Muhammed'e Göre Dünya Sabit - Güneş Hareket Halindedir.

[Turdur]

Hz. Ebu Zerr tarafından aktarılan hadise bakalım;

1665 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Gunes batarken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte mescidde idim. Bana:
"Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Gunes nereye gidiyor?" diye sordu. Ben:
"Allah ve Resulu daha iyi bilirler!" dedim.

"Ars'in altina secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyecegi, izin isteyip, izin verilmeyecegi zamanin (kiyametin) gelmesi yakindir. O vakit kendisine: "Geldigin yere don!" denir. Boylece battigi yerden dogar.

Bu durumu Cenab-i Hakk'in su sozu haber vermektedir. (Mealen): "Gunes, duracagi zamana dogru yuruyup gitmektedir. Bu aziz ve alim olan Allah'in takdiridir"(Yasin 38).

Buhari, Tefsir Ya-sin 1, Bed'u'1-Halk 4, Tevhid 22, 23; Muslim, Iman 250, (159); Tirmizi, Tefsir, Ya-sin, (4225).

Hadis Kaynağı : Kütüb-i Sitte Hadisi Şerifleri

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Şimdi Yasin Suresi 38. Ayetine bakalım;

وَالشَّمْسُ تَجْرِي لِمُسْتَقَرٍّ لَّهَا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ ﴿٣٨﴾
Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).

Bazı mealler;

İmam İskender Ali Mihr: Ve Güneş, onun için istikrarlı kılınan (yörüngesinde) akar gider. İşte bu azîz ve alîm olan (en iyi bilen) Allah'ın takdiridir.

Abdul Metin Saruhan: Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, aziz ve alim olan Allah'ın takdiridir.

Adem Uğur: Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir.

Ayet ve meallerin kaynağı : http://www.kuranmeali.org

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Özellikle hadisten anlaşılacağı üzere, Muhammed'e göre güneş akıp gitmekte,dönmekte yada hareket etmektedir. Kıyamet günü ise "Geldiğin yere dön" denildiğinde dönüşü tersine olacaktır. Yani doğudan değil batıdan doğacaktır.

Bugün ulaştığımız bilimsel verilere göre dünyanın güneş etrafında ki dönüşü resimde ki gibidir.

[pianola]

Güneş sahiden de Samanyolu diskinde ortalama 230km/s hız ile (ve 7km/s dikey bir eğimle) akıp gidiyor, bir galaktik döngüyü tamamlaması ise dünya yılı ile 220-250 milyon arasında değişebiliyor (galaktik merkeze nazaran hareket halindeki konumu sebebiyle)





**

Kur'an'da anlatılan Güneş hareketinin ise şu olduğunu düşünüyorum:

[ilahimasal]

Pyrròn , söylediğin hızlarla hareket ediyorsak bizim gibi hareket eden galaksilere yada başka şeylere çarpma olasılığımız çok fazla.

Kuran'daki anlatıma göre ise risk yok . Allah ! Bizi bu şekilde koruma altına alıyor olmasın?

Allah bizi diğer tanrıların gazabından korumak için böyle bir yöntem kullanmış olamaz mı?

Belki de , senin dediğin hızları, tanrının kontrol etme imkanı bulunmadığı için sakin sakin kendi çapında hareket eden cisimler YARATMIŞ da olabilir.

Hem senin dediğin hızla hareket eden bir sistem bizi dışarı fırlatır.

Lütfen aklımızla alay etmeyiniz.

[spartacus]

Turdur´isimli üyeden Alıntı

Özellikle hadisten anlaşılacağı üzere, Muhammed'e göre güneş akıp gitmekte,dönmekte yada hareket etmektedir. Kıyamet günü ise "Geldiğin yere dön" denildiğinde dönüşü tersine olacaktır. Yani doğudan değil batıdan doğacaktır.

Evet, burada da görülüyor ki, o dönemlerdeki inanç, dünyanın merkez, diğer gök cisimlerinin ise dünyanın üzerinde bir yerden, diğer yere yay çizerek hareket eden, kubbe biçimli gökyüzü tasviri... Kur'an da gök cisimleri dönmez, yani eksene sahip değillerdir, dünya merkezdir, düzdür, üzerinde ise kubbe biçimli 7 katlı(minik!, şimdi bilinen evrene göre) bir kubbe, kubbenin en tepe noktasında da Allah'ın arşı-tahtı vardır, oradan yönetir.

Güneş, Ay ise, dünyanın bir yerinden çıkar, kubbede bir yol boyu akar, ve battıkları noktaya kadar bir yol kat ederler. Hasılı o zamanki inanç-bilgi-cehalet oranıyla doğru orantılı olarak, bu tür söylemler de bulunulmuş, zan(inanç). Böyle olunca, güneş bir gün battığı yere gelince, geri dön denecek ve tersine doğduğu yöne gitmiş olacak, böylece batıdan doğacak, doğudan batacak...

Bugün bu ifadeyi ciddiye alsak dahi, haydi düz dünya algısı ve minik evren kurgusu olsun, lakin Güneş ne yana dönerse, ne tarafa hareket ederse, isterse tersine olsun, dünya açısından doğu, batı değişmez. Kısaca güneşin doğu mu, batı mı ne taraftan doğacanı belirleyen güneş değil, Dünyanın kendi etrafındaki dönüşüdür(yer ve kubbe->camilere, kliselere bakarsanız iç tasvir esasen evrenin-alemin- tasviridir, kubbeler o sebeple, Allah ise işte o kubbenin tam orta-üst noktası, hemen merkezden kollar açılır ilk, o kollarda ise arşı taşıyan veya diğer büyük melekler tasvir edilir ve en yakına İsa konur)

Yani güneşin ne yönden doğacağına dair, merekeze dünyanın kendi etrafındaki dönüşü değilde, güneş'i koymak zaten cehalet ürünüdür.

Düz dünya algısının çeşitli hataları üzerine.

• Güneş doğduğu yerden batar, battığı yerden de aynı AN'DA doğar! Aslında Güneş doğmaz da, batmaz da, sadece öznelerin durduğu yere göre limitleyip, daralttığı ve dünya-güneş diye genellemeyecek dar açıda kişiye görelikle ifade edilir.
• Dünya-Güneş esas alındığında, doğu, batıdır, batı da doğu. biz Asya'da Güneş doğuyor derken, Amerika kıtasında birileri, bizim doğumuza bakıp, batıyor der veya bizim güneşimiz onların batısından doğar, doğusundan batar. uzayda yön yoktur, yön öznelerin durduğu ve nereden baktığına göre, KİŞİYE GÖRE öznel bir tayindir ve dolayısıyla nesnele dair her öznel kıstas ve ifade, yargı yanlıştır.
• Gece, gündüzü, gündüz, geceyi kovalamaz veya öncelik-sonralık diye sıralaması yoktur, ikisi de aynı anda birliktedirler.
• Güneş, Ay'ı, Ay Güneş'i kovalamaz, ama bazı hallerde Ay, Güneş ile Dünya arasında kalabilir-bu durumda da Ay'ın Güneşe, Güneş'in, Ay'a yetişemeyeceği-çakışmayacakları, çünkü Allah'ın işte böyle kusursuz tasarladığı, ibretlik mesajlarına dair eski zaman zannı da ayrıca yanlıştır.

[bozok6666]

Ayette güneş dünyanın etrafında döner diye bir ifade yok aksine güneşin yüzer gibi belirli yörüngede aktığı hareket ettiği söyleniyor.
Hadisleri tartışmaya zaten gerek yok birsürü kaynağı belirsiz rivayet var ordan biryere varamayız

[Yıldıztozu]

bozok6666´isimli üyeden Alıntı

Ayette güneş dünyanın etrafında döner diye bir ifade yok aksine güneşin yüzer gibi belirli yörüngede aktığı hareket ettiği söyleniyor.

Evet ama ayetin devamında şunu diyor: ‘'Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir.''
İlk ayette Güneş'in hareket ettiği yazarken ikinci ayette ise Güneş ve Ay'ın birbirine yetişememesinden bahsederek aynı yörünge üzerindelermiş gibi birbirlerini takip ettiklerini anlatmaya çalışıyor.
Ayrıca başka ayetlerdeki ''Güneş'in battığı yere varınca'' gibi ifadeleri de eklersek Kuran'a göre dünya düzdür ve güneşle ay dünyanın etrafında dönmektedir anlamı bariz bir şekilde çıkıyor.

[pianola]

bozok6666 Diyor ki

Ayette güneş dünyanın etrafında döner diye bir ifade yok aksine güneşin yüzer gibi belirli yörüngede aktığı hareket ettiği söyleniyor.

ancak tek bir ayeti okuyarak ne kadar sağlam bir çıkarımda bulunabiliriz? bilakis bir ayetin en doğru içeriğine yaklaşmak için metnin tamamına bakmak ve ayrıca metinde kullanılan sözcükleri, bilinen etimolojik nitelikleriyle birlikte birbirlerine ilişkilendirerek incelemeniz gerekir ki , böylece metnin ortaya çıkış koşullarına ilişkin kavramsal envanter hakkında daha doğru fikirler yakalamak, bu sayede de sağlam bir çıkarımda bulunmak mümkün olsun.

benim düşüncem özetle şu; Kur'an adlı metinde "kainat" kavramı "yer" ve "gökler" olarak karşılık buluyor, dolayısıyla Kur'an'ı okuyup da ondan modern kozmolojideki "evren" kavramını çıkarmak için epeyce saçmalamak gerekir. öte yandan İnfitar suresinde "yarılacak bir sema" (diğer anlamıyla "gök-kubbe") ve dağılacak/dökülecek yıldızlardan bahsediliyor , buradan da açıkça görebiliriz ki Güneş'in de sıradan bir yıldız olduğu, ve yıldız dediğimiz gök cisimlerinin de hep birlikte dağılmaları ya da dökülmeleri gibisinden birşeyin ontolojik bir imkansızlık olduğu bilgisi Kur'an yazarları tarafından bilinmiyor, ve sanıyorum tam da bunun için "Güneş" sürekli "Ay" ile birlikte vurgulanmış, yani, Kur'an'da sürekli geçen Güneş-Ay ilişkisi, o dönem ve coğrafyada tasavvur edildiği haliyle Güneş (ve dolayısıyla kendisine "yer" denilen dünya) hakkında daha doğru fikirler vermekte bize..

[spartacus]

bozok6666´isimli üyeden Alıntı

Ayette güneş dünyanın etrafında döner diye bir ifade yok aksine güneşin yüzer gibi belirli yörüngede aktığı hareket ettiği söyleniyor.
Hadisleri tartışmaya zaten gerek yok birsürü kaynağı belirsiz rivayet var ordan biryere varamayız

Bu ifadenize dair açıklamayı önceki yazımda yapmıştım...

İşte o akmak, yörünge dediğiniz, merkezi dünya olan ve iki ucu da dünyanın bir yerinden çıkan(böylece dünya üzerinde yarım bir yay eğrisi boyunca hareket) bir yay eğrisinde(!), kubbe üzerindeki hareket. Çıplak gözle bakan her insan zaten Güneş'i dünyanın üzerinde, havada, bir yerden çıkıp, öte yerden batan görür, bu algıya göre Güneş dünya göğünde(merkez dünya!) akar-akmak kelimeniz-, işte sözde çok, ama çok muzice bir bilgi olduğu iddia edilen bu gözlem, bırakın insanı ortalama her memelinin farkına vardığı basit gözlemdir. Lakin gerçek öyle değildir, aksine Dünya, Güneşin etrafında döner, yarım tur değil(yay değil) tam ve gök kubbe değildir, kubbe insan gözünün ufkuyla ilgili bir algıdır, en nihayetinde demek ki o sözlerde, o zamanki insan gözü-algısıyla sarfedilmiş

Kur'an'ın evren motifini anlamak istiyorsanız cami ve kiliselerin içinden bakın, kubbe, ortasında tanrı, altda -DÜZ- yer, yerde ise insanlar ve uhrevi amaç ise, o kubbenin bir katına çıkabilmek, en azından bir katında bulunabilmek, bunu sağlasın diyede kubbenin merkezine yalvarmak, eğilip, bükülmek, saygı seronomilerinde bulunmak, diz çökmek, arkanı dönmemek, başını eğmek, tipik kral seronomisi, başka türlüsünü bilmiyorlar zaten (:

İkincisi, hiç bir ayet de yörünge kelimesi de geçmez, YÖRÜNGE kelimesi, şimdiki çevirilerde yapılan basit bir tahrifattır, ama inancıyla zombileşen veya gerçeği bilmeyen(böylece cahil)insanlar o düzeye varır ki, tahrifatı çifte telli ile karşılar, çünkü görünen köy ortadadır, ne kadar gizleyip, kapatırlarsa kendileride o kadar fazla tatmin-ereksiyon da kalırlar.

Nasıl ki, "topağa düşen damlalar birikir ve akmaya başlar, bir yol boyunca akar" cümlesini, biz bir yörüngesi olduğu iddiasıyla eşleyemeyiz, burada amaç hareket ettiği esasıyladır, maksat "dünya, güneş'in etrafında döner, böylece gece ve gündüz oluşur" demekse, işte dedim, bu kadar basit söyleniyor, alakasız cümlelerde, bütünden, cümleden tamamen kopartılmış kelimeler aramanın anlamı yok. her cümle, temasını ve niyetini kendi bütünlüğünde barındırır, çarpıtmanın lüzumu yok, çarpıtana yararı yok, zararı çok(ah bir bilse)...

[Hasan Akçay]

İnsandan gelen bilgi ile aşkın bi varlıktan gelen bilgi farklı.

İnsan
gördüğünü
biliyor.

Örneğin
sokaktaki insanın gördüğü şudur:
güneş te ay da
doğudan ışık vererek geliyor ve batıya süzülüyor.

Bundan sonrası şairlere, bestecilere kalmış.

Benim anladığım
bazı ayetler bunu
insanın gördüğü şekliyle, insanın açısından aktarıyor.

Ama Kuran'ın verdiği bilgi
başka.
O son derece teknik,
örneğin Yûnus 5:

Allah
yılların sayısını bilin diye
menziller verendir kamere.

Ayın "menziller"i (menazil):

Dolunay denen % 100 doluluktan karanlık ay denen % 0 doluluğa kadar
ayın "inen evreler"i...
örneğin dolunay, şişkin ay, çeyrek ay, son hilal, karanlık ay.

Yasin 39:

ve kamer, yaşlı hurma dalı gibi olana dek menziller verdik ona
vel kamere, kaddernahu menâzile hattâ âdeke el urcînil kadîm

Çölde bunlardan her hangi birini,
örneğin aşırı sıcak günlerin habercisi olduğu için 2:185'te sıcak dolunay anlamında şehri ramazân diye geçen dolunayı
her gördüğünüzde değneğinize bi çentik atın; sonra çentikleri sayın.

Dolunayların (çentiklerin) sayısı = şemsî yılların sayısı.

Bu teknik bi olay.
Sokaktaki insan bunu bilmez,
bugün bile bilmiyor.

Örneğin siz biliyor musunuz
teknik açıdan
neden öyledir?

Dolunayların sayısı
neden
kamerî yılların sayısı değildir de
şemsî yılların sayısıdır?

*

Bu arada
kamerî görüntünün doluluk oranı
bu sabah saat 05:30'da
% 100 oldu. Dolunay vakti.

[pianola]

"aşkın" olan bilgi nedir?..