Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #51  
Alt 12-05-2017, 21:36
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

Stalinmi öldürdü-öldürttü?
Alıntı ile Cevapla
  #52  
Alt 13-05-2017, 09:10
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

gungormez´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Stalinmi öldürdü-öldürttü?
Öyle mi ? Onu bilmiyordum bir yerde okumadım.
Alıntı ile Cevapla
  #53  
Alt 13-05-2017, 12:29
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

Stalin döneminde ,ölen siyasileri saymışsınız öldürülenleride.
Bu listede sapla saman karışmış,kimisi muhakeme edilerekyargılama sonucu,kimi karşı devrimci-gestapo işbirliğiyle suikasta uğradı kimi eceliyle öldü,içsavaş ve kargaşa çıkaranlarla Lenin( Lenin'in sağlığı, devrim ve savaşın getirdiği gerginlik sonucu oldukça zarar görmüş; suikast girişiminde aldığı yaralar sağlık durumunu daha da kötüye götürmüştü. Kurşun hâlâ boynunda idi ve omuriliğe yakın durduğu için, o günün tıp tekniğiyle çıkarılması mümkün değildi. 1922 Mayıs’ında ilk defa felç geçirerek sağ tarafı kısmen felçli kalan Lenin’in hükümetteki rolü giderek azaldı. Aynı yılın aralık ayında geçirdiği ikinci felçten sonra aktif politikadan çekildi. 1923 Mart’ında geçirdiği üçüncü felcin sonrasında konuşma yeteneğini de yitirerek ölene kadar yatağa bağımlı kaldı.)ve Kirovu( 1 Aralık 1934 günü, Leningrad Komünist Partisi Merkezi’nde, Troçkist muhalefetin üyeleriden olan Leonid Nikolayev tarafından tabanca ile öldürüldü.)katmanız yakışıksız olmuş.
Alıntı ile Cevapla
  #54  
Alt 13-05-2017, 22:15
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

ben frengiden öldüğünü biliyorum.

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #55  
Alt 14-05-2017, 02:49
manas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
manas manas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Feb 2017
Mesajlar: 461
Standart

bir lider ve ideoloji niye bu kadar körü körüne kutsanır.. masumluk ve harikalık abidesi yapılır??? ha deseniz ki ideolojiyi ve iktidarını ayakta tutmak için astı kesti, bu yolda herşey mübahtır eyvallah derim ama tertemiz göstermekte neyin kafası. stalinin hitlerden bir farkı yoktu, demir yumrukla ve suikastlerle ülkeyi yönetti. boş boş seviciliğe gerek yok.

***Tanrı mineral de uyudu, bitki de düş kurdu, hayvanda uyandı, insan da kendini buldu ***
Alıntı ile Cevapla
  #56  
Alt 14-05-2017, 03:12
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

manas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bir lider ve ideoloji niye bu kadar körü körüne kutsanır.. masumluk ve harikalık abidesi yapılır??? ha deseniz ki ideolojiyi ve iktidarını ayakta tutmak için astı kesti, bu yolda herşey mübahtır eyvallah derim ama tertemiz göstermekte neyin kafası. stalinin hitlerden bir farkı yoktu, demir yumrukla ve suikastlerle ülkeyi yönetti. boş boş seviciliğe gerek yok.
Dünyada ilk kez sosyalizmi,kuran,ikinci kez yıkıntılarından,yine kuran,Bir köylü devletini 2 kez zirve sanayi devleti yapan bir lidere sevgi duymamak için kapitalist hırsız olmak gerekir,Dünyayı Faşizm belasından kurtaran bir lidere duyulan sevgi boş değil,insanidir.
Boş demek için faşist olmak şarttır.
Alıntı ile Cevapla
  #57  
Alt 14-05-2017, 08:56
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Leninin hazır bulunduğu 11.kongrede seçilen MK üyelerinin listesi
Andreyev.1972 de öldü---Buharin.1938 de idam edildi---Jerjinski.1927 de öldü---Yaroslavski.1938 de kayboldu---Kalinin.1946 da öldü---Kamenev.1936 da idam edildi---Kuybuşev.1935 de öldü---Korotkov.1937 de idam edildi---Lenin.1924 de öldü---Malotov.akibeti bilinmiyor---Orjonikidze.1937 de intihar etti---Petrovski.20 yıl hapse mahkum edildi---Radek.1937 de hapse atıldı---Rakovski.1937 de idam edildi---Rutzutak.1938 de idam edildi---Rikov.1938 de idam edildi---Sapranav.1937 e idam edildi---Smirnov.1938 de kayboldu---Sokolnikov.1938 de idam edildi---Stalin.1953 de öldü---Tomski.1936 da intihar etti---Chubar.1938 de idam edildi---Troçki.1940 ta suikast yapılarak öldürüldü---Voroşilov.1970 de öldü---Zelenski.1937 de idam edildi---Zinovyev.1936 da idam edildi.



Sn Güngörmez
Yazdıklarımı yanlış anlamışsınız. Benim demek istediğim Lenin le çalışmış ve devrime katılmış bir çok komünistin Stalinle çalışamaması Daha doğrusu Stalin onlarla çalışamamış. Bazıları Stalin e teslim olmuş bazıları düşüncelerinde direnmiş işte direnenlerin akibeti teslim olanlarınsa ömrünün uzamasını anlattım.


Siz Stalin e sevgi besleyin biz gerçeklerle ilgilenmek zorundayız.
Konumuz Stalin hakkında dedi kodu yapmak değil Reel sosyalizmin eleştirisidir. Eğer biz olanları eleştirmezsek bu gün kapitalizm in bütün karanlık ilişkilerini savunanlardan farkımız kalmaz.Bu durumda başkasının canisi bizim canimiz diye topluma anlatamayacağımız bir çok sorunun karşısında cevapsız kalırız.
Yine konu kendi aramızdaki arınmadır. Kardeş.
Biz topluma cennet vaad etmiyoruz Toplum kendi eli ile cenneti kurabileceğini anlatıyoruz bu kurulum içinde bazı yanlışlar hatalar ve istenmeyen şeyler olacaktır bunu da açık yürekle kabulleniriz


Stalin de Lenin de bizim hatalarda zaferde bizim. Geriye kabullenmek kalıyor.
Alıntı ile Cevapla
  #58  
Alt 14-05-2017, 09:31
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

Stalini eleştiri çizgisinin SSCB'yi taşıdığı yer kapitalizmin yeniden inşaası oldu.
Herkezin kafasında bir sosyalizm olabilir...
Bakışımızı belirleyenin ideallerimizden ziyade şartların öncelliği olması gerekmezmi?
Tek bir ülkede,üstelik emperyalist saldırı-kuşatma altında sosyalzm ne kadar zorluklar taşır.
Stalin içeride ve dışarıda karşı devrimcilere kibar değildi demek eleştiri insafını aşmaktır.
Saydığın isimlerin birkaçını zaten lenin yoldaşlıktan atmıştı.
Bazıları halka açık mahkemelerde ajanlık itirafı yapmış bazıları Sosalizme karşı gerilla hareketne girmişti.
Gestapoyla işbirliği yapanlar,oportinistler,karşı devrimciler.
Siz neyi Stalinden farklı yapardınız demiyeceğim.
Sadece Stalingrad savaşına bakın yeter.

Bir halk Staline inandı ve Stalingradı 2 milyon şehit verip korudu.25 milyon sovyet vatandaşı Sosyalizm uğruna öldü.
Onlar için ölümüne korunan Sistemi küçük görme hakkımız olamaz.
Sosyalizmi iki kere kuran dehadır ,Stalin.
Sovyet halkını özgür kılmış ,halkdüşmanlarına cehennemler yağdırmış.
Acımasız eleştirisi batıdan,hırsızlardan,faşistlerden.
Ben stalinin daha acımasız olmasını dilerdim.
Spartaküsün önerdiği kitabı oku lütfen rica ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #59  
Alt 14-05-2017, 12:28
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

Stalin Lenin’i zehirledi mi? -Ahmet Kaplan


Emperyalistler, solu değersizleştirme kampanyasında çoğu zaman solcuları kullanırlar

Geçenlerde hemen hemen tüm tekelci basında Lenin’in Stalin tarafından zehirlendiği haberi yeniden yer aldı. Yeniden diyorum, çünkü buna benzer haberler düzensiz periyotlarla tekelci medyada sürekli olarak yer almaktadır. Maryland Üniversitesi’nde yapılan bir konferansa Dr Harry Vinters tarafından sunulan bir tebliğe göre, Lenin frengiden değil ama büyük ihtimalle stres kaynaklı damar sertliğinden ölmüş. Dr Vinters, Lenin’in zehirlenmiş de olabileceğini ama bu konuda delil olmadığını söylüyor. Dr Vinters’in Lenin’in zehirlendiğine ilişkin hiçbir delilin olmadığını açıklamasına rağmen, hemen tüm tekelci medya Lenin’in Stalin tarafından zehirlendiği tezini işledi. Tüm bu dezenformasyon kampanyasının kaynağı Troçki’nin bir yazısıdır.

Troçki, Liberty adlı liberal bir dergide 10 Ağustos 1940 tarihinde yayımlanan yazısında, Stalin’in Lenin’i zehirlemiş olduğunu iddia eder. Lenin’in Stalin tarafından zehirlendiği iddialarının temelini Troçki’nin öldürülmeden kısa bir süre önce yazdığı bu yazı oluşturur.

Troçki’ye göre Stalin 1923 Şubat’ının sonunda, kendisinin ve Kamenev ile Zinovyev’in de bulunduğu gayriresmi bir politbüro toplantısına gelmiş ve Lenin’in kendinden zehir istediğini iddia etmiştir.

İddia edilen şeyler oldukça ciddidir. Troçki, Lenin’in Stalin’den böyle bir talebi olup olmadığının gerçekte bilinmediğini söyler, çünkü hastalığı nedeni ile Lenin ile konuşmak ve bunu doğrulamak mümkün değildir, eğer Lenin’in böyle bir talebi olmuş ise bile, bunu Lenin ya Stalin’i denemek için böyle bir yöntem izlemiştir, ya da kendisini öldürmekte çıkarı olan tek kişinin Stalin olduğunu Lenin de bildiği için, Lenin zehiri ondan istemiştir. Troçki’ye göre Lenin ve Stalin düşmandırlar ve eğer Lenin ayağa kalkarsa Stalin’in işini politik olarak bitirecektir. Bu yüzden Lenin’in ölmesi Stalin’in çıkarına uygundur. Ayrıca diye devam eder Troçki, Lenin partiye yazdığı ve vasiyatnamesi olarak geçen son mektuba yaptığı bir ekle Stalin ile tüm ilişkilerini bitirdiğini ilan etmiştir. Bu olaydan iki hafta sonra Stalin politbüroya Lenin’in kendinden zehir istediğini söylemiştir.

Troçki’nin bu yazısından bu yana sürekli olarak Lenin’in Stalin tarafından öldürüldüğü ileri sürülür. Troçki’nin yazısının ingilizce metnine nette şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.libertymagazine.com/mysteries_trotsky.htm

Troçki, Yagoda’nın mahkum edilmesini de söylediklerine kanıt olarak gösterir. 1937 yılında Bukharin’in yargılandığı davada Bukharin ile beraber eski içişleri bakanlarından Genrikh Yagoda da yargılanmıştır. Yagoda birçok başka ciddi suçun yanısıra, eski içişleri bakanlarından Menzinsky, Maksim Gorki ve Gorki’nin oğlunu zehirleyerek öldürtmekle de suçlanmış ve suçlu bulunarak idam edilmiştir. Mahkeme de Yagoda kendisi aleyhindeki iddialardan Gorki’nin oğlunu zehirleyerek öldürttüğünü kabul eder ama Gorki’yi kabul etmez. Onun ölüm nedenini gizli oturumda açıklayacağını söyler. Ama dediğim gibi sonunda bu suçlardan (ve bir hayli başka suçlardan da) suçlu bulunur ve idam edilir. Yagoda’nın işlediği cinayetler o dönem Sovyet basınında parti içi muhalefetin Stalin ve diğer Bolşevik önderlere yönelik işlediği cinayetlerin bir parçası olarak kabul edilmiştir.

Bu arada parentez olarak açıklayalım 1906 yılından beri bolşevik olan Yagoda ilginç bağlantıları olan bir kişiliktir. İngiltere’de Liberal Parti Genel Başkanı ve hükümette Başbakan Yardımcısı olan Nick Glegg’in büyük halası Baroness Moura Budberg Yagoda’nın 1930’lı yıllardaki sevgililerinden birisi idi. Önemli bir Rus aristokratı olan bu kadın İngiliz Mata Hari olarak adlandırılır ve 1918 yılında ünlü İngiliz casusu Lockhard ile beraber Lenin suikastından tutuklanmış ve daha sonra serbest bırakılmıştır. Baroness Moura Budberg hakkındaki bilgilere ilişkin İngiltere’de hala gizlilik yasağı vardır. Yagoda ise mahkemede bu casuslar ile olan ilişkilerini görev gereği olarak savunmuş, açıklamalarını ise gizli bir celsede yapmak istemiştir. Ne yazık ki bu konuda Rus belgeleri de hala gizlidir. Yagoda aynı zamanda Çeka’nın başkanı olarak Kirov cinayetini kolaylaştırmaktan mahkum olmuştur.

Troçki işte bir dönem Çeka başkanı olan Yagoda’nın Gorki ve diğerlerini zehirlediğini kabul eder. Yazısında bunun doğru olduğunu söyler ama der, Yagoda tüm bu cinayetleri Stalin’in emri ile işlemiştir. Troçki’ye göre Yagoda Stalin’in has adamı idi ve mahkemede onu mahkum ettirerek Stalin her şeyi bilen birinden kurtulmuştur. Lenin’i zehirleyen zehiri Stalin Yagoda’dan almış olmalıdır Troçki’ye göre.

Burada ilginç olan nokta Troçki’nin Yagoda’nın cinayetlerini inkar etmemesi ve kabullenmesi. Ama bu cinayetleri bir kalem darbesi ile Stalin’in üzerine yıkıyor. On yedi seneye yakın bu konuda niye sustuğu ama birden 1940 yılında bu olayları niye hatırladığı konusunda da hiçbir açıklama getirmiyor. Troçki’nin bu yazısı elde hiçbir delil yok iken emperyalist propaganda çevrelerinde Kirov’u da aslında Stalin’in öldürttüğüne delil olarak sayıldı. Troçki’nin bu iddiaları emperyalistlerin solu, Sovyetler Birliği ve sosyalizmin tarihini değersizleştirme kampanyalarında kullanılan en önemli yazılardan biridir. Düzenli aralıklarla Stalin’in Lenin’i zehirlettiği, öldürdüğü haberlerinin dünyanın önemli tekelci medyasında yer almasının nedeni budur.

Ama yukarıda da belirtiğim gibi, Troçki birçok gerçeği ters yüz etmekte, bazı konuları saklamakta, bazı konularda da alenen yalan söylemektedir. Birincisi Yagoda, Bukharin ekibinin içindedir. Sadece Yagoda değil ama ondan sonra gelen Çeka başkanı Yezhov da Bukharin ekibinden olan bir kişidir. Bu konuda 1970’li yılarda Bukharin’in eşi tarafından yazılan anılarına bakılabilir. Öyle ki kocası Yezhov döneminde idam edildiği halde Anna Larina (Bukharin’in eşi) Yezhov’un ne kadar iyi bir adam olduğunu söyler durur. Ama Troçki’nin ters yüz ettiği tek şey Yagoda hakkındaki bilgiler değildir. Lenin’in ne zaman zehir istediği, ve kimlerden zehir istediği hakkında da yalan söylemektedir.

Troçki’nin verdiği bilgiler arasında bulunan tek doğru bilgi Lenin’in Stalin’den zehir istediğidir. Ama Troçki’nin iddia ettiği gibi 1923 Şubat’ında değil, çok daha önceleri, önce 1921-22’de daha sonra da 1922 Mayıs’ında Lenin Stalin’den zehir ister. Lenin hastadır, bir bitki gibi yaşamak istememektedir, artık sonunun geldiğini düşünmektedir. O psikoloji altında en yakını olarak gördüğü Stalin’den kendisine zehir getirmesini ister. Stalin ise bu isteği Lenin’i sakinleştirerek, ve doktorların hala umutlarını kesmediğini söyleyerek başından savar. Ve Lenin’in kızkardeşi Maria Ulyanova’nın ve karısı Krupskaya’nın mektuplarının gösterdiği gibi bunu Troçki de dahil tüm politbüro üyeleri bilmektedir.

1990’lardan sonra Sovyet arşivlerinde bazı belgelerin gizlilik kaydı kaldırıldı. Arşivlerde Lenin’in kızkardeşi Maria Ulyanova’nın parti merkez komitesine Lenin ölmeden önce yazdığı bir mektup var. Ulyanova bu mektupta “1921-22 kışında Lenin hasta düştü. O sıralarda, tam olarak ne zaman olduğunu hatırlamıyorum, Lenin, Stalin’e büyük ihtimalle felç olacağını söylemiş ve ondan eğer böyle bir şey olursa potasyum siyanür elde etmesi ve bunu kullanmasında yardım edeceği sözü vermesini istemiş. Stalin bu sözü vermiş. Bunun için Stalin’i seçmesinin nedeni onun gerçekten duygusallıktan uzak, sert ve çelikten bir insan olduğunu bilmesi idi. Bu tür bir şeyi isteyebileceği herhangi bir başkas
ı yoktu. Mayıs 1922’de olan ilk felçten sonra Lenin, Stalin’den aynı şeyi tekrar istedi. Lenin artık sonunun geldiğine karar vermişti ve Stalin’in yanına getirilmesini istedi. O kadar ısrar etmişti ki, onu kıramadılar. Stalin, Lenin ile beş dakika kadar bile olmayan kısa bir süre görüştü ve odadan dışarı çıktığında bana ve Bukharin’e Lenin’in ondan artık sözünü yerine getirme vakti geldiği için zehir istediğini söyledi. Stalin ona yapacağı sözünü vermiş, Lenin onunla kucaklaşmış ve Stalin odadan çıkmış. Hep beraber konuştuktan sonra biz Lenin’i teskin etmeye karar verdik ve Stalin tekrar odaya girdi ve doktorlarla konuştuğunu, onların hala ümitli olduklarını, ve Lenin’e verilen sözün yerine getirilme vaktinin daha gelmediğini söyledi. Lenin oldukça neşelenmişti ama yine de Stalin’e ‘beni kandırmıyorsun değil mi?’ diye sordu. Stalin ise ‘ben seni ne zaman kandırdım’ diye cevap verdi. Ayrıldılar ve birbirlerini Lenin kendini daha iyi hissedinceye kadar görmediler… O günlerde Stalin diğerlerinden daha fazla onun ile beraberdi.” Kremlin arşivlerinden aktaran, Edward Radzinsky, Stalin sayfa 184-185. (Anti komünist bir gazeteci olan Radzinsky 1991 yılında arşivler aşıldığında Kremlindeki arşivlere ilk girenler arasındadır ve Troçki’yi yalancı çıkaran yukarıdaki mektubun ve diğer belgelerin ortaya çıkmasından hiç de memnun değildir. O yüzden mektuptan sonraki birkaç sayfada aslında Stalin’in ne kadar karaktersiz bir adam olduğunu yeniden tekrarlar durur. Stalin hakkındaki birçok iddianın arşivlerde geçersizleştiğini görünce çok mutsuz olmaktadır ve bu da kitabına yansımaktadır.)

Aslında Lenin’in zehir istediği tek kişi Stalin değildir. Yine yeni çıkan arşiv belgelerine göre eşi Krupskaya 1923 17 Mart’ında gizli kalması kaydı ile Politbüroya gönderdiği bir mektupta Lenin’in ondan bir miktar potasyum siyanid bulmasını istediğini yazar. “Ama” der Krupskaya “ben bu ricayı yerine getirecek güçten yoksunum.” (Radzinsky, age, sayfa 196.) Ama Stalin Lenin’in ötenazi isteğine karşı çıkar ve politbüro da bu kararı alır. Ama bu sefer Radzinsky Stalin’in bu kararını eleştirir! Burjuvalara dönek olmadığınız sürece hiçbir zaman yaranamazsınız! Bu arada Krupskaya’nın mektubunun tarihine bakınız. Troçki’nin Stalin’in Lenin’in zehir istediğine ilişkin söylediği tarihler. Olayı gündeme getiren Stalin değil Krupskaya, üstelik sözlü değil yazılı bir mektup ile. Üstelik daha önceden benzer bir talep Maria Ulyanova’nın mektubu ile olay politbüroya bildirilmiş. Politbüroda Stalin’e zehirin verilmesine karşı çıkan kişi ise Stalin.

Yukarıdaki belgelerden de anlaşılacağı gibi Lenin hastalığının ilerlediği günlerde ve iyileşme umudunun kalmadığı anlarda çevresinde bulunan kişilerden, karısından ve arkadaşlarından ötenazi isteğinde bulunmuştur. Bu konuda Stalin’i seçme sebebi eşi Krupskaya’yı seçmesi ile aynıdır. Yakın ve güvendiği arkadaşıdır. Ama ikisi de bu isteğini onu teskin ederek savuşturmuşlardır. Üstelik Lenin’in ötenazi isteği gayriresmi bir politbüro toplantısında değil resmi bir politbüro toplantısında tartışılmıştır. Tüm bu kararlar ve mektuplar bir politbüro üyesi olan Troçki’nin bilgisi dahilinde idi ve Troçki bunlara rağmen politik çıkarları uğruna gerçekleri çarpıtmıştır.

Troçki’nin niye böyle bir yalan söylediğini anlamak için aslında 1940 yılı ağustosuna geri gitmekte fayda vardır. Troçki bu yazı öncesi ABD’de Komuüist Parti faaliyetlerini soruşturan Dies komitesine ifade vermeyi kabul etmiş ve bu durum kendi taraftarları arasında bile büyük tepki toplamıştı. Troçki daha sonra bu tepkiyi, Dies komitesini bir platform olarak kullanacağını iddia ederek yumuşatmak istemiştir. Başkanı olan Martin Dies adı ile anılan Dies komitesi daha sonra yine başkanı olan Mc Carthy adı ile anılan Mc Carthy komisyonunun öncelidir. Ancak faşist bir komisyonda Sovyetleri ve takipçilerini (yani ABD komünistlerini) eleştirmenin, onların faaliyeterini teşhir etmenin nasıl bir platform olacağı bellidir. O yüzden bu açıklama kendi taraftarlarını bile tatmin etmemiştir. Zaten bu yazının yayımlanmasından 20 gün sonra, 30 Ağustos 1940’ta Troçki’nin oldukça yakın çevresinden olan Jacques Monarc/Roman Mercader Troçki’yi kafasına bir çekiç ile vurarak öldürdüğünde gerekçe olarak onun Dies komitesine ifade vermek istemesini ve onun kız arkadaşı ile evlenmesine karşı çıkmasını gösterir. Troçki’nin sekreteri katilin birkaç yıllık kız arkadaşıdır ve Troçki ve katil iyi aile dostudurlar.

Emperyalistler, solu değersizleştirme kampanyasında çoğu zaman solcuları kullanırlar. Halil Berktay ve Gün Zileli gibilerin 35 yıl sonra 1 Mayıs katliamını tam da 12 Eylül iddianamesi açıklandığında solun üzerine yıkıp devleti ve 12 Mart darbecilerini aklamaya çalışması böyle bir çabanın ürünüdür.

Biz tarihe günümüzü aydınlatması açısından bakarız, geçmiş sosyalist devletler ve deneyimler de bu açıdan eleştirel bir gözle incelenmeli ve tartışılmalıdır. Ancak Soğuk Savaş propagandaları ile geçmişi anlamak mümkün değildir. Geçmişi anlayabilmek ve onun sağlıklı bir değerlendirmesini, eleştirisini yapabilmek için, önce dezenformasyon ile gerçeğin birbirinden ayrılması gereklidir.
Alıntı ile Cevapla
  #60  
Alt 14-05-2017, 12:35
gungormez gungormez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Mar 2017
Mesajlar: 220
Standart

Candan Badem
26/06/2013 Çarşamba


Kirov Cinayeti
Sergey Kirov SBKP Leningrad komitesinin başkanı ve Stalin'in yakın yoldaşlarından biriydi. 1934'te Leonid Nikolaev adında işsiz bir partili tarafından öldürüldü. Cinayetin ardından yürütülen soruşturma Nikolaev'in tek başına hareket etmediğini ve arkasında anti-Sovyetik bir örgüt olduğunu ortaya çıkardı. 1936 ve 1937'de yapılan yargılamalar ve Zinovyev, Kamenev, Radek, Tuhaçevskiy gibi tanınmış sanıkların itirafları parti ve devlette (ordu dahil) Sovyet rejimine karşı ciddi komplolar ve örgütler kurulmuş olduğunu gösterdi. Ancak antikomünist Batı'da ve Troçkist çevrelerde hakim olan paradigmaya göre bu mahkemeler düzmece idiler ve sanıkların itirafları işkence veya tehditle alınmıştı. Bu paradigmaya göre Kirov'u Stalin öldürtmüştü.
Stalin'in ardından iktidarı ele geçirmiş olan Nikita Hruşçov'un 1956'daki SBKP 20. kongresinde yaptığı “gizli” konuşma antikomünist kampa yeni bir sözde kanıt sunmuştu. Şimdiye değin Batılı sovyetologlar Hruşçov'un bu konuşmasındaki iddialarını sorgulamadan kabul ettiler. ABD Montclair State University'den Prof. Grover Furr 2007 yılında Rusça ve 2011 yılında İngilizce yayımlanan kitabında (Khrushchev Lied) Hruşçov'un konuşmasındaki bütün iddialarını tek tek ele aldı ve çürüttü. Kitap 2011 yılında Yordam Kitap tarafından Türkçeye çevrildi (Hruşçov'un Yalanları).
Bugünlerde Prof. Furr'ün yeni bir kitabı İngilizce ve Rusça yayımlandı. Furr bu kez Kirov cinayetini ele alıyor ve bu konuda çıkmış olan bütün eserleri ve kanıtları yeni arşiv belgleri ile birlikte gözden geçiriyor (The Murder of Sergei Kirov. History, Scholarship and the Anti-Stalin Paradigm, Ohio: Erythros Press and Media, 2013). Furr kitabında Kirov cinayeti konusunda en kapsamlı çalışmaları yapmış olan Matthew Lenoe ve Alla Kirilina'nın kitaplarını titiz bir incelemeden geçirerek Nikolaev'in yalnız başına hareket ettiği ve Stalin'in bu cinayeti kendi amaçları için kullandığı tezini çürütüyor. İngilizce bilen okurların kitabı okumalarını tavsiye ederim. (Bu arada yazarın dört önemli makalesi Yazılama Yayınları tarafından Türkçeye çevrilerek bir kitapta yayımlanmış bulunuyor: Stalin ve Demokrasi. Trotskiy ve Naziler). Yazılama veya Yordam yayınevinin Furr'ün bu yeni kitabının Türkçe basımını da yapacağını umuyorum.

Bugün Sovyet arşivleri komünizme ve özellikle Stalin'e düşman bir rejimin elindedir ve Stalin aleyhine olabilecek her türlü gerçek ve düzmece belge seçilmiş “tarihçilere” servis edilmektedir. Oysa Kirov'u Stalin'in öldürttüğüne ve sanıkların itiraflarının gerçek olmadığına dair hiçbir kanıt sunulmamıştır. Tabii arşivler seçilmiş olmayan sıradan tarihçilere de bir ölçüde açılmıştır, her ne kadar tam olarak değilse de kapılar aralanmıştır. Sovyet arşivlerinden çıkan yeni belgeler Prof. Furr'ün Anti-Stalin Paradigma dediği paradigmayı her geçen gün daha fazla delmektedir. Kuhncu anlamda söylersek bir gün bilim camiasında bu paradigmanın iflası bilim insanlarının çoğunluğu tarafından görülecek ve bir bilimsel devrim gerçekleşmiş olacak.
Furr'ün kitaplarını tarihçilikte nesnellik nasıl olabilir, kanıtlara ve belgelere nasıl yaklaşmalıyız sorularına yanıt arayan akademik tarihçilere ve doktora öğrencilerine de özellikle öneriyorum.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:51 .