıkıntılarının bulunduğu bir kesim. Yıkıntılara 4, Lut Gölüne 2 Km uzaklıkta gölden 300 metre yükseklikte bir yer. Ve köylü bir arap. Kuzusunu yitirmiş ararken bir mağaraya rastlar. Mağara, 8 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde ve 2,5-3 metre yüksekliğindedir. İşte burada, kimi kırık kimi ise sağlam şekilde bulunan bir kaç küp bulunuyordu. İçlerinde de, bezle kaplı, en üstü ziftlenmiş meşin tomarlar. köylü arap nefes kesen bir keşiften habersiz bunları bir antikacı racılığıyla Kudüs'deki Süryani St. Marc Manastırı Metropolidi mar atanas Yeşue samuel'e sattı. Bir kaç kuruş karşılığında. Tomarlar ilk başta pek ilgi görmese de daha sonra ne denli önemli oldukları anlaşılmıştı. Daha o yıl önemleri anlaşıldı ve bulundukları mağaralarda araştırmalar yapılarak önemli parçalar elde edildi. Kimi buluntular da Kumran'ın tarihini ortaya koymaya yaradı. 1974'de bulunan el yazmaları arasında Tevrat'ın çok önemli bir bölümünü oluşturan İşaya vardı. Bu kopyalar İsa'dan önceki dönemlere aitti ve bugüne kadar bilinen metinlerin en eskisiydi. Ve yine Tavrat bütününden hababuk(habakkuk), MÖ 6. YY'da kaleme alınmıştır.(5)

Lut gölü tomarları ve önemi üstüne, kongrelerde çeşitli bildiriler sunulmuştur. Ve özellikle şunlar dile getirilmiştir:
  • Bu tomarla MÖ zamana aittir.
  • bu tomarla içinde bulunan tevrat bölümlerine ait metinler, Tevrat'ın MÖ'ki metinlerine uyguluğunu ortaya koymuştur.
22. Uluslararası Doğubilimciler kongresinin çalışmalarında bunun yansıtıldığı görülür. 1951 yılında İstanbul Üniversitesinde toplanan kongreye sunulan tomarlarla ilişkin bildirilerden Ord. Prf. Dr. Zeki Velidi Togan uzun uzun söz eder;
  • "bu tomarların Tevrat'ın İşaya bölümüne ait olanları Masora Tefsirleri Tesiriyle değiştirile noktalardan ayrılmakta, yani Tevrat'ın grekçeye çevirisinden önceki şeklini ortaya koymaktadır. işte tomarların asıl değeri de buradadır. müslümanlar, Tevrat'ın tahriflere uğradığını ileri sürdüklerinden, Lut Gölü tomarları'nın incelenmesine bir gün onlar da katılırlar.(6)
hayrullah Örs de şunları yazar:
  • MÖ 300'e doğru da Tarihler, Ezra ve Nohemya bölümleri. bu tarihten sonra Eski Ahd'in artık şimdiki şeklini aldığı, hatta bir harfinin bile değiştirilmediği bir gerçektir.(7)
Tevrat, MÖ 300'e doğru aldığı biçimiyle hiç değişmediğine göre, muhammed Döneminde bu kitabın "Tahrif Edildiği" hiç bir biçimde düşünülemez. (Alıntı - Turan Dursun Din Bu 1, Sayfa 77-78)
Dip Notlar:
  • (5) S. şişman, "Lut Gölü Yazmaları", İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, Yıl 1956-1957, İstanbul, 1957 c.2,cüz:1,s.36-41
  • (6) Zeki Velidi Togan "2. Beynelmilel Müsteşrikler Kongresi'nin Mesaisi ve İslam Teetkikleri", İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, Yıl: 1953, İstanbul, 1954, c.1, cüz:1-4, s.30
  • (7) hayrullah Örs, musa ve Yahudilik, İstanbul, 1966, s.37
Ayetin dışında somut veriler de göstermektedir ki Tevratta erhangi bir değiştirilme yapılmamıştır.

Somut delilleri görmezden gelsek bile ayet ile müslümanların inanışları arasında bir çelişki vardır. Müslümanlar için, Kuran en kesin yargı olduğuna ve değiştirilmediğine göre, kendisi de belirtmektedir ki Tevrat ve İncili onaylamaktadır.


Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)

SERBEST KALEM
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23-05-2011, 08:14
Voltaire Darwin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Voltaire Darwin Voltaire Darwin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 May 2010
Mesajlar: 390
Standart

istatistik´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu tomarla MÖ zamana aittir.
  • bu tomarla içinde bulunan tevrat bölümlerine ait metinler, Tevrat'ın MÖ'ki metinlerine uyguluğunu ortaya koymuştur.
  • MÖ 300'e doğru da Tarihler, Ezra ve Nohemya bölümleri. bu tarihten sonra Eski Ahd'in artık şimdiki şeklini aldığı, hatta bir harfinin bile değiştirilmediği bir gerçektir.
Bu tomarlar ile ilgili çok detaylı araştıramadığım bir konu var :

Kimi yerde bu tomarların İsa'nın yaşadığı döneme ait olduğu ve onun bu dönemde yaşayan bir yahudi mezhebinin üyesi olduğuna dair iddialar vardı yanılmıyorsam.

Ayrıca İsanın kardeşi olduğu iddia edilen "James" adı geçiyormuş.

Aklımda netleşmeyen şu :

* Bu yazıtlar Tevratın M.Ö. yazıtlarını içerdiği için ve hemen hiç değişmediğini kanıtladığı için midir hristiyanlık ve islam için yıkıcı önemi?

* Yoksa St. Paulden ve İsadan bahsettiği ve o dönemdeki İsa figürünün bizim bildiğimizden çok farklı olduğunu anlattığı için mi?

Yaşamı en değerli kılan yanı, bir sonu olduğunu ve bir tekrarı olmadığını bilmektir....
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23-05-2011, 08:17
vivident vivident isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Apr 2011
Mesajlar: 239
Standart

tevrat değişmiştir...hz musa öldükten sonra kaybolmuş olup,üzeyir peygamber ise Tevratı ezbere bildiği için allahın oğlu demişlerdir.ama zamanlar tevrat tahrıf olmuştur..
eğer Kuran-ı Kerim den bir sure bile cıkarsanız,yine Kuran-ı Kerimi tahrip etmiş sayılır.
Tevrat tamamen yanlış değildir.içinde allahın ayetlerı muhakkak olucaktır.ama %100 doğru dıyemeyız.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23-05-2011, 09:28
Psiko Psiko isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 16 May 2008
Mesajlar: 2.222
Standart

Ali İmran 81 : Allah Nebilerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan kitapları doğrulayıcı bir Resul geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz!
Bunu kabul ettiniz mi?
Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti.
Onlar: "Kabul ettik" dediler.
(Allah da) dedi ki: "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım"

"Yanınızda bulunan kitabı"
İster ele alınan diğer ayetler,
ister bu ayete,
ve
ölü deniz tomarları için bilimin ortaya koyduğu tespitlere ,
Kur'anda da diğer kitaplar için "Tahrif" olduğu sözlerine baktığımızda ortaya çıkan tablo için iki şey söylenebilir.
1-)Kur'anda dolayısı ile Tanrı da çelişki var.
2-)Kur'anı okuyanlar "Tahrif"ten kastın ne olduğu konusunda yanlış bir bakış ve anlayış üzereler.

İkinci şıkkın geçerli olduğunu düşündüren karinelerden birisi Elmalılı Hamdi Yazır'ın maide suresi 13.ayetin tefsirinde ortaya koyduğu,
ki,
İmam Gazalinin de görüşü budur.

"Şu halde başka bir sebeple değil, ancak sözleşmelerini bozduklarından dolayıdır ki biz de onları lanetledik
Bu lanetin tefsirinde üç şekil zikredilmiştir:
Ata'nın açıklamasına göre, rahmetimizden kovduk ve uzaklaştırdık demektir ki, asıl mefhumu ve detaylı mânâsıdır.
Hasen ve Mukatil: "çevirdik, şekillerini maymunlara ve domuzlara çevirdik" demek olduğunu söylemişler.
İbnü Abbas hazretleri de: "Rezil ettik, üzerlerine cizyeleri, ağır vergileri bastırdık" diye tefsir etmiştir ki, misal ile açıklamaktır.

Özetle sırf sözleşmeyi bozmak yüzündendir ki, başlarına felaketler yağdırdık.
ve kalplerini kasvet içerisinde bıraktık, ne söylense duymaz, hak ve adalet tanımaz, haksızlık ve zulümden kaçınmaz, Allah'dan korkmaz, ümitsizlikten kurtulmaz bir hale getirdik.
Hamze ve Kisaî kırâetlerinde "ya"nın şeddesiyle ve "elif"siz olarak okunur ki, kalp veya hileli akçe (para) demektir.
Yani kalblerini kalp para gibi bozuk ve düşkün bir hale getirdik.
Bunun için kelimeleri yerlerinden değiştirerek bozarlar.
Kelimeleri şuraya buraya çekerek kelâmı (sözü) değiştirirler.
Bu onların öyle bir âdeti olmuştur ki, diğerleri bir yana, Allah'ın kelâmını ve arzularına uymayan ilâhî hükümleri bozar ve değiştirirler.
Nitekim Tevrat'taki "recm" âyetini reisler hakkında "tahmim" yani "kömürle yüz karalamak" diye yorumlamaya kalkışmışlardı. ***
Fırsat bulunca kelimeleri de başkalaştırırlar.
Fakat çoğunlukla buna imkan bulamadıklarından dolayı bozgunculuklarını, kötü yorum ile yaparlar.
Allah'ın kelâmını bozmaktan daha büyük bir kalb katılığı da düşünülmez.
(Nisâ sûresindeki "Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar" (Nisâ, 4/46 âyetine bak.)
http://www.kuranikerim.com/telmalili/maide.htm

Bir diğeri de
*** : Sahih-i Müslüm Hudud bölümü 26 ve 28 nolu hadislerdir.
Bu Hadislerde zina yapmış Yahudiler geldiğinde sorulan soru
"Siz bu suçun cezası olarak Tevratta ne bulursunuz ?"
Soruyu soran ise bugün vivident ve benzerlerinin "Elhamdilüllah" demesine sebeb olan Muhammeddir.
Yahudiler ise tıpkı Elmalılının tefsirinde olduğu gibi "Yüzlerini kömürle boyamak,dövmek ve yüzleri birbirine gelecek şekilde eşeğe ters bindirmek" vb gibi Tevratta OLMAYAN cezalardan bahsedince,
"Yanlarında bulunan Tevrat'ın" getirilmesi istenmiş,
hem de kim tarafından ?
Muhammed dendiğinde vivident ve benzerlerinin sağ ellerini kalplerinin üzerine götürerek "S.A.V" dedikleri İlahi Elçi tarafından.
Nitekim ölüdeniz tomarları konusunda bilimin de ifade ettiği gibi metinlerde başkalaşım yoktur.
Ama bugün İslam toplumunda da yapıldığı apaçık gözlenen,
geçmişteki toplumların yapmış olduğu,
yorumla anlamı değiştirme işlemi vardır.
Ayetler orada durmakta ama yaşamla mutabakatlarına gelince,
keyfi yorumlarla (Eğip,bükme denilen şey.)istendiği yere çekilip heva ve hevesleri besleyen bir meta haline getirilmesi işlemidir.
Buna da Kur'anın tahrif demesinde bir çelişki yoktur.
Çelişki o kitaplarda matbaasal tahrif aranması komedisindedir.
Bir kitabın aslını görmemiş ve bilmeyenlerin o kitabın matbaasal değişikliğe uğradığını iddia etmesi,
hele hele de "Amentü" deyip dururken,
gerçekten de trajikomik bir durumdur.

Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 23-05-2011, 09:34
sufisevgili sufisevgili isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 23 May 2011
Mesajlar: 7
Standart

Kuran, tevrat ve incilin hakikatini onaylamaktadır. Yoksa üretilen bir sürü kitaptan seçilen, 4 kitaptaki ayetlerin hepsini onaylamaz. Hakikatlerini onaylar.
Mesela bunlardan biri "Allah'ın tek olmasıdır." Bilinenin aksine Los angeles'ta da şahit olduğum gibi pek çok hristiyan üçleme yapmamaktadır. Hz.İsa'nın Tanrı olmadığını güzel bir ruh olduğunu söylerler.
Sonuç olarak Kuran, önceki kitapların sadece hakikatini onaylar.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 23-05-2011, 09:55
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Mukaddes Kitaplardan Önceki Lanet Formülleri

istatistik´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran'ın, kendisinden önce gönderilen kitapların değştirilip bozulması üzerine indirildiği söylenir. Ancak, Al-i İmran suresine baktığımız zaman, tevrat ve incilin değiştirilmiş olduğu bilgisiyle bir çelişki olduğu görülmektedir.

Diyanet Vakfı
ALİ İMRAN 3. (Resûlüm!) O, sana Kitab’ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile İncil’i ve Furkan’ı indirmişti.
Diyanet İşleri
ALİ İMRAN 3/3-4. Kendisinden önceki Kitapları tasdik eden Hak Kitap’ı sana indirdi. Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil’i de indirmişti. O, doğruyu yanlıştan ayıran Kitap’ı indirdi. Doğrusu Allah’ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli azab vardır. Allah güçlüdür, mazlumların öcünü alır.
İstatistik, senin verdiğin bu örneklerde hep aklıma takılan ama bir türlü fırsat bulamadığım bir konuyu açmak istiyorum. İsteyen bu konuyu ayrı bir başlık altında açıp tartışabilir. Ben yalnızca Eski Mısır tarihiyle güzel bir açılım yapmak istiyorum.

Konu şu; Kuran'da, örneğin,

ALİ İMRAN 3/3-4. Kendisinden önceki Kitapları tasdik eden Hak Kitap’ı sana indirdi. Önceden insanlara yol gösterici olarak Tevrat ve İncil’i de indirmişti. O, doğruyu yanlıştan ayıran Kitap’ı indirdi. Doğrusu Allah’ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli azab vardır. Allah güçlüdür, mazlumların öcünü alır.

ayetindeki gibi, beddua okuma, korkutma, yıldırma v.b. gibi ifadelerin olması kimseyi şaşırtmasın. Çünkü böyle şeyler Eski Mısır'da da vardı.

Eski Mısır Mezarları'ndaki Lanet Okuma Formülleri

Örneğin Eski Mısır mezarlarındaki yazıtları buna bir örnek olarak verebiliriz. Bu mezarların bir yerinde olan yazıtlarda ölüyü koruma amaçlı (!) sözler vardır. Örneğin

1. "Bu mezara dokunan kişiyi yılan soksun"

gibi. Bunu bir belgeselde duymuştum ve National Geografic'teki ya da Discovery'deki bir belgeseldeki arkeolog da hiçbir amaca hizmet etmeyen bu sözün Mısırlılar tarafından yazılmış olmasını gülerek karşılamıştı. Ben de o sırada başka bir tarafımla gülmüştüm tabii

Bir başka örnek; Tutankhamon'un mezarında bulunan "ostrakon"dur. Howard Carter, ön bölme denilen oda da pek de göze çarpmayan bir şey bulmuştu. Buna arkeolojide "Ostrakon" denir. Önce diğer levhalar gibi kataloga geçirilip numaralanan bu levha, aradan birkaç gün geçtikten ve Alan Gardiner üstündeki hiyeroglif metni okuduktan sonra yine katalog silinmişti.

Metnin başındaki yazı şöyleydi:

2. "Firavunun rahatını bozanları ölümün kanatları ezecektir."

Bu, Howard Carter'a göre uğursuzluk getiren bir yazı idi. Howard Carter, Alan Gardiner ya da orada bulunan bilim adamlarından (ki Howard Carter aldığı notlarda 13 kişinin ismini saymıştır ve bu 13 kişinin ölümü hiçbir şekilde açıklanamamıştır) herhangi birinin, o sırada bu lanet formülünden korktuklarını iddia etmek yanlış olur. Bilim adamlarının asıl korktukları şey, Mısırlı kazıcı ve yardımcılarının bir takım sözde masalların etkisi altında huzursuzluğa sürüklenmeleriydi. Bu yardımcılar olmaksızın çalışmaların sürdürülebilinmesi imkansızdı.

İşte sözü geçen levha (Ostrakon) bütün bu nedenlerden ötürü tutanaklardan çıkarıldı; ama hafızalardaki varlığını hep sürdürdü. Sözü her yerde geçen bu levhanın bulunduğu yerde fotoğrafı alınmadığı gibi, o günden bu yana ne olduğu da bilinmemektedir. Aynı formüle değişik bir ifadeyle bir heykelciğin arka yüzünde de rastlanmıştır:

3. "Mezar soyguncularını çölün alevleri ile geri püskürten benim! Tutankhamon'un mezarını koruyan benim!"

Bu heykelcik mezarın ana bölmesindeydi. O da çıkarıldıktan sonra artık arkeologların Mısırlı yardımcılar arasında huzursuzluk çıkmasından endişelenmelerine gerek kalmamış ve artık hedefe varılmıştır.

Ostrakon: Arkeolojik bir terimdir. Üzerine sürgüne gönderilmek istenen kişinin adı yazılan çanak, çömlek parçası ya da üzerinde bir halk masalı veyahut da bir resim taslağı bulunan taş veya seramik anlamına gelir.

Mukaddes Kitaplardan Önceki Lanet Formülleri

Öbür doğu uygarlıklarının aksine (herhalde barbar olduğumuz için), eski Mısır'da lanet formüllerine çok ender rastlanır. Tevrat'ta ve Kuran'da geçen ve herkese yöneltilen lanetlere karşılık, eski Mısır tarihindeki lanet formüllerinin bir özelliği vardır: Mısır'da lanet eden, yalnız ve yalnız Firavun'dur. Onun lanet okuması, haklı ve yasalara uygundur. Buna karşılık, İsrailliler de Tanrı'ya ya da Kral'a lanet etmek yasaktı ve bu yasağa karşı gelenler, ölüm cezasına kadar varabilen ağır cezalara çarptırılırlardı.

İslamiyet'te ise lanet yalnızca Allah tarafından okunur. Bunun için şu örneği verebiliriz:

Maide-64: Yahudiler «Allah'ın eli sıkıdır (Allah cimridir)» dediler. Bu sözlerinden ötürü elleri bağlansın. onlara lanet olsun! Tersine O'nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Rabbin tarafından sana indirilen ayetler onların çoğunun azgınlığını ve kafirliğini arttıracaktır. Onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek bir düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş ateşini körüklediler ise, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde hep fesad, bozgunculuk peşinde koşarlar. Oysa Allah bozguncuları sevmez.

Burada Yahudiler Allah'a hakaret ettikleri ve hep fesad ve bozgunculuk peşinde koştukları için Allah tarafından lanetlenmişlerdir. Kuran'da bunun gibi bir sürü ayet var. Ve bu ayetlerin tümünde Yahudiler lanetlenmişlerdir.

I. Tutmosis, kızı Hatçepsut'un tahta çıkışında yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "'Lanet olsun Kraliçe'ye' gibi kötü sözler söyleyen ölecektir." III. Ramses'e karşı tertiplenen harem suikastinin dava tutanaklarından anlaşıldığına göre, davalılara dava başlamazdan önce lanetli adlar takılmış idi. Bu davranışın amacı, davalıları Tanrıları'n korumasından yoksun kılmak ve böylece onların Tanrı düşmanı damgasını yemelerine yol açmaktı. Eski Mısır'da bir kimseyi toplumdışı etmek ve yasaların korumasından yoksun kılmak amacıyla düzenlenen dini merasimlerde lanetlinin adının toprak bir çanağa kazılması ve sonradan da bu çanağın kırılması da aynı anlamı taşıyan bir davranış idi.

Tutankhamon'un mezarından kaybolan lanet fromülü gibi formüller, lanetin sahibi olarak Tanrıları da gösterirler. Büyük Tanrı, Abidos'un efendisi Osiris-Sokar'ın laneti, büyük Tanrıça İsis'in laneti gibi...

Mısır eski eserler dairesi genel müfettişi Engelbach, Meidum Piramiti'nin yakınlarında bir mezar bulduğunda, ön bölmede yine bir levha üzerinde şu formüle rastlamıştı:

4. "Ölünün ruhu, mezar soyguncusunun boynunu bir kazın boynunu burar gibi buracaktır."

Lanet yazısı taşıyan levhada yalnız "Ölünün Ruhu"ndan sözedilmiş olması karşılık, Engelbach bölmede iki ölü buldu. Cesetlerden biri mumyalanmış, öteki ise mumyalanmamış idi. Mumyalanmamış cesedin sahibi, tam mumyanın üstündeki mücevherleri çalacağı sırada lanetin hışmına uğramış ve tavandan düşen bir taşın altında kalarak ölmüştü.

Bu bir rastlantı mıydı, yoksa bir teknik buluşun ürünü olan bir tuzak mıydı? Bu soruya karşılık verebilmek için, bazı noktaların bilinmesi gerekir. Eski Mısırlılar son derece dindar, ruhların ve mucizelerin varlığına inanmaya eğilimli, hatta bunlara körü körüne inanan insanlardı. Nil sularının ne zaman kabarmaya başlayacağını bilen kişi, sokaktaki Mısırlı için bilim adamı değil, Tanrı idi. Çevrelerine hep bilginleri toplayan Firavunlar da Nil'in sularının kabarma zamanını öğrenen ilk kişiler arasında olurlardı. Ama Mısır'da bilimin yaygın hale geldiği, takvim, toplumun alt kesimlerince de öğrenildiği; matematik, geometri ve astronomi bilgilerinin yayıldığı ve suni sulama arttığı ölçüde Mısır halkı gerek ruhlara olan inancından, gerekse çok Tanrılı inançlarından hızla uzaklaşmaya başladı. Eski İmparatorluk Dönemi'nde Khufu ve Teti gibi Firavunlar, insanüstü varlıklar sayılırlardılar. Oysa, aynı devrin sonlarında krallar, artık Tanrısal niteliklerini kaybetmeye başlamışlardı. Bu gelişme, Tanrıların insan elinden çıkma altın tahtlardan tamamen çekilmeleriyle son buldu.

Bu durum gözönünde tutulunca, artık aydınlanmaya başlayan Mısırlılar'ın ölümden sonraki hayata inanmakla birlikte (ki bu durum daha sonra Hristiyanlık ve İslamiyetle devam etti), ölülerinin herhangi bir güç sahibi olduğuna artık inanmamalarında şaşılacak bir nokta var mıdır?

Aynı şekilde, rahiplerin ve büyücülerin bir zamanların korkutucu lanet formülleri bu kez teknik bilgilerin yardımıyla etkili kılmalarını da olağan karşılamak gerekmez mi?

Medium piramitindeki tavandan düşen taşlara gelince, orada mezarın tavanındaki taşların mumyaya dokunulduğu anda aşağı düşmesi, bir rastlantı değil ya da lanet formülünden kaynaklanan bir durum değil, teknik bir oyun idi; çeşitli hazinelerle mezarına konan mumyayı hırsızlara karşı korumak için düşünülmüş, hem yalın hem de etkili bir yoldu.

Aynı şekilde, Tutankhamon'un mezarındaki 13 kişinin ölümünün de (bkz. Tutankhamon Efsanesi) mutlaka bilimsel açıklamaları vardır. Örneğin Lord Carnarvon'ın ölüm nedeni, sivrisinek ısırığı sonrası kaptığı enfeksiyondan başka bir şey değildi. Ancak, Carter, mezarın steril ve güvenli olduğunu açıklamış, hatta dünyada hiçbir yerin buldukları mezar kadar güvenli olamayacağını savunmuştu. Her şeye rağmen, tartışmalar günümüzde de sürüyor.

Fakat son yıllarda bilim adamları, Carnarvon'ı eski Mısırlılar tarafından mezara bırakılan bir mikrobun öldürdüğünü savunuyorlar. Paris'teki Laboratoire d'Ecologie uzmanlarından Dr. Sylvain Gandon, "Ölümün olası nedeni, etkisini uzun yıllar sürdüren, ölümcül bir virüse bağlanabilir" diyor.

Diğer gizemli ölümlerin nedenleri ise bilim adamlarınca hala araştırılıyor!

Kaynak: Philipp Vanderberg: "Firavunların Laneti"

Konu upuaut tarafından (23-05-2011 Saat 10:09 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 23-05-2011, 11:14
istatistik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
istatistik istatistik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
Standart

vivident´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
tevrat değişmiştir...hz musa öldükten sonra kaybolmuş olup,üzeyir peygamber ise Tevratı ezbere bildiği için allahın oğlu demişlerdir.ama zamanlar tevrat tahrıf olmuştur..
eğer Kuran-ı Kerim den bir sure bile cıkarsanız,yine Kuran-ı Kerimi tahrip etmiş sayılır.
Tevrat tamamen yanlış değildir.içinde allahın ayetlerı muhakkak olucaktır.ama %100 doğru dıyemeyız.
Ancak kutsal dediğiniz kitap böyle bir ayrım yapmamış. 800 yıl önce yazılan kopyada bir değişiklik yok. aksini iddia ediyorsunuz kanıtınız var mı? Daha önce de bahsettim bu konuda kuranda da bir ayet yoktur. Yani incil ve tevrat değiştirildi yazmaz.

sufisevgili´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran, tevrat ve incilin hakikatini onaylamaktadır. Yoksa üretilen bir sürü kitaptan seçilen, 4 kitaptaki ayetlerin hepsini onaylamaz. Hakikatlerini onaylar.
Mesela bunlardan biri "Allah'ın tek olmasıdır." Bilinenin aksine Los angeles'ta da şahit olduğum gibi pek çok hristiyan üçleme yapmamaktadır. Hz.İsa'nın Tanrı olmadığını güzel bir ruh olduğunu söylerler.
Sonuç olarak Kuran, önceki kitapların sadece hakikatini onaylar.
Yukarıda yazdığım sizin için de geçerli. Yazdıklarınızın bir kanıtı yoksa sadece sizin düşüncenizdir.

Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)

SERBEST KALEM
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 23-05-2011, 12:04
vivident vivident isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Apr 2011
Mesajlar: 239
Standart

yau sevgili istatistik...
inadına mı yapıyorsunuz bir anlam veremıyorum..
incilin ve tevratın değiştiğini kuran-ı kerim kendısı zaten yazıyor..burda şüphe yok..

suanda orjınal tevrat yoktur.hz musa öldükten sonra ortadan kaybolmuş yada değiştirilmiştir.
israik hükümeti ise değişmeyen tevratı eski küdüs yerdeki yerın altında aramktadır.
israile giden biri olarak kutsal kase ıle eskı tevrat hatta hz musanın kabrıni arıyorlar..sehrin altını üstüne getirdiler..
işin ilginç kısmı ise mescıdı-aksayı yıkma girişimleri neticesinde bazı işçilerin işlerinden ıstıfa ettikleri.tabiiki bazı olağanüstü durumlar yaşandığı söylentılerı şehirde dolaşıyor..
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 23-05-2011, 12:06
TUBA TUBA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 11 May 2011
Mesajlar: 1.653
Standart

[QUOTE=vivident;386228]yau sevgili istatistik...
inadına mı yapıyorsunuz bir anlam veremıyorum..
incilin ve tevratın değiştiğini kuran-ı kerim kendısı zaten yazıyor..burda şüphe yok..

sevgili vivident

kuranın orjinal olduğunu mu,sanıyorsun?
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 23-05-2011, 12:13
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

yahu aspendos , sen sadece sana ve senin gibilerine 1100 yılldır anlatılan yalanlara şahitlik ediyorsunuz. neden 1100 yıllık dedim biliyormusun islamın ilk üç yüzyılı flu. bunu bir türlü anlamıyorsun. şakkı kamere inanmak için süzme salak olmak gerekir. dünyaya ayın düşmesi teknik olarak mümkün olsaydı dünyada hayat kalmzdı. bu çarpmanın altında ne peygamberin nede şürekası kalırdı ama sen gerçeklerden çok yalanlara inanmyı yeğliyorsun ne acı

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
değiştirilmedi, incil, kuran, tevrat


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tevrat ve İncil Değiştirildi mi? yucemanitu İslam 121 28-09-2016 22:33
Kuran der kİ, İncİl ve tevrat deĞİŞmemİŞtİr. allame İslam 21 13-03-2011 23:30
Tevrat ve cinsellik placebo Yahudilik 48 11-07-2010 03:07
Dört Kutsal Kitap 1.0 Kuran,İncil,Zebur,Tevrat atheist87 Multimedya 0 30-05-2008 21:25
Tevrat disinda kaynak var mi? sargon İslam 6 04-01-2006 22:38

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:17 .