Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 06-05-2019, 20:21
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Sevgili cenkvarol;gösterdiğiniz haritada Petra,Akabe'ye çok yakın gösterilmiş ama o kadar yakın değil..Petra,biraz daha yukarıda..Akabe'nin yanında Eilot veya Eylat diye bir yerleşim yeri de var..Bu isim de,Allah ismine çok benziyor..
Yanlış değilsem,Eilot İsrail sınırları içinde,Akabe ise Ürdün sınırları içinde..

İslam dini için çok önemli olan Mekke,Allah ve Kabe isimlerinin benzerleri;Akabe körfezi kıyısındaki 3 yerleşim yerinde karşımıza çıkıyor..Mekna,Eilot ve Akabe..

Bu medyen konusunda da birşeyler yazayım..Eski ahitte veya kuranda bahsedilen bu medyenin tarihte bir karşılığı yok..Yani böyle bir krallık veya imparatorluk diye bir şey yok..Bahsettiğimiz Akabe körfezinin doğu kıyısı ve aşağıdaki Hicaz bölgesinde medyenliler diye anılan bir aşiret veya aşiretler birliği var..M.Ö.1200 civarlarında,Suriye civarından gelen insanların,bu bölgeye yerleştikleri söyleniyor sadece..Bu bölgede bahsedebileceğimiz,Nebatiler veya Aramiler veya Amurrular(Amori) veya Akkadlar gibi bir toplum değiller..
Sözde Musa'nın kayınpederi Medyen'liymişte,Musa buraya gitmişte,sonra bu adamın kızlarından biriyle evlenmişte..Neresi bu Medyen?Bilmiyoruz..Çünkü antik tarihte böyle bir toplum/şehir yok..Sınırları yok..Başkenti yok..Dinlerine dair bir şey yok..Tapınakları yok..Kralları yok..Hiç bir şey yok..Musa,sözde Sina yarımadasının güneyindeki dağlık Medyen bölgesine gitmiş ve burada kayınpederi ve karısı ile karşılaşmış..Akabe körfezinin batı kısmı da,medyen diye aktarılıyor ama bu söylemlerin bir karşılığı yok işte..
Bu medyenliler amoriler veya aramiler denilse,o zaman birşeyler anlarız ama böyle bir şey yapılmıyor..Sadece medyen veya medyenliler veya midyanlılar..Tamam da,kim bunlar?Cevap yok..!
Mesela eski ahitte Musa,midyanlılarla savaşmışta,12.000 kişiyle herkesi öldürmüşte,hatta 5 Midyan kralını da öldürmüşte filan yazar..
https://www.kutsal-kitap.net/bible/t...&sc=124&id=155
Tarihte böyle bir şey yok..Ne Musa var,ne Midyanlılar,ne 12.000 kişi ile yapılan bir katliam,ne de 5 Midyan kralı..
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 08-05-2019, 23:26
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

dediğin gibi Ahlaksız Petra haritada Akabe'ye yakın gösterilmiş, gerçekte ise aradaki mesafe yaklaşık 100 km., deve kervanı ile 2 günlük bir mesafe var. Yine de çok da uzak sayılmaz bence.

konu başlığına bir ilave daha yapmak istiyorum;

"Eski Ahid'e göre Medyen, Mısır ve Kenan ile ticaret yollarını elinde tutan yerleşik ve göçebe kabilelerin hâkimiyetindeydi (Sayılar, 31/10). Bu kabileler başta ticaret olmak üzere hayvancılık ve madencilik alanlarında faaliyet gösteriyorlardı. Midyânîler güneyden kuzeye giden ticaret yoluna da âşina idiler. Medyen halkının ticaretle meşguliyeti Hz. Şuayb'ın onlara verdiği Kuran'daki öğütlerden de anlaşılmaktadır." Diyanet İslam Ansiklopedisi

Şuayip nasıl öğüt veriyor bu ticaretle uğraşan Medyenlilere;

11: 84:

Medyen halkına da kardeşleri Şuayıb peygamber gönderdik. O, şöyle dedi: Ey kavmim! Allaha kulluk edin. Sizin Ondan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum. Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.

26:181:

(Şuayip) Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.

7:85:

"Şuayip ...artık ölçeği ve teraziyi tam tutun..."


bu ayetlerin dışında 6:152 ve 17:35'te de "ölçek ve nizam" konusunda benzer nasihatlar var ancak Şuayip'le ilgili bir anlatım yok. Ancak ben bu ayetlerin de aslında Medyenlilerle ilgili olduğuna inanmaktayım. ("ölçek" kelimesinin ayrıca bu ayetler dışında Yusuf Suresi'ndeki Yusuf faslının anlatıldığı 6 ayette (12:59,60,63,65,88) geçtiğini görüyoruz. Bu durum daha önce bahsetmiş olduğum Eski Ahit'te Medyenlilerin ilkin Yusuf kısmında anlatılmış olması, onu kuyudan Medyenlilerin alıp kurtarıyor olması bilgisiyle uyumlu gözükmekte.)

Dikkat çekici olan ise tüm bu ayetlerin dışında Kuranda öyle bir sure var ki, doğrudan "ölçme" işini yanlış yapanlara sesleniyor; Mutaffifin Suresi:

İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! (1-3)

surenin devamında yeniden diriltilecek olmaktan bahsettikten sonra 7. ayette füccarların kitaplarının (kayıtlarının) "siccin"de olduğu belirtiliyor, devamında onun ne olduğu soruluyor ve 9. ayette "siccin"den "rakamlandırılmış kitap" diye bahsediliyor.

bu ayette "rakamlandırılmış" olarak geçen kelime "merkûmun" kelimesi. Bu kelime Petra'nın diğer adı olduğu söylenen "reqem" kelimesinin Kuran'daki ifadesi olduğu söylenen Kefh Suresi 9. ayetindeki "raqim" kelimesi ile aynı kökten gelen diğer kelimedir.

Yani Medyenlilerle ilgili özellikle dile getirilen "ölçek ve nizam" konusundaki nasihatlar Kuran'da bizi adı "ölçüde tartıda hile yapanlar (Mutaffifin)" anlamına gelen bir sureye götürmektedir. Bu sure içerisinde ise karşımıza "merqum/raqim kitap (siccin)" ifadesi çıkmaktadır. Kehf Suresi'nde geçen "raqim" kelimesinin aynı kökten gelen alternatif kullanımının neden Mutaffifin Suresi'nde geçiyor olduğu da böylelikle anlam kazanmış oldu.

tabi bu tablo karşısında haliyle ne anlama geldiği bizzat ayette de sorulan "siccin" kelimesi önem kazanmaktadır ki, onun da Kuran'daki geçtiği diğer ayetlere baktığımızda karşımıza yine Yusuf Suresi'ndeki Yusuf faslı çıkmaktadır, tabi neden Yusuf faslının çıkmış olduğu beni asla şaşırtmamaktadır.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 18-05-2019, 13:35
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Mescidi Aksa'nın ilk kıble olduğuna inanılıyor.

o zaman konumuz itibariyle bu ifadenin Kuran'da geçtiği yere dikkat edelim:

İsra Suresi 1:

min el mescidi el harâmi : Mescid-i Haram'dan
ilâ el mescidi el aksa : Mescid-i Aksa'ya

bu ayette ilk kıble olarak inanılan bu mescidin ismi "aksa (أَقْصَى) " olarak geçiyor. Peki bu kelime aynı yazımla Kuran'da başka nerede geçiyor:

Yasin 20 ve Kasas 20 :

min aksa (أَقْصَى) el medîneti : en uzak şehir

bu ayetteki "şehir" olarak çevrilen "medineti" sakına son 3 mesajımda konu edindiğim "medyen" olmasın

medîneti : مَدِينَ ةِ
medyen : مدين

ilk kıbleyi esas aldınız ve Kuran'nın kendisi sizi nereye götürmüş oldu; Medyen'e, Petra'nın başkentlik yaptığı Nebati uygarlığının hüküm sürdüğü topraklara.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 26-07-2019, 22:51
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Petra'nın eski adının "al raqim" olduğu bu kelimenin ise Kehf Suresinin 9. ayetinde "rakim" olarak geçtiği iddia ediliyor demiştik.

"In the 2017 Autumn issue of the Journal of Semitic Studies there is an excellent article by Mehdy Shaddel. (Journal of Semitic Studies, Volume 62, Issue 2, 1 October 2017, Pages 303–318; Studia Onomastica Coranica: al-Raqīm, Caput Nabataeae) demonstrated that the original name for the Petra valley was al-Raqīm, the name of a very early king who lived in that area."

bu kısa hatırlatmadan sonra ayetlerdeki kelimeler üzerinden basit bir ilişki yürütelim:

- İbrahim 37'de "beyti haram" yani Kabe'nin "ekin bitmeyen" bir yerde olduğu söylenir. Yer tarifi yaptığı için önemli.

gayri zî zer'ın : ekin olmayan

- Kuran'da ekin bitmeyen yerden bahseden bir başka ayet daha var. Secde Suresi'nin 27. ayetinde su verilince ekin çıkan bir yerden bahsedilir, bu yerden "el curuzi (kurak)" olarak bahsedilir.

4. el mâe : su
5. ilel ardı : arzı,
6. el curuzi : kurak
7. fe : böylece
8. nuhricu : çıkarırız
9. bihî : onunla
10. zar'an : ekin

bu ayette sadece "su göndeririz ve ekin çıkarırız" demiyor, o yerin ekinsiz adından da "el curuzi (kurak)" olarak özellikle bahsediliyor. Buradan hareketle Kabe'nin kurulduğu yer de ekin bitmeyen bir yer olduğu için orayı da bu ayetteki gibi "el curuzi (kurak)" olarak tarif edebiliriz. Bir başka deyişle "el curuzi (kurak)" kelimesini Kabe'nin yerinden bahseden İbrahim Suresi'nin 37. ayetinin söylenmemiş veya söylenmesi unutulmuş kelimesi olarak da ele alabiliriz.

-"el curuzi (kurak)" kelimesi Kabe'nin kurulduğu yeri de tarif ediyor olması sebebiyle önemli bir kelime. Bu kelimeye yakından bakalım. Bu kelime Secde Suresi'nin 27. ayetinin dışında Kuran'da sadece bir ayette daha geçiyor; Kefh Suresi'nin 8. ayeti:

1. ve innâ : ve muhakkak biz
2. le câilûne : elbette kılıcılarız,
3. mâ aleyhâ : onun üzerinde olan şeyler
4. saîden : toprak
5. curuzen : kurak

ayet kısa bir ayet ve "curuzen" yani "kurak" kılınan bir yerden bahsediyor. Bir sonraki ayette ise şöyle deniyor:

"Yoksa sen, Ashabel Kehf ve Rakim'in, bizim acayip âyetlerimizden biri olduğunu mu sandın?"


Kuran'da Kabe'nin kurulduğu "ekin bitmeyen" yer için sarf edilebileceğimiz "el curuzi (kurak)" kelimesi Petra'nın eski adı olduğu iddia edilen "rakim" kelimesinden önceki ayette geçiyor.

Kabe'nin yeri => Ekinsiz yer (14:37) = Kurak/Ekinsiz yer (32:27) = Kurak/Ekinsiz yer (18/8) => Raqim/Petra (18/9)

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 11-08-2019, 21:37
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

daha önceki mesajlarımda dikkat çektiğim; Kuran'daki KABE <=> MEDYEN (PETRA) ilişkisinin varlığına ilişkin kelime bağlantılarına örnek vermeye devam edelim;

eSKİ ahitteki anlatıma baktığımızda Hâcer oğluyla birlikte Beer-şeba çölüne gider. (Tekvîn, 21/1-21).

İslami anlatıma göre ise Hacer ve oğlu o zaman ıssız bir çöl olan Mekke'ye götürülmüştür. Oğlunu ve karısını bu ıssız yerde âdeta ölüme terketmek İbrâhim'e çok zor gelmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir:

"Ey rabbimiz, ey sahibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben neslimden bir kısmını senin Beytülharâm'ının (Kâbe) yanında ziraat yapılmayan bir vadiye yerleştirdim. Sen de insanlardan bir kısmının gönlünü onlara meylettir ve çeşitli meyvelerle onları besle ki sana şükretsinler" (İbrâhîm 14/37).

bu iki anlatıma baktığımızda Beer-şeba <=> Kabe eşleşmesiyle karşılaşıyoruz.

Beer Şeba :בְּאֵר שֶׁבַע : "Yemin Kuyusu" veya "Yedi Kuyu" anlamına geliyor.

"kuyu" veya "yemin" olarak çevrilen "בְּאֵר" kelimesini Arapça karşılığına baktığımızda (ب أ ر) harfleri ve Arapçada da "kuyu" anlamına gelen "bi'rin (بِئْر)" kelimesi çıkıyor. Bu kelime Kuran'da sadece bir ayette geçiyor; Hac Suresi 45. ayet.

"Halkı zulmetmekteyken helâk ettiğimiz, böylece duvarları, çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz kuyular, nice muhteşem saraylar vardır!"

peki bu "kuyuları" olan yer neresidir, bir önceki ayet bize cevabını veriyor;

"Ve Medyen halkı da (yalanladı) ve Musa (A.S) da yalanlandı. Fakat kâfirlere, mühlet verdim. Sonra (da) onları aldım. O zaman benim cezalandırmam nasıl oldu?"

açıkça görüldüğü gibi "kuyuların (bi'rin)" yani Eski Ahitteki Hacer'in gittiği "Beer"in olduğu yerle ilgili olarak Kuran bize Medyen'i işaret ediyor.

İslami anlatım ve İbrahim Suresi'nin 37. ayeti ise bize Hacer'in gittiği yerin, zürriyetini yerleştirmiş olduğu "Beytül Haram" yani "Kabe" olduğunu söylüyor.

eğer ayetteki Beytül Haram (Kabe)'den kastedilen yerin bugünkü Mekke değil de Nebatilerin de hüküm sürdüğü Medyen'de bir yer olduğunu kabul ederseniz Tevrattaki Hacer'in gittiği "Beer Şeva" ile Kuran'daki "Beer"ın olduğu Medyen anlatımı birbiriyle örtüşmüş oluyor.

Eski Ahit = Hacer'in gittiği yer = Yedi Kuyu (Beer)
Kuran = Kuyuların (Bi'rin) olduğu yer = Medyen

İslam = Hacer'in gittiği yer = Mekke
Kuran = İbrahim'in zürriyetinin yerleştiği yer (Hacer'in gittiği yer) = Beytül Haram (Mekke)

Sözde İslam alimleri Hacer'in gittiği yerle ilgili olarak Tevrat ve Kuran anlatımının farklılığı üzerine kafa yormaya devam etsin, Medyen = Mekke ilişkisini kabul ettiğimizde Eski Ahit ve Kuran'ın "kuyulu" anlatımının farklı değil tam tersine birbiriyle örtüştüğü görülür.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 05-12-2019, 22:14
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart


Videoda 14;40'a dikkat edelim..Hacer ve İsmail Hicr'e yerleşmiş..
Burası neresi olabilir?
https://whc.unesco.org/en/list/1293/
Burada nebatilerin baş putu Duşara ve Menat'a tapıldığı veya bu yerde,bu tanrılara dair yazılar bulunduğu söylenir..
Kabe'nin önündeki Hıcır'ın diğer adı da el hatim,yani yıkıntı..

1-Hıcır kaya,aynı zamanda döl yatağı demek..
2-Kabe'nin önündeki Hıcır'ın altında İsmail ve Hacer yatıyormuş..
3-İsmail ve Hacer,Taberi'ye göre Hicr denilen yere yerleşmiş..
4-Kabe'nin önündeki Hıcır'ın diğer adı yıkıntı..
5-Hıcır ile aynı manaya geldiği söylenen Petra'nın bir zamanlar depremlerle yıkıldığı söyleniyor..
6-Kabe'nin önündeki Hıcır'ın işaret ettiği,gösterdiği yer,yani kabenin kıblesi;Kudüs'e,Petra'ya ya da Medain Salih(Al Hicr)'e bakıyor olabilir..
7-Al Hicr denilen nebatilerin yerleşim yerinde veya Dan Gibson'un deyimiyle mezarlık yerinde,İsa ile eşdeğer olan Duşara'ya rastlıyoruz..
8-En kutsal köşesi Hıcır olan Kabe'nin tanrısının bir zamanlar İsa olduğu söylenir..
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 04-01-2020, 00:54
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

İncil'de İsa peygamberin şöyle dediği belirtilir;

"Ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım" (Matta, 16/18)

burada geçen "kaya" kelimesi Yunanca çeviride πέτρᾳ (petra) diye geçer. (Bkz.)

ayette geçen "kilise" kelimesi ile her ne kadar bir topluluğun kastedildiği söyleniyor olsa da kaya ifadesi akla (dilimizde de kullanıldığı şekliyle) bina anlamındaki kiliseyi getirmektedir.

bu noktadan hareket edecek olursak ve Kuran'a gelirsek, benzer şekliyle Kuran'da da kaya üzerine inşa edilen bir mescitten bahsedilmektedir.

Kehf 21:
"Böylece biz, onların hâlinden haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların hâlini daha iyi bilir" dediler. Duruma hâkim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler."


bu ayette de mağara yani kaya üzerine mescit yapılmasından bahsedilmektedir. Bu mağara Ashâb-ı Kehf'in kaldığı yer olup Ashâb-ı Kehf'le birlikte ayette anılan diğer kelime "rakim" kelimesidir. Rakim kelimesinin levha, kitap veya mağaranın bulunduğu kentin adı olduğu iddia edilmiştir. Rakim kelimesinin bir yer adı ve "petra"nın diğer bir adı olduğu iddialarını dikkate alırsak İncil ve Kuran'daki "kilise/mescid" anlatımının bunların kurulduğu yer açısından "petra/rakim" konusunda örtüştüğünü görmekteyiz.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
hicr, kabe, kıble, petra, sela


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:38 .