15-10-2014, 19:15
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 02 Oct 2014
Mesajlar: 93
|
|
Sevgili dialecticsin sorusuna tam olarak yanıt veremedik sanıyorum,sevgili dialectics bize illüzyonun nedenini sormuştu,şimdi buna cevap vermeye çalışacağım;
bir boş tahta düşünün bu boş tahta zihin olsun,
bu tahtaya biri gitti bir şey yazdı ve yerine döndü,bu yazılan ikinciye miras kaldı,
ikinci gitti birincinin bıraktığı yerden devam edip o da bir şeyler yazdı,ve bu yazılanlar üçüncüye miras kaldı,o da aynısını yaptı ve bu böyle sonsuza kadar sürdü,
bu yazılanlar bir kar topunun yuvarlandıkça kar biriktirip büyümesi gibi birikti ve büyüdü,
işte bizde atalarımızdan bize miras kalan bir bilinç birikimini devraldığımız için bu bizde bir ben hissini yarattı,yani illüzyonun kaynağı üst üste binen bilinç birikimi,
Ortada tek bir tahta var ama herkes bu tahtaya birşeyler yazdığı için kimse tahtayı göremiyor sadece yazılanları görüyor,yazılanlar silinmeye başlayınca anlaşılıyorki gerçek olan yazılanlar değil tahtaymış,
şimdi birde illüzyonla ilgili ufak bir parantez açmak istiyorum,ampirik dünya bir illüzyondur dediğimizde bu onun tamamıyla gerçek dışı olduğu anlamına gelmemeli,
illüzyon kurgu ile olgunun tam ortasında yer alır,
bunu bir bilge şöyle ifade etmiş;
Bir ip yılanla karıştırılabilir,ortada yılan yoktur yalnızca ip vardır ama o ip yılan olduğu düşünüldüğü sürece aynı zamanda yılandırda,,
|
15-10-2014, 19:44
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
|
|
martin´isimli üyeden Alıntı
Sevgili felasife çok haklısın hayata bütüncül yaklaşmalıyız,insan sadece düşüncelerden değil duygulardan da oluşur ,
bende bunu demek istemiştim sadece düşünce/akıl yanımızı kullanırsak çıkmaz sokaklarda kayboluruz,buna duygu/gönül bileşenini de katmalıyız,
mantık yürütmek ne kadar önemliyse deneyimle test etmek de o kadar önemli,
mevlana-şems-yunus emre ..ve diğer tüm mutasavvıflar hepsi çok değerli
,,
tasavvufu da çok severim,,
,,sevgilerimle,,
|
Eyvallah sevgili @martin, yaklaşımın için teşekkür ederim.
Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
|
15-10-2014, 22:18
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
|
|
martin´isimli üyeden Alıntı
Sevgili dialecticsin sorusuna tam olarak yanıt veremedik sanıyorum,sevgili dialectics bize illüzyonun nedenini sormuştu,şimdi buna cevap vermeye çalışacağım;
bir boş tahta düşünün bu boş tahta zihin olsun,
bu tahtaya biri gitti bir şey yazdı ve yerine döndü,bu yazılan ikinciye miras kaldı,
ikinci gitti birincinin bıraktığı yerden devam edip o da bir şeyler yazdı,ve bu yazılanlar üçüncüye miras kaldı,o da aynısını yaptı ve bu böyle sonsuza kadar sürdü,
bu yazılanlar bir kar topunun yuvarlandıkça kar biriktirip büyümesi gibi birikti ve büyüdü,
işte bizde atalarımızdan bize miras kalan bir bilinç birikimini devraldığımız için bu bizde bir ben hissini yarattı,yani illüzyonun kaynağı üst üste binen bilinç birikimi,
Ortada tek bir tahta var ama herkes bu tahtaya birşeyler yazdığı için kimse tahtayı göremiyor sadece yazılanları görüyor,yazılanlar silinmeye başlayınca anlaşılıyorki gerçek olan yazılanlar değil tahtaymış,
şimdi birde illüzyonla ilgili ufak bir parantez açmak istiyorum,ampirik dünya bir illüzyondur dediğimizde bu onun tamamıyla gerçek dışı olduğu anlamına gelmemeli,
illüzyon kurgu ile olgunun tam ortasında yer alır,
bunu bir bilge şöyle ifade etmiş;
Bir ip yılanla karıştırılabilir,ortada yılan yoktur yalnızca ip vardır ama o ip yılan olduğu düşünüldüğü sürece aynı zamanda yılandırda,,
|
Benim bu konulardaki yaklaşımım şu şekilde: Eğer bir Tanrı söz konusu ise, eğer bir Tanrı var ise, bu Tanrı henüz Tanrı olduğunun farkında değil. Yani şu an evreni kollayıp gözeten, bizi uzaktan olduğu yerden izleyen bir Tanrı söz konusu değil.
Her şeyi bilen, her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan, tüm dualite ve polariteleri kendi nötr referansindan gören mükemmel bir Tanrının hiç bir amacı olAmayacağı, hatta bir amaç edebilmesinin imkansiz olduğu kanaatindeyim.
Ancak kainatta oluşan ilk atomdan bir sinege, güneşe yönelmeye çalışan bir çiçekten bilinç sahibi biz insanlara kadar her şeyin bir amacı var. Amaçsız bir Tanridan nasıl amaç sahibi varlıklar ortaya çıkabilir? Amaçsız olanın kendini yok etmeye çalışması ile.
Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
|
04-03-2016, 16:42
|
Aday Üye
|
|
Üyelik tarihi: 04 Mar 2016
Mesajlar: 1
|
|
Bu inanç ne zor bir şeymiş arkadas yaa
|
10-03-2016, 22:45
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 05 Oct 2014
Mesajlar: 151
|
|
Bilim, doğada yaratılma diye birşey gözlemlemiş değil. üreme, çoğalma, doğum gibi canlıların birbirini oluşturageldiği bir süreç var..
Bu durumda ilk tanrıyı değil, ilk canlıyı aramak daha mantıklı görünüyor.
Evrene baktığımızda, belli bir çalışan sistem olduğunu ve yıldızlarda milyarlarca yıldır devam eden bir enerjinin varolduğunu görüyoruz.
Bu durumda bence ilk akla gelmesi gereken olasılık, bu yaşamın evrenin kendi bünyesinde saklı olduğudur.
Uzayda cansız gibi görünen bazı nesneler aslında bilinçli birer canlı olup, zaman onlar için farklı işlediği için bize cansız gibi geliyor olabilir.
Bir soru: Eleştirmenini, ölüm ve sonsuz işkenceyle tehdit edecek kadar çaresiz bir kitabın yazarı, bilgili ve adaletli biri olabilir mi...?
|
11-03-2016, 00:16
|
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
|
|
Bizi kim yarattı sorusu ilk neden probleminin farklı bir versiyonundan başka bir şey değildir.
Geçen Feynman'ın Fizik Yasaları Üzerine kitabında çok güzel bir sözü vardı. Şuna benzer bir şey diyordu: "Biz fizikçiler dünyamıza dair bir yasa ararken bir takım varsayımlarda bulunuruz, örneğin bir durumu açıklayan yasanın nedensel olmasını bekleriz. Korunum ve simetri ilkelerine uyduğunu varsayarız ve bunun gibi başka varsayımlarda da bulunuruz. Ancak şu an elimizdeki yasalarla hesaplamar yaptığımızda "sonsuz" değerine ulaşıyoruz ve işte bu mantıklı değil. Yasalarımızdaki varsayımlarımızdan biri ya da daha fazlası hatalı olmalı ama hangisinin hatalı oluğunu, neyi baştan doğru varsayarak hata yaptığımızı henüz bilmiyoruz..."
Bu "nedensellik" ilişkilerini farketmek için biz de evrimleşmiş bir neokorteks var ya... İşte bu beni huylandırıyor; ilk neden problemi ve dolayısıyla onun ortaya çıkarttığı tüm bu Tanrı varsayımı, neokorteksimizin bir yan etkisinden başka bir şey olmayabilir...
Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
|
26-04-2016, 23:31
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 20 Apr 2016
Mesajlar: 23
|
|
Bi deistin kafasında onu kimin yarattığı çok önemli değildir aslında onun içine nasıl düşündüğünde huzur veriyorsa odur yaratıcısı
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:59 .
|