Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #2261  
Alt 15-06-2019, 23:07
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.633
Standart

Gezi Fransa'da...


* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #2262  
Alt 22-06-2019, 19:34
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.633
Standart

İlginç, okunası bir yazı...

teyit.org

Neden muhafazakârlar internette daha başarılılar?

22/06/201911:53

Jen Schradie'nin yeni çıkan kitabında dijital aktivizmin, liberallerden çok muhafazakârlara faydasının dokunduğu öne sürülüyor.

Birçok kişi internetin dünyayı demokratikleştireceğini düşündü.

Daha fazla insan ve grup bilgiye erişecek ve her yönüyle harekete geçme becerisi, gücün tek bir yerde birleşmesinin yavaş yavaş önüne geçecekti. En azından böyle bir fikir ortaya atılıyordu.

Ne var ki gerçek tablo oldukça farklı: İnternet dünyayı demokratikleştirmek yerine yeni bölünmelere yol açarak ve güç yapısını sağlamlaştırarak yaşadığımız dünyanın dengesini bozuyor.

Sosyolog Jen Schradie yeni yayımlanan The Revolution That Wasn't isimli kitabında bu konuya değiniyor. Schradie'ye göre teknoloji, aktivistlerin faaliyet alanlarını eşit seviyeye getirememenin yanı sıra "bir dijital aktivizm uçurumu oluşturarak" koşulları kötüleştiriyor. Sosyolog yazar, güç ve kurumda görülen farklılıkların emekçi sınıfın hareketlerini kısıtladığını ve otoriter grupları desteklediğini ifade ediyor.

Sean Illing, bu durumun olası sonuçlarını ve neden internetin son zamanlarda toplumlarımıza hakim olan en etkili güçlerin siyasi silahı haline geldiğini Schradie'ye sordu.

Sean Illing, Jen Schradie ile konuştu
Sean Illing: Sanırım, birçok insan interneti ve sosyal medyayı hala, herhangi bir partiden siyasi bir ismin kendi çıkarı için kullanabileceği tarafsız araçlar olarak görüyor. Bu yanlış bir düşünce mi?

Jen Schradie: İnternet bir araç ve o gözle bakıldığında evet tarafsız. Buna karşın geçmişte kullanılan diğer iletişim araçlarında olduğu gibi daha fazla güce, kaynağa ve kuruma sahip insanlar internetten daha iyi faydalanabiliyorlar.

Örneğin, televizyonu ele alalım. Lisansla ilgili bazı sorunlara rağmen teorik olarak yeterli maddi gücü bulunan herhangi biri televizyon kanalı satın alabilir; ancak süreç gerçek hayatta böyle işlemiyor.

İnternette bilgi yaymanın maliyeti televizyona, radyoya veya diğer iletişim araçlarına göre çok daha düşük olduğu için tarafsızlık düşüncesi internet için daha gerçekçi görünüyor.

Bununla birlikte internetten yüzde yüz verim alabilmek için sağlam kaynaklarınızın, zamanınızın ve motivasyonunuzun olması gerekiyor. Bu imkana sahip olan ve doğru dijital stratejiyi finanse edebilen kişiler dengeyi, kendi lehlerine olacak şekilde değiştiriyorlar.

Sean Illing: Dijital devrimin siyasi yönden tehlike arz etmesi ne zaman netlik kazandı?


Time dergisinin 2006 yılı için hazırladığı "Yılın Kişisi": "Sen" konulu kapağı. Bilgisayar ekranının gümüş renkli yansıtıcı bir yüzey olarak resimlendirildiği kapak, kullanıcı tarafından üretilen internet içeriklerinin modern dünyada itici bir güç olarak önemini göstermeye yönelik tasarlandı.
Karen Bleier/AFP/Getty Images

Jen Schradie: Bugüne kadar bazı önemli değişimler yaşandı. 2006 çok önemli bir yıl. Önceleri, internete dair ütopik görüşlere sahiptik. Time dergisi 2006 yılında "Yılın Kişisi"ni "Sen" olarak ifade ederek bu unvana okuyucularını layık gördüğünü duyurdu. Derginin ön kapağında bir bilgisayar monitörü bulunması ‘sen'in yani okuyucunun bir birey olarak çevrimiçi içerik oluşturabileceği ve bu yeni kamusal alana dahil olabileceği anlamına geliyordu.

Çok sayıda sosyal medya platformu o yıllarda faaliyete geçti veya kullanıcılara açık hale geldi. Facebook, 2006'da kamuya açıldı. Kısacası o dönem, oldukça ütopik fikirlerin hayata geçirildiği önemli bir yıl oldu.
Ardından 2011 yılı geldi. O yıl Arap Baharı'nın etkisi hissedildi; Twitter ve Facebook'ta adeta devrim yaşandı. Ayrıca İspanya'da "Öfkeliler" hareketi başlarken ABD'de "Wall Street'i İşgal Et" eylemleri gerçekleştirildi. İnternet tüm bu olaylarda önemli bir rol oynadı.

Ne var ki sonradan, internet olumsuz faaliyetler için de kullanılmaya başlandı. Gamergate skandalıyla beraber cinsiyetçilik ve taciz ciddi boyutlara ulaştı. ABD'nin kamu aleyhine faaliyetlerini deşifre eden Edward Snowden ile küresel kitle gözetiminin sınırı hakkında yapılan açıklamalar dünyada büyük yankı uyandırdı. Değişimlerin yaşandığı başka bir yıl ise 2016 oldu. O yıl Brexit ve Donald Trump'ın seçilmesi dengeleri büyük ölçüde değiştirdi.

Fakat ben dijital aktivizmin 2014 yılındaki durumu üzerine bir araştırma yapıyordum. Birçok kişinin görüşünden farklı olarak, muhafazakârların ve otoriter güçlerin dijital ortamı kontrolleri altına aldığını gözlemlemiştim.

Sean Illing: Bunun sebebi neydi? Muhafazakârlık, kendisini dijital ortamda daha etkili kılan bir özellik mi barındırıyor? Veya bu uçurumun tek sebebi aynı kaynaklara sahip olmamak mı?

Jen Schradie: Bunun cevabı, muhafazakârların daha fazla kaynağa sahip olma ve bu kaynaklardan avantaj elde etme olasılığının daha yüksek olması. Bir diğer neden ise bu grubun, çevrimiçi aktivizmi teşvik etmek için gereken ve dijital iş gücünü harekete geçiren hiyerarşik altyapılar bulunduruyor olması. Diğer bir deyişle, muhafazakârların yukarıdan aşağı örgütlenmeye meyilli olmaları iş gücünü paylaştırmanın ve mesajı iletmenin daha verimli bir yolunu sunuyor.

İdeoloji bakımından muhafazakârlığın yapısı, internet üzerinden muhafazârlığın öne çıkarılmasını kolaylaştırıyor. Muhafazakârlar özgürlük çerçevesinde yalın ve açık mesajlara odaklanıyor. Sol taraf ise genel olarak açıklık fikrini temel alıyor.

Muhafazakârlar saldırılarında genellikle tek tip hareket ediyorlar. "Obamacare" buna örnek olarak gösterilebilir. Sol görüşlüler ise farklı seslerin çıkmasını arzu ediyorlar. Bünyelerinde farklı insanlar ve birçok değişik konu barındırmak istiyorlar. Bunun sonucunda iletilmesi çok daha zor olan karmakarışık bir mesaj ortaya çıkıyor.


Jen Schradie'nin yeni çıkan kitabında dijital aktivizmin, liberallerden çok muhafazakârlara faydasının dokunduğu öne sürülüyor.

Sean Illing: Muhafazakârlar sanki takip edilme hissinden faydalanıyorlar. Çünkü kendilerini ana akıma karşı bir tepki ve siyasi doğruculuğun öne çıktığı bu çağda "gerçekleri dile getirenler" olarak görüyorlar bu yüzden hazırladıkları içerikler internette özellikle alternatif haber sitelerinde daha hızlı yayılıyor.

Jen Schradie: Dürüst olmak gerekirse mükemmel bir yöntem uyguluyorlar. Ayrıca önemli bir nokta bu.

Sean Illing: Sol ve sağ taraf interneti farklı şekillerde mi kullanıyor? İletişim yöntemleri bakımından ayrışıyorlar mı? Örgütlenmeleri veya ayrı grupları bir araya getirmeleri farklılık teşkil ediyor mu?

Jen Schradie: Muhafazakârlar ve liberallerin kendilerine özgü filtre balonları bulunuyor. Yaptığım araştırma bu balonların niteliksel olarak oldukça farklı olduğunu su yüzüne çıkardı. Sol taraf, çok sayıda kişiyi örgütlemeye ve katılımcı haline getirmeye gayret ediyor. Daha fazla etkinlik düzenlendiğini, örneğin bir sendika toplantısından sonra daha çok grubun bir araya geldiğini ve bu topluluğun yumruklarını birlik duygusuyla kaldırdıklarını görüyorum.

Sağ taraf ise ulusal meselelere, internetteki popüler gönderilere, çeşitli yazılar paylaşmaya ve bu yazıların altına yorum yapmaya ilgi duyuyor. Parti tabanını harekete geçirmeye sol taraf kadar önem vermiyorlar. Bu önemli bir farklılık.

Örneğin, araştırmamı yürüttüğüm Kuzey Carolina'da bulunan "The Tea Party" ve diğer aşırı sağ gruplar yerel olaylardan daha çok ulusal siyasetle ilgileniyorlardı. Yerel örgütlenmelere katılıyorlardı; fakat temel odak noktaları daha kapsamlı bir ulusal muhafazakâr medya ekosistemiydi.
"Neticede söz konusu mesele kullanılan araç değil, belli bir takım insanları diğerlerine göre önceleyen toplumumuzdaki eşitsizlikler"

Jen Schradie, "The Revolution that wasn't" kitabının yazarı
Sean Illing: Kitlelere ulaşma ve onları harekete geçirme imkanı bulunduğu için dijital çağda aktivizm daha kolay işliyor. Diğer bir taraftan, erişim engelleri azaldığı için sanki her şeyin önemi azalmış gibi görünüyor.

Jen Schradie: Etiket aktivizminin (hashtag activism) tek başına çok sınırlı olduğu fikrine katılıyorum. İnternet olsun veya olmasın, toplumsal hareketleri oluşturmak, yaratmak ve yaymak daima büyük çaba gerektiriyor. İnternette hızla yayılan etiketlerin bile arkasında çoğunlukla önemli bir çalışma yatıyor.

#MeToo ("Ben de varım") hareketine veya diğer toplumsal hareketlere baktığınızda retweet edilen ve insanların hayal güçlerini yansıtan tweetler genellikle saygın veya ünlü kişilere ait oluyor. Söz konusu kişilerin bu noktaya gelmesi ise emek gerektiriyor.

Tanınmış bir kişinin rol almadığı veya başlaması için gereken siyasi güce sahip olmayan siyasi bir harekette, o hareketin etiketini internette yaymak için bir gönüllü ordusuna, çeşitli botlara veya internet dışında organize edilecek bir oluşuma ihtiyaç duyulacaktır.

Konu yeniden aynı noktaya geliyor; bu tip çalışmaları yürütmek için yüklü miktarda para ve birçok kaynak gerekiyor.

Sean Illing: İnternetin demokrasi için varlıksal bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?

Jen Schradie: Çok güzel bir soru. İnternetin demokrasiye yönelik varlıksal veya aksi bir tehdit olduğunu düşünmüyorum; çünkü interneti hala iyi veya kötü amaçlar için kullanılabilen bir araç olarak görüyorum.

Sean Illing: Peki internet kontrol edilebilen bir araç mı?

Jen Schradie: Tam olarak değindiğiniz noktayı anlıyorum. Bana göre bu araç toplumumuzda meydana gelen olayları daha kapsamlı yansıtıyor. Neticede söz konusu mesele kullanılan araç değil, belli bir takım insanları diğerlerine göre önceleyen toplumumuzdaki eşitsizlikler. İnternetimiz olsun veya olmasın, bu eşitsizlikler daima ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla bu araca fazla güç verilmesi konusunda biraz tereddütlüyüm.

Sean Illing: Geleceğin sanal siyaseti sizce nasıl olur? Bizi nereye yönlendirir?

Jen Schradie: Dijital teknolojinin neden olduğu yapısal eşitsizlikleri göz ardı ederek bu teknolojinin eşitlikçi bir ortam olduğunu hayal etmeyi sürdürürsek sorunlarımızın daha da kötüleşeceğini ve dijital aktivizm uçurumunun büyüyeceğini düşünüyorum.

Facebook'un iyileştirildiğini görmek ve Facebook'un yerine, kâr amacı gütmeyen ve açık kaynaklı bir sosyal medya platformu kurulması mükemmel olurdu. Böyle bir projeye katılmaktan mutluluk duyarım ve bu projenin gerçekleşmesi halinde her şeyin çok daha iyi olacağına inanıyorum.

Dijital teknolojinin insanların kontrolünde olmasını arzu ediyorsak sosyal sınıflardaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu eşitsizlik, diğer eşitsizlikleri de beraberinde getiriyor. Bu nedenle gereken adımı atmalıyız.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)

Konu Şüpheci Dinsiz tarafından (23-06-2019 Saat 10:29 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2263  
Alt 12-07-2019, 23:01
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart


Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #2264  
Alt 13-07-2019, 08:43
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Neden muhafazakârlar internette daha başarılılar?

Sean Illing: Bunun sebebi neydi? Muhafazakârlık, kendisini dijital ortamda daha etkili kılan bir özellik mi barındırıyor? Veya bu uçurumun tek sebebi aynı kaynaklara sahip olmamak m.

Jen Schradie: Bunun cevabı, muhafazakârların daha fazla kaynağa sahip olma ve bu kaynaklardan avantaj elde etme olasılığının daha yüksek olması. Bir diğer neden ise bu grubun, çevrimiçi aktivizmi teşvik etmek için gereken ve dijital iş gücünü harekete geçiren hiyerarşik altyapılar bulunduruyor olması. Diğer bir deyişle, muhafazakârların yukarıdan aşağı örgütlenmeye meyilli olmaları iş gücünü paylaştırmanın ve mesajı iletmenin daha verimli bir yolunu sunuyor.
İdeoloji bakımından muhafazakârlığın yapısı, internet üzerinden muhafazârlığın öne çıkarılmasını kolaylaştırıyor. Muhafazakârlar özgürlük çerçevesinde yalın ve açık mesajlara odaklanıyor. Sol taraf ise genel olarak açıklık fikrini temel alıyor.

Muhafazakârlar saldırılarında genellikle tek tip hareket ediyorlar. "Obamacare" buna örnek olarak gösterilebilir. Sol görüşlüler ise farklı seslerin çıkmasını arzu ediyorlar. Bünyelerinde farklı insanlar ve birçok değişik konu barındırmak istiyorlar. Bunun sonucunda iletilmesi çok daha zor olan karmakarışık bir mesaj ortaya çıkıyor.
------------------------------------------------

Yazarın görüşlerine katılmıyorum .

Bir toprağa tohum atarsın sonunda o yıl o toprakta çıkan ürünü belirleyen sadece tohumun kalitesi değildir hava şartları ve doğada olan bazı değişiklikler de belirleyici olur.

İnternetten muhafazakalrarın daha fazla yararlanıyor olması bunu sadece toplumun bazı kesiminin olanaklarını daha fazla olması değil.
Bir de böyle olmasını isteyen planlamalar da olmasıdır.
25 yıldır hatta dahada önceleri kapitalizm de üretim biçiminde oldukça toplumu etkileyici değişimler oldu buna bir de Sovyetlerin yıkılışın kattığımızda dünya liberaller ve solcular tarafından yönetilemez olması sol düşüncenin morel siz ve umutsuz olmasını da ilave ettiğimizde Dünyayı yönetenlerin planlarının tıkır tıkır işlediğini görmekteyiz.

Bunun yanında 25 yıl içinde ne gibi değişiklikler oldu Tüketim toplumu borçlandırarak yapıldı Hayatımıza dijital ve robot daha fazla girdi yüksek okullar ünversiteler hiç bir şey ifade etmemeye başladı. Kapitalist dünya İslam alemindeki taşları yerinden oynattı Kapitalist kazançlar zora dayanarak büyütülmeye başladı. Kapitalizm bütün toplumu içine alan büyümeyi yapamıyor olması gibi bir çok etken bütün dünyaya muhafazakarlığa doğru itti yani kapitalizm Muhafazakarlığı örgütledi ve etkin duruma dönüştürdü.

Yani bu tesadüfü bir şey değil planlanmış hayata konmuş bir şey. Böyle olmasını istediler ve yaşama koydular.
Unutmamak gerekir Arap baharı, BOP, Suriye, IRAK Libya olayları ve ILIMLI İSLAM projesi tesadüf değildir . Benim anladığı Muhafazakarlık örgütlendirildi ve yükseltildi Belki de yeni devrim korkusu nedeni ile yapıldı bütün bunlar.

Kapitalizm artık dünyayı normal yöntemlerle yönetemiyor .
Alıntı ile Cevapla
  #2265  
Alt 13-07-2019, 11:08
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

herkesin muhafaza ettiği şeyler vardır ama görüşüm muhafazakar diyenleri asla ve asla anlayamıyorum.
bunlar parantez içinde aşağılık salaklardır.

görüşüm bildiğin dinci diyebilirsin. dine saplıyım diyebilirsin.

muhafazakarlar adı üstünde bağnazlar, saplantılılar.

mesela chpde de muhafazakar görüş vardır, bunlar niye chpye oy veriyorsunuz dendiğinde aile geleneği derler.
bunların da farkı yoktur. - zaten demişim taşı alır aynen verir, neden aldığına niye verdiğine bakmaz

internete otururken zaten akıllarındaki bellidir. yaydıkları şey bellidir.
yayılan şeyi okuyan da bellidir. okuyup onunla gaza gelen de bellidir.

düşünce süzgeçine gerek yok ki.

adama taş verirsin, taş alırsın. onu yontmaz.

bu bakımdan muhafazakar denilen bu sürü başarılı oldu diyebilmek zordur ama uyduruk şeylerini çok kolay yayar.
çünkü bakmadan retweet ederler.

internet yanlış ve şekillendirilmiş bilginin kaynağı olduğundan çok tehlikelidir.

google kasten üst sıralara tehlikeli kaynağı çıkarabilir veya kasten onu çürüten tezi iliştirmez vs.

Semantic habercilik ondan önemli.

Facebook, dünyayı birleştirmek diye gelip insanları en dar bölgesine sıkıştırdı. Alakasız şeyler diye tüm dış etkiyi kaldırıp insanlara sadece istediğini verir hale geldi mesela.

Ayrıca internette bilgi yayanların sorumsuzluğu ve internetin denetimsiz olması da sıkıntı.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
  #2266  
Alt 14-07-2019, 00:18
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart




1880-1890'lı yıllarda tedavülde olan bir altın liralık Osmanlı Bankası banknotu, Osmanlıca, Ermenice, Fransızca ve Rumca olarak basılmıştı.

https://odatv.com/osmanli-parasi-bu-...2071915_m.html
Alıntı ile Cevapla
  #2267  
Alt 27-08-2019, 09:04
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.633
Standart

bianet.org
Gürkan Akçay
Ölüm Düşüncesiyle Yüzleşince Ne Olur?

Bu yazıyı okuduktan 5-10 dakika sonra, ölümle ilgili bilinçli düşüncelerinizi bir kez zihninizden attığınızda, davranışlarınızın da belli ölçülerde değiştiğini göreceksiniz. Gerçek şu ki, hiçbirimiz güvende değiliz.


* Resim: Plague and the Medieval Triumph of Death, Palazzo Abatellis, Palermo

Bir gün öleceksiniz. Ve son derece basit olan bu evrensel gerçekliğin, bilinçli olarak farkında olan tek türün üyesisiniz. Dahası, bir gün ölecek oluşunuzun size hatırlatılması, davranışlarınızda da hemen –ölümle ilgisi yokmuş gibi görünen küçük– değişimler oluşturabiliyor.

Bu yazıyı okuduktan 5-10 dakika sonra, ölümle ilgili bilinçli düşüncelerinizi bir kez zihninizden attığınızda; muhtemelen ünlü olmaya daha fazla ilgi duyacak, daha karizmatik bir lideri destekleme olasılığınız artacak ve potansiyel olarak çocuk sahibi olmak ile daha fazla ilgileneceksiniz. Ayrıca bebek emzirmeyi daha az, savaşları ise daha fazla destekleyeceksiniz. "Yok artık!" diyebilirsiniz, ama en azından yapılan çalışmalarda bu bulgulara ulaşıldığını söyleyebiliriz.

Peki, sebep ne?
Dehşet Yönetimi (İng. Terror Management) alanındaki teorisyenlere göre, bu tutum değişiklikleri, ölümlü oluşumuzla yüzleşmemizde bize cesaret sağlıyor. Ölüm, bilincin sınırlarına ulaştığında, insanlar hemen onu bastırmaya çalışır.

Dehşet Yönetimi Teorisi'nin (Terör Yönetimi Teorisi) mucitlerinden olan psikologlar Jeff Greenberg, Tom Pyszczynski ve Sheldon Solomon, ölüm düşüncesiyle başa çıkma ihtiyacının insan davranışlarını çeşitli biçimlerde etkilediği fikrini ileri sürdü. Aynı üçlü, bir antropolog olan Ernest Becker‘in 1974 yılında Pulitzer ödülü kazanan "The Denial of Death" (Ölümü İnkâr) isimli kitabını okuduktan sonra 1986 yılında teorilerini resmi olarak ortaya koydular.

Becker, kitabında, insan davranışlarının büyük çoğunluğunun, insanın ölümsüzlük arayışı tarafından yönlendirildiğini ileri sürüyor. Psikologlar, teorilerine bir isim bulmuşlardı ancak şimdi onu destekleyecek delil arayışında olmaları gerekiyordu.

Ölüm psikolojisi
Becker'e göre; insanlar, ölüm hakkındaki endişelerini; kendi özgüvenlerini arttırarak ve anlamlı bir evrende kendilerine değer addederek yatıştırmaya, bastırmaya çalışır. Bunu yapabilmenin yollarından birisi de; kendisini daha büyük, daha önemli bir şeyin parçasıymış gibi göstermeye çalışmaktır.

Bu düşünceyi test etmek için de Greenberg ve arkadaşları, bir grup mahkeme hakimini araştırmaya dahil ederek hakimlerin bazılarından kendi ölümleri hakkındaki hislerini not almalarını istediler. Hemen ardından da, yargıçlara, fuhuş nedeniyle gözaltına alınan bir kadın için kefaletle serbest bırakılmasını gerektiren varsayımsal bir dava verildi.

Ekim 1989'da Journal of Personality and Social Psychology‘de yayımlanan araştırma sonuçlarında, ölüm hakkındaki düşüncelerin yargıçların kararları üzerinde büyük bir etki oluşturduğu belirtildi. Kendi ölümünü düşünmeyen yargıçların, kadına ortalama olarak 50 dolar kefalet verdiği görülürken; ölümünü düşünenlerin verdiği kefalet miktarı ise 9 kat fazla, 450 dolardı. Görünüşe göre, ölüm hakkında düşünme, yargıçların kanun-düzen sistemine daha sıkı bağlanmasını sağlamıştı.

Sonraki deneylerde, bu etkinin ölüm düşüncesiyle yüzleşmeye özgü olduğu; insanların acı ya da başarısızlık gibi durumlarla karşılaştıklarını düşündükleri durumlarda ortaya çıkmadığı görüldü. Öte yandan, etki, büyük oranda bilinçaltında şekilleniyor. Ölüm hakkındaki düşünceler ne zaman ki, bilinç sınırlarına çıkıyor; işte o zaman, zihin, dehşeti-inkâr jimnastiklerine başlıyor. İnsanlar, bu sorunla başa çıkabilmek için zihninde ölümle hiç alakası olmayan şeylerle ilgilenmeye başlıyor.

İz bırakmaya çalışmak
Örneğin: Emzirme. 2007 yılında Personality & Social Psychology Bulletin‘de yayımlanan bir araştırmada, insanlara ölüm hatırlatıldığında, halka açık bir alanda emzirme davranışına karşı daha negatif hale geldikleri ve yan odada emziren bir kişiyi daha az hoş karşıladıkları görüldü. Araştırmaya göre, emziren kadınlar, insanlığın fiziksel, hayvansal doğası için bir hatırlatma özelliği görüyor. 2014 yılında Journal of Personality and Social Psychology‘de yayımlanan bir başka çalışmada ise, ölümlülükleri; hamilelik, menstrüasyon ve emzirme düşünceleriyle kendilerine hatırlatıldığında; kadınların kendilerini nesneleştirme eğilimini daha çok gösterdikleri görüldü. Yani kendi ölümlerini inkâr edebilmek için kendilerini bir insandan ziyade bir nesne olarak görmeye çalıştılar.

Öte yandan, yapılan birçok çalışma, ölüm düşüncelerinin insanların çocuk sahibi olma konusundaki heveslerini arttırdığını ve hatta bebek isimlerine yönelik tutumlarını değiştirdiğini göstermiştir. 2011 yılında The Journal of Research in Personality‘de yayımlanan bir çalışmada, ölüm hatırlatıldıktan sonra, insanların kendilerinden sonra gelecek bir çocuğa isim koyma işiyle daha fazla ilgilendikleri görüldü. Bu durum, ölümü hatırlayan insanların, yaşamlarını sembolik olarak uzatmalarının bir çabası olarak yorumlandı.

Bunun yanı sıra, 2010 yılında Self and Identity'de yayımlanan bir araştırmada, ölümü düşünmenin ünlü olma arzusunu arttırdığı bulgusuna ulaşıldı. Araştırmada, ölüm hatırlatılan insanların ünlü olma arzusunun arttığı ve ölümlerinden sonra uzayda bir yıldıza isimlerinin verilmesine çok daha sıcak baktıkları görüldü.

Psikolojik güvenlik sağlama
Belki de birinin ölümü hakkında düşünmenin en çarpıcı etkisi, insanı daha tecrit edilmiş hale getirmesidir.

Teori şu şekilde işliyor: Çocuk olarak, tamamen yardıma muhtacızdır. Ebeveynlerimizin sevgisini ve korumasını sürdürmek için, belli şekillerde davranma ve belirli değerleri korumamız gerektiğini çabucak öğreniriz. Ancak yaşımız ilerledikçe ve dünyada çok daha büyük tehlikelerin bulunduğunun farkına vardığımızda, ebeveynlerimizin bu koruyucu rollerinin yetersiz olduğunu anlarız.

İşte bu noktada, psikolojik güvenlik sağlama işlevini daha "büyük şeylere" aktarmaya başlarız. Bu bir tanrı olabilir, bir ülke olabilir ya da özgürlük ve demokrasi gibi konseptler olabilir.

Böylece, ölüm tehdit ettiğinde, bu şeylere her zaman olduğundan daha sıkı bağlanırız. Bu durumun bazı ilginç etkileri de söz konusudur. Current Directions in Psychological Science‘da 2011 yılında yayımlanan bir araştırmada, ölüm düşüncelerinin, insanların, aynı dünya görüşünü paylaştıkları karizmatik bir lideri destekleme olasılığını arttırdığı ortaya koyuldu. 2006 yılında Personality and Social Psychology Bulletin‘de yayımlanan ve İranlı öğrenciler üzerinde yapılan bir araştırmada, kontrol grubunun bir intihar bombacısından ziyade barışı salık veren bir kişiyi tercih ettikleri görülürken; ölüm hatırlatılan katılımcıların ise halkı hedefleyen saldırıları daha fazla destekledikleri görüldü. Öte yandan, 11 Eylül saldırılarıyla ölümün hatırlatıldığı ABD'liler ise, Irak'a savaş açılması ve hatta tehdit içeren her ülkeye nükleer saldırı düzenlenmesi noktasında daha destekleyici bir tutum gösteriyor. İsrail'de yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşıldı. Görünüşe göre, düşmanların ortak bir yanı bulunuyor; hepsi de insan doğasından kaynaklanan temel bir korkuyla hareket ediyor.

Fakat Dehşet Yönetimi tamamen kötü bir şey değildir. Ölüm hakkında düşünme, bazen insanların iyilik yapma davranışlarını da arttırabiliyor. Eğer ki; hayata bakışınızın doğasında, yeryüzünü "cennete dönüştürmek" gibi bir gaye bulunuyorsa; ölüm düşüncesi size ardınızda güzellikler bırakmayı dürtülüyor. Ancak dünya görüşünüz; bencillik ve olumsuzluk üzerinde şekilleniyorsa; geriye katliamlar ve rezalet bırakmanız daha muhtemel.

Dehşet Yönetimi'ni anlamak, insanların, dışarıdan tamamen saçma görülen bazı şeylere neden inandıklarını anlamayı kolaylaştırabilir. Gerçek şu ki; hiçbirimiz güvende değiliz ve hepimiz kendi ölümümüz ya da sevdiklerimizin ölümü hakkındaki düşüncelerimizin yarattığı hassasiyetle başa çıkmaya çalışıyoruz. (GA/AS)

Kaynak ve ileri okuma

Terror Management Theory. Ernest Becker Foundation, (accessed August 15th, 2019).

Terror Management Theory. PsychologyToday, (accessed August 15th, 2019).

Terror Management Theory. WikiZero, (accessed 15th, 2019).

Evidence for terror management theory: I. The effects of mortality salience on reactions to those who violate or uphold cultural values. Journal of Personality and Social Psychology, (1989).

Mother's milk: an existential perspective on negative reactions to breast-feeding. Personality & Social Psychology Bulletin, (2007).

Trio of terror (pregnancy, menstruation, and breastfeeding): an existential function of literal self-objectification among women. Journal of Personality and Social Psychology, (2014).

Mortality salience and namesaking: Does thinking about death make people want to name their children after themselves? The Journal of Research in Personality, (2011).

Toward Understanding the Fame Game: The Effect of Mortality Salience on the Appeal of Fame. Self and Identity, (2010). https://www.tandfonline.com/doi/abs/...98860802391546

The Politics of Mortal Terror. Current Directions in Psychological Science, (2011).

Mortality Salience, Martyrdom, and Military Might: The Great Satan Versus the Axis of Evil. Personality and Social Psychology Bulletin, (2006).

* Yazı ilk olarak Bilim Fili'nde "Ölümü İnkâr: Ölüm Düşüncesiyle Yüzleşme, Davranışlarımızı Değiştiriyor" başlığıyla yayınlandı.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #2268  
Alt 29-08-2019, 10:08
kendosertadam kendosertadam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 May 2018
Mesajlar: 215
Standart

Keşke alkolü tüm yasaklasalarda kurtulsak.
Alıntı ile Cevapla
  #2269  
Alt 29-08-2019, 10:35
kendosertadam kendosertadam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 May 2018
Mesajlar: 215
Standart

8 yıl önce karşılaşmamız sanki tesadüf değil.
Ne demişti allah "bekleyin ,bizde beklemekteyiz " ...herhalde bu söz de tesadüf değil.belki söyleten Tanrıydı .ay güneşi yansıtır."bekleyin,bizde beklemekteyiz " hakikat olabilir mi ?
"Beklenen kişiyim "deseydim bana şizofren derlerdi.beklenen kişimiyim değilmiyim bunu zaman gösterecek.
Tanrı yüzünü sana çevirdi.hissedebiliyormusun ?
Tanrı şeytan domuza karşı.
Domuz dişiydi.dişi olan kim ? Lideriniz kadın mı ?
Alıntı ile Cevapla
  #2270  
Alt 30-08-2019, 21:23
Barlas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Barlas Barlas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Jun 2015
Mesajlar: 4.070
Standart

30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlu olsun...

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
daha kötü şeyler... dolfen Konu-dışı 4 18-06-2017 21:15
Küçük (!) Şeyler Pesimist89 Yeni Üyeler 50 15-05-2016 20:05
Çernobil Faciası'nın Kalbinde Bir Şeyler Hayatta Kaldı! Nevandaar Fizik 0 30-11-2013 19:12
insanın aklına farklı şeyler geliyor aspartam İslam 41 30-03-2006 00:13

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:48 .